23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 AĞUSTOS 2013 CUMARTESİ ‘Öfke Cuması’nda kan döküldü Dış Haberler Servisi Mısır’da yüzlerce kişinin ölümüne yol açan katliamın ardından dün devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yanlıları “Öfke Cuması”nda yine sokaklara dökülürken, göstericilerin üzerine gerçek mermilerle ateş açıldı. Sadece başkent Kahire’de 81 kişinin öldüğü bildiriliyor. Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan), darbe karşıtlarına ateş açılarak müdahale edilmesini, “dini, hukuki ve insani değerler çerçevesinde bir felaket” şeklinde değerlendirdi. İhvan, darbenin kırıldığını, bunun itiraf edilmesi gerektiğini savundu. Süveşy Kanalı’ndaki İsmailiye kentinde çıkan çatışmalarda 8 kişi öldü. Başkent Kahire’de silahlı kişilerin bir kontrol noktasına düzenlediği saldırıda 1 polis öldü. Mursi yanlılarının yürüdüğü Ramses Meydanı çevresinde ateş açılırken, bölgede 81 kişinin öldüğü bildiriliyor. Devlet televizyonu, şehrin merkezindeki köprüde, gösKahire’de devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yanlıları yine sokaklardaydı. Cuma namazından sonra yürüyüşe geçen göstericilerle polis arasında çıkan çatışmalarda yüzlerce kişinin yaralandığı bildiriliyor. 12 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr Mısır’da dün katliamı protesto gösterilerinde güvenlik güçleri gerçek mermilerle ateş açtı. Başkent Kahire başta olmak üzere birçok kentte çok sayıda ölü var. Çatışmalardaki ölü sayıları Feyyum’da 7, İskenderiyye’de 6, Kahire’nin Giza bölgesinde 4, Mühendisin bölgesinde 1, Sohac’ta 2, Port Said’de 3, Kuzey Sina’da da 2 olarak sıralandı. Olaylarda, 377 kişi de yaralandı. Mısır’ daki Kan Banyosu... Mısır’da olup biten hakkında şu son dönemde okuduğum en anlamlı yazıyı, ünlü İtalyan diplomattarihçi Sergio Romano kaleme aldı. “Corriere della Sera”da yer alan değerlendirmesinde Romano; Mısır’daki çatışmanın özetle “demokrasi ve tiranlık/otoriterlik” mücadelesinden başka her şey olduğunu ifade etmekteydi… 2010 Aralık’ında Tunus’un “Yasemin Devrimi” ile fitillenen “Arap Baharı” sürecinde yaşananların gerçekte bir türlü dikiş tutturamayan bir “ArapMüslüman devleti” bunalımı olduğunu belirten deneyimli diplomattarihçi; “2010 Aralık’ından beri tanık olduklarımız” demekteydi: “Mısır’ın Hüsnü Mübarek’inden, Tunus’un Bin Ali’sine ve Libya’nın Kaddafi’sine… Arap Müslüman devletinin tam bir fiyaskosudur. Saddam Irak’ının ve Esad ailesinin nasyonal sosyalizmleri battı. Lübnan’ın çok dinli ve çokkültürlü demokrasisi iflas etti. Arap birligi, başarısızlıkla sonuçlandı. Körfez hanedanlıkları da er ya da geç çökebilir… Bölgedeki çatışmanın bir tiranlıkdemokrasi çatışması olduğunu düşünenler, bu durumda yalnız kendilerini kandırırlar. Yörede en az üç farklı çatışma var: Laikİslamcı çatışması, ılımlı Müslümanfanatik Müslüman çatışması ve SünniŞii çatışması. Rusya, İran, Çin’in uzun eli ile İsrail’in olası ‘güç denemesine’ girişme eğilimleri de bunlara eklendiğinde ne denli karışık, puslu bir tabloyla karşı karşıya bulunulduğu ortaya çıkar.” (30 Haziran, 2013) Sergio Romano, Batılı bir tarihçi olarak, haliyle yöreye “Batılı” gözüyle baktığından, kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan bu karışık, “puslu tabloda”, “ABD ile AB’nin de oldukça uzun olan ellerini” ilave etmeyi unutmuş. Onları da buraya biz not düşelim… Henüz “devlet geleneğini” oturtamamış bir coğrafyada, demokrasiden söz etmek baştan beri “sürreel” bir hayaldi. Ve bu hayalheyhat!Tahrir gençliği dışında, bölgeyle ilgili kimsenin umuru değildi. Bunu bu köşede, Arap baharının ilk günlerinden itibaren defalarca dile getirdik. Romano şimdi işte uzun dönemde bu “puslu tablodan” çıkacak şeyin, “yeni demokrasiler” filan değil olsa olsa “yeni devletler” ve “yeni sınırlar” olabileceğini söylüyor… Mısır’daki kan banyosu, başka deyişle tüm büyük “güç savaşlarının” ve bu güç savaşlarıyla şekillenecek olan yeni Ortadoğu tasarımlarının bir izdüşümü oluyor. Kurtlar sofrasında cereyan etmekte olan bu göz gözü görmeyen güç kapışmasına, Türkiye’nin bir zikir seansına katılmış gibi… yalnızca sürekli… bir yüce Mandela mertebisine yükseltilen “Mursi’yi yedirmeyiz!” refleksiyle karşılık vermesi, akıllara ziyan aslında. Her gün biraz daha “teksesliliğe” bürünen “yandaş medya”nın sesleri ve kalemleri, Mısır’ı bu çok kalın söylemler içine hapsederek; aslında sade iç politikaya dönük bir “ayar verme” aracına dönüştürüyor. “Gezi” yüzünden çok feci bir linç kampanyasının hedefi haline gelen Mehmet Ali Alabora bile öyle ki Mısır’ı, sonunda, “gelinim sana söylüyorum, kızım sen anla” kıvamında… bir “darbe lanetlemesi” çıkışının vesilesi yaptı. Tekbir seslerinin damga vurduğu “dualı Sisi protestolarına” beri yandan, Başbakan’ın oğlu bile bizzat katılıyor. Sözüm ona ne var ki “Mısır’da demokrasiyi katleden darbeyi” lanetlemek ve Mısır’da ölenler için gıyabi cenaze töreni düzenlemek amacıyla yola çıkan bu protestolar nitelik değiştirerek “Ne darbe, ne demokrasi.. geliyor hilafetin sesi!” ve “Demokrasi eşittir küfür!” söylemiyle, “demokrasi karşıtı” bir şeriatçılık dalgasına dönüşüyor. Sözde “demokratlık”, “demokrasi” nakaratıyla Mısır darbesine karşı tavır alan çevreler, bir anda bakıyorsunuz “şeriatçılıkta” hizalanıyor. Mısır kısaca bir büyük “bahane” yapılıyor. Şeriatçılık bu meyanda şahane oluyor… Her şeyin hesaplaşmaya dönüştürüldüğü Türkiye’de, Mısır da sonunda bir iç hesaplaşma ve kavga malzemesi yapıldı. Mısır’daki gerçek kavganın boyutları ile dinamiği, kimsenin umuru değil. Kurtlar sofrası aslında tam da böyle bir yer. Göz gözü görmeyen bir atmosferde “cambaza… pardon demokrasiye bak demokrasiye” denirken bölgede boydan boya kartlar yeniden karılıyor. “Jenkins, Gülen takipçileri başta olmak üzere ‘İnsanların çoğunun Ergenekon davasında olan bitenden habersiz olduğunu ve davaların doğru verilere dayandığını söylemekte’ şeklinde yer alması gereken cümle “Gülen takipçileri”, “Türk Milleti Söylenene İnanır” başlıklı son yazımda baskı hatası nedeniyle yanlışlıkla “Gül’ün takipçileri” şeklinde yayımlanmıştır. Düzeltir, özür dilerim. Çok sayıda gözaltı Öte yandan gösterilere katılan Mısırlıların, hayatlarını kaybetmeleri halinde kimlikleri tespit edilebilsin diye kollarını isimlerini yazdıkları gözlendi. Güvenlik güçleri birçok kentte aralarında eski milletvekilleri ve valilerin de bulunduğu çok sayıda Müslüman Kardeşler yöneticisinin ev ve ofislerine baskınlar düzenledi ve liderler gözaltına alındı. Dün sabaha karşı da El Ariş kentinde düzenlenen bir saldırıda 1 polis öldü. El Ariş defterdarlık binası da sabaha karşı molotofkokteyli atılarak kundaklandı ve kullanılamaz hale geldi. Geçen çarşambadan bu yana ölü sayısı 800’e yaklaştı. tericilerin yakınındaki bir grubun ateş açtığını gösteren görüntüler yayımladı. Ancak ateş açanların polis mi yoksa protestocu mu olduğu öğrenilemedi. Mursi yanlılarının Kahire’deki El Özbekiye polis merkezine saldırdıkları ve molotofkokteyli attıkları da gelen haberler arasında. Kahire’ye dün çeşitli bölgelerden zırhlı araç ve tank sevkıyatı yapıldı. Tahrir Meydanı ve çev resi zırhlı araç ve tanklarla çevrilirken, başta asker ve polis tesisleri olmak üzere kamu binaları ve büyükelçiliklerin etrafı güvenlik çemberine alındı. Tanta kentinde de polisin göstericilerin üzerine ateş açtığı, olaylarda 8 kişinin yaşamını yitirdiği öğrenildi. Akdeniz kıyısındaki Dimyat şehrinde çıkan çatışmalarda 7 göstericinin yaşamını yiktirdiği bildirildi. ‘Yeni devletler çıkabilir’ BMGK’den kınama yok Dış Haberler Servisi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) yüzlerce kişinin öldüğü Mısır için yaptığı toplantıdan kınama kararı çıkmadı. Toplantıya başkanlık eden Arjantin’in Daimi Temsilcisi Maria Kristina Perseval oturum sonrası kameraların karşısına geçti.Konuşması kısa süren Perseval, ülkesinin Mısır’la ilgili görüşlerini anlatmaya başlayınca gazeteciler şaşkınlık yaşadı. Konsey üyelerinin Mısır’daki ölümlerden üzüntü duyduğunu söyleyen Perseval, “Konsey üyelerinin birinci önceliği Mısır’daki şiddet olaylarının durması ve tarafların itidalli davranmasıdır. Hepsi bu” dedi. Botsalı’dan sonra temsilci müsteşar DUYGU GÜVENÇ K ABD’lilere ‘terk’ çağrısı Dış Haberler Servisi Daha önce vatandaşlarına Mısır’a seyahat uyarısı yapan ABD, şimdi de Mısır’da bulunan Amerikalılara ülkeyi terk etme çağrısında bulundu. Washington yönetimi, Mısır’a yapılacak 1.5 milyar dolar tutarındaki yardımın gözden geçirildiğini de duyurdu. Hollanda da Mısır hükümetiyle işbirliğini askıya aldı. Dışişleri Bakanı Frans Timmermans, bir yardım programının geçici olarak durdurulduğunu bildirdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ile telefon görüşmesi yaptı. Görüşmede iki bakanın Mısır’da yaşananlar konusunda endişelerini dile getirdiği ve sivillere karşı uygulanan şiddeti kınadıkları belirtildi. Almanya, Mısır’a 25 milyon avroluk yardımı dondurduğunu açıklarken, bu paranın 15 milyonunun Suriye’ye ayrılacağını duyurdu. Dün telefonla görüşen Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande da AB dışişleri bakanlarını gelecek hafta toplantıya çağırdı. Hollande ayrıca İngiltere Başbakanı David Cameron ile görüştü. İki liderin, Mısır’daki şiddetin Avrupa’dan güçlü bir mesajla kınanması konusunda görüş birliğine vardığı bildirildi. ahire’deki 6 Ekim Köprüsü üzerinde yürüyüş yapan göstericilere asker ve güvenlik güçlerince ateş açıldı. Kaçacak yer bulamayan bazı göstericiler kendilerini köprüden aşağı bıraktı. (Fotoğraflar: AFP/AP/AA) ‘İntihar’ demeyene cenaze yok Dış Haberler Servisi Mısır’daki ateşte yaşamını yitirenlerin yakınlarının, yetkililerce ölüm nedeni olarak “intihar ya da gazdan etkilenmenin” gösterildiği resmi belgeleri imzalamaya zorlandığı savunuldu. Reuters ajansının haberine göre, başkent Kahire’deki morglar güvenlik güçlerinin ateşinde yaşamını yitirenlerin cenazeleriyle dolup taşarken kurbanlardan bazıları camilerde bekletiliyor. Kahire’nin en büyük morgu Zaynhom’a önceki gün yüzlerce kişinin, yitirdiklerinin cenazelerini almaya gittikleri ancak birçoğunun gerekli belgeleri imzalayacak yetkili bulamadığı gerekçesiyle elleri boş döndükleri belirtiliyor. Onlarca cenazenin açıkta, sokaklarda üzerlerinde battaniye, gazete örtülü halde tutulduklarını anlatan kurban yakınları yaşananlara tepki gösteriyor.Reuters’ın haberi Rapor imzalamayan ailelere, yakınlarının naaşı verilmiyor Berlin yardımı dondurdu ne göre, yitirdiği akrabasını defnetmek için cenazesini teslim almaya giden Ehab Abdülhadi, yetkililerce, kendisine ölüm nedeninin intihar olduğuna dair bir belge imzalatılmak istendiğini ancak bunu reddettiğini anlatıyor. Morg raporları ile hastane raporlarının örtüşmediği yönündeki kimi Mısırlının şikâyetine de işaret edilen haberde Halit Ali Maud’in “Raporlarda biber gazından boğuldu ya da intihar etti yazıyor. İmzalamak zorundayız yoksa onları gömmemize izin vermiyorlar” sözlerine yer veriliyor. Gazetecilere istihbarat onayı l Dış Haberler Servisi Mısır makamları, bu ülkede çalışacak yabancı gazeteciler için düzenlenen uygulamada değişikliğe giderek, bundan böyle istihbarat ve İçişleri Bakanlığı onayı olmadan gazetecilere akreditasyon verilmeyeceğini duyurdu. BasınYayın Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, “15 Ağustos 2013 tarihinden itibaren Mısır makamlarınca, Genel İstihbarat Servisi, Ulusal Güvenlik Teşkilatı ve Askeri İstihbarat Servisi’nin onayı alınmadan hiçbir yabancı basın mensubunun akreditasyon işlemlerinin gerçekleştirilmeyeceği, ayrıca ekipmanlara izin alınmadan geçici ithal müsaadesi verilmeyeceği bildirilmiştir” denildi. ‘Birlikteyiz’ ANKARA Türkiye’nin Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı ve Mısır’ın Ankara Büyükelçisi Abderahman Salaheldin dün karşılıklı olarak görevlerinden ayrılıp ülkelerine döndüler ama Türkiye, Mısır’da köprüleri atmadı. Türkiye, Mısır ile diğer ekonomik, siyasi ve askeri işbirliklerini bu aşamada askıya almayacak, ambargo uygulamayacak, Kahire yönetiminin bundan sonraki tutumunu izleyecek. Türk büyükelçinin Kahire’ye dönmesi de hem Mısır’ın, hem de uluslararası camianın tutumuna göre belirlenecek. Botsalı’nın yerine, dönüş zamanı geldiğinde, büyükel‘Türkiye de çi Ahmet bundan etkilenir’ Yıldız’ın gitmesi Mısır’a çağrılan bekleniyor. Mısır’ın Ankara BüyüMısır’da kelçisi Abdurrahman önceki gün Salahaddin havalimailan edinında yaptığı açıklamada, “Umut ediyolen olağarum kısa süre sonnüstü hal, ra tekrar geri geleceBotsalı’yı ğim. İnşallah, ilişkilerda vurdu. de iptal diye bir şey Dönüş hayok. Sorumlu insanlar doğru adımlar atazırlıklarıcaktır” dedi. Salahadnı yapmak din, Türkiye’den gelen üzere önaçıklamaların Mısır’da ceki akşam olumlu bir görüntü büyükelçiyaratmadığını ifade lik binasına ederek bu durumun Türkiye’nin ekonomigitmek issini ve körfez ülkeleteyen Botriyle ilişkilerini olumsalı, sokağa suz yönde etkileyebiçıkma yaleceğini iddia etti. sağına yakalandı. Türkiye’nin Kahire Maslahatgüzarlığı’nı ise başkonsolos atanmasına karşın süresi eylül ayına kadar uzatılan müsteşar Asip Kaya yürütecek. Botsalı Türkiye’ye döndükten sonra yaptığı açıklamada, “Ümit ve temenni edilir ki bu acılar tekrarlanmasın, Mısır bir an evvel sivil yönetime, demokratik işleyişine geri dönsün, yaralarını sarmaya başlasın. Türkiye’nin temennisi budur” dedi. Salaheldin de Ankara’dan ayrılmadan önceki açıklamasında Türkiye’nin Mısır’daki tek bir bölümü gördüğü eleştirisini yöneltti ve Müslüman Kardeşler’in yapılacak bir seçimi kazanamayacağını da söyledi. Mısır bahane, şeriatçılık şahane Düzeltme notu: ‘Gerekirse ben de savaşırım’ BEYRUT (AA) Lübnan’daki Hizbullah’ın Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Hizbullah örgütünün, 2006’da İsrail’le girdiği ve “Temmuz Savaşı” adını verdiği çatışmanın 7. yıldönümü dolayısıyla bir televizyonda yaptığı konuşmada, Hizbullah’ın “daha önce hiç olmadığı kadar” güçlü ve “savaşçı” sayısının yeterli olduğunu söyledi. Örgütün Suriye rejiminin yanında yer almasına değinen Nasrallah, “Suriye’de 5 bin askerimiz varsa bu sayı 10 bin olacak. Suriye ve Lübnan halkı, Filistin ve Kudüs için teröristlere karşı savaşmak üzere gerekirse ben ve örgütün tamamı Suriye’ye gitmeye hazırız” ifadesini kullandı. Haber Merkezi Suudi Arabistan Kralı Abdullah, bütün Arapları Mısır’da istikrarı bozma çabalarına karşısında ortak hareket etmeye çağırdı. Mursi’yi görevden alan askeri darbe yönetimine daha önce 5 milyar dolarlık yardım sözü veren Abdullah, “Mısır’ın içişlerine karışarak fitneyi ateşlemeye çalışanlar karşısında Mısır’la birlikte duruyoruz” ifadelerini kullandı. Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden de Kral Abdullah’a destek mesajı geldi. TBMM’de Mısır’a gidiş planı l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Mısır’da yaşanan katliam ve sonrasındaki olayları yerinde inceleyebilmek için bu ülkeye gitmeyi planlıyor. Komisyon bu çerçevede ve Meclis Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı nezdinde girişimlerini yaptı. l Dış Haberler Servisi Mısır, ekim ayında düzenlenecek Türkiye ile ortak deniz tatbikatını iptal ettiğini duyurdu. Ancak ardından Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Levent Gümrükçe Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, tatbikatın Ankara tarafından iptal edildiğini ve kararın Kahire’ye iletildiğini bildirdi. AnkaraKahire tatbikat düellosu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle