02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 OCAK 2014 SALI 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Hem daktilo eski, hem de ben eskidim... Elli, altmış yıl sabah akşam birlikte dünyayı, insanları izledik. Nerden nereye... Yeter artık diyor, tuşlarım hâlâ çalışıyor, daha ne istiyorsun. Otur masa başına yaz, yaz, yaz... Neyse, neresiyse, nasılsa, senin beklediğin şey değilse, yine yaz... Daktiloda kaç şerit eskidi, çöpe atıldı. Ben bilmem nasıl görünüyorum ama aynalar da eski dost olduğu için gerçeği saklamıyorsa fena değilim. Zaman gelmiş geçmiş. Bir yerde kapıların kapanması gerek. Ama zor kapatmak, o insanlık, dostluk dünyasının kapılarını... Dostlar da birer birer gitti. İstedikleri yere mi yoksa hiç sevmedikleri bir bilinmez dünyaya mı? Halet’çiğim de gitmiş. Bizden uzaktaydı, geç duydum. O da kırk yıllık bir arkadaş ama daha çok iyi bir dosttu... Halet Çambel’i tanıtmak gerekir mi? Arkeolog, mesleğinde başarılı, ama o kendini halka hizmete adamış. Eşi Halet Çambel’siziz artık. Anılar ne kadar yaşarsa o kadar unutulmayacak. Hele benim için... Aydın kıyımı sürüp gidiyor. Dünyanın en çok aydınını cezaevi hücrelerine doldurmuş devletiz... Bir barış dünyası için öncelikle binlerce insanımızı insanlık dışı bir durumdan kurtarmak gerek. Ama olmuyor, halk barış, dostluk rüzgârının esmesini umarken tam aksi bir kafa, büsbütün ters işlere kalkışıyor. TV’lerde görüyoruz yurdu yönetenlerin suratlarını. Hiçbirinin ak pak bir yüzü yok. İçleri garip bir öç alma hesabında. Kim kimden öç alacak? Dünyada adı anılmamış biri çıkıp sizin yazgınızla oynuyor. Siz savaşacaksınız, sonuna kadar direneceksiniz, bu büyük görevi yıllar yılı yaşayacaksınız. Bilmem bu yol nerede bitecek de yeni bir mutlu olmak yolu açılacak. Bırak mutluluğu, insan gibi yaşamak, insan gibi olmayanların âleminde... Bu yüzden bir umut da yok... Yok mu?.. GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Emniyet müdürleri, kimi valiler ya merkeze ya da başka illere gönderildi. Medya haberlerine göre sıra hâkimlerde. Haftalardır Başbakan, yargıda Emniyet’te, hatta bürokraside estirdiği fırtanın nedenini açıklıyor: Devlet içinde devlet olan, paralel devletin bütün marifetlerini gösteren; savcılara, Emniyet’e, hatta Ergenekon, Balyoz gibi davalara bakan hâkimlere direktif vererek yüzlerce masum insanı yıllardır haksız yere hapishanelerde yatmasına… ….bir türlü adını, liderini açıklayamadığı devlet içinde yuvalanmış “bir örgütün, bir çetenin” neden olduğunu söylüyor. HHH Bu filmin bir benzerini yıllarca önce izledik ve bugünlere geldik. Başbakan RTE, yıllarca adını dilinden düşürmediği, darbe yapmakla suçladığı Ergenekon adında bir örgüt olup olmadığını, davayı gören Silivri özel mahkemesi İçişleri Bakanlığı’na sordu. Bakanlık, mahkemeye devletin kayıtlarında bu isimde bir örgüt olmadığını bildirdi. Ama Başbakan Nuh dedi peygamber demedi. Ergenekon adında bir örgütün var olduğunu savundu. Ancak şimdi durum farklı. Ad vermeden bir örgütün, çetenin hükümeti devirmek için harekete geçtiğini yineleyip duruyor ama… …. din kardeşi olduğu, yıllarca el ele gönül birliğiyle devletin temel kurumlarında kurulan kumpaslara göz yumduğu resmen… ...bir örgüt, bir çete yok ama…: …Başbakan, suçladığı örgüt, cemaat ve çete reisini de, saygılarını iletmekten yorgun düştüğü Fethullah Gülen’i… ….neden isimleriyle açıklamaktan, yargıya teslim etmekten çekiniyor? Zira RTE için öncelikle seçimlerde oy sorunu ön planda. Paralel çete, cemaatin önderlerini, liderini hukuk devleti olmanın gereği yargıya teslim etmek, elbette işine gelmiyor. HHH Doğal olarak devlet içinde gerçekten paralel devlet yok mu, sorusu akla geliyor. Bu soruyu yanıtlayacak olaylar Güneydoğu’da yaşandı, yaşanıyor. Daha önce bir TIR ve iki otobüste silah ve mühimmat ele geçirildi. Hatay’da da bir TIR. Daha sonra durdurulan 4 TIR’dan 3’ünde savcının emriyle jandarmanın araştırma yapmasına izin verilmedi. Zira TIR’lar MİT’e aitti. Şu gerçek ortaya çıktı: Böylece: MİT, yasayla devlet içinde devlet olan bir örgüt! MİT Yasası’nın galiba 26’ncı maddesi Başbakan’ın izni olmadan MİT TIR’larında devletin savcılıları emriyle devletin jandarmasının araştırma yapmasına izin yok! HHH Başbakan, silah ve mühimmat yakalanan TIR’ların Suriye’de Türkmenlere yiyecek götürdüğünü söyledi. Türkmen örgütleri, bu açıklamanın mürekkebi kurumadan Başbakan’ı yalanladı. Ne var ki, AKP sözcüsü Hüseyin Çelik, MİT TIR’larında araştırma yapılamayacağını öylesine savundu ki, böylece devlet örgütünün devlet içinde devlet olduğunu kanıtladı... H. Çelik, TIR’lara arama emrini vererek durduran savcı ile herhalde bu emre uyarak araştırma yapmaya girişen jandarmayı “haddini bilmezlikle” suçlayarak… HHH Devlet içinde, üstelik yasayla devlet olan bir örgüt… bir de örgüt kanalıyla Suriye’ye gönderdiği silahlarla yüz binlerce insanın katledilmesine yardımcı olan, ne var ki devlet içinde devlet olan bir örgütten ve çeteden yakınan bir hükümet var önümüzde... Yasayla paralel devlet konumuna gelen MİT’in TIR’larında değil araştırma yapmak… …yolundan alıkoyarak durduranların hadlerini bilmediklerini parti sözcüsüne söyleterek aşağılatıyor, suçluyor. Çambel’in Anısına şair V’yi bilen bilir. Nail V. diye bütün şiir antolojilerinde yer alan adı bu. Şair V... Hiçbir zaman V’nin ne olduğunu öğrenemedik. Kendisi de söylemedi. Heykellerde, kitaplarda öyle anıldı. Özellikle kadınlar konusundaki o uzun şiiri... Nâzım Hikmet’in yakınıydı. Arkadaşlıkları birlikte bir kitapta birleşti onların. Hapisliklerini Nâzım’la beraber yaşadı. Yıllarını özgürlük uğruna verdiği savaştan sonra Gökova’nın Akyaka’sında bir kültür evi kurdu. Nail V. öldü ama eserleri yaşıyor. Hiç değilse bir şair olarak. TBMM’ye uyarı EMİNE KAPLAN MEB, ‘demokratikleşme paketi’nde yer alan Kürtçe eğitimle ilgili 2 konuda endişeli ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), TBMM Anayasa Komisyonu’na gönderdiği yazıda, hükümetin “demokratikleşme paketi” olarak nitelendirdiği yasa tasarısında yer alan özel okullarda Kürtçe eğitimle ilgili düzenlemenin “inkılap tarihi ve Atatürkçülük, Türk dili ve edebiyatı” derslerinin Kürtçe okutulması, dershane ve sürücü kurslarında Kürtçe eğitimin yolunu açacağı uyarısında bulundu. MEB, söz konusu maddede değişiklik yapılmasını önerdi. MEB de özel öğretim kurumlarında farklı dil ve lehçelerde eğitim ve öğretim yapılmasını düzenleyen maddeyle il gili görüşünü komisyona bir yazıyla bildirdi. Yazıda, tasarıdaki, “Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerle eğitim ve öğretim yapmak amacıyla özel öğretim kurumları açılabilir” ifadesinin özel okullar ve kurslar dışındaki dershane, sürücü kursları, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi ve benzeri özel öğretim kurumlarında bu dillerde eğitim ve öğretim yapılabileceği sonucunun çıkarabileceği belirtildi. ‘Farklı dil ve lehçelerin okutulması yolunu açar’ Yazıda, ilgili maddedeki “Bu kurumlarda eğitimi ve öğretimi yapılacak dil ve lehçeler Bakanlar Kurulu kararıyla tespit edilir” ifadesinin de mevcut yasada Türkçe dışında bir dilde okutulamayacağı hüküm altına alınan “inkılap tarihi ve Atatürkçülük, Türk dili ve edebiyatı, tarih, coğrafya, sosyal bilgiler, din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri ile Türk kültürüyle ilgili diğer derslerin” de farklı dil ve lehçelerde okutulması yolunu açacağı vurgulandı. Paketin bu maddesinde değişiklik yapılmasını öneren bakanlık, farklı dil ve lehçelerle eğitim ve öğretime “ilköğretim ve ortaöğretim kurumları” kriterinin getirilmesi, mevcut yasanın Türkçe dışında bir dilde okutulamayacak derslerle ilgili hükmüne aykırı olmamak üzere hangi derslerin farklı dil ve lehçelerde okutulacağının bakanlıkça belirlenmesini istedi. AKP KİMSEYİ DİNLEMİYOR ‘İnternette devlet kontrolü isteniyor’ MAHMUT LICALI Kadına şiddete protesto Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Balıkesir Şubesi ve Balıkesir Tabip Odası, hemşire Pervil Ç’nin silahla vurularak öldürüldüğü Balıkesir Devlet Hastanesi’nin bahçesinde kadına yönelik şiddeti protesto etti. SES Balıkesir Şubesi Örgütlenme Sekreteri Birsen Seyhan, “Pervil Ç, 42 yaşındaydı. Hastanede çalışırken eşi tarafından başından kurşunlandı. 5 gün yoğun bakımda kaldı, ancak yaşam mücadelesini kaybetti. Arkadaşımızın öldürülmesi sıradan bir cinayet değildir. Bir türlü kadınların yakasını bırakmayan ve neredeyse kadınlara karşı her gün işlenen koca vahşetidir” dedi. (Fotoğraf: AA) İstanbul Haber Servisi İstanbul’da 7 yıl önce uğradığı silahlı saldırı sonucu katledilen gazeteci Hrant Dink’in çalıştığı Agos gazetesi, dün kendilerini “Serberus” olarak tanıtan hacker grubu tarafından saldırıya uğradı. Agos gazetesinin sitesine Atatürk resmi koyan hacker grubu “Birileri Hrant mı diyor hâlâ! ‘Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil kanda mevcuttur.’ 13 Şubat 2004 Hrant Dink. Bu sözlerinizi unutturmadık unutturmayacağız” yazısı koydu. Yaklaşık 1 saat sonra site normale dönerken, Agos gazetesinin Twitter hesabından yapılan açıklamada “Sitemiz ırkçı bir saldırıya uğradı. Sorunu çözmeye uğraşıyoruz. Okuyucularımızın bilgisine” denildi. Agos gazetesinin sitesi hack’lendi Emniyet’te TIR depremi ADANA (DHA) MİT’e ait TIR’ları arama girişiminin ardından Adana Emniyet Müdürlüğü’nde müdür yardımcıları ile birçok şube müdürünün görev yeri değiştirildi. İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan’ın yerine atanan Cengiz Zeybek’in göreve başlamasından 10 gün sonra Adana Emniyet Müdürlüğü’nde atama depremi yaşandı. Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüklerinden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı İsmail Bilgin Sosyal Hizmetlerden ve Polisevi’nden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı’na atandı. Bilgin’den boşalan göreve ise Kemal Serhatlı Polis Meslek Yüksekokulu’nda geçici görevle bulunan Emniyet Müdür Fahri Aktaş getirildi. Polis Meslek Yüksek Okulu’nda görevli Emniyet Müdür Yardımcısı Davut Özateş, Bilgi İşlem Ulaştırma ve Muharebeden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı’na atandı. Sosyal Hizmetler ve Polisevi’nden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Gürkan İlhan, Personelden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı’na getirildi. Personel Şube Müdürü Ali Rıza Gültekin Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü’ne, yerine Bilgi İşlem Şube Müdürü Erdal Cilasun getirildi. Trafik Şube Müdürü Abdurrahim Zengin Terörle Mücadele Şubesi’nde, Terörle Mücadele Şube Müdürü Mehmet Karabörk ise Trafik Şube Müdürlüğü’ne atandı. Güvenlik Şube Müdürü Mithat Kırcı, İnşaat Emlak Şubesi’ne, İnşaat Emlak Şube Müdürü Murat Kundakçı ise Çevik Kuvvet Şubesi’ne atandı. Çevik Kuvvet Şube Müdürü İbrahim Dağlı da Güvenlik Şube Müdürü oldu. ANKARA TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen torba yasa tasarısında internete sansürü düzenleyen maddelere muhalefet ayrı ayrı şerh koydu. Muhalefet partileri, düzenlemenin “toplumsal talep ya da hukuki bir dayanağı olmadığı”, “AKP’nin siyasi çıkarlarına dayalı olduğu” ve “internetin devletin denetimi altına alınmasına yönelik olduğu” eleştirilerinde bulundu. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 36 farklı yasa ve 5 farklı kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapan torba yasa tasarısında internete sansürün hızını ve niteliğini artıran düzenlemelere CHP, MHP ve BDP ayrı ayrı muhalefet şerhi yazdı. CHP’nin şerhinde internetle ilgili düzenlemede konunun uzmanı kişi ve kuruluşların temsilcilerinin dinlenmediği, yargı kararı olmadan internete hiçbir engelleme yapılamayacağı ifade edildi. Şerhte, tasarının sektördeki temsilciler tarafından tartışılmadan hayata geçirilmeye çalışmasının büyük bir eksiklik olduğu belirtilerek “Pek çok yanlışı ve eksikliği olduğu gibi sansür uygulamalarını da yaygınlaştıracağı açıktır” denildi. MHP’nin şerhinde internete sansürle ilgili düzenlemelerin hukuki bir gereklilik ya da toplumsal bir talebe değil, siyasi çıkara dayalı tepeden inmeci bir iradeye dayandığı ifade edildi. Şerhte internet kullanımına, bireysel hak ve özgürlüklere yönelik ciddi kısıtlamalar getirildiği belirtildi. BDP’nin şerhinde de sansürün, fişlemenin, kişisel verilerin kayıt altında tutulmasının ve özgürlüklerin kısıtlanmasının daha da derinleştirildiği ifade edildi. Şerhte internetin, “tamamen devletin kontrolü ve denetimi altına alınmak istendiği” kaydedildi. hangi konumda bulunursa bulunsun, öncelikle sağlıklı yaşama hakkına sahiptir. Öteki haklar bunun arkasından gelir. Türkiye’de ise her şey pahalılaşıyor, ama can ucuzluyor. Hayat pahalı, can ucuz... En ucuzu hapiste. Prof. Fatih Hilmioğlu’nun tüm Türkiye’nin gözü önünde adım adım ölüme sürüklenişi, sadece canın değil, insanlığın da ucuzladığını gösteriyor. İnsan ister istemez şöyle düşünüyor: Fiilen uygulanmakta olan “yavaşlatılmış ölüm cezası” kamuoyunun gözü önünde bu kadar rahat sürdürülüyorsa, ciddi sağlık sorunu yaşayan öteki mahpusların vay haline. HHH 13 Ocak Pazartesi günü Rıza Türmen, Veli Ağbaba, Muharrem Işık’la birlikte Silivri 1 No’lu Cezaevi’nde sevgili Tuncay Özkan, Prof. Yalçın Küçük ve Fatih Hoca’yı ziyaret ettik. O gün Cerrahpaşa’ya sevki varmış. O, sevk aracının hazırlanmasını beklerken biz 9 metrelik duvardan içeri girdik. Bizimle görüştükten sonra hastaneye gitti. Hapishaneden üniversite hastanesine gitmeniz için dört kademeden geçmeniz gerekiyor. Önce cezaevi reviri, sonra cezaevi kampusunun sağlık ocağı, ardından Silivri Devlet Hastanesi, oradan kent merkezindeki ihtisas hastanesi, burası “tedavi üniversitede gerçekleşmeli” derse tıp fakültesi hastanesinin kapısından girebiliyorsunuz. Bütün bu basamaklardan sonra hastane sizin için “Hapishane koşullarında kalamaz” raporu verirse iş bitmiyor. Bunu Adli Tıp Kurumu’nun onaylaması gerekiyor. Bu kurum kendini uzman doktorların ve onlardan oluşan kurulun da üzerinde görüyor, sıklıkla, hatta sürekli, “Doktorlar bu mahpus hapiste kalamaz demiş ama, bizce kalabilir” raporu veriyor. Konunun uzmanlarına sordum, dünyada böyle bir kurul yok. Fatih Hoca sadece Silivri Mahkemesi’nin değil, Adli Tıp’ın kararıyla da tutuklu! Hilmioğlu, hastalıklarını sıraladıktan sonra ekledi: “Şunu da unutmayın, benim durumumda olan, hatta durumu benden daha ağır pek çok kişi hapishanelerde çürüyor. Onları da içine alan bir çözüm gerekli...” O koşullarda bile çözümün kişisel olmaması için çırpınıyordu. HHH 18 Ocak Cumartesi günü de sevgili Veli Ağbaba ile birlikte Fatih Hoca’nın 8 yıl rektörlük yaptığı İnönü Üniversitesi’nin bulunduğu Malatya’daydık. Günün akşamında İnönü Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği’yle birlikte olduk. Buluşmamızın ana konusu Hilmioğlu idi. Bir süre Fatih Hoca ile koğuş arkadaşlığı yapmış bir kişi olarak kendisinden rektörlük günlerini dinlemiştim. Mesai arkadaşlarından bir kez daha dinledim ve bir ülkenin başlıca hazinesi olan beyin gücünü nasıl yok ettiğini düşünerek bir kez daha kahroldum. İnönü Üniversitesi adını hâlâ Fatih Hoca’nın öncülük ettiği karaciğer nakliyle duyuruyor. Fatih Hoca’nın rektörlük süresinin dolduğu 2008 yılında İnönü Üniversitesi başta bilimsel yayın olmak üzere pek çok alanda ilk 10 üniversite arasında yer alıyordu. Üniversitenin kütüphanesini kat kat ben de dolaşmış, hayran olmuştum. Kamuoyunda Fatih Hoca ile ilgili duyarlılığın bir nebze olsun arttığını görmek umut verici. İmza kampanyalarına katılım da hızla yükseliyor. Anadolu’da “C” ile başlayan üç araçtan sakının derler. Cankurtaran, cezaevi aracı, cenaze aracı. Yaşamı ilk iki araçta geçen Hilmioğlu ile ilgili toplum ve yargı vicdanı üçüncü araçta mı kanayacak? Cemaatçi işadamları ‘Haşhaşiler’ diyen Erdoğan’a dava açtı n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cemaate yakın 22 işadamı, “Hizmet” hareketine ilişkin “Haşhaşiler” benzetmesi yaptığı için Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında bin liralık tazminat davası açtı. Ankara Adliyesi’nde işadamları adına açıklama yapan Dr. Mahir Şahin, Başbakan’ın kendilerini, devleti ele geçirmeye çalışan çete, terör örgütü, hükümete karşı linç operasyonu yapan gizli teşkilat ve mensupları olmakla suçlayarak kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu söyledi. n ŞIRNAK (Cumhuriyet) Cizre ilçesine parti binasının açılışına giden HAKPAR Genel Başkanı Kemal Burkay, 6 kişi tarafından karşılandı. Esnafı ziyaret eden Burkay, seçim otobüsüyle Cizre’ye gelmesine rağmen, konuşacağı kimse olmadığı için partisinin ilçe binasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Burkay, “Barışçıl yollardan çözüm ortamı var, ama Kürt halkının büyük hakları tanındı mı? Hayır. Bunun için mücadeleye devam edeceğiz. Biz eşitlik temelinde bir çözüm istiyoruz. Federal bir sistem istiyoruz” dedi. n İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürlüğü, uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink için düzenlenen anma töreninde polislerin taktığı beyaz bereye ilişkin haberler üzerine açıklama yaptı. Açıklamada, “Trafik personelinin kışlık kıyafetinin bir parçası olan ve takılması zorunlu olan berelerin rengi beyazdır” denildi. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Diyanet İşleri Başkanlığı’nca düzenlenen İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 14 yaşındaki Kader’in ölümüyle yeniden gündeme gelen çocuk gelin konusuna değindi. Görmez, “Hakkın, hakikatin, adaletin, merhametin olmadığı, insana değer verilmediği, onurun ayaklar altına alındığı, kadınların aşağılandığı kız çocuklarının hâlâ hor görüldüğü, küçük kız çocuklarının zorla evlendirildiği bir dünya, İslamın dünyası sayılır mı” dedi. Kemal Burkay’ı 6 kişi karşıladı ÇORUM (Cumhuriyet) Gazeteciyazar Soner Yalçın’ın babası Mehmet Ali Yalçın (86) bir süredir tedavi gördüğü Çorum Hitit Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde dün yaşamını yitirdi. Yalçın’ın cenazesi bugün hastane morgundan alındıktan sonra önce Bahçelievler Mahallesi’nde bulunan evine getirilerek helallik alınacak. Ulu Cami’de düzenlenecek törenin ardından Yalçın’ın cenazesi Ulu Mezarlık’ta toprağa verilecek. ADANA (Cumhuriyet) AKP’de ilçe belediye başkan adaylarının açıklanmasının ardından AKP Adana İl Başkanlığı görevini bırakan Ziyaeddin Yağcı’nın ardından 50 kişilik yönetim kurulu da istifa etti. Soner Yalçın’ın babası vefat etti ‘Beyaz bere’ zorunluymuş! SARIGÜL: YANLIŞLIK YAPMADIM İstanbul Haber Servisi İstanbul ilçelerindeki ziyaretlerini sürdüren CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül Polonezköy’de mahalle muhtarı ve yurttaşlarla bir araya geldi. Sarıgül, bir gazetecinin TMSF’nin haciz işlemine dönük sorusu üzerine “1991 ve 1999 arası sade bir vatandaştım. Ticari çalışmalarım oldu. Her sorunun cevabı vardır. Ben yurttaşlarıma hiçbir yanlışlık yapmadım, bundan sonra da yapmam” dedi. Açlık grevindeki CHP’lilere ziyaret İstanbul Haber Servisi CHP Bahçelievler İlçe Örgütü’nün temayül yoklamalarında birinci olan Abdullah Durukan’ın aday gösterilmemesi üzerine başlattığı açlık grevinde 5. gün geride kaldı. İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, dün açlık grevi yapan partililerle görüştü. Salıcı talepleri genel merkeze ileteceğini belirterek eylemin sona erdirilmesini istedi. Açlık grevi yapan partililer ise talepleri kabul edilinceye kadar eylemlerini sürdüreceklerini açıkladılar. SELEK: DÖNMEK İSTİYORUM STRASBOURG (DHA) “Pınar Selek Dayanışma Platformu” Derneği, Strasbourg Belediyesi, Strasbourg Üniversitesi ve sivil toplum derneklerin ortak organize ettikleri Pınar Selek basın toplantısı, Esplanade semtindeki kültür salonunda yapıldı. Pınar Selek, “En çok İstanbul’u ve denizi çok özledim. Artık ülkeme dönmek istiyorum, buraya alışamadım, alışamayacağım, bu yıl İstanbul’a dönmeyi istiyorum” diye konuştu. Görmez’den ‘çocuk gelin’ mesajı AKP’de toplu istifa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle