14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 EYLÜL 2013 CUMARTESİ 14 DIŞ HABERLER [email protected] 36 yıl sonra aynı masada Dış Haberler Servisi İran ve ABD Dışişleri bakanları 36 yıl aradan sonra ilk kez bir araya geldi. New York’ta önceki gece, İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyeleri ve Almanya’dan oluşan P5+1 ülkeleri arasında, Tahran’ın nükleer programının masaya yatırıldığı bir görüşme gerçekleştirildi. Toplantının ardından tarafların 3 hafta içinde İsviçre’nin Cenevre kentinde tekrar bir araya gelme konusunda anlaştıkları duyuruldu. Diplomatlar, görüşmenin olumlu bir havada geçtiğini ancak on yıldır gündemde olan nükleer sorunun çözümü için daha alınacak çok yol olduğunu belirttiler. Bu görüşmeden sonra ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve İranlı mevkidaşı Cevad Zarif ayrıca buluştu. El sıkışan iki bakan yan yana oturarak açıklamalar yaptılar. Kerry, görüşmelerin çok olumlu geçtiğini, bunu memnuniyetle karşıladıklarını, ancak tek bir toplantının sorunları çözmesinin beklenemeyeceğini söyledi. ABD Dışişleri Bakanı, İranlı mevkidaşının bazı “olasılıkları” gündeme getirdiğini, bununla birlikte daha yapılacak çok iş olduğunu belirtti. Zarif de, “ilk adım” olarak nitelediği görüşmelerin (Fotoğraf:AP) New York’ta Gül’den ‘Gezi Takıyyesi’… Gül, BM Genel Kurulu’nun açılışı için gittiği ABD’de finans temsilcileriyle bir araya gelmiş, yöneltilen “Gezi” soruları karşısında, “olayların başlangıcı ile gurur duyduğunu” söylemiş. Ancak Gül’ün bu yanıtı daha sonra Cumhurbaşkanı’nın resmi internet sayfasında sansürlenmiş! Nereden baksanız skandal! Ruhani’nin New York’taki “holokost” demecinin, Tahran’da sansürlenerek yalanlanması gibi tıpkı…. Yakından izlemeyenler için hatırlatalım.. New York’ta BM Genel Kurulu’nda estirdiği açılım rüzgârıyla biliyorsunuz günlerdir haber olan İran Devlet Başkanı Hasan Ruhani; CNN’in ünlü gazetecisi Christian Amanpour’a bu vesileyle bir söyleşi verdi. Söyleşisinde, selefinden farklı olarak, İran Cumhurbaşkanı; “Yahudi soykırımını” kabullendi, soykırımın insanlığa karşı suç olduğunu söyledi… Komşu ülkede 7.4 şiddetinde bir sarsıntı yaratan bu açıklama, Tahran’dan jet hızıyla sansürlenerek “tercüme hatası” falan denerek düzeltildi... Neticede yarı resmi Fars haber ajansı, Ruhani’nin bu ifadeyi “hiç kullanmamış olduğunu” söyledi. Böylece milyonların izlediği bir söyleşide sarf edilen kritik önemdeki bu sözler, “söylenmemiş” sayıldı… İçeride başka, dışarıda başka kullanılan iki farklı dil… Biri, dünya sahnesinin izleyicileri için devreye sokuluyor... Diğeri, içerinin “kapalı devre siyaset şartları” için kullanılıyor. Böyle dışı başka, içi başka kullanılan dile; bulunduğumuz coğrafyada “takıyye” adı veriliyor. Tahran’ın işte tam bu “holokost takıyyesi” manevrası konuşulurken; Gül’ün resmi sitesinden de bir “Gezi takıyyesi” geldi… Dışarıda rahatlıkla konuşan TC Devlet Başkanı, İran Cumhurbaşkanı gibi tıpkı; “içeride” sansürlendi. Gül’ün ifadelerini kim sansürledi? Bizzat cumhurbaşkanının iradesi ve bilgisi dahilinde mi, bu değişik söylemler gündeme geldi? Yoksa gizemli bir el mi devreye girdi? Bu soruların yanıtlarını bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa o da bu “içidışı farklı siyaset söylemlerinin”, ancak bizimki gibi şark ülkelerinde geçer akçe sayılıp; kabul gördüğüdür. Oysa Cumhurbaşkanı New York’ta bizi “gelişmiş Batı demokrasileriyle” karşılaştırıyor… “Ben bir açıdan bu olayların başlangıcı ile ilgili açıkçası gurur da duyarım, şundan dolayı” diyor Gül: “Türkiye’yi bilenler tanıyanlar, 1015 yıl önce Türkiye hangi gündemler ile dünya kamuoyuna gelirdi veya Türkiye’nin problemleri neydi, bugün ise Türkiye’nin problemleri nedir diye baksınlar? İstanbul’daki olayların başlangıcı aynı Washington’da, Londra’da, New York’ta olduğu gibi çevre bilinci, şehrin yapılmasıyla ilgili, buraya bu bina yakışır yakışmaz kaygıları ile ortaya çıkan bir olay. Bu tip problemler başta demokratik ülkelerin, gelişmiş ülkelerin problemleri. Türkiye’nin problemleri buna benzer problemler haline geldi. Önce bunun bilinmesini isterim. Türkiye’nin problemleri, bu gösteriler.. çok büyük antidemokratik uygulamalar veyahut da diktatörlükle, otoriterlikle ilgili değil. New York’ta da Washington’da da göreceğiniz benzer sebeplerle başlayan olaylar. Önce bunu bilmenizi isterim. O bakımdan da demek ki Türkiye’yi nereden nereye getirmişiz diye övünürüm. Dolayısıyla işin bu safhası ile ilgili zaten mesajları aldığımızı ilk gün söyledik. Hükümet de söyledi ve o doğrultuda zaten planlarını, projelerini revize etti.” Pes! Sayın Gül, karşısında konuştuğu insanların bırakın ülkemizi günü gününe izlemeyi; iyi birer gazete okuyucusu olduklarını bile hesaba katmıyor… Dünya basınında Gezi ile ilgili tüm haberlerin altına bizzat kendisinin “gurur duyduğunu” söylediği ilk aşamadan itibaren İran ve Çin’den daha çok gazetecinin hapiste olduğu notunun düşüldüğünü… Bu nedenlerle “Türk modelinin iflas ettiği” bilgisinin verildiğini… Model olmak bir yana, Türkiye’nin uzun zamandır “korku cumhuriyeti” haline geldiği.. eklemesinin yapıldığını unutuyor. Gezi olaylarını ekrana getirmeye cesaret edemeyen TV kanallarının “penguen belgeseli gösterdiğinin”, yedi düvelce kayda geçildiğini... Gezi’yi izleyen gazetecilerin işlerini yitirdiğini ve doğrudan okkanın altına gittiğinin bilindiğini... Gezi’yi haber yapan gazete, internet sitelerine soruşturma açıldığının not edildiğini… Gezi’yi destekleyen sanatçıların dahi “bertaraf edilme” noktasına gelindiğinin izlendiğini… Gezi’yi destekleyen herkesin “kriminazalize edildiğini”, sosyal medyaya “baş belası” diyerek cephe açıldığını… Yaşamlarını yitiren protestocular olduğunu… Türkiye’ye dışarıdan bakanlar görmüyor mu? Herkesi kör, âlemi sersem sanmak pahasına; “Türkiye’nin problemlerinin Ortadoğu’nun insan hakları sorunlarıyla ilgisi yok. Bizim sıkıntılarımız, (AKP hükümetlerinin sayesinde!) artık gelişmiş ülkelerin sıkıntılarına benziyor. Olaylar Washington, Londra, New York’tan farksız nedenlerle patlak verdi. Bununla gurur duyarım. Polis de New York polisi ne yaparsa onu yaptı!” demek çok yazık ki tam “şarklılığın” gerektirdiği türden bir “takıyye” oluyor. Gül umarım kendi takıyyesine inanmıyordur! İran ve ABD dışişleri bakanları, New York’ta bir araya gelerek tarihi bir görüşme yaptı leer silah peşinde olmadığını kanıtlamadan, yaptırımların kalkmayacağını, Tahran’ın ciddi olduğunu göstermek için Fordo uranyum zenginleştirme tesisini BM denetçilerine açabileceğini söyledi. ABD ve Batılı ülkeler, İran’ın nükleer programının silah üretimini hedeflediğini öne sürerken, Tahran sivil amaçlı enerji üretimini amaçladığını savunuyor. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, BM Genel Kurul toplantıları için bulunduğu New York’ta, nükleer programlarıyla ilgili sorunun görüşmeler yoluyla çözülebileceğine inandığını belirterek, 3 ya da 6 ay içinde anlaşmaya varmayı önermişti. kendisini memnun ettiğini, şimdi olumlu sözlerin ardından cesur adımlar atıp ilerleme kaydetmenin mümkün olup olmadığını görebileceklerini söyledi. İran Dışişleri Bakanı, ABD, Avrupa Birliği ve BM tarafından, ülkesine nükleer programından dolayı uygulanan yaptırımların süratle kaldırılmasını isteyerek, kısa sürede bunun başarılmasını umduklarını vurguladı. Üst düzey Amerikalı yetkililer de İran’ın varılacak bir anlaşmayı bir yıl içinde tamamen uygulama teklifinde bulunduğunu duyurdular. Kerry, görüşmeden önce Amerikan CBS televizyonuna yaptığı açıklamada ise, İran nük n Dış Haberler Servisi Kenya’daki saldırının üzerinden bir hafta geçmesine karşın henüz ölü sayısının netleşmemesi, daha önce kayıp olduğu belirtilen kişilerin akıbetinin anlaşılamaması kurban yakınlarının tepkisine neden olurken saldırganlara müdahale eden ekipteki askerler ve doktorlar alışveriş merkezinde işkence izlerine rastladıklarını aktardılar. İngiliz basınında çıkan haberlere göre bazı kurbanların tavandan çengelle asıldığı, bazılarının gözlerinin oyulduğu, burunlarının, parmaklarının kerpetenle koparıldığı, erkeklerin testislerinin kesildiği korkunç işkence sahnelerinden söz eden tanıklara göre dondurucularda da çocuk cesetleri vardı. AVM’de korkunç işkenceler yapılmış (Fotoğraf: DHA) Ruhani’den Gül’e: Teröristlere karşı birlikte çalışalım DUYGU GÜVENÇ ‘New York’un problemleri gibi!’ nDış Haberler Servisi Sudan polisinin bu hafta çıkan protesto gösterilerinde en az 50 kişiyi öldürdüğü bildirildi. Hükümetin yakıt teşvikini kesmesini protesto için başlayan gösterilere katılan yüzlerce kişi de gözaltına alındı. Yakıt fiyatlarının iki katına çıkmasını içeren yeni ekenomik tedbirleri ve hükümetin şiddetini protesto eylemleri sürüyor. Güney Sudan’ın ayrılmasıyla Sudan, petrol üretimi yapılan en büyük bölgesini kaybetmişti. Sudan’da ölü sayısı artıyor B ADA’ ‘SİZ BURADASINIZ BİZ OR ABD Başkanı irleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu için gittiği New York’ta İran’ı Barack Obama’yla görüşen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye ve yana yan e konuştuklarını söyledi. Gül, BM Genel Sekreteri’nin verdiği yemekt sınız, oturduğu Obama’ya, Suriye’deki olayların Türkiye’ye etkisini “Siz burada gittiği üzere vermek j röporta Gül, ı bizse oradayız” sözleriyle aktardı. Cumhurbaşkan an tarafınd grup bir i maskel yo” “Pinok ise New York Times gazetesinin önünde i “Kend ocular, protest ndan Grubu’ şması Dayanı Taksim protesto edildi. New York ız, ayacağ halkına, Birleşmiş Milletler’e, dünyaya yalan söylüyorlar”, “Unutm koruma affetmeyeceğiz”, “Yalancı” yazılı dövizler taşıdılar. Amerikalı ve Türk a tutmay uzak kapıdan ğı yapaca görevlileri, protestocuları, Gül’ün giriş çıkış gıç, başlan daha “Bu çıkışta ocular, protest çalıştılar. Gül’ün gazeteye girişini kaçıran attılar. arı sloganl ” direniş yer her , Taksim yer “Her , ” mücadeleye devam ANKARA İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den Suriye’deki terörist gruplara karşı birlikte çalışmayı önerdi. Ruhani önceki gün New York’ta yaptığı görüşmede “Hepimiz, terörist grupların Suriye’den çıkması için telaş ve çaba göstermeliyiz. Bu grupların birbirine yakınlaşmasına izin vermemeliyiz” dedi. İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Ruhani ile yapılan ilk görüşmede Gül, Suriye’deki krizin çözümlenmesi için iki ülkenin işbirliğinin gerekli olduğunu vurgulamıştı. Ruhani de “Bölgede Suriye meselesinde hiç kimsenin çıkarları bu ülkenin komşularında olduğu kadar birbirine yakın değildir. Suriye krizi konusunda ortak çözüm yolu bulmalıyız” dedi. nDış Haberler Servisi Şili Cumhurbaşkanı Sebastian Pinera, cuntacı subayların kaldığı lüks hapishanedeki tenis kortları, barbekü ve havuzun kapatılacağını duyurdu. Bir askeri üste bulunan Cordillera Hapishanesi’nde insanlığa karşı suç işlemek, işkence vb. gibi suçlardan hüküm giymiş subaylar kalıyor. Darbeci subayların lüks cezaevi kapatılıyor Suriye tasarısı tamam Dış Haberler Servisi ABD ve Rusya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK), Suriye’deki kimyasal silahların tasfiyesiyle ilgili olarak anlaşmaya varırken, BM silah denetçilerinin salı günü göreve başlayacağı açıklandı. BMGK’de varılan uzlaşma, Suriye’de 21 Ağustos’ta yaşanan ve yaklaşık bin kişinin hayatını kaybettiği kimyasal saldırıya hemen bir karşılık verilmesini içermiyor, ancak Şam yönetiminin anlaşmaya uymaması halinde, 7. maddenin uygulanmasının önünü açıyor. Suriye’den gelecek bir ihlal karşısında, askeri güç kullanımını ya da yaptırımları öngören BM Anayasası’nın 7. maddesi işletilecek. Ancak 7. maddenin uygulanması için yeni bir oylama gerekecek. Suriyeli milletvekili İssa Halil ise BMGK’de varılan anlaşmanın “ABD’ye tokat” olduğunu söyledi. Kimyasal silahların tasfiyesi için salı günü Suriye’de çalışmalarına başlayacağı açıklanan BM denetçileri, Beşşar Esad yönetiminin bildirdiği bölgelerin yanı sıra herhangi bir bölgede de incelemelerde bulunabilecek. Kimyasal Silahların Önlenmesi Örgütü (OPCW) Başkanı Ahmet Üzümcü, bildirilmediği ya da saklandığı öne sürülen silahların araştırılacağını, çıkabilecek sorunların “danışma ve işbirliğiyle” çözülebileceğini söyledi. Suriye’nin bütün kimyasal stoklarının en fazla 30 gün içinde denetlenmiş olması gerekiyor. OPCW, 2014 ortasına kadar bütün kimyasal silahların imha edilmemesi halinde durumu doğrudan BMGK’ye ve BM Genel Kurulu’na bildirecek. ABD’de yayımlanan Washington Post gazetesi, Suriye’deki kimyasal stokların çoğunun silah olmadığını, sıvı halde bulunan stokların düşünülenden çok daha kısa sürede imha edilebileceğini yazdı. Bu arada Suriye’nin başkenti Şam’ın Rankus beldesinde cuma namazı çıkışı bomba yüklü aracın infilak etmesi sonucu 60 kişinin öldüğü, 100’den fazla kişinin yaralandığı bildirildi. Suriye’nin kuzeyinde El Kaide bağlantılı cihatçı militanların kiliselerdeki heykel ve haçları yaktığı bildiriliyor. Muhalif Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Irak ve Levant İslam Devleti (ISIL) örgütüne bağlı militanların, Raka kentinde bir Ermeni Katolik kilisesine girerek saat kulesindeki haçı tahrip edip, yerine ISIL bayrağı astıklarını duyurdu. Âlemi kör ve sersem sanmak Şam’da 60 kişi öldü n Dış Haberler Servisi ABD ve Türkiye’nin Pakistan, Somali ve Yemen’deki cihatçılara karşı mücadele için 200 milyon dolarlık bir fon oluşturduğu açıklandı. New York Times’ın haberine göre fonun amacı Somali, Yemen ve Pakistan gibi ülkelerdeki sosyal projelere destek vermek ve bu ülkelerdeki cihatçıların kadrolaşmasını engellemek. ABD’nin ilk etapta yapacağı 2 ya da 3 milyon dolarlık bağışla ilk adımını atacağı ve Avrupa Birliği, Kanada, Katar, Danimarka ve İngiltere’den de bağış alacak olan fonun 2014 yılının ortalarında hazır hale gelmesi bekleniyor. Cihatçılara karşı ABDTürkiye ortak fonu Babalara, evlatlık kızlarıyla evlenme izni Dış Haberler Servisi İran meclisi, çocuk haklarını korumak için hazırlanan ancak erkeklerin evlat edindikleri kız çocuklarıyla 13 yaşında bile evlenmesine izin veren tasarıyı kabul etti. Pazar günü oylanan tasarı, yargıcın, çocuğun yararına olacağını kabul etmesi durumunda erkeğin, evlat edindiği kız çocuğuyla evlenmesinin önünü açıyor. Tasarının yasalaşması için Muhafızlar Konseyi’nin onayından geçmesi gerekiyor. İran’da kız çocukları 13 yaşında evlendirilebiliyor. Erkek çocuklar için evlilik yaşı 15. 2010’da yaşları 1014 arasında değişen 42 bin çocuk evlendirildi. Tahran’da 10 yaşın altında evlendirilen çocuk sayısı en az 75. İran İçin Adalet grubundan insan hakları avukatı Şadi Sadr, Guardian’a yaptığı açıklamada, ılımlı Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani New York’ta basını etkilerken Muhafızlar Konseyi’nin tasarıyı kabul etmesinden endişe duyduğunu söyledi. Sadr, “Tasarının pedofiliyi meşrulaştırdığını” vurguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle