19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 AĞUSTOS 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ‘ÇEBER DAVASINDA POLİSLER HAKLI’ İşkenceye direnmek suçmuş! l Gülerce’den cemaat yorumu 17 AĞUSTOS DEPREMİ 9 Büyük depremin tüm bilinmeyenleri açığa çıkacak ‘Demokrasi ayarı’ Haber Merkezi Gülen Cemaati’nin kendisine Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) aracılığıyla yanıt vermesine tepki gösteren Başbakan Tayyip Erdoğan’a Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce’den yanıt geldi. Erdoğan’ın “Böyle şeyler medya aracılığıyla yapılmamalı” dediği bildiriyi Gülerce ise “demokrasi ayarı” olarak niteledi. Gülerce önceki günkü yazısında GYV’nin bildiri yerinde olduğunu belirterek çeşitli örneklerle savundu. Gülerce, GYV’nin bildirisinin “28 Şubat sürecinde sıklıkla dile getirilen” Gülen hareketinin “bürokrasi üzerinden vesayet kurmak ve iktidara ortak olmak istediği” yönündeki iddialara da yanıt niteliği taşıdığını belirterek “Buna verilen cevap, gerçekten önümüzdeki dönemde sıklıkla hatırlatılması gereken bir demokrasi ayarı” ifadelerini kullandı. Gülerce yazısını “Aslında doğrunun ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Demokratik çizgimizi ve insaflı duruşumuzu koruyabilirsek problemler de çözülür, fitnelerin önüne de geçilir” diye tamamladı. Marmara Denizi laboratuvar oluyor ÖZLEM GÜVEMLİ u Gördüğü ağır işkencelere dayanamayarak can veren Engin Çeber’in gözaltına alındığı gün yanında olan arkadaşları da suçlu bulundu. Üç gence “polise direnme”den 4 biner TL, “hakaret”ten de birer yıl ikişer ay on yedişer gün hapis cezası verildi. İstanbul Haber Servisi Bay cına binmeye direndikleri ilerampaşa Cezaevi’nde 2008 yı ri sürüldü. lında işkence sonucu hayatını İstinye Şehit Muhsin Bodur kaybeden Engin Çeber’in bir Polis Merkezi’ne götürüldüklikte gözaltına alındığı Cihan lerinde “Faşist polisler”, “Bu Gün, Özgür Karakaya ve Ay devletin köpeğisiniz”, “İnsansu Baykal, “polise direnme” lık onuru işkenceyi yenecek” ve “hakaret” suçlarından bi diye bağırdıkları savunuldu. Ayrer yıl dokuzar ay su Baykal’ın, polis hapis cezası aldı. Aliye Uçak’ın boy28 Eylül 2008’de nunu ısırdığı, yüzüne kimlik kontrolü yayumruk attığı, Cihan pan polislerce göGün’le beraber polizaltına alınan Ense küfrettiği öne sügin Çeber, tutukrüldü. Bunun üzerine lanarak Metris mahkeme, Baykal ve Cezaevi’ne götüKarakaya’ya “polirülmüş ve gardise direnme” suçunyanlar tarafından dan 4 biner TL para, gördüğü işkence“hakaret” suçundan de ağır yaralanınca da birer yıl ikişer ay hastaneye kaldırılon yedişer gün hapis cezası verdi. mıştı. Çeber gördüğü ağır işkence so Engin Çeber polisolisler nucu hastanede ha ler ve gardiyanlaceza almıştı yatını kaybetmişti. rın yaptığı işkence Radikal’in haberi nedeniyle yaşamıÜç gencin direndine göre Çeber’in nı yitirmişti. ği ve hakaret ettiği idgözaltına alındığı dia edilen polislerden gün yanında buluAbdulmuttalip Boznan arkadaşları hakkında açı yel ve Aliye Uçak, Çeber’in öllan dava İstanbul 54. Asliye Ce dürülmesine ilişkin davada saza Mahkemesi’nde karara bağ nık olarak yargılanmıştı. Bozlandı. 5 polisin şikâyetçi oldu yel; Çeber ve iki arkadaşına uyğu davada Çeber ve üç arka guladığı şiddetten ötürü işkence daşının 28 Eylül 2008’de ba suçunu üç kez işlediği için yedi sın açıklaması için geldikle yıl altı ay hapis cezasına çarpri Sarıyer’de, kendilerine mü tırılmıştı. Aliye Uçak da Aysu dahale eden polise saldırdık Baykal’a orantısız şiddet uyguları, tekme attıkları, polis ara ladığı için beş ay ceza almıştı. l Balyoz davasında karar 9 Ekim’de Savunmaya 120 saat ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek ile Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına’nın da bulunduğu 361 sanıklı Balyoz davasının temyiz duruşması 17. oturumda tamamlandı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararını 9 Ekim’de açıklayacak. Dünkü oturumda, Mustafa Korkut Özarslan’ın avukatı Mehmet Tolga Akalın, “Müvekkilim olağanüstü tutuklamalar olmasaydı 2017 yılının Genelkurmay Başkanı’ydı. Yargılama başkanının davadan iki gün önce HSYK tarafından değiştirildiği gün ipin boynumuza geçtiği gündür. Mahkeme YAŞ’tan iki gün önce yakalama kararı verdi” diye konuştu. P En büyük acı... 1999 yılında 16 Ağustos’u 17 Ağustos’a bağlayan gece saatler 03.02’yi gösterdiğinde büyük bir acıyla sarsıldı. Kocaeli Gölcük merkezli 7.4 büyüklüğündeki depremde resmi kayıtlara göre 17 bin 840 kişi öldü, 43 bin 953 kişi yaralandı, 505 kişi sakat kaldı. 285 bin 211 konut, 42 bin 902 işyeri ise hasar gördü. (Fotoğraf: ARŞİV) Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü koordinatörlüğünde başlayan, AB’nin finanse ettiği projeyle beklenen büyük Marmara depreminin bütün bilinmeyenleri gün ışığına çıkacak. Projenin diğer akademik ortağı İTÜ Maden Fakültesi Genel Jeoloji Bölümü’nün öğretim üyesi Prof. Dr. Naci Görür, depremin büyüklüğü, nereden başlayacağı, nasıl gelişeceği, nereyi hangi şiddetle etkileyeceği, yıkımın nerede olacağının bu projeyle ortaya konacağını belirterek “JICA’nın bir deprem senaryosu var ama bizim çalışmamız daha güncel ve ayrıntılı olacak” dedi. Marmara Supersite Projesi’ne Avrupa Uzay Ajansı’ndan TÜBİTAK’a kadar yerli ve yabancı 20 kurum destek veriyor. Projenin deprem mekanizması ayağını 10 yıldır uluslararası araştırma gemileri ile Marmara Denizi’ni inceleyen İTÜ Maden Fakültesi Genel Jeoloji Bölümü ekibi yapacak. Çalışmalar hakkında bilgi veren projenin İTÜ ayağının yürütücüsü Prof. Görür, “Dünyanın çok az yerinde bir deprem kendini bu kadar belli eder. Marmara Denizi laboratuvar gibi...” dedi. Marmara Denizi’ne 14 yılda 10 kez uluslararası araştırma gemileri ile seferler düzenlediklerini anlatan Görür, eylül ayında İtalyan araştırma gemisi Uraina’nın tekrar Türkiye’ye gelerek Saroz, Gemlik, İzmit körfezlerinde çalışmalar yapacaklarını dile getirdi. Katalog oluşturuyoruz KESK’in “İnsanca Yaşam, Güvenceli Gelecek, Eşit, Özgür ve Demokratik Bir Türkiye İçin Yürüyoruz” eylemine Şırnak’tan katılan KESK Genel Başkanı Özgen, Uludere katliamında ölenlerin aileleriyle buluştu. (Fotoğraf: DHA) Çabuk AVM değil unuttular çadır alanı! Yurt Haberler Servisi Büyük Marmara depreminde Yalova’da en büyük hasarı deniz doldurularak yapılan 75 bin metrekarelik sahil şeridi aldı. Sulara gömülen dolgu alanı, depremin ardından 17 Ağustos Deprem Parkı olarak düzenlendi. Ancak aradan geçen 14 yılda acılar unutuldu. 17 Ağustos Parkı, eğlence merkezine dönüştürüldü. Depremde yüzlerce kişiye mezar olan olan Hacımehmet Ovası, fay hattı geçtiği için yapılaşmaya kapatılmıştı. Ancak 2003’te imara açılan ovada, TOKİ 1152 konutluk bir site yaptı. İstanbul Haber Servisi Etiler Sanatçılar Parkı forumunda önceki gün deprem, meslek odaları ve kentsel dönüşüm üzerine konuşan İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, 19992000 arasında belirlenen çadır kurma alanlarının hepsine rezidans ve AVM inşa edildiğini söyledi. Gökçe, “Kentsel dönüşüm adı altında ‘şu binayı yıkacaksın, riskli’ diyorlar. Neye göre, hangi bilimsel çalışmalara göre riskli?” dedi. Gökçe kentsel dönüşüm yasasını “gasp yasası” olarak niteledi. 17 Ağustos depreminin ardından 30 yıl içinde olacağı tahmin edilen büyük deprem için Marmara Denizi’nin atlasını çıkarttıklarını anlattı. Görür, son olarak Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü koordinatörlüğünde AB 7. Çerçeve Programı’na başvurarak yeni bir çalışma için harekete geçtiklerini belirtti. Projenin 2015’te tamamlanacağını belirten Görür, “İtalya ve Fransa’dan araştırma enstitüleri ile üniversiteler de katılacak. Bizim yaptığımız çalışmaları bugüne kadar valilik de İBB de hükümet de istemedi. Biz dünya bilim kamuoyuna sunacağız. Bilgiler dünyanın herhangi bir yerinde beklenen depreme ışık tutacak.” Prof. Görür, halk ve yöneticiler arasında artık deprem olmayacak düşüncesinin hâkim olduğuna dikkat çekerek “İlk başta bir şeyler yapıldı ama sürekliliği olmadı” dedi. İstanbul’daki kentsel dönüşümün rant amaçlı müteahhitlik projelerine dönüştüğünü söyleyen Görür “Kentsel dönüşümün en yoğun olduğu yerler, deprem zaafiyetinin en yüksek olduğu yerler mi? Hayır. Mesela bu süreçte Avcılar hiç gündeme gelmedi” dedi. Emekçiler, Şırnak, Hopa, Edirne ve Manisa’dan yola çıktı KESK Ankara’ya yürüyor Haber Merkezi AKP hükümeti ile MemurSen arasında imzalanan toplusözleşme ve memurların taleplerinin karşılanmamasına tepki olarak Ankara’ya yürüyen Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Şırnak, Hopa, Edirne ve Manisa’dan yola çıktı. KESK’in “İnsanca Yaşam, Güvenceli Gelecek, Eşit, Özgür ve Demokratik Bir Türkiye İçin Yürüyoruz” şiarıyla Ankara yürüyüşü kapsamında Edirne’den gelen kamu çalışanlarını karşılamak üzere KESK’liler 18.00 sıralarında Taksim Meydanı’nda toplandı. Yürüyüş koluna Gezi Parkı Direnişi’nde yaşamlarını yitiren “Mehmet Ayvalıtaş, Ali İsmail Korkmaz” adını veren Edirneli kamu emekçilerini bekleyen KESK’lileri polis “Taksim Meydanı yürüyüş ve gösterilere kapalı bir alandır” diyerek uyardı. Slogan atan KESK üyelerine engel olan polisler, kamu emekçilerini kalkanlarıyla İstiklal Caddesi girişindeki Fransız Konsolosluğu’nun önüne kadar itti. Ayvalıtaş’ın ailesinin de içinde yer aldığı grup oturma eylemi yaptı. 1999 FELAKETİNİN 14. YILINDA BİLİME AYKIRI YAPILAŞMA KARARLARI Depreme ‘aldırmazlık’ dorukta OKTAY EKİNCİ Polisten TMMOB’ye izin çıkmadı İstanbul Haber Servisi Makina Mühendisleri Odası’nın Taksim’de bulunan İstanbul Şubesi önünde toplanan “Halkın mühendis ve mimarları” 2 Ağustos’ta yürürlüğe giren ve TMMOB’nin yetki ve gelirlerini kısıtlayan torba yasaya karşı Ankara yürüyüşünü başlatmak istedi. Ancak polis, grubun yürümesine izin vermedi. TMMOB’liler yere yatarak polis barikatını protesto etti. HY işçilerini ziyaret Edirne’den gelen kamu çalışanları, Taksim’e gitmeden önce de grevdeki Havaİş üyesi işçileri ziyaret etti. KESK Genel Başkanı Lami Özgen’in de bulunduğu “Orhan ve Bedran Encü/Abdullah Cömert” yürüyüş kolu da yürüyüşünü 34 yurttaşın yaşamını yitirdiği Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortaca köyünden (Roboski) başlattı. Öte yandan kamu toplusözleşmesine itiraz eden KESK, Hakem Heyeti’ne başvuru yaptı. Yürüyüş kollarının 20 Ağustos’ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda olması planlanıyor. T İstanbul Haber Servisi Galatasaray Lisesi önünde dün akşam saatlerinde bir araya gelen BDP’liler, “Hükümet adım at” ve “Rojava devrimini selamlıyoruz” pankartları açarak “Barış Nöbeti” başlattı. Burada açıklama yapan, BDP İstanbul İl Eşbaşkanı Emrullah Bingül, “8 aydır yaşanmayan acı günler süresiz bir şekilde artık yaşanmasın” dedi. Nöbetin bugün 07.30’a kadar devam edeceği belirtildi. BDP barış nöbetine başladı Türkiye’nin imar ortamındaki “başıboş”luğun giderilmesi için “artık aklımızı başımıza alacağız” sözleri verilen 17 Ağustos 1999 depreminin 14. yılını “akla ve bilime aykırı” yapılaşma kararlarıyla yaşıyoruz. BoluSakaryaKocaeliYalova illeriyle İstanbul’un Avcılar ilçesinde ölümcül yıkımlara neden olarak on binlerce canımızı yitirdiğimiz sarsıntının “felakete dönüşmesi”ndeki temel nedenler, bugün de varlıklarını “çoğalarak” sürdürüyor. Bu nedenlerin başındaki “şehircilik bilimine aykırı kentleşme” ile “plansız ve denetimsiz yapılaşma” ülke düzeyinde doruğa çıkarken, imarla ilgili yeni yasal düzenlemeler de sağlıklı kentleşme yerine “emlak rantını artırmayı hedefleyen” hükümleri içeriyor... Bu düzenlemeler ise, imar ve planlama alanındaki temel kanunları bütüncül olarak ve uzman kurumlarla tartışılarak ele alma yöntemiyle değil, sadece yağ ma hedefine bağlı yasa maddelerine odaklanan gizli kapaklı “torba yasa”larla yapılıyor. Böylece deprem güvencesi yerine “gayrimenkul pazarı”nı gözeten çıkarcı bir imar düzeni, kamuoyunda tartışılması şöyle dursun, TBMM’de bile görüşülmeden “tek parti oylarıyla” yasallaşmış oluyor. Nitekim, yapılaşmada “doğru örnek”ler yaratması gereken Başbakanlık’a bağlı TOKİ bile örneğin dere yataklarındaki projelerini “ayrıcalıklı planlama yetkileri”yle uyguluyor. Benzer şekilde nüfus ve yapı yoğunluğunun azaltılması gereken yerleşmelerde de bunun tersini yaratan “bakanlık onaylı” rant projeleri, yerel yönetimler kabul etmeseler bile, merkezi yönetim kararlarıyla gerçekleşme olanağını buluyor. Büyük depremin inceleme raporlarında, mimarlık ve mühendislik hizmetlerini odaların denetlediği yapıların felaketi “çökmeden” atlattıkları, bu nedenle alınacak derslerden Meslek odası denetimi birinin de meslek odası denetimlerinin yasal güvencelere bağlanarak yaygınlaştırılması yazıyor. Ne var ki yine son günlerdeki bir torba yasanın iktidar milletvekilleri tarafından gece yarısı TBMM’de onaylanmasıyla “mesleki denetim yetkileri tırpanlanan” meslek odalarının imar ve inşaat alanından tümüyle uzaklaştırılması, imar düzenimize dünyada eşi görülmemiş bir aymazlığı eklemliyor. “Kentsel dönüşüm” uygulamaları da emlak ve inşaat ticaretine yeni olanaklar sunma dışında bir amaç taşımıyor. Olası yeni depremlerin hâlâ insanların barındığı “riskli” yapılarla karşılanacağı gerçeği, ölümcül sarsıntılara dayanıklı bina elde edebilme umutlarını sömüren bir “güçlendirme sektörü” ile siyasetle iç içe girmiş yeni bir “rant pazarı” yaratmış durumda. Büyük felaketin 14. yılında, depremin sonuçlarından ders almak şöyle dursun, ölümcül yıkımların nedenlerine hemen hiç aldırmayan bir imar ve yapılaşma politikasının aymazlığını ve umarsızlığını yaşıyoruz...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle