14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 EYLÜL 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA VELİLERE DERSHANE SÜRPRİZİ HABERLER 7 SBS değişti, fiyatlar katlandı biz hazırız” SMS’i ile anlatıldı. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, yeni sınav sistemine ilişkin ayrıntıları açıklarken, “1 yılda 12, 3 yılın sonunda 36 sınav” başlıklı haberlere, “Sene içinde zaten yapılmakta olan yazılı sınavlar var. İddia edildiği gibi 36 ayrı sınav söz konusu değildir” yanıtını verirken, dershanelerle ilgili olarak ise “Sevgili çocuklar bu yıldan itibaren uygulanacak yerleştirme mantığı sayesinde okullara alternatif olarak ortaya çıkan kurumlara ihtiyaç duymayacaksınız” açıklamasını yapmıştı. Ancak dershaneler, sisteme ilişkin açıklamalardan “kapatılacakları” mesajını almadı. Aksine yeni sisteme uyum sağlamak için hemen harekete geçti. Örnek Ankara Seviye Dersanesi’nden. Mayıs ayında SBS adaylığı için başvurulduğunda, dershane velilere yaklaşık 1680 TL fiyat biçti. Sistemin değişmesiyle birlikte veliler kayıt için yeniden dershanenin kapısını çaldı. Ancak aynı öğrencinin dershane masrafı birden bire 3 bin TL’ye çıktı. Veliler 3 ayda yüzde 100 zamma itiraz etti. Zammın gerekçesi ise velilere cep telefonu mesajı olarak gönderildi. Mesajdaki “SBS değişti. Yılda 1 yerine 12 sınav. Yeni sisteme biz hazırız. 8. sınıf derslerimiz cumartesi başlıyor” ifadeleri, dershanelerin sisteme çoktan hazır olduklarını gösterdi. SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Dershaneleri kapatmanın yolu olarak tanıtılan SBS’deki sistem değişikliğinin dersanelere yaradığı ortaya çıktı. Mayıs ayında velilere yaklaşık 1700 TL fiyat biçen dershaneler, aynı öğrencinin eğitim ücretini 3 bin TL’ye kadar çıkardı. 3 ayda yüzde 100 artışın nedeni ise velilere gönderilen “SBS değişti. Yılda 1 sınav yerine 12 sınav. Yeni sisteme Rüzgârın Uğultusu Artık her şeyi “mubah” saydıkları bir döneme girdi iktidar sahipleri. Eğri doğrunun yerine geçti: “Bir savaşa doğru gidiyoruz, böyle zamanlarda muhalefetle ihanet arasında ince bir çizgi bile yoktur. Savaşa karşı çıkanlar, Suriye destekçisi, Mısır’da Müslüman Kardeşler’e karşı çıkanlar darbeci olurlar. Her kim ki medyada eleştiriye yeltenir, susmalı. Susmazsa susturulmalı, patronlar ‘zamanın ruhunu’ iyi kavramalı.” Böyle diyorlar. Ama buna eşlik eden bir başka tekerlemeleri daha var: “Türkiye en özgür ülkedir; basın özgürlüğünde dünyada bir tanedir; Türkiye’de tutuklu ya da hükümlü gazeteci yok, onlar terörist. Basına özgürlüğü biz verdik, bizim sayemizde yazıp çizebiliyorlar.” Evet, onların sayesinde karanlığa doğru ilerliyoruz. Ufukta nasıl sonuçlanacağı belli olmayan bir savaş görünüyor. Karşı çıkarsak mı “hain” olacağız, çıkmazsak mı? HHH Dünyanın jandarması olmaktan, etkisini, yaptırım gücünü epeyce yitirse de vazgeçmeyen ABD, başladığı işi sürdürmeye kararlı; Suriye’ye saldıracak. “Sınırlı operasyon” söyleminin yalnızca bir savaş taktiği olduğunu, savaş lordlarının işi orada bırakmayacağını, karşıdaki güçleri; Rusya’yı, İran’ı belli bir uzaklıkta tutmayı amaçladıklarını, bizim mahallenin haberleri kendi süzgeciyle dikkatle izleyen berberi biliyor da, entel köşe yazarı Mülayim haber yağmuru altında karışık bir kafayla dolanıp duruyor ortalıkta. Böyle zamanlarda durumu Mülayim’e değil, berber Muhsin’e sormak daha doğrudur. Halkın sağduyusu böyle zamanlarda daha yalın olur. Güç sahiplerinin sırtlarını dayadıkları yüzde 50, sandıkları ve umdukları gibi savaş yanlısı değildir. Nâzım’ın “akrep gibisin kardeşim” şiirine hak veremem böyle zamanlarda ben. Hem olup bitenin günahını ona yüklemek, “halka tan eylemek nemize”. HHH G20 Zirvesi’nin konusu gerçekte ekonomi ama artık Mülayim de, Muhsin de, ben de biliyoruz ki konu Suriye’dir. ABD, Birleşmiş Milletler’i yandan geçerek, “bypass ederek” mi diyorlar, füzelerini Akdeniz üzerinden Suriye’ye göndermeye hazırlanıyor. ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu’nda, kan rengine boyadıkları elleriyle savaşa karşı çıkan eylemcilerin önünde, Obama’nın Dışişleri Sekreteri Kerry açıkladı: Türkiye de gönüllüler arasında ön saflarda yer alıyor. Biz biliyoruz zaten öyle olduğunu; savaşkan medya, sırıtkan manşetlerle felaketi çoktan ilan etmişti. Biliyoruz bilmesine de, tartışılması pek hoş karşılanmıyor. ABD, Kongresine soruyor; İngiltere, parlamentosuna danışıyor, ama bizim Meclis’e soran, “Biz de konuyu Meclis’e getirelim, orada tartışalım” diyen yok. Neden? Bu sorunun yanıtını da aslında herkes biliyor. Neden artık Özal’ın özlediği 2.5 medya değil, 1.5 medya var Türkiye’de? “Evet, sen her konuda ve her zaman haklısın usta” diyenlerle, buçuk olarak muhalefet etmeyi inatla sürdürenler dışında medya mahallesinde kim kaldı? Haklarını yemeyelim, adına hâlâ “Merkez Medya” denilen TV kanallarında, gazetelerde hızlı bir “temizlik” savaş öncesinin sert rüzgârıyla güç kazandı. Oralarda fırtına altında hâlâ direnen dostlarımız bir bir topun ağzına konuluyor. “Tehlike kapıda” deniliyor böyle zamanları anlatmak için. Cesaretimiz kırılgandır. Uwe Timm’in Kırmızı adlı romanındaydı (Can Yayınları) o cümle ve romanın matem konuşmacısı kahramanı şöyle diyordu: “Yüreklerin tembelliği, gündelik hayatın küçük kararlarındaki korkaklıklar, iktidar sahibi olanların daha da güçlenmesini sağlıyor.” Yarın yağmur yağacak. Rüzgârın uğultusu evlerin içine giriyor. Camlar kırıldı kırılacak. Veliler, yeni sistemde aralık ayında gerçekleşecek ilk sınav için dershane arayışlarına başladı Okullar dershaneleşecek FİGEN ATALAY Seviye Belirleme Sınavı (SBS) yerine getirilen yeni sistem açıklanır açıklanmaz veliler, aralık ayındaki ilk sınav için özel öğretmen ve dershane arayışına girdi bile! Yeni sistemde en çok sıkıntıyı, her sınav için ayrı hazırlanmakta zorluk çekecek olan mevsimlik işçi çocukları, çalışarak okuyan çocuklar ile din dersi sorularını yanıtlamak zorunda kalacak olan özel okullarda okuyan azınlık çocukları ve Alevi çocuklar çekecek. Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan, yasa ve yönetmeliğe göre “özel okullar sınav yapamaz” diye bir hüküm olmamasına rağmen “sınav yok” denildiğine dikkat çekerek “Merkezi sınav sistemimizdeki tek neden, velinin ve öğrencinin perişan olmaması. Yoksa barajın kapaklarını açarız, Edirne’yi su basar! Her okul kendi sınavını yapar, İstanbul’da bir çocuk 2030 sınava girer. Devlet ‘sınav yapamazsınız’ derse mülakatla alırız o zaman da kamu vicdanı rahatsız olur, torpiller, bağışlar devreye girer” dedi. “Birbirimizi kandırmayalım, gene merkezi sınav var” diyen Gülan, yeni sistemle ilgili eleştirilerini şöyle sıraladı: “Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in döneminde 6, 7 ve 8. sınıflarda sınav vardı, okul notlarının da yüzde 30’u değerlendirmeye alınıyordu. Yeni sistemde gene 6, 7 ve 8. sınıflarda sınav var, şimdi bu sınavlar ikiye bölünecek. Hüseyin Çelik’in dönemine geri geldik. 2 saatlik tek sınav yerine parça parça sınavlar olacak. Bunun masrafını, güvenliğini kim sağlayacak? Söylentilerle nasıl baş edeceğiz? Öğrencilerin hepsi okulunda kalıyor, gözetmenler değişiyor. Eskiden bir okulun öğrencileri, onlarca okula dağılıyordu. Özel bir okulun öğrenciye özel gözetmen gönderme şansı var mı? Var. Sınıftaki öğrencilerin kopya çekmesini, şifrelemesini engelleyebilir miyim? Bir sınavda 1 milyon 127 bin kâğıdı yanlış okuyan Milli Eğitim, 36 sınavın kâğıdını okurken hata yaparsa ne olacak? Müfredatı birlikte götüreceğiz diyoruz. Müfredatta geriden gelenlerin sırtına kamçı indireceğiz, hızlı gidenlere pranga bağlayacağız. Projelerle, başka uygulamalarla niye uğraşalım? Bunların yerine test çözdürürüz! Okullar dershaneleştiriliyor, özel derse ve dershaneye ihtiyaç artıyor. Bir günde 50 veli aradı, ‘Aralıkdaki sınav için çocuğuma ne dersi aldırayım’ diye soruyorlar! Derslerin boş geçtiği okullar var, öğretmeni gitmeyen okullar var. Mevsimsel işçi ailelerin çocukları 6, 7 ve 8. sınıfta, aralık ve nisan aylarında formda ve hazır olmak zorunda.” Aleviler eylem hazırlığında Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Selahattin Özel, Türk eğitim sisteminin uluslararası normlara göre yanlış olduğuna dikkat çekerek “En çok sıkıntı çeken de Alevi çocuklar. Karşımızdaki bir zihniyet sorunu ve bu iktidardan beklentimiz yok, mücadeleye devam edeceğiz. Alevi çocukların yeni sistemde din dersi yerine sosyal bilgiler sorularını yanıtlaması gerekir. Alevi olsun olmasın herkese çağrı yaptık, elbirliğiyle karşı çıkacağız, eylem yapacağız, AİHM’ye gideceğiz” dedi. Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan da, azınlık çocuklarının hepsinin azınlık okullarına gitmediğini, Türk ve yabancı özel okullarda okuyan çok sayıda azınlık çocuğu bulunduğunu hatırlatarak “Bu çocuklar ne olacak? ‘Din sorularını çocuğun kendi dininden soralım’ dense o dinin uzmanı yok ki” diye konuştu. Özel okullarda okuyanlar ne olacak? Güvenliği kim sağlayacak? Eğitim İş Başkanı Demir, yeni sistemin vahim sonuçlar doğuracağını söyledi Öğretmen zamanla yarışacak Eğitim İş Genel Başkanı Veli Demir, yeni sistemin birçok olumsuzluk getireceğini belirterek “Sınıf ve öğrencinin durumunu göz önüne alarak ders konularını işleyen öğretmenlerimiz, MEB’in sınavlarda belirleyeceği konuları yetiştirmek için zamanla yarışacaktır. Mevsimlik işçi olarak çalışan ailelerin çocukları ve Türkiye genelinde çalışmak zorunda bırakılan çocuklarımız büyük hak kaybına uğrayacaktır. Öğretmensiz okullar, boş geçen dersler ve ücretli öğretmenler düşünüldüğünde, yeni sistem daha da vahim sonuçlar doğuracaktır” dedi. Sınavlar için belirlenen konuların az olması nedeniyle, gelecek yıllarda soru üretme konusunda da sıkıntı yaşanacağını söyleyen Demir, şöyle devam etti: “Gelecekte uygulanması düşünülen açık uçlu soruları, her açıdan şaibeli olan Milli Eğitim Bakanlığı’nın nasıl değerlendirmeye alacağı da merak konusudur. MEB ölçme ve değerlendirme kriteri olarak okul ve sınıf seviyesinin dikkate alınmasını isterken, gerçekleştireceği merkezi sistem sınavlarında her öğrenciyi aynı seviyede kabul ederek değerlendirecek olması bilimsellikten uzaktır. 6 dersten sınava girilecek olması diğer zorunlu ve seçmeli derslerin öğrenci nezdinde önemsiz sayılmasına neden olacaktır. Sınavların öğrencilerin kendi okullarında yapılacak olması birtakım sorunları da beraberinde getirecektir. Öğretmenlerin başka okullarda görevlendirilmesi güvensizlik anlamına gelmektedir. Sınavların yılda 12’ye çıkarılmış olması dershanelere bağımlılığı daha da artıracaktır. Dershaneler kısa zaman aralıklı yapılacak sınavlar için yoğunlaştırılmış programlar hazırlayacak bu da velilerimizin sırtına yeni mali külfet yükleyecektir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 5. sınıfı değerlendirmeye almayarak yok sayması da kamuoyu tarafından anlaşılamamıştır.” CHP’li Altay: Eğitim sistemi telef ediliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, eğitimde ortaokuldan liseye geçişte yapılan değişikliği, “Üzerinde bu kadar oyun oynamak eğitim sistemini telef etmek olur. Özellikle son dönemde particemaat gerilimine eğitim sitemini alet etmek kabul edilemez. Bu, yeni nesile yapılabilecek en büyük kötülüktür” sözleriyle eleştirdi. 20132014 eğitim ve öğretim yılının da belirsizlik ve kaos ile başladığını belirten CHP Grup Başkanvekili Altay, AKP döneminde 5 milli eğitim bakanının değiştiğini ve beş de farklı ortaöğretime geçiş sisteminin ortaya koyulduğunu kaydetti. Milli eğitim bakanlarının “körpe beyinlerde yara bırakarak görevlerinden ayrıldıklarını” kaydeden Altay, “Yeni sistemde keşke 4 yanlış bakanın yaptığı bir doğru edebilseydi” dedi. Altay, yeni sistemin pedagojik yaklaşımı ve ciddi altyapısı olmadığını, paydaşlarla görüşülmeden oluşturulduğunu iddia etti. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın, “Her okulda bir iki iyi öğretmen var” dediğini aktaran Altay, “Bu sözle bakanlık yapacağı süre içindeki en büyük gafı yapmıştır. Bütün öğretmenler iyidir. Bir öğretmen motivasyonu iyiyse ve vatanseverse, en iyi öğretmendir. Sayın Bakan öğretmenlerle ilgili yorum yaparken onları incitmemeli, kırmamalıdır” diye konuştu. Altay, Avcı’ya ayrıca “Fatih Projesi’nde ne kadar yolsuzluk olmuştur? Bu projenin gerçekleşme oranı nedir? Kılık kıyafet konusunda son durum nedir? Okula başlama yaşı ile ilgili dünyanın hangi ülkesinde Türkiye’deki gibi muğlak bir durum var? 584 bin öğrenci hangi ortaöğretim kurumuna gideceğini henüz bilmiyor. Bakan bu konuda da açıklama yapmalı. Yeni sistemde çok talep edilen liselere öğrenciler nasıl yerleşecek” sorularını da yöneltti. Sınavda şaibe iddiası: Açıktan yandaşlık var EMRE DÖKER İZMİR İzmir’de okullarda boş bulunan yönetici kadroları için yapılan sözlü sınavda “şaibe” savları ortaya atıldı. Sınav öncesi ve sonrasında hiçbir yönetmeliğe uyulmadığını belirten sendikalar, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerinin atamalarda ön sırada yer aldığını vurguladı. Sözlü sınavın ardından verilen puanlarda EğitimBirSen üyelerinin hepsinin 80 puan ve üzerinde not alması da dikkat çekti. Milli Eğitim Bakanlığı Sınav Mevzuatı’na göre yöneticilik yazılı sınavı sonrası yapılan sözlü sınavın, 10 gün önce duyurulması gerekiyor. Ancak İzmir’deki sözlü mülakatlarda bu kurala uyulmadığı belirtiliyor. Sınavda, iktidara yakınlığıyla bilinen EğitimBirSen üyelerinin aldığı puanlar dikkat çekti. Yapılan incelemede sözlü mülakatta Türk EğitimSen üyeleri ortalama 68, EğitimSen üyeleri 63, Eğitim İş üyeleri 67, sendikasızlar yüzde 71 oy alırken EğitimBirSen üyeleri ortalama 84.31 puan aldı.Türk EğitimSen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Merih Eyyup Demir, Konak Hasan Sağlam Öğretmenevi’nde 2629 Ağustos 2013 arasındaki sözlü sınavda “açıktan yandaşlık” yapıldığını öne sürdü. Atama yapılması için yazılı sınav puanının yüzde 70’i, sözlü sınav puanının da yüzde 30’unun dikkate alındığını belirten Demir, “Başvurular sırasında yönetici değerlendirme formları İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce adaylardan istenmiş ve adayların puan ortalamaları da görülmüştür. Bu nedenle sözlü sınav sonuçları şaibelidir. 29 Aralık 2012’de görevlendirilen şube müdürlerinin tamamına yakını yandaş sendika üyesidir. 28 Haziran 2013’te yenilenen görevlendirmelerin tamamı yandaş sendikadan yapılmıştır. İzmir İl Milli Eğitim Müdürü istifa etmelidir” diye konuştu. AÖF’te eylem Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi’nde bütünleme sınavlarının kaldırılmasını protesto eden öğrenciler, fakülte önünde bir saatlik oturma eylemi yaptı. Öğrenciler adına konuşan Elif Erden, “Açık öğretim öğrencileri olarak çalışabildiğimiz tek materyal, okulun bize kayıt esnasında vermesi gereken kitaplardır, ancak kayıt esnasında verilmesi gereken ders kitaplarını açık öğretim bürolarına geç ve eksik gelmesi nedeniyle alamadık. Bu sebeple de sınavlara yeteri kadar hazırlanamadık. İnsan hayatının bir yılına mal olacak bir durum ile karşı karşıyayız. Bu yıl şayet bütünleme sınavı yapılmazsa binlerce öğrenci arkadaşım umutlarını, geleceğe dair planlarını ve hayallerini bir yıl ertelemek zorunda kalacak” dedi. (CAN HACIOĞLU) İstanbul Haber Servisi Usta gazeteciler Nalan Seçkin ve Sinan Toros (70) yaşamlarını yitirdi. Seçkin’in cenazesi bugün öğle vakti Ataköy 5. Kısım Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından Büyükçekmece Kavaklı Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Sinan Toros ise bugün öğlen Eyüp Sultan Camii’nde kılınacak namazdan sonra Eyüp Mezarlığı’nda uğurlanacak. ANKARA (AA) Süper Loto oyununun bu haftaki çekilişinde kazanan numaralar “12, 21, 23, 29, 36 ve 48” olarak belirlenirken, 6 bilen bir kişi 5 milyon 401 bin 461 lira 20 kuruş ikramiye kazandı. Çekilişte 5 bilenler 4 bin 640 lira yirmibeşer kuruş, 4 bilenler 80 lira ve 3 bilenler ise 6 lira doksan beşer kuruş ikramiye alacak. Seçkin ve Toros yaşamını yitirdi Süper Loto devretti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle