29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM 2014 CUMA 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada ... politikadaki akla ziyan kararları gözü kapalı onaylamalarından kaynaklanan sorumluluğu üstlenerek tarihsel vebali de yüklendiklerinin acaba farkında mı? Demokrat Parti Meclis grubunun, DP örgütünün Adnan Menderes’in ne derse, ne yaparsa her dediğine ve yaptığına eyvallah demelerinin başlarına ileride nasıl bir sorun, sonuç açacağını hesap etmemelerinden kaynaklandığını anladılar; ama çok geç anladılar. HHH 195060 arasının,1970’lerin çok geride kaldığını sandığımız sırada, bir de bir sabah gözümüzü açtık ki, AKP hükümeti 23 kişinin ölümüne, bazılarının linç edilmesine engel olamadı ve.. ...1970’lerdeki âciz hükümetler gibi, yakıp yıkan kargaşaya ancak ara verilmesini sağlayan birçok kentte sokağa çıkma yasağı ilan etti. Çaresizlik, İçişleri Bakanı’nı şiddete şiddetle karşılık vereceklerini açıklamaya zorladı. Ülkede kardeş kavgasına son vereceği, toplumsal barışın yıllarca öncüsü olduğu izlenimi veren AKP’nin maskesi bir iki günde düştü. Karşımıza, sürekli eleştirdiği yıllardaki olaylara benzer, hatta daha da öteye yorumlanacak... … bu iktidarın iç barışı ancak polise, ola ki askere de uygulatacağı şiddetle sağlayacağını açığa vuran gerçek bir yüz çıktı. Başbakan da güvenlik zirvesinden sonraki açıklamalarında; şiddet uygulayan, yakıp yıkan eski başbakanlarının pek sevdiği ifadeyle vandalizme bütün güvenlik güçlerine şiddet uygulamaları emrini verdiklerini söyleyerek, İçişleri Bakanı’nın daha önceki eleştiri konusu olan aynı paraleldeki söylemini doğruladı. HHH Başbakan’ın son açıklamalarından anladık ki, hükümet şimdi kanlı olayların sorumluluğunu yükleyeceği bir veya birkaç günah keçisi arıyor. Çok zaman öncesine de değil, birkaç hafta öncesine dönüp bakmıyor.. Başarılara imza atacağını sandığı gizli veya açık, Kürt kenti Kobani’ye IŞİD saldırısı başlar başlamaz uygulayacağını vaat ettiği politikasının gerçekleşmemesi sonucu ülkede kanlı olayların başladığını değil düşünmek, anımsamayı bile aklından geçirmiyor. IŞİD’le savaşan PKK yandaşı terör örgütünün liderleriyle, HDP eş genel başkanları ile görüşen AD, Kobani’yi savunan PYD’ye gerekli yardımı yapacaklarını vaat ettiğini, ne ki bu vaatler yerine gelmeyince ve.. ...HDP’nin sokağa çık emrinden sonra son olayların başladığını da görmezden geliyor. Hâlâ kafa aynı kafa. HDP’yi sokağa çık emrini verdiği için suçlayan AD, patronundan menkul siyasal bir rahatsızlığın tutsağı. Son olayların sorumluları listesine hiçbir dayanağı olmayan suçlamayla CHP’yi de koydu. Peki, ama neden? Kılıçdaroğlu’nun “son olaylar hükümetin Ortadoğu bataklığını ülkemize çekmesi sonucu olduğunu” içeren söylemi mi acaba? Şayet hükümet gerçeğin ifadesi olan bu sözlere kafayı taktı ise iç politika dehlizlerinde dolaşan her olayda illaki CHP’yi suçlayarak aklanacağını sanan politikaya yine teslim olmuş demektir. Başbakan’ın son olayların sorumlusu HDP’yi göstererek suçlamasına gelince; Eş Genel Başkan Demirtaş bu suçlamayı reddediyor ve “insanların sokakta şiddete başvurmalarını, bayrağı ve Atatürk heykel ve büstlerini yakmalarını, okullara saldırıları kınadıklarını” söylüyor. Peki, ama sorumlu kim? Yanıtlıyor: Kanlı, yıkan yakan olayların sorumlusu HDPliler, PKK’liler değilmiş, malum suçlamayı kullanıyor: Provokatörler olduğunu iddia ediyor. Bu Başbakan da öteki gibi heykellerine büstlerine saldırılara sert tepki gösterememesi bir yana, Atatürk adını söylememek için RTE gibi laf cambazlığı yapıyor. Hükümet HDP’nin sokağa çıkın emrini kanıtlayarak bu parti hakkında ne yapmayı düşünüyor? Soruşturma açabilecek mi? Yoksa bütün hatalarının sorumluluğunu iç siyaset malzemesi yaparak MHP hariç, diğer partilere yükleyerek sütten çıkmış ak kaşık rolünü topluma yine yutturacağını mı sanıyor? Başbakan’ın güvenlik zirvesinden sonraki son açıklamaları bu sorunun içerdiği AKP iktidarında pek çok örneğine tanık olduğumuz bu olasılığı akla ve gündeme getirmiyor mu? HABERLER NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: Türkiye’nin kendini savunacak gücü var Tampona hayır DUYGU GÜVENÇ Güvenli ya da uçuşa yasak bölge masada değil Türk diplomatik kaynaklara göre, Bakan Çavuşoğlu görüşme sırasında Türkiye’nin sınırlarında yaşanan sorunlara işaret etti ve “Suriye’de güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge konusunun NATO’nun gündemine alınmasını” istedi. Çavuşoğlu, bu konunun ittifak üyeleri arasında tartışılmasını istedi ve bunun Brüksel’deki daimi temsilcilik aracılığıyla da gündeme taşınacağını Stoltenberg’e iletti. Ancak görüşmenin ardından basının karşısına geçen Stoltenberg, Türkiye’nin bu konudaki taleplerine kapıları kapattı. Stoltenberg şöyle dedi: “Bu konuyu görüşmemizde de ele aldık. Bugün Suriye çevresinde Kobani’deki problemlerden çıkış konusunda basit veya doğrudan bir yol olduğunu düşünmüyorum. Bu konu (uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge) bugüne kadarki NATO tartışmalarında masada yer almadı.” IŞİD’e karşı uluslararası çabaları memnuniyetle karşılayan Jens Stoltenberg, Türkiye’nin NATO’nun güçlü bir müttefiki olduğuna işaret ederek, “NATO zaten Türkiye’ye Patriot bataryalarını yerleştirmiş durumda ve bunu Türkiye’nin talebi üzerine Türkiye hava savunmasını güçlendirmek istediğinde yaptı. Bu bataryalar gerçekleştirilebilecek füze saldırılarına karşı yerleştirildi. Yani mesele NATO’nun ne zaman Türkiye ile dayanışma göstereceği değil. NATO zaten bu dayanışmayı gösteriyor. Türkiye, NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip ve kendisini savunma kapasitesi var ama her anlamda Türkiye’yi desteklemeye devam edeceğiz çünkü bu bizim ortak güvenliğimizin bir parçası.” ESAD ŞARTI ANKARA NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Genel Sekreterlik koltuğuna oturduktan sonra Türkiye’ye ilk ziyaretini yaptı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla görüşen Stoltenberg daha sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel ile bir araya geldi. Davutoğlu Patriot istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’i kabulünde, “Başta Patriot’lar olmak üzere NATO’nun bu süreçte yaptığı katkılar önemli” ifadesini kullandığı öğrenildi. Başbakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre, kabulde Davutoğlu ile Stoltenberg, Suriye, Irak ve bölgedeki gelişmeleri NATO çerçevesinde ele aldı. Davutoğlu görüşmede, bölgenin zor bir dönemden geçtiğine işaret ederek NATO’nun ilgilenmesi gereken hemen hemen tüm sorunların Türkiye’yi ya da komşularını doğrudan ilgilendirdiğini kaydetti. Davutoğlu’nun ayrıca, “Başta Patriot’lar olmak üzere NATO’nun bu süreçte yaptığı katkı önemli” ifadesini kullandığı belirtildi. Stoltenberg ise NATO’nun yaşananlardan en çok etkilenen ülke olan Türkiye ile dayanışmasını göstermek için burada olduğunu bildirdi. NATO’nun her zaman Türkiye’yi savunmaya hazır olduğunu vurgulayan Stoltenberg, NATO’nun böylesi kritik bir bölgede Türkiye gibi güçlü bir üyesi bulunmasının şans olduğunu ifade etti. l Bakan Mevlüt Çavuşoğlu Türkiye’nin Kobani konusunda neden harekete geçmediği sorusuna, “bölge güvenliği için kapsamlı bir strateji gerek” yanıtını verdi ve Türkiye’nin önceliğinin ve şartının Esad’ın gitmesi olduğunu şöyle dile getirdi: “Esad rejimi bugün Suriye’deki, bölgedeki istikrarsızlığın sebebidir. Radikal unsurlar bu ortamdan doğmuştur ve Suriye’de siyasi bir değişim şarttır. Esad rejimi kaldıkça bugünkü durum devam edecektir. Bugün IŞİD’den bahsediliyor, yarın hangi terörist grubun çıkacağı tahmin bile edilemez.” Çavuşoğlu, Türkiye’nin Suriye’ye olası müdahalesi için de “Müttefiklerin hava saldırılarını desteklediğimizi söyledik ama sadece hava saldırıları ile arazideki güç dengesi değiştirilebilir, kısa vadeli durdurulabilir ama IŞİD ve diğer terör örgütlerinin temizlenmesi için yeterli değildir. Hava operasyonu dahil her türlü opsiyon değerlendirilmelidir... Her şeyden önce safe zone (güvenli bölge) ve noflyzone (uçuşa yasak bölge) oluşturulması gerekiyor. Türkiye’nin tek başına kara operasyonu yapmasını beklemek de gerçekçi yaklaşım değildir” dedi. Çavuşoğlu, Allen’e gecikti Davutoğlu ile NATO Genel Sekreteri’nin görüşmesine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da katıldı. Çavuşoğlu, yaklaşık 1 saat 15 dakika süren görüşme için ABD Başkanı Barack Obama’nın IŞİD’le Küresel Mücadele Koalisyonu Özel Temsilcisi John Allen ile görüşmesine geç kalmak zorunda kaldı. Ankara umudunu kesmedi Türkiye hâlâ DUYGU GÜVENÇ ANKARA Türkiye, ABD Başkanı Barack Obama’nın IŞİD özel temsilcisi General John Allen ve Yardımcısı Brett McGurk’ü, hava koridoru oluşturulması ve güvenli bölgeler yaratılması için ikna çabalarına devam ediyor. Allen ve McGurk Ankara’da temaslarını sürdürürken, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da ABD’de IŞİD gündemli temaslarda bulunması dikkat çekti. Belçika, Irak, Ürdün ve Mısır’daki temaslarının ardından Türkiye’ye gelen Allen ve McGurk ilk olarak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir araya geldi. Temaslarına bugün de devam edecek olan heyetin Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanı sıra Dışişleri ve TSK’den yetkililerle de bugün bir araya gelmesi bekleniyor. Türkiye’nin tek başına güvenli bölge veya uçuşa yasak bölge ilan etmeyeceğini ve tek başına kara harekâtına da girişmeyeceğini belirten bir diplomatik kaynak, “ABD’de bu konuda ilerleme oldu. Baskılarımız sonuç vermeye başladı. Diğer ülkelerden gelen farklı tepkiler elbette olacaktır ama bu zaman alacak bir süreç” yorumunu yaptı. Allen ve McGurk’ün Çavuşoğlu ile dün akşam saatlerinde gerçekleşen görüşmelerinin ABD açısından gündemi IŞİD olurken Türkiye açısından gündemi Suriye ve Irak sınırında yaşanan son gelişmelerden oluştu. Ankara görüşmelerde kara harekâtını dışlamazken olası bir adım için koalisyon güçlerinin de katılımının gerektiğini tekrarladı. Uçuşa yasak bölge için İncirlik dahil Diyarbakır, Batman ve Malatya Erhaç üslerinin olası katkılarının ele alındığı görüşmelerde, ABD heyetinin Türkiye’den savaş uçakları ve insansız hava araçları dahil taleplerde bulunduğu ileri sürüldü. Çavuşoğlu dün yaptığı açıklamada, IŞİD’in hava operasyonları ile vurulsa dahi bunun yeterli olmayacağını, Esad rejiminin devrilmesi gerektiğini belirtmiş ve “Aksi durumda bölgede IŞİD ve benzeri terör örgütlerinin türer” demişti. Allen ve McGurk’ün ise Dışişleri’nde yaptığı temaslarda Esad rejiminin doğrudan hedef alınmasına yönelik “çekimser” tutumlarını sürdürdüğü öğrenildi. ABD’li heyetin, “önceliğimiz IŞİD tehdidini ortadan kaldırmak” mesajı verdiği belirtilirken görüşmelerde Kobani’de PYD’ye lojistik imkân tanınmasının da ele alındığı öğrenildi. Diplomatik kaynaklar bu mesajlara “İnsani yardımda ayrım gözetmiyoruz” mesajının verildiğini belirterek koalisyonun oluşum sürecinin bir an önce tamamlanmasının Türkiye için önemini vurguladı. ikna derdinde FİDAN, ABD’DE Allen ve McGurk Ankara’dayken MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da ABD’de olduğu öğrenildi. Önceki gün Kobani protestoları gündemiyle toplanan güvenlik zirvesine katılmamasıyla merak uyandıran Fidan’ın IŞİD ile ilgili temaslarda bulunmak üzere ABD’de olduğu belirtildi. Çavuşoğlu, ABD’li heyet ile temaslarının ardından Norveç Dışişleri Bakanı Börge Brende ve İsveç Dışişleri Bakanı Margot Walström ile telefon görüşmesi yaptı. Öte yandan IŞİD’e karşı oluşum halindeki uluslararası koalisyona dahil olan ülkelerin genelkurmay başkanlarının önümüzdeki hafta bir araya geleceği öğrenildi. ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey’in yirmiyi aşkın mevkidaşına davetiye gönderdiği, zirvenin pazartesi günü akşam yemeğiyle başlayacağı, salı günü Washington yakınındaki Andrews Askeri Üssü’nde devam edeceği belirtildi. Yavaş yavaş ikna ‘Soykırıma sessiz kalmayın’ ALİ AÇAR Kobani’de IŞİD saldırıları sonrasında Türkiye genelinde çıkan olaylardaki can kayıpları üzerine iki gün iş bırakan emek örgütlerinin AKP Şişli İlçe Başkanlığı önüne yapmak istediği yürüyüşe polis izin vermedi. Aralarında KESK, DİSK ve Eğitim Sen’in de bulunduğu emek örgütleri adına yapılan açıklamada “Bir halkın soykırımına sessiz kalmayalım. Ses çıkaralım. Sessizlik saf tutmaktır. Bizim safımız da insanlıktan yanadır” denildi. HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de AKP’nin IŞID’i desteklediği yönünde kamuoyunda bir algı oluştuğunu, aksinin ortaya konulması için AKP’nin PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’e verdiği sözü yerine getirmesini istedi. Eyleme HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de katıldı. HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de “Cumhnurbaşkanı hatta düştü düşecek diye sevinen açıklamalar yaptı. Kobani düştüğünde insanlık düşer” dedi. l Emek örgütlerinin yürüyüşüne izin yok Milletvekillerinin hesaplarına saldırı İstanbul Haber Servisi CHP’li Sezgin Tanrıkulu, Oktay Ekşi, Aytun Çıray, Ensar Öğüt, Engöz Özkoç ve Bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk’un Twitter hesapları hacklendi. Öğüt ve Tuğluk’un hesaplarında “bio” olarak adlandırılan kişisel bilgiler kısmına “Hesap @Mubarhacktr tarafından hacklenmiştir” yazıldı. “Mubarhacktr” tarafından hesabı hacklenen Tanrıkulu’nun hesabından “Ne Mutlu Türküm Diyene Mustafa Kemal Atatürk. Gidin eyleminizi Kobani’de yapın. Tabi azıcık yüreğiniz varsa, it sürüleri! Öcalan gibi bebek katili birinin avukatı olmaktan dolayı utanıyorum. Tüm hukuk büroya mesajımdır, istifa ediyorum!” mesajları paylaşıldı. Tuğluk’un hesabından “#TanrıKorusunTürkü” hashtagiyle “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK” tweet’i atıldı. Aysel Tuğluk’un telefon numarasını paylaşan hackerlar “Arayıp veya mesaj atıp NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! diyelim arkadaşlar” yazdı. Ensar Öğüt’ün hesabından da “Kobane için sokağa çağırma eyleminde bulunan CHP’den istifamı sunarak ayrılıyorum. Kürtler için ayaklanan bir herifin partisinde duramam” ve “Kobane bahanesiyle pkk için yürüyüşe geçen chp, Muhalefet olcam diye ADAM olamayanlardan nasibimizi aldık” mesajları paylaşıldı. Üsler masada l Mardin’in Nusaybin ilcesinde KESK bileşenleri IŞİD’i protesto etmek için Barış Parkı’nda toplanarak Cumhuriyet Caddesi’nden Suriye’ye açılan Nusaybin Sınır Kapısı’na doğru slogan atarak yürüdü. Kalabalık, Nusaybin Emniyet Müdürlüğü önüne geldiğinde polis grubu durdurdu. Bir süre polis yetkilileri ile KESK üyeleri arasında yapılan görüşmeler olumsuz sonuçlanınca polis, dağıtmak için grup üyelerine tazyikli su sıktı. Grubun dağılmaması üzerine ise polis uzun namlulu silahla havaya ateş açtı. Emniyet önündeki KESK birleşenleri bir süre polisle tartıştıktan sonra Emniyet müdürlüğü binası karşısında açıklama yapılmasına izin verildi. KESK Platformu sözcüsü Sabri Narman, burada yaptığı konuşmadan sonra grup üyeleri, sloganlar eşliğinde Dörtyol’a yürüyüp dağıldı. (Yurt Haberleri Servisi) Polis havaya ateş açtı AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Manservisi: Olanlar endişelendiriyor DUYGU GÜVENÇ ANKARA Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Stefano Manservisi, Kobani nedeniyle başlayan gösteriler ve kayıplar için “Olanlar bizi endişelendiriyor” dedi ve diyalog önerdi. AB’nin 2014 yılı İlerleme Raporu ile ilgili basın toplantısı düzenleyen Manservisi, “Son derece zorlu bir müzakere devam ediyor ve ümit ediyorum ki devam edecektir. Biz burada ortak olarak çalışıyoruz. Ekonomik destek olsun, siyasi anlamda destek olsun, her anlamda destekliyoruz” dedi. Çözüm sürecine yönelik çıkarılan yasalara da işaret eden Manservisi, “Geri kalan sürecin siyasi olduğunu düşünüyoruz. Evet hayır yanıtı isteyecek olursanız, Evet. Tabii olanlar bizi endişelendiriyor” dedi. Manservisi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birileri hayatlarını kaybettiğinde biz her zaman endişeleniriz. Ölen kişilerle ilgili yargıda bulunmak istemiyoruz. Çatışma yerine diyaloğu her zaman tercih ediyoruz.” Manservisi yargıya da değinerek “Yargıya taşınmış bazı davalar vardı, sonra kapandı. Biz, yargıya taşınmış olan bu soruşturmaların normal başka soruşturmalar nasıl muamele görüyorsa o şekilde muamele görmesini istiyoruz. Yargıçların, savcıların, polisin böylesine yoğun ve kapsamlı bir şekilde bir yerden öbür yere aktarılmaları, görevlerinden alınmaları süreci zorlayacaktır ve bu bir uyarı işaretidir. Bu sürecin devam etmesini kesintiye uğratabilir. Davalar şeffaf bir şekilde yürütülmeli.” Büyükelçi, HSYK seçimlerinin de bu sürecin önemli bir parçası olduğuna işaret ederek ise şu mesajı verdi: “Daha bağımsız bir süreç olduğunda, HSYK seçimlerinden sonra faaliyetlerini sürekli yerine getirebilme becerisi olacaktır. Farklı farklı modeller olabilir ama hangi yöntem seçilirse seçilsin yargıyı temsil eden güvenilirliği ve saygınlığı olan bir kurum olduğunu görmek istiyoruz. Daha bağımsız hareket edebilen bir bünyeye kavuşması esas olan.” Esad için çekimserlik Şu bu partiye yakın olmasın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle