29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM 2014 CUMA 12 hedefin, artık hayal olduğunu ima etti. Ayrıca, bırakın yöreyi, İstanbul’daki kongrelerin bile iptal edildiği bildirildi. HHH Bir akşam Şanlıurfa’da dolaştığım taksi şoförüne son durumları sorduğumda şunları söyledi: “Sol tarafa bakın! Şu gördüğünüz dört dükkânın sahibi Suriyeli. Vergi mükellefi olmadıkları için dükkânları kendi adlarına kiralayamıyorlar. Kiracıdan kiralıyorlar. Para kazanıyorlar. Yerli dükkân sahipleriyle rekabet ediyorlar...” Gösterdiği dükkânlardan biri kuyumcuydu... Evet, Suriyeli sığınmacı kuyumculuk yapıyordu. Türkiye’nin resmi yazı alfabesi Latin harfleri olduğu halde, dükkânlarının levhaları Arapça idi! HHH Kobani’de TMO DIŞ HABERLER [email protected] Bereket Gelmiş! Yeni Türkiye Cumhuriyeti ya da NeoOttoman’ın Sultanı, pazartesi günü Gaziantep’te İslahiye’deki çadır kentte Suriyeli sığınmacılara Arapçaya da çevrilen bir konuşma yaptı. Sultan, “Memleketimize bereket getirdiniz” dedi... Evet, “Memleketimize bereket getirdiniz...” dedi! 1.5 milyon sığınmacıya, şimdi 200 bin kişinin daha eklendiğini anımsattıktan sonra “Sizler için 4 milyar dolar harcadık. Suriye ve Irak’a gönderdiğimiz yardımlar da yarım milyar doları aştı...” Batı’dan eleştiri ‘Türkiye daha fazlasını yapar’ Dış Haberler Servisi ABD yönetimi, Ankara’nın Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) karşıtı koalisyona aktif katılım için öne sürdüğü “tampon bölge” fikrini şimdilik dışlarken, Türkiye izlediği strateji nedeniyle yoğun eleştirilerle karşı karşıya. Washington Post’a konuşan Amerikalı üst düzey yetkililer, Türkiye’nin bölgede “çok daha fazlasını yapabileceğini” söylerken, New York Times, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın pasif tutumunu yerden yere vurdu. Gazete, “Erdoğan’ın tehlikeli oyunu” başlıklı başyazısında, “Bir zamanlar Müslüman dünyaya liderlik etmeye can atan Türkiye Cumhurbaşkanı, şimdi bölgesel bir kriz yaşanırken, liderlikten başka her şeyi yapıyor” diye yazdı. Yazıda, Ankara’ya “IŞİD iki kilometre ötede Kobani’yi ve Kürt nüfusunu kuşatırken, Türk askerleri ve tankları sınırdaki tel örgülerin ardında hiçbir şey yapmadan izliyor” ifadeleri kullanıldı. Gazete, Erdoğan’ın, sadece Kürtleri zayıflatmayı hedeflemediği, aynı zamanda ABD’yi, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın devrilmesine destek olmaya zorlayarak, Obama’nın da “niyetini test ettiğini” savundu. Yazıda şöyle denildi: “Erdoğan’ın tutumunun bir NATO müttefikine yakıştığı söylenemez. Erdoğan, Esad’ı bitirmeye o kadar arzuluydu ki, Türkiye sınırlarından savaşçı, silah ve para geçişine onay vererek IŞİD ve diğer örgüt militanlarının ortaya çıkmasına fırsat sağladı. Erdoğan, Kobani’yi savunmayı reddederse, vahşi bir terör örgütünün güçlenmesinin ve Türkiye sınırında uzun vadeli bir istikrarsızlık oluşmasının önünü ı r a l k o Ankara’nın, IŞİD ve Kobani politikasına eleştiriler ağırlaştı. Erdoğan gereken liderlik rolünü oynamamakla suçlanırken Kobani tavrı için ‘büyük kumar’ denildi ‘Öncelikler iyi belirlenmeli’ Alman medyasında Türkiye’nin tutumuna dair yoğun eleştiriler de var. Münchner Merkur gazetesi “Erdoğan, kapısının önünde yaşanan korkunç katliamı kararlı şekilde sona erdirmek yerine, kuşkulu bir poker oyununda rol almayı tercih ediyor. Ancak elindeki kartların değeri için tehlikeli biçimde yanılıyor olabilir” yorumunu yaptı. Erdoğan’ın transatlantik ittifak yoluyla yükümlü olduğu Amerikalılar ve Avrupalılara da “tokat attığı” iddia edilerek “Ama Erdoğan her şeyden önce IŞİD fanatiklerine sınırlar ötesi bir taş devri devletinin önünü açıyor ki bunların terörü Türkiye’nin ardına kadar açtığı sınırlarda durmayacak” denildi. Deutsche Welle’deki makalede de Ankara’nın Obama’ya “şantaj yaptığı” iddia edildi: “Ne var ki Obama şantaja boyun eğmiyor. Sonuç şu, Türkiye Kobani’de IŞİD’e karşı savaşan Kürtlere destek olmuyor. Malzeme desteğine de engel olan Türkiye, katliamın sorumlularından biri haline geliyor. Zira Ankara için Esad gerçek düşman. Amerikalılarsa daha çok IŞİD’a yoğunlaşmak istiyor” ifadeleri kullanıldı. Stuttgarter Zeitung’da da şu ifadeler dikkat çekti: “Erdoğan, Kürtlerle sorunlarını hiçbir şey yapmayarak çözmek istiyor. Çünkü Kobani’nin düşmesi, özerklik çabalarını bastıracaktır. Ancak Erdoğan yanlış hesap yapmış olabilir. Suriye’de ne kadar çok Kürt ölürse Türkiye’deki huzursuzluk o kadar artacak. Erdoğan bir barut fıçısının üzerinde oturuyor. İstikrarsızlığı NATO için de bir felaket senaryosu olur.” açıklamasını yaptı. Türkçesi ile 10.3 milyar lira... Aynı gün Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bu yıl özelleştirme ile bütçeye 8.7 milyar lira kazandırıldığını söyledi. Demek ki sığınmacılara yapılan yardımı, özelleştirme gelirleri bile karşılayamamış... Büyük maliyeci Sultana göre ülkeye “bereket” gelmiş! HHH Bayramda Cumhuriyet okuru dostlarla Gaziantep ve Şanlıurfa’da kültür gezisi yaptık. Otelleri turistler yerine yabancı gazeteciler, televizyoncular, yabancı gözlemciler (!) doldurmuştu. Şanlıurfa’daki otelimize bir gece silahları ve üniformaları ile bir otobüs dolusu polis geldi. Sis bölgesine yanlış yapılmış Şanlıurfa Havaalanı’nda turist uçakları yerine, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin nakliye uçakları, helikopterleri inip kalkıyordu. Gaziantep’te konuştuğum bir seyahat acentesi yetkilisi, ilde 75 kadar acente olduğunu söyledi, sinek avladıklarından, sürekli olarak grup iptallerinden yakındı. “Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB)” Başkanı Başaran Ulusoy, yöreye beklenen 5 milyar dolarlık Dün bazı gazetelerde, ABD’nin B1B savaş uçağı Kobani yakınında IŞİD hedeflerini bombalarken gösteren bir fotoğraf vardı. Resimde ön planda üzerinde Türk bayrağı bulunan Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) silosu dumanlar arasında göze çarpıyordu. Demek ki Kobani’de resmi Türk yatırımları da vardı! HHH Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, “sığınmacılara mor renkli kimlik kartı verileceğini, 5 yıl sonra vatandaşlık tanınabileceğini” açıkladı. Bakan, sığınmacıların tarım işlerinde çalışabileceklerini söyledi. Oysa yörede tarım işçileri işsizken sığınmacılar ayrıca tekstil ve ayakkabı fabrikalarında yerli işçinin yarı ücretine çalışıyorlardı. Yerliler işsizliğe itiliyorlardı. Babacan, işsizliğin 2015’te yüzde 9.2 oranını 9.5’e çıkardı. 2016’daki beklenti yüzde 8.9 iken, 9.2’ye yükseltti. Sığınmacıların yarattıkları işsizlik dikkate alınmamıştı. Anlatılanlara göre, en çok ucuzlayan sektör “fuhuş” sektörüydü. Üstelik 18 yaşındaki kızlar da pazarlanıyordu... Yaşasın İslamiyet... Merkel Türkiye’yi eleştirdi. Roma dahil Avrupa’nın her yerinde Kürtlerin gösterileri var. ‘Obama’yı test ediyor’ Cumhuriyet’e Dava! “77 milyonun cumhurbaşkanı evlenip vatandaşlık elde etti. olacağını” söyleyen Sultan’ın, 11 Eylül’den sonra FBI’ya sadrazamın, basın toplantılarına çevirmen oldu. Görevi, bu Cumhuriyet alınmıyordu. Şimdi dillerde gizlice dinlenmiş, de Cumhuriyet’e dava açma yüksek düzeydeki konuşmaları rekorunu kırmaya heveslendiler. İngilizceye çevirmekti. Bu Davalardan biri de dinlemeler arasında Vaşington, sadrazamın, Hariciye Nâzırı Nev York, Şikago’daki Türk iken, MİT Müsteşarı Hakan temsilciliklerindeki konuşmalar Fidan, Bakanlık Müsteşarı da vardı. FBI’da çalışan bir Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu, kadının yolsuzluğunu açıklayınca Genelkurmay İkinci Başkanı işten çıkarıldı. Orgeneral Yaşar Güler Son açıklaması da “Amerikan arasında geçen konuşmaların Merkezi Haberalma Örgütü’nün yayımlanmasıydı. (MHÖCIA)” Fethullah Gülen ile Gerekçe “devletin Türkiye’de kurduğu güvenliğine ve “telefon” ve “ortam siyasal yararlarına dinleme” ağının varlığı ilişkin gizli idi. kalması gereken HHH bilgileri açıklama” Daha yakınlara idi. “Telefon” gelirsek! “Amerikan değil “ortam Ulusal Güvenlik dinlemesinde” Dairesi’nin (UGADavutoğlu, NSA)” bilgisayar Erdoğan’ın “Bu uzmanı Edvard Sibel Deniz (Süleyman Snovden Amerikan Edmonds Şah Türbesi) ve İngiliz gazetelerine bir imkân gibi “gizli belgeleri” değerlendirilmeli” açıkladıktan sonra dediğini söylüyordu. Rusya’ya sığınmıştı. Fidan ise Son olarak da “Gerekirse Alman Der Spiegel Suriye’ye dört dergisinde “ABD’nin adam gönderirim. Türkiye’yi Küba’dan Türkiye’ye 8 daha hasım Edward gördüğü” için İngiliz füze attırıp savaş Snovden istihbaratı ile Türkiye gerekçesi üretirim, Süleyman Şah yöneticilerini Ankara Türbesi’ne saldırtırız” diyordu. ve İstanbul’daki iki merkezden (Adnan Menderes’in Atatürk’ün dinlediğini açıklamıştı. Selanik’teki evine MİT’e bomba Ayrıca çeşitli Alman gazeteleri attırması 67 Eylül olaylarına de Angela Merkel’in bilgisi yol açmamış mıydı?) Sonra altında Türkiye’nin dinlendiğini Menderes’e ne olmuştu? açıklamışlardı. Alman hükümeti HHH bir yalanlama yapmamıştı. Biraz gerilere gidip Sibel Sultan, Merkel’e “sitem etmekle” Deniz Edmons’u (44) yetinmiş, ayrıca Barack Husein anımsayalım! Babası Azeri, Obama’ya da Fidan’ın da annesi Türk olup İran’da doğdu. katıldığı bir toplantıda aynı Humeyni devriminden sonra “sitemi” tekrarlamıştı. ailecek Türkiye’ye geldi. Azerice, Dünya, Sultanın, sadrazamın, Farsça, Türkçe, İngilizceyi vezirlerinin nefes alışlarını biliyor, anında birbirlerine çeviren bir mışıl mışıl uyuyan Türk okurunu yetenek... 1996’da eğitime gittiği aydınlatan Cumhuriyet dava ABD’de Matthev Edmons ile ediliyor! açacak.” Amerikalıların sorunları çözmek için çok yoğun çaba harcadığı da belirtilen yazıda, “Ancak Türkiye ile büyük anlaşmazlıklar, ABD’nin oluşturduğu 50 ülkelik koalisyonu derinden tehdit ediyor” denildi. Washington Post’a konuşan Amerikalı üst düzey yetkililer de, Türkiye’nin Kobani için, “Çok daha iyisini yapabileceğini, ama ABD’nin gelip işi halletmesini istediğini” söylediler. Gazete, Esad’ın devrilmesine odaklanan Türkiye ile IŞİD’le mücadeleye yoğunlaşan ABD arasındaki görüş ayrılığına değinirken, Türkiye’nin Kürtlerin güçlenmesini istemediği için Kobani’ye “tampon bölge” olmadan müdahaleden kaçındığı yorumunu da yaptı. AP ve Reuters ajanslarının haberlerinde de Kürtleri zayıf düşürme politikasının tehlikesine dikkat çekildi Dış Haberler Servisi Avrupa Birliği, İlerleme Raporu’nu IŞİD’e karşı Türkiye’nin işbirliğinin önemi vurgusu eşliğinde açıklarken, Avrupa’dan da Kobani’de yaşananlar ve IŞİD’e karşı Türkiye politikalarına eleştiriler geliyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye’yi IŞİD’e karşı bir şey yapmamakla itham ettiğini yazdı. DHA’nın aktardığı habere göre, Merkel parlamento dışişleri komitesinde yaptığı konuşmada, “Aslında bir NATO ülkesinden önceliklerini iyi belirlemesi ve ona göre hareket etmesi beklenir. IŞİD ile mücadele de Ankara açısından öncelikli bir konudur” dedi. Merkel’in Türkiye’nin bu tutumunun Almanya’yı da etkilediğini söylediği belirtildi. Westdeutsche Zeitung Kuzey RenVesfalya eyaletinde barışçı gösteriler düzenleyen Kürtlerle Selefiler arasında yaşanan çatışmalara atıfla, “İçişleri bakanlığına bakılırsa, Ren ve Wupper nehirleri arasında temsili bir savaş yaşanma potansiyeli var” ikazı aktarıldı. ‘Barut fıçısı’ Rusya’dan tampon bölgeye ret Dış Haberler Servisi Rusya, Türkiye’nin talep ettiği şekilde Suriye’de bir “tampon bölge” kurulmasını içerecek herhangi bir planın BM onayı gerektirdiği ikazında bulundu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aleksander Lukaşeviç, “BM Güvenlik Konseyi böylesine bölgeler için karar almalıdır” dedi. Lukaşeviç bir tek ülke yahut koalisyonun atacağı tek taraflı bir adımın “gayri meşru” sayılacağını belirtti. Rus sözcü ayrıca ABD önderliğindeki koalisyon güçlerinin Suriye’deki hava saldırılarının aşırı İslamcı tarafından “radikallik fikrinin ateşi etrafında daha fazla taraftar toplamalarını getirebileceği” ikazında da bulundu. Clinton: IŞİD, El Kaide’den beter Dış Haberler Servisi ABD’nin eski dışişleri bakanı, 2016 başkanlık seçimlerinin Demokrat cephesinin olası adayı Hillary Clinton, IŞİD’in El Kaide’den beter olduğunu söyledi. Chicago Ekonomi Kulübü’nde önceki gün konuşan Clinton, Ortadoğu’nun istikrarı için risk yaratan örgüt durdurulamazsa ABD ve Batılı ülkelere doğrudan tehdit teşkil edeceğini kaydetti. IŞİD için “bugüne kadar finansal, yayılmacı askeri güç anlamında en kuvvetli cihatçı yapılanma” diyen eski bakan, “El Kaide’den çok daha gelişmiş ve zenginler” ifadesini kullandı. Meksika ‘kayıp’ çocukları için ayakta Dış Haberler Servisi Meksika’da Iguala kentinde geçen ay sonunda bir protesto sonrası ortadan “kaybolan” 43 öğrenci için halk ayağa kalktı. Ülke genelinde düzenlenen kitlesel gösterilerde binlerce kişi çocuklarını arayan ailelere destek vererek hükümeti gerçeklerin ortaya çıkarmaya çağırdı. Eylemlerin çoğu Guerrero eyaletinde gerçekleşti. Eylemcilerin Meksiko City ve Acapulco arasında karayolunu kapattığı, kimi bölgelerde gösterilere polisin müdahale ettiği belirtiliyor. 26 Eylül’deki kırsal kesimdeki öğretmenlerin hakları için gösteriye katılan öğrenciler, polis müdahalesi sonrası ortadan kaybolmuştu. Geçen hafta bölgede bir toplu mezarda 28 ceset bulunurken gözler polise çevrildi. Meksika polisinin yargısız infazları büyük tartışma konusuyken muhalifler, valinin geçen yıl muhalif bir siyasetçinin öldürülmesi olayına karıştığını, eşinin ailesinin ise uyuşturucu karteliyle bağları olduğunu savunuyor. Öğretmen okulunda okuyan “kayıp” öğrencilere yönelik önceki gün Mexico City’deki gösteriye katılan 56 yaşındaki öğretmen Mariela Lopez’in şu sözleri ise dikkat çekiyor: “Meksika ölüm kampından daha beter bir hale geldi.” IŞİD’in ‘çocuk şehidi’ Yemen kan gölüne döndü Dış Haberler Servisi Şii Husilerin isyanıyla çalkalanan Yemen’de dün iki ayrı intihar saldırısında en az 70 kişi öldü. İlk bomba başkent Sana’da Devlet Başkanı Mansur Hadi’nin kendisine yakın Ahmed Avad bin Mübarek’i başbakan atamasını protestoya hazırlanan Husilerin protesto alanında patladı. En az 50 kişi öldü, 75 kişi yaralandı. Hadarmout bölgesinin Mukalle kenti yakınında bomba yüklü araçla düzenen saldırıda ise en az 20 asker öldü. Öncesinde El Kaide, rehin tuttuğu 14 askeri “Şii kâfirler oldukları gerekçesiyle” öldürdüğünü duyurdu. Dış Haberler Servisi IŞİD destekçileri, “en genç yabancı savaşçı” dedikleri bir çocuğun fotoğrafını sosyal medyada “Bağdadi ve babasının şehit yavrusu” hashtag’ıyla paylaştı. 10 yaşlarında olduğu sanılan çocuk, elinde silah, başında kar maskesiyle, babası olduğu sanılan bir militanın yanında görülüyor. Geçen ağustosta Avustralyalı bir IŞİD’ci, bir Suriye askerinin kesik başını tutan oğlunun fotoğrafını internete koyup “İşte benim oğlum” diye yazmıştı. BM İnsan Hakları Konseyi’nin raporuna göre, IŞİD 15 yaşın altındaki çocuklara askeri eğitim verip muharip güç olarak kullanıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle