15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 TEMMUZ 2013 PAZARTESİ 10 TAŞIMACILIK Doğru çözüm; kısa mesafelerde karayolu, uzun mesafelerde deniz ve demiryolunu kullanmak Türkiye lojistikte köprü olur mu? ZUHAL AYTOLUN Karma taşıma yapılmalı Avrupa Çevre Ajansı’nın (AÇA), Avrupa genelindeki ulaşımın çevreye ve insan sağlığına etkisini değerlendirdiği bir rapor açıkladı. Rapora göre, kıtadaki hava kirliliğinin dörtte birinden ulaşım sorumlu. Kentsel alanlarda çevre kirliliğinin azaltılması için elektrikli ve hibrit araçlara yönelinmesi, demir yolu ve deniz yolu taşımacılığının yoğunlukta olduğu karma taşımacılık sistemlerinin tercih edilmesi gerekiyor. AÇA’nın ‘Ulaşım ve Çevre Raporlama Mekanizması’ (TERM) başlıklı 2012 Kasım ayı yıllık raporunda, Avrupa genelindeki ulaşımın çevreye olan etkisi değerlendiriliyor. Raporda; hava kirliliğinin son yirmi yıllık süreçte azalmış olsa da, bunun birçok bölgede hala önemli bir sorun olmaya devam ettiği vurgulanıyor. Buna göre; son yirmi yıllık süreçte artan deniz nakliye trafiği, verimlilik değerindeki önemli iyileştirmelere rağmen asit yağmurlarına sebep olan kükürt dioksit emisyonlarının 1990 yılı itibari ile sadece yüzde 14 azalmasına neden oldu. Öte yandan taşımacılık Avrupa Birliği’ndeki (AB) tüm COx emisyonlarının yaklaşık yüzde 20’sinden, kara yolu taşımacılığı ise bunun üçte birinden sorumlu. Bu nedenle de kentsel alanlarda çevre kirliliğinin azaltılması için elektrikli ve hibrit araçlara yönelinmesi, çağın yenilikçi teknolojisi ile bilişim sistemlerini ve enerjiyi verimli kullanan, yenilenebilir enerji kaynaklarından en fazla oranda yararlanan ve böylelikle çevreye en az zararı veren kara yolu taşımacılık hizmetlerinin yaygınlaştırılması gerekiyor. Doğayla dost uygulamalar demir ve deniz yolu taşımacılığını işaret etmekte. Bu yüzden de çevreye duyarlı araç ve ekipmanlarla donatılmış karma taşımacılık sistemlerinin geliştirilmesi gerekiyor. Avrupa’nın taşımacılık sisteminde köklü bir değişikliliğinin gerektiğine vurgu yapan AÇA Genel Müdürü Jacqueline McGlade, “21. yüzyılın en zorlu hedeflerinden biri; ulaşım ve taşımacılıkta ilerlemeler kaydederken, taşımacılığın negatif etkilerini yani sera gazları, hava kirliliği ve gürültü düzeylerini azaltmak olacaktır. Avrupa, elektrikle ulaşım ile ilgili teknolojik yenilik alanında çalışmalarını yoğunlaştırarak bu alanda öncülük edebilir. Böyle bir değişiklik, şehir yaşantısının değişmesini sağlayacaktır”diyor. Taşımacılık, lojistik sektörünün en yaygın kullanılan alt sektörü. Karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu taşımacılığı faaliyetlerini kapsayan bu sektörde Türkiye’de uluslararası alanda çalışan çok önemli firmalar yer alıyor. Lojistik Derneği (LODER) başkan yardımcısı ve Maltepe Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş, sektörde ciddi bir hareketliliğin olduğunu fakat mevcut sorunların çözülmesiyle Türkiye’nin konumunun daha da güçlenebileceğini belirtiyor. 4 Taşımacılık Türkiye’de hangi aşamada? Dünyadaki taşımacılık sektörünün neresinde? Rakamlarla bakarsak nasıl bir tablo çıkıyor karşımıza? Türkiye’de uluslararası karayolu taşımacılığı yapan C2 belgeli yaklaşık 1750 firma, 53 bin çekici ve 61 bin treyler hizmet veriyor. İhracatın tutar cinsinden yaklaşık yüzde 40’ı karayolu ile yapılmakta. Özel, ticari ve kamu olmak üzere yaklaşık 700 bin kamyon ve 2 milyon 700 bin civarında kamyonet bulunuyor. Tonkm cinsinden bakılırsa, Türkiye’de yük taşımacılığının yüzde 90’ı karayolu taşımacılığında. Avrupa Birliği’nde ise Mehmet bu oran yüzde 44. Tanyaş Bu durum aslında Türkiye’deki taşımacılıkta en önemli sorun olarak görünüyor. Yüzde 90 olan bu oranı yüzde 70’lere indirmek durumundayız. 4 Peki ya demiryolu, havayolu ve denizyolunda durum nedir? Demiryolu taşımacılığı güvenli, ekonomik ve çevre dostu bir taşıma türü olması sebebiyle kamu ulaştırma politikalarında daima önemli bir pay edinmiştir. Avrupa, Rusya, Çin ve Amerika coğrafyasında son derece yoğun kullanılan bu taşıma türü, Türkiye’de yüzde 5 ile dünya ortalamalarının son derece altında. Denizyolu taşımacılığının dış ticaret taşımalarınreysasAdv401.pdf 1 24.4.2013 10:28:12 Türkiye’de deniz, hava ve demiryolu taşımacılığının geliştirilmesi, mevcut yapıların modernize edilmesi ve yeni yatırımların yapılması şart. Bu yapıların entegrasyonu da sektör için çok önemli. daki aldığı pay toLojistik sektörü, son 12 yıldır en hızlı büyüyen, tüm diğer sektörlere hizmet veren ve onların re te altyapı ve üst yapınaj bazında yaklakabet avantajı sağlamalarında önemli bir araç konumunda bir sektör. Türkiye’nin coğrafi konu nın birbirinden ayrılşık yüzde 85, Türmu, insan kaynakları ve dinamizmi, bölgesinde lojistik bir üs olma potansiyelini ortaya koyuyor. ması, serbest rekabekiye içi taşımalarda Tanyaş anlatıyor: “Türkiye’de tüm sektörlerde, 2023 yılını hedef alan stratejik planlar yapılıyor. tin başlaması ve özel 2023 yılı hedefi olan 1.2 trilyon dolarlık dış ticaret hacmini yakalamanın önemli unsurlarından bi tren işletmeciliği giise aldığı pay yüzri üretim ise diğeri lojistiktir. Bundan sonra yapılması gereken, temel ilkeler ve stratejiler doğrultu bi gelişmeler mevcut. de üç. Havayolu tasunda toplumsal mutabakatın sağlanması ve bu mutabakat doğrultusunda Türkiye Lojistik Master Yeni yasayla birlikşımacılığında yeni Planının (TLMP) hazırlanması.” Taşımacılığın da içinde bulunduğu lojistik merkezler ve depolama, te belirli bir rahatlaoyuncular sektöre gümrük gibi bir çok hizmeti içeren lojistik sektörü için kapsamlı bir çalışma şart olduğunu söyleyen ma olacağı şüphesiz. giriyor, yolcu sayıTanyaş, ekliyor; “TLMP’nında farklı senaryolar doğrultusunda mali ve diğer kaynak kısıtlarını diksı katlanarak büyükate alınarak lojistik altyapı, standartlar, mevzuat yenileme, teknolojik değişim, insan kaynakları yor, atıl konumdaki 4 Peki Türkiye ve eğitim, araştırmageliştirme ve inovasyon ile yönetim konularında önceliklerin ve eylem plan altyapı yatırımında havaalanları kullalarının, farklı kurum ve kuruluşlara ait görevlerin net bir biçimde saptanması gerekiyor. TLMP, ta nasıl bir konumda? nılıyor ve her şeyrafsız bir ekip tarafından kamu ve özel sektör ile sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde ve ulusden önemlisi ticaTürkiye’nin AB, lararası entegrasyon ve işbirlikleri düşünülerek hazırlanmalı.” retle birlikte sekKafkasya ve Orta Dotörde istihdam arğu ticaretinde karatıyor. Yakın dönemyolu taşımacılığı ön malların serbest dolaşımı hakkı elde eden de yüksek kapasiplanda. Türkiye’nin teli yeni havalimanı yatırımlarının ha Türkiye’nin, bu iki sorun nedeniyle ulus Tarihi İpek Yolu ticaretini canlandırma yata geçmesi bekleniyor. Tüm bu verile lararası karayolu taşımacılığındaki hare hedefi içerisinde Orta Asya ve Ortadoğu re bakarsak, doğru çözüm; kısa mesafe ket kabiliyeti kısıtlanıyor. Bu sıkıntıların ülkeleri ile gerçekleştirilen uzun mesalerde karayolu, uzun mesafelerde deniz, azaltılmasında alternatif olarak denizyo fe taşımalarda da demiryolundan üst düdemir ve karayolunu kullanan karma ta lu ve demiryolu entegrasyonu sağlanma zeyde yararlanılması lazım. Giderilmesi şımacılık alt yapısını en etkin ve verimli lı. Denizyolunda da liman altyapı eksik gereken en önemli eksiklikler ise; elektlikleri, ana limanların devreye alınması, rifikasyon, sinyalizasyon, çeken ve çebir şekilde kurmamız... deniz ticaret filosunun yapısı gibi pek çok kilen araçların nitelik ve niceliği, ulus4 Diğer yandan ciddi bir büyüme konu başlığı değerlendirilmeli. Doğubatı lararası mevzuat ile uyumlaştırma, yopotansiyeli olan bu alanda, sektörde ne ve kuzeygüney bağlantılarında köprü ko ğun hatların dünya standartlarına getirilnumu güçlenen Türkiye, dünya taşımacı mesi, Van Gölü ve Boğaz geçiş sıkıntılagibi sıkıntılar yaşanıyor? Uluslararası karayolu taşımacılığında lığındaki rolünü ve ticari payını artırma rı, üretim, tarım merkezleri ve limanlarla ki en önemli sorunlardan biri kota ve vize lı. Sektörün gündeminde demiryolu ser entegrasyon, karma taşımacılık bağlantısorunu. 1996 yılında Gümrük Birliği ile bestleştirme yasasının çıkmasıyla birlik larının sağlanması. SEKTÖR NEREYE GİDİYOR? Deniz ve demir yolu taşımacılığı önemli GoGreen ile karbon ayak izi yüzde 30 azalacak Avrupa Birliği’nde en fazla zehirli gaz emisyonu üreten sektör olarak görülen taşımacılık sektörü, neden olduğu çevre sorunlarını en aza indirmek için sürdürülebilir projeler geliştirmeye büyük önem veriyor. DHL Express de sürdürülebilir projeler yürütüyor. 2007 yılında, GoGreen inisiyatifi ile karbondioksit salınımını, 2020 yılına kadar yüzde 30 azaltmayı hedeflediğini açıkladı ve bu yönde çalışmalarını sürdürüyor. DHL Express Türkiye CEO’su Markus Reckling; “Hedefimiz; dünya genelinde ve Türkiye’de karbon ayak izimizi yani atmosfere olan karbondioksit salınımlarımızı 2020 yılına kadar yüzde 30 oranında azaltmak. Bunun için de filomuzu modernize ediyor, kapasite optimizasyonu ve rota planlaması gibi ölçümleri de kullanma gibi adımlar atıyoruz. Başta hava ve araç filomuz olmak üzere, binalarımıza ve operasyon sarf malzemelerimize çeşitli yatırımlar yapıyoruz. Her şeyden önce karbondioksit salınımımızı kayıt altına alan ve genel müdürlüğümüz dahil, tüm hizmet merkezlerimiz ve operasyonlarımızdaki yakıt, elektrik ve benzeri konulardaki tüketimimizi kayıt altına alan online bir ölçüm ve raporlama sistemini devreye soktuk. Örneğin Havalimanı Ana Hizmet binamız sektörümüzdeki öncü çevreci binalardandır. Duvarları ‘nefes’ alan, operasyon süreç ve ekipmanları azami de çevreci yatırımlarla hayata geçirilmiş olan bu bina bu konudaki en somut örneklerimizdendir. Bunun dışında bütün operasyon sarf malzemelerimizi (zarflar, kutular) yeniden dönüştürülebilir malzemelerden imal edilmiş şekilde alıyoruz. Elektriğimizi azamide çevredostu kaynaklar kullanan üreticilerden temin ediyoruz. Türkiye’de araç filosunda ilk segway ve elektrikli kurye aracı kullanan şirket olarak bu anlamda da yatırımlarımıza devam etmeyi hedefliyoruz” dedi. Türkiye 155 ülke arasında 27’nci sırada Yılın en yüksek performansına sahip ülkesi Singapur oldu Dünya Bankası’nın, ülkelerin gümrük, taşımacılık, altyapı gibi lojistik alanındaki performanslarını değerlendirdiği Lojistik Performans Endeksi’nde (LPI) Türkiye 27’inci sırada yer aldı. ‘Rekabet İçin Bağlanmak2012: Küresel Ekonomide Ticaret Lojistiği’ başlıklı raporun bir parçası olan LPI’nin kapsadığı 155 ekonomi içerisinde Singapur en iyi performans sergileyen ülke olarak öne çıktı. Uluslararası nakliyeciler ve ekspres taşıyıcılar arasında tüm dünyada gerçekleştirilen kapsamlı bir ankete dayalı olarak gerçekleştirilen çalışmaya göre, Şili, Çin, Hindistan, Fas, Güney Afrika, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gibi ülkeler de geçmiş performanslarına göre iyileşme kaydettiler. LPI göstergelerine göre, lojistik performans sıralamasının en üst sıralarında yüksek gelirli ülkeler yer alırken, en kötü performansa sahip ekonomiler, aynı zamanda genellikle denize kıyısı olmayan kara ülkeleri, küçük adalar veya çatışma sonrası ülkeler olarak nitelendirilebilecek en az gelişmiş ülkeler oldu. Üst orta gelir grubuna dahil ülkeler içerisinde en iyi performansa sahip ülkeler arasında Güney Afrika, Çin ve Türkiye yer aldı. Alt orta gelir grubunda Hindistan, Fas ve Filipinler ortalamanın üzerinde bir performans artışı sergilerken, düşük gelirli ülkeler grubunda Benin, Malawi ve Madagaskar en iyi performansa sahip ülkeler oldu. Bu çerçevede 4,13 puan ile bu yılın en yüksek performansına sahip ülkesi Singapur oldu. Ülkenin performansı ise yüz üzerinden 100. İkinci sırayı yüzde 99,9 performans ve 4,12 puan ile Hong Kong, üçüncü sırayı da yüzde 97,6 performans ve 4,05 puan ile Finlandiya aldı. Endekse göre, lojistikte en kötü durumda olan ülke ise yüzde 19,5 performans ve 1,61 puanla Brund oldu. Türkiye ise LPI’nin genel listesinde, Çin’den sonra 27’inci sırada yer aldı. Performansı yüzde 80,3 olarak değerlendirilen Türkiye’nin ortalama puanı da 3,51. C M Y CM MY CY CMY K ‘Çevreci çözümler için çalışıyoruz’ Maersk Line, günümüzde 600’den fazla gemisi, 125 ülkede, 325 ofisi ve 25 bin çalışanı ile taşımacılık sektöründe önemli bir noktada. Maersk Line Karadeniz Ülke Grubu Genel Müdürü Tom Gronnegaard Knudsen, müşterilere hem kısa sürede transit imkanı hem de düşük maliyet avantajı sağlayan direkt servislerle Avrupa, Uzakdoğu, Asya, Ortadoğu, Güney Amerika ve Hindistan’a hizmet verdiklerini söylüyor: “Servislerimizde tam zamanında teslim ilkesine mutlak önem veriyoruz. Bağımsız bir araştırma kuruluşu olan Drewy tarafından bütün firmaların tam zamanında varış ölçümleri yapılıyor. Bu kuruluş, her çeyrek 25 ticaret koridorunda 3 bin 500’e yakın gemi varışını inceliyor ve raporluyor. Bu raporlara baktığımızda 2006 yılından günümüze kadar Maersk Line’ı iki çeyrek hariç hep ilk üç sırada görüyoruz. 28 çeyrekte 18 kere birinci sırada yer alan şirketimiz tam zamanında varış oranını son 5 yılda yüzde 60’lardan yüzde 90’a çıkarmıştır. Bu sektör ortalamasının yüzde 10 üstünde. ” Maersk Line, karbon ayak izini ölçen firmalardan. Knudsen, bunu da Business for Social Responsibility organizasyonunun oluşturduğu ‘Clean Cargo Working Group’ işbirliğiyle yaptıklarını söylüyor: “Maersk Line olarak 2020 yılı için koyduğumuz karbon salınım oranımızı yüzde 25 azaltma hedefimizi 2013 yılında yakaladığımızı belirtmek gerekiyor. 2020 hedefimizi de yüzde 40 azaltmak olarak revize ettik. Çalışmalarımız neticesinde şu anda sektör ortalamasından yaklaşık yüzde 810 daha az salınım ile lider durumdayız. Ayrıca müşterilerimize bizle taşımalarında, ne kadar CO2 salımını yapıldığını raporlayabiliyoruz.” Maersk Line, ayrıca “TripleE” adı verilen, en son teknoloji kullanılarak tasarlanmış, dünyanın en büyük ve karbon salımı en düşük 20 geminin siparişini geçen yıllarda verdi. Bu yeni gemiler, CO2 salınımını sektör ortalamasına göre konteyner başına yüzde 50 azaltacak. Gemiler, büyüklüğünün yanı sıra enerji verimliliğiyle de ön plana çıkacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle