16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 TEMMUZ 2013 PAZAR CUMHURİYET KÜLTÜR [email protected] 19 90 kuşağı EGEMEN BERKÖZ Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası 2013 Ulusal Piyano Yarışması sonuçlandı piyano başında Siz hiç aynı çoksesli evrensel müzik yapıtını üst üste üç kez canlı olarak dinlediniz mi? Önceki akşama kadar ben dinlememiştim. Yoğunçalardan dinlemişimdir belki, ama canlı olarak ilk kez, 5 Haziran Cuma akşamı Süreyya Operası’nda, Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası Ulusal Piyano Yarışması 2013’ün sonuç konserinde, üç genç yarışmacıdan aynı yapıtı üç kez üst üste dinledim. Gerçekten çok ilginç ve derinleştirici, her müzikseverin yaşaması gereken bir deneyimdi kanımca. Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nın, Kuğu Müzik ve Fazioli Piyano desteğiyle düzenlediği yarışma yalnızca çoksesli evrensel müziğimiz için değil, toplumumuzun çağdaş uygarlığa yürüyüşü için de umut verdi içinden geçtiğimiz karanlık günlerde. Dinlediğimiz üç genç piyanistin düzeyleri de bu umudu lirtisi olarak görüyorum. Birinci olan Orçun Yıldıran 1994 Balıkesir; ikinciliği paylaşan gençlerden Ecem Alnıaçık 1991 Bursa, Atakan Oyal ise 1994 Mersin doğumlu. Müzik eğitimine Orçun İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda başlamış; şimdi Avusturya’da Uni versitat Mozarteum Salzburg’da. Ecem ve Atakan ise kendi kentlerinde başlamışlar; şimdi Ecem, Uludağ Üniversitesi, Atakan Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda. Yarışma, ülkemizin çok değerli piyanistlerinden (Ayşegül SarıBirinci olan Orçun Yıldıran (ortada), ikinciliği ca başkanlığında İdil paylaşan Ecem Alnıaçık (solda) ve Atakan Oyal. Biret, Burçin Büke, re, aynı zamanda seçi Emre Elivar, İris Şengüçlendirdi. Temmuzun ilk üç gü ci kurul üyesi olan Gü türker, Judith Uluğ ve nü yapılan elemeler rel Aykal’ın yönetti Gürer Aykal’dan) oluden sonra son üçe ka ği İstanbul Sinfoniet şan seçici kurulun karalan genç piyanistler so ta Oda Orkestrası eş rı açıklamasıyla sonuçnucun belli olacağı kon lik etti. landı. Birinciye 5000, Dinlediğimiz üç genç ikinciye 3500, üçünserde Mozart’ın K.488 La Majör 23. Piyano piyanistin üç Anadolu cüye 2500 TL ve SüKonçertosu’nu seslen kentinden gelmesini, reyya Operası’nda bidirdiler. Ad çekmeyle çoksesli evrensel mü rer konser olan ödüllebelirlenen sırayla sah ziğin ülkemizde yay ri yarışmacılara Kadınedeki piyanonun ba gınlaşmaya, benimsen köy Belediye Başkanı şına geçen piyanistle meye başladığının be Selami Öztürk verdi. Şifreleri kıran kitap Kültür Servisi Akdoğan Özkan’ın yeni yayımlanan “Sokaktaki İnsanın TC Sözlüğü”, barındırdığı 800 dolayında sözcükle, Türkiye’nin ağırlıklı olarak son çeyrek yüzyılına damgasını vurmuş önemli bazı olay ve olgulara, eski ve yeni anlayışlara mizahi ve eğlenceli olduğu kadar politik bir yaklaşımla bakıyor. Notos Kitap Yayınevi’nden çıkan kitap, gündelik hayattan iş dünyasına, kadınerkek ilişkilerinden Gezi Direnişi’ne, “güzel Türkçemizi” kuşatan ama her zaman çok güzel içeriklendiremediğimiz “kelime haznemize” biraz ekşi, biraz kara, yer yer de ironik bir mizahla ayna tutmayı hedefliyor. 2005’te “Bilişim Tarihimiz” adlı kitabıyla Türkiye Bilişim Derneği’nin Araştırma Ödülü’nü kazanan Özkan, “Sokaktaki İnsanın TC Sözlüğü”nün girişinde, “Bir klişe olarak ‘Sokaktaki İnsan’, Türkiye’de kısa bir süre öncesine kadar, bazı televizyon kanallarının sokaklarda mikrofon uzatıp mizah malzemesi çıkarma gayretlerinin nesnesi konumundaki, sanki sokağa bunun için çıkmış da adeta sıranın bir gün 15 saniyeliğine olur, 15 dakikalığına olur kendisine gelmesini beklerken civarda oyalanan insandı” dedikten sonra Gezi Direnişi’nin bunu kırdığını vurguluyor: “Ancak 2013 yılı Mayıs ayının son günlerinde başlayan Gezi Parkı Direnişi’yle birlikte sokaklarda bir şeyler değişmeye başladı. Kendisini yönetenlerin tarzıyla, üslubuyla tahkir edildiğini düşündüğü haysiyetini yeniden Akdoğan Özkan’ın ‘Sokaktaki İnsanın TC Sözlüğü’ kitabı yaşadıklarımıza mizahi bir ayna tutuyor u Özkan, “Bu kitap, bu ülkede olup bitenlerin şifrelerini kırmak için yazıldı” diyor. Özkan’ın kitabı, son çeyrek yüzyıla damgasını vurmuş olay ve olgulara hem mizahi hem de politik bir yaklaşımla bakıyor. sonra sokaklar dolarken, yeni bir dil oluşturma çabasındaki “sokaktaki insan”ın, bu ülkede bu anlama ve anlamlandırma çabasında kendisine destek olabilecek çok sayıda kaynak ve aracın bulunduğunu göreceğini belirttikten sonra, “Sokaktaki İnsanın TC Sözlüğü, bu çabaya kendi kelimelerimle az da olsa katkıda bulunmak, bu Aziz Nesin’in ölümünün 18. yılında Çatalca’da ‘Temmuz Pikniği’ Yas tutmadan anıldı Kültür Servisi Aziz Nesin ölümünün 18. yılında anıldı. Nesin Vakfı’nın düzenlediği “Temmuz Pikniği Aziz Nesin’i Anma Günü” ad lı etkinlik Çatalca’daki Nesin Vakfı’nda gerçekleştirildi. Nesin’in çok sayıda okurunun katıldığı pikniğin, her ne kadar anma etkinliği olsa da bir yas tutma olmadığı vurgulandı. Öte yandan Nesin Yayınevi, Aziz Nesin’in bazı kitaplarını yeniden yayımladı. Aziz Nesin’in 1955’te “Emirkulu” takma adıyla yazdığı, Nehar Tüblek’in çizdiği “Deniz Aslanı” adlı çizgiroman 58 yıl sonra yeniden özgün biçimiyle bir kitapta toplandı. “Deniz Aslanı” daha önce Nehar Tüblek’in çizgi leriyle Akbaba dergisinde yayımlanmıştı. Aziz Nesin’in farklı dö nemlerdeki gazete yazılarından kendi yaptığı bir derleme olan “Merhaba” ile Aziz Nesin’in İstanbul’daki 67 Eylül olaylarını anlattığı “Salkım Salkım Asılacak Adamlar” kitabı da yeniden okuyucuyla buluşuyor. Halk öyküsü “Leyla ile Mecnun”u kendi kaleminden yazan Aziz Nesin’in “Leyla ile Mecnun” kitabı da yeniden okuyucuyla buluşacak kitaplar arasında yer alıyor. kazanmak isteyen bir ‘sokaktaki insan’ vardı ortalıkta artık. Korku eşiğini de aşarak çıktığı caddeleri ve sokakları on beş günü bile aşkın bir süre direniş alanı haline getiren ‘sokaktaki insan’, biber gazına da tazyikli suya da aldırış etmeden, tarihimizde eşine az rastlanan bir mücadeleye girişiverdi. Haber, hatta mizah yapılacaksa onları da elinin altındaki araçlarla kendi yapacak ve devlet büyükleriyle, güvenlik güçleriyle, medyayla, hatta kendisiyle bile artık o eğlenecekti.” Özkan, uzun bir sükunetten ülkede olup bitenlerin günümüzün moda tabiriyle‘şifrelerini kırmak’ için yazıldı. Çünkü bunu yapıp o örtüyü aralamadan yine moda tabiriyle ezberleri bozamayacağız” diyor. okaktaki İnsanın TC Sözlüğü’nden Abes: Memleketimizdeki en büyük iştigal alanımız, ucu bucağı olmayan uzmanlık sahamız, karşımızdaki fikirle aramıza ördüğümüz yatay uçurumumuz. Adalet: Devletin niye yatırdığını söylemeden üç beş sene içerde tuttuğu kimi vatandaşlarına, mutlak sadakatlerini göstermeleri kar S şılığında tanıdığı tahminde bulunma hakkı. Afet: Richter ölçeğinde “kentsel dönüşüm” fırsatı sunan doğal imkân. AİHM: Adalet arayışında iç hukuk yollarını tüketip Avrupa’nın kapısını çalan milletler sıralamasında (1 Eylül 2011 itibarıyla) Rusya’nın ardından ikinciliği aldığımız bir başka ulusal gurur vesilemiz; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi. Gezi: Devletin kaş (kışla, AVM, şehir müzesi) yaparken 11 göz çıkardığı, İstanbul Taksim’de bir park. Gol: Hayatı mutluluk ve başarıya hasretle geçmiş, hep ofsayta düşmüş, düşürülmüş Ortadoğulu mağdur ve madun çocuk haleti ruhiyemizi bir anda tepetaklak eden muhteşem zafer ânı. Görüş: 12 Eylül’de cezaevinde olan bir mahkum için bir dakikası bir kamyon dayağa bedel olmuş bir ziyaretçi kabul uygulaması. Kaldırım: [Bizde] Yandaş kişilere ve kurumlara kaynak ayırmak ve gerektiğinde yayaları da güvenle ve rahatça engelli birer vatandaşa dönüştürmek üzere inşa edilmiş pembeli, grili ve engelli yürüyüş parkurları. Telefon kilitlenmesi: Bir firmanın telefon santrallarındaki hat kapasitesinin yetersizliğinden övünç duyma hali. (Bkz. Server çöktü)...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle