19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 AĞUSTOS 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 Büyükşehir uğruna ‘yakıştırılmış’ isimlerle ‘ilçe’lere dönüşen kentler tepkili... (2) Muğla ‘Menteşe’, Aydın ‘Efeler’ ol(a)maz! Yüzlerce yıl Menteşe elinin sancak merkezi olan Muğla, antik Mabolla kentinin izlerini taşıyan tarihsel dokuya sahip... İlk yerel seçimlerde adları “il”lerine verilerek farklı isimlerle “merkez ilçe”lere dönüşecek kentlerimizin serzenişlerini duyan var mı? Yılların Aydın’ını Efeler, kuşaktan kuşağa Balıkesir’i Karesi, Osmanlı’dan miras Manisa’yı Şehzadeler, Ege’nin en eski sanayi yıldızı Denizli’yi Merkezefendi, adı binyıllardan gelen Muğla’yı Menteşe, Doğu’nun uygarlık merkezi Van’ı Tuşpa, antik çağdan kalma Trabzon’u Ortahisar, peygamberler kenti Şanlıurfa’yı Eyyubiye, Cumhuriyetin kenti Zonguldak’ı Kilimli isimli “kasaba”lar haline getirecek yasa hangi akla ve mantığa dayanıyor? Her biri tarihi, kültürelekonomik güçleriyle kimlikli şehirlerimiz olan kentlere böylesi bir vefasızlık yapılırken yöre milletvekilleri ne yapıyorlar; TBMM’de uykuya mı dalmışlar; Türkiye’yi neden ayağa kaldırmamış, kamuoyunu neden uyarmamış; “memleketleri”nin özgün isimlerine neden sahip çıkmamışlardı? Soruları “ilk yazı”mda sormuş, isimlerinin değeri önemsenmeyen kentlerimizin tepkilerine yer vereceğimizi belirtmiştim... (Cumhuriyet15 Ağustos) vekilleri “Menteşe Mebusu” olarak adlandırılır. Bütün bu tarihsel bilgilerin ışığında Türkeş şunları da söylüyor: “Menteşe adı ilimizin tamamını kapsar. Dolayısıyla il düzeyindeki ‘Büyükşehir’ adıyla da örtüşür.” İşte, bu ilin merkezi ise hiç tartışmasız adıyla sanıyla Muğla kentidir. Örneğin İçel ilinin merkezi Mersin, Sakarya ilinin merkezi Adapazarı, Kocaeli ilinin merkezi İzmit, Hatay ilinin merkezi Antakya kentleri ise Menteşe ilinin merkezi de Menteşe kasabası değil, tarihi ve kültürü ile nam salmış Muğla kenti olmalıdır. Önümüzdeki yerel seçimlerde yasanın zorlamasıyla “Menteşe ilçesi” belediye başkanlıklarına aday olanlar “yeniden Muğla adına kavuşma” sözünü vermeli; “Muğla ili”ne büyükşehir belediye başkanı olmak isteyenler de “asıl Muğla” kentinin adını değiştirmeme mücadelesi vereEge Bölgemizin gelişmiş ve ceklerini ilan etmelidir. simgesel kenti Aydın’ın Efeler adıyla kasabaya dönüşmesi hazmedilemiyor... ‘Kadın Bedeni Süstür’ Kafası! İki gün önce gazetemizin birinci sayfasında Fırat Kozok’un haberi Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Prof. Karslı’dan “inciler” içeriyordu. Diyanet’in yayın organında, kadınlara “Örtünün” diyen Karslı, çeşitli nedenler sıraladıktan sonra, “Çünkü” diyordu; “Çünkü kadının bedeni bir süstür. Dolayısıyla değerlidir ve korunması gerekir.” Evet, oha yani! Kadının bedeni süs falan değildir. Ya da şöyle diyeyim: Ancak kadın bedenini “süs” diye gören, “süs” diye kullanmak isteyen, “süs” diye kullanan için öyledir. Ve kadını böyle değerlendiren zihniyet, kafa yapısı, kadına baktığında, kadın sözünü duyduğunda sadece et, but, baldır, bacak, meme, popo gören ve düşünen insandır. Gazeteci, reklamcı, profesör ya da Diyanet görevlisi, hiç fark etmez! “Kadın bedeni süstür” lafından daha da korkunç olan Karslı’nın “Aydınlanma sürecinin” zararlarını sayıp dökmesi... “Aydınlanma süreci insanın dini değerlerden kopması, kendi kendini kutsaması sonucunu doğurdu. Her alanda özgürlük, insana verilen değerin yansıması olarak görüldü” sözleri... Bu kafaya göre aydınlanma erkekleri değil, kadınları yoldan çıkardı... Daha bir hafta önceydi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez “Kadına karşı şiddetle uğraşacağınıza önce insanlığa karşı cinayetleri önleyin” diyordu. Neresini düzeltsem ki! Kadınları insandan saymıyor mu? Bu ülkede kadına yönelik sistematik ve artan şiddetin farkında değil mi? Acıları mukayese etmek hangi vicdana sığar? Bu sözlerin kadına yönelik şiddeti artıracağını bilmez mi?.. Prof. Görmez bu açıklamayı bir imza töreninde yapıyordu: Din adamlarının eğitimini öngören Birleşmiş Milletler projesi için protokol imza töreninde... Din adamları hangi amaçla eğitim alacaktı? Kadınlara karşı şiddeti önleme amacıyla... Buyrun buradan yakın! Hayatta herkesin öncelikleri vardır. Önceliklerimizi belirleyen, değer ölçülerimiz, bilgimiz, birikimimiz, dünyayı algılama biçimimiz, düşüncelerimiz, duyarlığımızdır. Diyanet İşleri Başkanı’nın önceliği bu ülkede öldürülen kadınlar değil, komşu ülkede pis bir savaşta öldürülenler olabilir. Ama şiddetin şiddeti doğurduğunu bilmezler mi? Erkek egemen toplumda Diyanet İşleri gibi resmi bir kurum salt erkeklerden oluştuğu için, erkek egemen bir toplumda iktidar dini referansları her şeyden üstün tuttuğu için son yıllarda bu tür söylemler hızla arttı. Hükümetin ve Diyanet’in önceliği kadınlara yönelik şiddeti önlemek, kadınların öldürülmesini engellemek olmayabilir... (Tıpkı Gezi direnişlerinde öldürülen, gözlerini kaybeden, sakat kalan gençler öncelikli ilgi alanlarına girmediği gibi...) Ama bir de hak hukuk var. Evet o da hükümetin emrinde... Ama bir de vicdan var. O kimin elinde? Yoksa, o yok mu? Canım Pınar Selek, Adalet Bakanlığı, hakkında kırmızı bülten çıkarılması için işlem başlatmış. İki kez beraat ettiğin Mısır Çarşısı davasındaki tüm çarpıklıklara karşın... Dosyalara sonradan eklenen imzasız mektuplara, işkenceyle alındığı kanıtlanmış iftiralara karşın... O duruşmaları izleyenlerin bile gördüğü saçmalıklar, yalanlar, komplolara karşın kırmızı bülten! Bilmezler mi ki biz hâlâ sana tanığız. Senin hakkında tek kırmızı bülten, olsa olsa senin o kocaman yüreğine, barış eylemciliğine, her tür şiddete karşı çıkan, hep mağdurun yanında olan o yüreğinedir. Hiç eğilmeyen duruşunadır. Sana değil, bu ülkedeki hak ve hukuk yolsuzluklarına karşı duyduğumuz öfke ve acıyadır. Sen sakın üzülme . Bunu sen de ben de hepimiz biliyoruz! Aydın’ın aydınları tepkili ba (Çine) üzerinden ‘Mabolla’dan Bizans’ın Karya topMuğla’ya raklarına inmiş; yaşİlk kapsamlı açıklama lı, sakat, hasta nüfusun Muğla’nın kıdemli gazeteciyanı sıra, kilise ve şaMuğla logosundaki si Ünal Türkeş’ten geldi. 50 özgün baca formu asla pellerde kalan az sayıyaşını aşan Devrim gazetesi Menteşe’yi değil, sadece daki ruhani temsilciybu kenti simgeler... nin sahibi ve başyazarı olale bölgenin zanaat errak “Menteşe” adını illerine babı Karya’yı terk etuygun gördüklerini, ancak memişlerdi, Makri’den il merkezinde antik “Mabolla”dan ge(Fethiye) Bodrum’a büyük çoğunlulen Muğla adının korunması gerektiğiğu insansız kalan toprakların yeni egeni vurgulayarak diyor ki: “Büyükşehir meni ise Menteşe Bey; sancağın meraslında bize Menteşe’nin yadigârıdır. kezi de 15’inci yy’dan sonra kesintisiz Menteşe, Fethiye’den Bodrum’a uza Muğla’dır.” nan Muğla coğrafyasının kadim adıNitekim Meşrutiyet Seçimleri ile Nazildır.” li Heyeti Merkeziyesi’nin Sivas KongreTürkeş özetle şöyle yazmış: “Mensi için yaptığı delege ve 192023 seçimleteşe Bey 1284 yılında Aydın önünrinde de “ilin adı Menteşe” olarak geçer; de kazandığı Tralles savaşıyla Kıro1876’dan 1923’e tüm seçimlerde millet Öte yandan yılların Aydın kentinin “Efeler” ilçesine dönüşmesinde “kaymakam” atanır, hatta “kaymakamlık” binası bile bulunurken “kentin aydınları” bütün bu olan bitenleri geçmişlerine ve kimliklerine büyük vefasızlık görüyorlar; çünkü Aydın, hem Ege’nin simge kentlerinden biri olarak, hem de Kurtuluş Savaşı’ndan günümüze siyaset ve kalkınmadaki çok özel konumuyla sonsuza dek kendi adıyla anılması gereken bir kentimiz… Öte yandan, “Yörük Ali” ve kızanları Aydınlı olsalar bile genelde “efe kültürü”nün tüm Ege’ye ait olduğunu da anımsatan yöre insanları bu önemli kentin “Efeler adlı bir kasaba”ya dönüştürülmesini kabul edemiyorlar. Aydınlıların büyükşehir olma uğruna isimlerini yitirmelerine tepkilerini gelecek yazılarımızda aktaracağız... Kadın insan mı ki? SA NSÜ R LE GELEN BA K A N LIK D ESTEĞİ Kültür Servisi Rusya’da mak istediğini, ancak yetkiçekilecek bir Çaykovski fil lilerin Çaykovski’nin eşcinmi, “eşcinselliği yasaklaselliğiyle ilgili kaygıları yüyan” yasa yüzünden otozünden filmine destek bulasansüre uğradı. “Kuğu Gömadığını açıklamıştı. lü”, “Fındıkkıran”, “1812 Geçen temmuz ayında ise Uvertürü” giSerebrennikov’un bi yapıtların besprojesine Rusu Rusya’da geçen ya Kültür tecisi Pyotr İlyiç Çaykovshaziranda çıkarılan Bakanlığı’ndan ki, geçen hazidestek gelve ‘geleneksel ran ayında çıkamiş, ancak baolmayan cinsel rılan ve “geleğımsız Novaya neksel olmayan Gazeta’nın siilişkilerin cinsel ilişkilerin nema yazarı Lapropagandası’nı propagandası”nı risa Malyukoyasaklayan yasa, yasaklayan yasa va geçen okuma dolayısıyla, yaşaolanağı bulduğu ünlü bestecinin möyküsünü konu senaryoda sonrayaşamını konu alan filmde “cindan bazı değişikalan filmin selliği bastırıllikler yapılmış senaryosunun mış” olarak göolduğunu gördürünecek. ğünü belirtmişdeğiştirilmesine Filmin senaryo ti. Malyukova’ya yol açtı. yazarı Yuri Aragöre senaryonun bov, pek çoklarıilk versiyonunnın kanısının terda Çaykovski bir sine Çaykovski’nin eşcindelikanlıya duyduğu aşk yüsel olduğuna inanmadığızünden acı çekiyordu. nı ve Çaykovski’nin filmde Çaykovski üstüne kitapla“erkekleri sevdiğine ilişrı bulunan Aleksandr Pozkin söylentilerden çok çek nanski de, “bestecinin eşmiş biri” olarak gösterilece cinselliğinin örtbas edilğini söyledi. mesinin saçma olduğunu” Film yönetmeni ve söyledi. Moskova’daki Gogol Poznanski, “Filmle ilgiTiyatrosu’nun sanat yönetli bu durum, şimdilerde meni Kiril Serebrennikov, Rusya’ya egemen olan külbir süre önce, Çaykovski’nin türel ortamın yeni bir öryaşamı üstüne bir film yapneğidir” dedi. Madonna bir numara Çaykovski’nin eşcinselliğine otosansür Forbes dergisi en çok kazanan ünlüleri açıkladı Kültür Servisi ABD’deki Forbes dergisi en çok kazanan ünlüleri açıkladı. Madonna, 250 milyon TL ile yılın en çok kazanan ünlüsü oldu. “Lincoln” filmiyle “En İyi Film” ve “En İyi Yönetmen” Oscar ödüllerine aday gösterilen Steven Spielberg ikinci, “Grinin Elli Tonu” adlı üçlemenin yazarı E. L. James ise üçüncü oldu. Pınar’a kırmızı bülten! 2 0 . A LTIN KOZ A FİLM FESTİVA Lİ Ulusal jüri belli oldu Kültür Servisi 20. Altın Koza Film Festivali kapsamındaki Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın jüri üyeleri belli oldu. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz festivalde yer alacak jüri üyelerini açıkladı: Yönetmen Pelin Esmer, yapımcı Türker Korkmaz, görüntü yönetmeni Özgür Eken, oyuncular Melisa Sözen ve Yiğit Özşener ile müzisyen Cengiz Onural. Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması kapsamında FilmYön’ün de (Film Yönetmenleri Derneği) bir ödül vereceğini açıklayan Aldırmaz, FilmYön jürisinin, yönetmenler İsmail Güneş, Ezel Akay ve Handan Öztürk’ten oluşacağını belirtti. Bu yılki SİYAD Jürisi’nde ise sinema yazarları Serdar Akbıyık, Yeşim Burul Seven ve Olkan Özyurt yer alıyor. Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından 1622 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek olan 20. Altın Koza Film Festivali ödülleri, 22 Eylül’de düzenlenecek olan ödül töreninde sahiplerini bulacak. A LTIN KOZA FİLM FESTİVA Lİ’ N İN Y A RIŞMA BÖLÜM ÜNE SEÇİLM İŞTİ ‘Daire’ destek bekliyor Kültür Servisi “Zincirbozan” ve “Büyük Oyun” filmlerinin yönetmeni Atıl İnaç, Adana Altın Koza Film Festivali’nin yarışma bölümüne seçilen yeni filmi “Daire”yi tamamlayabilmek için “crowdfunding/kitlesel fonlama” internet sitesi indiegogo.com üzerinden destek kampanyası başlattı. 10 bin dolar hedef koyulan kampanyada bağışçılara çeşitli seçenekler sunuluyor. Örneğin 250 dolar bağışta bulunan herkes galaya davetiye kazanacak. 1000 dolar destek olanlar filmin jeneriğinde isimlerini görebilecek, 2 bin 500 dolar ve üstü bağış yapanlar ise filmin yapımcıları arasına isimlerini yazdırmaya hak kazanacak. Filme destek olmak için http://www.indiegogo.com/projects/circledaire adresi ziyaret edilebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle