24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Davutoğlu, ‘iç güvenlik reformu’ olarak adlandırılan paketi grup toplantısında açıkladı Maskeli polis devleti EMİNE KAPLAN ANKARA Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı ve “iç güvenlik reformu” olarak nitelendirdiği yasa değişiklikleriyle “hâkim kararı olmadan” vali yardımcısı ya da emniyet amirinin izniyle polis, kişileri tek ya da toplu olarak 24 saat gözaltında tutabilecek, üst ve araç araması yapabilecek. “Maskeyle sokağa çıkanlar” potansiyel suçlu olarak görülecek. “Şiddet ve nefret söylemi” içerdiği gerekçesiyle tweet’ler suç sayılabilecek, molotofkokteyli “silah” olarak tanımlanarak cezaları artırılacak. Hükümet, “reform”un kapsamına “dilekçeyle soyadı değiştirme”, uyuşturucuyla mücadele, Alevilerin sorunlarının çözümü, iş sağlığı ve güvenliği gibi düzenlemeleri de ekleyerek özgürlükleri sınırlandıran değişiklikleri maskeledi. Davutoğlu’nun açıkladığı paket şöyle: ‘Asker sokağa indi’ eleştirilerine önlem Jandarma ve Sahil Güvenlik komutanlıklarının atama ve sicil yetkileri doğrudan İçişleri Bakanlığı’na bağlanacak. Bundan sonra jandarmalar İçişleri Bakanlığı’nın tayini ile özel bir kıyafet giyecek. Bu anlamda hem idari işlerlik hem de toplumsal görünürlük bakımından demokratik, sivil hayatın daha yakın unsurları halinde çalışmaya devam edecekler. Hükümet bu düzenlemeyle özellikle Kobani eylemleri sırasında jandarmanın bazı illerde görevlendirilmesi üzerine “Asker sokağa indi” eleştirilerine karşı da önlem almış olacak. Bu düzenlemeyle güvenlik güçlerinin eylemlere müdahalesinin eleştirildiği tweet’lerin bile suç sayılması gündeme gelebilecek, Twitter’ın yeniden kapatılmasına kadar gidilebilecek. ABD KOBANİ’YE YARDIM GİDECEĞİNİ 2 HAFTA ÖNCE İLETMİŞ si: Kolluk kuvvetlerinin üst ve araç Üst ve araçta arama yetki laylığı: Doğum, evlenme, boşanma Çözüm sürecine ‘soyadı’ ko ve bulundurulması da suç sayılacak. ve ölüm gibi hallerde nüfus müdürlüklerine doğrudan bildirimle tescil yapılabilecek. İsim ve soyisimlerle ilgili mahkeme kararı olmayacak. İsim değişikliği için izin alma zorunluluğu olmayacak. Mahkemeye gitmeden tek bir dilekçeyle “şu soyadını kullanmak istiyorum” denebilecek. Nüfus ve kayıt örneği edevlet üzerinden verilecek. Pasaport ve sürücü belgesi Emniyet Genel Müdürlüğü’nce değil, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından verilecek. Bu düzenlemeyle çözüm süreci kapsamında özellikle Doğu ve Güneydoğu’da isteyen vatandaşlar ad ve soyadlarını Kürtçeyle değiştirebilecek. yüzünü kapatarak gelenler ve sokağa çıkanlar “potansiyel suçlu” sayılacak. Gösterilere silahlı katılanların cezası tutuklu yargılama sağlanacak biçimde 2.5 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacak. Davutoğlu, Avrupa’da eyleme katılanların üzerinde tek bir çakı bile çıksa bunun suç sayıldığını ve gözaltına alındığını belirterek “Kimse silahla gösteri yapacağım deme hakkına sahip değildir” dedi. Maske takan potansiyel suçlu: Eylemlere maske takarak ya da arama yetkisi artırılacak. Davutoğlu, bu yetkinin gerekli izin prosedürleri gerçekleştirildikten sonra kullanılacağını belirtti. Mevcut Polis Vazife ve Salahiyet Yasası’nda, hâkim kararı olmadan güvenlik birimleri üst ve araç araması yapabiliyor. Ancak araçların dışarıdan görünen yerlerinde arama yapılırken, bagajın açılması, üst araması sırasında kıyafetlerin çıkarılması istenemiyor. Yeni düzenlemeyle bu konularda da polise yetki tanınması bekleniyor. Erdoğan operasyonu biliyordu DUYGU GÜVENÇ ANKARA ABD, havadan askeri operasyonla Kobani’ye yardım göndereceğini Türkiye’ye ilk olarak 2 hafta önceki ziyarette iletti. Ankara’nın PYD’ye karşı itirazı ise ABD’nin kararını değiştirmedi. ABD, 3 buçuk saatlik operasyonu sahadaki durumun aciliyeti üzerine hızlandırdı. Öte yandan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da Dohuk’ta olduğu Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ve PYD Eşbaşkanı Salih Müslim arasında görüşmelerde bulunduğu idida edildi. ABD’li kaynaklar Türkiye’nin, Kobani’deki savaşçılara top atışıyla destek de verdiğini ileri sürdü. ABD’nin gerektiğinde hava operasyonu yapabileceği ilk olarak ABD Başkanı Barack Obama’nın IŞİD’e karşı Koalisyon’dan sorumlu Özel Temsilcisi General John Allen’ın Türkiye ziyaretinde iletildi. Ardından sadece askeri makamlar arasında EUCOM ve CENTCOM’dan yetkililerin katılımıyla operasyonun olası güzergâhı ele alındı, ancak Türk tarafı PYD’ye yardıma karşı olduğunu burada da aktardı. Bu askeri görüşmelerin ardından ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, 17 Ekim günü yaptıkları görüşmede de ABD, Kobani’ye yardım gönderme konusundaki kararlılığını tekrarladı ve bunun bir ABD operasyonu olacağını iletti. Hem askeri, hem de siyasi görüşmelerde Türkiye, PYD’ye bakışını aktarırken silah gönderilmesine karşı olduğunu da belirtiyordu. Erdoğan, cumartesi gecesi Afganistan’dan dönerken, ABD uçaklarının Kobani’ye yardım yapacağını biliyordu. Ancak zamanlaması henüz belli olmamıştı ve Türkiye’nin de rızası yoktu. Ardından Erdoğan, “Bizim için PYD ve PKK eştir” açıklamasını yaptı. Ancak Kobani’deki durumun kötüye gitmesi ile ABD gördüğü “aciliyet’ üzerine operasyon kararını hızlandırdı. Erdoğan da Afganistan’dan indiğinde Obama’dan operasyonun kısa süre içinde başlayacağını öğrendi. Operasyon, 04.30’da başladı ve saat 08.00 itibarıyla son buldu. 3.5 saat süren operasyonun gerekirse tekrarlanacağı belirtildi. Ankara bilgilendirildi, operasyona ne Ankara, ne de Şam yönetimi karşı çıktı.Türkiye hava sahası ise kullanılmadı buna karşın İncirlik’ten kalkan insansız hava uçaklarından toplanan bilgi, önceden olduğu gibi ABD’nin Kobani’ye yardım operasyonunda da kullanıldı. ABD’li kaynaklara göre, General Allen’ın Türkiye ziyareti operasyon kararının alınmasında belirleyiciydi. ABD’li kaynağa göre Türkiye, Kobani’deki savaşçılara top atışıyla destek de verdi. Türkiye ise bu atışları sınırdan seken ateşlere karşı misilleme olduğunu belirtiyordu. Türk ve ABD’li kaynaklara göre, iki ülke arasınnda IŞİD’e koalisyon konusunda görüşmeler de devam edecek. idan Dohuk’ta mı? Fidan’ın da Barzani ve Müslim arasında görüşmelerde bulunduğu iddia edildi. Fidan’ın Kuzey Irak ziyaretinde gündemi, peşmergelerin geçişi ve PYD yönetimiyle Erbil arasındaki gerilimin oluşturduğu belirtilirken, Türkiye’den geçişler konusunda görüşmelerin birkaç gün sürebileceği belirtildi. Emniyet görevlilerinin kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanıp kullanmadığının denetlenmesi için Kolluk Gözetim Komisyonu kurulacak. Kolluk Gözetim Komisyonu: İ Vali yardımcısı ya da amire gözaltı yetkisi: Vali yardımcısı ya ş sağlığı ve güvenliği: İş sağlığı ve güvenliğine dönük düzenlemelerin yer aldığı yasa tasarısı, TBMM’ye sunulacak. Top atışıyla destek tihbarat, teknik takip ve dinleme gibi yetkileri önce İçişleri Bakanlığı ve Başbakanlık Teftiş Kurulu’nca denetlenecek. TBMM’de oluşturulacak 17 kişilik, bütün partilerin katıldığı bir komisyona da rapor sunulacak. TBMM’deki komisyon, raporları değerlendirecek. Hükümetin bu düzenlemeyle özellikle cemaatin yaptığı dinlemeleri TBMM gündemine getirerek “paralelle mücadele”ye Meclis’i dahil etmek istediği belirtiliyor. mi: Güvenlik birimlerinin yaptığı is Dinlemeye Meclis deneti da en üst güvenlik birimi amirinin izniyle polise 24 saatlik gözaltı yetkisi verilecek. Savcı, bu süreyi 48 saate kadar uzatabilecek, hâkim karşısına çıkarma süresi ise en fazla 4 gün olacak. Kişisel verilerin korunması: Kişisel verilerin işlenmesi, depoF Zararlar kişilerden tazmin edilecek: Eylemler sırasında olu lanması ve değiştirilmesine ilişkin düzenlemelerin yer aldığı ve TBMM gündeminde bulunan yasa tasarısı, hızla yasalaştırılacak. bilir: Toplantı ve gösterileri şiddete dönüştüren her türlü eylem suç sayılacak. Buna göre gösteriler sırasında güvenlik görevlilerine taş ya da molotof atılması, “dağılın” uyarılarına rağmen eylemin devam ettirilmesi suç kapsamında değerlendirilebilecek. suç: Molotofkokteyli “silah” olarak tanımlanacak. Molotof kullanımı sonucunda binaların, kamu araçlarının yakılması durumunda verilen cezalar artırılacak, molotofkokteyli yapımı Tek taş bile şiddet sayıla Bonzai uyuşturucu tanımında: Bonzai “uyuşturucu” kapsamına şan zararlar, devlet tarafından tazmin edilecek. Ancak olayın faili bulunduğu zaman zarar ona rücu edilecek. Bu konuda zamanaşımı süreleri uzatılacak. ikri haklar: Patent hakları, fikir ve sınai mülkiyet haklarına ilişkin yasa değişikliği yapılacak. ticaret düzenlemesi: Elektronik ticaretin düzenlenmesine ilişkin değişiklik yapılacak. İstanbul Tahkim Mahkemeleri kurulacak. levilerle ilgili çalışma: Paketle ilgili açıklamalarının ardından Alevilerle ilgili de ayrı bir çalışma yapılacağını açıklayan Davutoğlu, “Daha önce çalıştaylar yapıldı, önemli istişareler gerçekleştirildi. Bakanlar Kurulu’nda arkadaşlarımızla yaptığımız değerlendirmeden sonra inşallah en kısa zamanda bu çalıştayların raporlarını bizzat o çalıştaylara katılan bakanlardan isteyeceğim ve onlarla bu konuda bir çalışma gerçekleştireceğiz. Alevi vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgili de önümüzdeki dönemde çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız” dedi. EA Molotofu bulundurmak da alınacak, terör faaliyeti sayılacak. Her türlü uyuşturucu faaliyetinin okul çevrelerine yakın işlenmesi durumunda cezalar iki katına çıkarılacak. Davutoğlu, bonzai işi yapanlarla ilgili olarak “Her biri birer teröristtir. Çünkü gelecek nesilleri yok eden bir eylem içindeler” dedi. ortamda şiddete, teröre, nefrete çağrı içerikli ifadeler suç sayılacak. Yaygın şiddet eylemine dönüşen durum söz konusu olduğunda ise sanal ortamla ilgili gerekli önlemler alınacak. Tweet’ler suç sayılacak: Sanal F Erdoğan’a göre Berkin Elvan hâlâ ‘o çocuk’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Türkiye’nin 90’lı yıllara dönmesine asla müsaade etmeyiz. Polisimize, askerimize bireyin hakkını ihlal edecek yetki vermeyiz, verilen yetkiyi aşmasına da asla göz yummayız” dedi. Okmeydanı’nda polisin gaz kapsülüyle öldürdüğü Berkin Elvan’a yönelik tavrını sürdüren Erdoğan, isim vermeden “o çocuk” ifadesini kullanırken “Maşa olmuştu” dedi. Erdoğan, Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından Ankara’da düzenlenen 2. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, “Birey için özgürlük ne kadar haksa güvenlik de o kadar haktır. Özgürlüğün olmadığı yerde güvenlik olmaz” dedi. Erdoğan, Berkin Elvan’dan bahsederek, “Bir çocuğun ölü bedeni üzerinden her türlü saldırıya maruz kaldık. Bir çocuğu istismar unsuru yapacak kadar alçaldılar. Okyanus ötesinden ölen çocuğun mezhebine de dayanarak timsah gözyaşlarıyla taziye mesajları yayımladılar. Fakat olaylar sırasında öldürülen Burak’ı kimse konuşmadı. Kurban Bayramı’nda et dağıtan gençlerin vahşice katledilmesini kimse görmedi. Bunlar çocuk değil mi? İstanbul’da talihsizce ölen o çocuk için ekmek almaya gidiyordu diye reklamlar tasarladılar. Halbuki hiç alakası yok, maşa olmuştu. O reklamcılar nerede” ifadelerini kullandı. Suriye’de bugüne kadar 300 bin kişinin öldürüldüğünü ancak Kobani için tepki gösterenlerin bu durumu görmezden geldiklerini ifade eden Erdoğan, “Halbuki Kobani’de kimse yok. Kobani’den 200 bin Kürt bizim ülkemizde. ABD’nin hava operasyonu IŞİD’in oradaki kuşatmasıyla ilgili bir konu. Kobani stratejikse bizim için, ABD için değil. Benim için neticesi ölüm olan her şey suçtur” dedi. ‘Kobani bizim için stratejik’ l Davutoğlu: Geçiş yok, görüşme sürüyor ‘PYD ve PKK’ye değil insani destek’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu, peşmergenin Türkiye üzerinden Kobani’ye geçişişi konusundaki görüşmelerin sürdüğünü söyledi. “Kobani’deki çatışmalar devam ederken, PYD veya PKK’ye değil Kobani’deki duruma lojistik ve insani destek sağlaması doğaldır. Kobani’deki durumu dengeleyebilmek, en azından zararları minimize edebilmek için bazı unsurların Kobani’ye geçişi konusunda, insani ve lojistik amaçlı olarak görüşmeler sürüyor. Adımlar atılır ama geçiş başlamış değil. Güzergâh ve miktarı güvenlik açısından konuşmamız doğru değil” diyen Davutoğlu, “Hiçbir şekilde Türkiye’yi son dönemde dahi kana bulamak eylemi içinde olan PKK veya müzahir unsurların geçmesi mümkün değildir. Ama, peşmerge Irak anayasasına göre Irak ordusunun bir parçasıdır” ifadelerini kullandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda aldığı brifingin ardından soruları yanıtlayan Davutoğlu, Kobani protestolarına işaret ederek, “Kobani üzerinden terör estirilmesine rağmen her türlü yardımı yaptık, yapmaya da devam ediyoruz, kamuoyunun bildiği bilmediği” dedi. destek için yardımcı oluyoruz” diyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da NTV’de katıldığı programda “Henüz geçmediler görüşmeler devam ediyor” dedi. Kobani’ye ilişkin haberlere de tepki gösteren Çavuşoğlu, “Kobani olayı sürekli medyada ve bir baskı oluşturuyor. O yüzden bizden bir kara operasyonu yapılması istendi, biz olmaz dedik. PYD bunu da istemiyor çünkü emellerine ters olacak Türkiye’nin orada olması. Ama biz bu düşüncelerden bağımsız olarak ‘kara operasyonu yapmayız’ dedik. Bunlara peşmerge yardım edebilir” ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, “PYD ve IŞİD’in farkı yok. Biz PYD’nin kapsamlı bir şekilde desteklenmesine karşıyız. Desteklenecekse Özgür Suriye Ordusu desteklensin” dedi. Çavuşoğlu PYD’nin uluslararası terör listesinde olmadığını da söyledi ve “PYD böyle devam ederse terör listesine alınabilir” dedi. Oysa ABD, önceki gün yaptığı açıklamada PYD’nin terör örgütü olmadığını söylemişti. Herhalde farkındasınız… Haftalardır tartışılıyor, konuşuluyor: “Kobani düştü düşecek… Hayır düşmedi ve düşmeyecek… Ama IŞİD kent merkezine girdi, bayrak dikti… Hayır orası kentin dış mahallelerinde boş bir bina… İntihar saldırısı… Bombalı araç… ABD havadan IŞİD mevzilerini bombalıyor… Bombardıman işe yarıyor… Yok canım yaramıyor… PYD karşı saldırıya geçti… IŞİD, Kobani’de geri püskürtüldü… Hayır, IŞİD açıklama yaptı, Kobani’yi ille de alacağız dedi… Boş ver propaganda numarası bu. IŞİD kesinlikle püskürtüldü…” Günlerdir böylesi ve bununla sınırlı bir haber sağanağı içindeydik… Ancak iki gündür Kobani ekseninde bir şeyler değişti. Bir: ABD Kobani’ye askeri yardım yapacağını ilan etti ve ardından da 24 ton silah ve mühimmat yardımını havadan Kobani’ye indirdi. İki: ABD, Rojava’daki egemen siyasi güç, PYD’yi terörist bir örgüt olarak görmediğini resmen ilan etti. Üç: Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi, Kobani’yi savunan PYD güçlerine destek olmak üzere peşmerge birliklerini Türkiye üzerinden Kobani kantonuna aktardı. Dört: Kobani’ye yapılan yardımla ilgili Irak Kürdistanı’ndaki iki siyasal güç anlaşmazlığa düştü. Talabani’nin liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Kobani’ye yollanan 24 tonluk silah ve mühimmatın kendi başarıları olduğunu ileri sürerken, Barzani’nin ağırlıkta olduğu IKBY hemen bu yardımın Irak Kürdistanı’ndaki halkın Kobani’ye desteği olduğunu açıkladı… Beş: Mesud Barzani’nin çağrısı ile Rojava’daki Kürtler arasındaki sorunların çözümü ve birliğin sağlanması için Dohuk’ta toplanan doruk toplantısında PYD ile Barzani’ye yakın Suriye Kürt Ulusal Kongresi (ENKS) arasında bir haftadır kesin bir uzlaşma sağlanamıyor. Bir Kürt Devletine Doğru (mu?) Anlaşmazlığın merkezinde Rojava’daki kanton sistemi var. Barzani kanadı bu sistemden vazgeçilmesinde ısrar ediyor; PYD kanadı ise kanton sisteminin “Rojava gerçeğinin” ta kendisi olduğunu savunuyor. Ancak yine de askeri bir işbirliğinin önü açıldı. Peşmerge Kobani’ye yardıma gidiyor… Altı: Türkiye’de “çözüm süreci” birden hız kazandı. Bir yandan “Akil İnsanlar” yeniden bir araya getirildi; Başbakan’la altı saat süren bir toplantı yaptılar. Ardından Başbakan “yol haritası”nın hem Öcalan, hem Kandil tarafından onaylandığını resmen açıkladı. Öcalan için İmralı’da bir sekretarya oluşturma noktasına varıldığı da açıklandı. Son birkaç gün içinde yaşanan gelişmeleri “yedi, sekiz, dokuz” diye sürdürebilirim. Ama bu kadarı bile yeterli. Evet, Kürt cephesinde önemli gelişmeler var… Yukarıda saydığım altı paragrafı, onlara eklenebilecek daha birkaç paragrafı tek tek ele alırsak önemli gelişmeler belki abartı gibi görünür. Ama tümünü birlikte ele alırsak kanımca önemli gelişmelerin bütün ipuçları belirmiş durumda. HHH Anlaşılan o ki ABD ve onun dümen suyunda giden Almanya, İngiltere, Fransa gibi AB’nin ağır topları Ortadoğu’da haritaların yeniden çizilmesinin ve sınırların yeniden belirlenmesinin zamanı geldiği kanısında ve galiba kararındalar… Bu, dört ülkeye (Türkiye, Irak, Suriye ve İran) yayılmış Kürt halkı için bugüne kadarkinden farklı, çok farklı bir gelecek demek. Bu farklı “gelecek” bir Kürt ulus devleti olarak somutlaşabilir. Bu Barzani’nin de düşü. Ortadoğu petrollerine, İsrail’in yanı sıra güçlü ve güvenilir bir bekçi arayışının sonucu ABD ve AB için bir Kürt ulus devleti olabilir. Bunun Barzani liderliğinde yürümesine de aynı kesimlerin itirazları olmayabilir. Ancak Türkiye’de yürüyen “süreç” de finale doğru gidiyor. Sonuçtan kimler mutlu olacak, kimler itiraz edecek? Bunu bugünden kestirmek mümkün değil, doğru da değil. Sonuç olarak bu Kürt siyasal hareketinin değerlendireceği ve cevaplayacağı bir soru. Ancak Kürt siyasal hareketi diye nitelediğimiz, aslında “İmralı Kandil HDP üçgeni” olarak kavramamız gereken kesim bir Kürt ulus devleti konusunda kendisini bağlayan ilkelere sahip. Özeti: Dört ülkeye yayılmış Kürtleri, tek bir ulus devletin çatısı altında toplama hedefi bu kesimlerce çağın gerisinde kalmış bir adım olarak değerlendiriliyor ve onun yerine dört ülkenin ulusal sınırlarını yok etmeden, ancak sınırların bu ülkelerin halkları arasındaki siyasal, ekonomik, kültürel, sosyal ilişkileri engellemeyecek bir dönüşüme uğratılmasını öneriyor. Bu hedef “demokratik konfederasyon” terimi ile adlandırılıyor. Herhalde gözünüzden kaçmadı: Barzani’nin çözümü ile PKKPYD çizgisinin çözümleri uyuşmuyor, tersine çelişiyor. …Ve bu kolay aşılabilecek bir çelişki de değil. HHH Besbelli ki Kürtlerle ilgili bölgedeki gelişmeler önümüzdeki günlerde gündemimizin en tepesine oturacak. Yani daha çok tartışacağız, yazacak, çizeceğiz. Ben bugün sadece sorunun ve konunun “İşte, ABD emperyalizmi Kürt devleti kurduracak, Türkiye’nin, Suriye’nin ve Irak’ın ulusal sınırlarından parçalar koparılıp bu yeni devlete teslim edilecek” gibi kestirme değerlendirmelerle, yalınkat analizlerle kavranamayacak kadar karmaşık olduğuna işaret etmek istedim. Yılmaz: Ben askerin bakanıyım ize kara operasyonu yapın dendi’ Önceki gün yaptığı açıklamada, “Peşmerge güçlerinin Kobani’ye geçişine ‘B Öte yandan, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, peşmergenin Türkiye’den Kobani’ye geçişinde askerin bilgisinin olmadığı iddialarına ilişkin soruya “Benim haberim var. Ben askerin bakanıyım” yanıtını verdi. Mevlüt Çavuşoğlu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle