05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 OCAK 2014 SALI 4 HABERLER Kılıçdaroğlu’ndan Gül’e: HSYK önerisi çekilsin, soruşturma engellenmesin İki Cumhurbaşkanı 2 Öyle görünüyor ki, HSYK’yi, dolayısıyla yargıyı, şimdi olduğundan da daha büyük ölçüde yürütmenin vesayetine bırakmayı öngören teklif, Tayyip Bey’in direktifiyle, tekme, sille tokat, en kısa sürede yasamadan geçecektir. Zaten girişimin Adalet Bakanlığı tasarısı olarak değil de teklif olarak getirilmesinin nedeni de süreyi kısaltmaktır. Gelişmelerin TBMM’den sonraki durağı ise Çankaya’dır. Bu “teklif” olduğu gibi geçince, onay için Sayın Gül’ün önüne gidecektir. Tabii ondan sonra bir de Anayasa Mahkemesi safhası var, ama onun pratikte bir kıymeti harbiyesi yok. Çünkü Anayasa Mahkemesi kararları geriye işlemediğinden, yasa pek büyük bir ihtimalle anayasaya aykırı bulunsa bile, HSYK’nin AKP yanlısı kadrosu oluşturulmuş olacak ve ona dokunulamayacaktır. Zaten politikalarının yürütülmesinde hep kamuoyunun saflığına güvenen Başbakan’ın da “CHP isterse HSYK’yi Anayasa Mahkemesi’ne götürsün. Zaten demokrasinin güzelliği de budur” demesi de bu yüzdendir. Belki de zaten AYM de bu yüzden, yani nasıl olsa pratikte bir sonuç doğurmayacağından, sureti haktan görünmek için iptal kararı verecektir. Ama bu da tıpkı nafile namazı gibi, “nafile iptal” olacaktır. HHH Bu durumda, Cumhurbaşkanı’nın tavrı daha da önem kazanmaktadır. 11.01.2014 Cumartesi günü bu köşede, “İki Cumhurbaşkanı” başlıklı yazıda, karşı karşıya olduğumuz büyük devlet krizinde, Cumhurbaşkanı’na anayasanın 104. maddesinin görevler yüklediğini söylemiş, ama Sayın Gül’ün, Deniz Baykal’a verdiği cevaptan, kendisinin bu görevleri yerine getirmeye hevesli olmadığının belli olduğunu yazmış, oysa 67 yıl önce, daha çok partili rejime geçişin ilk adımlarının atıldığı bir sırada, o zamanlar Çankaya’da oturan İsmet İnönü’nün, muhalefet ile iktidar arasındaki güven bunalımından doğan devlet krizini, Cumhurbaşkanı sıfatıyla inisiyatif alarak ve temsilcisi olduğu devletin ikisi arasındaki tarafsızlığının garantisini vererek, çözdüğünü hatırlatmıştım. Bu görüşe karşılık, belki şu sav ileri sürülebilir: 1947’nin Cumhurbaşkanı İnönü ile 1982 Anayasası’na tabi cumhurbaşkanlarının yetki, etki ve tavırları aynı olabilir mi? Bu görüşün geçerli olduğunu bir an düşünelim ve ikisi de yetkilerini 1982 Anayasası’nın 104. maddesinden alan, halef selef iki cumhurbaşkanı, Ahmet Necdet Sezer ve Abdullah Gül’e bakmak üzere geçmişe gidelim. HHH Takvimler 2000 yılını göstermektedir, mayıs ayından beri Çankaya’da eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer oturmaktadır. 2000’in yazında iktidarda bulunan Ecevit başkanlığındaki koalisyon hükümeti, terör, bölücülük ve irtica tehdidi gerekçeleriyle, devlet memurlarının ve hâkim ile savcıların, yargı yolu açık olmak üzere müfettiş raporlarıyla işten çıkarılmalarını kolaylaştıran bir kanun hükmünde kararname hazırlar. Ne var ki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer bunu iade eder, böylelikle 9 Ağustos 2000’de hükümet ile Ahmet Necdet Sezer arasında ilk görüş ayrılığı patlak verir. Ecevit bu kararı şaşkınlıkla karşıladığını söylerken bir kez daha irtica, terör ve bölücülük tehlikelerine vurgu yapıyordu. Bunun üzerine Cumhurbaşkanlığı’ndan şu açıklama yayımlanır: “Sayın Cumhurbaşkanı hiçbir düşünce ve görüşün Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğü ile Atatürk ilke ve devrimleri karşısında koruma göremeyeceğinin bilincindedir ve kendisini bu yüksek değerleri koruyup kollamakla yükümlü saymaktadır. ...Sayın Cumhurbaşkanı’nın kanun hükmünde kararname taslağını geri göndermesinin nedeni Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerinden olan ve yine koruyup kollamaya ant içtiği hukuk devleti ilkesi konusundaki duyarlılığıdır.” (İlhan Taşcı arşivi) 2000 yılı ağustosunda Ahmet Necdet Sezer’in tavrı bu olmuştu. Bakalım 2014 yılı ocağında Sayın Abdullah Gül’ün tavrı ne olacak? Köşk’e 2 koşul sundu AYŞE SAYIN ANKARA CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında yaşanan kriz ve AKP’nin HSYK değişikliği konusunda görüşmek için kendisini davet eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e “HSYK önerisinin geri çekilmesi ve yolsuzluk soruşturmasının engellenmemesi” koşuluyla, yargıç güvencesinin sağlandığı bir anayasa değişikliğine olumlu bakacaklarını iletti. Gül’ün ise “devlet krizi” olarak tanımlamamakla beraber, yaşanan süreçle ilgili “rahatsızım” ifadesini kullandığı öğrenildi. Kılıçdaroğlu, Gül’ün muhalefet liderlerine dönük sürpriz daveti üzerine dün saat 13.30’da Çankaya Köşkü’ne çıktı. Gül ile yaklaşık 45 dakika görüşen Kılıçdaroğlu, AKP’nin HSYK değişikliğinin anayasaya açıkça aykırı olduğuna dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, AKP’nin bu aykırılığı bile bile düzenlemeyi Meclis’e getirdiğine işaret ederken, Gül’e, kendi görev süresiyle ilgili yasaya ilişkin süreci anımsattı. Anayasa Mahkemesi’nin Gül’ün görev süresini 5 yıl olarak belirleyen ve yeniden adaylığına engel getiren yasayı iptal ettiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “O yasa da anayasaya aykırılığı biline biline çıkarıldı ama Anayasa Mahkemesi’nden döndü. Burada da AKP iptal edileceğini bile bile bunu Meclis’e getirdi” görüşünü dile getirerek “veto yetkisi”ni kullanması mesajını verdi. Ancak Gül yasa önüne gelirse izleyeceği tavır konusunda net bir ifade kullanmadı. Kılıçdaroğlu, görüşmeye gelmeden önce Türkiye’nin önde ge Gül: Yasa bu şekliyle gelmesin FIRAT KOZOK ANKARA İktidarın HSYK’nin yapısını baştan aşağı değiştiren yasa teklifi nedeniyle tırmanan gerilimi düşürmek üzere önce muhalefet liderleriyle, ardından da Başbakan Tayyip Erdoğan’la baş başa görüşen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, tekliften kendisinin de rahatsızlık duyduğunu belirterek “Bu haliyle önüme gelmesin” mesajını verdi. Gül “Bu konuda bir değişiklik yapılacaksa, yasa değişikliği yerine anayasa değişikliği tercih edilsin. AB standartlarında bir değişiklik üzerinde uzlaşılsın” dedi. HSYK ile ilgili gerilimli süreçte bir haftadır yoğun bir görüşme trafiği yürüten Cumhurbaşkanı Gül, dün önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu, ardınlen hukukçuları ve anayasa profesörleriyle toplantı yaptığını belirterek hepsinin de bu düzenlemenin Anayasa Mahkemesi’nden döneceği görüşünde olduğunu bildirdi. Gül’ün “toplantınızı izledim” dediği Kılıçdaroğlu, hukukçuların görüşleri konusunda bilgi verdi. CHP lideri, en büyük kaygısının yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun üzerinin örtülmesi olduğunu belirterek savcıların soruşturmalarının engellenmemesi ve dan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı Köşk’te kabul etti. Gül, üç liderle yaptığı görüşmenin ardından on olarak Başbakan Tayyip Erdoğan ile 1 saat baş başa görüştü. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre Gül, bu kabullerden önce Cumhurbaşkanlığı hukukçularından HSYK teklifiyle ilgili bir rapor istedi. Kamuoyundaki tartışmaları da yakından izleyen Gül, kendisine gelen bilgiler doğrultusunda hem muhalefete, hem de Erdoğan’a “Üzerinde tartışılan tekliften rahatsızım” mesajını iletti. Teklifin bu haliyle Meclis’ten geçirilerek kendisine “gönderilmemesinin” altını çizen Gül, “Böylesine önemli ve tartışmalı bir konuda Türkiye’nin gerilmesine hem muhalefet hem de ikHSYK düzenlemesinin geri çekilmesi koşuluyla HSYK ile ilgili anayasa değişikliğine destek verebileceklerini ve bu konuda zaten bir değişiklik önerileri bulunduğunu anımsattı. Cumhurbaşkanı Gül de CHP’nin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun ayrılması yönündeki önerisini bildiğini belirterek bunu kendisinin de olumlu bulduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin en büyük devlet krizini yaşadığını ve cumhurbaşkanının Bakanlar Kurulu’na başkanlık dahil, anayasal görevleri bulundutidar izin vermesin, uzlaşmayla daha sağlıklı bir çözüm bulunsun” dedi. Gül, bu çerçevede Meclis’teki komisyonda tekmetokat kavga eşliğinde görüşmeleri süren HSYK ile ilgili yasa teklifinin geri çekilmesini ve yerine bir anayasa değişikliği yoluna gidilmesini istedi. Cumhurbaşkanı bu çerçevede Anayasa’nın HSYK ile ilgili 159. maddesine işaret ederek “İktidar ve muhalefet bu madde üzerinde yapılacak bir değişiklik üzerinde uzlaşabilir. Bu madde AB standartları çerçevesinde değiştirilebilir ve sıkıntı büyümeden aşılır” mesajını iletti. Başbakan Erdoğan’ın, Gül’ün verdiği bu mesajların ardından bugün konuyla ilgili bir mesaj verebileceği belirtiliyor. ğunu anımsattığı belirtildi. Gül’ün yaşananları “devlet krizi” olarak görmediğini ifade etmekle birlikte 17 Aralık sürecinden sonra yaşanan gelişmelerle ilgili “rahatsızım” ifadesini kullandığı öğrenildi. Kılıçdaroğlu, Köşk çıkışında yaptığı açıklamada, Türkiye’de 17 Aralık’ta, Türkiye gündemindeki en önemli sorunun yargıya hükümet tarafından doğrudan müdahale edilmesi ve yolsuzluk soruşturmasının engellenmesi olduğunu ifade etti. HSYK yasa önerisine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, bu öneriyle “Cumhuriyet tarihinin 90 yıllık” demokrasi kazancının çöpe atıldığını” söyledi. Demokrasinin gelişmesini, yargının bağımsızlığını savunan bir partinin genel başkanı olarak endişelerini Gül’e aktardığını belirten Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı’na sorunun çözümü için iki önkoşul ilettiğini vurguladı. Erdoğan yanıt verebilir icdanın emrinde olan ‘V bir yargı istiyoruz’ CHP lideri Kılıçdaroğlu, bunları şöyle açıkladı: “Bir, TBMM’de görüşülen HSYK yasa teklifinin geri çekilmesi gerekiyor, ikincisi siyasal iktidarın yolsuzluk soruşturmalarına engel olmaması gerekiyor. Eğer bunların ikisi gerçekleşirse, bu iki konuda da bize gerekli açıklamalar yapılır ve ‘Bu konuda biz aynı duyarlılığı koruyacağız’ denirse elbette ki bir anayasa değişikliği gündeme gelebilir. Anayasa değişikliğinde yargı teminatını güçlendirmek istiyoruz. Yargıya siyasal müdahaleleri engellemek istiyoruz. Yargının bağımsız ve tarafsız olmasını istiyoruz. AB standartlarında, Venedik Komisyonu’nun belirlediği ilkeler çerçevesinde bir HSYK olmasını istiyoruz. Bizim görüşümüz, Hâkimler Yüksek Kurulu ile Savcılar Yüksek Kurulu’nun birbirinden ayrılmasıdır. Yargıç güvencesinin yani teminatının mutlaka anayasal güvenceye kavuşturulmasıdır. Siyasi otoritenin emrinde değil, vicdanının emrinde bir yargı istiyoruz. Bu konudaki düşüncelerimi aktardım.” Gül olumlu yaklaştı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kılıçdaroğlu’nun ardından MHP lideri Devlet Bahçeli ve BDP lideri Selahattin Demirtaş’la da görüştü. Görüşmenin ardından Bahçeli açıklama yapmadı, Demirtaş ise HSYK düzenlemesine bu haliyle destek vermeyeceklerini dile getirdi. “Şu anki düzenlemenin antidemokratik olduğu, anayasaya aykırı ve evrensel hukuk kriterlerine aykırı olduğunu, bu haliyle destekleyeceğimizin mümkün olmayacağını aktardık” dedi. Bahçeli ve Demirtaş’ın ardından Köşk’e Başbakan Tayyip Erdoğan çıktı. Yaklaşık bir saat süren ziyartte Erdoğan’a başdanışmanı Yalçın Akdoğan eşlik etti. ‘Bu haliyle destek vermeyiz’ Kemal Kılıçdaroğlu hukukçularla buluştu ‘Bakanlıkta OHAL planı yapıyorlar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanlığı’nda OHAL ve sıkıyönetim planları üzerinde çalışıldığını ileri sürdü. HSYK düzenlemesi konusunda hukukçularla bir araya gelen CHP lideri Kılıçdaroğlu, şu açıklamaları yaptı: Seçim operasyonu değil: 14 ay önce bir ihbar mektubu ile başladığı söyleniyor. Yani seçimlere 3 ay kala bu operasyon yapılıyor demek doğru değil. Bundan sonra operasyon olmasın, savcılar, polisler görev yapmasın... HSYK değişikliğinin temelinde bu yatıyor. Deniz Feneri’nde olduğu gibi Cemaatle yakınlaşma yok: Ortada yolsuzluk var. Üzerine gidilmiyor ve engelleniyorsa ona karşı çıkacağız. Bazı çevreler bizi cemaatle uzlaşma arayışı içindeymişiz gibi tanıtıyorlar, yok böyle bir şey. Olağanüstü hal var: İçişleri Bakanlığı’nda süreçle ilgili olağanüstü hal çalışması yapıldığı iddiaları duyuyoruz. Zaten bir olağanüstü hal dönemindeyiz, bir devlet krizi yaşıyoruz. Biraz gecikerek de olsa Cumhurbaşkanı devreye girdi. ‘Biz de hata yaptık’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 2010 yılında yapılan değişiklikle HSYK’nin bir mensubiyetten başka bir mensubiyete intikal ettiğini belirterek “Biz de hata yaptık. Soruşturma veya kovuşturmanın muhatapları farklı olduğu zaman sesimizi gür çıkarmamız lazımdı” dedi. TBMM Adalet Komisyonu’nda, HSYK yasa önerisinin görüşmelerine dün devam edildi. YargıSen Başkanı Ömer Faruk Eminaoğlu’nun komisyona gelmesi nedeniyle yaşanan kavganın ardından dünkü görüşmelere görevliler ve davetliler dışında kimse alınmadı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, MHP’li Faruk Bal’ın, “Yapacağınız yanlışlarla bakan sıfatıyla ve müşterek mesuliyetle bütün Bakanlar Kurulu olarak Yüce Divan’a gidebilirsiniz. Size bakan olarak değil, apoletlerine yıldız takılan orgeneral gibi yetki veriliyor” sözleri üzerine, “Doğru işleri her yerde savunuruz. Eğer birileri Yüce Divan’da yargılama gibi bir şey yaparsa ona da açığız, korkumuz ve çekincemiz yok” dedi. MHP’li Oktay Öztürk’ün, “Anayasa değişikliği yaparken öve öve bitiremiyorsunuz. HSYK size, memlekete ne yapmış haberiniz yok” demesi üzerine Bozdağ, “Biz de hata yaptık. Soruşturma ve kovuşturmanın muhatapları farklı olduğunda sesimizi biraz daha gür çıkarmamız lazımdı. O Bozdağ, 2010 değişikliğiyle HSyk’nin Başka Bir menSuBiyete geçtiğini Söyledi BİR HAMLE DE CEMİL ÇİÇEK’TEN ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, HSYK yapısında değişiklik öngören yasa teklifiyle ilgili görüşmelerde bulunmak üzere muhalefeti Köşk’e davet etmesinin ardından bir hamle de TBMM Başkanı Cemil Çiçek’ten geldi. Çiçek’in, HSYK teklifinin anayasaya uygun olup olmadığına ilişkin rapor hazırlattığı öğrenildi. Katıldığı Büyükelçiler Konferansı’nda gazetecilere açıklama yapan Çiçek, muhalefet partilerinden HSYK yasa önerisinin Anayasa Komisyonu’nda değerlendidönemde biz yargı ideolojilerin esiri olmasın düşüncesiyle yasayı koyduk, yürürlüğe girdi. Ama bir mensubiyetten başka bir mensubiyete intikal oldu. Bir ideolojiden başka bir ideolojiye geçti. Biz bu yapıyı gördük. Biz 3 yıl önce bunu yaptık diye bugün ısrar etmenin Türkiye’ye faydası yok” dedi. rilmesi yönünde bir talep geldiğini belirtti. Çiçek şöyle konuştu: “Bu talebi ilgili arkadaşlara gönderdim. İçtüzük karşısında yapılması gereken işlem nedir, tespit etmeye çalışıyoruz. Meclis Başkanlığı olarak yasaların içeriğine girerek bir şey yapmıyoruz, içtüzük bakımından bize verilen yetkileri kullanmaya çalışıyoruz. Meclis Başkanlığı karar verici rol oynamaz. Nihai kararını verecek olan; komisyon genel kurulu, cumhurbaşkanının süreçteki rolü ve anayasa mahkemesidir.” lü, “Herkes, müdüründen çaycısına herkes değişecek diyor. Hiç olmazsa çaycılara dokunmayın” diye konuştu. Komisyonda, AKP önergesiyle, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonlarının belirlenmesinde HSYK’nin yetkisinin Adalet Bakanlığı’na verilmesi, herhangi bir nedenle görevine gelemeyen hâkimin yerine bakacak hâkimin HSYK tarafından belirlenmesinin kaldırılması, Türkiye Adalet Akademisi’nin her yıl nisan ve eylül aylarında toplanmasını öngören maddeler öneri metninden çıkarıldı. Akademi genel kurulunun yapısını düzenleyen maddede de kurula Adalet Bakanı’nın HSYK üyeleri arasından üye seçmesine ilişkin fıkrada değişiklik yapılarak üye seçme yetkisi HSYK’ye bırakıldı. Tabletli saldırıdan şikâyetçi oldu n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Adalet Komisyonu’ndaki HSYK görüşmelerinde AKP’lilerin “tabletli” saldırısına uğrayan CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, saldırıyı yapanlarla ilgili suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Saldırıyı yapanla ilgili gözlemleri bulunduğunu ancak kimseyi zan altında bırakmak istemediğini ve işi savcılığa bırakacağını belirten Sarı, iktidarı kaybetmenin telaşı içindeki AKP’nin “faşizan yasaları, faşizan yöntemlerle Meclis’ten geçirmeye çalıştığını” söyledi. Sarı, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında söz konusu tablet bilgisayarın Adalet Bakanlığı’ndan üst düzey bir kamu görevlisine ait olduğunu belirtti. Tarih ‘dayağı’ da yazacak! n İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Muğ la Barosu Başkanı Mustafa İlker Gürkan, Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’na TBMM çatısı altında sözlü ve fiziki saldırı yapan AKP’yi kınayarak “Tarih yurttaş hak ve özgürlüklerinin dövüldüğünü yazacaktır” dedi. Gürkan, HSYK’nin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili komisyon toplantısında görüşünü açıklamak isteyen Eminağaoğlu’na yönelik saldırının, demokrasiyi de tehdit eder nitelikte olduğunu vurguladı. CHP’li Mehmet Haberal, bunun üzerine “Şu anda zindanda bir sürü insan işkence içinde. Benim 4 yıl 4 ayımın hesabını kim verecek” diye tepki gösterdi. MHP’li Celal Adan, Bozdağ’dan söz ettiği ideolijinin kimler olduğunu açıklamasını istedi. Bozdağ da, “Malumun ilanına gerek yok” dedi. CHP’li Süheyl H aberal: 4 yılımın hesabını kim verecek? Batum’un “Yüce Divan’a gideceksiniz” demesi üzerine Bozdağ, “Sen de kına yakacaksın” dedi. Batum da, “4 yıl, 7 yıl yatanlardan sonra sen yakmışsın” ifadesini kullandı. Bozdağ, ise “Mahkeme kararlarında yanlış bir şey olduğunu söylemedim, çarpıtmayın” dedi. Batum, Bozdağ’ın, “Bir mensubiyetten aldık, başka bir mensubiyete verdik” dediğini belirterek 10 yıldır bir Adalet Bakanı’nın ilk kez bunu söylediğini kaydetti. Bozdağ, bunun üzerine “Aldık, verdik demedim, çarpıtmayın” dedi. CHP’li Ömer Süha Aldan, Türkiye Adalet Akademisi’nin hizmetlisine kadar boşaltıldığını belirterek “Orada virüs mü var, herkes tasfiyeye tabi tutuluyor” dedi. Komisyon Başkanvekili Hakkı Köy Toplantıya katılan hukukçular ise şunları söyledi: Erdoğan Teziç: Bu kanun siyasi amaçlı. Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak iptal başvurusunda uygulamanın da durdurulması talep edilmeli. Sabih Kanadoğlu: Türkiye 17 Aralık’tan bu yana sadece polis devletidir. A dan Z’ye hukuk reformu gerekiyor. Murat Aslan (YARSAV): Yolsuzluğun sorgulanamaz hale geldiği bir sistem kuruldu. Cemaat olayını aştı. Yargı bağımsızığını hayata geçirecek bir kurul oluşturulmalı. Orhan Gazi Ertekin (Demokrat Yargı): HSYK düzenlemesini hukuken engellemek cemaati daha da güçlendirir. CHP bunu yapmamalı. Ömer Faruk Eminağaoğlu: Bir yargıca saldırı oluyor, HSYK başkanı sıfatını taşıyan Adalet Bakanı tavır koyamıyor. Eylemi kınamak yerine orada olmamı kınıyorlar. Demokrasiye atılan bir tekmedir bu. reformu gerekli’ ‘A’dan Z’ye hukuk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle