22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 AĞUSTOS 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 15 DT’ye sürpriz destek Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan tüzel kimliğini yok etmeye yönelik yasa hazırlıkları yaptığı DT’ye tam destek geldi SELDA GÜNEYSU ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tiyatroların özelleştirilmesine yönelik açıklamasının ardından, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan geçen sezonlarda tüzel kimliğini yok etmeye yönelik yasa tasarısı taslağı çalışmaları hazırlıklarına giriştiği Devlet Tiyatroları’na (DT) sürpriz destek geldi. DT’nin 20132014 sanat sezonu repertuvarındaki oyunlar ile sezon içinde devreye sokacağı “Shakespeare Oyun Haftası” ve “Çehov Oyun Haftası” ile oyun yazma yarışması projelerinin bakanlık tarafından beğenildiği ve DT’nin u DT 1 Ekim’de perdelerini açacak. DT’nin oyunları da belli oldu. 20132014 sanat sezonu repertuvarındaki oyunlar ile sezon içinde devreye sokacağı “Shakespeare Oyun Haftası” ve “Çehov Oyun Haftası” ile oyun yazma yarışması projelerinin bakanlık tarafından beğenildiği ve DT’nin “yeni projelerle, bu şekilde yoluna devam etmesi gerektiği” belirtildi. “yeni projelerle, bu şekilde yoluna devam etmesi gerektiği” belirtildi. Öte yandan DT’nin genel müdür değişimi ile “kurum içinde iç barışın sağlandığı” dile getirildi. DT 1 Ekim’de perdelerini açacak. DT’nin oyunları da belli oldu. Bu seneki oyunların yüzde 70’i yerli, yüz de 30’u yabancı oyun ağırlıklı. DT’den geçen hafta yapılan açıklamada da bu yıl kurumun Türkiye’de ilk kez tiyatro oyunu yazma yarışması düzenleyeceği ve bu yarışma sonucunda ilk üçe girenlerin DT’nin gelecek sezon sahneye koyacağı eserler arasına alınacağı dile getirilmişti. Oyun yarışması“Yaşamaya Dair Bursa Cezaevi’nden Mektuplar” nın konusunu ise “Çanakkale Zaferi”, “Sarıkamış Muharebesi” ve “I. Dünya Savaşı’nda Kadınlarımız” gibi alt başlıklardan oluştuğu kaydedilmişti. DT’den ayrıca bu yıl dünyaca ünlü oyun yazarları William Shakespeare ve Anton Çehov’un oyunlarından oluşan oyun haftaları düzenleyeceği de duyurulmuştu. Gözün Göremediğini Kalp Görür Bugün insanlar bir gözlerini bantlayarak sokaklara çıkacaklar. Gözlerinin tekini kapatacaklar çünkü ışıklı bir park masalı yazmak için sokaklara çıkan ama karanlık bir destan yazmaya soyunan polisin attığı kapsül ve mermilerle kör olan on bir kişinin varlığını bize hatırlatacaklar. O gün orada kör olan o on bir kişi aklımıza düştüğünde biz de hemen gözlerimizden birini kapatalım. Farz edelim ki o ışıklı haziran günlerinden birinde, evimizden çıkmış, şehrin geniş meydanına gelmişiz. İçinde ıhlamur, çınar, akasya, meşe ağaçları olan o küçük ve serin parka doğru yönelmişiz. Derin bir nefes alıp gökyüzüne bakmışız. Güneş gözlerimizi kamaştırmış. Gözümüzün tekini kapatmış, tekini açık bırakmışız. O tek gözümüzle, o tek ve açık gözümüzle, artık olmayan, şu an olmayan, bundan sonra da hiç olmayacak olan o gözümüzle, son kez, köşedeki çiçekçiye, mendil satan çocuğa, müşteri bekleyen taksiye, duvar dibinde oturan dilenciye, kuş yemi satan yaşlı adama, karşımıza dikilen polislere, kendi halinde akıp giden hayata, başımızın üzerine uçan kuşlara bakmışız. Sonra bir plastik bilye fırlamış namludan. Tam o açık gözümüzün üzerine çarpmış. İçine girmiş. Gözümüzü, en son bir çiçek, bir taksi, bir dilenci, bir yaşlı, bir polis, bir kuş gören gözümüzü, yerinden çıkartmış. Farz edelim... Edebilirsek... Yüreğimiz dayanırsa ve aklımız alırsa, farz edelim ki o haziran günü o parka giderken birden kör olmuşuz. Sonra daha başka bir sürü şey olmuş. Kimi gözler hiç açılmamak üzere ebediyete kadar kapanmış; kimi gözler hiç kapanmamak üzere ebediyete kadar açılmış; kimi gözler kurnazca kısılmış; kimi gözler belli belirsiz aralanmış; kimine derin bakışlar konmuş; kimine derin hüzünler çökmüş. Bizimse bir gözümüz kör olmuş. Ama gerçekler tek gözle de görülebilir. Olmuşlar hatırlanabilir; olacaklar sezilebilir. Hatırlayalım; bugüne kadar hedefi farklı ama yöntemleri aynı olan o hırslı iktidarlar tarafından sakatlanan ve öldürülen ve üzülen o insanların acılarını hatırlayalım. Biz, her birimiz, en azından bir kez onlarla birlikte yanmadık mı? Arabamıza konan bombalar patladıkça paramparça olmadık mı? Evimize gelen paketleri açarken kaybettiğimiz canlarımızın sayısı belirsiz. Birileri işkencelerde can çekişe çekişe ölüp, çöplüklerde çürürken bizler de öldük, çürüdük. Çocuğu her gece içerdeki odada uyuyan anneler, aslında gözaltında kaybolan her çocukla birlikte kendi çocuklarının da kaybolduğunu, yok olduğunu gördüler. Başkalarının başına gelen o kötü şey, aslında her seferinde bizim de başımıza geldi. Ama iktidar denen canavar, tebaasının aklını fareler gibi üfleye üfleye kemirir ve hiç hissettirmeden tüketir. İşte bu yüzden, başkalarının acılarını hissetmek bizi daha güçlü ve korunaklı kılacağından, bugün biz de bir süre gözümüzün birini, sanki kör olmuşuz gibi, sıkıca kapatalım ve kalbimizi açabildiğimiz kadar açalım. Bu ülkede neler olup bittiğini, başımıza gerçekte ne geldiğini, karşımızda kimlerin olduğunu, ne yapmaya çalıştıklarını bir kere daha kalpten düşünelim. Gözün göremediğini kalp görür. Hem de çoğu zaman gözden daha iyi görür. Projelerini ilk bakanlığa açıkladı DT Genel Müdürü Mustafa Kurt, söz konusu projeleri bakanlığa da açıkladı. Bakanlıktan ise Kurt’a sürpriz bir şekilde destek geldiği belirtildi. Bakanlıktan edinilen bilgiye göre, Kurt’un göreve geldiği zamandan bu yana “DT’de iç barışın sağlandığı”na dikkat çekildi. Bugüne değin “bankamatik sanatçısı” olarak nitelendirilen ve yaklaşık 2 yıldır hiçbir görevde yer almayan DT oyuncularının da Kurt’un göreve gelmesinin ardından bu sezon sahneye çıkacağı, bu durumun bakanlık tarafından da desteklendiği kaydedildi. Bakanlıkta DT’ye ilişkin yapılan değerlendirmelerde şu görüşlerin öne çıktığı kaydedildi: DT’nin işleyişi ile ilgili bakanlığa şikâyet dilekçeleri geliyordu. Bakanlık olarak şikâyete konu olacak kurum içi bir durum istemiyoruz. Kurumun basında olumsuz şekilde yansımasının önüne geçilebilecek icraatlar gerçekleştirilmeli. Bu yönde genel müdürlük adım atmalı. Bugüne değin bazı DT sanatçıları kendilerini salt TV dizilerine kanalize etti. Sorulduğunda DT’de 2 yıl gibi bir süre, oyuncuların hiçbir şekilde, herhangi bir oyunda görev almadığını öğrendik. Bu durum desteklenecek bir durum değildir. DT oyuncularının asli görevi tiyatrodur. Bu nedenle DT Genel Müdürlüğü her yıl tüm oyuncularını kapsayacak bir repertuvar hazırlamalı ve her oyuncu en az bir oyunda görev almalıdır. Görüldüğü kadarıyla yeni sezonda oyuncular görev alıyor. Bu durumun devamı sağlanmalıdır. Altın Koza’da onur ödülleri SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA (Cumhuriyet) 20. Altın Koza Film Festivali’nin geleneksel “Yaşam Boyu Onur Ödülleri”, bu yıl Çolpan İlhan, İzzet Günay, Demir Görgün Karahan ile yapımcı Necip Sarıcı’ya verilecek. Adana Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz’ın yaptığı açıklamaya göre, bu yıl 1622 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek festival kapsamında verilen “Yaşam Boyu Onur Ödülü”, Türk sinemasının önemli oyuncularından Çolpan İlhan, İzzet Günay ve Demir Görgün Karahan ile yine yapımcı kimliğiyle Türk sinemasının önemli filmlerine imza atan Necip Sarıcı’ya verilecek. Altın Koza Film Festivali’nin geçmiş yıllarda verilen aradan sonra yeniden Türk sinemasına katkı koyduğunu, yayımladığı kitaplarla önemli ve kalıcı eserler bıraktığını belirten Aldırmaz, bunlar arasında en önemlisinin ise “Sinema Müzesi” olduğunu anımsattı. Aldırmaz, ödüllerle ilgili olarak da, “Her yıl olduğu gibi bu yıl da onur ödülleri kapsamında Türk sinemasına uzun yıllar emek vermiş, Çolpan İlhan, İzzet Günay, Demir Karahan ve Necip Sarıcı’nın adlarını taşıyan, sinema serüvenlerini anlatan kitaplar sinema yazarı Burçak Evren tarafından kaleme alınıp yayımlanacak” dedi. Ödüller sahiplerine, 19 Eylül Perşembe günü yapılacak onur ödülleri töreninde sunulacak. Dostlar Tiyatrosu sezonu ‘Yaşamaya Dair’ ile erken açıyor ‘68’in torunlarına ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ Dostlar Tiyatrosu yeni seKültür Servisi Tiyatu Genco Erkal, Twitter zon için hazırlıklarını sürdüro sezonuna en son veda rürken Genco Erkal, ağustos eden Dostlar Tiyatrosu, sehesabından yaptığı başında kişisel Twitter hezonu ilk karşılayan toplulukaçıklamada, Gogol’ün “Bir ayı sabından “Bir Delinin Hatıra lardan olacak. Dostlar TiDelinin Hatıra Defteri” Defteri” oyunuyla ilgili açıkyatrosu yeni dönemi, Nâzım Hikmet’in Bursa Cezaeadlı tek kişilik oyununu ilk lamalarda bulunmuş, 2015’in, sahnelenişinin 50. yıvi’ndeki yaşamını ve eşi Pisahnelenişinin 50. yılında eserin lı olduğunu anımsatarak “Ülraye Hanım’a olan tutkusuoynayacağına söz verdi. kemizde oynanan ilk tek kinu anlattığı “Yaşamaya Daşilik oyun. Yeni bir yorumir Bursa Cezaevi’nden la gene oynasam...” demişti. Sanatçının bu Mektuplar” oyunuyla açacak. Oyun, 67açıklaması izleyicilerinde heyecan yaratır8 Eylül’de topluluk tarafından geçen yıl ken Erkal yeni bir tweet atarak “nabız yokaçıkhava tiyatrosuna dönüştürülen Eminölaması yaptığını” söyledi. Erkal, “Tepkinün’deki Ali Paşa Hanı’nda sergilenecek. ler nefis oldu. Sağ olun. Buradan söz veGenco Erkal’ın, Nâzım Hikmet’in riyorum. 68 kuşağının torunlarına izleteölümünün 50. yıldönümü için uyarlaceğim bu oyunu” dedi. yıp yönettiği “Yaşamaya Dair Bursa Rus yazar Nikolay Vasilyeviç Gogol’ün Cezaevi’nden Mektuplar”da usta oyunöyküsünden sahneye uyarlanan “Bir Decuya sahnede Tülay Günal eşlik ediyor ve linin Hatıra Defteri” ülkemizde ilk kez oyunda Fazıl Say, Zülfü Livaneli, Cem 1965 yılında Genco Erkal tarafından sahKaraca, Tarık Öcal, Edip Akbayram, nelenmişti. Son olarak Erdal BeşikçiTolga Çebi, Nadir Göktürk, Timur Selçuk gibi bestecilerin Nâzım şarkıları seslen oğlu aynı oyunu 2008’de “Bir Delinin diriliyor. Giysi tasarımını Özlem Kaya’nın, Güncesi” adıyla Ankara Devlet Tiyatrosu Stüdyo Sahnesi’nde oynamış, oyun o ışık tasarımını Yüksel Aymaz’ın, koreoggünden bu yana kapalı gişe oynanmıştı. rafisini Sernaz Demirel’in yaptığı oyunun Beşikçioğlu’nun “Bir Delinin Güncesi”ni müziklerini ise Yiğit Atalay ve Deniz Dobu sezon da oynaması bekleniyor. ğangül seslendiriyor. ‘Taslak askıya alınabilir’ Genel Müdür Kurt, tarafımıza “Her oyuncunun istediği her oyunda görev alabileceğini” beyan etti, bu durum bakanlığımızca desteklenmektedir. Oyuncuların istediği oyunda yer alması kurum içi iç barışın sağlanması açısından da önemlidir. Bu nedenle yeni projeler eşliğinde, iç barışı sağlanmış bir kurum olarak DT yoluna devam ederse, yasa tasarısı taslağı askıya alınabilir. Kurumun kaydedeceği gelişmeye bakılmalıdır. Genel müdürlükçe hazırlanan yeni repertuvarın klasik eserlerden ve çoğunluğunun yerli oyunlardan oluşması bakanlıkça desteklenmektedir. Klasik eserleri hiçbir ayrım gözetmeden sahneye taşımak ve izleyici ile buluşturmak DT’nin görevlerinden biridir. DT yeni sezonda gişe gelirlerini de artırmalıdır. DT’nin bir diğer görevi de Anadolu’ya tiyatro hizmeti sağlamaktır. Bu nedenle DT, her yıl olduğu gibi yeni sezonda da perdelerini Anadolu’da düzenli olarak açmalı ve çalışmalar aralıksız devam etmektedir. Bölge çalışanlarının talepleri dikkate alınmalıdır. AKP iktidarının da amacı “halka hizmettir”. DT de “halka hizmetini eksiksiz yerine getirmelidir”. Ayrıca Anadolu halkını tiyatro sanatı ile buluşturmak adına başlatılan tiyatro binalarının hizmete açılmasının devamı sağlanmalıdır. Bu konudaki eksiklikler giderilmelidir. Çelik ve Ünal, Altın Portakal jürisinde Kültür Servisi 411 Eylül tarihlerinde düzenlenecek 50. Altın Portakal Film Festivali’nin yarışma jürisi netleşmeye başladı. Başkanlığını Türkan Şoray’ın yaptığı jüriye “Işıklar Sönmesin”, “Mülteci”, “Lal Gece” gibi filmlere imza atan Reis Çelik ile “Ara”, “Gölgesizler” ve “Nar” gibi filmlerin yönetmeni Ümit Ünal katıldı. Yapımcı, yönetmen, senarist, oyuncu, görüntü yönetmeni, müzik sanatçısı, sinema yazarı ve akademisyenlerden oluşan jüride yer alacak diğer isimler önümüzdeki günlerde açıklanacak. Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Mehmet Kaya
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle