19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OCAK 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 Oyun Atölyesi, ‘Kim Korkar Hain Kurttan’ı 26 yıl aradan sonra seyirciyle buluşturdu Kim korkar evlilikten... CEREN ÇIPLAK “Kim Korkar Hain Kurttan”... Kim bu oyunda rol aldıysa ya idol oldu ya da idol olduğu için oynadı desek yanlış olmaz. 1963’te Kenterler’de Yıldız Kenter ile Müşfik Kenter, 1987’de Ankara Devlet Tiyatrosu’nda Çetin Tekindor ile Ayten Gökçer’in oynadığı bu oyun hâlâ belleklerde... “Kim Korkar Hain Kurttan” Türkiye’deki geçmişi parlak bir oyun. Edward Albee’nin 1962’de yazdığı bu oyun 1966’da da beyazperdeye de taşınmıştı. Elizabeth Taylor ile Richard Burton’un rol aldığı film çok konuşulmuş, hatta 60’ların en ses getiren filmlerinden olmuştu. “Kim Korkar Hain KurtASLI ULUŞAHİN tan” ülkemizde 26 yıl aradan sonra yine seyirciyle buluşuyor. Oyun Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’ndeki kayıp eserAtölyesi’nde sahnelenen oyunda lerle ilgili yapılan operasyonda ele geçirilen tabloların bübaş karakterler Martha’yı Zerrin yük bölümünün kaynağının Anadolu’daki Devlet Güzel SaTekindor, George’u Tardu Flornatlar Galerileri olduğu iddia ediliyor. dun canlandırıyor. Oyunu da ZerAnadolu’nun çeşitli illerinde bakanlığa bağlı Devrin Tekindor ile Çetin Tekindor’un let Güzel Sanatlar Galerilerinin açılmasına karar verilmiş, oğlu Hira Tekindor yönetiyor. 1960’larda İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nden çok saTek mekânda geçen oyunda evyıda eser bu galerilere gönderilmişti. İstanbul’un koleksiyolilikleri zaman içinde aşınmaya nundan AntalyaAlanya’ya 39, Balıkesir’e 10, Erzurum’a başlamış Martha ile George’un 18, Eskişehir’e 13, Kütahya’ya 21, Bolu’ya 44, Bursa’ya 53, bir gece boyunca çekişmelerini, İzmir’e 14, Mersin’e 17 ve Isparta’nın Yalvaç ilçesine 30 didişmelerini izliyoruz. 50 yıl resim aktarılmıştı. öncesini anlatan bu oyun çağdaş 1980’e doğru Ankabir rejiyle sahneleniyor. Maru Operasyonda ele geçirilen ra Devlet Resim ve Heykel tha ile George her ne kadar minik tabloların büyük bölümünün, Müzesi’nin açılması gündeme minik yontsalar da birbirleri1960’larda İstanbul Resim geldiğinde, galerilerdeki eserni, aslında aralarında gerlerin İstanbul’a iadesi yerine, çek bir bağlılık, aşk var. İlk tive Heykel Müzesi’nden bakanlıkça Ankara’ya ulaştıu 1960’larda Yıldız Kenter’le Müşfik Kenter’in, 1980’lerde Ayten yatro yönetmenliğini bu oyunla Anadolu’daki devlet galerilerine rılması istendi. İşte son ope24 yaşında deneyimleyen Hira Gökçer’le Çetin Tekindor’un oynadığı oyunun sinema uyarlamasında gönderilen eserlerden oluştuğu rasyonda ele geçirilen eserleTekindor’un deyimiyle bu aşkta Elizabeth Taylor ile Richard Burton rol almıştı. Bu kez Oyun bu gale rin büyük bölümünü, ileri sürülüyor. Bakanlık zarafet ve vahşet bir arada. Atölyesi’nin sahnesinde Zerrin Tekindor’la Tardu Flordun’u izliyoruz. rilerden Ankara’ya dönen ya “Kim Korkar Hain Kurtsonradan bu eserlerin da “dönmesi gereken” esertan” kadınerkek Ankara’ya ulaştırılmasını lerin oluşturduğu belirtiliyor. ilişkisindeki huzursuzluğun Örneğin, ele geçen eserler istemiş, İstanbul’a iade da oyunu. Hem bağlılık, den Halil Paşa ’nın “ Mansığınma, hem de zedeleme, edilmeyen eserler, yeni açılan zara: Brötanya” tabloincitme var Martha ile Ankara Resim ve Heykel su Bolu’ya, Bedri Rahmi George’un “oyun”unda... Müzesi’ne konulmuştu. Eyüboğlu’nun “Manzara” Bu oyuna ortak olan resmi ise Kütahya’ya gön bir çift daha var. Nick ile derilen eserler arasında yer Honey. Onlar Martha ile alıyordu. Operasyonda ele geçirilen tabloların arasında, George’un sanki gençliği Mersin’e gönderilen eserlerin de olduğu söyleniyor. gibi… Şehir galerilerinde bulunan eserlerin güvenliği, açıldıkPsikolojik bir atmosfer ları günden bu yana tartışmalara konu olmuş, İstanbul Reiçinde geçen oyunda Zerrin sim ve Heykel Müzesi’nde 20022003 yıllarında yapılan Tekindor ve Tardu Flordun envanter çalışmasında yeniden gündeme gelmişti. MSGSÜ, öyle bir performans ser2003 yılında Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’ne, 1963’te Kenterler’de Yıldız Kenter giliyorlar perde aralarında ile Müşfik Kenter, 1987’de Ankara Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ile Kültür ve Turizm seyirciden “DöktürüyorDevlet Tiyatrosu’nda Çetin Tekindor Bakanlığı’na gönderdiği birçok yazıyla galerilerdeki eserlelar” yorumunu duyuyoile Ayten Gökçer’in oynadığı bu rin akıbetini sormuştu. rum. Nick’i canlandıran oyun hâlâ belleklerde... Edinilen bilgilere göre, eserlerin tamamı ancak 2004 yıŞükrü Özyıldız’ın lında Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin envanter oyunculuğu yakışıklılığı listesine kaydedildi. Bu durumda eserlerin 2004 sonrasında kadar öne çıkmıyor. Nilmüzeden çıkarılmış veya eserlerin müzenin envanter listeanne demedi. Hep Zerrin diperi Şahinkaya da, oyunsine kaydedilmiş görülmesine karşın müzeye hiç girmeden yordu. ‘Zerrin şunu yap’, ‘Zerrin daki yan karakterlerden saf çalınmış ya da ”değiştirilmiş” olabileceği düşünülüyor. şunu demek istedim’. Oyunla ilHoney’yi canlandırıyor. Ayrıca, uzmanlar, operasyonda ele geçirilen eserlerle gili tüm süreç provalarda geç3 perdelik oyunun soilgili olarak, “sanki bir ürün kataloğundan seçilmişti, eve taşımadık. Bu durum çok nunda perde alkıştan çesine, en değerli eserlerin müzeden çıkarılmış olduhoşuma gitti. Oğlumla gurur kapanamıyor bir türlü. ğunu” ifade ediyor. duyuyorum, hiç hayal kırıklığı Oyun sonrasında Zerrin yaşatmadı bana.” Tekindor, “Bu rolü oyna“Matematiği kuvvetli bir mak hep aklımda vardı; oyun” diye söze başlayan Tarbunca yıl hiç hayata geçdu Flordun ise konservatuvara medi. Şimdi kısmet oldu, girdiği yıl Ankara DT’de sahnelenmiş olan bundan dolayı mutluyuz” diyor. oyunun etkisinin sürdüğünü hatırlıyor. FlorKarakterlerde duygudan duyguya çok hızlı dun, böyle etkili bir oyunun 27 yıldır neden geçişler olduğuna da değinen Zerrin Tekindor, oynanmadığını merak ettiğini belirterek şöyle Kültür Servisi İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından Martha ile George ilişkisini değerlendiriyor: düzenlenen 33. İstanbul Film Festivali, bu yıl 520 Nisan bir tahmin yürütüyor: “Aralarında çok ciddi bir aşk, tutku tarihleri arasında gerçekleşecek. Festivale Türkiye’den “Bizim seyircimizin genel algısında koolduğu kesin, ama canını yakma isteği de katılacak filmler, başvurularını 31 Ocak’a kadar yapabilecek. meditrajedidram diye bir ayrım var. var; birbirini çimdikleyen küçük çocuklar Yapılan başvurular arasından belirlenecek filmler, 33. gibi, gözünden yaş gelir ama acımadı ki der Seyircimiz afişe edilen şeyleri seviyor: ‘Bu İstanbul Film Festivali Altın Lale Ulusal Yarışması’nda öyle bir komedi ki gülmekten kırılacaksınız’ ler. Zekâ savaşı yapıyorlar aslında.” yarışacak. Festivale uzun metrajlı kurmaca filmlerin yanı gibi sunumları seviyor çünkü.” Flordun’a Peki, oğlunun yönettiği bir oyunda rol alsıra, belgesel ve animasyon filmlerle de başvurulabiliyor. göre, bu oyun bir komedi ya da dram mak nasıl bir duygu? Zerrin Tekindor şöyle Başvurular, son başvuru tarihine kadar festival merkezine değil, içinde kara mizah ve absürd tiyatro yanıtlıyor: yapılacak. Ayrıntılı bilgi için film.iksv.org. barındıran trajikomik bir hikâye. “Hira, provalar boyunca bir kere bile Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nden çalınan eserlerle ilgili yeni iddia Devlet, Adalet, Vicdan Tükenince... Tarih 28 Aralık’tı. Perşembeyi cumaya bağlayan gece. Yıl 2011. Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Gülyazı / Roboski köyü. Irak sınırına yakın... 34 vatandaş. 34 sivil. 34 yoksul insan... İçlerinden 19’u çocuktu. En küçüğü 12 yaşındaydı. İçlerinden dördü 13 yaşındaydı... Yükleri silah değil, uyuşturucu değil, katırlara yükledikleri mazottu, undu, şekerdi... Sonra... Sonra... Sonra cehennem. Önce top ateşi, sonra “topçu atışı yetmez” denmiş, “hava harekâtı” kararı alınmış, Necdet Özel onay vermiş, sonra F16 bombardımanı: Birinci bomba 21.30’da sınırda bekleyenlere... İkincisi 21.43’te güneye gitmeye çalışanlara... Üçüncüsü 22.02’de kuzeye gitmeye yeltenenlere... Dördüncüsü 22.24’te hareketsiz duranlara... açınılmaz hata’ Dehşet içinde, önceki gün yayımlanan Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’nın kararını okuyorum. Yukarıda özetlediğimi, buz gibi askeri sözcüklerle ve tüm ayrıntılarla açıklıyor. Okudukça insanın kanı donuyor. Sonuç: Askeri savcı “Takipsizlik kararı” vermiş... Takipsizlik kararı, çünkü “kaçınılmaz bir hata” yapılmış! Yani yanlışlık olmuş. Meğer onları “terörist” sanmışlar! Katliamın sabahında analar babalar çocuklarının dağılan bedenlerini, dağdan taştan topraktan kurtarıp, kucaklarındaki battaniyelere sararken, Başbakan Erdoğan’ın Necdet Özel’i tebrik ettiğini ben unutmadım... Birkaç ay sonra “Uludere soruşturmasının dosyası, Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak” dediğini de... Hani üstü örtülmeyecekti. Hani sorumlular bulunacaktı! Sonra Meclis’teki Uludere Komisyonu’nun “mış gibi” yaptığını, katliamı adeta akladığını da unutmadım. Ve bir tek CHP’li Levent Gök’ün itiraz ettiğini... Artık sözün bittiği yerdeyiz! Devletin, adaletin, vicdanın tükendiği yerde! Sivil yargıya da askeri yargıya da yuh olsun! illetle alay ediyorlar Bunlar milletle alay ediyor! Başka türlü açıklanamaz. Askeride “benden olanlar benden olmayanlar” diye ayırdılar. Bakanların çocuklarını gözaltına alan polisi cezalandır; Gezi protestolarında genci vuran, öldüren, sakat bırakan polisi ödüllendir! Senin adamını sorgulayan savcıyı sürgün et, senin düşmanını sorgulayanı terfi ettir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk’ün izinde yürüyen komutanlarını “terörist” ilan et; 34 vatandaşı çocuk çocuk demeden bombalayıp kömüre dönüştürenleri tebrik et! Evet bizimle alay ediyorlar. Yok devlet içinde paralel devletmiş, yok çeteymiş... “Ne istediler de vermedik”le başlayan ve süren kavgaya da inanmıyorum! İşlerine geldi mi çeteyi de, devleti de, askeri de, dini de, imanı da “benden olanlar benden olmayanlar” diye ayırıp kendilerini korumaya çalışıyorlar. Kutulara sakladıkları milyon dolarları unutturmaya çalışıyorlar. Artık sözün bittiği yerdeyiz! Devletin, adaletin, vicdanın tükendiği yerde beni ayakta tutan tek güç, bir gün hesap vermek zorunda kalacaklarını bilmem... O güne dek hayatta kalmaya niyetliyim! Çalınan tablolar Anadolu’dan ‘K M İstanbul Film Festivali’ne son başvuru 31 Ocak KAMİL KÜLTÜR l MASARACI ÇİZİK n Kültür Servisi Kalan Müzik’ten Abdurrahman Tarikci’nin “İmece” ve Duygu Rüzgâr’ın “Usulca” adlı albümleri çıktı. Gitarist, aranjör, ses mühendisi ve fizik doktoru Abdurrahman Tarikci’nin ilk solo albümü olan çalışmasında anonim türkülerin yanı sıra Neşet Ertaş ve Saadettin Kaynak gibi ustaların da besteleri yer alıyor. Kalan Müzik’ten iki albüm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle