14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 13 TMSF servet aktarma kurumuna dönüştü u TÜPRAŞ baskınının asıl nedeninin gözdağı vermek olduğunun altını çizen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın gündeme getirdiği konulara psikologların yanıt vermesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın ekonomiden dış politikaya her alanda diktatör gibi davrandığını dile getirdi. AKP Oy Yitirir mi? Yapılan kamuoyu araştırmaları, anketler, AKP’nin oy yitirmekte olduğunu gösteriyor. Sormaca (anket) yönteminin bir istatistik tekniği olarak yetersizlikleri bilindiğinden, bizdeki uygulanış şekil ve amaç eksikleri de gözlemlendiğinden, anket sonuçları kuşku ile karşılanır. AKP gerçekten oy yitiriyor mu ve ne oranda, soruları kafalarda düğümlenir. Bu soruya, kapsamlı bir anket yapmak olanağım olmadığından, geniş bir çevre ilişkim de bulunmadığından, düz bir mantıkla yanıt aramaya çalışıyorum. Benim tanıdık arkadaş, iş ve aile ilişkileri olarak dar bir çevrem var. Bu dar çevre ilişkilerinden edinilen izlenimlerden hareketle seçim tahmini yapmak yanıltıcı oluyor. Çevremde bir tanıdığımın babası dışında AKP’ye oy verdiğini söyleyen, destekleyen yok. Tanıdığın babası da AKP’yi hâlâ Müslüman bir parti olarak gördüğü için oy veriyor, oyunun renginin değişmesi olasılığı da yok. Taksi sürücülerinden izlenim edinmeye çalışıyorum. Genelde AKP’ye karşıtlar, yolcularının büyük bir bölümünün de AKP’ye oy vermediği, eleştirdiğini, kızdığını söylerler. Ancak benim taksi ile gittiğim yerler çoğunlukla AKP’ye oy vermeyen bölgeler. Bu nedenle sürücü izlenimleri de yanıltıcı, tek taraflı olabiliyor. Teknoloji kullanımı özürlü olduğumdan ve zaman baskısı nedeniyle de sosyal medya ile ilişkim kopuk. Sosyal medyadan da bir izlenim edinme olanağım yok. O zaman düz bir mantıkla soruya yanıt aramak gerekiyor. Kimler AKP’ye oy veriyor; bu kişi ve kitlelerde oy değişimi, oy kayması olabilir mi? HHH AKP’ye oy veren gruplar beş başlık altında toplanabilir: (1) Türkiye Cumhuriyeti karşıtları, (2) AKP’nin çıkar sağladığı işadamı grupları, bürokratlar (3) Varoşların düşük gelirli aileleri, (4) Ekonomik ve siyasal istikrarı AKP’de görenler, (5) Dış güçlerle de bağı olan liberaller. AKP’nin belkemiğini, ana oy grubunu Türkiye Cumhuriyeti karşıtı, sözcük belki ağır kaçacak ama Atatürk düşmanı, dinden bir şekilde nemalanan kitle oluşturuyor, mütedeyyin, muhafazakâr olarak da bir kitle nitelendiriliyor ama bu tür sıfatlar, nitelemeler bence yanıltıcı. Gerçek inanmışların, gerçek muhafazakârın bu kitle içinde yeri yok. AKP yanlısı irili, ufaklı çok sayıda işadamı, bunların gizliaçık örgütleri var. AKP döneminde tercihli vatandaş muamelesi görüp palazlanan gruplar gözden kaçmıyor. Kamu ihaleleri, yaratılan toprak rantı, kamu bankaları kredileri, özelleştirmelerle bu grubun önde gelenleri son on yılda kamu olanakları ile abat oldular, iyi beslendiler. Düzgün medyaya yansıyor bilgiler, hortumlamanın çapı genişleyen borularla sürdüğünü kanıtlıyor. Medya bilgisine de gerek yok; yaşam düzeyleri, servet artışları çıplak gözle bile gözlemleniyor. AKP bürokraside, eğitim kurumlarında kadrolaştı. Normal koşullarda kendi yetenekleri ve nitelikleri ile belli orunlara gelme olanağı olmayanlar, parti, cemaat, tarikat katkısıyla, bu tür sözcükleri kullandığım için biliyorum, külah kaptılar. HHH Bu iki grup, AKP oylarının belkemiğini oluşturuyor. Gerçi bu iki grup, birbirinden tümüyle bağımsız değiller. Aralarında geniş ortak bir kesit var. Bu nedenle oy hesabı yapılırken bu iki grup ayrı ayrı toplanamaz. Bu iki grup AKP açısından oy firesi olmaz. Ancak AKP tipi, AKP’ye alternatif yeni bir parti oluşursa, toplu bir dönüş olabilir. AKP’nin oy kaybedebileceği iki grup, varsa yoksullarıyla istikrar için AKP’yi tercih edenler olabilir. Varoş yoksullarının yalnız, seçim öncesi gelen kömür torbaları, yiyecek yardımları nedeniyle AKP’ye oy verdiklerini sanmıyorum. Sürekli iş, aş, daha yüksek bir yaşam kalitesi özlemleri, beklentileri vardır. Özellikle CHP, inandırıcı olabilirse, 1980 öncesi olduğu gibi varoş oylarının önemli bir bölümünü alabilir. AKP’nin siyasal ve ekonomik açıdan bir istikrar değil, istikrarsızlık öğesi, unsuru olduğu, yoğun propagandaya karşı görülmeye başlandı. Bu istikrarsızlık önümüzdeki aylarda daha da belirginleşecek. Ekonomik durgunluk içinde fiyat artışı, barış süreci alalaması altında ayrışma, ABD’nin GOP projesine desteğin doğurduğu sakıncalar, daha geniş kitleler tarafından algılanacak. Bu düz mantık geçerli ise, AKP varoşlarda ve istikrar diye AKP’ye oy veren kitlede oy kaybına uğrayacak. Bunun boyutu, seçime yaklaştıkça artabilir. Vatandaş aydınlandıkça, AKP tipi partilerin seçim kazanması olasılığı azalacaktır. Fonun da son dönemlerde özerkliğini yitirdiğini dile getiren Kılıçdaroğlu’na göre kurum, istediği şirketlere el koyup sonra da istediği kurumlara veriyor Ona cevabı psikologlar versin Gezi Parkı olaylarında ölen ve yaralananların suçlusunun bulunmadığını, elinde karanfille Taksim’e çıkanların hapiste olduğunu, dünyadan birçok aydın ve sanatçının hükümeti eleştirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediklerine cevap vermek bile istemediğini belirterek “Ona cevabı psikologlar versin” dedi. Kılıçdaroğlu, buradaki konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı, seçim barajı ve The Times gazetesindeki ilana ilişkin sözlerinden dolayı eleştirdi. Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Bir Başbakan çıkıp şunu söyleyemez: ‘Yüzde 10 seçim barajını biz getirmedik.’ Kim getirdi? Kenan Evren ve arkadaşları. Yüzde 10 seçim barajını kim savunuyor? Erdoğan ve arkadaşları. Ne fark var ikisinin arasında? Kenan Evren diktatör değil miydi? Diktatördü, apoletleri vardı. Recep Tayyip Erdoğan da diktatör, apoletleri yok. Oscar’lı, Nobel ödülü almış pek çok aydın, Batı’da hükümeti eleştirdi. Bugün ne söylüyor? ‘Sözde sanatçılar’ diyor. İnsaf yani. Oscar ödülü alana siz, ‘Sözde sanatçılar’ derseniz, kimse kusura bakmasın ama kendinizi değil, Türkiye’yi de rezil etmiş olursunuz.” Ekonomi Servisi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye konusunda tuzağa düştüğünü, hükümetin dış politikadan ekonomiye pek çok alanda yanlış politika izlediğini, Başbakan’ın da hoşuna gitmeyen her alanda diktatörler gibi davrandığını dile getirdi. Ekonomideki özerk kurumların artık özerkliğini yitirdiğinin de altını çizen Kılıçdaroğlu, bu kurumların başında TMSF ve Merkez Bankası olduğunu söyledi. CHP lideri Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından düzenlenen iftarda gazetecilerin güncel siyaset, ekonomi ve dış politikaya yönelik sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu’nun sorulara verdiği yanıtlar satır başlarıyla şöyle: l İş dünyasına gözdağı: Uzun yıllar, devlette hesap uzmanlığı yaptım, yaklaşık 12 yıl. 12 yıl içinde, sadece bir kez arama kararı aldırdık. Arama kararı için olağanüstü koşulların olması gerekiyor. TÜPRAŞ’ta yapılan inceleme olağan bir vergi incelemesi değildir. Başbakan “Hesabını verecekler” dedikten sonraki bir incelemedir. Vergi incelemesi, bu incelemenin objektif olmadığını gösteriyor. Bununla iş dünyasına gözdağı vermek istiyor. Bu daha da vahimdir. Denetimi siyasi otorite emrine verirseniz, beğenmediğiniz kişiyi, inceleyeceğim ve hesabını soracağım mantığı ile yola çıkarsanız, iş dünyası dahil toplumun birçok kesimine gözdağı verirsiniz. l Odalar tepki vermeli: Arzumuz odur ki buna tek başına muhalefetin itiraz etmesi yetmez. Önce TOBB, Ankara ve İstanbul sanayi ve ticaret odalarının tümümün itiraz etmesi lazım. Biz muhalefet olarak görevimizi yapacağız. Bizden çok daha önemli olanı, meslek örgütlerinin, iş dünyası sivil toplum kuruluşlarının harekete geçmesidir. l Bankacılıkta suç işliyor: “Şu bankadan paranızı çekin, bu bankaya yatırın” demek suç. Ancak hiçbir savcı ha Kemal Kılıçdaroğlu Dört dörtlük insanlık l Kişinin inancı ile ilgili yorum yapmak, Alevi, Müslüman, Hıristiyan, Musevi diye bakmak uygun değil. Her inanca, saygı göstermemiz gerekiyor. Kişinin kimliği ne olursa; Kürt olur, Çerkez olur, Arap olur, Laz olur sonuçta bu bizim ülkemizin insanı. İnsanları ayırmak değil, birleştirmek gerekiyor. l MHP ile ittifak yok: Millet kendi vekillerini seçmeli. Lider sultası sona ersin. Seçim yasasının değişmesi lazım. KKTC’nin seçim yasası bizden çok daha iyi. MHP ile yerel seçimlerde bir pazarlık, görüşme ya da anlaşma söz konusu değil. l Sarıgül isterse üye olur: Sarıgül kendisine göre başarılı bir belediye başkanı. Biz hiçbir zaman, niye partimize geldin diye bir şey sormayız. Biz herkesi kucaklarız. Bir kitle partisiyiz. Bu dış politikayla yol alınmaz Türkiye Suriye konusunda izlediği politikalarla hazırlanan bir tuzağa düştü. Türkiye hem kendi bölgesinde, hem dünyada yalnızlaşan bir ülke haline geldi. Başbakan tek başına kaldı. Bu dış politika ile Türkiye’nin yol alacağını sanmıyorum. Bu nasıl telafi edilir, çok zor. Türkiye Cumhuriyeti bir sorunu çözmek için PYD’ye muhtaç hale gelmişse, oturup o ülkenin dış politikasını sorgulamanız gerekiyor. Türkiye’de demokrasi tehlikededir. Yargının bağımsızlığına inanan var mı? Yargı bağımsız değilse, o zaman demokrasi yoktur. Medya özgür değilse demokrasi yoktur. Suriye’nin birlik, bütünlüğünden söz edecekken, gelinen aşamada Suriye’nin parçalanmasından söz edildiğini belirten Kılıçdaroğlu şöyle dedi: “İlk kez Suriye’nin kuzeyi lafını kullanan Başbakan’dır. Ben kendisini eleştirmiştim. Şimdi Suriye’nin kuzeyini artık hepimiz konuşuyoruz. PYD yöneticilerinin buraya getirilmesi, şu veya bu şekilde onlara bir şeyler söylenmesi, akan suyun önüne barajı koysanız bile o artık durmaz. İzlediğiniz politikanın bedelini size ödetecekler. Siz dünya dengelerini okumadan Suriye’ye bodoslama girerseniz, Suudi Arabistan’dan, Katar’dan para gelecek, radikal grupları alacağım Türkiye’de eğiteceğim, cebine para koyacağım, göndereceğim Suriye’ye Esad’ı devirecekler... Hani cuma namazı kılacaktın Suriye’de ne oldu? İki haftalık ömrü kalmıştı ne oldu?” rekete geçmiyor. “Kredi kartlarını kullanmayın” diyenlerin cepleri kredi kartı ile dolu. Kayıt dışı ekonomiden şikâyet edip kredi kartı kullanmayın diyor. Bu ekonomiyi ve bankacılığı bilmemektir. l Merkez Bankası özerkliğini yitirdi: Merkez Bankası’nın en büyük zaafı, özgürlüğünü ve özerkliğini kaybetti. Faizle ilgili kararı Dolmabahçe’de Başbakan’la görüştükten sonra aldı. Bu Merkez Bankası’nın özerkliğine gölge düşürdü. l Üçüncü köprüye gerek yok: İstanbul’da üçüncü köprüye de, üçüncü havaalanına da ihtiyaç yok. Sabiha Gökçen Havaalanı biraz daha genişlerse, İstanbul’un havalimanı sorununun çözüleceğini uzmanlar söylüyor. 3. köprü ye ihtiyaç yok; ikinci, üçüncü tüp geçide ihtiyaç var. Yerin üzerindeki ağacı kesmek yerine, neden yerin altını kullanmıyorsun. Birilerine avantaj sağlamak için. l Hesap sorulmalı: Üçüncü köprü ile ilgili Ülker Grubu’nun almış olduğu arazilerin hesabının sorulması lazım. Sorun Ülker Grubu’nun almasında değil, projenin önceden haber verilmesinde. Meredith Whitney İşten atmalar artacak ‘Grev hakkını gasp eden YHK’dir’ Ekonomi Servisi Grev kararı alınan İzelman’da tam grev günü Yüksek Hakem Kurulu tarafından verilen zammın İBB tarafından da kabul edilmesiyle başlayan tartışmaya DİSK’ten yanıt geldi. Yüksek Hakem Kurulu (YHK) üyesi, DİSK temsilcisi Onur Bakır’ın konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraklerinden İzelman ve İzenerji ile Genelİş Sendikası arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle Genelİş Sendikası grev kararı almış ve grevin u Greve çıkacakları sabah varılan anlaşma ile grev hakkının gasp edildiğini dile getiren Onur Bakır, bunun sorumlusunun İBB ve Yüksek Hakem Kurulu olduğunu söyledi. Ekonomi Servisi Danışmanlık şirketi kurucusu ve bankacılık analisti Meredith Whitney, büyük çaplı işten çıkarmaların söz konusu olduğunu, sancılı bir dönem olma ihtimaline karşın küçülmeye gitmenin faydalı olduğunu söyledi. Amerika’nın altı en büyük bankası 2013’ün ilkyarısında 43.3 trilyon dolar kâr elde ederek 2007’den bu yana olan en yüksek kâr rakamına ulaştı. Aralarında New York merkezli Citigroup Inc. ve Morgan Stanley’in de bulunduğu bankalar 2013’ün ilk üç ayında kâr oranlarını artırmak için işten çıkarma yoluna gidilerek 21.000 pozisyonda işgücü azaltıldı. Whitney, geçen haziran ayında Bloomberg televizyonuna verdiği röportajda 50.000 işten çıkarmanın gerekli olduğunu söylemişti. uygulanma tarihinin de 26 Temmuz olarak ilan edildiği hatırlatıldı. “Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, bu tür işletmelerde esas sendikanın iradesidir. Sendika, uyuşmazlığın çözümlenmesi için YHK’ye başvurmak ya da grev hakkını kullanmak tercihlerinden birini kullanabilir. Sendika, grev hakkını kullanma tercihini gösterdiği takdirde, işveren YH K’ye başvursa dahi Yüksek Ha kem Kurulu’nun işverenin başvurusunu reddetmesi gerekir. Bu durum Yargıtay kararları ile de sabittir” denilen açıklamada, sendikanın İzelman ve İzenerji’ye ilişkin toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine, YHK’ye gitmek yerine grev hakkını kullanmak yönünde irade gösterdiği dile getirildi. Gelişmelerin ardından işveren ve YHK’nin anlaştığı ve emekçilerin grev hak kının gasp edildiğinin altı çizildiği açıkamada, “İzelman ve İzenerji işçilerinin grev haklarının gasp edilmesinin sorumlu ları, Yüksek Hakem Kurulu’na başvuran İzelman ve İzenerji işverenleri, dolayısıyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile uyuşmazlığı muhalefetimize rağmen görüşen Yüksek Hakem Kurulu üyeleridir” ifadesine yer verildi. Altınova’nın geleceği agro turizmde jeler ürettiklerini belirterek, “Hükümetin yanlış politikaları ve girdi maliyetlerinin yüksek oluşundan Altınova çiftçisi tarımdan uzaklaştı. Dolayısıyla beldenin geleceği tarımsal (agro) turizmde” dedi. Sürer, Altınova’da yaşayan yurttaşların ekonomisine de katkı sunmak amacıyla projeler ürettiklerini kaydetti. u Hükümetin yanlış politikaları ve yüksek girdi maliyetleri Altınova Altınova Belediye Başkanı Asım Sürer, belde ekonomosini güçlen çiftçisini tarımdan uzaklaştırdı. Beldenin dirmek için turizmde alternatif progeleceği tarımsal (agro) turizmde. HAYRİ ARSLAN ltınova için biçilmiş kaftan Sürer, Altınova’nın 14 kilometrelik kumsalı ile bölge turizminin öncü beldelerinden olduğunu vurgulayarak, “Sahil bölgesinde ikinci konut yoğunlaşması nedeniyle beldemizin turizmden yeterli payı alamadığı algısı oluşuyor. Ancak geniş bir coğ A Asım Sürer rafyaya yayılan beldemizde bu yapılaşma diğer beldelerle kıyaslandığında çok katlı bina görüntüsünden çok uzak bir oluşum içinde” dedi. “Beton cangılından” sıkılan tatilcilerin, Altınova gibi sakin ve doğa ile daha yakın dingin beldeleri tercih ettiğini vurgulayan Sürer, özetle şunları kaydetti: “Agro turizm Altınovamız için biçilmiş bir kaftandır. Şu anda yazlıklarında oturanlar istediği zaman tarlalardan istediği sebzeleri toplayıp satın alabiliyorlar. Biz agro turizme uygun projeler geliştirme çalışmasındayız.” n Ekonomi Servisi Facebook’un ikinci çeyrek bilançosu açıklandı. Şirketin hisseleri yüzde 30 arttı. Bilançonun açıklanmasıyla hisseler bir günde yüzde 29.9 değer kazandı ve bu sosyal ağın kurucusu olan Mark Zuckerberg’in serveti 3.7 milyar dolar artarak 16.1 milyar dolara yükseldi. 26.5 dolar seviyesinde olan hisseler de 34.5’e çıktı. Şirketin ikinci çeyrekte satış gelirleri yüzde 53 artarak 1.81 milyar dolara yükseldi. Sosyal ağın dönem içinde net kârı 333 milyon dolar. 2012’de halka arzda tavan fiyatının yüksek belirlenmesinden kaynaklı olarak Forbes’te 66’ıncılığa gerileyen Zuckerberg, yeni servetiyle ‘Dünyanın En Zenginler Listesi’nde üst sıralara tırmanabilecek. Bir günde 3.7 milyar dolar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle