19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 AĞUSTOS 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 CHP’li Gökhan Günaydın, üreticilerin kredileri ödeme zamanının geldiğine dikkat çekti, uyardı: Besici iflasları yolda Et fiyatlarına yönelik tartışmalar devam ederken CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, üreticinin 7 yıllık faizsiz kredisinin geri dönüş zamanının geldiğini, 8 milyar lira dolayındaki bu kredinin ödenememesi halinde yeni besicilik iflasları yaşanacağını söyledi. MUSTAFA ÇAKIR Hayvancılık kredisi aldılar, battılar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Ziraat Bankası kanalıyla verdiği sıfır faizli hayvancılık kredisini alanlar ödemede zorluk yaşıyor. Geri ödemesini yapamayan çok sayıda işletme satılığa çıkarıldı, kapananlar var. AA’nın haberine göre sıfır faizin cazibesine kapılan sektör dışından pek çok yatırımcı, borcunu ödeyemediği için kurduğu işletmeyi satılığa çıkardı. Hayvancılık kredileri, 2 yılı ödemesiz 7 yıl vadeli büyük ve küçükbaş hayvancılıkta ahır, ağıl yapma, süt sağım tesisi kurma ve hayvan alımını kapsayacak şekilde verilmişti. İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ali Gülkaynak, üst limiti 7 milyon 500 bin lira olan faizsiz krediyi çoğunlukla, doktor, avukat, turizmci, mühendis, tekstilci gibi hayvancılık sektörüyle hiçbir ilgisi olmayan kişilerin kullandığını kaydetti. Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük, “Sadece ucuz para almak amacıyla sektör dışından işe girenler büyük sıkıntıya girdi” dedi. mi birlikte düşünüp planlamak ve bugün 75 milyon olan nüfusun orta vadede 100 milyona yaklaşacağını öngörerek Türkiye’nin kendine yeten ihracat kapasitesine sahip hayvancılık politikalarına dönmesi gerekir. Bunun yanında ve özellikle altını çizmek isterim ki dışarıdan getirilen GDO’lu soya ve mısırla beslenen hayvancılık ürünlerinin insan sağlığı açısından sakıncalı olduğu ortadadır. Hayvancılık politikalarının mera alanlarını genişleten ve hayvan refahını göz önüne alan sağlıklı ve dengeli beslenme ilkelerine uygun bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir” dedi. Demokrasiden İç Savaşa Geçişte Makas Kapandı... Mısır’da meydanları boşaltmayan Mursi yandaşlarına, beklenen, korkulan operasyonun ilk günü beklenenden şiddetli, kanlı sonuçlar getirdi... Dünya, ülkeler çıkarlarına, mezheplerine göre yorumlarla, aynı olup bitenleri siyahbeyaz ölçüsünde farklı renklerle tanımlıyorlar... Mısır nüfusu ve konumu ile dünyayı sarsacak bir noktada olmasa, kendi içinde yanıp kavrulmasına insanlık, dünya seyirci kalacak... Ortak akıl olsa olsa olup bitenin renginde buluşamayan güç odaklarının, ortak kaygı, korkuda buluşabilmeleri sayesinde sınırlı ölçeklerde üretilebilecek... Türkçesi, Afrika’da umursanmayan bir gecedeki insan katliamına benzer bir seyirci kalabilme lüksü söz konusu olamayacağından, Mısır için daha anlamlı bir çözüm üretme çabaları görülebilecek... Yazımın başlığında gündeme getirmeye çalıştığım vurgulamanın ise doğrudan Mısır’la bir ilişkisi yok... Mısır’ın çağrıştırdığı, tüm ülkeler, örgütlenmeler, bireyler için geçerli olan, olup bitenlere kendi dünyamızdan bakışta her gelişmenin özeline bakarken çok da ayrımına varamadığımız ortak gelişmeleri görebilme çabası üzerine, ucundan kenarından beyin cimnastiği... Sizi bilmem ama kendi adıma, insanlığın, uygarlığın gelişiminin kaçınılmaz sonucu olarak; insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni, dahası hakça paylaşım düzenlerinde, uzun süreçte olumlu gelişmelerin yaşanacağına inancımı hep korudum... Oysa tek kutuplu dünya, piyasalar düzeninin egemen olduğu son 4050 yıllık sürece baktığımızda yoksul Güney dünyası eksen, zengin Kuzey dünyasında bile yüzlerce, binlerce yılların insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni, paylaşımda adalet.. kazanımlarında, çoğunluk milyarlarca dünyalının yaşamlarını altüst eden büyük bir geriye sürüklenişi yaşıyoruz. Tüm canlıların, dünyanın kaynaklarının da tehdit edildiği çarpıcı sonuçları ile birlikte... Çok kirli bir çıkar düzeni, kaynakların, gücün merkezlerde toplanması sürecinde, milyarlarca dünyalıyı ağır hak kayıplarına karşı dirençsiz kılan örgütsüzlük, dağılma gerçeğinin işletilmesinde silahlı güçten daha etkin medya gücü ile algılamalar, kavramlar arapsaçına dönüştüğünden... Bilimsel teknolojik devrim çağının olanakları olsa olsa bilgiye çok hızlı ulaşma ama ayrıntıya takılıp gerçekleri görememe, genel sonuçları algılayamama, kaçınılmaz birlikte hak savaşımı verememe, büyük bir dağılma, çözülmeyi üretiyor... Sonuçta ortak yaşamımızı biçimleyen aynı olayların algılanmasında bile öylesine cepheleşme, algılama çarpılması, kaosundayız ki... Kimimize göre demokrasiye giden yol, demokrasi, hak savaşımı için yapılanlar, yaşananlar, kimilerimiz için en yaşamsal insan haklarımızın gasp edilmesi, nefes alamamak, yaşayamamak anlamına gelebiliyor... HHH Gerçekten bilimsel kriterlerle, içtenlikle değerlendirme yapmaya çalışan iki bilim insanımızdan biri, Mursi liderliğinde simgelenen çatışmanın tarafı Mısır’ın Müslüman Kardeşler iktidarının diğer inançlara hak tanımayacak kadar demokrasiden kopuk iktidar icraatlarının bugün gelinen iç savaş noktasına sürüklenişteki sorumluluğunun altını çizerken ne kadar haklıysa... Diğeri sandıktan çoğunlukla çıkmış, demokrasiye geçiş yapamamış yönetim ne kadar suçlu olursa olsun, darbe yöntemi ile iktidardan uzaklaştırılması, şiddet sonucu dışlanmasıyla, çok daha ağır radikalleşmesi bağlantılı yaşanacakları, Afganistan’ı, Taliban’ı anımsatarak kaygılarını dile getirirken aynı içtenlikte haklı değil mi? İslam dünyasında, dünyayı da kasıp kavurmaya aday bu kaos, mezhepler çatışması, iç savaşlarında ana belirleyicinin özellikle enerji, dünyanın doğal kaynakları üzerinde yerleşik milyarlarca Müslümanın demokrasiden uzak diktatörlükler, şeriatçı mezhep ayrımcılıklarında, siyasal İslamcı farklı güdülemelerde yönetilmelerinin etkisinin ortada, biliniyor olması ne işe yarıyor? Laikliğin önemi, anlamı, laiklik olmadan demokrasinin olamayacağı evrensel ölçekte kabul görse de, bir siyasal İslam yorumuna, cemaate, mezhebe biat etmiş insanlar, kitlelerin davranışlarını, kendi yaşamsal hakları adına bile düzeltmede hiç işe yaramıyor... Ucundan yarasaydı her gün sayısız örneğine tanık olduğumuz aynı dine, İslama bağlı, aynı peygambere inanmış, mezhepçilikten birbirlerine düşman olmuş Müslümanlar, cennete gitme uğruna diğerlerini ibadet ederken öldürmeye kalkışabilirler miydi? İslam dünyasını kasıp kavuran mezhep çatışmaları, iç savaşlar, darbeler, diktatörlükler yaşamsal, güncel, öncelikli gündemimizde... Zengin Kuzey dünyasında, ABDAB örneklerinde daha yaygın görünen dünya nimetlerinden eşit yararlanmamanın çatışmaları, gerçek demokrasiden, sendikal haklar, sosyal devlet kriterlerinden sapmalar önemli sorunlar gibi gözükmüyor... Gerçek şu ki insanlığın yaşadığı sorunların odağında, yüzyılların insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni, laiklik kazanımlarından kopuşlar var... Demokrasiye gidiş yolunda bir büyük hak arama, sosyal patlama yaşanıyor derken trenin makası ile oynanıyor... Bir de bakıyoruz ki demokrasi için çıkılan yoldan iç savaşa sürükleniş yaşanıyor... ANKARA CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, Türkiye’deki et üretiminin gerçek tüketimin çok altında olduğuna işaret ederek “İnsanların et satın alma güçleri olsa fiyat düzeyi çok daha yüksek olacaktır” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Günaydın, et fiyatlarındaki yükselme ile Et ve Süt Kurumu’nun müdahalesini değerlendirdi. Et ve Süt Kurumu’nun kuruluş amacının üreticiyi desteklemek olduğunu, ancak bugün bu kurumun görevinin ithalatı organize etmek olarak tanımlanabileceğini belirten Günaydın, Türkiye’de yerli üreticinin maliyetlerinin çok yüksek olduğunu söyledi. Günaydın, ülkenin ihtiyacı olan yem hammaddesinin yarıya yakını ithalatla karşılanırken, hayvan hastalıkları nedeniyle çok ciddi kalite ve verim kayıpları yaşanırken bu yapısal sorunlarla ilgilenmeyen AKP’nin, ithalatla tüketici fiyatlarını düşürmeyi denediğini ancak bunun da başka bir rant alanına dönüştüğünü belirtti. Ülkede 14 liradan aşağıya kırmızı et mal etmek mümkün değilken 11 liradan ithalat yapıldığını ancak kıymanın fiyatının hiçbir zaman kasapta 22 liranın altına düşmediğini dile getiren Günaydın, “Dolayısıyla bir taraftan üreticibesici iflas ettirildi ve onların boşalttığı alan yandaş sermaye tarafından dolduruldu. Diğer taraftan yüksek fiyatlar nedeniyle tüketi ci evine et götüremedi” dedi. Günaydın, ortalama bir Avrupalının yılda 75 kilogram kırmızı et tüketirken Türkiye ortalamasının 8 kilogramda kaldığına dikkat çekti. Şimdi yeniden fiyatların yükselmesi ve ithalatın önünün açılması tartışmalarının başladığına işaret eden Günaydın, üreticinin 7 yıllık faizsiz kredisinin geri dönüş zamanının geldiğini ve aşağı yukarı 8 milyar lira dolayındaki bu kredinin ödenememesinin yeni besicilik iflasları doğuracağını vurguladı. Böyle bir ortamda AKP’nin yeni bir rant hamlesi yapmaya hazırlandığını kaydeden Günaydın, “Sonuç olarak Türkiye’de bitkisel ve hayvansal üreti Ekonomi Servisi Samsung’u çalışma yasalarını ihlal etmekle suçlayan Brezilya hükümeti, şirkete 108 milyon dolarlık tazminat davası açtı. Çalışma Bakanlığı uzmanları şirketin Manaus’taki fabrikasında yaptığı incelemeler sırasında işçilerin günde 15 saate kadar çalışmaya zorlandığını ve çalışanlara yeterli mola verilmediğini belirledi. Savcılığa göre; yaklaşık 6 bin kişinin çalıştığı fabrikada görevli bir işçiye bir cep telefonunu monte etmesi için 32, bir televizyon setini kurması için ise sadece 65 saniye veriliyor. Samsung davalık oldu İngiliz takımlar kemer sıkacak Ekonomi Servisi Avrupa’daki ekonomik kriz, İngiliz futbol takımlarının neredeyse yüzde 80’ini bu sezon harcamalarını kısmaya zorladı. İsveçli muhasebe şirketi BDO’nun anketine göre, İngiltere’nin en büyük beş liginde top koşturan 66 takımın yarısı bordro maliyetlerini kısmayı planKıtanın en büyük iki lıyor. İngiliz takımlarının yüzde 65’i bu ekonomisi Almanya yıl kâr beklentisi içinde değil. Bütçe kave Fransa’dan rarlarında, ülkede bu sezon ilk kez uygulanacak finansal fairplay (FFP) kugelen güçlü büyüme ralları önemli rol oynuyor. Uygulama, rakamları bölgenin mali dengesi bozuk bir takımın, şamresesyondan piyon olsa dahi Avrupa kupalarına çıkmasını sağladı. katılmasına engel oluyor. Avrupa resesyondan çıktı Ekonomi Servisi Son yılların en büyük ekonomik durgunluğunu yaşayan Avro bölgesi ikinci çeyrekte yüzde 0.3 büyüdü. Bölgede 2011’in ilk çeyreğinden bu yana en yüksek büyüme kaydedildi. AB istatistik kurumu Eurostat’a göre, Almanya ikinci çeyrekte ilk çeyreğe kıyasla yüzde 0.7, Fransa ise yüzde 0.2 büyüyerek resesyondan çıktı. Portekiz’in büyüme oranı yüzde 1.1 ile açık ara en güçlü oran oldu. Avusturya, Estonya, Belçika, Slovakya ve Finlandiya da büyüyen ülkeler arasında yer aldı. Rakamlar umut verse de Avrupa’nın sorunlu ülkelerinde resesyon devam ediyor. İkinci çeyrekte Yunanistan yüzde 4.6, Güney Kıbrıs yüzde 1.4, İspanya yüzde 0.1 daraldı. İtalya ve Hollanda da yüzde 0.2 küçüldü. Mehmet Tütüncü Deprem Manifestosu İMSAD: Tüm sosyal paydaşlarımıza ‘Binaların yapımında ilgili standart ve yönetmeliklere uyun, küçük tasarruflar için büyük riskler almayın, dünyanızı karartmayın’ mesajıyla sesleneceğiz. Ekonomi Servisi Türkiye’nin önde gelen inşaat malzemesi üreticilerinin çatı kurumu olarak faaliyet yürüten Türkiye İnşaat Malzemeleri Sanayicileri Derneği (İMSAD) ile Türkiye Deprem Vakfı (TDV) birlikte işbirliğine giderek ‘Deprem Manifestosu’ yayımladı. TDV, İMSAD ve üyesi 29 der neğin imzasını taşıyan Deprem Manifestosu’nda, ülkede deprem farkındalığının yetersiz olmasına ve dayanımı yeterli olmayan binalara dikkat çekildi. İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Yetişener, Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik ve sosyal kalkınmasında inşaat sektörünün önemli bir rol üstlendiğini söyledi. Yedi maddelik Deprem Manifestosu’nda şu talepler dile getirildi: * Sivil deprem platformu oluşturulmalı. * Deprem strateji eylem planı konusunda katılımcılık artırılmalı. * Ülkemizde eksik olan bina yönetmeliği hazırlanmalı. * Uygulamacılar eğitimli ve belgeli olmalı. * Kentsel dönüşümde tereddütler giderilmeli. * Güvenli ve çağdaş binalar yapılmalı. * Deprem ve güvenli yapı bilinci oluşturulmalı. Ülker ilkyarıda satışlarını yüzde 16 artırdı Ekonomi Servisi Ülker, 2013’ün ilk yarısında satış gelirlerinin yüzde 16 artışla 1.3 milyar TL’ye ulaştığını açıkladı. 2012’nin ilkyarısında 157 milyon TL faaliyet kârı elde eden şirketin bu yılın aynı dönemindeki faaliyet kârı ise yüzde 28 artışla 201 milyon TL olarak gerçekleşti. Yapılan açıklamada, Ülker’in 2013 ilk yarıyıl konsolide cirosu 1.3 milyar TL’ye ulaşırken 2012’nin aynı döneminde 1.1 milyar lira ciro elde eden şirket, cirosunu yüzde 16 artırdı. Ülker’in bilançosundaki olum lu değişikliğin, yalın ve rekabetçi iş yapış modeli ile daha yüksek satış hacmine ve gelir artışına ulaşılmasından kaynaklandığı belirtildi. Ülker Üst Yöneticisi (CEO) Mehmet Tütüncü, şirketin performansı ile ilgili yaptığı açıklamada “2013’ün ilkyarı sonuçlarının beklentilerimiz doğrultusunda sonuçlanmasından tüm ekip olarak mutluyuz. Son 6 çeyrektir gerçekleşen şirket mali performansı, sürdürülebilir ve kârlı büyüme için mali ve operasyonel olarak sağlam bir zemin oluştuğunu gösteriyor. Bulunduğumuz kategorilerdeki rekabet gücümüz, pazar paylarımıza da yansımaya devam ediyor. Bu gelişimin sürdürülebilir olmasında, tüm değer zincirinin verimlilik ve ortak hedefler için hizalanmış olmasının etkisi çok önemli” dedi. kredileri yüzde 10 yükseldi Ekonomi Servisi Küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) bankacılık sektöründen kullandığı nakdi krediler 2013 yılı Haziran ayı itibarıyla 2012 yılı sonuna göre yüzde 17.1 oranında, 33.7 milyar TL tutarında artışla 229 milyar 875 milyon TL’ye ulaşırken KOBİ’lerin zamanında ödeyemediği için takibe düşen kredi borçları ise yüzde 10.1 oranında artışla 7 milyar 39 milyon TL oldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) açıkladığı geçici verilere göre bankacılık sektöründe takibe düşen toplam kredi alacakları 2012 sonuna göre 2.7 milyar TL tutarında, yüzde 11.7 oranında artarak Haziran 2013 itibarıyla 26.1 milyar TL seviyesine yükseldi. Takipteki KOBİ THY Yunan şirketlere talip Ekonomi Servisi Türk Hava Yolları (THY), Yunan Aegean ve Olympic Air’i satın almayı planlıyor. www.kokpit.aero’nun haberine göre bölgede büyümek için Olympic Air’i satın almak isteyen THY, ilk etapta Olympic’in ismini ve logosunu koruyup daha sonra tamamen kendi bünyesine entegre edecek. THY, Atina’dan yurtdışında çeşitli noktalara sefer yapmayı da hedefliyor. Aegean Havayolları ile de ilgilenen şirketin ilerleyen dönemde Aegean için de teklif vermesi bekleniyor. Öte yandan THY’nin, ocaktemmuz arasında taşıdığı toplam yolcu sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24 artışla 26.9 milyona ulaştı. Yolcu sayısındaki artış iç hatlarda yüzde 22, dış hatlarda yüzde 26 arttı. Uçulan nokta sayısı yüzde 19 artışla 237’ye çıktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle