23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 AĞUSTOS 2013 PERŞEMBE 14 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Sandıklar bizleri bekliyor... Beni bekliyor mu, bilmem. Oysa bütün seçimlere katılmıştım. Son yıllarda bir yurttaş olarak oy veremediğim için üzgünüm. Ayaklar gitmiyor, iyi bir sonuç çıkacağına inansam mı? Öyle olsa yine de iki adım atamayan bir yaşlı adam olarak eşimin kollarında yürüyerek... Bu kaçıncısı? Hep gittim sandık başına! Son birkaç yıl dışında... Oy verdiğim kişi kazanamadı bir türlü! O bir kişi değil, koskoca bir partiydi. Hep yenilgi, hep bozgun! 1945’lerden bu yana hep aynı adrese gitti oylarımız. Daha doğrusu sandıkları dolduranlar benzer kişiler, aynı kafalar... Benim sandığım İstanbul’da Ataköy Lisesi’nde. Sonuçların açıklanmasını çok isabetli düşünmüşsünüz, diyen bakan ve yardımcılarının yüzlerindeki çizgiler, konuşmalarındaki çalımlı söylemler ... ……3 yıllık Suriye politikasıyla Batı dünyasını nasıl dize getirdiklerini, nihayet vurdumduymaz Batı’nın müdahale kararı almasını sağladıklarını içeren bir zaferin gururunu, övgünün izlerini taşıyor. Ya, insanlık âleminin kimyasal silahların halka kullanılmasına büyük nefret ve tepkisini bilmesine karşın… ….iddia edildiği gibi Esad’ın bu silahları iç savaşta çoluğa çocuğa kullanmasındaki budalalılığa ne dersiniz? Bu davranışı adeta Batı dünyasına gelin beni vurun diyen kırmızı balmumlu şaşırtıcı bir davetiye! HHH Parti Sözcüsü H. Çelik, Başbakan Yardımcısı B. Bozdağ, Amerika ve ortağı İngiltere başta, Batı dünyasını hâlâ suçlamaya devam ediyorlar. Adeta Türkiye, İslam dünyasının sözcülüğünü üstlendi. Tabii aynı davranış, daha tumturaklı, Müslüman halkımızı coşturacak, gâvur dünyasını kışkırtacak çalımlı söylemler RTE’den bekleniyor. Öncülüğü yine Bozdağ üstlendi: Suriye’de Esad’ın katlettiği Müslüman çocuklar, kadınlar, genç erkekler Hıristiyan olsaydılar; Batı dünyası, Şam füzeli müdahaleyi bunca yıl bekler miydi acaba, diye soruyor. Kafa hâlâ İslamHıristiyan arasında Müslüman dünyası lehine fark bulmaya, İslamın Hıristiyandan daha insansever olduğunu ispat etmeye çabalıyor. Hâlâ din sömürüsü, kıytırık birkaç oy daha sağlamanın peşinde. HHH Bugün çarşamba. Son haberler yanıltmıyorsa,ABD denizden füzelerle, İngiltere Kıbrıs’taki hava üssünden kalkacak savaş uçaklarıyla koordinatları saptanmış “dost” Suriye muhalefetine vuracağı yerleri bildirmiş, uyarmış. MS Bakanı Chuck Hagel “en erken“ 29 Ağustos Perşembe günü saptanan hedefleri anında” vurmak için, Başkanı Obama’nın vereceği emri bekliyor. Bu saldırı tıpkı Baba Bush’un 2 Ağustos 1990 günü başlattığı Birinci Körfez Savaşı’nda ABD donanmasının füzelerle Bağdat’ı (Saddam’ı uyarmak amacıyla) vurmasına benziyor. ABD kaynaklarına göre, bugün de füzeli saldırının amacı Esad’ı uyarmakmış! ABD, İngitere’nin Kıbrıs üssünden yararlanıyor; kimi haberlere göre Yunanistan’dan kimi alanlarını yardıma, hizmete açık tutmasını istiyor. Esad’la savaşmaya hasret bizimkiyle bu konuda bir temas olduğuna, kimi kararlar alındığına ilişkin haber duymadık son geceye dek. Tuhaf değil mi? Obama, olası gönüllüler koalisyonu başaktörü İngiltere ve Fransa ile sık sık, her gün konuşuyor, görüş alışverişi yapıyor. Konu Suriye… Üç yıldır arkasını sıvazladığı, üstelik Ortadoğu konusunda bilgiç mi bilgiç, bizimkini şu güne dek bir kez olsun aramadı. Bu da hayli tuhaf değil mi? HHH “Ankara’nın tutumuna bakarsak”, OdaTV’deki bu konudaki yorum şöyle diyor: “AKP hükümeti 3 seneden beri Suriye’deki iç kargaşanın en güçlü aktörlerinden biri. İsrail ve ABD adına (ve kendi tabii bu ülkealeyhine) yapmadığı kalmadı. Yarım milyon mülteci, El Kaide ve diğer terör lejyonlarına hamilik, silah ve mühimmat sevkıyatı vb… 800 km’den fazla sınır kalbura döndü. Esad gitse, El Kaide ya da PKK ile komşu olacağız. Suriye’ye bir saldırıya TSK’nin da müdahil olması Türkiye’yi çok daha beter bir duruma sokacaktır.” Nitekim hükümet böyle bir müdahale önerisinden kaçacak yeni siyasal manevraların peşinde. HHH Şu yoruma da katılmamak olanaksız: “Olağan şüpheliler, bir de asıl failler var. Bunlar, son kimyasal saldırı dahil, Suriye’de öldürülen 100 bin insanın kanını ellerinde taşıyan Suudi Arabistan, İsrail, Katar ve bunların planlarına lojistik destek sağlayan AKP hükümeti, Ürdün, tetikçileri El Kaide ve Müslüman Kardeşler ile diğer terör örgütleridir.” HHH “Her firavunun bir Musa’sı vardır” diyorsun ya, bu sözünü unutma! Gün gelir ya anımsarsın ya da anımsatırlar! Haydi Seçime! heyecanla beklediğim günler. Bu kez sonuç benim istediğim gibi olur mu diye umutlanarak! Biliyordum toplumun hangi yönde kışkırtıldığını. Oy verenlerden birine sorsak “Siz kaç kitap okudunuz?” diye. Yanıt bile alamazdım, saçmaydı soru! Oy verenler okumuş okumamış ne çıkar? Hepsi yurttaş, seçmen! Hepimiz oylarımızla bu ülkenin yazgısını etkileyen yararlı şeyler olsun isteriz. Halkoylaması da ayrı bir seçimdir. Biliyorsunuz 82 halkoylamasında yürürlükteki iktidara yüzde 92 oyla nasıl “evet” dediğimizi! Bizler azınlıktık, hayır diye kendi aramızda konuşan... Yüzde 92 oy alan bir iktidara nasıl karşı çıkılacaktı. Çıkılmadı. Bugün yeni bir halkoylaması olsa acaba sonuç değişir mi? Ben anayasa halkoylamasında “hayır” dedim, dedirtmeye çalıştım. Yazılarla halka oyların gitmesi gereken yönü işaretledim. Sonuç, benim “halka etki yapmak” gibi bir suçlamayla üç ay hapis yatmam oldu. Yakında seçimler var. İktidardaki Tayyip Bey partisi yeniden gelip oturacak mı iktidar koltuğuna? Kim karşı çıkacak? Karşılarında cumhuriyetçi, halkçı, devrimci, Mustafa Kemalci bir sağlam güç olsa, olabilse... Haydi oy vermeye! Ben yaşlı bir adam olarak son seçimlere katılamamıştım. Oy verme yerine gitmek ayrı bir çaba istiyor. Bu yüzden yaşlılarımız bir türlü oy veremiyor. Uygar ülkelerde oy verme işini yeni bir düzene sokmuşlar. Evde bilgisayar başında oylama yapıyorlar. Ne güzel bir buluş... Haydi arkadaşlar oy sandıklarına... Tahliye edildi, çıkamadı HİLAL KÖSE Kanser hastası Kemal Avcı, gardiyanların açtığı hakaret davasında ceza aldığı için hâlâ cezaevinde BAŞMÜDÜRE ESENDERE SORGUSU Mide kanseri tedavisi gören tutuklu Kemal Avcı (28), sağlık nedenleriyle tahliye edildi ancak cezaevinden çıkamadı. Avcı’nın avukatı Evrim Deniz Karatana, müvekkili hakkında, infaz koruma memurlarının şikâyetiyle açılan hakaret davasının 1 yıl 3 ay hapis cezasıyla sonuçlandığını belirterek “Cezaevinde kaldığı süreler hesaplandıktan sonra tahliye işlemleri gerçekleşecek” dedi. Edirne F Tipi Cezaevi’nde 8 ayı aşkın bir süredir tutuklu olan ve mayıs ayından bu yana mide kanseriyle savaşan, Kemal Avcı, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 10 Eylül’de başlayacak olan DHKP/C davasında yargılanacak. Avcı’nın avukatları son olarak 27 Ağustos’ta tahliye talebiyle mahkemeye başvurdu. “Tutukluluğun devamı, ölümüne neden olabilir” diyen avukatlar, aynı zamanda, epilepsi, şeker ve tansiyon hastası olan Avcı’nın, tedavisinin bir parçası olan diyet yemek talebinin de cezaevi idaresince kabul edilmediğini vurguladı. Mahkeme heyeti, avukatların taleplerini aynı gün karara bağladı. Kararda, Avcı’nın üzerine atılı suçları işlemiş olabileceğine ilişkin kuvvetli suç şüphesi oluşturabilecek yeterli delilin bulunduğu belirtildi. Ancak, avukatlarının mahkemeye sunduğu dilekçe ekindeki raporlardan sanığın mide kanseri olduğunun, hastanede tedavi gördüğünün anlaşıldığı kaydedilerek “Tutuklamanın bir tedbir olması da dikkate alınarak sağlık nedenleriyle tahliyesine karar verilmiştir” denildi. Avcı, Tekirdağ 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nce “hakaret” suçundan verilen kesinleşmiş hapis cezası nedeniyle tahliye kararına karşın cezaevinden çıkamadı. Avcı’nın avukatı Karatana, hakaret davasının 2011’de, Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi’ndeki infaz koruma memurlarının şikâyetiyle açıldığını belirtti. Mahkemenin verdiği 1 yıl 3 ay hapis cezasının tebliğ edilmediğini ifade eden Karatana, “Önceki tutukluluğu döneminde verilen bu karar, müvekkilin haberi olmadan, yaklaşık 5 ay önce kesinleşmiş. Sonra da ‘artık hükümlüsün’ denen bir yazıyla karşılaşmış. Bu cezanın, yattığı sürelerden düşürülmesi için mahkemeye başvurduk. O zaman da tahliye olacak. Geçen hafta hastaneye kaldırılmıştı, şu an cezaevinde” dedi. Küfürlü tutanak kavgası CHP’den BDP’ye ziyaret İstanbul Haber Servisi CHP İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, İl Sekreteri Zeynel Emre, il başkan yardımcıları Şerdil Dara Odabaşı ve Canan Kaftancıoğlu dün yeni seçilen BDP İstanbul il örgütünü ziyaret etti. CHP heyetini, BDP İstanbul il eşbaşkanları Emrullah Bingül ve Arife Çınar’ın yanı sıra Eşbaşkan Yardımcısı İlkay Yenigül ve parti meclis üyesi Hasan Vural karşıladı. Ziyaretin ardından bir açıklama yapan Salıcı, ülke gündemi ve süreç hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını kaydederek “Siyasetin kutuplaşmadan değil de el sıkışmadan Türk toplumuna yarar sağlayacağı fikrinde ortaklaştık” diye konuştu. Emrullah Bingül ise “Böylesi bir dönemde siyasal partilerin çözüm üretme noktasında görüş alışverişi ve diyalog içerisinde olmaları önemlidir” dedi. İLHAN TAŞCI ANKARA Esendere Sınır Kapısı’nda Türk bayrağı indirilerek yerine PKK bayrağı asılması olayını tutanağa bağlatarak Ankara’ya ileten dönemin Hakkâri Gümrük Başmüdürü Şükrü Ünlüoğlu’nun, Gümrük Bakanlığı makamında “tutanak sorgusundan” geçirildiği ve tutanağı değiştirmesi için “küfürlü saldırıya” uğradığı ortaya çıktı. Tutanağı değiştirmeyen Ünlüoğlu daha sonra başmüdürlükten alınıp müşavir olarak kızak göreve çekildi. Esendere Gümrük Müdürlüğü’nde 1 Ağustos 2011 tarihinde sınır kapısında yaşananlar bir tutanakla Gümrük Bakanlığı’na bildirilmişti. Bayrak indirme olayının kamuoyuna yansıması üzerine bu tutanakta imzası bulunan bürokratlar 1.5 yıl sonra Gümrük Bakanlığı’na çağrılarak “... Türk bayrağının indirildiğini görmedim, duymadım, ben orada yoktum...” beyanlarıyla yeniden tutanak düzenlenmek istendi. Ancak Ünlüoğlu buna karşı çıktı ve imza atmadı. Ünlüoğlu, Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı’nın yazılı talimatı üzerine müfettişlerce soruşturuldu ve “kınama” cezası verildi. Ünlüoğlu da hakkındaki cezanın “hukuksuz, mesnetsiz, eksik inceleme ve değerlendirme yapılarak” verildiği gerekçesiyle mahkemeye başvurdu. Ünlüoğlu, mahkemeye verdiği dilekçede telefon mesajıyla Hayati Yazıcı’nın kendisiyle görüşeceğinin belirtilmesi üzerine bakanlığa gittiğini aktardı. Ünlüoğlu, bakana durumu bildiği gibi anlattığını, diğer görevlilerin ise olayı ağız birliğiyle hatırlamadıklarını söyledikleri bilgisine yer verdi. Bakanla görüşmenin ardından Müsteşar Yardımcısı Neşet Akkoç’un makam odasında yeniden toplantı yapıldığını aktaran Ünlüoğlu, şunları anlattı: “Mehmet Akıllı, Neşet Akkoç’un masasında bulunan bilgisayara geçerek bir şeyler yazmaya başladı. Orhan Usta’ya verdi. O da yüksek sesle okumaya başladı. Özetle, tutanakta belirtilen bayrağın indirilmediğini, ifadesi alınan Feyyaz Ulusoy isimli şahsın bayrağı alarak sakladığı, daha sonra da teslim ettiği, okuduğu tutanakta belirtiliyordu. Bu tutanağı da Mehmet Akıllı olaydan 1.5 yıl geçtikten sonra 10.12.2012 Pazartesi günü Neşet Akkoç’un odasındaki bilgisayardan bizzat yazarak şahsım da dahil tutanakta ismi bulananlara imzalatmaya çalışmışlar, şahsımın imzalamaması üzerine daha sonra diğerlerine imzalatmışlardır. İmzalamayacağımı belirtmem üzerine, Neşet Akkoç hışımla oturduğu yerden kalkarak üzerime yürümüş, müfettiş raporlarında ismimin geçtiğini, derin devletin adamı olduğumu, ‘s...r git’ diyerek bağırarak üzerime yürümüştür. Kamuoyunun gözü önünde cereyan edip gerçekleşen olayı sanki benim planlayıp organize edip uygulamış gibi ifadelerde bulunmuştur.” ‘Hükümlü olsak da insanız’ Prof. Dr. Alemdaroğlu’na açık görüş izni verilmedi İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasından 15 yıl 8 ay hapse çarptırılan eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi’ye bazı yakınlarıyla açık görüş yapmasına izin verilmediğini anlattı. Alemdaroğlu, sorunlarını Oktay Ekşi’ye yazılı olarak da aktardı. Alemdaroğlu; eniştesi, yeğeni ve damadının bayramda açık görüşe alınmadığını anlatarak “Gerekçe olarak birinci derece kan bağı olan aile bireylerinin alınabildiğini gösterdiler” dedi. Alemdaroğlu şunlara dikkat çekti: “Dini bayramlarda geleneklerimiz ve kurallarımız gereği ‘Ailenin en büyüğü ziyaret edilir ve hatta eli öpülür’ iken ben de gerek yaşım, gerek gerçekten ailede cezaevi hayatı hiçbir şekilde duyulmamış iken, şu anda sözde Ergenekon tezgâhı içerisinde Silivri esir zindanında bulunurken ziyaretime gelen aile bireylerinin içeri alınmayışını ve benimle görüştürülmemesini kınıyor ve insan haklarına ve geleneklerimize her yönü ile aykırı olan bu durumun düzeltilmesini diliyorum.” Alemdaroğlu, uygulamanın dayandırıldığı “Adalet Bakanlığı Silivri 1 No’lu L Tipi Ceza İnfaz Kurum, Hükümlü ve Tutuklu Rehberi”ni yazısına ekleyerek “Haftada bir kez olmak üzere üçü kapalı, biri açık ayda dört kez görüş hakkına sahipsin. Eşin, annen, baban, büyükannen ve büyükbaban, çocukların, torunların... ile kapalı ziyaret ve açık ziyaret ve şeklinde mevzuatla belirtilen esas ve usullere göre görüşebilirsin” şeklindeki, tutuklulara 2. tekil şahıs hitap şekline dikkat çekti. Alemdaroğlu taleplerini şöyle kaleme aldı: “Adalet Bakanlığı yetkililerinin hazırladığı bu rehberin içerdiği kurallar, hükümlü ve tutukluların insan olduğunu dikkate alarak insancıl, akılcı ve geleneklerimize uygun olarak düzeltilmelidir. Özel yetkili mahkeme hükümlüsü isek de kişiliğimizi yok edercesine senlibenli hitap şeklinin düzeltilmesi gerekir” dedi. Tebliğ edilmeyen ceza ‘Hitap şekli düzelmeli’ Castro’dan Snowden’a destek HAVANA (AA) Eski Küba lideri Fidel Castro, ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) izleme skandalını ortaya çıkaran eski NSA sistem analisti Edward Snowden’ın, “cesaretini takdir ettiğini” belirtti. Castro, internette yayımlanan yazısında, “Herkesi kandıran ve yalan söyleyen imparatorluğun alçakça ve öfke uyandıran politikasını gözler önüne sererek dünyaya hizmet etti” dedi. İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti Haberal: Biz asla Rasgele ateş açtı: 9 yaralı EDİRNE (AA) Keşan ilçesine bağlı Yenimescit Mahallesi’nde oturan M.K, henüz belirlenemeyen bir nedenle evinden aldığı pompalı tüfekle çevreye rasgele ateş açtı. Çevredeki 9 kişi çeşitli yerlerinden yaralandı. Yaralılar, Keşan Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. M.K, gözaltına alındı. kin gütmeyiz Mahkum, gardiyanı yaraladı EDİRNE (AA) Edirne Tarım Açık Ceza ve İnfaz Kurumu’nda “adam öldürmek” suçundan hükümlü E.S. (29) ile infaz koruma memuru Ramazan Gürler (47) arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine E.S, Ramazan Gürler’i karnından bıçaklayarak cezaevinden kaçtı. İnfaz koruma memurları, E.S’yi cezaevine 500 metre uzaklıktaki bir çeltik tarlasında yakaladı. ‘ODTÜ Gökçek’e kalmaz’ CHP Çankaya İlçe Başkanı Mehmet Perçin, ODTÜ Ormanı’ndan geçmesi planlanan otoban inşaatına karşı nöbet tutan ODTÜ mezun ve öğrencilerini ziyaret etti. ODTÜ Ormanı’nın 1. derece sit alanı olduğunu dile getiren Perçin, otobanın geçeceği yerde yaşayan halkın görmezden gelindiğini vurgulayarak “ODTÜ, Gökçek’e kalmaz” dedi. Perçin, Gökçek’in gerekli yasal izinlerin alınmadan ve Çevre ve Orman Bakanlığı’nın proje onayını beklemeden giriştiği kent katliamında hukuku hiçe saydığını belirtti. (Fotoğraf: DHA) 2 kişiye 290’ar bin TL ANKARA (AA) Şans Topu’nda numaralar “5, 10, 17, 19, 23 ve +5” olarak belirlenirken, 5 +1 bilen 2 kişi, 290 bin 205 lira kazandı. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Silivri’den tahliye olan CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ne (İGC) teşekkür ziyareti gerçekleştirdi. İGC ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel ile meslektaşlarının tutuklu olduğu sürede kendisini yalnız bırakmadığını belirtti. 4 yılı aşkın süre tutuklu kalması nedeniyle kızgın olup olmadığı yönündeki soruyu yanıtlayan Haberal, “Biz asla kin güdeme yiz” dedi. Doktorluk yapmaya devam edip etmeyeceğine yasaların karar vereceğini söyleyen Haberal, “Şu anda ben milleti temsil ediyorum. Meclis’i daha görmedim, yemin etmedim. Önce sahaya bir çıkalım sonra yasalar neyi gerektiriyorsa onu yapacağız” diye konuştu. Sertel de “özgürlükte” buluşmaktan mutluluk duyduğunu dile getirerek “Başarılı çalışmalarınızın Meclis çatısı altında da devam edeceğine yürekten inanıyoruz” diye konuştu. Aileler operasyona karşı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Lübnan’da kaçırılan THY pilotları Murat Akpınar ve Murat Ağca’nın ailelerini kabul etti. Tarabya Köşkü’ndeki kabulün ardından açıklama yapan Murat Akpınar’ın ağabeyi İrfan Akpınar, iki ailenin de pilotların kurtarılması için operasyon yapılmasına karşı olduğunu belirterek “Onların en ufak zarar görmesini istemiyoruz. Olmazsa olmazımız olarak, bunu Sayın Cumhurbaşkanımıza ilettik. Lübnan makamlarına iletilmesi için de gereken ricada bulunduk” yanıtını verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle