16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 TEMMUZ 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER ‘Failleri biliyoruz; mezunuz, Kadınlar: Suç mahalli 7 geliyoruz’ Mezuniyet törenlerinde öğrencilerin yaptığı Gezi Parkı eylemlerine İstanbul Üniversitesi (İÜ) Hukuk Fakültesi de katıldı. Beyazıt’taki ana kampusta önceki gün gerçekleşen tören sonrasında kürsüyü işgal eden öğrenciler, “Meşru müdafaayı öğrendik, failleri biliyoruz; mezun olduk geliyoruz” pankartı açtı. Basın açıklaması yapan öğrenciler, direnişin başladığı günden beri gündüzleri sınava girerken akşamları polis copuna, gaz bombalarına, plastik mermilere direnerek diplomayı aldıklarını söyledi. “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganları atan öğrenciler, “Hukuk iktidarın fıskiyesi değildir” dövizleri taşıdı. polis noktası 16 kadın kuruluşu Gezi Parkı Direnişi sırasında polislerin kadınlara yönelik tacizini protesto etti. Galatasaray’da bir araya gelen kadınlar “AKP’ye ve polis şiddetine direniyoruz. Cinsel tacize karşı sokaklardayız” pankartı ve sloganlarla Taksim Meydanı’na yürüdü. Kadınlar, meydana gelince, polis noktasına şerit çekti ve eylemlerinin gerekçesini “tüm polis noktalarının suç mahalli olması” olarak açıkladı. Polisler şeridin arkasında kalınca, polis amiri “Şov yapıyorsunuz, bu yaptığınız basın açıklaması değil, şov yapmayın” diye anons etti. Kadınlar, şerit çektikten sonra “Polissiz ve tacizsiz hava sahası” diye tanımladıkları bölgede açıklama yaptı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) Ansızın Gidene Mektup Uğur ansızın kalkıp gitti. Paris’ten son gelişinde oturduğumuz kahvede hiç de gidecek gibi durmuyordu. Canlı, yeni heyecanlarla, İstanbul’daki küçük evlerini tamamlamaya, yazılar yazmaya, haberler yapmaya odaklanmıştı. Sonra Paris’e gitti. Paris’e değil, başka bir yere gidiyormuş meğer. Sevgili Uğur, haberlerden uzak kalmak sana göre değil. Kısa notlar yazayım sana. Gezi direniyor. Yeni yöntemlerle hem haklılıklarını ilan ediyorlar hem de cümle âlemin bildiği gerçeklerin üstünü örtmeye çabalayanları gün yüzüne çıkarıyorlar. Çevrelerinde oluşan sevgi ve sempati halesi gittikçe genişliyor. Herkes onlardan ders almak gerektiğini söylüyor, alan var mı, direnişi nesnel bir şekilde değerlendirmeye çalışan var mı, varsa kim, tam bilmiyorum... Vardır herhalde. HHH Bu arada Mısır’da askerler Mursi’yi devirdiler. Her nedense telaşı Türkiye’yi sardı. Şimdi gazetelerde ABD’den, Avrupa’dan, NATO’dan hatta Birleşmiş Milletler’den askeri darbe ile ilgili yarım yamalak kınamalardan başka bir ses çıkmamasına şaşıranları okuyoruz. Neden şaşırdıklarını, neden bir türlü anlamadıklarını bildiğimiz için şaşırmıyoruz doğrusu. Dedim ya Tahrir Meydanı ilk ayağa kalktıkları zamanlardaki yüz binleri kat kat aşan, bu kez ne istediğini bilen insan seliyle doluydu. Mısır’da milyon değil milyonlar sokaktaydı ve ellerinden alınan, çalınan devrimlerini geri istiyorlardı. Olmadı, alamadılar, devrimleri bir kere daha yine asker eliyle çalındı. HHH Sana Türkiye’den da kısa haberler geçeyim Uğur. 86 yaşında bir nineyi tencere tava çalarak hükümeti protesto ettiği için cezaya çarptırdılar. Başbakan “Benim bile bu ‘bile’ye dikkatini çekmeme gerek var mı?hatalarım olabilir” dedi. Lice’de karakol önündeki gösteride bir Kürt delikanlı vurularak öldürüldü. Yaralılar var. Bir başka karakol ise kapatıldı, köylülerle vedalaştı askerler. “Açılım süreci” sürüyor. Öcalan “dört duvar arasında sürece yeterince katkı veremediğini” söylerken, heyetler İmralı, Kandil, hükümet arasında gidip geliyor. Başbakan’ın milliyetçi söyleminin bir nedenle tırmandığına, AKP’nin “açılım sürecini seçim sürecine bağladığına” dair ciddi söylentileri de unutmamalı. Bu arada PKK’nin “sözünüzü tutun yoksa görüşmeleri açıklarız” türünden açıklamaları da süreci renklendiriyor doğrusunu istersen! Medyada yandaşlık ise bir kanser hücresi gibi yayılıyor. Yandaş medya her nasılsa kendi içinde kalmış birkaç dürüst gazeteciye bile dayanamıyor artık. Anayasa Mahkemesi’nin “tutukluluk süresi on yıl olamaz, bu çok fazla ve adil değil” kararından sonra Balbay’lar serbest bırakılır mı diye umutlandı herkes. Hukukçular bu esaretin sürdürülmesinin anlamsızlığını bir kere daha dile getirdiler. Ama bir dinleyen olur mu bilmem. Bu arada özel yetkili mahkeme savcılarının Mustafa ve arkadaşlarını artık “terörist” olarak nitelemedikleri de anlaşıldı, ortada kanıtlanabilecek bir terör eylemi olmadığı için komik kaçtığını onlar da fark ettiler herhalde; “hükümeti devirmeye teşebbüsten ceza kesilsin” diyorlarmış artık. HHH Türkiye meseleleri bu kadar. Bir haftaya ne çok haber sığmış Uğur. Alacakaranlıkta yaşıyoruz. Her şeyin olabileceği ve hiçbir şeyin olmayabileceği zamanlar bu zamanlar. Ama işte içimizde bir şeyler kırılıyor, her geçen gün biraz daha yalnızlaşıyoruz. Yaşlandığımız için olsa gerek, gidenleri anarken kendimizi de düşünüyoruz bir yandan. Günler hem hızlansın, beklediklerimiz gelsin, umutlar gerçekleşsin istiyoruz, hem de “biraz yavaş” diye sesleniyoruz zamana. Keder de işte tam o anda gelip buluyor bizi. Aldırma, karamsarlığım, korkularım ruhumu karartsa da bir yanımda umut eksilmiyor yine de. Keşke ansızın gitmeseydin, kalkıp gelseydin Paris’ten, zaman akıp giderken oturup konuşsaydık yazılanları yazılamayanları... Taksim’de TOMA’ya pala desteği!.. İstanbul Haber Servisi Taksim Dayanışması’nın “Parkımıza gidiyoruz” çağrısı ile yaptığı mahkemenin Topçu Kışlası ve Yayalaştırma Projesi’ne yönelik durdurma kararını yetkililere tebliğ etmek amacıyla gerçekleştirilecek eyleme başlamadan müdahale edildi. Taksim Meydanı’ndaki “Su Savaşı” eylemine müdahale eden polis, Gezi Parkı eylemi için İstiklal Caddesi’nde yavaş yavaş toplanmaya başlayan grupları plastik mermi, biber gazı, tazyikli su ve akrepler ile dağıttı. Polisin müdahalesi sırasında yine çok sayıda kişi yaralandı. Talimhane’de de devreye eli satırlı saldırganlar girdi. Bir kadın satırlı saldırıya uğradı. Kadıköy’de toplanan gruplar geçen hafta olduğu gibi vapurlarla Karaköy’e gelerek buradan Taksim’e yürüdü. Kadıköy’den gelen eylemcilerin bir bölümüne Bankalar Caddesi’nden İstiklal’e doğru çıkarken polis gaz bombalarıyla saldırdı. Beşiktaş’tan toplanan aktivistler Harbiye üzerinden Taksim’e doğru yürüyüşe geçti. Harbiye Orduevi’nin önünde barikat kuran polis yürüyüşe izin vermedi. 18.00’da Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde “1 Geleneksel Water War” etkinliği için biraraya gelen 30 kişilik grubun su savaşı yaklaşık 15 dakika sürdü. Ellerinde su tabancaları ve pet şişelerle birbirilerine su atan grubun çevik kuvvet polisleri kol kola girerek Sıraselviler Caddesi’ne doğru iterek dağıttı. Su savaşını püskürten yüzlerce çevik kuvvet polisi daha sonra İstiklal Caddesi’nde TOMA’lar eşliğinde müdahaleye başladı. Koşarak Galatarasay’a doğru inen polis ara sokaklara kaçan aktivistlere tazyikli su, biber gazı ve plastik mermi ile müdahale etti. Polis Tünel’e doğru TOMA ve gaz bombaları ile müdahalesini sürdürdü. Bir anda başlayan gazlı müdahaleye karşın aktivistler Taksim’i terk etmeyerek sık sık “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Hükümet istifa”, “Bu daha başlangıç müdahaleye devam” sloganları attı. Müdahale ara sokaklarda ve cadde boyunca devam ederken CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ve Taksim Dayanışması bileşenleri 18.40 civarında İstiklal Caddesi’nin girişine yönelen başka bir TOMA’nın önünde ellerindeki mahkeme kararının metni ile set çekti. Dayanışma bileşenleri emniyet yetkilileri ile görüştü. Avukat Can Atalay telefonda İstanbul Valiliği yetkilileri ile görüşerek taleplerini iletti. Yurttaşlara yönelik polis müdaheleye son verilmesini isteyen Atalay’a valililk ve emniyet yetkilileri “Eylemle ilgili müracatınız yok. Temsiliyetiniz de yok. Biz yaşamı normale döndürmek için anonsumuzu yaptık. Uymayanlara müdahale ettik” dedi. Yaklaşık 15 dakika süren görüşmenin ardından CHP’li Tekin ve Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, TOMA’nın önünde bir süre durarak hareket etmesini engelledi TOMA vekillerin bulunduğu gruba kırmızı boyalı su sıkarak saldırdı. Polisin saatlerce devam eden orantısız müdahalesinden çevredeki yurttaşlar, çocuklar ve turistler de nasibini aldı. Talimhane ve Tophane civarında ellerinde sopa ile pala ve satıra benzeyen kesici aletler taşıyan bazı grupların yurttaşlara saldırdığı görüldü. Polislerin gözü önünde gerçekleşen saldırıda bir kadına satırla vuruldu, tekme atıldı. Polisin eli sopalı, satırlı saldırganlara değil ellerinde sadece mahkeme kararı olan yurttaşlara müdahalesi tepkiyle karşılandı. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu Twetter’dan 21.18’de “Taksim’de izinsiz gösteri sonrasında çıkan olaylara karışan eli satırlı ve sopalı iki kişi yakalanarak gözaltına alındı” açıklamasını yaptı. Satırlı saldırganların esnaf olduğu da öne sürüldü. ‘Direniş’, ana adresinde ‘bilindik ve şaşırtmayan’ görüntülerle devam etti l İZLENİM... Grup Abdal’ın solisti Burcu Sarak ve annesi Fadime Sarak gözaltına alındı. 22.30’dan sonra ise toplu gözaltılar başladı. (Fotoğraflar: VEDAT ARIK) Müdahale sırasında Akşam gazetesinden bir süre önce işine son verilen gazeteciyazar Tuğçe Tatari de polisin saldırısına uğradı. Birgün gazetesi muhabiri Onur Erem basın kartını göstermesine karşın polis tarafından coplandı, 1 gün işgöremez raporu aldı. soL gazetesi muhabiri Dilem Taştan da plastik mermi ile bacağından yaralandı. Halk TV ekibi de polisin saldırısına uğradı. Milliyet gazetesi muhabirleri Yunus Dalgıç ve Arif Balkan da yaralandı. Ulusal Kanal kameramanı Şengül Derin ve Evrensel gazetesi yazarı Özcan Yaman da yaralandı. Avukat Aslı Kazan Gilmore da yaralanlar arasında. TKP üyesi Ersan Solmaz’ın bacağı kırıldı, Polis ara sokaklarda, İstiklal Caddesi’nde ve sığındıkları dükkanlarda yurttaşları darp ederek gözaltına aldı. İlk belirlemelere göre aralarında Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel ile TKP ve ÖDP yönetecilerinin de bulunduğu 50’den fazla kişi kişi gözaltına alındı. Polisin kask numaralarının olmadığı görüldü. Gazeteci de şiddet mağduru ‘Benim polisim’ vekil dinlemez ARİF KIZILYALIN Taksim Platformu adına Can Atalay başta olmak üzere 3 hukukçu ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ve Bağımsız Milletvektili Levent Tüzel’e, 50 cm. mesafeden su sıkan TOMA gösterdi ki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı çevik kuvvet polisi ‘hukuk’ tanımıyor. Evet dün Taksim yine halkla polisin karşı karşıya geldiği alandı. Türk TV’leri Tahrir ve Adeviyye meydanlarındaki ‘barbarlık’ görüntülerine takılıp canlı yayın yapmasalar da İstanbul’un göbeğinde yaşananlara tanıklık edenler, ‘polisin sınır tanımayan’ şiddet eğilimini bir kez daha gördü. Oysa, Cumhuriyet Anıtı önü dün saat 18.00 sularında oldukça sakindi. TOMA’lı protesto için vatandaşın yaptığı sembolik su savaşı ve Taksim Platformu’nun “Hukuku dinleyin parkı geri verin” isteği oldukça masumdu. Üstelik İstanbul valisi de Twitter’dan parkın yarın açılacağını duyurmuştu. Ancak ‘birileri’nin ‘benim polisim’ dediği 5 bine yakın Emniyet görevlisi, Gezi Parkı’nı 12 saat önceden ‘teslim etmeyi’ gururuna yedirememiş olsa gerek ‘orantısız’ güç kullandı yine. Üstelik iki ‘seçilmiş’ milletvekilinin üzerine ‘kimyasal madde karıştırılmış’ su sıkarak. TOMA bu kez vekil, dolayısıyla kanun da dinlememiş; dokunulmazlık yasası suya karışmıştı! Çevik kuvvetten bir görevlinin de “Bana ne vekilse, vekil bana mı sordu” diye bağırması, aslında ülkenin demokratik yapısını da gözler önüne seriyordu. Sonra mı? Sonrası, Taksim’e çıkmak isteyen gruplara plastik mermili, biber gazlı, tazyikli sulu polis saldırısı! Yaralananlar, hastanelik olanlar, nefes alamayanlar işin cabası! İşin garibi, meydanın ortasında elinde sadece Atatürk bayrağı olan bir genç yaka paça gözaltına alınırken hemen arka sokakta hem de polisin görüş açısı içinde eli palalı bir gencin, gelene geçene tekme atıp, “... askerleriyiz” diye bağırması da ülkede gelinen son noktanın en güzel kanıtıydı! Vekile kimyasallı su, gözü dönmüş palalı caniye, “Aferin genç...”övgüsü! TOMA’ya mahkeme kararı BAKAN: ÇİÇEK SEVMEYE GELSİNLER, ÇADIR YOK! Valinin ‘Gezi’ oyunu İstanbul Haber Servisi Polisin 15 Haziran’da plastik mermi, gaz bombaları, tazyikli su kullanarak boşalttığı Gezi Parkı bugün açılıyor. Vali Hüseyin Avni Mutlu’nun Twitter’dan duyurduğu açılış haberi sosyal medyada tepkiyle karşılandı. Valinin açıklaması, Taksim Dayanışması’nın “Mahkeme kararını tebliğ etmeye parkımıza gidiyoruz” çağrısıyla gerçekleştireceği eyleme yapılacak müdahaleye zemin hazırlama çabası olarak nitelendi. Mutlu, parkın açılışını Twitter’dan “Gezi Parkı’nda beklenen açılışı yarın (bugün) yapıyoruz” yazarak duyurdu. Mutlu’nun tweet’ine yüzlerce yorum yapıldı. Yorumlardan bazıları şöyle: “Gezi Parkı 1940’tan beri halka açık, siz neyi açıyorsunuz?”, “Biz yarın açacaktık. Olay çıkarmak için bu akşam geldiler demeye hazırlanıyor vali.” ğaçlarla beraber olmaya gelsinler’ İçişleri Bakanı Muammer Güler de konuyla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı. Olay beklenip beklenmediği sorusuna Güler, “Çevre hassasiyeti olan bütün İstanbullulardan rica ediyorum; artık orada çiçeklere ve ağaçlara zarar vermeyecek yaklaşım içinde olalım” karşılığını verdi. Yurttaşların orada toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmadan, Gezi Parkı’nı diledikleri gibi kullanabileceklerini kaydeden Güler, “Çiçekleri sevmeye mi gelsinler?” sorusu üzerine “Çiçekleri sevmeye, ağaçlarla beraber olmaya, sohbete, oturmaya gelsinler, diledikleri kadar otursunlar. Çadır da kurdurmayız” dedi. ‘A Satırlı müdahale Gazdanadam Festivali bugün İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı eylemlerini görmezden gelen medyayı protesto etmek için düzenlenen “1. Geleneksel Gazdan Adam Festivali” bugün Kadıköy’de gerçekleştirilecek. Festival alanında maket TOMA’dan su sıkılarak kâğıttan biber gazı efektleri ile canlandırmalar yapılacak. Modacı Barbaros Şansal “Çapulcu defilesi” sunacak. Festivale, Cumhuriyet, Sol, Yurt, Birgün, Aydınlık Gazetesi, Ulusal Kanal, Halk Tv, Cem TV, Oda TV, Cem ve Yön Radyo ile Ataol Behramoğlu, Şebnem Sönmez, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Leman Sam, Tarık Akan, Levent Üzümcü, Sevinç Erbulak, Füsun Demirel, Ayşen Guruda, Ayşe Emel Mesci, Sanatçılar Girişimi, 68’liler Birliği Vakfı, Oyuncular Sendikası, 3. Köprü Yerine Yeniden Yaşam Platformu gibi çok sayıda sanatçı ve kurumun destek veriyor. İskele Meydanı’nda 17.30’da başlayacak festivale Ataol Behramoğlu, Güvenç Dağüstün, Nazım Kumpanya, Renan Bilek, Bulutsuzluk Özlemi, Feridun Düzağaç, Hakan Vreskala, Cem Adrian, Sattas, Çapulcular Korosu ve Mir Sanat Topluluğu olmak üzere birçok sanatçının katılması bekleniyor. Cop yetersiz kalmış Haber Merkezi Antalya’da Gezi Parkı eylemlerine katılan üç genci bir otoparkta döven ve göstericilere demir çubuk, taş ve sopalarla müdahale eden polislere ilişkin soruşturmada polisler “ilginç” gerekçelere sığındı. Polisler, müfettişlere “Cop yetersiz kaldı sopa ve demir çubuk taşıdık. Fakat protestoculara sopalarla müdahalemiz olmadı” dedi. Müfettişlerin ise polislere, “Sizi kim görevlendirdi? Sopa, demir çubuk taşırken sizi uyaran olmadı mı” sorularını yönelttiği, bu sorularla süreç içinde amir sıfatı taşıyan memurların olup olmadığının tespit edilmeye çalışıldığı vurgulandı. Olaylar içinde amir sıfatı taşıyan isimler yer alırsa hazırlanan soruşturma dosyası EGM Yüksek Disiplin Kurulu’na gönderilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle