29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM 2014 CUMA 4 HABERLER TÜBİTAK’ın mahkemeye verdiği rapordaki görüntülerde Ali İsmail’i darp edenler net olarak görüldü Alavere Dalavere Türk Memet Nöbete “Güleriz ağlanacak halimize” ya, ben de Biden tartışmalarını gülerek izliyorum. IŞİD’in güçlenmesinde Erdoğan’ın da payının bulunduğunu söyleyen Biden’ın, tam Türkiye’den kestaneleri ateşten çekme rolünün verilmek istendiği bir sırada ettiği sözlerden dolayı özür dilemesine bakmayın! ABD Yönetimi’nin görüşü, Biden’ın özrü değil, açıklamaları doğrultusunda. Nitekim Washington Post şunları söylüyor: Obama yönetimindeki çok insan radikal güçlerin palazlanmalarından Körfez’deki Arap ülkeleriyle Türkiye’yi sorumlu tutuyor. Haklı olabilirler ama Türkiye’den daha fazla olan kendi sorumluluk paylarını da unutmamak koşuluyla... Gerçekten de daha Suriye’de Esad’ı devirmek için ilk girişimlerine başladığında Washington işlerin bu noktaya varacağını görmeliydi. Hatta daha geriye giderek Irak operasyonuna kadar çıkabiliriz. ABD Irak’ta başlayacak ve bütün bölgeye sirayet edecek bir kaosun doğacağını baştan bilebilecek bilgiye, veriye, uzmana sahipti. Bugün içinde bulunduğumuz durumun baş sorumlusu ABD’dir. Irak’a alelacele girerken hata yapan ABD, alelacele çıkarken de hata yapmıştır. HHH Şimdi uzmanlar ABD’nin Irak’a girerek kaos yarattığını, düzeltmeden çıkarken daha büyük bir kaosun tohumlarını attığını açıklıkla belirtiyorlar. Ama olan olmuştur. Şimdi oluşan büyük tehlikeyi ortadan kaldırmaya çalışmanın zamanıdır. IŞİD ile mücadelenin kolay ve kısa erimli olduğunu düşünmek büyük bir yanılgıdır. Yıllar sürecek, çok cephede mücadeleyi gerektirecek, belki de ülkemizin büyük kentlerinde, terör eylemlerine de dönüşebilecek bir mücadele süreci başlamıştır. IŞİD hem birçok kötülüğün nedeni, hem de birçok kötülüğün sonucudur. IŞİD ile mücadelede başarı kazanılmasını Esad şartına bağlamak yanlıştır. Yani Esad ortadan kalktıktan sonra da IŞİD sürecektir. Bu yüzdendir ki, esas mücadele IŞİD hedefli olmalıdır. ABD sorumlusu olduğu bu olgunun yukarıda vurguladığımız niteliğini gördüğü içindir ki, mücadelesini IŞİD’e odaklamış bulunuyor. Ancak bu mücadelenin bugünkü şekliyle, yani hava operasyonlarıyla sonuca ulaşması imkânsız. Bir kara harekâtı zorunlu hatta kaçınılmaz. Ne var ki, ABD özellikle de Obama yönetimi bu konuda istekli olmamanın ötesinde, karşı tavır içinde. Onlar da kara harekâtının zorunlu olduğunu görüyor ama yapmak istemiyorlar. HHH İşte bu noktada, kestaneleri ateşten çekecek biri gerekiyor. Bu rol Türkiye’ye yüklenmek isteniyor. Yani “alavere dalavere Türk Mehmet nöbete” durumlarıdır söz konusu olan. Türkiye’nin bu oyuna düşmemesi gerekirken düşebileceği yolunda emareler var. Esad hedef alındığı takdirde, kara harekâtını dışlamayacağımız yönündeki açıklamalar son derecede tehlikelidir. Allahtan ki, ABD Esad’ı hedef almaktan vazgeçmiş, bütün gücünü IŞİD’e odaklama kararını vermiştir. Yoksa Obama “Esad’ı devirelim” diyen Tayyip’e “he” deseydi, halimiz haraptı. Türkiye bir kara harekâtından özenle kaçınmak durumundadır. Yoksa batağa saplanıp kalır. Sakın kimse ABD’ye veya NATO’ya güvenmesin! Obama, ABD’nin kara harekâtı yapmayacağını açıkladı. Türkiye’nin savaşa girmesi ve saldırıya uğraması halinde 4 Nisan 1949 tarihli Kuzey Atlantik İttifakı Antlaşması’nın 5. maddesinin otomatikman çalışmayacağı konusunda, 1997 2002 yılları arasında Türkiye’nin NATO Daimi Temsilcisi olan Em. Büyükelçi Onur Öymen’in uyarısına dikkati çekmek isterim. Öymen 5. maddenin işlemesi için bütün üyelerin oy birliğiyle karar vermeleri gerektiğini hatırlatmaktadır. Hemen belirteyim ki, Kuzey Atlantik İttifakı Antlaşması’nın 5. maddesi yalnız bir defa işlemiş ve 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra üyelerin silahlı kuvvetleri NATO liderliğinde ISAF saflarında Afganistan’da konuşlanmışlardı. Kısacası, “Alavere dalavere Türk Memet nöbete!” dümenine gelmeyelim! Görüntüdeki kişi Korkmaz Yurt Haberleri Servisi Gezi direnişinde polisler ve eli sopalı kişilerce dövüldükten sonra beyin kanaması geçirerek ölen 19 yaşındaki Üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz ile ilgili davaya Kayseri’de devam edildi. Emniyetin, duruşmaya katılan, mahkeme dışında destek amacıyla toplanan ve dışarıdan gelen herkes için “milli güvenlik ve kamu düzeninin sağlanması” gerekçesiyle arama kararı çıkarması tepki çekti. Yaşanan arbadede 2 kişi yaralandı 5 kişi gözaltına alındı. Ali İsmail’in annesinin elindeki çerçeveli fotoğraf bile xray cihazından geçirildi. TÜBİTAK raporuyla, dayak görüntülerindeki kişinin Ali İsmail Korkmaz olduğu kesinleşti. Anne Emel Korkmaz, “hani ‘biz değildik öldüren’ diyordunuz, utanmadan bakıyorsunuz” diye feryat etti. Ali İsmail’e son tekmeyi atan tutuklu polis Mevlüt Saldoğan, 72 saat boyunca görev yaptıklarını belirterek “Gerekirse psikiyatrist talep ediyorum” dedi. Savcının tutuksuz sanık polis Yalçın Akdoğan’ın tutuklanması talebi de mahkemece reddedildi Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava nedeniyle sabah erken saatlerden itibaren polis Adliye çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı. Kaldırım Caddesi ile Erkilet Bulvarı’nın Adliye kavşağına kadar olan bölümünü trafiğe kapatan polis, 3 farklı arama noktası oluşturdu. Duruşmayı izlemek için farklı illerden gelen yaklaşık 100 kişilik grup, aranmadan kendileri için ayrılan bölüme geçmek istedi. Bu sırada gruptakilerle polis arasında arbede yaşandı. Olaylarda yaralanan 2 kişi ambulansla hastanesine kaldırıldı. Olaylara karışan biri kadın 5 kişi polis tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Duruşmada, tutuksuz yargılanan polisler Hüseyin Engin, Şaban Gökpınar, Yalçın Akbulut, tutuklu sanıklardan polis Mevlüt Saldoğan ile Muhammed Vatansever, Ramazan ve İsmail Koyuncu, Ebubekir Harlar hazır bulundu. Öte yandan, METEHAN UYANDI AHMET ŞEFİK TRABZON Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğrenci Derneği’nde örgütlenen Ülkücü bir grubun 21 Eylül’deki saldırısı sonucu beyin kanaması geçiren ve 3 haftadır yoğun bakımda tutulan Metehan Tuna Göre, kendine geldi. Baba Emin Göre, Metehan’ın enfeksiyon tehlikesi nedeniyle yoğun bakımda tutulduğunu, 12 gün içerisinde servise alınacağını söyledi. Anne Aliye Göre ise “Bugün (dün) mercimek çorbası, ekmek içi ve yoğurt yedi. Tekerlekli sandalye ile biraz serviste dolaştık. Sağ gözünde enfeksiyon durumu var. Kol bacaklarında yer yer hareketsizlikten dolayı sorunlar yaşanıyor. Geçeceğini söylüyorlar. Çok mutluyuz’’ dedi. Emniyet’in çıkardığı arama kararı nedeniyle Ali İsmail’in ailesinin elindeki fotoğrafı bile xray’den geçirildi. Duruşma öncesi arbede Şahap ve Emel Korkmaz, oğullarının ellerinde taşıdıkları çerçeveli fotoğraflarının adliyeye girişte XRay cihazından geçirilmesine tepki gösterdi. Anne Korkmaz, jandarma ekiplerinin arasında salona gelen sanıkları görünce “Katiller sizi, inşallah hayatınız boyunca hep böyle korumalarla gelirsiniz, Allah belanızı versin” diyerek tepki gösterdi. Duruşmayı Uluslararası Af Örgütü’nün temsilcisi Andrea de Ruijter ve Gezi eylemleri sırasında başından gaz kapsülüyle vurularak öldürülen Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan da izledi. Korkmaz davasıyla ilgili ilk 3 duruşmada mahkemeye sunulmayan TÜBİTAK raporu, duruşmada okundu. Ali İsmail Korkma’ın darp edildiği noktadaki kamera görüntülerini inceleyen TÜBİTAK, görüntülerde darp edilen kişinin Ali İsmail Korkmaz olduğunu tespit etti. TÜBİTAK raporu sonucunda görüntülerde darp edilen kişinin Ali İsmail olduğu kesinleşmiş oldu. Rapordaki gö rüntülerde sanıklar net olarak görüldü. 12 mayıs’taki 2. celsede mahkemede izlenilen görüntülerle ilgili raporun sonuç kısmında sokağa giren, Harman Ekmek fırının önünde darp edilen ve Beşik otel kısmından kaçarak çıkan kişinin Ali İsmail olduğu belirtildi. Rapor darp edilerek öldürülen kişinin Ali İsmail olduğunu ortaya koydu. Rapor okunurken, anne Emel Korkmaz, “İyi bakın, hani ‘biz değildik öldüren’ diyordunuz, utanmadan bakıyorsunuz, iyi bakın” diye sanıklara bağırarak ağladı. Avukatlarının olaya ilişkin görüntülerin Emniyet Genel Müdürlüğü veya yurt dışından başka bir kurum tarafından incelenmesine yönelik talepleri reddedildi. Hakimin söz verdiği baba Şahap Korkmaz, “Gerçek katillerin hak ettikleri cezaları almalarını istiyorum” dedi. Anne Emel Korkmaz da olayla ilgili görüntüleri izleyemediğini belirterek, “Ben 19 yaşına kadar büyüttüğüm çocuğuma tokat bile atamazken siz bu katillerin nasıl vurduğunu gördünüz. Adil yargılama olmasını ve hak ettikleri cezayı almalarını istiyorum” diye konuştu. Tutuklu polis memuru Mevlüt Saldoğan, “Canavarca hisle hareket etmedim. Üç gündür toplam 72 saattir görevde olduğumu, her türlü saldırıya, hakarete uğradığımızı, psikolojik durumumuzun göz önünde bulundurulmasını talep ediyorum. Gerekirse psikiyatrist talep ediyorum” dedi. Tutuksuz sanık Yalçın Akbulut’un tutuklanması talebini reddeden mahkeme, savcıya mütaalası için süre, tutuklu polis memuru Mevlüt Saldoğan’ın avukatına savunma için ek süre vererek duruşmayı 26 Kasım’a ertelendi. Sanık avukatlarının adli Tıp Kurumu raporuna yaptığı itiraz reddeden mahkeme raporun yeterli olduğuna hükmetti. Psikiyatrist talebi Ali İsmail’e nasıl vurdunuz? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kobani protestolarının “Kobani meselesi ile uzaktan yakından bir ilgisinin bulunmadığını”, asıl niyet ve hedefin çok farklı olduğunu savundu. Erdoğan, “İç ve dış politikamızı şekillendirmeye yönelik bu tür provokasyonlarla, yakın tarih de dahil olmak üzere defalarca karşılaşmış olan ülkemiz, dün olduğu gibi bugün de, bu tür algı operasyonlarını ve saldırıları bertaraf etmeyi başaracaktır” dedi. Erdoğan, Kobani protestolarıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı internet sitesinden yaptığı açıklamada, “Suriye’nin Ayn el Arab, diğer adıyla Kobani kasabasına yönelik terör saldırıları ba Erdoğan: Asıl niyet farklı Kamu düzeni ve hane edilerek...” ifadesini kullandı. “Sahnelenen şiddet eylemlerinin, Kobani meselesi ile uzaktan yakından bir ilgisinin olmadığı son derece açıktır” diyen Erdoğan, “Kobani’ye yönelik terör saldırılarının arkasına sığınarak, Türkiye’de şiddet eylemlerinin sahnelenmesi, asıl niyetin ve hedefin çok farklı olduğunu ortaya koymaktadır. İç ve dış politikamızı şekillendirmeye yönelik bu tür provokasyonlarla, yakın tarih de dahil olmak üzere defalarca karşılaşmış olan ülkemiz, dün olduğu gibi bugün de, bu tür saldırıları bertaraf etmeyi başaracaktır” dedi. Dün akşam geldiği Trabzon’da da 200 kişilik kalabalığa seslenen Erdoğan, “Bölgemizde meydana gelen bu son hadiseler tabii ki bayramımıza gölge düşürdü. Bunları aşacağız inşallah.Bundan hiç endişeniz olmasın” dedi. DAVUTOĞLU OLAYLARI DEĞERLENDİRDİ: hukuki sorumluluktan taviz vermeyiz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu, yurttaki Kobani eylemlerine ilişkin, “Bugün yapılan açıklamalar, ne olursa olsun bizim için bundan sonra hiç taviz vermeden ele alacağımız iki husus vardır: Kamu düzeni ve hukuki sorumluluk” dedi. Davutoğlu, dün Adalet Bakanlığı’nda bilgilendirme toplantısına katıldı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve bakanlık bürokratlarının Davutoğlu’na çalışmalar hakkında bilgi verdiği toplantı, yaklaşık 3 saat sürdü. Toplantı, basına kapalı gerçekleştirildi. Davutoğlu, toplantı sonrasında Bozdağ ile gazetecilere açıklama yaptı. Davutoğlu, HSYK etrafında yaşanan tartışmalara ilişkin şunları kaydetti: “HSYK ve yargı bir güç mücadelesinin alanı değildir, bir vicdan alanıdır. Güç alanı haline getirildiği zaman ve ‘Ben burayı ele geçirirsem, şu ve diğer güçler üzerinde bir otorite kurarım, denetim kurarım’ dediğinizde yargı vicdanını kaybetmeye başlar” Davutoğlu, açıklamasının ardından gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bir gazetecinin, “Eğer Öcalan’la bir iletişim kurulduysa HDP’liler aracılığıyla mı kuruldu yoksa başka kesimler aracılığıyla mı kuruldu?” şeklindeki sorusu üzerine Davutoğlu, herhangi bir şekilde pazarlığa, müzakereye açık kanaatler olmadığını söyledi. Kamu düzenini temin etmenin bir görev olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti: “Ve kamu düzeni herhangi bir müzakere konusu, ‘şöyle olursa, şu şekilde tavır alırız’ gibi tartışılacak bir konu değildir. Her ne surette olursa olsun kamu düzeni tesis edilecektir. Bugün yapılan açıklamalar, ne olursa olsun bizim için bundan sonra hiç taviz vermeden ele alacağımız iki husus vardır: Kamu düzeni ve hukuki sorumluluk.” Davutoğlu şöyle konuştu: “Bundan sonra da kamu düzeni dışına çıkan, hukuki olma niteliğini kaybeden ve milletin huzurunu, bayramda dahi milletin huzurunu bozmuş olan bu yaklaşımlar karşısında tutumuz açık ve net olacaktır.” Davutoğlu, çözüm süreciyle ilgili olarak da şu değerlendirmelerde bulundu: “Çözüm sürecini bu vandalizme kurban vermeyiz. Eğer çözüm sürecinde sadakatten bahsediliyorsa, herkes üzerine düşeni yapmak zorundadır. Kamu düzeninin olmadığı yerde çözüm süreci de olmaz, hiçbir süreç de olmaz. Bunun her şeyden önce fark edilmesi lazım ve bu konudaki tutumumuzdaki kararlılığımızdan hiç kimsenin tereddüdü olmasın.” Etiler Polis Okulu kapatıldı Okulun da bulunduğu araziye yapılacak projeyi dönemin başbakanı Erdoğan’ın yakından takip ettiği iddia edilmişti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Takipsizlik kararıyla kapatılan 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk dosyasına giren ve arazisi AVM ve rezidans yapılması için değerinin çok altında Yasin el Kadı ve Bilal Erdoğan’ın gizli ortağı olduğu öne sürülen şirkete verilmek istenen İstanbul Etiler Polis Meslek Yüksek Okulu, Bakanlar Kurulu kararıyla kapatıldı. Karar dünkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Okulun kapatılmasına, İçişleri Bakanlığı’nın yazısı üzerine, Bakanlar Kurulu tarafından, 22 Eylül 2014’te karar verildi. 32 bin metre karelik bir alan üzerinde kurulu olan Etiler Polis Okulu, 25 Aralık soruşturmasında gündeme gelmişti. İddiaya göre Cengiz Aktürk’ün başında bulunduğu, Bilal Erdoğan’ın “gizli ortağı” olduğu öne sürülen Bosphorus 360, İstanbul’un en değerli bu arazisini almak için yoğun çaba harcadı. Arazinin KİPTAŞ aracılığıyla Bosphorus 360’a devredilme hazırlığı yapıldığı yönündeki iddialar yolsuzluk soruşturmasına geçen tespitler üzerine ortaya atıldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş basına arazinin tapularını göstererek iddiaları yalanlasa da, soruşturma kapsamında yapılan takiplerde, Bosphorus 360’ın ortaklarıyla birçok toplantı yapıldığı saptandı. İnternete sızan görüntülerde Yasin el Kadı, oğlu Muaz Kadı ve Usame Kutub ile diğer ortaklar projenin maketi ile görüldü. Etiler Polis Meslek Okulu araziri zaman zaman Erdoğan’a maketli, fotoğraflı sunum yaptı. Erdoğan’a sunum yapıldığına dair telefon görüşmeleri de fezlekede yer aldı. Fezlekede polis okulunun Çatalça’ya taşınması için de imar oyunları oynandığı ileri sürülmüştü. Çatalca’nın en bakir yerlerinde bulunan 400 metrekarelik arazinin akıbetine ilişkin 24 Temmuz 2013’te Kiptaş Genel Müdürü İsmet Yıldırım ile konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, arazinin rezerv alanı ilan edilmesinin istenmesi üzerine “zaten araziye hukuksuz olarak 3 katı emsal verdiğini” söyledi. Bayraktar’ın, “Ben neye istinaden yapayım bunu? Bizi asarlar ya!” dediği dinlemelere takıldı. Fezlekede, bu görüşmeye ilişkin şöyle denildi: “Görüşmeden de açıkça anlaşılacağı üzere henüz protokolü imzalanırken KİPTAŞ’a ve örgüt üyelerine devletin üst kademelerinin talimatı ile devredilmesi planlanan Etiler Polis Okulu arazisinin ihale edilmeden usulsüz bir şekilde alınabilmesi için fikir yürütüldüğü, bu konuda yardımcı olması açısından Adem Baştürk (Hoca diye hitap edilen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri) ile görüşüldüğü, onun da ‘çalışsınlar bana getirsinler’ dediği, ayrıca İBB Yazı İşler ve Kararlar Daire Başkanı Turan Konak’a akıl danışılacağı tespit edilmiştir.” İnternete sızan görüntülerde El Kadı, oğlu Muaz Kadı ve Usame Kutub ile diğer ortaklar polis okulu arazisi için planlanan proje maketiyle görüldü. siyle birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmişti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bölgeyi afet riskli alan ilan etti. Arazinin Yasin El Kadı’nın oğlu Muaz Kadı ve Mısırlı İşadamı Usame Kutub’un da aralarında bulunduğu kişilerin gizli ortağı olduğu Bosphorus 360 şirketine değerinin çok altında 460 milyon dolar bedelle ihalesiz verildiği iddia edilmişti. Bu süreçte arazi ticaret merkezi ilan edildi. Arazi için 2.5 emsal inşaat izni verilirken yaklaşık 100 bin metrekarelik inşaat hakkı tanınmış oldu. Söz konusu alan için yükseklik serbest bırakıldı. Haramzadeler adlı twitter hesabından yayınlanan polis fezlekesine göre, Etiler Polis Okulu arazisine yapılacak AVM ve rezidans projesi dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan tarafından yakından takip ediliyordu. Polis fezlekesinde yer alan iddiaya göre grup üyele Bayrak açıklaması kaldırıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İzmir Valiliği’nin, “Hiçbir şekilde bayrak indirilmesi ya da yakılması söz konusu olmadı” açıklaması üzerine Genelkurmay Başkanlığı, önceki gün internet sitesine koyduğu, “İzmir Konak Kadifekale Şehitliği’ndeki Türk Bayrağı yakıldı” açıklamasını kaldırdı. Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi internet sitesindeki ‘2014 Yılı Önemli Yurtiçi Olaylar’ başlıklı bölümde, önceki gün “Bölücü Terör Örgütüne müzahir 150200 kişilik bir grup tarafından, İzmir Konak Kadifekale Şehitliği’nde bulunan bir Türk Bayrağı direğinden indirilerek yakılmıştır” açıklaması yer aldı. İzmir Valiliği iddialarının asılsız olduğunu açıkladı. Fezlekeye yansıdı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle