16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 TEMMUZ 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER TKP’li Baş, ‘Gezi’yle birlikte milyonlarca insanın ‘örgütlenmek gerek’ fikrini kazandığına dikkat çekti 9 lMEB’İN GEREKÇESİ: Solun sorumluluğu arttı T KP MK Dönem Sözcüsü Erkan Baş, Gezi eylemlerini “Türkiye tarihinin en büyük halk hareketi” olarak nitelendiriyor. “Bu halk hareketine örgütlü solun önderlik etmediği bir yere kadar doğrudur. Zaten tarih boyunca benzer çaptaki hareketlere doğrudan bir öznenin önderlik ettiği tek bir örnek yoktur. Bizim açımızdan önemli olan TKP’nin sürecin ilk anından itibaren bu halk hareketinin bir parçası ve en önemli örgütlü güçlerinden birisi olmasıdır” diyor. Baş, Gezi süreci ve sonuçlarıyla ilgili şu değerlendirmeleri yapıyor: l Sadece örgütlü sol değil, Türkiye’nin tüm siyasal güçlerinin bu süreçten kimi dersler çıkaracağı çok açık. Bizce en önemli dersi “bu halktan adam olmaz” gibi gerekçelerle iktidarın gücü üzerine umut kırıcı söylemler çıkaranlar almalıdır. Bu hareketin içinde başlangıç aşamasında ağırlıkla örgütsüz kesimlerin olduğu saptaması doğrudur ve önemlidir. Ancak bunun kadar önemli olan milyonlarca insanın artık “örgütlenmek gerek” fikrini kazanmış olmasıdır. Bu sol için önemli bir ek sorumluluk anlamına gelir. Elbette örgütlü sol da ders çıkaracak, ama geride kalan 10 yıl boyunca elindeki tüm olanaklarla hiç durmadan AKP’nin karşısında etkin bir mücadele yürüten sosyalist solun son gelişmeler ışığında kesin olarak doğrulandığını da görmemiz gerekiyor. l Sloganlar konusunda özel olarak TKP açısından bir örnek öne çıktı, yaklaşık 2 yıl önce kullanmaya başladığımız “Boyun Eğme” sloganı bu süreçte eyleme katılan çok sayıda insan tarafından benimsendi ve nereTKP MK Dönem Sözcü deyse sürecin temel slosü Erkan Baş, Gezi parganlarından birisi halitisi fikrinin, sol siyasene geldi. tin Türkiye’deki birikimil Gezi süreci özel olani yok sayan bir yanı olrak Türkiye’nin her düzduğunu söyledi. lemde AKP iktidarından bir an önce kurtulması gerektiğini ortaya koyuyor. Daha önemlisi bunun mümkün olduğunu gösteriyor. Bizce burada dikkat edilmesi gereken şey, AKP’den kurtulmanın esas olarak AKP zihniyetinden kurtulmak olduğu gerçeğinin üzerini örtmemesidir. Eylemlere katılanların siyasal hedeflere yöneldikleri bir gerçek. Öte yandan bunun yeni bir parti arayışı olarak formüle edilebileceğini sanmıyorum. Bunu açıkça ilan edenlerin hem parti fikrini hem de siyaseti geri plana itme, siyasal hedefleri belirsiz bir aradalığı empoze etme eğiliminde olduklarını görüyoruz. “Gezi partisi” fikrinin solun ülkemizdeki birikimini yok sayan bir yanı var. l “Yetmez ama evetçiler” pratik olarak özeleştiri veriyor. Bugün geniş halk kitlelerini bir isyana sürükleyen AKP politikalarının güçlenmesine ilgili çevrelerin çok açık destekçi olduklarını elbette unutmayacağız. Ancak bugün bu hareketin içinde kendilerine yer bulmaya çalıştıklarını, en azından açıkça karşıya almaya cesaret edemediklerini görüyoruz. Ancak bunun “kutuplaşmaları bir yana bırakma” sonucu doğurmadığını da eklemek gerekir. Aynı çevrelerin, hareketin içine girme çabası kadar hareketin rotasını sulandırma çabalarını da görmek gerekiyor. l AKP iktidarının Kürt sorunuyla ilgili yaklaşımı Türkiye’yi bir bütün olarak gerici dönüşümlere uğratma çabasından bağımsız değil, Türkiye’nin bölgesel misyonlarıyla da paralel olduğunu ekleyelim. Yaşanan süreç Türkiye halklarının AKP’nin Türkiye projesine, AKP’nin dış politikadaki taşeron rolüne de köklü bir itirazı olarak okunursa herhangi bir başlığın bundan muaf tutulmaması gerekir. Öte yandan bu süreçte iktidar cephesinin tavrına baktığımızda Türkiye’de barışın, özgürlüklerin en büyük düşmanının AKP iktidarı olduğunu da kolaylıkla görüyoruz. Otoritemiz sarsıldı, tabii soruşturacağız SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Taksim Gezi Parkı protestolarına katıldıkları savıyla öğretmenler ile birlikte öğrencileri de soruşturan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), soruşturmaları “kamu otoritesi sarsıldı” gerekçesiyle savundu. EğitimSen yöneticilerinin duydukları rahatsızlığı ilettikleri Bakanlık Müsteşarı Yusuf Tekin’in soruşturmaları, “Kamu otoritesini sarsıyorsunuz. Tabii ki soruşturma açacağım” sözleriyle savunduğu bildirildi. Gezi olaylarına katıldığı, öğrencileri ve öğretmenleri katılmaya teşvik ettiği gerekçesiyle birçok üyesi soruşturma geçiren EğitimSen’in yetkilileri önceki gün Tekin ile bir araya geldi. EğitimSen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, Müsteşar Tekin’e “Sendikal faaliyetleri nedeniyle öğretmenlere soruşturma açılamayacağını” söyledi. Tekin ise sendika yetkililerine “Kamu otoritesini sarsıyorsunuz. Ben tabii ki soruşturma açacağım. Eğitim öğretim bittikten sonra grev yapın” yanıtını verdi. EğitimSen Merkez Yürütme Kurulu üyesi Tuğrul Culfa, “Biz, müsteşara ‘sizin otoritenizi bozmaya devam edeceğiz’ dedik. Çünkü kamu idaresine hâkim zihniyet grev nedir bilmiyor. Grev yapılarak kamu otoritesinin sarsıldığını iddia ediyorlar. Bu Gezi eylemlerinden hiçbir mesajın alınmadığı anlamına geliyor” dedi. ‘Mesaj alınmamış’ İP’den AKP’ye karşı yerel seçimlerde ‘bir olma’ çağrısı güç birliği yapmalı’ ‘Bir yıldır söylüyorduk’ Özbey: Biz haziran ayaklanmasının geleceğini bir yıldır söylüyorduk. Kendiliğinden oldu, deniyor ama bunun ön hazırlığı vardır, kendiliğinden değildir. Örgütlüydü, programı vardı. Biz de bildiğimiz bir şeyi alanlarda test edip doğrulatmış olduk. Her etnik kökenden, mezhepten yurttaşlarımızı birleştiren biricik şey Türk bayrağı ve Atatürk devrimleriydi. Bu eylemin öncüleri, önderlik edenleri örgütlü. Bunun Erdoğan çok farkında. Olayın Gezi Parkı duyarlılığı ile başladığı ama sadece bu olmadığı, tüm Türkiye’nin bağımsızlığı, demokrasi ve özgürlük mücadelesi olduğu görüldü. ‘Milli unsurlar İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Hasan Basri Özbey, Gezi eylemlerini “Haziran halk ayaklanması, Türkiye tarihinin en büyük halk hareketi” olarak nitelendiriyor. Özbey’in “Gezi süreci dersleri”yle ilgili değerlendirmeleri şöyle: l Haziran ayaklanmasının hedefinde BOP eşbaşkanlığı; yani Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül vardır. Bir programı vardır. Hem “Hükümet istifa” demektedir, hem de “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı ile Türk bayrağı hâkimdir. Soldan bazı arkadaşların karşı çıkışları oldu ama bu eylemler Türk bayrağı konusunda solu da eğitti. Yıllardır biz, Türk milletinin bayrağıdır, faşistlere teslim ettik, diyorduk. Şimdi milletin bayrağı olduğunu Türk solu da büyük ölçüde kabul etti. l İşçi Partisi’nden TKP, ÖDP’ye kadar esaslı bir birlik, bir araya gelme tablosu ortaya çıktı. Özellikle ÖDP’li ve TKP’li arkadaşların beyanlarını önemsiyorum. Hepimiz öğreniyoruz. Ayrıca, MHP’nin denetimi altındaki vatansever milliyetçi güçler de bu eylemler de yer aldı. Milliyetçi vatanseverlerin önemli bir kesimi Devleti Bahçeli’nin denetimi altında.Ama tehditlerine rağmen onu dinlemeyenler eylemlere geldi. Zafer işareti, sol yumruk, ülkücülerin işareti yan yana geldi, bir fotoğrafta gördük. Bu da cepheyi tarif ediyor. Türk milleti BOP eşbaşkanlığına karşı bir cephede birleşmiş oldu. AKP gericiliği ve PKK bölücülüğüne karşı bütün milli güçler güç birliği yaparak yerel seçimlere girmeli, diyoruz. CHP, MHP, İşçi Partisi ve diğer milli unsurlar haziran ayaklanmasının büyük rüzgârıyla güç birliği yapmalı. l Eylemleri Erdoğan doğru algıladı. Bir de ortağı, mektup arkadaşı var Abdullah Öcalan, o da doğru algıladı. Erdoğan nasıl halk ayaklanmasına karşı çıkıyorsa, Öcalan ve ekibi de karşı çıktı, aynı yerde buluştular. Sırrı Sakık’ın AKP yöneticisi gibi, AKP’yi aklayan konuşması bunun tipik örneği. Halk hareketinin içine açılımı sokma çabası var. Bu da tutmuyor. Alanlarda Öcalan posterlerinin açılmasına kitlelerin ezici çoğunluğu karşı çıktı. Bu ayağa kalkışma içine bölücülüğün girmesi mümkün değil. l ÖĞRENCİNİN İNTİHARI ‘Baba kendi sorumluluğunu TED’e yıkıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İstanbul’da Taksim Gezi Parkı protestoları sırasında intihar eden TED İstanbul Koleji öğrencisi 17 yaşındaki Aslı Erkan’ın babası Ömer Faruk Erkan, kızını olaylara katılmaya okulunun teşvik ettiğini, TED yurdunun da olayda ihmali olduğunu iddia ederken, TED Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, “Baba, çocuğunu eylemlere sanki biz yönlendirmişiz gibi ifadeler kullanıyor. Bizi şikâyet ediyor. TED’in duruşu bellidir, ama yapmadığımız bir şey üzerinden bizi suçluyor. Bizim öğrencilerimizi yönlendirmek gibi bir davranışımız olamaz. Baba, kendi mesuliyetini TED’e yıkmak istiyor” dedi. TED, baba Erkan’a dava açarken, Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri de inceleme başlattı. l ‘AHLAK BEKÇİLİĞİ!..’ Facebook ‘Ötekilerin Postası’nı kapattı İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı eylemleri direniş boyunca bağımsız habercilik yapan 138 bin takipçisi olan Ötekilerin Postası’nın sayfası, İstanbul’da eylem yapan Femen aktivistinin fotoğrafını kullanmasının ardından, “çıplaklık ya da pornografik içerik” kullandığı gerekçesiyle Facebook tarafından yayından kaldırıldı. Ötekilerin Postası kurucusu Radikal Aktivist yaptığı açıklamada, Facebook’ta 138 bin takipçisi bulunan bir sayfanın, bir anda böyle bir yalanla kapatılmasının Facebook’un ahlak bekçisi olduğunu gösterdiğini belirttti. Ötekilerin Postası, anadilde savunma hakkı talebiyle cezaevlerinde başlatılan açlık grevleri sırasında yayın hayatına başlamıştı. DSP Genel Başkanı Türker, ‘Yerel seçimde yeni orta sınıfın taleplerini dikkate alacağız’ dedi Eylemciler her şeyi değiştirebilir DSP lideri Masum Türker, Gezi olaylarını “birikimin sonucunda meydana gelen patlama” olarak değerlendirdi. Türker’in Gezi dersleri ve yerel seçimlerle ilgili değerlendirmeleri şöyle: l Taksim Gezi Parkı’nda ağaçların sökülmesini istemeyen gençlerin direnişi başlangıçta bir çevreci eylemdi. Ancak polisin orantısız güç kullanması yanı sıra medyanın polisin şiddetini görmezden gelmesi, yıllardır özgürlükleri baskı altında tutulan anne ve babaları da harekete geçirdi; mesele birkaç ağaç olayından çıkıp “özgürlük arayışına” dönüştü. Desteğin İstanbul’da Taksim’le sınırlı kalmaması, diğer semtlere yayılması ayrıca diğer kentlerde gerçekleştirilen protestolar, her şeyin mükemmel gitmediğini görmemizi sağladı. l Başbakan’ın tutumunun yanı sıra AKP iktidarının yönetim anlayışına yönelik tepkiler gün geçtikçe, yoğun gaz kullanımı, plastik mermi kullanımı, gaz bombalarının ve plastik mermilerin hedef belirlenerek atılması, halkın tepkisinin artmasına ve olayların özgürlük arayışına dönüşmesine neden oldu. l TC’nin kaldırılması, Başbakan tarafından Türk milliyetçiliğine hakarete varan sözler sarf edilmesi, protestoların, özgürlük arayışının yanı sıra ulusal direnişi de kapsamasına kadar vardı. l Bu olaylar bize gösterdi ki, halkın başkaldırısı, başta Başbakan olmak üzere AKP’yi korkutmuştur. Bu gençler, Başbakan ve arkadaşlarının söylediği gibi bir siyasi parti ya da herhangi bir fraksiyon tarafından organize edilmemişlerdir. Bu bir kendiliğinden başkaldırıdır, özgürleşme hareketidir. l Bu direniş, “Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alıyorum” diyen tavırdır. l Bu direniş, TC ibaresini kamu kurum ve kuruluşlarından kaldırmak isteyene direniştir. l Bu direniş, alkole ilişkin yasa çıkarılırken alkol kullananları ötekileştiren, onlara “sarhoş, alkolik, ayyaş” gibi sıfatlar kullanan, onlara farklı imajlar yakıştırmak isteyene karşı duruştur. Kendiliğinden ‘özgürleşme’ hareketi l DSP olarak biz Gezi protestolarının içinde olduk, destekledik. Şu anda forum yaparak eylemlerini sürdürenler, yeni bir parti arayışı içinde değiller. İçlerinde AKP’ye oy verenler de var. Bu eylemlerin siyasal bir amaçtan çok, siyasal katılımda rol almak isteğinden doğduğunu görüyoruz. l Yeni orta sınıf, ordudan ya da başka bir güçten medet ummaksızın, güçlerini birleştirirse, her şeyi değiştirebileceğini ortaya koymuştur. l Eylemcilerin tepkisi yalnız iktidar partilerine değil, parlamentodaki muhalefete de olmuştur. Yerel seçimlere hazırlanırken yeni orta sınıfın taleplerini dikkate alacağız. Adaylarımızın kadın ve gençlerden oluşmasına özen göstereceğiz. Protestolara katılanlardan yerel yönetimlerde görev almak isteyenlere yer vereceğiz. l Protesto eylemleriyle, temel hak ve özgürlükler, tüm yurttaşlara eşit şekilde sağlanmadıkça, hukukun üstünlüğü sağlanmadıkça, ülkeyi yönetenlere rahat olmayacakları mesajı verilmiştir. BİTTİ YENİ BİR PARTİ DEĞİL, SİYASAL KATILIMDA ROL ALMAK İSTİYORLAR l KARŞI BİSİKLET GRUBU İzmir’den Taksim’e pedal çevirecekler İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu ) İzmir’deki Karşı Bisiklet Grubu üyeleri, Gezi Parkı Direnişi’ni büyütmek amacıyla, İzmir’den Taksim’e dek bisikletleriyle gidecek. Salı günü yola çıkacak grup üyeleri, ülkemize dayatılan nükleer, termik ve hidroelektrik santrallara, EXPO bahanesiyle İzmir İnciraltı doğal dokusunun bozulmak istenmesine de “karşı” çıkacak. Gruptan yapılan açıklamada, “Yola çıkarken Taksim Dayanışma Platformu’nun taleplerinin taleplerimiz olduğunu yineliyoruz” denildi. Grup üyeleri salı günü sabah saatlerinde İzmir’den yola çıkacak ve Akhisar, Balıkesir, Bursa Mustafakemalpaşa, Mudanya konaklamalarının ardından, deniz otobüsünü kullanarak 5. gün İstanbul’a ulaşacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle