14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OCAK 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yolsuzluk operasyonundan alınan savcı Öz, Erdoğan’ın 2 kişiyi kendisine yolladığını söyledi 7 ‘Beni tehdit ettiler’ CANAN COŞKUN Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun koordinatör savcısıyken Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili olarak atanan savcı Zekeriya Öz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından gönderiler yüksek yargı kökenli iki kişi tarafından soruşturmaları durdurmazsa sonuçlarının ağır olacağı konusunda uyarıldığını öne sürdü. Öz, “Başıma gelebilecek en kötü şe ZIPLATMA YAPTILAR Öz, öğleden sonra basın mensuplarına sözlü olarak yaptığı açıklamada ise Dubai seyahatiyle ilgili faturaların seyahat firmasından tehditle alındığını, bunu da organize edenleri bildiğini ifade etti. Öz, atamasına ilişkin, “Bu görevden almayı 1 Ocak’ta bekliyorduk. Önce yıpratma yaptılar, sonra zıplatma. Daha hızlısını bekliyordum” dedi. SİVİL POLİSLER GİRDİ Savcı Öz, gazetecileri odasına aldıktan sonra 3 tane sivil polis de gazetecilerle birlikte odaya girdi. Öz bunun üzerine “Aranızdaki polisler elini kaldırsın. Önceden odamıza gazeteciler gelirdi. Şimdi polisler de geliyor” diye konuştu. Sivil polisler daha sonra Öz’ün koruma polisleri tarafından odadan çıkartılarak kimlik kontrolü yapıldı. Daha sonra kamuoyunda ikinci yolsuzluk operasyonu olarak isimlendirilen dosyada ilgili savcılarla görüşerek bu soruşturmaya müdahale etmem gerektiğini, işin farklı boyutlara kaydırılmasını bu konuda yardımcı olmam gerektiği söylendi. Ben de o soruşturmadan bilgimin olmadığını belirttim.” Öz, görüşmede kendisine teklif edilenleri kabul etmediğini ve Başbakan’ın bugünden sonra kendisini hedef aldığını belirterek kendisine tahsis edilen koruma aracının da hiçbir tebligat yapılmadan ve gerekçe de gösterilmeden 6 Ocak 2014’te alındığını açıkladı. Öz, açıklamasında “Yürüttüğüm Ergenekon soruşturmasında aldığım sayısız tehditler nedeniyle tarafıma tahsis edilen koruma aracının alınmasından sonra şahsımın ve ailemin başına gelecek her türlü olayın sorumlusu bu usulsüz iş yin ölüm olduğunu, görevim nedeniyle ölmem halinde de görev şehidi olacağım için bunun benim için şeref olacağını ifade ettim” dedi. Zekeriya Öz dün yazılı açıklama yaparak hakkındaki iddialara yanıt verdi. Hakkındaki iddialar Başbakan tarafından açıklanmadan önce yüksek yargı kökenli olan, daha önceden tanıştığı ve saygı duyduğu iki kişinin bizzat Başbakan tarafından kendisine gönderildiğini ifade eden Öz, şunları kaydetti: “Bursa’da bir otelde görüştüğüm bu kişiler Sayın Başbakan’ın bana çok kızgın KİTAP YAZACAĞIM olduğunu, hakkımda ağır laflar ettiğini, bir mektup yazaÖz, Ergenekon soruşturmasını rak kendisinden özür dileyürüttüğü sırada şahsına doğrumem gerektiğini, hükümedan ve dolaylı olarak iletilen ante yönelik soruşturmalacak yerine getirmediği içih hurın derhal durdurulmasısumet beslenen hukuka aykını, aksi takdirde zarar rı taleplerle ilgili hatıralarını yazgöreceğimi ve bunun maya başladığını da belirtti. sonuçlarının benim için ağır olacağını, Emniyet’e neden gittiğimi, bunun herkesi çok kızdırdığını söylediler. Tehdit niteliğindeki bu haberi getiren değerli kişilere soruşturmanın benim dışımda vicdanları ve kanunlar çerçevesinde görev yapan savcılar tarafından yürütüldüğünü, kaldı ki kuvvetli deliler nedeniyle birçok şüphelinin tutuklandığını, kuvvetli deliller bulunduğunu, Emniyet Müdürlüğü’ne de yeni atanan personelin şüphelilere sorulmak için hazırlanan soruları değiştirdiği yolunda bir ihbar yapılması üzerine gittiğimi ve sorulacak soruları kapalı zarf içinde mühürlü olarak teslim aldığımı, başıma gelebilecek en kötü şeyin ölüm olduğunu, görevim nedeniyle ölmem halinde de görev şehidi olacağım için bunun benim için şeref olacağını ifade ettim. Bu cevabımdan sonra çok zarar göreceğim tarafıma söylendi. lemleri yapanlardır” diye konuştu. 22 kez yurtdışına çıktığı iddiasının gerçek dışı olduğunu belirten Öz, bu ispatlanırsa aynı gün istifa edeceğini kaydetti. Bir kişinin yurt dışına giriş çıkış kayıtları devletin resmi kurumlarında muhafaza edilen ancak bir soruşturma sırasında sorgulanabilecek kayıtlar olduğunu anımsatan Öz, kişisel veri niteliğindeki bu bilgilerin başbakana iletildiği ifade etti. Öz şunları kaydetti: “1622 Ekim tarihleri arasında Dubai’de tatil yaptığım ve bunun 77 bin 500 TL bedelini Ali Ağaoğlu isimli işadamına ödettiğim hususu da gerçekdışıdır. Bu yurt dışı seyahati kendisi ile 5 yıldır tanıştığım ve samimi dostum olan Halil İbrahim Demirhan tarafından orgineze edilmiştir. Konunun iddia ediliği gibi yolsuzluk operasyonu olarak bilinen soruşturmanın şüphelilerinden Ali Ağaoğlu ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Uçak biletleri tarafımdan nakit para ile bir seyahat acentasından alınmış, geziye daha sonradan katılmaya karar veren çocuğumun uçak bileti ise kendisine ait kredi kartı ile alınmıştır. Gezinin tüm masrafları tarafımdan ve geziye benimle birlikte katılan meslektaşım tarafından ödenmiştir. Otel ücreti basına abartılı olarak yansıtıldığı şekilde değildir.” Başbakan: Kesinlikle ve tümüyle iftira Başbakanlık kaynakla rı, Singapur’da basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Başsavcı Vekili Zekeriya Öz’ün hakkındaki iddialarını, “tümüyle iftira” diye nitelediğini belirterek yalanladığını açıkladı. Yapılan açıklamada, “Başbakanımızın, iddia edilen konuyla ilgili olarak yüksek yargıdan birilerini ya da herhangi bir kişiyi birine göndermesi gibi bir durum kesinlikle söz konusu olmamıştır. Bu iddia, Başbakanımızın bizzat kendi ifadesiyle, kesinlikle ve tümüyle iftiradır” denildi. Aziz Kocaoğlu’ndan operasyon yorumu ‘Adalet herkese gerekiyor’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir merkezli son rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından AKP adayı eski bakan Binali Yıldırım’ın, “zamanlama manidar” sözlerini değerlendiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “397 yılla yargılanan bir operasyon mağduru olarak kimseye suçsuz yere operasyon yapılmasını tabii ki istemeyiz. Ama bize de operasyon yapıldı. O zaman zamanlamasına kimse bir şey demedi. Adalet, bakanlara, başbakana da lazım” dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne geçen yıllarda gerçekleştirilen operasyonun ardından AKP’lilerin, “Polis, hâkim, savcı görevini yapıyor”, “ Yargıya intikal etmiş konularda konuşmayalım” söylemini tercih ettiğini, kimsenin zamanlamaya değinmediğini anımsatan Kocaoğlu, “Şimdi, ‘zamanlaması yanlış’ diyorlar, ‘paralel devlet’ diyorlar, ‘uluslararası kumpas’ diyorlar. Polisler, savcılar görevden alınıyor. ‘Bana sormadan operasyon yapamazsınız’ demek istiyorlar. Biz o süreçte yaşadıklarımızı sineye çektik” diye konuştu. Belediyeye yönelik operasyonun ardından kendilerini yandaş bilirkişiler yerine Devlet Denetleme Kurulu’nun incelemesi için Cumhurbaşkanlığı’na kadar başvurduklarını hatırlatan Kocaoğlu, şunları söyledi: “Bu işlerden siyasi rant beklenmesi doğru değildir. Suçluysa da suçsuzsa da üzerinden siyaset yapılmaz.” Türkiye’deki gelişmeler endişe kaynağı Avrupa Komisyonu Sözcüsü Bailly, yolsuzluk iddialarının tarafsız ve şeffaf biçimde ele alınması gerektiğini söyledi Dış Haberler Servisi Türkiye’de yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından hükümetin Emniyet’te başlattığı görevden alma ve atamalarla ilgili olarak dış dünyadan tepkiler gelmeye devam ediyor. AFP’nin haberine göre, Avrupa Komisyonu Sözcüsü Olivier Bailly, Türkiye’deki olaylarla ilgili bir soru üzerine, “yaşanan son gelişmelerin endişe kaynağı olduğunu” söyledi. Bailly, “Hukukun üstünlüğü dahil katılım kriterlerine bağlı kalmakla yükümlü aday bir ülke olan Türkiye’ye görevi kötüye kullanma iddialarının ayrımcılık ve ayrıcalık yapılmadan, tarafsız ve şeffaf şekilde ele alınması için gereken adımları atması çağrısında bulunuyoruz” ifadesini kullandı. Türkiye’nin de kurucu üyeleri arasında bulunduğu Avrupa Konseyi’nin insan haklarından sorumlu komiseri Nils Muiznieks AKP’nin Meclis’e sunduğu HSYK yasa teklifini eleştirdi. Muiznieks “HSYK’nin yetkilerini kısmaya yönelik yasa teklifi, Türkiye’deki yargı bağımsızlığı önünde ciddi bir engel oluşturmaktadır” dedi. İngiltere’de yayımlanan Times gazetesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı, Rusya’da arka arkaya devlet başkanlığı ve başbakanlık koltuğuna oturan Vladimir Putin’e benzetti. “Türkiye’nin Putinleştirilmesi” başlıklı yazısının altbaşlığınde ise “Bir zamanlar esin kaynağı olan Erdoğan, ülkesinin can düşmanı haline geliyor” denildi. Gezi’ye 3 beraat daha l UŞAK (Cumhuriyet) Uşak’taki Gezi Direnişi sırasında İzmirAnkara yolunu bir süre trafiğe kapattıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan 17 ve 18 yaşlarında 3 genç, olayda suç unsuru oluşmadığı gerekçesiyle beraat etti. Uşak 3. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar H.D.K. (17), K.E.K. (18) ve M.B. (17) ile yakınları ve avukatları katıldı. Mahkemede son savunmalarını yapan sanıklar, “Olay sırasında grupla birlikte ortak hareket ettiklerini, kamu malına zarar vermediklerini vurguladı. Mahkeme de suç unsuru oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verdi. İnce’den Gökçek’e suç duyurusu l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in “Muharrem İnce, Mansur’un adaylığından inanılmaz rahatsız. El altından Youtube’a devamlı Mansur klipleri düşürerek son anda Mansur’un adaylığını engellemeye çalışacak” sözleri hakkında suç duyurusunda bulundu. AKP afişleri MOBESE gözetiminde MERSİN (Cumhuriyet) Çankaya Mahallesi Silifke Caddesi civarında yürüyen Halkevleri üyesi Eren Can Ayberk, Erdi Çalışkan, Onur Yıldırım ve Barkın Arpa, yolsuzluk iddiaları nedeniyle istifa eden Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın yardımcısıyken AKP’den büyükşehir belediye başkan adayı olan Mustafa Sever’in bir billboard’daki afişini gördü. Gençler, Sever’in afişiyle onun yanında bulunan bir başka AKP adayının afişini yırttı. 1015 metre yürüyen gençler polis ekipleri tarafından durduruldu ve gözaltına alınarak karakola götürüldü. Afişlerin sahibi ile billbordları kiraya veren şirket yetkilisi Emniyet’e çağrılarak şikâyetçi olup olmadıkları soruldu. Saatlerce gözaltında tutulan 4 genç daha sonra serbest bırakıldı. l Yurt Haberleri Servisi Aydın’ın Didim ilçesinin CHP’li Belediye Başkanı Mümin Kamacı, gizlice çekilmiş seks kasetiyle kendisine şantaj yapıldığını ileri sürerek, geçen 30 Aralık’ta savcılığa suç duyurusunda bulundu. Kamacı’nın iddiasıyla jandarma, aralarında CHP’li Akbük Belediye Başkanı Mehmet Erçin Sandalcı ve CHP’li bazı eski yöneticilerin de bulunduğu kişilere yönelik operasyon düzenledi. Gözaltına alınan olmazken, şüphelilerin bilgisayar kasalarına incelenmek üzere el konuldu. Söz konusu seks kasetinin Başkan Kamacı’nın tekrar belediye başkan adayı gösterilmesinin ardından CHP Genel Merkezi’ne de ulaştırıldığı iddia edildi. l İstanbul Haber Servisi Okmeydanı Şark Kahvesi önünde dün akşam saatlerinde toplanan 15 kişilik bir grup, yola çöp konteynırlarını devirerek eylem yaptı. Olay yerine zırhlı polis ekipleri sevk edildi. Polisin geldiğini gören eylemciler, yola molotofkokteyli ve havai fişek atarak ara sokaklara doğru kaçtı. Polis ara sokaklara kaçan eylemcileri yakalamak için çalışma başlattı. CHP’li başkana şantaj iddiası Sayıştay ve Kamu Denetçiliği Kurumu’nun etkinliği azaltılıyor İstanbul’da molotoflu eylem Müdürler görevden alınıyor Denetime tırpan MAHMUT LICALI ANKARA TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda önceki gün görüşülmeye başlanan torba yasa önerisinde Sayıştay denetimi ve Kamu Denetçiliği Kurumu’nun etkinliğini azaltacak yeni düzenlemeler yer alıyor. Komisyonda Yapılan düzenlemeye göre Anadolu Ajansı (AA) her türlü denetim dışına çıkarılacak. AA; Sayıştay ve TBMM Kamu İktisadi Teşebbüsleri denetimlerinin yanı sıra harcırah ve taşıt yasası mevzuatından da muaf olacak. Söz konusu denetim esnekliğine AA’nın yanı sıra ajansın doğrudan veya dolaylı pay sahibi olduğu ortaklıkların iştirakleri de sahip olacak. AA’nın ihaleleri de Kamu İhale Yasası kapsamı dışına çıkarılacak. Muhalefet partileri, AA’nın her türlü denetim dışına çıkarılmasına ilişkin düzenlemenin kurumun özelleştirilmesinin ilk adımı olarak yorumluyor. Kamu İhale Yasası’na göre ihale süresindeki hukuka aykırı işlem ve eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden kişilerin şikâyet ve itirazlarında ombudsmana başvuru haklarında kısıtlama getirilecek. Başvuruda şikâyet bedeli olarak alınan ücret de 12 bin TL tutarına çıkacak. MEB’de deprem devam ediyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı’nda (MEB) görevden alma depremi sürüyor. Önceki gün 8 il milli eğitim müdürünün görevden alınmasının ardından, bakanlık müşavirleri Naci Haliloğlu ve Melik Türedi de görevden alındı. Haliloğlu ve Türedi’nin “başka bir göreve atanmak üzere” görevlerinden alındıklarına ilişkin 3’lü kararnameler dünkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Bakanlık kulislerinde yeni görevden alma kararlarının çıkabileceği Kastamonu, Aksaray, Niğde, Adana, Erzurum, Iğdır, Diyarbakır, Siirt, Eskişehir, Çankırı, Afyon ve Adıyaman il milli eğitim müdürlerinin de müdürlük görevlerine son verildiği iddia edildi. MEB bürokratları isimlere yönelik bilgileri doğrulamazken beklenen açıklama Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’dan geldi. Yapılmış ve yapılacak atamaların önceden planlandığını belirten Avcı, yazın yapılması gereken atamaları sınav organizasyonunun rahatça gerçekleşebilmesi için geciktirdiklerini açıkladı. Avcı, “Bunları son günlerin aktüalitesiyle nitelendirerek değerlendirmek doğru olmaz” açıklamasını yaptı. Sürücü belgemi kaybettim, hükümsüzdür. SÜLEYMAN DÖNMEZ YARSAV ve Yargıçlar Sendikası, yolsuzluk soruşturmanın ardından yaşananlara tepkili Yolsuzluğu unutturma çabası HAZAL OCAK Yargıçlar Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Karadağ, Türkiye’yi sarsan 17 Aralık “Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu”nun unutturulmak istendiğini belirterek “Başbakan ve başsavcı, 25 Aralık’ta engellenen soruşturmanın ne olduğunu kamuoyuna açıklamak zorundadır” dedi. Karadağ sorunun çözümüne yönelik de “HSYK bir an önce değişmeli. Yargının içinde var olduğu belirtilen ‘çete’ veya ‘cemaat’ de kimler varsa onlar tespit edilmeli” değerlendirmesini yaptı. Karadağ, “Dün bu soruşturmayı yapan savcılar hep iyiydi. Hani yargının yüz akıydı bu insanlar? Başbakan’ın çete dediği savcılar daha dün her zaman yanında olduğunu açıkladığı savcılardı. Bu savcılar değişmedi. Aynı kişiler. Bu iktidarın yargıya müdahale etme isteğinin açık ifadesidir” diye konuştu. Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ise “Yargıda bir çete varsa hepsi aynı suçun suç ortağı Eminağaoğlu: Hepsi suç ortağı dır, hükümet de HSYK de destek veren herkes suç ortağıdır” dedi. Eminağaoğlu, özetle şunları söyledi: “HSYK İstanbul Başsavcısı için de soruşturma açmalıydı. HSYK, soruşturmadan kaçamaz. Başbakan hiçbir yerde kendisinden habersiz hiçbir işlem yapılmasına tahammül edemiyor. Şimdi böyle bir insanın HSYK’nin oluşumu sırasında adayların belirlenmesinde ‘Ben bunları bilmiyordum, haberim yok’ demesi mümkün değil. Onun için de bu savcılar ve HSYK’nin teftiş kurulu tasfiye edilmeli.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle