05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 OCAK 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 rinde en kilit görevlerde galiba sayıları yüzlerden binlere tırmanan üst görev polis, müdürlerin temizlenmesinde, yerlerine sadık görevliler getirilmesinde öylesine noktalara gelindi ki... “Bu iş; cemaat kadrolarının kilit temizliği bitti” denmekle yetinilmiyor... Hukuk düzeni içinde tam temizlik yapılamayan yerler için, başta HSYK, üst yargı görevlileri olmak üzere, devreye sokulan torba yasalar, Meclis komisyonlarında muhalefetle hukuk devleti için uzlaşma arayışlarını unutun... İtirazlara karşı kaba güç görüntüleri dünya medyasına bile tekmetokat sahneleri ile taşınıyor... Stratejik ortaklık, Türkiye’yi İktidarları üzerinden kullanma stratejileri ön planda, gelişmekte olan ülkeler için zaten hukuk devleti düzeni, demokrasi ilkelerinde çok duyarlı olmayan zengin kuzey dünyası, ABDAB, bu çok çıplak hakhukuk adalet terazisinin kırılması ihlalleri karşısında, çok sık, günlük uyarılar yapmak zorunda kalıyorlar. AKP iktidara geldiği günlerden bu yana sadece zikzaklı dış politikası üzerinden değil, Türkiye’deki hukuk devleti düzeni, hak ihlalleri, insan haklarıdemokrasi ile çatışan yeni icraatları, her alana dönük operasyonları üzerinden de uyarı üzerine uyarı alıyor... Satır araları doğru okunsa aslında aldırılmazmış gibi pazarlanan medyatik vitrinde, dış politikada hızlı çark edişlerle IrakSuriye, dünya politikalarında istenenler bir bir yapılıyor. İçeride ise İktidarlarının henüz ayakta kaldığı, devamında düzen adına yarar olduğu izlenimi korunmaya çalışılıyor... Yaklaşan seçimler bağlantılı güven krizini aşmaya yönelik anketler, medyatik algılama, hele de seçmen güdülenmesi kuşkusuz yaşamsal önem taşıyorlar... İktidarlarının kolay kolay gitmeyeceği imajı kadar önemli, daha da yaşamsal olanı yeni öngörülemeyen operasyonlar, toplumsal patlamaların önlenebileceği... Elde kalan en etkili, belki de tek araç; iktidar gücünün sonuna kadar gözü kara kullanılacağı... Güvenle, sevgiyle, gönüllülükle olabilmesi artık söz konusu olamayacağına göre de, korku, cezalandırma yöntemleri giderek ağırlık kazanıyor... En güçlü tehdit piyasalar düzeni üzerinden, siyasi istikrar, iktidar krizinin piyasalar düzeni için slogan yapılmış, kutsanmış olumsuz etkileri... Sadece sermaye değil, seçmen bile en çok ekonomik krizle tehdit ediliyor... Asıl güçlü gizli, medyatik belgelenmesi değil de duyulması, gizli gizli algılanması, beyinlere kazınması istenen tehdit... Bu yıl vergi cezalarında kırıldığı söylenen rekor, gerçekten gelir artırımı, kaçağın yakalanması mı, yoksa yandaşlık yapmayanların cezalandırılmaları mı? Seçmen çoğunluk, sadece iş dünyasında değil, kredi, kredi kartı üzerinden boğazına kadar borçlu... Kaçınılmaz olabileceklerin paniğinin ötesinde, özel cezalandırmalardan da çok korkuyorlar... İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi 2013’te can veren 1235 işçinin adını tek tek yayımladı Cinayet listesi İstanbul Haber Merkezi İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 2013 yılında yazılı, görsel, dijital basından izlenebilen, emekmeslek örgütlerinden gelen bilgilerden ve işçiler, işçi yakınlarının bildirimleri ışığında tespit edebildiği en az 1235 işçinin iş kazalarında yaşamını yitirdiğini açıkladı. Kuruluşun yayımladığı “2013 Yılı İş Cinayetleri Raporu”nda yayımlanan isim listesinde, can veren işçilerin isimlerine tek tek yer verildi. Tespit edebildiği bütün iş Güdümlü Medyada Güdümlü Algılama İktidarlarının en sadık medyasında dünün “günün haberi” bir araştırma, anket üzerindendi... Milletimiz paralel tuzağın farkındaydı... Ankete katılanların yüzde 73’ü operasyonun cemaatle ilgisine evet yanıtı vermişti... Yüzde 73.9’u cemaate paralel devlet kurulduğuna inanıyordu. Yüzde 70.6’sı operasyonlarda dış güçlerin etkisine “Var” yanıtı veriyordu. Amacın Türkiye’nin önünü kesmek olduğuna inananlar yüzde 63.3 gibi yüksek bir orandaydılar. Ve de CemaatCHP ittifakına oy verir misiniz sorusuna “Hayır” yanıtını verenler yüzde 94 gibi rekor bir orandaydılar... İktidarlarına, Başbakan’a, AKP kadrolarına güven, biat... tastamam, İktidarlarının tasfiye kararlılığında operasyon yürüttüğü cemaatin işinin bitirilmesinde de istenen yol alınmıştı... Onlarla yılı aşmış, on yılın üstü de İktidarlarının kusursuz çıkar, kadrolaşma paylaşımında yürütülmüş ortaklığının, cemaat cephesi aleyhine tasfiyesinde, deyimin tam karşılığıyla “ölümüne” yürütülmesinde, bir ayda yaşanan operasyonlar, kıyasıya savaşlardan Erdoğan cephesi zaferle çıkmıştı... Dünyada bir örneği, benzeri yaşanmışsa ben bilmiyorum... Güdümlü medyayla güdümlü algılamanın bir araştırmayla kanıtlanması oluyorsa ancak bu kadarı olur... “Ne kadarı ile gerçeği yansıtıyor” sorusuna gerçekten yanıt arıyorsak... Medya çağında, medyatik güdüleme sanatında böylesi bir sorunun yanıtı yoktur. Gerçek aranmadığı için de çok da anlamlı değildir. Amaçlanan olabildiğince çok insanın istenen biçimde düşünebilmesini sağlamak yolunda sonuç almak, insanları olabildiğince çok sayılarda etkilemek, güdülemek olduğuna göre, gerçek kimin umurunda?.. Dünün zaman dilimiyle “Nerede kalmıştık” sorusunun yanıtı, cemaat cephesi eksenli işleme konulmuş yargılama operasyonlarında... İktidarları cephesi kadrolarını, hem de “babalıoğullu”, somut, kirli kuralsız ilişkiler, işler üzerinden suçüstü yakalamış... Kimlikli, isimli, görüntülü, ayakkabı kutuları, kasalar içindeki paralarla ortaya konulmuş olsa da, ortada hukuken yürüyen, sonuna kadar gidileceği izlenimi verilen yolsuzluk soruşturmaları buharlaşıyor, gündemden bir bir düşüyorlar... HHH Karşı operasyonlarda Erdoğan Hükümeti adına İktidarları cephesi, gün gün, saat saat katlanan sayılarla yargı gücünün kullanıldığı en kilit noktalardaki yargıçlar, savcılar, HSYK, hele de adli kolluk görevle Büyük çoğunluğu üretim süreçlerindeki aşırı kâr hırsı nedeniyle ortaya çıkan iş kazalarında can veren işçilerin sayısı yıllardır terör ve trafik canavarına verilen kurbanların sayısını kat kat aşıyor. Geçen yıl da en az 1235 işçi can verdi. En kanlı dönem mayıs ayında başlıyor. çi ölümlerini kayıt altına alan kuruluş, bütün iş kazalarının önlenebilir olduğu kriterinden hareket ederek, ölümlerinin önlenebilir olduğunu belirtiyor ve bu nedenle yaşananları “iş kazası” değil “iş cinayeti” olarak tanımlıyor. Bilgileri kısıtlı imkânlarla derleyebildiği için “en az” vurgusunu yapıyor. Bu çerçevede, ülkemizde SGK verilerinin çok üstünde bir işçi ölümünün yaşandığını, özellikle meslek hastalıkları verilerinin gerçek durumu yansıtmaktan çok uzak olduğu hatırlatıyor. 7 Ocak 2013’te saat 11.20 sıralarında Türkiye Taşkömürü Kurumu’na bağlı Zonguldak Kozlu Müessese Müdürlüğü’de ana kat hazırlık galerisinde meydana gelen ve 8 maden işçisinin can vermesi ile başlayan kayıtlar, 28 Aralık’ta Antalya’da akü işçilerini taşıyan servis sulama kanalına uçması ile can veren 6 işçi ile sona eriyor. Alfabetik sırayla tek tek 1235 işçinin tamamının isimlerine yer verilen rapora göre, iş cinayetleri Mayıs ayında özellikle mevsimlik işçiliğe ihtiyaç bulunan dönemle bir likte artıyor. Eldeki bilgiler ışığında tespit edebilebilen en çok ölümlü kaza ise 294 işçi ile inşaat ve yol işkolunda görünüyor. Onu sırasıyla 198 emekçi ile tarım, orman işkolu, 131 emekçi ile taşımacılık, 95 emekçi ile ticaret, büro, eğitim, sinema işkolu ve 93 işçi ile madencilik işkolu izliyor. İş cinayetlerinin mevsimlik çalışmanın, sendikasız, örgütsüz ve güvencesiz çalışma koşullarının hakim olduğu işkollarında yoğunlaşıyor. TÜSİAD’ın gündemi demokrasi ve hukuk Çok önceden tasarlanan ancak kritik günlere rastlayan toplantıda ABD’nin Baro Başkanı Silkenat, “Hukuk Devleti”ni anlatacak, Barolar Birliği Başkanı Prof. Feyzioğlu da konuyu Türkiye’deki boyutu ile ele alacak. Ekonomi Servisi Türkiye ve ABD’nin baro başkanları Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen konferansta bir araya gelerek “Demokrasinin İşleyişi ve Hukuk Devleti”ni tartışacaklar. Bugün saat 16.00’da Taksim’deki The Marmara Oteli’nde yapılacak konferansın çok daha önce planlandığı, ancak tesadüf eseri Türkiye’de 17 Aralık sonrası gündeme gelen hukuk düzeni ve yargı bağımsızlığı ile ilgili tartışmaların en hararetli dönemine rastladığı belirtiliyor. TÜSİAD’ın demokratikleşme ve hukuk devleti konularındaki faaliyetleri çerçevesinde düzenlenecek konferansın açılış Muharrem konuşması TÜSİAD BaşkaYılmaz nı Muharrem Yılmaz tarafından gerçekleştirilecek. Ardından ABD Barolar Birliği Başkanı James R. Silkenat, “Demokrasinin İşleyişi ve Hukuk Devleti” konusunda konuşacak. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ise tartışmacı olarak konuyu Türkiye örneği çerçevesinde değerlendirecek. Panelin moderatörlüğünü TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Parlamento İşleri ve Siyasi Reformlar Komisyonu Başkanı Haluk Dinçer üstlenecek. Geçen yıl Avea’nın “En İyi Çağrı Merkezi” ödülü aldığını hatırlat Onat, Avea online kanallarda fatu an Orçun ra yükleme servislerinin toplam ciro ödeme ve lira larının, müşteri temsilcileri ile yapılan cironun 6 katından fazla olduğunu dile getirdi. 1130 kişiye Ekonomi Servisi Avea Müşteri Hizmetlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Orçun Onat, Avea’nın online kanallarındaki müşteri hizmetlerindeki artışa dikkati çekerek, Türkiye’de 1129 müşteriye bir müşteri temsilcisi düştüğünü dile getirdi. Basın mensuplarıyla sohbet toplantısında bir araya gelen Onat, çağrı merkezleri sektörü, sektörün istihdam olanakları, müşteri hizmetleri uygulamaları ve Avea’nın sektördeki yenilikleri ve konumuna ilişkin değerlendirmeler yaptı. Geçen yıl sonu itibarıyla Türkiye çağrı merkezi sektörünün toplam büyüklüğünün yaklaşık 2 milyar 815 milyon lira olduğunu belirten Onat, “Türkiye’de 1129 kişiye 1 müşteri temsilcisi düşüyor. Avrupa’da ise 300 kişiye 1 müşteri temsilcisi hizmet veriyor. Sektör, yüzde 62 oranında ağırlıklı olarak kadın çalışanlardan oluşuyor. Aynı zamanda gençlere de iş imkânı sağlıyor. Bu sektörde yaş ortalaması 2425 düzeyinde, çalışanların yüzde 30’u üniversite, yüzde 28’i yüksekokul, yüzde 42’si ise lise mezunu” bilgisini verdi. Avea’nın, son 3 yılda sek bir müşteri temsilcisi tör ortalamasının üzerinde bir büyüme kaydettiğini belirten Onat, şirketin 3 bin kişilik çağrı merkezi ailesine Yozgat, Bingöl ve Erzincan’da 250’yi aşkın, Ordu’da 600’e yakın kişiyi katarken İzmir’de yaklaşık 200, son açılan Uşak Çağrı Merkezi’nde ise 300’den fazla kişiyi istihdam ettiğini anlattı. “Geçen yıl 35 milyondan fazla çağrı yönettik ve markayla 230 milyon kez temas kuran müşterilerle 135 milyon dakika telefonda görüştük” diyen Onat, çağrı yanıtlama süresini 40 saniyeden 17 saniyeye kadar düşürdüklerine dikkat çekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle