18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 AĞUSTOS 2013 CUMARTESİ 6 HABERLER Hafiyelerden öğretmene de Gezi sorgusu SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı’nda (MEB) Gezi soruşturması yeni bir boyut daha kazandı. Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Emniyet’in talimatı ile olaylar sırasında gözaltına alınıp savcılık tarafından serbest bırakılan öğretmenlerin ifadelerini alıyor. EğitimSen şube başkanı Dengiz Sönmez’in aktardığına göre, müfettişler öğretmenlere “Neden ve nerede gözaltına alındınız” sorularını yöneltiyor. MEB, Gezi Parkı protestolarından öğretmenlere fatura çıkarmaya kararlı. Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı müfettişlerin, okul müdürlerini, polisten elde ettikleri olay görüntüleri üzerinden öğrencilerini tespit etmeye zorlamasının ardından, yeni bir inceleme yönteminin daha geliştirildiği öğrenildi. EğitimSen Ankara 2 No’lu Şube Başkanı Dengiz Sönmez’in verdiği bilgiye göre, Ankara İl Emni yet Müdürlüğü, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne talimat gönderdi. Talimatta, yaklaşık 1 ay süren Gezi Parkı protestoları boyunca Ankara’da gözaltına alınan öğretmenlerin listesi yer aldı. Öğretmenlerin ne zaman gözaltına alındıkları ve ne zaman serbest bırakıldıklarının yazılı olduğu talimatta, il milli eğitim müdürlüğünden öğretmenlerin ifadelerine başvurulması istendi. İl milli eğitim yetkilileri ise talimatta ismi olan öğretmenleri tek tek arayarak ifade vermek üzere müdürlüğe davet etti. Sönmez, sendika yöneticileri ile il Emniyet müdürlüğüne gittiklerini ve yetkililerden, “Zaten gözaltına alınan, Emniyet’te ve savcılıkta sorgulanan öğretmenlerin neden tekrar ifadeye çağrıldığını sorduklarını” aktardı. Sönmez, yetkililerin bu soruya “Öğretmenlere neden ve nerede gözaltına alındıkları soruluyor” yanıtını verdiğini belirtti. Aile İçi Şiddet 10 Ağustos tarihli Cumhuriyet’te Meltem Yılmaz arkadaşımızın Amerikalı psikolog ve “aile içi şiddet uzmanı” Dr. Brian Jory ile kısa fakat ilginç bir söyleşisi yayımlandı. Aile içi şiddet, belki daha doğru bir deyişle ve genellikle ailenin erkek bireylerinin eşlerine, kızlarına, annelerine, kız kardeşlerine, başkaca kadın, kız, çocuk yakınlarına uyguladıkları şiddet, ne yazık ki en güncel konularımızdan... Amerikalı uzman bu konunun hangi dalında daha çok uzmanlaşmıştır, bilmiyorum. Fakat bir konferans vermek için geldiği ülkemizde özellikle kadına uygulanan aile içi şiddetin üzerinde durması anlaşılır bir şey... Nitekim sözünü ettiğim söyleşi “Kadınlar Çaresiz ve Yapayalnız” başlığını taşıyor... HHH İnternet üzerinden, Dr. Jory’nin, “Sevmek şiddete dönüştüğünde sevmeyi öğrenmek” başlıklı bir yapıtı olduğunu öğrendim. Sanırım konferans dizilerini de böyle bir başlık altında gerçekleştiriyor. Burada temel kavram, sevginin (aşkın) şiddete dönüşmesi... Sevgi (aşk) ve şiddet arasında birtakım çelişik, şaşırtıcı, kafa karıştırıcı, suç işlemeye kadar götüren karmaşık ilişkiler bulunduğu biliniyor. Aile içi şiddet konusu irdelenirken de, kuşkusuz, bütün bu çoğu kez son derece karmaşık, bireysel, psikolojik ya da ruh sağlığına ilişkin sorunlar göz önünde bulundurulacaktır. Ancak ülkemiz bakımından toplumsal bir felakete dönüşen, isyan ettirici bir gerçekle karşı karşıyayız: Dünya ölçeğinde karşılaştırmalı bir sayımlama (istatistik) yapılmış mıdır bilmiyorum. Fakat herhalde Türkiye kadınlara karşı aile içinde (ve dışında) işlenen suçlar bakımından en ön sıralarda, belki de en ön sıradadır... HHH Söyleşiyi yapan arkadaşımızın da belirttiği gibi ülkemizde kadınları hedef alan (büyük olasılıkla çoğunluğu aile içi) suçlarda son on yıl içinde yüzde bin dört yüz artış var. Bu korkunç bir artış oranıdır. Cinayetler çok büyük ölçüde gizli kalamıyor. Fakat pek çoğu aile içinde örtbas edilen yaralamaların, tacizlerin; dayak, işkence ve hakaretlerin haddi hesabı olmasa gerek... Nitekim okyanus ötesinden gelen “aile içi şiddet uzmanı”, “Türk kadını kendini çaresiz ve yardımsız hissediyor” demekte... Ve ilave ediyor: “Devlet yetkililerinin kendilerine yardım edebileceğine inançları kalmamış”... HHH Cumhuriyet devrimleri kadınlarımıza erkekle aynı düzeyde yurttaş olma hakkını kazandırdı... Örneğin seçme ve seçilme haklarına sahip olmada Türk kadını, İslam ülkeleri şurda dursun, kimi Batı ülkesi kadınlarının da ötesine geçti. Fakat erkek egemen ortaçağ tortularının beyinlerden henüz silinmediği ülkemizde, erkeklerin kadınlar üzerindeki egemenliklerinden vazgeçmeleri, onları kendileriyle eşit haklara sahip bireyler olarak kabul etmeleri, özellikle toplumun daha az eğitimli katmanları bakımından kolay değil... Buna karşılık, kadınlarımızın, bütün baskılara karşın, Anadolu kültürünün (Alevilik başta olmak üzere) kimi özgün, ilerici özelliklerinin de katkısıyla, bu kazanımları büyük ölçüde içselleştirmiş olduklarını söyleyebiliriz... Türkiye’de kadınların öncü konumu birçok alanda kendini gösteriyor. “Arap Baharı” diye adlandırılan gösterilerle bizdeki Gezi Direnişi ve sonrasındaki toplumsal hareketlilik arasında, kadının sayıca, görüntüce ve öncülük bakımından farklılığı yeterince gözler önündedir... HHH Türkiye’de kadın buna rağmen kendini çaresiz, yardımsız, yapayalnız hissediyorsa; devlete inancı kalmamışsa; aile içi şiddet on yılda yüzde bin dört yüz artmışsa; bunun başlıca nedeni bu devletin Cumhuriyet devrimlerine bu alanda da ihanet etmekte oluşudur. Bu ihanetin son on yılda ulaştığı yıkıcı boyutlar ise kadın düşmanlığıyla at başı gitmekte... Çaresizliği aşmanın yolu, Cumhuriyet düşmanlığına karşı bütün alanlarda, kadınlı erkekli, topluca savaşımdan geçiyor... Yarın Cumhuriyet Pazar dergisindeki yazım: “Osmanlı Ortaçağında mıyız?” 1141 imam hatipten 120’sine kayıt yapılmadı, 461 okulun öğrenci sayısı 50’nin altında Eğitimde vahim tablo MEB’İN AKLI BAŞINA GELDİ Zoraki imam hatibe ikili eğitim formülü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Günlerdir SBS’yi kazanamayan 500 binden fazla öğrencinin meslek lisesi ve imam hatip lisesini tercih etmek zorunda kalmasına ilişkin eleştirilere, “kontenjanları artırdıkları ve sorun yaşanmayacağı” yönünde açıklamalarla karşılık veren Milli Eğitim Bakanlığı’nın aklı başına geldi. Konuya ilişkin genelge yayımlayan bakanlık, meslek liseleri ve imam hatip liseleri kapısında ister istemez oluşacak yığılmaya önlem olarak bu okullarda ikili eğitim sistemine geçileceğini açıkladı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), SBS’yi kazanamayan öğrencilerin meslek lisesi ve imam hatip lisesinde eğitim görmeye zorlanacağı tartışmaları üzerine bir genelge yayımladı. Buna göre düz lise eğitimi almak isteyen öğrenciler çok programlı liselerde genel lise programını tercih edecek. SBS’yi kazanamayarak açıkta kalan 500 binden fazla olduğu belirtilen öğrencilerin ister istemez yığılma oluşturacağı meslek lisesi ve imam hatip lisesi kapısı için de ikili eğitim formülü denenecek. Yani Milli Eğitim Bakanlığı ikili eğitime son verme staretejik planından bu yıl için de vazgeçmiş olacak. Oluşacak yığılmayı engellemek için uygulanacak diğer bir yöntem ise meslek liselerine ve imam hatip liselerine yapılacak başvuruların derecelendirmesi olacak. Buna göre öğrenciler meslek liseleri ve imam hatip liselerine, ortaokul başarı puan ortalamasına göre alınacak. Yine eşitlik olması durumunda ise yaşı küçük olan öğrenci öncelikli olacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 20132014 eğitimöğretim yılında genel liselerin dönüştürülmesine yönelik kararıyla birlikte ortaya çıkan vahim tablonun rakamlarını açıkladı. Buna göre 1141 imam hatip ortaokulundan 120’sine kayıt yapılmazken, 461 imam hatip ortaokulunda öğrenci sayısı yüzde 50’nin altında kaldı. 574 bin öğrenci için imamhatip, meslek lisesi ve açık liseler dışında alternatif kalmadı. Sürekli devamsız öğrenci sayısı ise 787 bin 121. Serter, genel liselerin dönüştürülmesiyle Anadolu liselerinin içinin boşaltıldığını ifade etti. TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nun CHP’li üyesi Nur Serter, yaptığı yazılı açıklamada, MEB’in 20132014 eğitimöğretim yılı itibarıyla düz liseleri kapatma kararının yüz binlerce öğrenciyi kaosa sürüklediğini bildirdi. Serter’in resmi rakamlara göre çizdiği eğitim tablosunun ayrıntıları şöyle: l 20122013 eğitim öğretim yılında sürekli devamsız olan öğrenci sayısı 787 bin 121’dir. ‘ÇOCUKLARIMIZA İHANETTİR’ C HP Grup Başkanvekili Muharrem İnce de öğrencilerin zorlanmasına tepki gösterdi. İnce, Türkiye’nin imam hatip lisesine ihtiyacı olduğunu belirterek “Bu okullar bulunacaktır fakat hiçbir öğrenci bu okullara zorla gönderilme noktasına getirilemez. Sorunu bu şekilde çözmeye kalkışmak geleceğimize, çocuklarımıza ihanettir. Bakanlığı uyarıyorum, aklınızı başınıza alın. Çocukları zorla mahallelerinden uzaklaştıracak, zorla meslek lisesi ya da imam hatip lisesine yönlendirecek, özel okulu ya da açık liseyi çıkış kapısı olarak gösterecek, öncelikle zorla istediğim okulları doldurayım da sonra açıkta kalan olursa düşünürüz yaklaşımlardan uzak durunuz. Bir an önce yol haritasını belirleyiniz ve velileri rahatlatınız” tepkisini gösterdi. l Geçen yıl lise eğitimi veren eğitim kurumu sayısı 1111’di. Bu liselerin tamamı, Anadolu lisesi, imam hatip lisesi ya da meslek lisesine dönüştürüldü. Bu kararla birlikte SBS’yi kazanamayan 574 bin öğrenci için imamhatip, meslek lisesi ya da açık lise türleri dışında alternatif kalmadı. Tüm Anadolu liselerinin içinin boşaltıldığını, verdikleri eğitimin tartışılır hale geldiğini belirter Serter, bunun fırsat eşitliği ilkesine aykırı olduğunu söyledi. MEB, 20122013 eğitim öğretim yılında 787 bin 121 öğrencinin okula gelmesini sağlayamadı. l Öğrenci sayısı önceki eğitim öğretim yılına göre yarım milyon arttı. Ancak derslik sayısındaki artış 7 bin 652 ile sınırlı kaldı. Türkiye genelinde derslik başına ortalama 65 öğrenci düştü. l 4+4+4 ile 12 yıllık zorunlu eğitim sistemine geçildi. Ancak 54 bin 407 öğrenci, açık lise dahil olmak üzere hiçbir liseye kayıt yaptırmadı. Yani eğitimi bıraktı. l 4+4+4 sistemi ile açılan 1141 imam hatip ortaokulundan 120’sine kayıt yapılmadı. 461 imam hatip ortaokulunda öğrenci sayısı yüzde 50’nin altında kaldı. İmam hatip liselerinin öğrenci sayısı ise 2011 yılında 235 bin iken, 2012 yılında 257 bine, 2013 yılında 380 bin 416’ya çıktı. Memurlara Devrimci Memur Hareketi’ne üyelik iddiasıyla dava açıldı Yeni suç: Örgütsel bilinç ALİCAN ULUDAĞ ANADOLU LİSELERİ Gözler boş kontenjanlarda Eğitim Servisi SBS yerleştirme sonuçlarına göre asil listeden kayıt hakkı kazanan öğrencilerin kayıt işlemleri dün saat 17.00’de sona erdi. Kayıtlar sonunda, Galatasaray Lisesi’nde 30, İstanbul Lisesi’nde 40 boş kontenjan kaldı. 1926 Ağustos 2013 tarihleri arasında yapılacak yedek kayıt döneminde, boşalan kontenjanlar için yedek listede yer alan sıradaki öğrenciye kayıt hakkı verilmesi işlemi, 26 Ağustos günü saat 17.00’ye kadar sistem tarafından otomatik olarak yapılacak. Yedek listeden kayıt hakkı kazanan sıradaki öğrencilerin ilanı her gün saat 19.00’da açıklanacak. 26 Ağustos günü saat 19.00 itibarıyla kayıt hakkı kazandığı açıklanan öğrencilerin kayıtları, 29 Ağustos günü saat 17.00’ye kadar devam edecek. Özel Türk ve yabancı okulların 1. Ön Kayıt Dönemi de dün akşam sona erdi. Bu okullara 2. Ön Kayıt Dönemi 19Ağustos’ta başlayacak, 3 ön kayıttan sonra 2223 Ağustos 2013 tarihlerinde kesin kayıt yapılacak. Özel okullara 3. Ön Kayıt Dönemi ise 2629 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Kayıtlar, 2 Eylül 2013’ten itibaren de Özel Okullar Kayıt Komisyonu’nca alınacak karara göre yapılacak. En yüksek puanla öğrenci alan Anadolu liselerindeki boş kontenjan sayıları şöyle: Galatasaray Lisesi: 30, İstanbul Lisesi: 40, Kabataş Erkek Lisesi (İngilizce): 24, Kabataş Erkek Lisesi(Almanca):14, Kadıköy Anadolu Lisesi:65, Cağaloğlu Anadolu Lisesi:16, Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi: 26, Burak Bora Anadolu Lisesi: 25, Köy Hizmetleri Anadolu Lisesi: 26, Haydarpaşa Lisesi:26 ANKARA KESK Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Akman Şimşek’in de arasında bulunduğu 34 memur hakkında DHKPC’ye bağlı Devrimci Memur Hareketi’ne üye olmak iddiasıyla dava açıldı. Örgüt yöneticiliğinden cezalandırılması istenen Şimşek’in gözaltındayken yemek yememesi ve slogan atması “emniyet güçlerine örgütsel bilinç çerçevesinde karşı çıkmak” olarak nitelendirildi. Ankara TMK Savcısı Durak Çetin tarafından hazırlanan 548 sayfalık iddianame, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. Dosyayı inceleyen mahkeme, “iddianamede yüklenen suçu oluşturan olayların, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanmadığı” eleştirisinde bulundu. Mahkeme, “iddianamenin son bölümünde şüphelilerin üzerlerine atılı suçun ne şekilde oluştuğunun açıklanmaması, sadece haklarındaki delillerin sıralanması, açık alanlardaki faaliyetlerin, ortam dinlemelerindeki beyanların ve telefon konuşmalarının da ne şekilde suç teşkil ettiğinin açıklanmaması, suç delili olarak gösterilen yayınların yasaklı olup olmadıklarının açıklanmaması” nedeniyle iddianameyi savcılığa iade etti. Savcılık da dosyadaki eksikliklere açıklık getirerek yeniden mahkemeye sundu. 13. Ağır Ceza, incelemeden sonra iddianameyi bu kez kabul etti. İddianamede, Akman Şimşek için 112 sayfalık bölüm ayrıldı. Devrimci Memur Hareketi’nin bölge sorumlusu olmakla suçlanan Şimşek için, “terör örgütü yöneticisi olmak”tan 15 yıl, terörizmin fi VELİLER DAVA AÇABİLİR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, Milli Eğitim Bakanlığı’nın son yönetmelik değişikliğiyle okula başlama yaşını 69 aya çekmesini olumlu bulduğunu, ancak geçen yıl erken yaşta okula başlayan çocukların “denek” olarak kullanıldığını belirtti. Bilgehan, çocukları mağdur olan velilerin Milli Eğitim Bakanlığı’na dava açabileceklerini belirtti. Yazılı açıklama yapan Bilgehan, “İş, çocuğunu okula göndermemek için rapor alan velilerin evlatlarını geri zekâlı olarak gördüklerini söylemeye kadar vardırılmıştı. Oysa bilim insanları ve CHP’ye kulak verselerdi bugünkü tablo oluşmayacaktı. Bu çocukların önemli bir bölümü özellikle psikolojik sorunlar yaşadı. Bu sorunlar buMEB, son yönetmelik değişikliğiyle gün de devam ediyor. Adeta okula başlama yaşını 69 aya çekti. okuldan soğuGeçen yıl birçok çocuk okula erken tuldular” dedi. başlayınca psikolojik sorunlar yaşadı. nansmanı suçundan ise 10 yıl olmak üzere toplam 25 yıl hapis cezası istendi. İddianamede Şimşek’in katıldığı çeşitli protesto gösterileri bu suçun delili olarak gösterildi. Akman Şimşek’in gözaltındayken “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek. Mahir, Hüseyin, Ulaş, kurtuluşa kadar savaş. İşkence yapmak şerefsizliktir. Kahrolsun Amerikan emperyalizmi” şeklinde slogan attığı anımsatılan iddianamede, buna diğer bazı şüphelilerin de eşlik ettiği anlatıldı. İddianamede, “Şüphelinin örgütsel bilinç çerçevesinde yakalandıktan sonra emniyet nezarethanesinde gözaltındayken yapılan emniyet işlemlerine karşı çıktığı gibi yine bu çerçevede emniyette müdafileri huzurunda ifade vermeyi reddederek susma hakkını kullandığı ve ayrıca emniyet tarafından verilen yemekleri de yemeyerek emniyet güçlerine örgütsel bilinç çerçevesinde karşı çıktığı anlaşılmıştır” denildi. mek isteyen gençlere polisin müdahale etmesi üzerine Akman Şimşek’in yardım için aradığı CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz, İzmir Milletvekili Musa Çam ve KESK Genel Başkanı Lami Özgen’le yaptığı görüşmeler de dinlemeye takıldı. Şimşek, bu görüşmelerde tutuklu öğrenciler için toplanan 15 bin imzanın teslim edilmesi amacıyla TBMM’nin Dikmen Kapısı’nda bekleyen 7 kişinin içeri alınmasını istiyor. Yine Akman Şimşek’in avukatları Engin Gökoğlu ve Evrim Deniz Karatana ile yaptığı görüşmeler dahi suç delili olarak dosyada yer aldı. Eryıldız CHP’den aday adayı n İstanbul Haber Servisi ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Semih Eryıldız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için CHP’den aday adayı oldu. Eryıldız “Adaylığımız İstanbul’u depreme, trafik cehennemine, TOKİ ve kentsel dönüşüm cinayetlerine karşı çözüm getiren planlama ve uygulamalara, elbirliğiyle yönetmeye çağrıdır” dedi. ekiller dinlemeye takıldı Parasız eğitim istedikleri için tutuklanan iki öğrencinin serbest bırakılması için Yüksel Caddesi’nden Meclis’e yürü V n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kapatılan Fazilet Partisi’nden (FP) 1999’da milletvekili seçilen, ancak TBMM’de yemin edemeyen Merve Kavakçı ile dönemin bazı Refah Parti’li (RP) milletvekilleri, 28 Şubat davasına katılma talebiyle Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dilekçe verdi. Dilekçede, haklarında yakalama kararı bulunan bazı sanıkların halen yurtdışında bulunmasına karşın, tutuklu sanıkların tahliyesinin hukuka aykırı olduğu, bu hatanın düzeltilmesi gerektiği savunuldu. Kavakçı’dan 28 Şubat başvurusu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle