28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OCAK 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP, HSYK düzenlemesinde Adalet Bakanı’nın yetkilerini artırmakla kalmadı, AYM üyelerinin ve Yargıtay Başkanı’nın seçiminde de ince hesaplamalar yaptı 5 Bu devlet orada savcısını bile koruyamadı... Terör örgütü o genç savcıyı lojmana girerken öldürdü. O yöre derin ölümlerin, asit kuyularının, faili belli ama faili bulunmayan cinayetlerin, tetikçilerin bölgesidir... Orada da hukuk yoktur, adalet yoktur, vicdan yoktur! Bırakın bunları anlatmayı! Bu halkın gözlerini kapatmaya çalışmayın, dindarlığı siyasette araç olarak kullanmayın... O vadiler, dağlar, ovalar, kentler, köyler ölüm çukurlarıyla doludur... Uludere ne oldu? Kim suçlu, kim suçsuz! Ölenler bizim insanlarımız değil miydi? Askeri savcılık Uludere için takipsizlik kararı verdi ve üzeri örtüldü! Kanunun emri yerine getirilirken kaçınılmaz bir hataya düşülmüş... Haritalara bakılmış, şu olmuş, bu olmuş. Terörist sanılmış ama kaçakçıymışlar... Şuymuş, buymuş! HHH Kimine göre hukuk kimine göre guguk olan bir ülke düşünün. Paralel yapı maralel yapı deyin! Atlayın, zıplayın! Sabah akşam demokrasi ve özgürlük, hukuk devleti masalları anlatın... Uludere’de hayatta kalabilmek için kaçakçılık yapıyor insanlar... Suriye sınırından giren kaçak akaryakıtın hesabını bilen bile yok! Nedense oraya kimse dokunmuyor. Sen dokuz lirayı zimmetine geçirdiği savıyla banka memurunu 12 yıl ağır hapis cezasıyla yargılarken Uludere’de o körpe bedenlerin kömür yığınına dönüştürülmesi buyruğunu “kaçınılmaz hata” olarak görmeye hakkın var mı ey adalet ve hukuk! HHH 17 Aralık operasyonu bir tezgâhmış! Aramalarda, telefon tapelerinde usulsüzlük yapılmış! Bunun için de suç duyurusunda bulunulmuş... Aynı şey Ergenekon, Balyoz, KCK, Odatv, Devrimci Karargâh, Fuhuş ve Casusluk davalarında olmadı mı? Zekeriye Öz Ergenekon’da kahramandı, şimdi yerden yere vuruluyor iktidar medyasınca... HSYK de öyle... Memleketin halleri böyle... Demek ki demokrasi, özgürlük, hukuk, adalet herkese gerek! Askeri vesayete “hayır” derken sivil vesayete “evet” demeyin! Cemaate karşı düzenleme EMİNE KAPLAN Ölümcül Kaza Kusuru!.. Suskunluk iki gün sürmüştü... HSYK, savcı Zekeriya Öz’ün Dubai tatilini görüşürken, İstanbul Emniyet Müdürü’nü faturaya ekledi. “Paralel yapılanma” dördüncü dalga operasyonunda İzmir Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Binali Yıldırım’ı hedefe koydu. Bunu ben söylemiyorum, iktidarın sesi Star gazetesi manşetten verdi dün: “Paralel taarruz.” Önceki sabah İzmir merkezli rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda başka kentlerde de gözaltılar yapılmıştı. Akşam saatlerinde, başta Ankara, İzmir, Antalya Emniyet müdürleri, polis amirleri ve çok sayıda polis görevden alındı. İktidar medyası dün veryansın ediyordu paralel taarruza: “HSYK ve İzmir savcısı aynı gün taarruza geçti...” HHH Cemaatin gazetesi Zaman, haberi “İzmir merkezli ihale operasyonu: 20 gözaltı” diyerek birinci sayfanın eteğinden vermişti. Yani haberi pek büyütmemişti... Fethullah Gülen demek ki kendi medyasına ayar vermiş, sözünü tutmuştu. Buna karşın iktidar medyası “paralel yapı”, bir başka deyişle “devlet içinde devlet” tezini gündemde tutuyordu. İzmir’deki yolsuzluk gözaltılarını büyütmeyen Zaman, 28 Şubat “postmodern darbesinin mağduru” DGM Savcısı Hüseyin Altın’ı manşete taşımıştı: “28 Şubat’ın acıları yeniden yaşanmasın!” 28 Şubat sürecinde meslekten atılan Altın, kamuda görevden almaların yeni mağduriyetlere yol açacağı uyarısı yapıyor, fişlemeler üzerinden yürütülen tasfiyeleri hiçbir vicdanın kabul etmeyeceğinin altını çiziyordu. HHH Hukukun, adaletin, vicdanın nasıl ayaklar altına alındığını daha önceki davalarda gördük... Fişlemeleri, dinlemeleri... Çete kelimesi dilimizden hiç düşmedi... İç güçler, dış güçler! Siz Tunceli’de bir ilçede yaşayan tüm insanları “devlet düşmanı” olarak fişlemeyi sürdürürken gerçek çeteler, ihale yolsuzluğuyla devleti soyuyordu... ANKARA AKP’nin TBMM’ye sunduğu yasa önerisiyle, HSYK’de Adalet Bakanı’nın konumu güçlendirilirken cemaatin yargıdaki yapılanmasına karşı HSYK dairelerinin oluşumunda ve Cumhurbaşkanı’nın seçtiği Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri ile Yargıtay Başkanı’nın seçiminde çok ince hesaplamalar yapıldığı ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Anayasa Mahkemesi’nde bu yıl görev süreleri dolacak olan ve Yargıtay ve Danıştay kontenjanından gelen iki üyenin yerine cemaate yakın isimleri seçmemesi için önlem alınıyor. Seçilecek üyeler için “en az 6 yıl kıdem” koşulu getiriliyor. 2015 yılında yapılacak Yargıtay Başkanlığı seçimi için de 8 yıl Yargıtay üyeliği koşulu getirilerek son dönemde çoğunluğu cemaat tarafından belirlendiği kaydedilen yeni üyelerden birinin başkan seçilmesinin önüne geçiliyor. Adalet Bakanı, HSYK dairelerini kuruldaki üyelerin cemaat yanlısı olup olmadığına bakarak yeniden şekillendirebilecek. AKP’nin cemaatin gücünü kırmak için titizlikle hesapladığı bazı ayrıntılar şöyle: Yargıtay Başkanlığı seçimi: Yasa önerisiyle Yargıtay Birinci Başkanı ve Yargıtay Cumhu KARARLAR, BAKANIN KONTROLÜNDE asa önerisiyle HSYK daireleri yeniden şekillendiriliY yor. Birinci ve ikinci daire 5, üçüncü daire 11 üyeden oluşacak. Mevcut yasada, hangi üyenin hangi dairede görev alacağı tek tek kriterlerine göre sayılıyor. Yasa önerisiyle Adalet Bakanı herhangi bir kriter aramaksızın üyeleri istediği gibi dairelerde görevlendirebilecek. Dairelerin görevlerinde de değişikliğe gidiliyor. Bakan, dairelerden istediği kararları çıkarabilmek ya da istemediği kararları önleyebilmek için kuruldaki üye dengesine göre yeni bir yapılanmaya gidebilecek. Yasa önerisiyle kurul üyeleriyle ilgili soruşturma yetkisi doğrudan bakana veriliyor. riyet Başsavcısı seçilebilmek için 4 yıl Yargıtay üyeliği yapmış olma koşulu 8 yıla, birinci başkanvekili, daire başkanı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili seçilebilmek için gerekli üyelik süresi de 3 yıldan 6 yıla çıkarılıyor. Yargıtay’a, 2011 yılında seçilen 160 yeni üyenin büyük çoğunluğunun cemaate yakın isimlerden oluştuğu belirtiliyor. Yargıtay Başkanı Ali Alkan ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil’in görev süresi Mayıs 2015’te doluyor. Yasa önerisiyle, süreler artırılarak 2015’te yeni üyelerden birinin başkan ve başsavcı olmasının önüne geçiliyor. AYM’ye cemaat önlemi: Anayasa Mahkemesi’ne Cumhurbaşkanı’nın Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin aday göstereceği isimler arasından seçeceği üyelere 6 yıl kıdem koşulu getiriliyor. Anayasa Mahkemesi’ne Yargıtay kontenjanından seçilen Mehmet Erten’in görev süresi 9 Şubat 2014, Danıştay kontenjanından seçilen Zehra Ayla Perktaş’ın görev süresi 15 Aralık 2014’te sona eriyor. Kıdem koşuluyla Yargıtay ve Danıştay’dan cemaate yakın üyelerin AYM üyeliğine seçiminin önüne geçilmesi hedefleniyor. ‘Anayasa değil yasal çözüm’ AYŞE SAYIN Tutuklu vekil sorunu ‘Hitler de Stalin de güçtü’ Gül’den ‘kuvvetler ayrılığı’ mesajı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin, Adli Kolluk Yönetmeliği’de yaptığı değişiklik ve HSYK’nin yapısını değiştirmek için hazırladığı yasa teklifinin yankıları sürerken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sürpriz Kara Harp Okulu ziyaretinde “kuvvetler ayrılığı” mesajı verdi. Gül açıklamalarında Hitler ve Stalin’e gönderme yaparak “Mağlup olmadan önce Hitler de Stalin de güçtü. Yüz binlerce tankı, orduyu yürütüyorlardı ama orada yüz binlerce insan kırılırken sağa sola talimat veriyorlardı. Yani güç ne için kullanılıyor bu çok önemli. Onun için gücün erdemli olması, erdemli güce sahip olmak onurlu olur ve bu sürekli olur” diye konuştu. Harp okulunda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar ile Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Yılmaz Uyar tarafından karşılanan Gül, daha sonra harbiyelilere seslendi. “BM Genel Kurulu’nda yaptığım konuşmada, ‘Çağımızda barış ve güvenliğe en büyük tehdit iç çatışmalardan gelmektedir ve gelecektir’ demiştim” diyen Gül, gerçek anlamda bölgesel ve küresel barışın her ülkede meşruiyet temelli düzenlerin oluşmasından geçtiğine işaret etti. Gül, şöyle konuştu: “Meşruiyet temeli nedir diye sorduğunuzda, vereceğimiz cevap demokrasidir. Demokrasi dediğimiz de aslında milli iradedir. Bunu biraz daha genişletecek olursak, demokratik hukuk devletlerinin kurulmasıdır. Düzenlerin böyle olmasıdır. Demokratik hukuk devleti dediğimizde; çok partili sistem, adil, serbest, düzgün seçimler ve kuvvetler ayrılığı prensibi çerçevesinde herkesin yetki ve sorumluluklarının belli olması ve bu düzen içerisinde ‘checkbalans’ dediğimiz denge sistemlerinin olup, bunların bir ahenk içinde yönetilmesidir.” ANKARA CHP yönetimi, tutuklu ve hükümlü milletvekili sorununun çözümü için anayasa yerine yasa değişikliği önerme kararı aldı. AKP, CHP ve BDP’nin hukukçu milletvekillerinin sorunun çözümü için dokunulmazlık kapsamını genişleten düzenlemede uzlaşmasına karşın CHP yönetimi, anayasa değişikliğinin farklı sonuçları olabileceği ve AKP’nin bunu pazarlık kozu olarak da kullanabileceğini dikkate alarak Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) değişikliği ile yargılamaların ve hükmün infazının dönem sonuna ertelenmesini önerecek. CHP MYK dün Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında toplandı. Toplantıda hafta başında 3 partiden oluşan komisyonun tutuklu ve hükümlü milletvekili sorununun çözümü için hafta başında vardıkları uzlaşma konusunda CHP’nin izleyeceği tutum masaya yatırıldı. MYK’de, AKP’nin “yeniden yargılamalar” konusundaki tutum değişikliğine dikkat çekilerek, AKP’nin tutuklu milletvekilleri kozunu elinde tutarak, anayasa değişikliği paketine kendi istediği değişiklikleri de koydurabileceği değerlendirmesi yapıldı. MYK’de ayrıca, yapılacak anayasa değişikliğinin dokunulmazlık kapsamını genişlettiği, yeni dokunulmazlık alanları yarattığı, bunun partinin “dokunulmazlıkların kaldırılması” gerektiği yönündeki parti politikalarına da aykırı olduğu dile getirildi. Tutuklu milletvekili sorunun çözümünün yasal düzenlemeyle de mümkün olabileceği değerlendirmesi yapıldı. Bu kapsamda CHP’nin, CMK’de yapılacak değişiklikle milletvekilleri hakkındaki yargılamaların dönem sonuna bırakılması ve hüküm giyen MHP’li Engin Alan için de “hükmün infazının dönem sonuna” bırakılması formülünün önerilmesi benimsendi. Toplantıda AKP’nin Meclis’e sunduğu HSYK ile ilgili yasa önerisine karşı izlenecek strateji de ele alındı. CHP içinde hukukçu milletvekillerine, AKP’nin önerisi üzerinde çalışma görevi verilirken Meclis’te sıkı muhalefet yapılması kararlaştırıldı. ‘Tuzağa düştüler’ sıması olarak değerlendiren CHP yönetimi, gerek “krizin çözümü” için devreye giren ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek’le ANKARA AKP’nin yolsuzluk ve rüşgörüşen Baykal, gerekse yeniden yargıvet operasyonunun ardından, Ergelama için Başbakan Tayyip Erdoğan’la nekon, Balyoz gibi davalarla ilgili “yegörüşen Feyzioğlu’nun temaslarını hüküniden yargılama”ya kapı aralamasını meti düştüğü kuyudan kurtarmak için “ip “gündem değiştirme ve yolsuzluğun atmak” olarak değerlendiriyor. CHP Geüstünü örtme” girişimi olarak gören nel Başkan Yardımcısı Toprak da isim CHP’de, Türkiye Barolar Birliği Başkavermeden Baykal ve Feyzioğlu’nun girinı Metin Feyzioğlu ve “devlet krizi”nin şimlerine tepki gösterdi. CHP olarak “yeçözümü için devreye giren eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın girişimleErdoğan Toprak niden yargılama”ya karşı olmadıklarını ve bu konuda önerilerinin de hazır olri rahatsızlık yarattı. CHP Genel Başkan duğunu belirten Toprak, “Eğer hükümet Yardımcısı Erdoğan Toprak, hükümesamimiyse, getirsinler bu düzenlemeyi bir güntin yolsuzlukta “suçüstü yakalandığını” belirterek de Meclis’ten geçiririz ama hükümetin kurduğu “Hükümet yolsuzlukta basılmıştır. Ama bunlar tuzağa alet olmamak lazım” dedi. ayyuka çıkmışken birileri gidip bir günde randevu alıyor. Bu randevular daha önce niye alınamıktidara can suyu yordu? AKP bir tuzak kurdu ve bazıları bu tuzağın içine düştü” görüşünü dile getirdi. Toprak, şu görüşleri dile getirdi: “AKP’nin kamuCHP yönetimi, AKP hükümetinin, Ergenekon, oyunda hızlı bir itibar kaybı var. Sanki özel yetBalyoz davalarının mağdurlarına “yeniden yargılakili mahkemeleri kuran AKP değilmiş gibi temama” yolunu açacağına inanmıyor. “Yeniden yargısa geçip, iktidara can suyu taşımamak, amaçlalama” tartışmasını, hükümetin yolsuzlukta sıkışınca rına alet olmamak lazım. Erime sürecine giren kendisine yeni “ittifaklar arama” anlayışının yanAKP’yi iyi polis gibi göstermek doğru değil. ” AYŞE SAYIN CHP’de Feyzioğlu ve Baykal’a tepki büyüyor Baykal, Gül’le ile görüştü, umutsuz ayrıldı ‘Yaşanan sıkıntılar devam edecek’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında yaşanan “erkler çatışması” ile başlayan devlet krizinin aşılması için anayasal yetkilerini kullanarak devreye girmesini isteyen eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’a “Kurumlar arasında çatışma yok” diyerek olumsuz yanıt verdi. Emniyet ve yargıdaki çatışmayı devlet krizi olarak görmediği ve devletin zirvesinin uyum içinde çalıştığı mesajı veren Gül, bu aşamada devreye girmeyi düşünmediğinin de işaretini verdi. Köşk’ten umutsuz çıkan Baykal, devlet organları arasında çok ciddi çatışma olduğuna, bunun Ankara’dan görünüyor olmamasının bu gerçeği ortadan kaldırmayacağına işaret etti. Deniz Baykal, geçen hafta TBMM Başkanı Cemil Çiçek’le görüşmesinin ardından dün de Köşk’e çıktı. Edinilen bilgiye göre görüşmede Baykal, Türkiye’de büyük bir devlet krizi yaşandığını ve bu süreçte anayasanın cumhurbaşkanına devlet kurumları arasında uyum ve eşgüdüm sağlama görevi verdiğine işaret ederek, yaşanan süreçle ilgili inisiyatif almasını istedi. Ancak Gül’ün, devlet kurumları arasında kendisinin devreye girmesini gerektirecek bir durum olmadığını, yasama ve yürütme organları arasında bir sorun yaşanmadığını, Emniyet ve yargı arasındaki çatışmadan tedirgin olmadığı mesajını da verdiği kaydedildi. Görüşmede Baykal, hükümetin Meclis’e sevk ettiği HSYK ile ilgili yasa taslağını “Kolluk kuvvetleri yönetmeliği ile yapılmak istenen ne ise HSYK teklifi de aynısıdır” diye eleştirirken, Gül bu konuda yorum yapmadı. Yeniden yargılama konusuna sıcak bakan Gül’ün Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun temaslarıyla ilgili kamuoyuna yaptığı açıklamalardan rahatsızlığını dile getirerek bu tür açıklamaların olumlu olabilecek gelişmelere “zarar verebileceği” görüşünü dile getirdiği öğrenildi. Yaklaşık yarım saat süren görüşmenin ardından Baykal, şunları söyledi: “Keşke bu temasların sonucunda daha umutlu ve daha iyimser bir tablo çizme imkânı bulabilseydim. Öyle anlaşılıyor ki yaşamakta olduğumuz sorunlar, sıkıntılar daha devam edecek.” Baykal, bu arada yolsuzluklar nedeniyle istifa etmek zorunda kalan bakanların fezlekelerinin aradan 3 hafta geçmesine karşın hâlâ Meclis’e gelmediğine dikkat çekerek Meclis’in hâlâ o fezlekeleri beklediğini söyledi. HSYK’ye muhalefet İ rdımcısı ve ParCHP Genel Başkan Ya avcılar savcıları “S ti Sözcüsü Haluk Koç, cıların peşinde. sav bu YK HS r, takip ediyo YK’nin peşinHS t me kü Adalet Bakanı ve hü Tam bir hor. de şin de. Polis de polisin pe iz sahneler” deim diğ izle isi tumcular vad ama önerileri ile ilgili di. Koç, yeniden yargıl yürütmeye bağlanolarak “Başta yargının örlük arayışında, tat dik re ması olmak üze hiç şüphesiz bir bu makul izanlı öneriler aktır. Herkes akılac llan ku rak dayanak ola rlendirmesini yaptı. lını başına alsın” değe nunca ‘kahraman ku Koç, “Ucu kendine do in’ ilan ederek bir ‘ha polislerini’ bir gecede el devlet, çete baral Pa ın. att p sili de em kal yutmaz. Bu mızrak se kim ık art ini haneler diye konuştu. z” ma sığ bu çuvala ‘Hortumcular vadisi’ Tarhan: Başbakan yargılayamadığı HSYK’yi kendine bağlıyor AYŞE SAYIN ANKARA AKP’nin kendisine uzanan yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının ardından, HSYK’nin yapısını tümden değiştiren yasa değişikliği girişimine CHP’den sert tepki geldi. CHP Ankara Milletvekili ve eski YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, düzenlemenin anayasaya aykırı olduğunu ve mutlaka da Anayasa Mahkemesi’nden döneceğini belirterek “Ancak iptal edilene kadar da atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacak. Bu düzenleme ile tetikçi bir HSYK yaratılıyor. Bu topyekun yolsuzlukları örtme girişimidir. Onun için de ideolojik gö rüşü ne olursa olsun bütün muhalefet partileri Meclis’te bu düzenlemeye karşı tek ses olmalıdır” çağrısı yaptı. Başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin, yasanın Meclis’teki görüşmeleri sırasında komisyonu ya da genel kurulu terk ederek tavır koymaları çağrısı yapan Tarhan, “Yukarıda bir çete savaşı var, ama bu cemaate karşı verilmiş bir savaş filan değil. Doğrudan halka karşı açılmış, yolsuzlukların üzerini örtmeye dönük bir savaş. Başbakan’ın, yargılayamadığı HSYK’yi doğrudan kendine bağlamasına dönük bir hamle” diye konuştu. Tarhan, dün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşerek düzenlemeyle ilgili bilgi verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle