19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 AĞUSTOS 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 D aha önce bu sayılı listesinde yer alan tütün ve köşeden iki kez tütün mamulleri ile alkollü içecekler sizlerle paylaştık. sektörü ÖTV kayıp ve kaçağının Gelir İdaresi, efatura ve yoğun karşılaşılabileceği sektörler. edefter zorunluluğu getirdi. Oysa amaç ÖTV’yi kontrol altına Dedik ki, düzenleme bu almak ise sadece bu sektörlerde şekliyle yürürlüğe girerse faaliyet gösteren firmaların efatura içinden çıkılamaz sorunlarla ve edefter uygulamasına dahil karşılaşılacak ve mükellefler edilmesi yeterli olur. büyük mağduriyet Bu sektörlerde ticaret yaşayacak. yapmayan, ÖTV mükellefi ve Mevcut düzenlemeler yüklenicisi kesinlikle olmayan uyarınca, 2011 cirosu mükelleflerin zorunluluk kapsamına 25 milyonu aşan bir alınması, yukarıda özetlediğimiz mükellef, her gün yollarda mağduriyetlerin yaşanmasına karşılaştığımız bir akaryakıt sebep olacak. 2011 yılı cirosu 10 dağıtım şirketinden (bunlar milyon liranın üzerinde olan, zincir Bu durum mağduriyetin ilk aşamasını madeni yağ satış lisansına sahipler), marketlerin birinden 1 adet ekmek oluşturuyor. taşıt tanıma sistemi ile 10 liralık satın alan, madeni yağ ve ÖTV III sayılı İşin kötüsü, yapılan düzenlemelerde, akaryakıt almış ise efatura ve edefter’e listedeki malları ticari hayatı boyunca efatura uygulamasına başlamayanların, geçmek zorunda. Ayrıca, 2011 cirosu hiç satın almamış olan bir mükellefin bu fatura düzenlememiş ve edefter 10 milyonu aşan bir mükellef, artık mağduriyetlerle baş başa bırakılmasını uygulamasına başlamayanların ise her köşe başında karşılaştığımız zincir anlamak mümkün değil. defter düzenlememiş sayılacaklarının marketlerin birinden (bunlar ise ÖTV III Biz bu konudaki görüş, öneri belirtilmiş olması. İşte asıl mağduriyet sayılı listedeki malları imal, inşa veya ve isteklerimizi her platformda burada başlıyor. Bu durum, özel ithal ediyorlar), yazar kasa fişi ile 1 adet dile getirmeye devam edeceğiz. usulsüzlük cezalarının uygulanması, ekmek almışsa efatura ve edefter’e Uygulamanın yasal ve idari altyapısı KDV indirimlerinin reddedilmesi gibi çok geçmek zorunda. tamamen oluşturulmadan, karşılaşılacak büyük mağduriyetlerin ortaya çıkması Bu, neredeyse tüm mükelleflerin sorunlar ve çözümleri üzerinde anlamına geliyor. efatura ve edefter zorunluluğu herhangi bir tartışma ve idari açıklama Aslında bu uygulamalar ile temelde kapsamına girmesi anlamına geliyor. yapılmadan adım atmak yanlıştır. amaçlanan ÖTV kayıp ve kaçağına Zaman çabuk ilerliyor. Bu kapsama Aynı şekilde, elektronik altyapı engel olmak. Gerek madeni yağ giren mükellefler 1 Eylül tarihine kadar maliyetleri düşürülmeden ve tahrip sektörü gerekse ÖTV Kanunu’nun III gerekli başvuruyu yapıp elektronik edici miktarlara ulaşabilecek cezai altyapılarını müeyyideler sınırlandırılmadan tamamlamak belli bir ciroyu aşan zorunda. tüm mükellefler için Tehlikeli işlerde eğitim şart mı? Efatura efatura ve edefter uygulaması uygulamalarının zorunlu Tehlikeli sınıfta yer alan fabrikamızda bu yıl içinde, tutulması kimseye yarar çalışanlar için, iş güvenliği eğitimi edefter sağlamaz. Hatta telafisi SORU CEVAP dışında ayrı bir eğitim aldırmak uygulaması mümkün olmayan gerekiyor mu? Celal Aydın Sorularınız için malicozuise 2014 yılı zararlar doğurur. 6331 sayılı kanuna göre, çalışanlara m6ismmmo.org.tr adresine içerisinde Gelin son günü iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmesi mail atabilirsiniz. Tüm sobaşlayacak. beklemeden yeni bir gerekiyor. Ayrıca tehlikeli ve çok tehlikeli rular eposta ile tek tek İşin elektronik düzenleme yapın ve en cevaplanacaktır. işlerde çalışanlar için de mesleki eğitim altyapısı ciddi azından geçiş sürecinde aldırılması zorunluluğu yok. bir yatırım bu uygulamanın gerektiriyor. kapsamını daraltın. Bayramda çalışana ek ücret GÖRÜŞ SEVGİ ÖZEL EFatura, EDefter, EBilmece! N ormal şartlarda bayram günü çalışanların tatil yapması ve bir iş karşılığı olmaksızın ücretlerini tam olarak alması gerekir. Ancak bazen zorunluluktan, işin niteliğinden ya da ihtiyaçtan kimi işçilerin bayram günü de çalışması gerekebilir. Halen, 29 Ekim dışında kalan diğer genel tatil günlerinde çalışılıp çalışılmayacağına ilişkin düzenlemeler iş sözleşmesine veya toplu iş sözleşmelerine konulabilmekte. Eğer, yazılı hizmet akdi yapılmamışsa veya buna ilişkin bir hükme hizmet akitlerinde yer verilmemişse, işverenler bu günlerde işçilere yasada belirtilen zamlı ücreti ödeyerek çalıştırabilir. Ancak iş sözleşmesinde Ulusal Bayram ve Genel Tatil Günleri’nde çalışılacağına dair düzenleme olmayan işçilerin bugünlerde çalışmaya zorlanması doğru olmaz. 4857 sayılı Kanun kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçilere, kanunlarda ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışmazlarsa, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretleri tam olarak, tatil yapmayarak çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için ilave günlük ücreti ödenir. Parça başına, akort, götürü veya yüzde usulü ile çalışan işçilerin tatil günü ücreti ise, ödeme döneminde kazandığı ücretin aynı süre içinde çalıştığı günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır. Türk Dil Kurumu’nun Sözlüğünden Önce Varlığı Yanlış Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde yer alan argo sözcükler nedeniyle aranıyoruz. Daha önce de kimilerine göre “müstehcen” sayılan ya da sövgü içeren sözcüklerin TDK sözlüğünde olmasını eleştiren yazılar basında yer aldı. Sanatta “ayıp” yoktur; bilimde, örneğin tıpta da yoktur. Sözlükçülük, bir bilim dalıdır; sözlükçülükte de “ayıp” yoktur. Her dilin “genel” sözlüğünde o dilde az ya da çok kullanılan her sözcük (argo, sövgü ve senlibenli dilin sözcükleri), her terim ve ilgili maddeler içinde de söz kalıpları, deyimler, atasözleri vb. yer alır. Çokları, yaşı 40’ın altında olan kimi yazarlar, gazeteciler, değişik alanların insanları, hatta öğretmenler, Başbakanlık’a bağlı Türk Dil Kurumu’nu, Atatürk’ün dernek olarak kurduğu ve “vasiyetnamesi”yle gelir bıraktığı kurum sanıp bilimsel duyarlılık bekliyor. 1) Kenan Evren ve arkadaşları 1983’te Atatürk’ün kalıtını çiğneyerek, Türk Tarih ve Dil kurumlarının adına, yapı ve yapıtlarına yasa zoruyla el koyarak siyasal iktidarların güdümüne giren Başbakanlık’a bağlı iki devlet dairesi oluşturdular. 2) Resmi TDK, ilkin 1985’te yayımladığı “İmlâ Kılavuzu” ile yerleşmiş yazım biçimlerini bozdu; sonra Evrengilin buyruklarıyla 1988’de de ölçünlü (standart) dili bozan Türkçe Sözlük’ü yayımladı. Bu sözlük yanlışlarla şişmanlatılarak basılıp duruyor. 3) 1985 baskılı “İmlâ Kılavuzu”nda “Arap saçı (bitki), genel kurmay, Gazi Antep, altyapı, Ayşe kadın (bitki), bakım evi, baş hekim, biçer döver, bilir kişi, Çerkez tavuğu (yemek), gök kuşağı, ilk okul, ilk bahar, kitap evi, kuş başı, kör ebe, radyo evi, sivri sinek, son bahar, soy adı, uluslar arası, yayın evi, zeytin yağı …” gibi yüzlerce bileşik sözcük ayrılmıştı. Dil Derneği’nin tepkisiyle yanlışların bir bölümü düzeltilmiş, büyük bölümü kalmıştı. Resmi TDK kılavuzunda hâlâ “Bitişik Yazılan Birleşik Kelimeler” ve “Ayrı Yazılan Birleşik Kelimeler” gibi gülünç saptamalar durmaktadır. Resmi kurumun akademisyenleri 1985’te nispet “i”sinin ne olduğunu bilmiyorlardı ve “asî, canî, fanî, sakî, sarî, mer’î, tedaî…” gibi sözcüklerde yanlış kullanmışlardı; uyarımızla düzelttiler. Kesme imini de “an’ane, cem’an, kat’iyen, me’mur, kıt’a, sür’at, san’at…” gibi onlarca sözcüğe savurmuşlardı; düzeltme imini (^) de öyle, uyarımızla topladılar. 4) Türkçe Sözlük’ün 88 baskısı evlere şenlikti; dinsel kavram ve tamlamaları hiç unutmamışlar, ulusal olanı, hatta evrensel kavramları ya atlamış ya da yanlış tanımlamışlardı. İlginç, gereksiz ve gülünç diyebileceğimiz, “acıklı komedi, adam yokluğunda, ahir zaman peygamberi, Arap alfabesi, balon lastik, bira bardağı, bir boydan bir boya, boğazına düşkün, bulaşık deterjanı, çatal bıçak takımı, eşek kafalı, ezan vakti, gâvur inadı, geçiş önceliği, göbek havası, hayır sahibi, ıslatma suyu, kansız ameliyat, kubbeli fırın, külhanbeyi ağzı, lamba karpuzu, lavabo musluğu, medya maydanozu, oy sandığı, övünç çizelgesi, pandispanya gazetesi, perdesi sıyrık, rakı âlemi, sokaktaki adam, şarap çanağı, telaşe müdürü, toparlayıcı krem, uzun yol sürücüsü, üçler yediler kırklar, vergi kaçakçısı, yağlı müşteri, yemek duası, yürekler acısı…” gibi tamlamalar madde başında diziliydi; hâlâ öyle. Gelelim güncel tartışmalara… Resmi TDK, başlangıçta Evrengillerin istediği gibi sözcük tanımlıyor; o günkü iktidara yakın duruyordu; iktidarlar değiştikçe resmi TDK de değişti. 2002’den bu yana da AKP iktidarıyla düşünce ve eylem birliği içinde. Önceleri “Türk İslam sentezinin” savunucusuydu; şimdi AKP gibi bu sentezin İslam bölümüne asılmış durumda. Bu nedenle bu kurumun sözcükleri nasıl tanımladığı değil; varlığı, duruşu, yapıtları tartışılmalıdır. Resmi TDK, Atatürk’ün kalıtını çiğneyen hukuk ayıbının resmidir. 12 Eylül hukuksuzluğundan hiç rahatsız olmayan akademisyenlerden kim ne bekliyor? Kurum sözlüğünde argo, sövgü sözcüklerinin bulunması doğal; doğal olmayan kurumun ta kendisi… Resmi TDK’nin Yazım Kılavuzu ve Türkçe Sözlük’ü tüm yanlışlarıyla eğitim kurumlarına dayatılmaktadır. Asıl tartışılması gereken budur. PERİHAN ERGUN 5 Ağustos Kararları Bekleneni Aştı KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Gazetemizin yarım sayfalık manşetinde; “Ergenekon Mahkemesi tarihin mahkum edeceği bir karara imza attı. Adalet eliyle siyasi intikam” diyordu. O gün sağlık engeliyle gidemediğim Silivri’deki olayları oradan tümüyle izleyicilere yansıtan Ulusal TV’den izledim. Hukuksuzluğa, haksızlığa tepkiyle karar gününü izlemeye gelen binlerce yurttaşımıza acımasızca uygulanan engellemeleri üzülerek kınıyordum. Bu izlenimlerle ÖYM’deki Ergenekon davasının “Başsavcısı olduğunu” davanın başladığı günlerde övünçle duyuran Sayın Başbakan RTE’nin böyle bir sonuç istediği bekleniyordu. Tüm bu koşullara karşın gene de yargıçların bu denli hukuku yok sayacakları düşünülmüyordu. Bu nedenle İstanbul Baro Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocasakal’ın “Bu kararlarda zerre kadar hak hukuk yok” hükmünü bütünüyle kabul edilir buluyorum. HHH Hukuk kurallarınca duruşmalar yasak konmadıkça izlemek isteyenlere açıktır. Buna karşın İstanbul Valisi bu konuda yetkisiz olduğu halde medya aracılığıyla adeta korkutan bir tavırla “oraya gidilmesin, duruşmanın izlenmesi yasaklanmıştır” ihtarını genişçe duyurdu. Oysa baş yargıca sorulduğunda “Hayır yasaklamadık, aldığımız bazı duyurulara dayanarak korunmamızı istedik” diyor. Buna karşın Ankara başta olmak üzere Güney ve batı Anadolu’dan kent merkezlerinden binlerce kişiyi Silivri’ye taşımak üzere harekete geçen otobüsler hatta özel araçlar emniyet ve jandarma engellemeleri ve hatta karşı çıkanların tutuklanmalarıyla önlendi. Onlar da kendi yerleşim yerlerinde “Her yer Silivri” nidalarıyla eylemlere girişerek vicdani görevlerini yerine getirmeye çalıştılar. İstanbullu vatandaşlar da araçlarını yol kenarlarında park ederek mahkemeye ulaşmaya çalışsalar da gene her zaman olduğu gibi ki içlerinde yakınlarım da vardı gaz bombalarıyla engellendiler. Vekâlet görevleri gereği engellemeleri aşarak özel mahkemeye ulaşan savunmanlar, girişte çoraplarına değin kontrollerle onur kırıcı işlemlere tabi oldular. Duruşmada da etrafları çift sıra jandarma erlerince çevrilerek müvekkilleriyle temasları gene yasa dışı olarak ilkelce engellendi. Büyük çabalarla duruşma salonuna girebilen sarı kartlı gazetecilerle birlikte oraya gelen yabancı muhabirler bu uygulamaları kınayarak şaşırıp kaldılar. Gazetelerinde haber yaparak skandal saydıkları bu basın özgürlüğüne indirilen darbeyi ülkelerine duyurdular. Böylece RTE demokrasisi uluslararasında da yazık ki duyurulmuş oldu... HHH On yıl önce RTE’nin ayakları altına kırmızı yol halıları döşeyerek kendisini ABD’deki Oval Ofisleri’nde konuk ederek asırlardır tüm çabalarına karşın yok edemedikleri ülkemizin kahraman komutanlarını, saygın bilim insanlarını, halkını aydınlatan seçkin gazetecilerini, telef etme görevini yerine getirmeye söz verirse onu başbakan olarak görevlendirerek ödüllendireceklerinin söylendiğini yandaşları olan gazeteci Fehmi Koru’dan öğrenmiştik. Bu haber az da olsa şüpheyle karşılanmışsa da şimdi Silivri’de emirle kurulmuş olan ÖYM’nin yargıçlarının yapay davalarla verdikleri kararlarla görüp yaşamış olduk. Sonuç olarak; 17 kişinin tahliyesine karşın, 19 seçkin insanımıza müebbet hatta bazılarına da ağırlaştırılmış müebbet, 13 kişiye tutuklama geriye kalanlara da akla ziyan cezalar biçildi. Yurtseverlerimize haksız, kanıtsız, gerçek tanıksız verilen bu haksız hükümlere, tüm yurtta 1920’den sonra cumhuriyeti ve devrimlerimizi M. K. Atatürk’ün beraberindeki kahramanlarla yarattığı devrimlerle çağdaşlığı, yok etmeye kalkanlara karşı halkımız birleşerek el ele vererek yeniden imara gençliğimizin önderliğinde kalkıştılar. Millet bir şeye karar vermişse artık onu durdurmazsınız. İşte örneği; karar günü akşamüzeri Kadıköy İskele Meydanı’nda binlerce yurttaşımız, bunu “Omuz omuza beraberiz, cumhuriyetimizi ve Atatürk ilkelerini kimselere ezdirmeyeceğiz” sloganları ve bağımsızlık sembolü al bayrağımızı ellerine alarak ilan ettiler. Bu yılki Şeker Bayramımız bu tatla tüm yurtseverlere kutlu olsun. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN T.C. ANKARA İFLAS DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN EK SIRA CETVELİNİN İLANI DOSYA NO: 2009/30 Müflis Opal Giyim Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi hakkındaki iflas tasfiye işleminde; sıra cetvelinin ilanından sonra masaya geç kayıt yaptıran 4252 arası numarada kayıtlı alacaklarla ilgili olarak tahkik ve tetkik işlemleri bitirilmiş, İc.İf.K’nin 206. ve 207. maddeleri gereğince düzenlenen ek sıra cetveline ilişkin kararlar incelemeye hazırdır. Alacağın esasına ve miktarına ilişkin itirazların (15) gün içerisinde iflasa karar verilen yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava yoluyla ileri sürülebileceği; yalnız sıraya ilişkin itirazların ise (7) gün içerisinde şikâyet yoluyla ileri sürülebileceği İc.İf.K’nin. 166, 232, 234 ve 235. maddeleri gereğince tebliğ ve ilan olunur.02/08/2013 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 48828) T.C. ADANA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2013/348 Esas Kamulaştırılan taşınmazın bulunduğu yer: Adana İli, Yüreğir İlçesi, Kışla Mahallesi, 9057 Ada 7 No’lu parsel sayılı taşınmaz Malikin adı ve soyadı: Basri Uğurluakan, Yaşar Uğurluakan, Sadık Uğurluakan, Sabri Uğurluakan, Yılmaz Uğurluakan Kamulaştırmayı yapan idarenin adı: Adana Yüreğir Belediye Başkanlığı Kamulaştırmayı yapan davacı idare, malikleriyle cinsi ve niteliği yukarıda yazılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili için davacı idare tarafından mahkememizin 2013/348 Esas Esas sayısında dava açılmıştır. Yukarıda bilgileri verilen taşınmazla ilgili tebligat ve ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara ilişkin düzeltim davası açılabileceği, tebligat ve ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği, konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerinizin tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkemeye yazılı olarak bildirmeniz gerektiği 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasası’nın 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 48151) Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. BURCU BUDAK SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Gemilerde 1 içine içme su 2 yu konulan, ortası basık kü 3 çük fıçı... Ku 4 zu sesi. 2/ Yu 5 nan mitolojisin6 de tutku tanrıçası... Samsun yö 7 resinde üretilen 8 bir tütün cinsi. 9 3/ Penye konfeksiyonunda zin1 2 3 4 5 6 7 8 9 cirli dikiş yapan bir 1 İ Ç M E L E R S tür aygıt... Ağaçlıklı 2 K İ T A B U R E yol. 4/ Yalan, uydur 3 EME K ma söz. 5/ Kastamo 4 O L A Y N E D E N İ Ş nu yöresine özgü bir 5 İ K A M E T MA tür çorba... Tellür ele6 O K E S E N E K mentinin simgesi. 6/ Z İ Y A İ Bir nota... Eski dil 7 N A T E ME L A S de şimşek. 7/ Hizmet 8 hayvanlarının ayağına 9 H U R R İ L E R çakılan demir... Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın bir romanı. 8/ İnce ve uzun metal çubuk... Eski Türklerde bir babanın taşınmaz mallarının mirasçısı olan en küçük oğul. 9/ İç Anadolu Bölgesi’nde bir dağ... Bir soru sözü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ayrı şirketlerin, tekelci bir konum elde etmek amacıyla oluşturdukları birlik... Eylemleri olumsuz yapmakta kullanılan ek. 2/ Tanrıtanımaz... Orta Karadeniz bölümünde bir dağ sırası. 3/ Atların koşum takımlarına gümüş ve altın yaldızlı pullarla yapılan süsleme... Bir tür İngiliz birası. 4/ Uzun hava biçiminde Arap halk türküsü. 5/ “Çevik, çalışkan” anlamında yerel sözcük... Bir cetvel türü. 6/ Lantan elementinin simgesi... Eskiden frengi hastalığına verilen ad. 7/ Kamış düdük... Seçenek. 8/ Selin getirdiği kumlu ve çamurlu toprak... İçinde kimse bulunmayan, boş. 9/ Halk dilinde tohuma verilen ad... Neon elementinin simgesi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle