18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS 2013 PERŞEMBE 6 HABERLER İHL uygulaması tepki görünce bakanlık mecburen yeni formül arayışına girdi İmam hatip içine düz lise SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın, “İmam hatip liselerine ciddi talep var” demesine karşın, Anadolu lisesini kazanamayıp meslek liseleri ve imam hatip liselerine gitmek istemeyen çok sayıda öğrencinin varlığı Milli Eğitim Bakanlığı’nı (MEB) yeni bir formül arayışına itti. Buna göre bakanlık, meslek liseleri ve imam hatip liselerinin içine düz lise programını takip eden sınıflar açacak. Yeni formülün yaygın olarak işletilmesi durumunda ise okullar daha da kalabalıklaşacak, imam hatip ve meslek liseleri içinde olmak istemeyen öğrencilerin ise açık liseden başka bir seçeneği kalmayacak. Bakan Avcı’nın SBS’yi kazanamayan öğrencilerin zorunlu olarak meslek liselerine ve imam hatip liselerine yönlendirileceği tartışmaları karşısında yaptığı “İmam hatip liselerine ciddi talep var” açıklaması, bakanlık resmi istatistikleri CEMİL CİĞERİM SAMSUN Samsun’un İlkadım ilçesinde bulunan Gazipaşa ve İlkadım ilköğretim okullarının imam hatip ortaokuluna dönüştürülmesinin ardından, 100. Yıl Lisesi de Anadolu imam hatip lisesi oldu. Geçen yıl 537 olan imam hatip lisesi sayısının bu dönemde 708’e, imam hatip ortaokulu sayısının ise 730’dan 1099’a çıktığını vurgulayan EğitimSen Samsun Şube Başkanı Metin Erol, “Derslik ve öğretmen ihtiyacının had safhaya ulaştığı ülkemizde imam hatip okullarına uygulanan ayrıcalıklar ve destekler dikkat çekici ile de doğrulanıyor. Bakanlık yetkilileri, Anadolu liselerine yerleşemeyen öğrencilerin yaptığı itirazlar üzerine il milli eğitim müdürlüklerine talimat göndererek çok programlı liselerin içinde düz lise sınıfı açılmasını istedi. Ancak bu okullardan ülke genelinde yaklaşık 650 tane var. Ankara’da ise sadece 1 çok programlı lise bulunuyor. 574 bin açıkta kalan öğrencinin, Her yer imam hatip olmuştur’ diye konuştu. Sendika binasında bir basın toplantısı düzenleyen Erol, 4+4+4 sisteminin, eğitimcilerin ve halkın tüm tepkilerine karşı zorla kabul ettirildiğini, bu değişiklikle sistemin eğitim değil AKP’nin siyasal ve ideolojik hedefleri doğrultusunda biçimlendirildiğini vurguladı. Erol, “4+4+4 eğitim sistemi, genç kuşakların sömürüye boyun eğdirme programı olmasıyla da ön plana çıkmıştır. Muhafazakâr ve dini değerlerle yaşayan bir toplum oluşturmanın eğitim programının temelini oluşturması dikkat çekicidir” diye konuştu. renim yapmak isteyen öğrenciler aynı bina içinde okumak zorunda kalacak. Bu durumda öğrencilerin ve ailelerin akademik lise talebi de göz ardı edilmiş olacak. Öte yandan, altyapı sorunu yaşayan meslek lisesi ve imam hatip liselerinde ek sınıf olmaması durumunda, düz lise programının nerede takip edileceği sorusu da 20132014 eğitim öğretim yılının temel sorunlarından biri olacak. 4+4+4 sisteminin uygulandığı ilk yıl ilkokullarla başlayan eğitim sistemi sorunu, bu yıl liselerin içine gireceği karmaşa ile daha da büyüyecek. Cemaat 1000 Kez Düşünür mü; Olasılıklar Et ve Tırnak Masalı3: Sayıyı karıştırmamalıyım, 25. maddeye kadar gelmiştik, pehlivan tefrikasını tam bitirecektim ki hem Arınç hem Cemaat açıklama yaptı... Ama zaten “şu işbirliği sürer mi, nereye kadar” diye yazacaktım. Siyasetimiz renk kazandı... Dumanlı’nın “çekilin aradan” lafına hiç alınmadım, çünkü ben tepeden gözlüyorum. Meydandaki savaşla doğrudan bir ilişkim yok, kılıç şakırtıları ortalığı kasıp kavuruyor. Kesin gürültüyü kardeşim, şurada sessiz bir tatil yapmaya izin yok mu (tatilde ortalık müziğinden nefret ederim!)... 26) Dünkü Cumhuriyet’te Cemaatin açıklamalarında “şifreler” üzerine yazılmıştı, bunları okuyun. Benim ve sizin için hiçbir yeni tarafı yok, ama özetle: “Yargıçlarımızı temizlediler”, “Gezi’de bizim polisimize de emri RTE bizzat verdi”, “bol sayıda medya organımız var”, “Balyoz ve Ergenekon’da iktidarla işbirliği yaptık”, “devlet bürokrasisinde adamlarımızı temizlemeye kalkarsanız bu demokratik olmaz”, “üç polis bir savcı ile bir çete kurulur, biz bunu sizle birlikte yaptık ve sistem tıkır tıkır işledi, şimdi bize karşı mı bunu deneyecek ve çeteye mi sokacaksınız, yok öyle lolo molo”, “dershaneleri mi bize karşı kullanacaksınız”, “bunlar postmodern darbe yöntemleri ve derin devlet refleksleridir”... 27) Bunları yazıp çiziyoruz yıllardır, bize de “hani delil hani delil” diye aptalca sorular soruldu... Ben görünen köye delil falan aramam, burası polis, suç kanıtı arama bölümü değil! Siyasi olayları siyasi okur ve yazarsınız... Ama kör kör gözüm parmağına isteyenler, 11 maddelik açıklamayı okusunlar; fakat bilirim ki bu da onları tatmin etmez, tam yatakta baskın isterler... 28) Peki, tamam mı, ayrıldılar mı? Gezi sloganı ile karşılık verebilirim: Dur, bu daha başlangıç... Böyle birlikteliklerin ayrılıkları da zordur, kanlıdır. Bu nedenle de taraflar uzun uzun düşünür, uzun süre zaman alır. Kaybedeceklerini, kazanacaklarını tartar. F. Gülen, savaşçılarına bu çatışma ile ilgili son fetvalarından birinde şöyle diyordu: Önemli bir karar vermeden önce bin (1000) kez düşünün. Tartışın. Acele karar verirseniz, kazandıklarınızı kaybedebilirsiniz... Yani mesele siyasi ve uzun soluklu. Şimdi ben bir iki deneme fikir ileri süreceğim: 29) Gülen için en büyük düşman RTE’dir. Onun başını yerse AKP’yi rahat halleder.. Yazmıştım: RTE karizmasının dibinde (seçmeninde henüz tam değil, ama bu ikincil bir konu!). ABD ve AB çiziklerini attı da, 2005’lerin meşhur sifon çekme hikâyesi için RTE seçmeninin davranışını gözlüyor olabilirler. Bir de AKP içindeki rahatsızlıkları, verecekleri teminatlarla körükleyebilirler... Medyaya da “özgürlük alanı” açılır. “RTE bir seçim daha başta kalabilir, engelleyemeyiz” derlerse, Gülenciler “Bizi tamamen temizleyebilir mi” diye düşünecek. Yanıtları evet olursa, o zaman kayıplarını alt alta koyup bakacaklar, ki abovvv biz ayvayı yiyoruz, en iyisi kayıpları azaltacak bir uzlaşmaya gidelim! RTE’nin verdikleri ölçüsünde bir uzlaşma ile güzel çocuk rolüne geçerler... RTE mutlak egemenliğine dayalı bu düşük konum olası mı, evet, ama Türkiye ve çevresinin, muhalif toplumun dinamik yapısı nedeniyle her zaman bozulabilecek bir olasılık... 30) Veya şöyle: Uluslararası koşullar çok uygun, ABD de hadi diyor. Ekonomi bozuluyor. Kürt meselesi RTE’yi zaten zora soktu. Ha deyince onu indiririz... Gül, alacağı işaretle RTE ile anlaşmasını bozar, Arınç, H. Çelik, “sosyal demokrat kökenliler”, Gülen ve diğerleriyle ittifaka girer. Yeter Söz Milletin diye sağcıların işlettiği yasayı gündeme getirirler. Söz onlardadır, millet de arkalarında... Bu hareket, AKP içinde ve ititfaklarında güçlü bir parçalanma ile RTE’yi indirme ve partiyi ele geçirme şeklinde gerçekleşir, büyük olasılıkla... 31) Tabii diğer bir olasılık da AKP’nin ikiye bölünmesidir. Parti RTE’ye bırakılır, güçlü bir ayrılışla ikinci bir parti ortaya çıkar. Bu olasılık, hem zayıf hem güçlü olabilir, koşullara bağlı... 32) RTE, zayıflığını görerek, önemli tavizlerle, ittifakları ve birliği ayakta tutar mı? RTE’nin mutlak kişiliği ne kadar esner bilmiyorum. Olabilir. O zaman “güçlü liderlik”ten de vazgeçmiş olur. Güçler parçalanmışlığına dayanan bir tür “koalisyon” ortaya çıkar. Buna “daha demokratik bir yönetim” modeli de diyebilirsiniz. AKP hareketi, ilk kuruluş yıllarına döner, RTE’nin otoritertotaliter dönemi zayıflar veya biter. Olabilir mi?! Belki de RTE, şüphesiz ki aynı nitelikte değil ama partisinde benzer siyasi otoriter kişiliğe sahip merhum Ecevit gibi küllerinden yeniden doğmayı tercih eder... 33) RTE bir Mursi’dir... Gerektiğinde de Mısır’daki darbecilerin rolünü üstenebilir bir kişilik yapısına sahiptir. Şapkasını alıp gitmeyi bilmeyen bir siyasetçi, her şeyi göze alabilir! 33) Bütün bunlar “iktidar cephesi”ne ilişkin bazı varsayımlar. Muhalefet ve halk hareketi ne der, ne yapar ve iktidar cenahındaki bütün bu hesaplamaları parçalayıp atar mı? Mesela yerel seçimlerde büyük kentleri kazanacak ittifak olasılıklarını özgüven ve özveri ile gündeme getirebilir ve iktidar ortaklarına ilk darbeyi indirebilir mi? RTE için CHP baş düşmandır. CHP için AKP ittifakı, aynı şey midir? İktidar, 2011 seçimlerindeki ahlaksız politikayı yeniden devreye sokar mı? 34) Tabii, bütün bu yazılanlardan en güçlü olasılıklar nedir derseniz, biraz bekleyelim... Ama Cemaatin kolay pes etmeyeceğini de belirtelim... Açık liseye sürgün bu okullarda açılacak sınıflara yerleştirilemeyeceği belirtiliyor. Bakanlıktan edinilen bilgiye göre, Anadolu lisesini kazanamadığı için meslek ve imam hatip lisesine yerleştirilecek öğrenciler için bu okullarda düz lise programını uygulayacak sınıflar açılacak. Yani imam hatip lisesi bitirerek imamhatip olmak isteyen öğrencilerle, akademik bir ortaöğretim tamamlayarak yükseköğ Ya sınıf yoksa? Plan, ortaöğretim sistemini karmaşa içine sokacak. Zaten kalabalık olan okullar, düz lise öğrencilerinin de gelmesi ile birlikte daha da kalabalıklaşacak. Yetkililer, akademik lise talebinde bulunan ve bu yüzden meslek lisesi veya imam hatip lisesi içinde kurulacak bir sınıfta eğitim öğretim almak istemeyen öğrencilerin de çıkabileceğini belirtti. Geliştirilen formül ise Anadolu liselerinin içine bir sınıf açmak. Bu durumda da Anadolu lisesini sınavla kazanan öğrenci ile sınavı kazanamayan öğrenci aynı okulda eğitim almış olacak. Bu olasılıklardan hiçbirinin gerçekleşmemesi durumunda ise binlerce öğrenci açık lisede ortaöğretimini tamamlamak zorunda kalacak. Okula başlama yaşı 66’dan 69 aya çıkarıldı, sağlık raporu zorunluluğu kaldırıldı MEB’den bir geri adım daha ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 4+4+4 yasasına göre 60 ay olan okula başlama yaşında, daha önce yaptığı 66 ay revizyonundan bir geri adım daha attı. Bakanlık, geçen yıl Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 6668 aylık çocukları için rapor alan ailelere, “Evladım ‘geri zekâlı’ diyorlar” diye hakarete varan ifadelerle savunduğu okula göndermemek için getirdiği sağlık raporu zorunluluğunu, bu yıl kaldırdı. Rapor koşulu sadece 6972 yaş grubu için korundu. Böylece zorunlu eğitime başlama yaşı 69 aya çıkmış oldu. 6668 aylık çocukların okula başlamaması için velisinin dilekçe ile başvurması yeterli olacak. 6668 aylık çocukların zorunlu eğitim kapsamından çıkarılması ile uyum eğitiminin de başarılı olmadığı ortaya çıktı. DİN DERSİ DE VAR YERLEŞTİRME İşte yeni model FİGEN ATALAY NASIL OLACAK? Liseye yerleştirmede puanların eşit olması durumunda aşağıdaki öncelik sıralamasına göre karar verilecek: 1 Tercih önceliği, 2 Sırasıyla 8, 7 ve 6. sınıflardaki yıl sonu başarı puanı yüksekliği, 3 Okula özürsüz devamsızlık oranının azlığı, 4 Doğum tarihinin daha sonra olması, 5 Tercih başvuru tarihinde öğrencinin ikametine yakınlık durumu. Yıl sonu başarı puanı şında farklı bir okulda görev yapacak. Sınav görevlendirmeleri il/ilçe milli eğitim müdürlüklerince gerçekleştirilecek. Geçerli bir özrü sebebiyle sınava giremeyen öğrenciler için sınavı takip eden haftada telafi sınavı yapılacak. Telafi sınavı, il ve ilçe merkezindeki sınav merkezlerinde yapılacak, öğrenciler bu sınava kendi okullarında giremeyecek. 6, 7, ve 8. sınıfların yıl sonu başarı puanlarının ağırlıklandırmasına göre oluşan puan, öğrencinin bir sonraki eğitim basamağında devam edeceği okulu belirleyecek. Öğrencilerin gitmek istedikleri okullara yönelik olarak yaptıkları tercihler, puan esasına göre ve şeffaf bir şekilde değerlendirilecek ve liselere merkezi yerleştirme gerçekleştirilecek. Erdoğan’ın sözleri Başbakan Tayyip Erdoğan, 66 aylık çocuğunu okula göndermemek için sağlık raporu yoluna başvuran velilere, “66 aylık çocuğa rapor alanları, evlatlarına ihanetle vasıflandırıyorum. Niye, evladım ‘geri zekâlı’ diyorlar” sözleri ile tepki göstermişti. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “Eleştirilerin bir kısmı PKK kaynaklı. Bir de laikçi kesim bu reformdan rahatsız oluyor” demişti. Ortaokul mezunu öğrencilerin liselere yerleştirilmesinde uygulanacak yeni model arayışlarında sona gelindi. Arama konferanslarında sunulan yeni modele göre ortaokul 8. sınıfta öğretmen tarafından dönemsel olarak yapılan yazılı sınavlardan bir tanesi merkezi sınav olarak gerçekleştirilecek. Sınavlar aralık ve nisan ayı sonunda, o zamana kadar işlenilen müfredata uygun konular dahilinde yapılacak. Merkezi sınavlar her ders için ayrı ayrı yapılacak. Yeni model şöyle uygulanacak: Ortaokul 8. sınıfta öğretmen tarafından dönemsel olarak yapılan yazılı sınavlardan bir tanesi merkezi sı nav olarak gerçekleştirilecek. Sınavlar temel dersler olan Türkçe, fen ve teknoloji, matematik, TC inkılap tarihi ve Atatürkçülük, yabancı dil, din kültürü ve ahlak bilgisi derslerini içerecek. Sınavlar aralık ve nisan ayı sonunda, o zamana kadar işlenilen müfredata uygun konular dahilinde yapılacak. Merkezi sınavlar her ders için ayrı ayrı yapılacak. Sınavda çoktan seçmeli sorular (4 seçenekli) sorulacak. Sınavda yanlış cevaplar doğru cevapları etkilemeyecek. 3 sınavı olan derslerden 2. sınav, 2 sınavı olan derslerden ise 1. sınav merkezi olarak yapılacak. Öğrenciler kendi okullarında sınava girecekler (olağanüstü haller dışında). Sınav salon başkanları ve gözetmenler, görev yaptıkları okulun dı Yıl sonu başarı puanı, tüm derslerin ağırlıklı yıl sonu puanlarının o dersin haftalık ders saati sayısı ile çarpımının o sınıfa ait haftalık ders saatleri toplamına bölümünden elde edilen puanı ifade ediyor. 20132014 eğitim öğretim yılı için ortaöğretime yerleştirmede kullanılacak 6, 7 ve 8. sınıfın yıl sonu başarı puanlarının ağırlıklandırma oranı aşağıdaki şekilde olacak: 6. Sınıf: Yüzde 10, 7. Sınıf: Yüzde 20, 8. Sınıf: Yüzde 70 Dönem puanı nasıl hesaplanacak? Öğrencilerin dönem puanı, merkezi ortak sınavlar ile öğretmenler tarafından verilen puanlardan oluşacak. 8. sınıftaki öğrencinin bir dersten karneye yansıyan dönem sonu puanı şöyle hesaplanacak: Öğretmenin verdiği toplam notların yüzde 40’ı Ortak sınav puanının yüzde 60’ı Müdür yardımcısı ceza gibi görünen işlemde evinin yakınında görevlendirildi Alevi şikâyetçisine İHL kıyağı SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Ankara’da Yunus Büyükkuşoğlu Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Tuncer Küllücek’in, kendisi hakkında soruşturma açılmasına neden olan öğretmeni ve müfettişini Alevi oldukları gerekçesiyle Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) şikâyet etmesi, bakanlık müfettişlerinin de okulda “Alevi sorgusu” yapması skandalında ödül gibi ceza geldi. İlk soruşturmada başka bir okulda görevlendirilme cezası almasına karşın 1 yıl boyunca okulu ile ilişiği kesilmeyen Küllücek, skandalın ortaya çıkmasının ardından başka bir okula “sürüldü”. Ceza gibi görünen işlemde Küllücek, evinin çok yakınında yeni açılan Ayvalı İmam Hatip Lisesi’nde öğretmen olarak görevlendirildi. Mamak Yunus Büyükkuşoğlu Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Küllücek, hakkında soruşturma açılmasına ve ceza almasına yol açan öğretmen ve il müfettişini “Alevidir” diyerek MEB’e şikâyet etmişti. MEB, şikâyeti işleme koymuş, Anadolu lisesine iki müfettiş göndermiş, ilk soruşturmadaki müfettiş ve öğretmenin “Alevi olup olmadığını” sorgulamıştı. S k a n d a l ı n Cumhuriyet’te duyurulmasının ardından yeni gelişmeler yaşandı. “MEB’te Alevi sorgusu” skandalı nın ortaya çıkmasından bir gün sonra 12 Ağustos’ta, Küllücek’in görev yaptığı Yunus Büyükkuşoğlu Ana dolu Lisesi’ne An kara İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden “acil” koduyla bir faks gönderildiği öğrenildi. Küllücek hakkında 6 Ağustos’ta hazırlanan ancak “işleme konulması ertelenen” atama kararnamesine dayandırılan faksta, Küllücek’in Etlik semtinde görevlendirildiği bildirildi. Görevlendirme kararının Küllücek hakkında açılan ilk soruşturma sonucunda alındığı belirtildi. Küllücek’in görevlendirildiği okulun, Ankara’da yeni açılan imam hatip okullarından biri olan Ayvalı İmam Hatip Lisesi olduğu öğrenildi. Yani soruşturmacısını “Alevi” olduğu yönünde şikâyet eden müdür yardımcısı imam hatip lisesinde öğretmen olarak görevlendirildi. Yeni açıldığı için öğretmen ve yönetici görevlendirilmesinin yapılmadığı lisenin, Küllücek’in ikamet ettiği eve çok yakın olması ve imam hatip lisesi olması “Ceza mı ödül mü” sorusunu akıllara getirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle