18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 AĞUSTOS 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER YARSAV, Ergenekon davasında benzeri olmayan usul hatalarının yapıldığını belirtti 7 HSYK’ye soruşturma çağrısı u YARSAV Başkan Yardımcısı Yücetürk, Ergenekon’da cezaevi yerleşkesinde duruşma yapılması, karar duruşmasının izleyiciye kapatılması gibi eşine rastlanmayan ilklerin yaşandığını vurguladı. ALİCAN ULUDAĞ ANKARA YARSAV Başkan Yardımcısı Bülent Yücetürk, “Karar yok hükmünde” değerlendirmelerine neden olan Ergenekon davasında karar müzakerelerine yedek hâkimlerin katılmasıyla ortaya çıkan usul hatalarıyla ilgili, “HSYK’nin bu konuda soruşturma yaparak durumu tespit edip açıklığa kavuşturması gereklidir” çağrısında bulundu. Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede yargıçların kararlarını kamuoyu önünde medya vasıtasıyla savunduğu yeni bir yargı düzenine geçildiğine dikkati çeken Yücetürk, “Toplum vicdanında yer bulmayan kararlar, hâkimlerin sözlü savunmaları ile kamu vicdanınında yer bulamaz. Yargıçlar kararları ile konuşur. Bu anayasanın ve evrensel hukukun gereğidir. Bugün hâkimler, henüz gerekçesini yazmadıkları kararları savunacak duruma gelmişler ise bu durum verdikleri kararlardan emin olmadıklarını gösterir” dedi. Ergenekon’da cezaevi yerleşkesinde duruşma yapılması, karar duruşmasının izleyiciye kapatılması gibi eşine rastlanmayan ilklerin yaşandığını vurgulayan Yücetürk, yedek hâkimlerin karar müzakeresine katılmasına ilişkin tartışmalarla ilgili olarak da, “Yedek hâkimlerin karar süreci ile ilgili konuşmaları ve medyada yer alan ifadeleri eğer rol çalmak değilse, fahiş bir usul hatası olarak yorumlanmalıdır” dedi. HSYK’nin bu konuda soruşturma yaparak durumu tespit edip açıklığa kavuşturması gerektiğini söyleyen Yücetürk, “Zira, mahkemenin gerekçesine ya zacağı hiçbir şeyin bu saatten sonra inandırıcı olmayacağı ortadadır” diye konuştu. Yücetürk, toplum vicdanında yer bulmayan kararları veren bir yargının, demokrasiyi gerçekleştiremeyeceği ve toplumsal düzeni sağlayamayacağını vurgulayarak özel yetkili mahkemeler konusunda şu eleştirilerde bulundu: “Adil yargılamanın en çok ihlal edildiği yer olan özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına rağmen ‘Ergenekon, Balyoz, KCK vb.’ gibi davalarda yargılamalara devam edilmesi, adil yargılama hakkı ve hukukun üstünlüğüne inanan yargıç ve savcıların tasfiye edilerek, yerlerine kamuoyunda iktidara yakın veya belli bir cemaatin mensubu oldukları yönünde kuşkular bulunanların görevlendirilmesi, bu mahkemelerce verilen kararları tartışmalı hale getirmiştir.” Çöken Bir Suçlama Daha... Her eleştiri ve eylemin arkasında ideoloji olduğunu söyleyerek kendisini ve yandaşlarını rahatlatmayı yeğleyen AKP’nin yöntemi, birbirini izleyen fiyaskolarla çökme sürecini sürdürüyor. 4+4+4 yöntemine geçilirken 66 aylık çocukların da zorunlu olarak okula başlamasını öngören yönetmelik uzman eğitimcilerin eleştirisine uğramıştı. Eğitim uzmanları basite indirgersek, 66 aylık çocukların oyun çocukluğu sürecini tamamlamadığını, parmaklardaki gelişmenin kalem tutmaya elverişli olmadığını ve dikkati ders saati boyunca korumanın olanaksızlığı gibi nedenlerle getirilen kurala karşı çıkmışlardı. Milli Eğitim Bakanlığı ise 66, 67 ve 68 aylık çocukların zorunlu kayıtlarının ancak velilerin alacakları sağlık raporu olumsuzsa erteleneceğini açıklamıştı. Dönemin Eğitim Bakanı da eleştirileri “ideolojik” olduğunu söyleyerek savuşturmak istemişti. Ders yılı bitti ve eleştirilerin ideolojik değil bilimsel olduğu alınan sonuçlarla ortaya çıktı. Yönetmelikte değişiklik yapılarak 66, 67, 68 aylıkların kayıtlarının ertelenmesi için rapor alınması zorunluluğu kaldırıldı, velilerinin vereceği dilekçe yeterli sayıldı. Rapor zorunluluğu birer ay artırılarak 69, 70, 71 aylıklara aktarıldı. Yani bakanlık bırakın 7 yaşı 6 yaşa bile “evet” diyemedi. HHH Anımsanacaktır zorunlu eğitimin 4+4+4 olarak bölünmesinin ve ilk dördün tamamlanmasının ardından açık öğretime geçmeye olanak sağlanmasının kız çocuklarını hedef aldığı ileri sürülmüştü. Kızların 9 yaşında buluğa erdiği, bu durumda da evinde oturmaya, hatta evlenmeye zorlanma sürecine girildiği için bu yöntemin uygun görüldüğü söylenmişti. AKP’nin tek başına iktidara gelmesiyle Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerindeki İslamiyet algısının da değişmeye başladığını söylemek sanırım yanlış olmaz. “Eski köye yeni âdet” söylemini yaşama geçiren bir yaklaşımla karşı karşıya kaldık. Ehli sünnet mezheplerinden hangisinin kuralı yaşama kolaylık sağlıyorsa ona göre iş görülmesi kuralı bir yana bırakılıp, hangisi daha zorsa ona uyma kuralı geçerli duruma getirildi. Yönetimde dine ağırlık tanıma girişimi, dinsel baskıların kolayca uygulanabileceği ortamın yaratılması konusunu da kapsamaya başladı. Kızlarda buluğun başlangıç yaşının tam 9, sonunun ise tam 15 yaş olduğu, bu süreçte de buluğa ermemişse kendisine mürahika denildiği bile unutulup gitti. HHH Dinin böylesine öne geçirildiği süreçte gizlenmeye çalışılan AKPcemaat kapışması, cemaat adına yapılan açıklama ve suçlamalarla resmen açıklığa kavuştu. Dershanelerin kapatılmasının 2014’e ertelendiğinin duyurulmasının cemaatin açıklaması ile aynı güne rastlaması ateşkes girişimi miydi henüz bilinmiyor. HHH Mısır’daki darbecilerin Adeviye’deki Mursi yandaşlarına toplukıyım başlatması kabul edilebilir bir yaklaşım değil. Kınanması gerekiyor. Ama Gezi olaylarından yola çıkınca, Türkiye’nin Ortadoğu’da örnek alınan ülke olmasının etkisi olmuş mudur sorusu istemeden akla geliyor. Balyoz temyiz duruşması için ‘Türk hukukunun başına dert açar’ yorumunda bulunuldu ‘AİHM’den döner’ ‘CÜPPELİ ADALET’ KİTABINA BERAAT Kapak resminin Osman Şanal’la ilgisi bulunmuyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Erzurum Savcısı Osman Şanal’ın, “Cüppeli Adalet” adlı kitabın kapağındaki yeşil takkeli ve sakallı kişinin kendisine benzediği savıyla gazeteci İlhan Taşcı hakkında 15 bin lira tazminat istemiyle açtığı dava reddedildi. Mahkemenin gerekçeli kararında, kitapla kamuoyunun bilgilendirilmesinin amaçlandığına işaret edilirken, “Kitabın kapağında bulunan resim veya fotoğrafın davacıya (Osman Şanal) benzediği hususunda dosyaya herhangi bir delil sunulmamıştır” denildi. Gazetemiz muhabiri İlhan Taşcı, dönemin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in tutuklanmasına kadar varan İsmailağa cemaatine yönelik soruşturmanın perde arkasında yaşananları “Cüppeli Adalet” adıyla kitaplaştırmıştı. Kitabın yayımlanmasının ardından savcı Osman Şanal, Taşcı’dan 15 bin lira manevi tazminat istemiyle dava açtı. Kitabın kapağındaki yeşil takkeli, sakallı kişinin de kendisi olduğunu ileri süren savcı Şanal, dava dilekçesinde şu iddiada bulundu: “...Salt bu kapak sayfası tasviri dahi mesleki onur ve şerefi ayaklar altına alınan müvekkilin haksız bir biçimde mağdur edilmesi ve kişilik haklarının zedelenmesi için yeterlidir...” Dava dilekçesinde, kitapta tümce sonlarında ünlem kullanarak Şanal’ın zan altında bırakıldığı da savunulmuştu. Davaya bakan Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, savcı Osman Şanal’ın tazminat istemini reddetti. Kararda şöyle denildi: “Dava dilekçesinde belirtilen kitabın 64, 103. ve 109. sayfasındaki ifadelere gelince burada sürdürülen bir yargılama faaliyetiyle ilgili olarak eleştiri yapılıp, yazarın görüşü ortaya konulmuştur. Esası itibariyle hakaret niteliğinde olmadığı gibi, söylenen söz ve yazıların doğrudan davacıyı hedef aldığı ve böylelikle matufiyet unsurunun bulunduğundan söz edilemeyeceğinden neticede kamuoyunu bilgilendirilmesinin amaçlandığı kanaatiyle dava reddedilmiştir.” u Avukat Celal Ülgen, “yasaya aykırı delil toplama almış başını gidiyor. Bunlar ilerde Türk hukukunun başına dert açar. Gerçeklere aykırı bir yargılama yapılıyor” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Balyoz davasının bir numaralı sanığı Çetin Doğan’ın da aralarında bulunduğu 6 sanığın avukatı Celal Ülgen, “Yasaya aykırı delil toplama almış başını gidiyor. Bunlar ilerde Türk hukukunun başına dert açar. Bu kararlar AİHM’den döner. Gerçeklere aykırı bir yargılama yapılıyor” dedi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ndeki temyiz duruşmasında dün sanıklar Süha Tanyeri, Dursun Çiçek, Nedim Ulusan, Ahmet Zeki Üçok, Çetin Doğan ve Ahmet Bertan Nogaylaroğlu’nun avukatı Celal Ülgen, savunma yaptı. Dosyaların Yargıtay’a geldikten sonra kozmik odaya konmasını eleştiren Ülgen, “Yargıtay’da kozmik odaya ne gerek var? Baştan yapılmış olması gerekenleri sonra yapılmış gibi göstermek delillerin güvenliğini sağlamaz ki” ifadesini kullandı. Delillerin davanın sanıklarından hiçbirisinin üzerinden çıkmadığını ifade eden Ülgen, delillerin imajlarının alınma şeklini ve delillerin saklanma koşullarını eleştirdi. Balyoz planındaki ekonomi politikalar programının Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Haydar Baş’ın 2005 yılında yaptığı konuşmanın aynısı olduğunu, Baş’ın daha sonra bunu kitap haline getirdiğini anlatan Ülgen, “Sahtecilik yapanların zekâlarının bu kadar olduğunu gösteriyor. Çok mükemmel bir plan yapmışlar ama tek eksikleri, zaman kurgularını yerine getirememek olmuş” dedi. Tümgeneral Ahmet Yavuz’un oğlu ve avukatı Selim Yavuz, “Babamı 18 sene hapse mahkum eden bu kumpası planlayan insanlardan ne kadar nefret ettiğimi tahmin edersiniz. Allah’tan tek dileğim bu kişilerin hukuk önünde hesap vermesidir ama ben onların başına Balyoz gibi bir şey örülmesini istemiyorum. Böyle bir şey olursa onların avukatlığını bile yapabilirim. Çünkü hukuk babamdan da benden de daha önemlidir” dedi. Duruşmanın 15. gününde Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin soyadına göre belirlediği savunma sırasında sona gelindi. 117 avukattan 78’i savunmasını tamamladı. Mahkeme başkanı Ekrem Ertuğrul, avukatlara liste sırasına göre yarından itibaren söz verileceğini söyledi. Ertuğrul, duruşmanın cuma günleri de kesintisiz süreceğini bildirdi. TEĞMEN MEHMET ALİ ÇELEBİ TESLİM OLDU ‘Gerçek kazanacak’ İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında 16 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edilen ve hakkında yakalama kararı çıkarılan Teğmen Mehmet Ali Çelebi, teslim olmak için geldiği Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde tutuklanarak Hasdal Cezaevi’ne gönderildi. Çelebi, adliye önünde yaptığı açıklamada suçsuz olduğunu belirterek “Masumiyetimize güveniyoruz ve bunun mutlaka adaletle sonuçlanacağına eminiz” dedi. 33 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Çelebi, “Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmak”, “Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme” suçlarından 16 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edilmiş ve hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı. Çelebi dün avukatları Hüseyin Ersöz, Serkan Günel, annesi Rukiye Çelebi, babası Muharrem Çelebi, ağabeyi Volkan Çelebi ve sözlüsü Kezban Merey ile birlikte adliyeye gelerek teslim oldu. Çok sayıda kişi tarafından alkışlar ve sloganlarla karşılanan Çelebi, adliye önünde yaptığı açıklamada, “Tutuklanmamı yeni görev olarak kabul ediyoruz. Hakikat yürüyor ve er ya da geç zafere ulaşacaktır. Bizim ödediğimiz bu bedeller milletimiz için uyanış vesilesi olacaktır” dedi.Çelebi’nin avukatı Serkan Günel de Çelebi’nin 26 ay önce hakkındaki tüm suçlamaları çürüterek tahliye olduğunu ifade etti. Çelebi, adliyeye gelmeden önce, son özgür dakikalarını ailesi ve avukatlarıyla Boğaz’da çay içip, martılara simit atarak geçirdi. Avukatı Ersöz, bu fotoğrafı Twitter’da paylaştı. Ersöz, tutuklama kararına da “Palalı Çelebi dışarda, Teğmen Çelebi içerde... Gerisini siz düşünün artık” sözleriyle tepki gösterdi. ‘Hukuk babamdan önemli’ Harun Karadeniz anılıyor ‘Palalı’ya yeni yakalama kararı İstanbul Haber Servisi Taksim’de Gezi Parkı eylemcilerine palayla saldıran ve hakkında 27 yıla kadar hapis cezası istenen Sabri Çelebi hakkındaki soruşturma aşamasındaki yakalama kararını kaldıran mahkeme, atılı suçun niteliği, dosya içeriği ve şüphelinin yurtdışında olduğunun belirlenmesi üzerine, savunmasının alınması için yeniden yakalama kararı çıkardı. Dosyadaki kamera görüntülerinin yer aldığı CD’leri de bilirkişiye gönderdi. Çelebi, Ahmet Girgin, Şeyhmus Kırmızı ve Murat Ertiki, İstanbul 53. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 18 Aralık’ta yargıç karşısına çıkacak. İddianamede, şüphelilerin “kasten yaralama”, “görevli memura direnme ve memura karşı silahla (bıçakla) yaralama” ve şahıslara karşı yaralama suçlarından 9 yıl 9 aydan 27’şer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. Çelebi’nin eşi Daoui Hanae Çelebi ile çocuğu H.N. Çelebi önceki gün Fas’tan İstanbul’a geldi. Çelebi’nin avukatı Turan Öner, yakalama kararına itiraz ettiğini ancak İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talebi reddettiğini belirtti. Çelebi’nin gelip gelmeyeceğine ilişkin de “Tahmin ediyorum 1520 güne kadar gelmiş olur” dedi. İstanbul Haber Servisi 68 Gençlik Hareketi’nin önderlerinden Harun Karadeniz ölümünün 38. yıldönümünde mezarı başında anılıyor. Karadeniz için bugün 12.30’da Karacaahmet Mezarlığı’nda sevenleri, dostları ve yoldaşları tarafından bir anma töreni gerçekleştirilecek. TBMM BAŞKANI ÇİÇEK ELEŞTİRDİ ‘Haberal ve Aygün’ün yurtdışı yasağı kalksın’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Ergenekon mahkemesinin kararlarını milletvekilleri açısından gözden geçirmesi gerektiğini söylerken Mehmet Haberal ve Sinan Aygün hakkında verilen yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması gerektiğini söyledi. Çiçek, “Çünkü milletvekili sıfatıyla üstlendiği görevleri yerine getirebilmesi bakımından bu yasağın kalkması gerekmektedir. Aksi halde milletvekilliği görevini layıkı veçhile yerine getirememiş olur” diye konuştu. Mahkemenin bu kararı, milletvekilleri açısından bir kez daha gözden geçirmesini dilediğini ifade eden Çiçek, bu tür kararların Türkiye ile ilgili dış dünyada olumsuz değerlendirmelere ve istismarlara da konu olduğuna dikkati çekti. Çiçek, yürürlükteki mevzuatın bir defa daha maksada uygun şekilde yorumlanması ve değerlendirilmesinin doğru olacağı inancını taşıdığını vurgulayarak, “Aksi takdirde milletvekilleri yasama görevini yerine getiremez, temsil noktasında birçok sıkıntıyla karşı karşıya kalır ve yasama ile yargı arasındaki çatışmaya zemin hazırlamış olur” dedi. Haber Merkezi Milliyet gazetesindeki işine 1 Ağustos’ta son verilen gazeteciyazar Can Dündar’ın Milliyet Pazar’da yazan oğlu Ege Dündar’ın da (18) işine son verildi. Karar Milliyet Pazar Yayın Yönetmeni tarafından bildirildi. Dündar’ın oğlu da işten atıldı Son olarak Gökçek, hakkında yeni bir linç kampanyası başlatmıştı Alabora’ya yakın koruma verildi İstanbul Haber Servisi Gezi eylemlerine destek verdiği için Başbakan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile Yeni Şafak gazetesi tarafından hedef gösterilen ve sosyal medyada linç kampanyasına maruz kalan oyuncu Memet Ali Alabora’ya yakın koruma verildi. Alabora’ya destek olmak için başlatılan kampanyaya katılanların sayısı ise dün saat 15.30 itibarıyla 100 bini aştı. Memet Ali Alabora’ya yönelik çirkin linç kampanyası, haziran ayında Başbakan’ın grup toplantısında yaptığı açıklamalarla başladı. Daha sonra Yeni Şafak gazetesi, Alabora’nın yönetmenliğini yaptığı Mi Minör adlı tiyatro oyununun Gezi Direnişi’nin provası olduğunu iddia etti. Çoğunlukla hakaret ve tehdit içerikli 16 binin üzerinde paylaşımda bulunulurken, Melih Gökçek de “5 kişinin ölümüne neden olan Gezi olaylarının baş mimarı Mehmet Ali Alabora cezaevine girmeli… #mehmetalialaborasilivriye” tweet’iyle katıldı. Son olaylar nedeniyle Alabora’nın avukatları yeniden valiliğe başvurdu. Alabora’nın avukatlarının talebi valilikçe uygun bulundu. Alabora’nın ikameti jandarma bölgesinde olduğu için Alabora’yı sivil jandarma ekipleri koruyacak. Haber Merkezi Tiyatro sanatçısı Levent Üzümcü Mısır’da yaşananlarla ilgili attığı tweet’te “Polis ülkende fişekle, odunla vatandaşlarını katlederken kahraman, Mısır’da katlederken cani. Katledilen burada terörist, Mısır’da şehit” diyerek hükümeti eleştirdi. Bunun üzerine AKP Milletvekili Şamil Tayyar da “Levent Üzümcü Mısır’ı Taksim’e benzetmiş! Eğer benzeseydi şimdi seni alkışlarla uğurlayıp arkandan ışığı bol olsun diyorlardı!” tweet’iyle Üzümcü’yü tehdit eder gibi bir yanıt verdi. Üzümcü’nün tweet’i kızdırdı ‘Dans’ işlerinden etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun özel kaleminde görev yapan P.K. ve E.C, 15 gün önce “Genel Başkan” katı boşken Kılıçdaroğlu’nun ofisinde olmadığı bir zamanda, müzik dinleyip dans etti. Sosyal paylaşım sitesine konulan görüntülerin Beyaz TV tarafından kullanılması üzerine 2 özel kalem çalışanı istifa etti. Çalışanlar Beyaz TV hakkında suç duyurusunda bulundu. 5 uçakta bomba araması İstanbul Haber Servisi Atatürk Havalimanı’ndan Almanya’ya sefer yapacak THY’nin 5 uçağına “Almanya uçağına bomba konuldu” ihbarı yapıldı. 5 THY uçağında güvenlik önlemi alınarak gerçekleştirilen aramalarda yabancı bir maddeye rastlanmadı. Aramaların ardından aksayan uçuşlar normale döndü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle