25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 15 AĞUSTOS 2013 PERŞEMBE 14 KÜLTÜR Koç Üniversitesi’ndeki ‘Artamonoff: Bizans İstanbul’u İmgeleri’ sergisi 6 Ekim’e kadar izlenebilecek u Kariye Camii, 1937. Mimar ve sanat tarihçisi Varinlioğlu, ABD’de bir kütüphanede karşılaştığı eski İstanbul fotoğraflarının izini sürdü. İz sürme, Artamonoff’a ve onun bini aşkın fotoğrafına ulaşmasıyla son buldu. Şimdi bu fotoğraflardan bir seçki Koç Üniversitesi’nde sergileniyor. Kültür Servisi Koç Üniversitesi’nin ev sahipliği yaptığı “Artamonoff: Bizans İstanbul’u İmgeleri, 19301947” isimli serginin arka planında, dedektiflik öykülerine benzer bir uğraşın olduğu ortaya çıktı. Serginin küratörlüğünü de üstlenen, mimar ve sanat tarihçisi Dr. Günder Varinlioğlu’nun, Washington’da bir kütüphanede karşılaştığı “eski İstanbul” fotoğraflarının peşine düşmesiyle başlayan hikâye, Varinlioğlu’nun, fotoğrafların sahibi Nicholas Victor Artamonoff’a ve onun bini aşkın fotoğrafına ulaşmasıyla son buldu. Artamonoff’un karelerinde, çoğu Bizans dönemine tarihlenen, kimi artık ayakta olmayan kentin mimari yapıları ile arkeolojik eserler görülüyor. BBC Türkiye muhabiri Gökhan Tan’ın haberine göre, Dr. Günder Varinlioğlu, çalışmakta olduğu Washington’daki Dumbarton Oaks Araştırma Kütüphanesi’nde 542 fotoğraf buldu. Fotoğrafların arkasındaki “Artamonoff” kaşesi dışında, ki me ait olduğuyla ilgili bilgi bulunmuyordu. Kaşedeki ismi araştıran Varinlioğlu, önce ABD Göçmen Bürosu’ndan, Artamonoff’un 1908’de doğduğunu ve 1947’de Türkiye’den ABD’ye göç ettiğini öğrendi. Öncesine ilişkin bilgilere ise fotoğrafçının İstanbul’da eğitim görmüş olabileceği tezinden yola çıkarak ulaşıldı. Gizemli fotoğrafçı . Varinlioğlu, o dönemde İngilizce eğitim veren okulları taradığı ve Nicholas Victor Artamonoff’un 19221930 yılları arasında Robert Kolej’de mühendislik eğitimi görmüş olduğunu öğrendi. Artamonoff, 14 yaşındayken lise bölümüne kayıt stanbul’da bir Beyaz Rus İ Efes, 1940 Artamonoff, Türkiye’de yaşadığı yıllar boyunca, yılın her ayında fotoğraf çekmiş, fotoğraflara Tüm arkeolojik kazıları çekti yaptırdığı Robert’te, mezun olduktan sonra üstlendiği idari görevleriyle birlikte tam 25 yıl geçirmişti. Öğrenci dosyasındaki kayıtlar onun sıra dışı menşeini de ortaya koyuyordu: Doğumu Yunanistan, daimi adresi Belgrad, milliyeti Rus, dini Ortodoks, vatandaşı olduğu ülke Sırbistan... Babası ise 1. Dünya Savaşı’nı tetikleyen suikasta katılmakla itham edilen Rus Tümgeneral Viktor Alekseyeviç’ti. ilişkin tüm bilgileri tarihi ve yerin ismiyle, karelerin arkasına kaydetmişti. Bu özenli çabanın kaynağı ise Artamonoff’un Robert Kolej aracılığıyla, bu çalışmaları yürüten yabancı bilim insanlarıyla bağlantılı olmasıydı. Artamonoff’a ait diğer fotoğraflara ise Dumbarton Oaks araştırmacılarının Amerikalı mimar Robert Van Nice’ın arşivinin yayımlanması için yürüttükleri projeyle ulaşıldı. Van Nice’ın dokümanları arasında Artamonoff isminin geçtiği not, Varinlioğlu’nu Washington’daki Smithsonian Enstitüsü Freer Sackler Koleksiyonu’na götürdü. Burada bulunan 477 fotoğrafta ise Osmanlı eserleri ile İstanbul’da gündelik yaşam görülüyordu. Van Nice da 48 yıl boyunca Ayasofya üzerine çalışırken, Robert Kolej öğrencilerinden yardım alıyordu. Artamonoff’un tüm bu fotoğrafları arasından Dr. Günder Varinlioğlu’nun küratörlüğünde oluşturulan seçki, Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nin Beyoğlu’ndaki salonunda sergileniyor. Cumhuriyet İstanbulu’nun ilk yıllarına ışık tutan sergi, 6 Ekim’e kadar görülebilir. ADANA (AA) Yılmaz Güney’in hatıraları, çeşitli eşyaları ve balmumu heykelinin yer aldığı Adana Sinema Müzesi’ndeki özel odada yaşatılıyor. Yılmaz Güney’in başarısını taçlandırmak ve Adanalılara hemşehrilerini tanıtmak amacıyla 23 Eylül 2011’de 18. Uluslararası Altın Koza Film Festivali kapsamında kente kazandırılan Adana Sinema Müzesi’nde özel bir oda oluşturuldu. “Çirkin Kral” Yılmaz Güney için tasarlanan odada, Güney’in yazdığı, yönettiği, oynadığı ve yapımcılığını üstlendiği çeşitli filmlerden afiş, film makarala ‘Çirkin Kral’a sinema müzesinde özel oda rı, kitap, setlerde kullanılan çay fincanları gibi çeşitli materyaller sergileniyor. Odada ayrıca Yılmaz Güney’in 2. Altın Koza Film Festivali’nde en iyi oyuncu, yönetmen, senaryo ve erkek oyuncu ödüllerini aldığı “Umut” filminde canlandırdığı karakter “Cabbar”ın balmumu heykeli de bulunuyor. Adana’da her yıl düzenlenen Uluslararası Altın Koza Film Festivali’nde Yılmaz Güney Ödülü de veriliyor. Bu yıl 1622 Eylül’de 20’ncisi düzenlenecek festivalde Yılmaz Güney Ödülü’nü kazanacak film 75 bin liranın da sahibi olacak. Tarihi manastırdaki restorasyon çalışmalarının tamamlanma aşamasında olduğu bildirildi STRAVINSKY’NİN ‘BAHAR AYİNİ’ 100 YIL SONRA UÇHİSAR MAĞARALARINDA Kapadokya’da ERHAN KARAESMEN Stravinsky’nin ünlü “Bahar Ayini” yapıtı 2013 yılının uluslararası etkinlikler arasında başköşede yer aldı. Bu eşsiz yapıtın bir bale müziği olarak ilk seslendirilişinin üzerinden tam 100 yıl geçmiş oluşunun getirdiği entelektüelduygusal duyarlılık dolayısıyla Batı ülkelerinde pek çok Stravinsky ve “Bahar Ayini” etkinliği düzenlendiği biliniyor. Ülkemizde bir şeyler yapılamayışının burukluu Genç kuşağın le bu gençlere piyano, keğu, Kapadokya Müzik man, viyolonsel yorumladeğerli piyanistleri Festivali’nin geçen hafmalarıyla bestecilik ve şan Jerfi Aji ile Çağdaş taki olağanüstü bir konalanlarında kurslar düzenÖzkan, Stravinsky’nin leniyor; konferanslar veriseriyle giderildi. Kapadokya bölgesinin başyapıtının kendisi liyor. Yol gösterici ustalardeğişik doğasının ve yöla bu genç müzisyenler birtarafından dört el rede yaygın tarihsel uylikte akşamüstü saatleriniçin düzenlenmiş garlık izlerinin oraladen itibaren çeşitli konseruyarlamasını rı yoğun kültürel turizm ler veriyor. merkezleri haline geyorumladılar. New York, İstanbul, Antirdiği bilinegelir. Klakara arasında zamanını nesik Keyifler Derneği’nin fes nefese paylaştırarak yogirişimleriyle Kapadokya’nın çeşitli rumcu/eğitici etkinlikleri gösteren demekânlarını kapsayan bir müziksel bu ğerli kemancı Ellen Jewett bu uygar luşmalar etkinliği düzenlenmiş buluolayın ekseninde yer alıyor. Eşi ulusnuyor. 5 yıldır filizlenen bir özel sanat lararası turizm uzmanı Hüsam Süleysal etkinlik bölgenin çekiciliğini daha mangil ile birlikle Kapadokya Müzik da artırıyor. Festivali’ni yıllardır sürdürmeye çalışıYöredeki ve civarındaki müzik eğiyorlar. Yöre halkıyla kucaklaşmanın da tim kurumlarının öğrencilerinin yanı gerçeklemesiyle birlikte ilginç bir külsıra, dışarıdan da genç müzisyenler bu türel etkinlik olarak sürdürülüyor. buluşmalara etkin bir biçimde katılıyor. 2013 yılı etkinlikleri 211 Ağustos Uluslararası üne ve deneyime sahip de arasında yer aldı. Bu 10 gün boyunca ğerli müzisyenlerin yol göstericiliğiytoplam 20 konserin 5 sürekli “master class” çalışmasının ve epeyce bir konferans ile seminerin yürütüldüğü, derneğin adının da çağrıştırdığı gibi gerçekten keyifli bir dönem yaşandı. O günlerin sürprizli ve çok değişik olayını ise “Bahar Ayini”nin 100. yılının bizim buralarda da unutulmadığını kanıtlayan müthiş bir konser oluşturdu. Genç kuşağın eğitici ve yorumcu olarak başarılı kariyer sürdüren değerli piyanistleri Jerfi Aji ile Çağdaş Özkan, Stravinsky’nin bu başyapıtının kendisi tarafından dört el piyano için düzenlenmiş uyarlamasını yorumladılar. Uçhisar yöresinin bahşettiği o olağanüstü doğal oyuk ve mağaralarda turizm ve kültürel amaçlı yapılan düzenlemelerle toplantıların yanı sıra konserler de yer alır olmuştu. Argos Grubu’na ait bu düzenlenmiş mağaralardan birine yerleştirilmiş bir piyanoda Jerfi ve Çağdaş son derece başarılı bir “Bahar Ayini” seslendirmesi sergilediler. Alkışlar ve yoğun istek üzerine yapıtın son uzunca bir bölümünü yeniden seslendirdiler. Uzun yıllar önce SüherGüher Pekinel’lerin, daha sonraları ikişer elli ayrı ayrı çalarak titiz bir elektronik akustik uyum arayışıyla Fazıl Say’ın CD’leştirilmiş kayıtları bulunduğu biliniyor. Bu başarılı yorumlara ek olarak JerfiÇağdaş ikilisinin yakın bir gelecekte müzik dünyamızın ilginç ve güzel bir etkinliği olarak bu yapıtın yeni bir CD’sini hazırlamalarını temenni ediyor ve umutla bekliyoruz. Sümela Manastırı yenileniyor Kültür Servisi Trabzon’un Maçka ilçesindeki tarihi Sümela Manastırı’nın kapsamlı restorasyon ve rölöve çalışması için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca hazırlanan projelerin tamamlanmak üzere olduğu bildirildi. Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Kansız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Altındere Vadisi’nde Karadağ’ın eteğine kayalar oyularak inşa edilmiş Sümela Manastırı’nın dünyanın en önemli kültür miraslarından biri olduğunu belirtti. Son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çeken manastırı geçen yıl 300 bin kişinin ziyaret ettiğini dile getiren Kansız, bu yıl rakamın 600 bini bulacağının tahmin edildiğini söyledi. Ziyaretçi sayısının artmasında Ortodoks Hıristiyanlara yılda bir kez ayin izni verilmesinin ve yolların yapılmasının etkili olduğunu ifade eden Kansız, daha önce de restore edilen yapının yeniden ele alınarak kapsamlı restorasyon için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koordinasyonunda projeler hazırlandığını anlattı. Kansız, projelerin bitme aşamasına geldiğine işaret ederek “Yapının çevre ve iç düzenlemesi, freskler, diğer tarihi unsurlar ile restorasyon yapılması gereken mekânlara ait projelerin çizimi bitme aşamasında. Projeler, Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nca onaylandıktan sonra yapım aşamasına geçilecek. Bu işlem sonrası Sümela Manastırı’nın ziyarete kapalı birkaç alanı da ziyarete açılacak” dedi. Kansız, restorasyonun UNESCO tarafından değil, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca yapılacağını vurgulayarak “Bitme aşamasındaki projelerimizde Sümela ile ilgili ne ararsanız var. Özellikle kapalı alanların ziyarete açılması için çalışmalar yapacağız. Para sıkıntımız da yok, paramız hazır. 45 milyon lira paramız var. Paramız Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan gönderildi ve İl Özel İdaresi’nde bloke vaziyette. Projeler onaylandıktan sonra ihaleye çıkacağız. Proje bittikten sonra asıl maliyet de ortaya çıkacak” şeklinde konuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sümela Manastırı’nda 88 yıl aradan sonra ilk kez 15 Ağustos 2010 tarihinde, Ortodoks Hıristiyanların yılda bir kez ayin yapmasına izin vermişti. Anemas Zindanları, 1937. Bir dedektiflik öyküsü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle