27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 2013 SALI 12 daha önce denenmiş ülkelere eğilim gösterilmesidir. 104 ülkenin dağılımı kıtalara göre şöyle: Avrupa 45, Afrika 11, Kuzey Amerika 5, Güney Amerika 13, Asya 24, Okyanusya 6. Birinci etken dikkate alındığında çoğu Avrupa Birliği ülkesi olan ve en çok oy sağlayan Avrupa (45) ile ayrıca Latinlik bağlantısı nedeniyle Güney Amerika ülkelerinin (13) de Madrid’i destekleyecekleri söyleniyor. Asya (24) ve Okyanusya (6) ülkelerinin aynı nedenle Tokyo’ya oy verebileceklerinden söz ediliyor. İkinci etken dikkate alındığında ise Türkiye’nin önümüzdeki 7 yıl boyunca yapacağı altyapı yatırımları yerine, olimpiyat altyapısına daha şimdiden sahip Madrid ve Tokyo’nun yine öne çıkacakları varsayılıyor. HHH Türk yetkililerinin geçmişteki oylama günü siyasal etkileri araştırmaları sonucu oylamaya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Rusya’da St. Petersburg’da düzenlenecek G20’ler toplantısından sonra Buenos Aires’e geçecek. İngiltere Başbakanı Tony Blair’in oylamanın yapıldığı yere gittiği için 2012 ve Brezilya Cumhurbaşkanı Lula da Silva’nın da oylama salonunda kürsüde ağlayarak 2016’yı kazandıklarını anımsatıyorlar. Son günlerde ağlaması ile öne çıkan Erdoğan’ın 7 Eylül Cumartesi günü Buenos Aires’te kürsüdeki sunumunda ağlayıp ağlamayacağı henüz belli değil! Türkiye’nin 600 kişiyi bulacak Buenos Aires kafilesi üç aşamalı olarak Atlantik’i aşacak. 45 Eylül’de bazı bakanlar, milletvekilleri, TOKİ Başkanı, holding patronları, gazeteciler uçacaklar ve kulis yapacaklar. 6 Eylül’de ise Erdoğan St. Petersburg’dan katılacak. Söylendiğine göre Erdoğan, bu konuda önemli bir sürprizi o gün açıklayacakmış! Başbakan’ın yanı sıra heyette Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da yer alacaklar. Sonraki yazımızda İstanbul konusunda lehte ve aleyhteki etkenlerden söz edeceğiz… DIŞ HABERLER [email protected] 29. Çağdaş Olimpiyat (1) nadolu’da ilk A olimpiyatları Antiohos 4. Epifanes İÖ 167’de Hatay ilimizdeki antik “Dafne (bugünkü Harbiye)” kentinde 30 günlüğüne düzenlemişti. İlk günkü törene Romalı giysileri ile 5 bin genç, 5 bin Misyalı (Balıkesir), 3 bin Kilikyalı (MersinAdana), 3 bin Trakyalı, 5 bin Galat (Ankara), 20 bin Makedon katılmıştı. Ne var ki İmparator 1. Teodosius, İS 394’te “paganizm (putperestlik)” gerekçesi ile bu oyunları iptal etmişti. Adını, Yunanistan’ın Olympia kentinde İÖ 776’daki ilk oyunlardan alan çağdaş olimpiyatların 29’uncusunun nerede yapılacağı 7 Eylül’de Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te belli olacak. İlk çağdaş olimpiyatlar ise kadın sporcusuz olarak 1896’da Atina’da düzenlenmişti. HHH 104 ülkenin katılacağı 7 Eylül’deki oylamada, bakalım Anadolu topraklarına, 29. çağdaş olimpiyata ev sahipliği verilecek mi? İstanbul, Madrid ve Tokyo’nun oylanacağı birinci turda 52 oy alan kazanacak. 52 sağlanmazsa 2. tura geçilecek. Burada önemli olan ilk turda ilk ikiye kalabilmektir… Çünkü 3. olan yeni oylamaya katılamayacak. 2. ve 3’üncünün beraberlikleri durumunda sonuç 3. turda belirlenecek. Bilindiği gibi İspanya 1992’de Barselona’da, Tokyo ise 1940 ve 1964 yıllarında olimpiyatlara ev sahipliği yapmışlardı. İstanbul 2000 yılından başlayarak dörder yıl arayla, dört kez aday olmuş, ancak hiçbirinde son oylamaya kalamamıştı. Bu oylamada bazı özel etkenler dışında, genel olarak iki temel etkenin öne çıktığı anlaşılıyor. Birincisi dünya ekonomisindeki olumsuzluk sonucu ülkelerin sporcu kafilelerini daha uzak ülkelere taşımamak istemeleridir. İkincisi ise 1908 ve 1948’den sonra 2012 için Londra’nın seçilmesinde olduğu gibi, Konvoya sniper ateşi Heyetin, Muadamiyet el Şam’da tanıkları dinlediği belirtildi. (AFP) Dış Haberler Servisi Suriye yönetiminin izin vermesinin ardından yüzlerce kişinin yaşamını yitirdiği belirtilen kimyasal silah saldırısının gerçekleştiği bölgeye dün incelemeye giden BM heyetine ateş açıldı. Saldırının gerçekleştiği başkentin yakınındaki Doğu Guta bölgesine doğru ilerleyen 6 araçlık konvoy kimliği belirsiz keskin nişancıların ateşinin hedefi olurken olayda yaralanan olmadı. BM sözcüsü öndeki aracın birçok kez kurşunlandığı, ekibin geri dönmek zorunda kaldığı açıklaması yaptı. Bazı kaynaklar BM heyetinin otelden çıktıktan sonra bölgede iki patlama olduğunu duyurdu. Otelin yakınlarına iki havan topunun düştüğü, 3 kişinin yaralandığı kaydedildi. BM heyetine Suriye güvenlik güçlerinin eşlik ettiği be(AP) lirtildi. Doğu Guta bölgesindeki muhalif Şam Banliyöleri Yerel Devrim Komitesi yetkilisi Uveys EşŞami, AA’ya yaptığı açıklamada “Esad güçleri sabahtan beri Doğu Guta bölgesine 200’den fazla havan topu attı. Şu ana kadar 3 ölü, 19 yaralı var” dedi. Suriye resmi medyası ise BM konvoyuna saldırılardan muhalifleri işaret ederek “teröristleri” sorumlu tuttu. Olayın ardından bir süre sonra ise BM ekibinin yeniden bölgeye hareket ettiği haberi geldi. Heyetin, Muaddamiyet eşŞam bölgesinde sağlık ekipleri ve kimyasal silahtan etkilendiği belirtilen kişilerle görüşmeye başladığı bildirildi. Suriye Devlet Başkanı Esad, Başbakan Tayyip Erdoğan’a ağır suçlamalarda bulundu. Esad, Türkiye’nin dış politikasını Körfez ülkelerinden gelen paraya göre belirlediğini savundu: ‘Türkiye’yi birkaç dolara satın aldılar’ Rusya ABD’yi Dış Haberler Servisi Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, kimyasal silah kullandıklarıyla ilgili suçlamalar konusunda, “Bir ülkenin askerlerinin bulunduğu bölgede kimyasal silah kullanması gülünçtür” dedi. Türkiye’ye ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ağır suçlamalar yönelten Esad, “Türkiye’nin birkaç dolara ayartıldığını” öne sürdü. Rusya’da yayımlanan İzvestia gazetesine konuşan Suriye Devlet Başkanı, kimyasal saldırı suçlamasının mantıkla çeliştiğini söyleyerek “sağduyuya hakaret” ve “saçmalık” diye nitelendirdi. Kimyasal silah iddialarının tamamen siyasi olduğunu savunan Esad, suçlamaların Suriye ordusunun “teröristler” karşısında ilerleme sağlamasının ardından geldiğine dikkat çekti.Türkiye’nin “teröristleri eğittiğini ve on binlerce teröriste koridor sağladığını” ileri süren Esad, “Müttefiklerimizin Rusya ve Çin olduğunu artık herkes biliyor. Bölgede İran yanımızda. Karşı cephede ise S. Arabistan, Katar, Türkiye, İsrail ve ABD başta bir dizi ülke yer alıyor. Katar’ın konumu son aylarda değişti, sponsor Suudi Arabistan oldu” dedi. Başbakan Erdoğan’ı “Birkaç dolara ülkesini satmakla” suçlayan Esad şöyle konuştu: “Türkiye gibi bir ülkenin birkaç dolarla ayartıl uyardı Dış Haberler Servisi Suriye’ye yönelik bir askeri müdahale olasılığı artarken Rusya ABD’yi adı geçen ülkeye yönelik bir operasyon konusunda uyardı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, dün bir telefon görüşmesi yaptığı ABD’li mevkidaşı John Kerry’ye askeri operasyonun tüm bölge için tehlikeli sonuçlar yaratacağını söyledi. Lavrov’un, Kerry’ye, kimyasal silah iddialarının Suriye’ye bir müdahaleye gerekçe yaratmak için muhaliflerce ortaya atıldığına ilişkin “dağ gibi” kanıt olduğunu söylediği belirtildi. Lavrov, “Suriye’ye olası bir müdahale durumunda Rusya’nın tavrı ne olur?” sorusuna “Rusya olarak biz kimseyle savaşmayız” yanıtını verdi. Suriye’nin Rusya’dan sonraki en önemli müttefiki olan Çin de kimyasal silah kullanıldığı iddiasına temkinli yaklaşılması gerektiğini belirtti. Rus İzvestiya gazetesi muhabirlerinin Şam’da sorularını yanıtlayan Esad, kimyasal silah kullandıkları iddiası için “gülünç” dedi. (Fotoğraf: AFP) ması çok acı. Bölgede stratejik konuma sahip Türkiye’nin dış politikasını şu anda Körfez ülkelerinden biri birkaç dolar vererek şekillendiriyor. Bundan elbette ortak miras ve gelenekleri paylaştığımız Türk halkı değil, Türkiye Başbakanı sorumludur.” Suriye Devlet Başkanı, Suudi Arabistan’ın ise “sadece parası olan” bir ülke olduğunu ve “sadece parası olanın medeni bir toplum yaratamayacağını” savundu. ABD’nin Suriye’ye saldırması halinde, Vietnam’dan bugüne olduğu gibi yine başarısızlıkla karşılaşacağını söyleyen Esad, “Büyük güçler savaş açabilirler. Ama bu savaşları kazanabilirler mi?” dedi. Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan Suriyeli üst düzey bir güvenlik yetkilisi, “bütün senaryolara” hazırlıklı olduklarını söyledi. Yetkili, “Batı’nın tehditleri, politik baskının bir parçası. Bütün senaryolara hazırlıklıyız” diye konuştu. Çin temkinli Kerry, Suriye’de durumu kontrol altına almak için ülkelerin harekete geçmesini istedi ABD’den ‘harekât’ çağrısı Çağdaş Olimpiyata doğru Türk Tarih Kurumu Belada! uma günkü yazımda C “Vahdettin’in Tarih Kurumu!” bölümü şu paragrafla başlıyordu: “Türk Tarih Kurumu (TTK)1930’da Atatürk’ün önerisi ve Afet İnan ile arkadaşlarının Türk Ocakları’na sundukları bir önerge ile 1931’de kurulduğunda Türk ve Anadolu tarihi ile uygarlıklarının araştırılması amaçlandı.” Sonrasında TTK Başkanlığı’na Kayseri Erciyes Üniversitesi’nden 5 ciltlik “Devri Hamid” kitaplarının başyazarı Profesör Mehmet Metin Hülagu’nun atandığını ve önümüzdeki aylarda 11 çalıştay düzenlediğini yazmıştık. Çalıştay konuları arasında, “Sultan 2. Abdülhamid”, “Sultan Vahdettin” de dahil olmak üzere, son Osmanlı imparatorlarının programda yer aldığını; ancak Orta Asya Türkleri, Anadolu Türk tarihi ve Anadolu’nun gelmiş geçmiş uygarlıkları ile bağlantılı bir çalıştayı göremediğimize dikkati çekmiştik. Meğerse bu bir şey değilmiş! 2009 tarihli bir yayında “Nurculuğun” piri Said Nursi’ye övgüler düzülen bir yazı şu cümle ile sona eriyor: “Söyledikleriyle, yazdıklarıyla ve yaptıklarıyla insanlığa örneklik teşkil eden Üstad Said Nursi’ye binlerce rahmet diliyorum.” Bu satırların yazarı, yerel gazetelerde hakkında “Nevşehir’in kanaat önderi(!)” olarak söz edilen Ahmet Belada, TTK’ye, 2. adam olarak, Başkan Yardımcılığı’na atandı! Bir ara Nevşehir İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği’ni 8 ay yapan Belada, 12 Haziran seçimlerde AKP milletvekili adaylarını belirlemek için düzenlenen eğilim oylamasında 26 kişi arasında 386 oyla ve açık farkla 1. olmuş, her nedense Başbakan, listeye almamış! Oysa şu günlerde ise önümüzdeki yerel seçimlerde adından Nevşehir Belediye Başkanlığı için en güçlü aday olarak söz ediliyordu. AKP Genel Merkezi ile yerel siyasacıların, bazı adayların önlerinin tıkanmaması için ya da cemaatlerin mi Belada’nın bu göreve atanmasını uygun bulduklarını, bilemeyiz! WASHINGTON (AA) ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, görüntülerin ve kurbanların durumu ile yaralılardan gelen bilgilerin, Suriye’de kimyasal silah kullanımının gerçek olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Kerry, Suriye’de ayrım yapılmaksızın büyük miktarlarda kimyasal silah kullanıldığını ve bu durumun tekrarlanmaması için tüm ülkelerin harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Kerry, Dışişleri Bakanlığı’nda, konuyla ilgili basına açıklama yaptı. Son günlerde ABD Başkanı Barack Obama ve tüm ulusal güvenlik ekibinin Suriye’deki durumu gözden geçirdiğini belirten Kerry, Suriye’de geçen hafta yaşananların tüm dünyanın vicdanını şoka uğratması gerektiğini söyledi. Kerry, bunun tüm ahlaki değerlere meydan okuduğunu vurguladı. Dünyanın kimyasal silah kullanımını yasaklamasının açık nedenleri olduğunu, bu nedenle Obama’nın bu konudaki uluslararası normların ihlal edilmesinin sonuçları olacağı noktasında Esad rejimini uyardığını hatırlatan Kerry, “Araştırmacılar sahadan ek kanıtlar toplamaya devam ederken, bizim anlayışımız gerçeklere dayanıyor. Kurbanların durumu ve yaralanlardan gelen teşhis ra porları, görüntüler gerçek” dedi. Kerry, konuyla ilgili ek bilgilerin önümüzdeki günlerde paylaşılacağını bildirdi. ABD Dışişleri Bakanı, Suriye rejiminin kimyasal silah kullanılan bölgeleri vurmaya devam ederek kanıtları yok etmeye çalıştığını, BM ekibinin araştırmasına izin vermesinin artık güvenilirlilik açısından çok geç olduğunu ifade etti. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, Suriye’de kimyasal silah kullanımının “inkâr edilemez” olduğunu belirterek rejimin kimyasal silahların muhafazasını sağlamaya devam etmesi nedeniyle, bu saldırının rejim tarafından gerçekleştirildiği noktasında “çok az şüpheleri” bulunduğunu söyledi. ‘BM’ye ihtiyaç yok’ Dış Haberler Servisi Suriye’ye yönelik BM Güvenlik Konseyi kararı olmadan askeri müdahale seçeneğine Batı’dan giderek daha fazla destek gelirken ABD, İngiltere, Fransa’nın başını çektiği kulübe Ankara da halihazırda eklenmiş durumda. BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri Rusya ve Çin’in Suriye’ye askeri bir müdahaleye veto kartını çıkarma olasılığına karşı Washington’ın örgüt kararı olmadan hava saldırıları düzenlemek için Kosova örneğini temel alan yaklaşımına müttefiki Londra da katıldı. İngiliz Daily Telegraph gazetesinin haberine göre, onaylanması halinde bir hafta içinde başlayabilecek Suriye’ye karşı bir askeri müdahalede Kraliyet Donanması unsurları ABD’nin yanında Cruise füze saldırılarına katılacak şekilde hazırlıklı. İngiliz komutanların potansiyel hedefleri belirlediği de belirtiliyor. Haberde, donanmaya ait nükleer bir denizaltının halihazırda bölgede olduğu kaydedilirken birkaç savaş gemisinin yakınlarda bir tatbikat için Akdeniz’e doğru seyrettiği ifade edildi. Hava desteği için Kıbrıs’taki İngiliz üssü Agrotur’un da kullanılabileceği savunuldu. Geçen hafta kimyasal silah saldırısının arkasında Şam rejiminin olduğu görüşünde oldukları açıklaması yapan İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, “BM’nin oybirliğiyle ile vereceği destek olmadan, Suriye’ye karşılık vermek mümkün olabilir” ifadesini kullandı. Hague, İngiltere’nin, Suriye’ye karşı bir askeri saldırı veya kimyasal silah kullanan zorbalara dokunulmazlık izni verilmesi seçenekleriyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Hague, atacakları herhangi bir adımın “uluslararası hukuka uygun olacağını” da savundu. İngiltere Başbakanı David Cameron’ın Suriye krizini ele almak için tatilini yarıda keserek Londra’ya döndüğü bildirildi. ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel ise dün “eğer bir eyleme geçilecekse bu uluslararası ortaklarla birlikte olacak” dedi. ABD’li bir yetkili de “kimyasal silah saldırısının arkasında Şam yönetiminin olduğuna ilişkin çok az şüphe bulunduğunu” savundu. Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, “hiçbir şey yapmamak hariç tüm seçeneklerin masada olduğunu” söyledi. Almanya, Esad yönetiminin kimyasal kullandığına ilişkin iddiaların doğrulanması halinde askeri dış müdahaleye destek verebileceklerini duyurdu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun dün Türk basınına yansıyan Suriye’de kimyasal silah kullanılmasına ilişkin BM incelemesinin sonucuna bakılacağı, örgütten bir karar çıkmaması halinde Güvenlik Konseyi kararı olmadan uluslararası koalisyona destek verecekleri yönündeki açıklamaları da gündeme düştü. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da Suriye’ye uluslararası koalisyonun müdahale etmesi halinde Ekim ayında süresi dolacak olan tezkere yerine yeni bir tezkere çıkarılacağını söyledi. Arınç, “Gerekirse yeni bir tezkere çıkarır, müdahale içinde yer alırız” dedi. Bu arada aralarında Türkiye’nin de olduğu bir grup ülkenin üst düzey askeri yetkilileri Suriye gündemli toplantı için dün Ürdün’ün başkenti Amman’da toplandı. İki gün sürecek toplantıya ABD’nin yanı sıra Suudi Arabistan, Katar, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Kanada katılıyor. İstanbul’da ise Suriye’nin Dostları çekirdek grubu siyasi direktörler toplantısı gerçekleşti. Davutoğlu’nu aradı ABD Dışişleri Bakanı Kerry, düzenlediği basın toplantısının ardın dan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu arayarak Suriye konusunda görüş alışverişinde bulundu. Davutoğlu da, Suriye konusundaki diplomatik çabalar çerçevesinde Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüştü. Davutoğlu ve Lavrov, saldırının araştırılıp gerçeklerin ortaya çıkarılması hususuna vurgu yaptı. Agrotur kullanılabilir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle