24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Irak Bölgesel Kürt Yönetimi yetkilisi Caber Yaver, peşmergenin Türkiye’den geçeceği bilgisini doğruladı ‘Habur’da görüştük’ u Peşmergenin Kobani’ye geçişi konusunda ABD, YPG ve Türkiye temsilcileri ile ayrı ayrı görüşüp fikir birliğine vardıklarını söyleyen Caber Yaver, ‘’Nereden ve ne zaman gidecekleri konusunda ise Türkiye karar verecek’’ dedi. MAHMUT ORAL Haziran Hareketi’nin Anlamı İktidar partisi bağımlılık labirentinin içinde karanlıkta iş görmeye çalışıyor. Hedefleri, demokratik hakların son kırıntılarını yok ederek “işlerini” daha rahat görebileceklerini sandıkları bir sessizlik ortamı oluşturmaktır. Bu da ancak korkunun yaygınlaştırılmasıyla, “önce güvenlik” sloganıyla, demokrasi savunuculuğundan AKP savunuculuğuna uzun bir yol kat etmiş olan ünlü gazetecinin oğlu Cemil Barlas’ın açıkça söylediği gibi; “bundan böyle sokağa çıkan ya hapse girecek ya mezara” “özlü sözüyle” tarif ediliyor. Olacak iş değildir. Çünkü Türkiye bu türden tehditleri ciddiye almayacak kadar olgunlaşmış bir aydın birikimine, sorgulamayan ve hep öyle kalacağı varsayılan sandık desteğinden çok farklı, sorgulayan, itiraz eden bir muhalefete sahiptir. HHH Zorbalık övgüsünün biat medyasında bol bulamaç yer aldığı günlerde bu tezimiz hiç kuşku yok açıklamaya muhtaçtır. Önce şu “bağımlılık labirentinin karanlığında iş gören iktidar partisi” ile ne demek istediğimize açıklık getirelim. Medyanın özgürlüğü, nesnelliği kendine haram kılmış kesiminin ısrarla gözlerden gizlediği gerçeği söyleyelim. İktidar partisi uzun bir süredir kendi başına politika üretememektedir. Ürettiğini sandığı “politikalar” kelimenin gerçek anlamıyla anında “büyük stratejik ortak” tarafından yalanlanmakta ve derhal düzeltilmektedir. Korku iklimi yaratma çabasının gerekçelerinden birisi de de zaten budur. Sessizlik sağlansın ki bu türden adımlar daha rahat ve “içeriye başka dışarıya başka” yöntemiyle atılabilsin, gerçekler halktan gizlenebilsin. Tekrar edelim; olacak iş değildir. HHH “Önce güvenlik” saçmalığı ile oluşturmaya çalıştıkları rejimin adı bundan böyle daha sık dile getirilecek, içeride dışarıda ipliği tel tel pazara çıkarılacaktır. Hiçbir gerekçenin böyle bir rejimi savunmaya yetmeyeceğini, stratejik ortaklarının, Batı hükümetlerinin bile açık desteğini kazanamayacaklarını, gizli desteklerinin ise işe yaramayacağını kısa sürede göreceklerdir. Boşuna uğraşıyorlar. Daha uçak yere inmeden vazgeçmek zorunda kalacakları hevesler bunlar. Bölgedeki savaş ortamının böylesi “önlemleri” haklı kılacağını düşünüyorlardır belki, ama gerçek tam tersidir. İçeride ve dışarıda kendini gösteren üst düzey gerginlikler, gizli saklı işler çevirmeyi, bunları gizleyebilmeyi değil, tersini güçlendiriyor, dahası zorunlu kılıyor. İkili politikaların, gizli diplomasinin bu devirde ve bu ortamda hiç mi hiç şansı yoktur. HHH Yine de bildiklerini okuyacakları besbelli. Öyle işler yaptılar ki, kurtuluş yolu olarak baskı rejimini koyulaştırmaya çabalamaktan başka bir yöntem akıllarına gelmiyor. Yoktur da zaten. Ya her anlamda ayyuka çıkmış yolsuzlukları itiraf edecek, iflas etmiş politikalardan vazgeçecek ya da “hak belledikleri” yolda, her şeye, her zaman “evet” diyeceğini varsaydıkları sandığın baskı rejimine de “evet” diyeceği varsayımıyla bağımlılık labirentinin karanlıklarında iş görmeyi sürdürecekler. HHH Ama bu kez kazın ayağı öyle değildir. Türkiye’de şimdi farklı bir durum var. Muhalefet hareketleri sessizliklerinden sıyrılıyorlar. Sol hareketin farklı kesimleri, yatay ve dikey, tarihlerinde ilk kez farklı bir yöntemle, farklı bir cepheleşme çabası içine girdiler. Örgütlerin nicel güçlerini yan yana getirme boşuna çabası, yerini ilk kez bileşik bir hareket yaratma bilincine dönüşüyor. Birleşik Haziran Hareketi, öyle anlaşılıyor ki, niteliksel bir değişime, nesnel temellerden güç alabilecek bir gelişmeye işaret ediyor. Soldaki bu gelişme, hem sosyal demokrasinin Türkiye gerçeklerini görme eğilimini güçlendirebilir, sağı değil solu kerteriz almasını sağlayabilir, hem de Kürt siyasetinin kendince zorunlu gördüğü ittifakların zehrinden kurtulmasını sağlayabilir. İktidar partisinin heveslendiği sessiz bir Türkiye yaratma ihtimali bu koşullarda öyle görünüyor ki sıfıra yakın, hatta sıfırdır. ‘Peşmerge 48 saat içinde geçecek’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet) ABD’nin IŞİD kuşatması altındaki Kobani’ye ilk kez silah yardımı yapması ve Türkiye’nin de Irak’taki peşmerge güçlerine izin vermesi sonrası Kobani’ye açılacak koridora dair ayrıntılar netleşiyor. Kuzey Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin, peşmerge güçlerine 48 saat içinde Kobani’ye gitme emri verdiği belirtildi. Barzani’nin partisi KDP’nin dış ilişkilerden sorumlu yetkilisi Hemin Hawrami, önceki gece geç saatte attığı tweet’te, “Başkan Barzani peşmerge birliklerine 48 saat içinde Türkiye üzerinden Kobani’ye konuşlanma emri verdi. Kürdistan için büyük başarı” diye yazdı. İngiliz gazetesi The Times ise “ABD özel güçlerinin eğittiği Kürt birliklerinin, Kobani’deki savaşa katılmak üzere yola çıktığın” yazdı. BBC Türkçenin aktardığına göre Times, “Kürt terörle mücadele birliklerinin üyelerine Kobani’ye gitmeleri ve IŞİD’e karşı savaşa destek vermelerinin emredildiğini” belirtti. Kobani’deki Kürtlerse savaşçıdan çok silaha ihtiyaç duyduklarını vurguluyor. New York Times’a konuşan Kobani Savunma Bakanı ve YPG sözcüsü İsmet Şeyh Hasan, “Mühimmat ve silaha ihtiyacımız var, insan gücüne değil” dedi. ERBİL Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Silahlı Kuvvetler Komutanlığı Sözcüsü ve Peşmerge Bakanlığı Genel Sekreteri Caber Yaver, peşmergenin Kobani’ye geçişi konusunda pazar günü Erbil’de ABD’li yetkililer, Habur Sınır Kapısı’nda Türk yetkililer ve Irak’ın Suriye sınırındaki Fiş Habur Sınır Kapısı’nda YPG’lilerle görüştüklerini açıkladı. Caber Yaver, Kuzey Irak’ın Erbil kentindeki özel ofisinde gazetemize açıklamalarda bulundu. Uçaklarla ağır silah gönderilmesi mümkün olmadığı için Kobani’ye hafif silahlar gönderdiklerini belirten Yaver, “Kobani’de olaylar başladığı zamandan beri hem YPG ile hem Amerika ile hem de Türkiye ile onlara nasıl yardım edebileceğimiz konusunda tartışıyorduk. Sonuç olarak olumlu bitti ve artık silahlar gönderildi. YPG ne kadar istiyorsa, biz de ne kadar daha verebilirsek yardımlarımız devam edecek. Şu anda bizim oraya gönderdiğimiz silahlar Peşmerge Bakanlığı’nın eski silahları. Son süreçte IŞİD’in Irak’a ve Kürdistan’a saldırmasından sonra uluslararası toplum tarafından gönderilen silahları gönderemedik. Çünkü orada bir şart var. Bu şarta göre o yeni gelen silahlar, sadece Kürdistan peşmergeleri tarafından kullanılacak” diye konuştu. Peşmergenin Türkiye üzerinden Kobani’ye ulaşmasının nasıl olacağı konusunda da değerlendirmelerde bulunan Yaver, “Bu konuda hem Amerika hem de Türk yetkililer ile görüşüyoruz. En son Fiş Habur Kapısı’nda dün (önceki gün) YPG’lilerle, burada ABD’liler ve Habur’da da Türk yetkililer ile ayrı ayrı görüştük. Nereden ve ne zaman gidecekleri konusunda ise buna Türkiye karar verecek. Şu anda tam belli değil ama Habur’dan karayolu ile de gidilebilir, uçakla Şanlıurfa’ya oradan da karayoluyla Kobani’ye gidebilirler. Şu anda kesin bir takvim belli değil” dedi. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Peşmerge Bakanlığı Genel Sekreteri Caber Yaver, Kuzey Irak’ın Erbil kentindeki özel ofisinde arkadaşımız Mahmut Oral’a açıklamalarda bulundu. PYD Eşbaşkanı, peşmerge geçişi için sadece teknik detaylar kaldığını söyledi Müslim: Türkiye kabul etti ERBİL (AA) Suriye’deki Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Salih Müslim, Kobani’de İŞİD ile mücadele eden Suriyeli Kürtlere silah görderdiği için Iraklı Kürt Bölgesel Yönetimine teşekkür etti. Müslim, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Parlamento Başkanı Yusuf Muhammet Sadık’ı makamında ziyaret etti. Milletvekilleriyle de görüşen Müslim, Parlamento çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Parlamento Başkanından özel bir talebimiz olmadı. Şu an yürütülen süreci yakından takip etmek için bazı görüşmelerimiz oldu. Kürdistan Parlamentosu, Rojava’daki kantonları tanıma kararı aldı. Bu nedenle Parlamento’ya teşekkür etmek istedim. Çünkü bu karar takdire şayandır” diye konuştu. Kobani’ye ulaştırılan silahlar için de Kürt yönetimine teşekkür eden Müslim, “Gönderilen silahlar, biz Kürtlerindi. Buradaki kardeşlerimizin gönderdiği silahlardı. Bizim için önemli olan halktır. Partiler açısından KYB ve KDP’nin de şüphesiz ki katkısı vardır. Özellikle Sayın Mesud Barzani, bu konu üzerinde hassasiyetle durdu. Onun bu konuda ne kadar çaba gösterdiğine yakinen şahidiz” dedi. Silah yardımının devam etmesini isteyen Müslim, “Çünkü bizi acıtan ve zor durumda bırakan IŞİD’in elindeki ağır silahlardır. Onlar tank ve toplarla bize saldırıyor. Elimizde onlara karşı koyacak silahımız yoktu. Şimdi yeni silahlar geldi. Fakat bunun yeterli olmadığını söylemek lazım. Yardımların artmasını diliyoruz” değerlendirmesinde bulundu. PYD Eşbaşkanı Müslim, Peşmergenin Türkiye üzerinden Kobani’ye geçecek olmasına ilişkin ise “Peşmergenin gönderilmesi için siyasi karar alındı. Türkiye de kabul etti. Bu, Kürtlerin yürüttüğü diplomasinin başarısıdır. İşin sadece teknik kısmı kaldı. Bunun pratize edilmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu. ABD DIŞİŞLERİ SÖZCÜSÜ HARF: DOHUK’TAKİ KÜRT ZİRVESİ Türkiye’den rıza almadık, bildirdik Dış Haberler Servisi ABD Dışişleri Sözcüsü Marie Harf, YPG’ye silah sevkıyatı konusunda Türkiye’nin rızasının alınıp alınmadığı sorusuna “Mesele rızayla ilgili değil… Bunu yapma niyetimizi onlara bildirdik. Başkan (Obama) ve Dışişleri Bakanı (Kerry) bu konudaki niyeti iletti. (18 Ekim’deki telefon görüşmesi) Bunun (PYD’ye yardımın) Kobani çevresinde IŞİD’le mücadele için neden önemli olduğunu anlattı. Bu konuda görüşmeler yaptık” yanıtını verdi. Türkiye’nin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne bağlı peşmerge güçlerinin Kobani’ye geçmesine geçit verileceği açıklamasını memnuniyetle karşılayacaklarını belirten Harf, Kobani’de durumun hâlâ tehlikeli olduğunu anımsattı. Kobani’nin hâlâ düşme tehlikesi bulunduğunu vurgulayan ABD’li sözcü, kenti savunanlara yardım etmeyi sürdüreceklerinin altını çizdi. Harf, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine atıfla “PKK ile PYD aynı şeyler mi” sorusuna, “Amerikan kanunlarına göre farklılar” yanıtını verdi. Böylelikle PYD’yi “terör listesinde” tutmadıkları için “PKK’den farklı gördüklerini” dile getirmiş oldu. Harf, havadan atılan silahlardan bir kısmının ABD’nin peşmergelere IŞİD’le savaşmaları için verdiklerini içerebileceğini de ekledi. ABD ile Türkiye arasında “büyük farklar bulunduğu” görüşünün yanlış olduğunu söylerken, İncirlik Üssü’nün kulanımıyla ilgili soruları “operasyonel” gerekçesiyle yanıtsız bırakan Harf, “ABD’nin uçuşa yasak bölge konusunda fikri değişmedi. Şu an için uygulamayı düşünmüyor” dedi. Kantonlar kalacak anayasa yenilenecek MAHMUT ORAL PG peşmerge istemedi ikna ettik YPG’nin sadece silah yardımı istediğini peşmerge gönderilmesi konusunda onları ikna ettiklerini vurgulayan Yaver, “Peşmergeler, Kobani’nin savunmasından sonra silahlarıyla birlikte geri dönecek. Çünkü onlar Peşmerge Bakanlığı’nın personelleri. Hepsi Irak Kürtlerinden. Aralarında Suriyeli ya da başka uyruklu yok. Bunlar sadece takviye amaçlı gidiyorlar” diye konuştu. Ağustos ayında IŞİD saldırıları başladıktan sonra tüm dünyanın peşmergeye yardım ettiğini, Türkiye’nin de yardım gönderen ülkeler arasında bulunduğunu kaydeden Yaver, yardımların ne olduğu konusunda detay vermedi. Yaver, “Biz hangi ülkeden ne yardım geldiğinden çok, tüm ülkelerden gelen yardımların toplamına bakıyoruz. Peşmergeye yardım gönderen ülkeler çok. Şu anda yardımları gönderenler arasından Amerika, İngiltere, Fransa, Avustralya, Kanada, İtalya, Hollanda ve Almanya’nın da olduğu 8 ülkenin temsilcisi Kürdistan’da bulunuyor. Peşmerge Bakanlığı ile birlikte çalışıyorlar ve operasyon odası oluşturmuş durumdayız” dedi. Y ERBİL Kuzey Irak’ın Dohuk kentinde devam eden Rojavalı Kürt siyasi partilerin birlik zirvesinde yeni kararlar alındı. Buna göre daha önce kanton modeli sürecek ancak Temsilciler Meclisi’ne bağlı olarak çalışacak. Yeni anayasa oluşturulması için de komisyon oluşturulacak. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin Rojavalı Kürt siyasi partilerin ve oluşumların arasındaki sorunların çözümü için Erbil’de topladığı zirve 8. gününü geride bıraktı. Rojava’da yönetimi elinde bulunduran PYD’nin de içinde bulunduğu Demokratik Birlik Hareketi (TevDevm) ve Barzani’ye yakın Suriye Kürt Ulusal Meclisi (ENKS) yetkililerinin de katıldığı zirvede 3 ana konu tartışılıyor. Bunlardan birincisi 31 kişi olması planlanan “Temsilciler Meclisi”. Bu konuda taraflar anlaştı. Mecliste yüzde 40 oranında TEVDEM ve ENKS üye verecek. Kalan yüzde 20 ise diğer etnik, dini ve siyasi gruplar arasında dağıtılacak. Bu meclis, kurucu meclis gibi işlev görecek. Ele alınan ikinci konu ise Rojava’daki kantonların devam edip etmemesi ile ilgili. Daha önce PYD tarafından ilan edilen Cizire, Afrin ve Kobani kantonları varlığını sürdürecek ama Temsilciler Meclisi’ne bağlı olacak. ENKS, kantonların feshedilmesini ve yerine Rojava Kürtlerinin merkezi bir yönetimi olmasını talep ediyordu. Hem ENSK’nin istediği merkezi yönetim oluştu hem de kantonların sürmesi karara bağlandı. Ancak bunun karşılığında yeni bir anayasa yapılması ve bunun için de komisyonlar oluşturulması kararlaştırıldı. Buna göre her iki taraftan eşit sayıda üyeden oluşacak komisyonlar, 2 ay içinde değişmesi gereken yasaları belirleyip, oyçokluğuyla kabul edecek. Yasalar değiştirildikten sonra da Rojava’da seçimlere gidilerek yeni Temsilciler Meclisi belirlenecek. Bu konu başlığındaki tartışmalar, komisyonlar oluşturulana kadar sürecek ve ardından yeni başlığa geçilecek. VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Cemiyetimiz Üyesi, Sürekli Basın Kartı Sahibi, Değerli Meslektaşımız ERDOĞAN’IN GEZİ’DE AĞIR ELEŞTİRİLER YÖNELTTİĞİ CNN MUHABİRİ BAŞBAKANLIK GİRİŞİMİYLE TÜRKİYE’YE GELDİ ‘Dış Mihrak’ sınırda Haber Merkezi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘dış mihrak’ ve ‘ajan’ ilan ettiği Iwan Watson’ın Türkiye sınırındaki haberi için TSK’dan izin talebinin Başbakanlık Basın Müşavirliği’nden geldiği ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gezi Parkı Direnişi sırasında yaşananları aktardığı için ‘dalkavuk’ ve ‘dış mihrak’ ilan ettiği CNN muhabiri Ivan Watson, SuriyeTürkiye sınırındaki TSK noktalarını yerinde inceledi. ABD’li gazeteci, sınırdaki askeri bölgeleri gezerek, “Türkiye’nin sınırı nasıl koruduğuna” ilişkin bir haber yaptı. Erdoğan’ın ‘dış mihrak’ ilan ettiği Watson, TSK’nin nöbet noktalarına girerek, görüntüler de aldı. Cumhuriyet.com.tr’deki haberin ardından Genelkurmay Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Başkanı Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü, bir açıklama yaptı. Watson’ın sınırda haber yapma talebini Kilis Valiliği’ne aktardığını, valiliğin de Başbakanlık Basın Müşavirliği ile birlikte TSK’den Watson için talepte bulunduğunu açıkladı. Özkürkçü’nün açıklamasında, “Adı geçen gazetecinin TSK tarafından daveti söz konusu değil. İzin, Başbakanlık ve Valilik talebi sonrasında verilmiştir” ifadelerini kullanması dikkat çekti. CNN için Gezi Direnişi’ni takip eden Iwan Watson, Erdoğan tarafından çok sert sert eleştirilmişti. FARUK KIRKAN 20 Ekim 2014 Pazartesi günü vefat etmiştir. Kaybı basın topluluğumuzda üzüntü yaratan Faruk Kırkan’ın cenazesi 21 Ekim 2014 Salı günü ikindi namazının ardından Merkez Efendi Camisi’nden alınarak Silivrikapı Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir. Faruk Kırkan’ı sevgi ve saygıyla anıyoruz. Ailesine ve basın topluluğuna başsağlığı diliyoruz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ YÖNETİM KURULU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle