19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 AĞUSTOS 2013 PERŞEMBE 10 EKONOMİ [email protected] Ülkenin ikinci büyük sendikası TezKoopİş’te kayyım kesinleşti ama usulsüzlük sürüyor Adım adım kayyıma eçmişi yaklaşık 10 yıl öncesine dayanan usulsüzlükler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2013 Temmuz istatistiklerine göre Türkiye’nin üye sayısı bakımından ikinci büyük sendikası TezKoopİş’i kayyıma götürdü. Ancak işin acı yanı, gelinen bu sonuçtan bile ders alınmamış olması. Zira, sendika yöneticileri kayyımı Yargıtay’ın onayladığı 1 Ağustos’ta, isimler belirlenip yöneticiler atanana kadar kendilerini önce işten attırıp ertesi gün yeniden işe aldırdı. Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar işkollarında örgütlü ve halen 51 biKonuya ilişkin bilgi veren İstanbul 2 nin üzerinde üyeNo’lu Şube Başkanı Hulusi Uğurcan, si bulunan sendikayyım heyetinin yeniden genel kurul kada, söz konusu yapılana kadar sendikada kalacağını yöneticileri kimin dile getirdi. Üç kişilik heyetin çalışişten attığı ve yenima süreleri 6’şar aylık dönemlerden den işe aldığı beloluşuyor. İlk altı ayda işleri yoluna girmezse, heyet ikinci altı ayda da li değil. çalışmaya devam ediyor. Ayın birinde atı G Kayyımın Yargıtay tarafından onaylanmasıyla, sendikanın kayyıma gitmesinde önemli rolü olan başkan ve üst düzey yöneticiler eski görevlerini yürütemeyecekleri 1 Ağustos’ta işten ayrıldı, 2 Ağustos’ta başka görevlerde bulunmak üzere yeniden işe alındı. Ancak bu yöneticileri kimin işten çıkardığı ve yeniden işe aldığı belli bile değil... larak ikisinde danışman ya da benzeri bir unvanla yeniden işe alınan kişiler sendikanın başkanı ile genel sekreter ve mali, eğitim sekreterleri. Sendikayı kayyıma götüren süreç, 2003 yılında, 2001’de seçilmiş İstanbul 2 No’lu Şube başkanının ihracı ile başlıyor. O dönem başkan olan Hulusi Uğurcan, 10. Asliye Ceza’da ihraç talebi ile yargılanırken bazı tutanakların sahte olduğu anlaşılıyor. Bunun üzerine Uğurcan göreve iade için mahkeme yoluna gidi yor. Mahkemeler devam ederken 2004 ortalarında 2 No’lu şubeye genel merkez tarafından müteşebbis atanıyor. Ancak müteşebbis başkan olarak atanan kişinin sendikanın üyesi olmadığı ortaya çıkıyor. Daha sonra 2 No’lu şube kapatılarak 5 No’lu şubeye aktarılıyor. 2011’de sendika genel kurula gidiyor. Genel kurul sonucunda iki ayrı başkanlar kurulu yapılıyor ve ayrı ayrı kararlar alınıyor. Yıllar süren dava ve genel kurul süreçleri sonunda, Ankara 10. İş Mahkemesi, TezKoopİş Sendikası’nın 2627 Mart 2011 tarihlerinde yapılan olağan genel kurulu ve genel kurulda alınan kararları tüm sonuçlarıyla birlikte iptal ediyor. Kararın kesinleşmesiyle 3 kişilik “kayyım heyeti” atanmasına karar veriyor. İptal edilen kararlar arasında 2627 Mart 2011 tarihinde yapılan 9. olağan genel kurulda alınan İstanbul 2 No’lu Şube’nin kapatılmasına yönelik karar da yer alıyor. ve 24 saat vardiyadalar Tanzanya’daki altın madenlerinde çalışan binlerce çocuğun hastalık ve ölüm riskiyle burun buruna olduğu ifade ediliyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü yerin metrelerce altındaki madenlerde 24 saate varan vardiyalarla çalıştırılan, en küçükleri sekiz yaşındaki bu çocukların suiistimaliyle ilgili yeni kanıtlara ulaştı. Örgüt, çocukların altını ayrıştırmak için kullanılan cıvadan zehirlenme, ayrıca küçük ve çoğu zaman ruhsatsız çalışan madenlerde göçük altında kalma risk 8 yaşında, madenci lerinin olduğunu belirtti. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün aktardığına göre çocuklar altın aramak için daha derin kuyular kazıyor ve kaygan zeminde altın cevheri dolu ağır paketleri taşımak zorunda bırakılıyor. Örgüt ayrıca çalıştırılan çocukların birçoğunun yetim olduğunu ve kızların cinsel tacizle yüz yüze kaldığını aktarıyor. Oldukça dar ve küçük olan altın madenleri, yüzyıllardır Tanzanya’da madencilerin yaşamlarını tehlikeye atıyor. 50 ocakta 600 işçi iş bıraktı Elazığ civarındaki yaklaşık 50 ocakta çalışan 600 işçinin; maaşların düzen li yatırılması, iş güvencesi ve taşeron sistemine son verilmesi talepleriyle başlattığı iş bırakma eylemi sekizinci günü geride bıraktı. Derik Belediyesi’nde TİS Derik Belediyesi ve Belediyeİş Sendikası Siirt Şubesi arasında devam eden ve 42 işçiyi kapsayan TİS (toplu iş sözleşmesi) görüşmeleri anlaşmayla sonuçlandı. 42 işçiyi kapsayan 2 yıllık sözleşmede işçilerin ücretlerine birinci yıl için yüzde 5, ikinci yıl için yüzde 12 zam yapıldı. Ayrıca düşük ücretli işçilerin yevmiyelerine 12 TL iyileştirme zammı yapıldı. Tekstilde iki sözleşme daha Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası ile Hakİş’e bağlı Öz İplikİş ve DİSK’e bağlı Tekstil İşçileri Sendikası (TEKSTİL) arasında 23. Dönem Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri önceki gün anlaşması ile sonuçlandırılarak 36 aylık sözleşme imzalandı. Tekstil İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Muzaffer Subaşı tarafından yapılan açıklamaya göre, anlaşmayla 1 Mart 2013’ten itibaren sendika üyeleri ilk altı ayında yüzde 5, ikinci altı ayında yüzde 3 ücret artışı alacak. İzleyen iki yıl içinde ücretlere ilk altı ay yüzde 3 ikinci altı ayda yüzde 4 artış yapılacak. Enflasyonun ücret artışlarının üzerinde olması halinde fark ücretlere yansıtılacak. İşçi ücretlerine ayrıca her kıdem yılı için 7 TL kıdem zammı eklenecek. Bir önceki dönemde yılda 72 yevmiye ikramiye alan tüm üyelerin ikramiyeleri yılda 120 yevmiyeye yani 4 aylık ikramiyeye yükseltildi. 16 bin demiryolu işçisine zam TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, demiryolu işçilerine yönelik toplu iş sözleşmesiyle ilgili, “Ücreti 1850 liranın altında olan işçilere seyyanen 200 lirayı geçmemek üzere ücret artışı sağlandı. Birinci yılın ilk ve ikinci altı aylarında yüzde 4, ikinci yılın ilk ve ikinci altı aylarında yüzde 3 artış yapıldı” dedi. Sözleşmeden, TCDD ile bağlı ortaklıkları TÜLOMSAŞ, TÜDEMSAŞ, TÜVASAŞ’ta çalışan 15 bin 470 işçi yararlanacak. BETAM’IN NOTU Orta gelir tuzağının eşiğindeyiz Prof. Gürsel ve Soybilgin’in araştırmasına göre Türkiye’nin orta gelir tuzağına düşmeden 2023 hedefi olan kişi başına 25 bin dolarlık gelire yaklaşabilmesi için bir dizi reformu gerçekleştirmesi gerekiyor. Ekonomi Servisi Türkiye’nin orta gelir tuzağına (OGT) düşmeden 2023 hedefi olan kişi başına 25 bin dolarlık gelir düzeyine yaklaşabilmesi için, verimlilik artışları sağlayacak esaslı reformları gerçekleştirmesi gerekiyor. Bilindiği gibi OGT kavramı, gelişmekte olan ülkelerde kişi başına gelir ve ortalama yaşam kalitesinin belli bir oranda tıkanıp sabitleşmesini, ülkenin gelişmiş ülkelerle arasındaki farkı azaltabilecek bir ivmelenmeyi sağlayamaması anlamına geliyor. Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ve Araştırma Görevlisi Barış Soybilgen tarafından hazırlanan ve Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından yayınlanan, “Türkiye Orta Gelir Tuzağının Eşiğinde” başlıklı araştırma notuna göre, eğitim sistemi, işgücü piyasası, vergi sistemi, enerji piyasası reformları ve benzerleri gerçekleştirilemezse Türkiye uzun yıllar orta gelir grubundan yukarıya çıkamayabilecek. Araştırmaya göre, verimlilik artışlarıyla büyüyen bir ülkenin orta gelir tuzağına düşmeden yoluna devam etmesi, istihdam ya da sermaye birikimiyle büyüyen bir ülkeye kıyasla daha olası. Ayçiçeği tarlada kaldı Ayçiçeği alım fiyatları hâlâ açıklanmazken, ayçiçeğinin merkezi Trakya’da ürün tarlada kaderine terk edildi 2012’de ayçiçeği ürünlerinde toplam ithalat 1 milyar 639 milyon 429 bin 744 doları buldu. ERDAL ÖZCAN ÇORLU Türkiye’de ayçiçeğinin üretim merkezi olan Marmara ve Trakya’daki üreticiler bu yıl ayçiçeğinde umduklarını bulamamaları halinde gelecek yıl ekimden vazgeçeceklerini dile getirdi. Marmara Bölgesi’nde bulunan ziraat odaları başkanları, Edirne Ziraat Odası’nın ev sahipliğinde Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu üyesi Tuncer Başoğlu başkanlığında toplanarak sıkıntılarını masaya yatırdı. Tuncer Başoğlu “Bir an önce hükümetimize, birliklere, kooperatiflere, sanayicilere sesleniyoruz: Lütfen emeğimizin, alın terimizin karşılığı olan fiyatı açıklayın” çağrısı yaptı. Başoğlu, yönetenlerin ayçiçeğinde dışa bağımlı kalmamak için devamlı “üretin” baskısı yaptığını ancak şimdi ürettiklerinin ellerinde kalmasının an meselesi olduğunu söyledi. Başoğlu’nun konuşmasının satırbaşları şöyle: * “Herkes şunu soruyor; ayçiçeği ne olacak, ayçiçeği fiyatı ne olacak?” İnanır mısınız bugünkü dengeler yüzünden şu anda üreticiler tarlalarındaki mahsulünü biçmiyorlar ve bir fiyat beklentisi içerisindeler. Bunun sebeplerinden bir tanesi ve en önemlisi yurtdışındaki ayçiçeği fiyatlarının çok düşük olmasıdır. Geçen sezon kilogramı 1 lira 50 kuruş olan ayçiçeği fiya Ayçiçeğinde üretici sezona buruk başladı. Yurtdışında ayçiçeği fiyatları çok düşük. Geçen sezon kilogramı 1 lira 50 kuruş olan ayçiçeği fiyatı bugünlerde 95 kuruş ile 1 lira 8 kuruş arasında değişiyor. Üreticiyi korumak şart Aşırı ithalatın yerli üretimi yok ettiğini ifade eden Şemsi Bayraktar, Dünya Ticaret Örgütü ve Gümrük Birliği’nin engelleyici kurallarını aşmak ve yerli üretimi korumak için birçok ülkenin tarife dışı engeller uyguladığını hatırlattı. Bayraktar, Türkiye’nin de çiftçisini yaşatmak için bu tür önlemler alması gerektiğini kaydetti. Bayraktar, “Dahilde işleme rejimi kapsamında sıfır gümrükle ithal edilen ürünlerin iyi denetlenmesi gerekiyor. Bu ürünler iç piyasaya girince, üretimi, üreticiyi ve iç piyasayı perişan ediyor. Bunun önüne geçilmesi, bu ürünlerin takibi ve denetimi zorunluluğu var. Gerekli tedbirler acil bir İthalata harcanan şekilde alınmadığı dövizin ülkede kalması için ayçiçeğiyle uğraşan takdirde ayçiçeği üreticinin korunması ve pamuk üreticimive desteklenmesi zin feryatları kesilgerekiyor. mez” diye konuştu. Sadece Trakya’nın sorunu değil tı, bugünlerde 95 kuruş ile 1 lira 8 kuruş arasında değişiyor. * Hasat döneminde ithal fiyatların aşağıya inmesi üreticiyi olağanüstü zorlamaktadır. Alın terimizin karşılığını istiyoruz. * Gerekli tedbirler alınmazsa üretici mağdur olacak. Çiftçilerin üretmemesi durumunda ithalat artacak, ayçiçeği açığı oluşacak. Yurtdışında ülkemize yönelik ucuz ithalattan bu çiftçinin korunması gerektiğini ifade ediyoruz. Bir an önce gerekli tedbirler alınıp ülkemize Başoğlu, geçmişte ayçiçeğinin sadece Trakya’yı ilgilendiriyor gibi göründüğünü ancak bugün İç Anadolu Bölgesi’nde ayçiçeğinde 500 bin ton civarında rekolte olduğunu söyledi. Çukurova’da rekoltenin 150 bin ton civarında olduğunu dile getiren Başoğlu “Eğer bu düşüş önlenmezse çiftçi önümüzdeki yıl ayçiçeği ekmeyecek. Bu sadece Trakya Birlik’in de sorunu olmayacak. Tarım kredilerinin de sorunu, Konya Şeker’in de sıkıntısı budur. Artık bu sıkıntı Türkiye geneline doğru gitmektedir” dedi. ithal olarak gelen ayçiçeğinin önünün kapatılması gerekiyor. İthalat 4 milyar doları aştı * Bu yıl ürettiğimizi tahmin ettiğimiz mahsul bu ülkenin ayçiçeği ihtiyacını şubata kadar karşılamaktadır. Eğer biz ithalata kapanmazsak bizim şu anki ayçiçeği fiyatlarımız beklediğimiz seviyeye gelmeyecektir. Bırakın beklediğimiz seviyeyi geçen seneki fiyatlara ulaşma imkânımız yok. 675 dolara çıkartılan gözetim fiyatı bizim sıkıntımızı çözmüyor. Bu rakamın yükselmesi gerekiyor. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar da yaptığı açıklamada, ayçiçeği ve pamuk ithalatının 4 milyar doları aştığını belirterek ithalata harcanan dövizin ülkede kalması için bu ürünlerle uğraşan üreticinin korunması ve desteklenmesi gerektiğini belirtti. Bayraktar, “Ayçiçeği ve pamuk ithalatımız 4 milyar doları aştı. İthalata harcanan dövizin ülkede kalması için bu ürünlerle uğraşan üreticinin korunması ve desteklenmesi gerekiyor. Geçen yıl 2 milyar 377 milyon 563 bin dolarlık pamuk, 988 milyon 462 bin 631 dolarlık ayçiçeği yağı, 438 milyon 660 bin 298 dolarlık ayçiçeği tohumu, 185 milyon 71 bin 408 dolarlık ayçiçeği küspesi, 21 milyon 936 bin 765 dolarlık ayçiçeği tohumu unu ve 5 milyon 298 bin 642 dolarlık ayçiçeği tohumluğu ithal edildi. Ayçiçeği ürünlerinde toplam ithalat 1 milyar 639 milyon 429 bin 744 dolar oldu” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle