Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 2014 SALI 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada atacağı adımları, her alanda ayrı saz çalan sorumsuzların altı saatte saptadığı istekler doğrultusunda çözmek mi daha doğru bir demokratik bir yöntemdir, yoksa… …halkın oylarıyla seçilmiş, sorumluluk sahibi milletin temsilcilerinden oluşan Millet Meclisi’nde görüşerek çözüm yolları aramak mı daha geçerli bir yöntemdir? AKP hükümetlerinin Millet Meclisi’nde görüşerek çözüm yolları aramak veya saptamak işine gelmiyor. Bu ülkenin cumhurbaşbaşkanı, başbakanı, akil adamları Millet Meclisi’ne yeğliyorlar. AD de eski başbakan gibi, her biri başka sazdan çalan; Kürt veya Türk olmasına göre siyasete yön vermeye çalışan akil adamları topladı. AKP hükümetleri, Kürt sorununun çözümünde Millet Meclisi’ne başvurup daha ne gibi adımlar atılacağı ya da atılması gereken adımları tartışıp saptamaya çalışacağı yerde, siyasal eğilimlerine göre hareket eden akil adamları milletin seçilmiş temsilcilerine yeğliyorlar. HHH Akil adamlar da hükümete çözüm sürecinde olumlu adımlar atılması için 10 öneri dayatıyor. Çözüm süreci ağır aksak yürümeye çalışırken her biri PKK marifeti olan, okulların yakılması, soygunlar yapılması, insanların öldürülmesi, terör eylemleriyle kentlerin cehenneme çevrilmesinin sorumlusu sanki güvenlik güçleri imiş gibi “çatışmaların devam etmesine son verilmesi veya engellenmesini” salık veriyorlar. İmralı’nın başlattığı, Kandil’den ses getiren ve siyasal varlıklarını Öcalan adından alan HDP’liler, yıllardır İmralı’daki cani sanki basit bir suçtan müebbet yiyerek haksızlığa uğramış biri gibi öncelikle tahliye edilmesini baş koşul olarak öne sürdüler. Önceleri bu kadro İmralı’nın affedilerek özgür bırakılmasını dayattı ve baktılar ki bu dayatmadan sonuç alamayacaklar; şimdi cumhurbaşkanı ve başbakanla aynı düzeyde bir siyaset adamı gibi İmralı’nın çözüm sürecindeki görüşmelerde hazır bulunmasını dayatıyorlar. Tabii İmralı’daki caniye, başka Batılı ülkelerde uygulanan ve yumuşatılmasına hiçbir hükümetin önayak olamayacağı, televizyon dahil iki odalı, bahçeli, küçük bir villada konuk gibi yaşayan Öcalan’a, daha müreffeh bir yaşam sağlanmasını… …ya bu dediklerinin sağlanmasını, aksi halde çözümü desteklemeyeceklerini öne sürüyorlar ve… …bu dayatmaları akil adamlar da destekliyor. Hükümetin akil adamların istek adı altındaki dayatmalarına ne kadar itibar edeceğini gelişmeleri izleyip göreceğiz! HHH AD’nin Amasya dönüşü beraberindeki gazetecilere söyledikleri sonradan yazılıyor. Çözüm sürecinde Kobani eylemlerinden rahatsızlığından söz etmiş ve “bir itirafta” bulunmuş; “çözüm süreci zorlu bir dönemeçte ama toparlarız” demiş. Bu bile AD’nin Kobani eylemleriyle su üzerine vuran İmralıPKK, HDP dayatmalarını nasıl çözümleyeceğini bilemediğinin ve yol gösterici olurlar diye akil adamların görüşlerine gereksinme durumunda kaldığının kanıtı. HHH Oysa bu hükümetin, çözülmesi zorunlu, ülkenin siyasal ve rejimsel geleceğiyle ilgili daha derin bir sorunu çözmesi gerekiyor. RTE’den devraldığı 53 rüşvet sanığı hakkında bu hükümet döneminde bir savcının takipsizlik kararına AD hiç değinmiyor. Yargıda deprem yaratan bu karar, çözüm sürecindeki sıkıntıları da bastıracak önemde bir sorun. Şimdi devlet parasıyla yaptırdığı, sanki gerekiyormuş gibi Söğütözü’ndeki malikanesinde RTE, zaten yıllardır beklediği, rüşvet operasyonunu başlatan savcıları yerlerinden ederek, salla başını al maaşını özetinde görev yapan bir savcı, takipsizlik kararı verince kurguladığı sonuca erişti… …Oh be! Bu sonuçtan doğabilecek bütün sorumlulukları AD’ye yükleyerek, sorumsuz koltukta oturmanın keyfini çıkarıyordur şimdi. Yeni Türkiye’nin yargı adaletine göre: Bu adamların alnının teriyle, rüşvet yoluyla kazandıkları milyarlarca Avro mu? Helal para, hediye! Yıllardır ülkeyi yöneten bu kadro, eski tabirle namusu mücessem… Rüşvetleri açıklayan savcı, yazan, halka duyuran muhalefet var ya.. topu yalancı, Pensilvanya’nın emrinde darbeci! Ya şimdi suçlayıp hâlâ kanıtlayamadığı Pensilvanya ile yıllarca sarmaş dolaş olan nerede? Yeni Türkiye’nin Cumhurbaşkanı! HABERLER Denizin yarısında alabora olmuştuk ANKARA Başbakan Davutoğlu ile akil insanlar heyetlerinin yaklaşık 11 saat süren toplantısında çözüm sürecinde gelinen aşama, Kobani eylemleri ve hükümetin gündemindeki yeni güvenlik paketine ilişkin çarpıcı değerlendirl Heyet üyelerinmeler yapıldı. Davutoğlu, toplantıden Doğu Ergil, toplanda Kobani eylemleri ve bu çerçetının olumlu bir havavede HDP’nin tutumunu eleştirirda gerçekleştiğini belirken HDP’ye ay başında bir yol hatirken “Hava çok olumritası sunduklarını ve bu harita üzeluydu, ama bu iş havayrinde mutabık kaldıklarını ifade etla değil; eylemle, siyati. Davutoğlu, Kobani eylemleriyle si iradeyle oluyor” dedi. sürecin zarar gördüğünü anlatırken Davutoğlu’nun toplantıde “Biz çözüm sürecinde denida, kendilerine verdiği mesajzin yarısını geçmiştik. Bindiğimiz lara da değinen Ergil, şunlatekne alabora oldu, ama düzeltrı kaydetti: “Bir kere ‘ortak aktik. Biz yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. lın vicdanla buluşturulması lazım, insana yönelik olmayan Davutoğlu, bu çerçevede gündemhiçbir karar ve girişim başarıde olan yeni güvenlik paketiyle ilgili lı olamaz’ dedi. İkincisi, millieleştirileri de “Biz AB’de olmayan yetçi, dinci, bölgeci kimliklerin herhangi bir düzenlemeyi getirulusal bütünlüğü sağlayamameyiz. Mesele bizim meselemizyacağını ifade etti. Bizim artık dir, orada olmayan bir şeyi getirbu toprakların çocuğu olmak, meyiz” sözleriyle yanıtladı. Dünyanın hiçbir ülkesinde toplumsal olay devletin bir ferdi olmaktan heyecan ve bağlılık duymamız ve larda gözaltına almaların savcının bu duygularının bütün topluiznine bağlı olmadığını belirten Dama yaygınlaştırılmasının gerevutoğlu, kamu düzeni ile özgürlükğini vurguladı. Başbakan, bu ler ekseninde ayrıntılı bir çalışma sürecin hükümet temsilcileyapacaklarının mesajını verdi. riyle PKK ve liderliği arasındaDavutoğlu, ayrıca Kobani eyki görüşmelere indirgenmiş bir lemleri sonrasında ortadan kalbarış süreci olmadığının andırıldığını söylediği kamu düzenilaşılması gerektiğini söyledi.” nin Güneydoğu’da sağlanmasına Akil insanlar projesinin de arkadar süreci izleyecek bir hakem tık sonuna gelindiğini belirten ya da üçüncü göz oluşumunun mümkün olmayacağını söyledi ve Ergil, bundan sonra yeni çalışma gruplarının devreye girebikamu düzeninin bozulması konuleceğini ifade etti. sunda HDP’yi suçladı. l Heyet üyesi Celalettin Can toplantının en olumlu yanının hükümetin Öcalan konusundaki olumlu eğilimi olduğunu söyledi. Bazı heyet üyelerinin Öcalan’ın şartlarının iyileştirilmesi ve mesajlarını doğrudan kamuoyuna sunabilmesi noktasında öneriler sunduklarını belirten Can, “Bana göre hükümetin de Öcalan’ın doğrudan kamuouyuna mesaj verebilmesi ve koşullarının olumlu hale getirilmesi noktasında olumlu bir eğilimi var” dedi. Can, “Başbakan, Kobani’ye insani yardımların yapıldığını, Özgür Suriye Ordusu’nun desteklendiğini söyledi. Ben de kendisine Kobani kantonu eş başkanı Enver Müslim’in mektubunu verdim. Mektupta, Müslim’in Türkiye ile kardeşçe yaşamak istedikleri, insani koridorun önemi ve özellikle yaralılar konusunda yaşanan sorunlar anlatılıyor” dedi. Davutoğlu’yla buluşan akillerin toplantı notları GÜNDEM MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada ... koparılışının 15. yılındayız. Kışlalı’nın düşüncelerini, günlük olaylar karşısındaki yorumlarını, bugünkü güncel gelişmelerle birlikte gözümün önüne getirince şunu söylemeden edemiyorum: “Ahmet Taner Hoca Türkiye için, bizler için ne büyük kayıp. Ahmet Taner Hoca’nın düşünceleri ne kadar güncel...” 21 Ekim 1999 Perşembe sabahı Ankara büromuzda olağan gündem toplantısının bitiminin hemen ardından odama geçtiğimde, saat 9.45 sıralarında acı bir telefon geldi. Kışlalı, aracına binerken ön camına bir kutu içine konan bombanın patlaması sonucu ağır yaralanmış ve hastaneye kaldırılmıştı. Bütün umudumuz yaşıyor olmasıydı. Hastanenin giriş katındaki görevliler tek cümle söyleyip bıraktılar, “Başınız sağ olsun.” Bugün genç kızlığa yürüyen kızı Nilhan Nur henüz 1 aylıktı. Doktorların bir kaygısı da minik bebek ve annesiydi. Hastaneden gazeteye dönerken ne yapacağımızı biliyor olmanın çaresizliği içindeydik. “Susturamazlar”, “Yılmayacağız” gibi kararlı bir başlıkla 8 sütuna manşet atacaktık, tepkileri hemen altında verecektik, gazetenin önüne gelen, Anadolu’nun değişik kentlerinde meydanlarda buluşan hüzünlü insanların fotoğrafları ve tepkileriyle devam edecektik. Daha önce katledilen Prof. Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Doç. Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Turan Dursun’un ardından bir Cumhuriyet aydınını daha teröre kurban vermiştik. HHH Kışlalı’nın o gün bedeni yaşamdan koparılmıştı. Ama ruhu yaşamaya devam ediyordu. Bir bakıma onu katledenler hedeflerine tam olarak ulaşamamışlardı. Kışlalı, gerek öğrencileriyle, gerek fikirleriyle, gerekse bıraktığı eserlerle her şeye karşın karanlık gidişin önünde sönmeyen bir meşale gibi yanmaya devam etti. Kışlalı’yı katledenler, sonraki yıllarda her şeye rağmen güçlenen tam bağımsızlıkçı, yurtsever, Atatürkçü düşünceleri benzer yöntemlerle bitiremeyeceklerini anladılar. Bedenleri ortadan kaldırılan aydınların her şeye karşın ruhları yaşamaya devam ediyordu. Çareyi bedenlerden önce ruhları öldürmekte aradılar. Bu nasıl olacaktı? Yurtseverler, Atatürkçüler bir bir tutuklanacak, ucu belirsiz davalarda yargılanacak, cezaevi yaşamına dayanamayacaklar, çok geçmeden ruhen ve bedenen iflas edecekler, pişmanlıklarını dile getirecekler, operasyonları gerçekleştirenler topluma da şunu söyleyecekler: “Bakın işte sizin bu ülke için her şeyi yapar dedikleriniz bir yıl bile dayanamadı, ruhunu teslim etti. İşte fikirler de bu kadar güçlüymüş...” Ama bunu da başaramadılar. Türkiye bu karanlık gidişi Anadolu’nun gücüyle sayıları az da kalsa yurtsever aydınların gücüyle aşacak. HHH Girişte Kışlalı’nın ne kadar güncel olduğunu vurgulamıştık. Bugün Mustafa Kemal’e, Kurtuluş Savaşı’na, Cumhuriyet devrimlerine saldıranlar işlerini kolay yapsın diye Kışlalı’ları katlettiler. Bu karanlık dönemi aşacağımıza olan inancımızın yanında bugünkü tabloyu da tüm çıplaklığıyla aktarma sorumluluğumuz var. Aydın tariflerinden biri şudur: “Gerçek aydın ülkesinin geleceğine harç taşıyan kişidir.” Bugünkü baskın aydın yapısı ise ne yazık ki geleceğin Türkiyesi’ne harç taşımak yerine iktidarın haracını yemeyi tercih ediyor. Topluma ve ülkeyi yönetenlere gerçekleri söylemekle sorumlu kişiler iktidarın kucağında iktidarın düşüncelerini topluma kabul ettirme işlevini üstlenmiş durumdalar. Bu yapıyı en iyi deşifre edebilecek ve karşısında bir sıradağ gibi durabilecek aydınların başında Kışlalı geliyordu. Bedeninin aramızdan ayrılışının 15. yılında Kışlalı’nın anısı önünde eğiliyoruz, dimdik duran fikirleriyle geleceğe yürüyoruz. Erdoğan: Bizim sistem başkanlık da değil yarı başkanlık da Anlayamazsınız BULDAN: DAVUTOĞLU ERDOĞAN’IN YOLUNDA MAHMUT LICALI ANKARA AKP’nin, “süreçte hareketlilik yaşanacak” diye sinyalini verdiği çözüm sürecinde müzakere aşamasına geçiş öncesi bazı somut adımların atılması bekleniyor. Bu kapsamda bugüne kadar Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesi ve İmralı ile farklı heyetlerin görüşmeler yapması hükümet kanadında da seslendirilmeye başlanırken sürecin başında oluşturulan akil insanlar heyeti tekrar aktif bir şekilde sürece dahil olacak. Akil insanlar heyetinden bazı isimlerin İmralı’da görüşmeler yaparak İmralı’yla süreç kapsamında görüşmeler yürüten HDP ve devlet heyetlerinin yanı sıra yeni bir heyet yapısına kavuşabileceği dile getiriliyor. Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesi yönünde hükümetin öncelikli olarak İmralı’da bir sekretarya oluşturulmasına imkan tanıyarak süreç kapsamında adada yürütülen çalışmalar ile Öcalan’ın yapacağı görüşmelerin söz konusu sekretarya aracılığıyla kayıt altına alınacağı ifade ediliyor. Ancak tam bu noktada, Davutoğlu’nun HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’a yönelik sert çıkışı ise akılları karıştırdı. Davutoğlu, gazetecilere “1 Ekim günü Demirtaş’ı Başbakanlık’ta kabul ettim. Olaylar çıktı. Bir daha da benim yanıma gelemezler. Önce duracaklar, şimdi de gelemezler, bu kadar kolay değil, ucuz da değil” diyerek Demirtaş’la bir daha görüşmeyeceğini ilan etti. Bu durum kulislerde HDP’nin süreç kapsamındaki etkinliğinin azaltılacağı ve sürecin dışına itileceği yönünde değerlendirmelere neden oldu. HDP’nin İmralı heyetinde yer alan Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yolundan gitmeye başladığını belirterek “Bu açıklama kendisine hiç yakışmamıştır. Bir ülkenin Başbakanı, ideolojisi ve düşünceleri ne olursa olsun bir ülkeyi temsil ediyorsa bütün liderle konuşması gerekir” diye tepki gösterdi. FIRAT KOZOK ANKARA Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yurtdışında Türkiye’nin sisteminin tam olarak anlaşılamadığını belirtirken, “ABD ziyaretimde Joe Biden bana ‘Siz Obama’dan daha güçlüsünüz’ dedi. Bizim sistem ne yarı başkanlık ne başkanlık... Anlamakta zorluk çekiyorlar” dedi. Sistemin evrensel ilkelerinin belirginleştirilmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, Bakanlar Kurulu’nu toplayacağını yineledi. Erdoğan, bunun gerekçesini de “Gelişmeleri medya aracılığıyla öğrenmek yerine birinci elden bilgi almak, projeleri yönlendirmek gerekiyor” diye açıkladı. Erdoğan’ın başkanlık edeceği ilk Bakanlar Kurulu ile ilgili çalışmalar sürüyor. Erdoğan, kabinenin çalışmalarına müdahil olacağı yönünde daha önce de çeşitli mesajlar vermişti. Erdoğan bu çerçevede Yatırımları Takip Daire Başkanlığı adı altında yeni bir birimin faaliyet göstereceğini açıklamıştı. Başbakan Davutoğlu’nun göreve gel dikten medya temscileriyle buluşmasında “Muhatabınız artık benim, Cumhurbaşkanı değil. O siyaset ve partiler üstü bir konumda” demesine karşın Erdoğan, bugüne kadar verdiği mesajlarla “partili cumhurbaşkanı” kimliğini pekiştirdi. ÇENESİNDEN YARALANDI Buldan: Yakışmadı Yol kesen grup ateş açtı: 1 polis yaralı n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Merkez Sur ilçesinde dün akşam saatlerinde bir grup IŞİD’in Kobani’ye saldırılarını protesto etmek için yol kesti. Ellerinde pompalı tüfekler bulunduğu belirtilen grup, yoldan geçen bazı araçların kontak anahtarlarını alarak trafik akışını engelledi. Kimlik kontrolü yapan göstericilere polis müdahale etti. Göstericiler polise el yapımı patlayıcı, havai fişeklerle saldırdı. Olay yerine gelen takviye polis ekibine pompalı tüfekle ateş açılırken 1 polis memuru yaralandı. Çenesinden yaralandığı belirtilen polis memuru tedavi altına alındı. Polisin de karşılık vermesiyle ara sokaklara kaçan saldırganların yakalanması için geniş çaplı soruşturma başlatıldı. Şehit Mehmet Aslan Polis Karakolu’nun arka sokağına yaklaşan kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından karakolun yaklaşık 50 metre uzağına peş peşe 2 adet ses bombası attı. Karakolun çevre güvenliğini alan nöbetçi polisler, uzun namlulu silahlarla havaya uyarı ateşi açtı. Biden Erdoğan’a kabulleri sırasında yöneltilen bir diğer soru da başkanlık sistemi ile ilgili oluyor. Sistemin evrensel ilkelerinin belirginleştirilmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, son BM toplantısında dünya liderlerinin kendisine Türkiye’deki sistemin hangi ülkeye benzediğini sorduklarını, kendisinin de hiçbir ülkeye benzemediğini belirtip “Türkiye’ye özgü” olduğunu söylediği öğrenildi. ABD’deki temasları sırasında ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile görüştüğünü anımsatan Erdoğan, Biden’in kendisine, “Siz Türkiye’deki konumunuzla Obama’dan da güçlü durumdasınız” dediğini söylerken, kendisinin buna “Olur mu?” diyerek itiraz ettiğini belirtti. Obama’nın IŞİD’le mücadele kapsamında kendi kararıyla 500 milyon dolar bütçe ayırabildiğini anımsatan Erdoğan, kendisinin Obama kadar rahat olmadığını vurgularken, “Bizim sistemimiz başkanlık da değil, yarı başkanlık da değil. Dolayısıyla bizim konumumuzu anlamakta zorlaErdoğan nıyorlar” dedi. İfade özgürlüğü ve yerinden yönetim iden: Obama’dan güçlüsünüz B Hükümet Öcalan konusunda olumlu FIRAT KOZOK l Bir diğer heyet üyesi araştırmacı Tarhan Erdem, süreçte gelinen aşamayı yeterli bulmadığını belirtirken, “Yerinden yönetim” ve “ifade özgürlüğü” konularında adımlar atılmadan sürecin başarıya ulaşamayacağını söyledi. Erdem, şöyle konuştu: “Yerinden yönetim olmadan mesele hallolmuş sayılmaz. İkincisi ise ifade özgürlüğü... Bu özgürlük, insanların düşündüklerini söyleyebilmeleri ve bunu yaygınlaştırıp örgütleyebilmeleridir. Tabii burada evrensel bir kural var. Şiddeti teşvik etmeyecek açık ve yakın tehlike arzetmeyecek. Bu şartlar yerine gelene kadar hükümet uğraşıyor.” Akiller yerine çalışma grupları Yeni elçiye jet kabul ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’nin Francis Ricciardone’nin yerine atadığı yeni büyükelçisi John Bass, cumartesi günü Türkiye’ye geldikten sonra Ankara’daki ilk mesai gününde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a güven mektubunu sundu. Dün dört ülkenin büyükelçisinden güven mektubu alan Erdoğan’a soru sorulmasını engellemek için kabullere yalnızca foto muhabirleri ve kameramanlar alındı. Bass, Dışişleri Bakanı John Kerry’nin özel asistanlığını yürütüyordu. Büyükelçilerin Köşk’e güven mektubu sunmaları zaman zaman günler, hatta haftalar alabiliyor. İhvan’a destekte ilk geri adım DUYGU GÜVENÇ ANKARA Türkiye’nin Ortadoğu’daki İhvancı gruplara verdiği destekte ilk geri adım Libya’da geldi. Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi sıfatıyla AKP Genel Başkan Yardımcısı Emrullah İşler, Libya’ya gitti. İki günlük ziyaret için Arap kaynaklar, Ankara’nın yönetimi tanıma konusunda ve İhvan yanlılarına destek vermeyecekleri konusunda söz verdiğini belirtirken, “İhvan muhalefetini desteklemekten vazgeçip geçmediklerini göreceğiz” yorumunu yaptı. Kaynaklar, İşler’in ziyareti öncesinde de Türkiye’nin İhvan yanlısı grupları desteklemeyeceği konusunda güvence verdiğini belirtti. Libya’da devam eden iç savaşta Katar ile birlikte İhvan yanlısı Nuri Busehmin’i destekleyen Türkiye’ye, başta Washington ve Batı yönetimle ilişkiye geçmesi için baskı yapıyordu. Busehmin ise Libya yönetimini tanımayacağını belirterek kendi yönetimini ilan etti. Dışişleri’nden yapılan açıklamada, “İşler’in Libyalı yetkililerle gerçekleştireceği görüşmelerde, Libya’da mevcut çatışma ortamının sona erdirilerek barış ve istikrarın sağlanabilmesini teminen ülkemizin görüşlerini aktarması ve Türkiye’nin Libya’ya verebileceği desteği ele alması öngörülmektedir. Libya’nın siyasi istikrara ve dost ülkelerin desteğine en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde gerçekleşmekte olan sözkonusu ziyaret, Türkiye’nin kardeş Libya halkıyla dayanışma içinde olduğunun vurgulanması yönünde de fırsat teşkil edecektir” denildi. Açıklama öncesinde Libya’daki silahlı gruplarla Türkiye, karşı karşıya gelmişti. Emekli General Halife Hafter, Katar ve Türkiye’nin petrol ve uranyum kaynaklarını ele geçirmek için Libya’ya müdahale etmekle suçlamış ve “Türkiye ve Katar, Libya’da terörist gruplara silah ve para desteği veriyor” demiş ardından da Türklerin Libya’yı terk etmesi için 48 saat süre tanımıştı. Türkiye ve Katar’ın Libya’nın petrol, altın ve uranyum gibi servetleri peşinde olduklarını ifade eden General Hafter, Libya milli ordusunun teröristlerin kökünü kazımaya devam edeceğini söylemişti. Seçimlerin ardından çatışmalar devam ederken, 2 gün önce ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya yaptıklar ortak açıklamayla Libya’da şiddet ile çözüm aranmasını kınamış ve uluslararası toplumu da ülkedeki bölünmeyi derinleştirecek adımlardan kaçınmaya çağırmıstı. 2011’de Kaddafi’nin devrilmesinden bu yana iç savaşır sürdüğü Libya’da biri Tobruk’ta biri de Tripoli’de 2 parlamento var. Yurt Haberleri Servisi Kobani protesto eylemleri sırasında PKK ve Hizbullah arasında çıkan çatışmada Bingöl’ün Karlıoava ilçesine bağlı Alpiran köyünde 9 Ekim’de Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen HüdaPar üyesi Cengiz Tiryaki, evinin taranması sonucu ağır yaralanmıştı. Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören Tiryaki dün yaşamını yitirdi. HüdaPar üyeleri Tiryaki’nin “şehit” olduğunu savunurken sosyal medyada intikam yeminleri etti. HüdaPar’dan intikam yeminleri SİİRT (Cumhuriyet) Siirt’te Kobani için düzenlenen eylemler sırasında Eruh ilçesi yolu üzerindeki İl Halk Kütüphanesi ateşe verildi. Yakılan kütüphanenin yerine, Güres Caddesi üzerine valilik tarafından kiralanan bir bina kütüphaneye dönüştürüldü. Yeni kütüphanenin açılışı dün öğleden sonra yapıldı. Bu sırada yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki, eski kütüphane binasının ikinci kez ateşe verildiği haberi geldi. İtfaiye ekipleri, kısa sürede yangını kontrol altına aldı. Eskisini 2. kez yaktılar