23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 AĞUSTOS 2013 PERŞEMBE 6 l Dört polis hakkında HABERLER tutuklama istemi Önce ve sonra da dövülmüş Yurt Haberleri Servisi Eskişehir’deki Gezi Parkı eylemleri sırasında dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın Harman Fırın’ın önünde dövülmeden önce ve sonra birer kez daha dövüldüğü ortaya çıktı. Avukatlar 4 polisin daha tutuklanmasını talep etti. Vatan gazetesinin haberine göre Korkmaz ailesinin avukatı Ayşegül Kumaş, videolar üzerinde yaptığı çalışmada Korkmaz’ın dövüldüğü Sanayi Sokak’taki Beşik Otel ve Harman Fırın’ın kameralarının saatlerinin gerçek zamanı yansıtmadığını, iki kamera arasında 18 dakika 50 saniye fark olduğunu tespit etti. Ali İsmail’in 01.05’te dövüldüğü belirlendi. Buna karşın Harman Fırın’ın kameralarının zamanıyla gerçek zaman arasında 1 saat 8 dakika farkın olduğu ortaya çıktı. Buna göre Beşik Otel’in ve Harman Fırın’ın kamerası aynı zamanı içeriyor ve her iki görüntüde de Ali İsmail Korkmaz görünüyor. Ali İsmail Korkmaz, Harman Fırın’ın önünde dövülmeden önce sokak girişinde avukatların Hüseyin E. olduğunu iddia ettiği polis tarafından dövülüyor. Daha sonra fırının önünde dövülen Korkmaz, buradan Beşik Otel yönüne kaçıyor. Olayın görgü tanıkları Ali İsmail’in burada da dayak yediğini belirtmişti. Ancak tam Korkmaz’ın Beşik Otel’in önünden geçtiği sırada 74 saniyelik görüntünün silindiği ortaya çıktı. Otel sahibinin, görüntülerin silinmesini “Olaylar nedeniyle şalteri indirdim” diye açıklamasına rağmen tam da Korkmaz’ın dövülme anına ait görüntülerin silinmesinin, Korkmaz’ı üçüncü kez döven polislerin kimliklerinin gizlenmesi amacına yönelik olduğu kuşkusunu artırdı. Avukatlar hem Korkmaz’ı ilk döven polis Hüseyin E. hem de Beşik Otel’in önünde başka görüntüleri bulunan 3 polisin tutuklanmasını talep etti. İstanbul Tabip Odası “Yeryüzündeki tüm ilaçlar ve tıbbi malzemeler o an için acil ihtiyacı olan insanlar içindir. Acil hasta için kullanıldığı sürece işlem meşrudur” açıklamasını yaptı. Hafiyeliği bırakın yurttaşın sağlığına bakın İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı Direnişi sırasında Emniyet’in revirlerden topladığı ilaç ve tıbbi malzemeler dün il sağlık müdürlüğünün Bakırköy’deki deposunda basına gösterildi. İl sağlık müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada İlaç Takip Sistemi (İTS) kayıtlarına göre bazı ilaçların halen eczanelerde göründüğü belirtilerek “66 kutu ilacın çeşitli ecza depolarında, 11 kutu ilacın hastanelerde ve 41 kutu ilacın da üreticide olduğu tespit edilmiştir. Depoda kalan 3 bin 583 kutu ilaç kare kodsuz olduğundan dolayı takibi yapılamamıştır. Elde edilen bilgiler, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığı’na bildirilmiş olup, bundan sonraki süreç İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından yürütülecektir” denildi. İstanbul Tabip Odası yetkilileri ise Sağlık Bakanlığı’nı ve il sağlık müdürlüğünü eleştirerek “Eğer yurttaşlar hastanelere erişmekte zorluk yaşıyorsa, aynı ilaca ve tıbbi malzemeye sokakta, parkta acil olarak ihtiyaç duyuyorsa aynı ilacın hastanede mi, parkta mı kullanıldığının bir önemi yoktur. Hafiyeliği bırakıp yurttaşlarına ayrımsız sağlık hizmeti sunmaya yoğunlaşmalıdır” dedi. Sergilenen ilaçlardan bazılarının son kullanma tarihlerinin de geçtiği görüldü. Gezi revirindeki ilaçlar basına gösterildi Terör örgütü adına suç işlemek iddiasıyla haklarında dava açılan sekiz kişi için 17’şer yıl hapis isteniyor İzmirli gençlere OZAN YAYMAN İZMİR Gezi Parkı protestolarının İzmir bölümüne katılan ve iki aydır tutuklu olan 36 kişiden Vedat Y., İbrahim K., Elif K., Kubilay İ., Ozan A., Erhan İ., Orhan Ö. ve İzzet U. hakkında, ‘2911 Sayılı Yasaya Muhallefet. Görevi Yaptırmamak İçin Direnme ve Terör Örgütü Üyesi Olmamakla Birlikte Terör Örgütü Adına Suç İşlemek’ iddiasıyla 17’şer yıl hapis cezası istemiyle, 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Çoğu öğrenci olan gençler 10 Eylül’de hâkim karşısına çıkacak. Haklarındaki iddianame tamamlanan sanıklar, 23 Haziran’dan beri tutuklu. Gençler Gezi Parkı protestolarına katılmanın yanı sıra daha önceden katıldıkları demokratik hak arayışı eylemlerindeki görüntüleri nedeniyle, örgüt adına suç işlemekle suçlanıyorlar. Avukat Ali Aydın, Gezi protestoları sırasında İzmir’de yüz binlerce kişinin alanlara çıkarak yürüyüşlere katıldığını söyleyerek “Bu tepkileri gölgelemek için kendilerince suç unsuru oluşturdular ve gözaltına aldıkları kişiler içinden 49’unu, örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işleyen kişiler olarak kabul edip tutukladılar” dedi. Avukat Aydın, 49 tutukludan 13’ünün, geçen günlerde, nöbetçi mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını söyleyerek “İzmir’de şu an Gezi Parkı protestolarına katılanlardan 36’sı tutuklu. Tahliye talep edeceğiz. Ortada herhangi bir suç yok. Gençlerin taşıdıkları flamalar, attıkları sloganlar suç unsuru olarak gösteriliyor” dedi. Milletvekili Nurettin Demir de, “İzmir cezalandırılmış gibi bir durum söz konusu” dedi. Milletvekili Alaattin Yüksel de, “Denetimli Serbestlik Yasası İstanbul’da uygulanıyor ama İzmir’de uygulanmıyor” dedi. Yüksel, İzmir’de tutuklu bulunan gençlerin “özgürlük hâkimi” olarak adlandırılan yargıçlar tarafından salınmadığını, özgürlük hâkimlerinin izinde olduğu sırada, nöbetçi mahkeme önüne gelen dosyadan, tahliye yönünde kararlar çıktığını söyleyerek “Bu gençler anayasal haklarını kullanarak alanlara çıktıkları, demokratik protesto haklarını kullandıkları için tutuklular ve bu durum kabul edilemez” diye konuştu. Bir gözdağı da İddianameden basın çarpıttı kışkırttı Sanatçılar Ataç’tan aileye ziyaret Artık her evde bir Ali var CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Eskişehir’in CHP’li Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Gezi Direnişi sırasında Eskişehir’de polislerin de aralarında bulunduğu eli sopalı bir grup tarafından öldüresiye dövülen 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın ailesini ziyaret etmek için Hatay’ın Ekinciler beldesine gitti. CHP Hatay Milletvekilleri Refik Eryılmaz ve Mevlüt Dudu ile birlikte Ali İsmail’in annesi Emel, babası Şahap ve ağabeyi avukat Gürkan Korkmaz ile görüşen Ataç, Ali İsmail’in uğradığı saldırının Türkiye’de demokrasi adına onarılmaz yara açtığını belirterek “Türkiye’nin her evinde bir Ali var artık. Her annebaba bu acıyı kendi evladını kaybetmiş gibi yaşadı” dedi. Heyet 3 Haziran’da Hatay’da öldürülen Abdullah Cömert’in ailesini ziyaret etti. M.A.T’ye ziyaret İZMİR (DHA) Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Atilla Sertel, gazeteci Uğur Dündar ile Gezi olaylarında polisin attığı gaz kapsülüyle başından ağır yaralanan M. A.T’yi evinde ziyaret etti. Bir süre sonra ikinci bir ameliyat olacağı ve kafatasına yeniden kemik parçası ekleneceği belirtilen M.A.T, Sertel ve Dündar’ın ziyaretinden mutlu olduğunu söyledi. l Tutuklu sanıklardan, Dokuz Eylül Üniversitesi Elif K.’nın Şakran Kadın Cezaevi’ne girişi sırasında çıplak aramaya ve darba maruz kaldığı güvenlik kamerası kayıtlarıyla doğrulandı. Elif K. çırılçıplak soyunup üstü aranmak istenmesine karşı geldiği için cezaevi tarafından yürütülen disiplin soruşturması sonucu 30 gün görüş yasağı aldı. Elif K.’nin avukatı yasağı kaldırmak için İnfaz Hâkimliği’ne dilekçe verdi. Vatan gazetesinin ulaştığı görüntülerde 8 gardiyanın aradığı Kaya’nın arama odasından iç çamaşırıyla çıktığı görülüyor. Görüntülere göre, önce 7 gardiyan tarafından arama odasına alınan Elif Kaya, odaya giren cezaevi 2. müdürü ile tartışmaya başlıyor. Daha sonra müdür odadan çıkarken, bir kişinin daha odaya girmesiyle sayıları 8’e çıkan gardiyanlar, Elif Kaya’yı aramaya başlıyor. Kısa bir süre sonra odadan çıkan bir gardiyan, Kaya’nın üzerinden çıkan bir kâğıdı müdüre teslim ediyor. Odadan çıkan iki gardiyan terlediğini ve yorulduğunu belirten el işaret İç çamaşırıyla çıkıyor leri yaparken bir gardiyan da elinde sopaya benzeyen aletlerle dışarı çıkıyor. İçeriye alınırken hırkasının önü açık olan Kaya bir gardiyan tarafından odadan çıkarılırken hırkasının önü ilikli ve elinde tuttuğu iç çamaşırlarıyla görünüyor. l TMK’nin 10. maddesiyle görevli cumhuriyet savcısı Zafer Kılınç’ın hazırladığı iddianamede şöyle deniliyor: “Eylemlere katılan şahısların çoğunluğunun örgütsel bir yapı içerisinde olmamasından dolayı, hükümet karşıtı basınyayın kuruluşları (PartizanKaldıraçDHF gibi), gazeteciler, sivil toplum örgütleri, taraftar grupları ile sanat camiası mensupları ve marjinal gruplar tarafından eyleme katılan şahıslar kışkırtılmış ve yönlendirilmiştir. CNN, BBC, The Economist, El Cezire, Reuters gibi uluslararası basın kuruluşlarının, eylemleri abartarak ve çarpıtarak dünyaya servis ettikleri, Türkiye’de halk ayaklanması çıktığına dair oldukça taraflı ve yanlış haberlere yer verdikleri ve dezenformasyonda bulundukları izlenmiştir. Gerçekleştirilen eylem ve saldırılar neticesinde halk üzerinde korku, panik ve endişe oluşmuştur. Sosyal medyada olaylarla ilgili yalan bilgi verilmesi ve olayların abartılarak sunulması suretiyle halkın tahrik edilmesi, eylem yapmaya müzahir grupları yoğun şekilde ajite etmiştir. Terör örgütlerinin propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüz tamamen veya kısmen kapatılmıştır.” görüntülerde Çıplak arama Bakan’a Gezi Parkı protestosu İstanbul Haber Servisi Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türk Diş Hekimleri Birliği tarafından düzenlenen 101. Dünya Dişhekimliği Kongresi’nin açılış töreninde protesto edildi. Müezzinoğlu’nu konuşması sırasında alkışlarla protesto eden katılımcılar “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganını attı. Çok sayıda yerli ve yabancı katılımcının yer aldığı salonda alkış sesleri bakanın konuşmasın so nuna kadar devam etti. Müezzinoğlu kürsüden inerken de bazı katılımcıların yuhlama sesleri duyuldu. Müezzinoğlu, gazetecilerin protestoya ilişkin bir sorusu üzerine, “Demokrasinin bu fotoğrafları olur. Bunu normal karşılamak lazım. Milli iradeye ve milli iradenin hak ve hukukuna herkesin saygı duyması gerekir, ülke ve milletin temsili anlamında bir serzenişim var” diye konuştu. İddianamade kamu kurum ve kuruluşlarına, bankalara, dershanelere, araçlara ve işyerlerine zarar verildiği, eylemler bütün olarak değerlendirildiğinde protestoların masum bir demokratik hak kullanımı eylemi olarak kalmadığı, yasadışı gösterilerde şiddet kullanılarak kamu düzeninin bozulduğu, eylemlerin ifade özgürlüğü ile yasal protesto ve gösteri sınırlarının dışına çıktığı, kamu düzeninin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi ve toplum huzurunun temini için güvenlik güçlerinin müdahalesinin kaçınılmaz olduğu, amacını çoktan aşan bu eylemlerin başka türlü önlenmesinin de mümkün olmadığı açıkça ortaya çıktığı öne sürüldü. İddianamede terör örgütlerinin, legal zırha bürünmüş açık alan faaliyetlerini vitrin olarak kullandığı belirtildi. ‘Polis mecbur kaldı’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle