14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 TEMMUZ 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Suriye sınırında tansiyon yükseliyor. Türk savaş uçakları bölgede alçak uçuş yaptı PYD bayrağını astı MAHMUT ORAL Erdoğan’dan Dünyaya Gezi Resti: DİYARBAKIR Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinin tam karşısında bulunan Suriye’nin Resulayn kasabasında El Kaide ve El Nusra militanları ile PYD arasındaki çatışmalar sürerken PYD sınıra kendi bayrağını astı. Diyarbakır’dan kalkan savaş uçakları sınırda alçak uçuş yaparken Kayseri’den bölgeye askeri sevkıyat yapıldı. Genelkurmay Başkanlığı önceki gün 1 kişinin daha yaralanmasının ardından angajman kuralları kapsamında karşılık verildiğini belirtti. Suriye’nin Resulayn kasabasında El Kaide ve El Nusra militanları ile PYD arasında 16 Temmuz’da yeniden başlayan çatışmalar sürüyor. Geçen kasım ayından bu yana El Kaide ve El Nusra cephesinin kontrolünde olan Resulayn kasabası geçen 3 ASKER YARALANDI Hatay’ın Altınözü ilçesine bağlı Kıyıgören köyündeki hudut karakoluna bağlı birliklerin devriye görevi yaptığı sırada Suriye tarafından ateş açıldı, 1’i uzman çavuş 3 asker yaralandı. Askerlerin sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi. Sınırdan kaçakçılık yapan kişiler tarafından gerçekleştirildiği değerlendirilen saldırı sonrası hudut karakolundan karşı ateş açıldığı bildirildi. Kayseri’den onlarca askeri araç Suriye sınırına gönderildi. (DHA) dığını açıkladı. Kayseri garından yüklenen onlarca araçlık askeri malzeme de sınıra gönderildi. Sınırdaki güvenlik noktaları geçici olarak boşaltılırken zırhlı araçlarla devriye görevi yapıldı. Resulayn tarafında çatışmaların sürmesi nedeniyle halk evlerine kapandı. Ceylanpınar’da işyerleri de açılmadı. Çatışmalardan sektiği iddia edilen bir kurşun kaymakam konağına isabet etti. Konakta yaşayan Kaymakam İbrahim Çenet ve ailesi şans eseri yara almadı. Öteyandan PYD yetkililerinden Demokratik Toplum Hareketi Yürütme Konseyi üyesi Nasır Hacı Mansur, Amerikan’ın Sesi radyosuna yaptığı açıklamada, Ceylanpınar’da 1 kişinin ölmesi, 4 kişinin de yaralanması nedeniyle Türkiye’den özür diledi. Onlar Polise Şiddetten Öldüler! çarşamba günü PYD’nin eline geçti. Ceylanpınar sınırına 100 metre uzaklıktaki Resulayn’da, 9 katlı makarna fabrikasının çatısındaki Özgür Suriye Ordusu bayrağı, dün sabaha karşı indirildi ve yerine PYD bayrağı asıldı. Çatışmaların yer yer devam etmesi nedeniyle Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü’nden dün sabah havalanan savaş uçakları sınırda keşif ve emniyet uçuşu yaptı. Genelkurmay ise önceki gün Ceylanpınar’da 19 yaşındaki Ali Belice’nin Suriye tarafından atılan mermiyle yaralanması nedeniyle Suriye Tel Halef köyü bölgesindeki belirlenen hedeflere, piyade tüfeği ve makineli tüfekle karşı ateş açıl Türkiye’den ‘özür’ AKP Dış İlişkiler Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Ankara’daki yabancı büyükelçiler ile basın kuruluşlarının temsilcilerine verdiği iftar yemeğine Başbakan Tayyip Erdoğan ile hükümetin önde gelen isimleri de katıldı. Başbakan’ın gelişi öncesinde yapılan sohbetlerin ağırlıklı gündem konusu, PKK’nin Suriye’deki kolunun, Esad muhaliflerinin denetimindeki Resulayn bölgesini nasıl ele geçirdiği ve bunun yaratabileceği sonuçlardı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Muhaliflerin askeri kanadı Özgür Suriye Ordusu’nun, Halep yakınlarında Esad güçleri ile mücadele verdiği için PYD’nin meydanı boş bulduğunu” vurgularken Başbakan’ın yakınındaki isimlerden Yalçın Akdoğan da “Bu bizim için güvenlik meselesidir, orada bir oldu bittiye göz yummayız” diye konuştu. Başbakan Erdoğan ise kurmaylarının dikkat kesildiği bu konuya 45 dakikalık konuşmasının öncelikleri arasında hiç yer vermedi. Konuşmasının genelinde AKP hükümetinin dış politikasına yönelik bazı temel eleştirileri yanıtlamayı tercih etti. Geçen sene yine AKP Genel Merkezi’nde yapılan iftarda öncelik Suriye idi. Konuşmanın çok büyük bölümü Esad’a eleştirilere ayrılmıştı. Bu yıl ise öncelik Mısır oldu. Darbeyi dış dünyanın kınamamış olmasına yönelik eleştirilerini büyükelçiler üzerinden sürdüren Başbakan, dışarıda oluşan ‘Mursi yanlısı’ algısına karşı “Darbe, Mursi’ye değil, muhaliflere yönelik olsaydı da biz ilkesel olarak tavrımızı net bir şekilde ortaya koyardık” ifadelerini kullandı. Artık öncelik Mısır MÜSLİM: TÜRKİYE SELEFİ GRUPLARI DESTEKLEMESİN DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Suriye’de El Kaide ve El Nusra gibi İslamcı gruplarla çatışan, PKK’ye yakınlığıyla bilinen Kürt gruplardan PYD’nin lideri Salih Müslim, İslamcı grupların Türkiye sınırından Suriye’ye geçiş yaptığını belirterek “Türkiye selefi grupları desteklemesin. Türkiye’nin aramızdaki meseleye karışmasını istemiyoruz. Türk ordusuyla karşı karşıya gelmek istemiyoruz” dedi. Türkiye’nin Suriye sınırındaki çatışmalarla ilgili BBC’ye konuşan PYD lideri Salih Müslim, Türk ordusunun Suriye tarafına ateş açtığını anımsatarak “Onlar da kendi vatandaşlarını korumak mecburiyetindeler ama havan toplarıyla ateş açılması doğru değil” dedi. Müslim, Türkiye’nin güvenliğiyle ilgili kaygı duymasını gerektirecek bir durum olmadığını, Türk ordusunun sınırda olası bir operasyon düzenleyeceğine inanmadığını belirterek, “Bir saldırı isterse kuzeyden isterse güneyden gelsin halk mutlaka kendisini savunacaktır. Türk ordusuyla karşı karşıya gelmek istemiyoruz” ifadesini kullandı. Müslim, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Ceylanpınar’da bir kişinin ölümünün ardından BM Güvenlik Konseyi’ne Suriye’yle ilgili harekete geçme çağrısında bulunmasını da eleştirerek “Bundan kasıt dış müdahalenin yapılması ise bunu kimse istemiyor. Askeri dış müdahale Suriye’yi karıştırır” dedi. Suriye’den ayrılıp ayrı bir devlet kurma gibi bir niyetlerinin olmadığını belirten Müslim, PYD’nin demokratik özerklik talep ettiğini söyledi. PYD ile El Nusra arasında daha önce de çatışmalar yaşanmış olsa bile son günlerdeki diğerlerinden farklı olarak ‘final çatışması’ özelliği taşıyor hayatını kaybedenlerin polise şiddet uygularken öldüklerini” savunmasını yaptı. Oldukça talihsiz ve yanlış bir tercih olan bu sözlerin tartışma yaratacağı belliydi. Nitekim dün sosyal medyada sadece o ifadeleri konuşuldu: “Türkiye’de bir kişi, iki kişi, üç kişi, dört kişi polise şiddet uygularken ölüyor, Twitter, Facebook’larla, dünyanın altını üstüne getiriyorlar ama öbür tarafta şu ana kadar Mısır’da 300 kişi ölüyor, bunların 53 tanesi namaz kılarken ibadet esnasında kurşunlanarak öldürülüyor, dünya sessiz. Niye konuşmuyorsunuz? Hadi bunun karşısında da konuşun.” onuşmadaki iki eksik Başbakan’ın diğer öncelikleri ise sırasıyla, Suriye, Irak, İran, İsrailFilistin ve AB oldu. Suriye konusunda da bu kez ‘mezhepçi dış politika’ eleştirilerine yanıt veren Erdoğan “Biz Suriye’deki rejime şu veya bu mezhepten olduğu için karşı çıkmıyoruz, her kesimden halkına açıkça zulmettiği için karşı çıkıyoruz. 100 bin insan öldü, bu rejim hâlâ öldürmeye devam ediyor. Ben bu rejime katil demeyecek miyim” diyerek izlediği politikayı savundu. PKK’nin Suriye içindeki kazanımına ilişkin yorum yapmayan Erdoğan, Suriye içindeki şiddetin diğer tarafını oluşturan radikal İslamcıların eylemleri konusunda da bir değerlendirme yapmadı. Erdoğan’ın büyükelçilere yaptığı konuşmada iç politika alanında önceliği ‘çok güçlü bir reform taahhüdü’ne ayırdı. Başbakan, “Türkiye’nin reformları artık çok kritik noktalara ulaşmıştır. Türkiye şu anda çok daha hayati, önemli demokratik reformların arifesinde bulunmaktadır. Bu reformlar aynı zamanda zor reformlardır” sözleriyle ‘yeni anayasa’ ve ‘çözüm süreci’ tartışmalarında önümüzdeki günlerde somut adımlar atmaya hazırlandığını oldukça ‘güçlü’ biçimde hissettirdi. K Özerklik savaşı MUSTAFA K. ERDEMOL Türkiye kamuoyunda PKK’nin Suriye’deki kolu olarak kabul edilen Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) zaman zaman özellikle ÖSO içerisinde de yer aldığına inanılan cihatçı El Nusra Cephesi ile sık sık çatışmış olması, PYD’nin de çatıştığı bu güç gibi Suriye rejimine muhalifi olduğu düşünüldüğünde garip karşılanıyor. İlk akla gelen, bu iki gücün, faaliyet gösterdikleri alanlarda hâkimiyet kavgasına girişmiş olmaları. El Nusra’nın (benzeri diğer örgütler gibi) Türkiye tarafından yönlendirildiği, PYD’nin de bundan hep yakındığı bilinmedik bir durum değil. Şimdi bu yakınma, PYD ile El Nusra arasında sıcak çatışmaya döndü. Daha önce de zaman zaman bu tür çatışmalar yaşanmış da olsa özellikle son günlerde yaşanan diğerlerinden farklı. Çünkü Suriye’nin, bir yıl önce terk ettiği bölgelerde hâkimiyet kuran PYD liderliğindeki Kürt nüfusun özerklik ilan etmeye hazırlanması, bu ilandan Çatışmaların Resulayn’ın iç kesimlerinde yer yer sürmesi nedeniyle Ceylanpınar’da güvenlik önlemleri artırıldı. Kamışlı’nın stratejik önemi büyük PYD El Nusra çatışmasının Kamışlı yakınlarında yoğunlaşması da dikkat çekici. Burada önemli petrol kaynaklarının olduğu biliniyor. PYD’nin burada El Nusra’yı yenilgiye uğratması çok önemli. Buradan merkezi Irak hükümetinin denetimindeki bölgelere geçişi kolaylaşmış olacak. PYD ile El Nusra arasındaki çatışmaların yoğunlaşması Kürt Özerk Bölgesi’nin Suriye muhalifi gruplardan temizlenmesi amacına yönelik. Bu artık kesin. Çatışmanın tek nedeninin bu olduğu söylenemez. Beşşar Esad sonrası bir Suriye’de ki bunun olması artık çok zor gibi El Nusra ile PYD’nin bir arada olmalarına birçok nedenden ötürü olanak yok. Bunlardan en önemlisi PYD’nin temsil ettiği Kürtlerin kendilerini kesinlikle Suriyeli olarak tanımlamalarıdır. önce orada Suriye’ye muhalif Türkiye destekli unsurların bölgeden çıkarılmasını gerektiriyor. PYD ile El Nusra arasındaki çatışma, bu nedenle yoğunlaşmıştır ve bu bir “final” çatışması özelliği taşımaktadır. Çünkü Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın, bir yıl önce hiç beklenmedik bir anda özellikle Türkiye için sorun olacak şekilde, ülkenin kuzeyini Kürtlerin denetimine bırakması, aynı zamanda Kürt muhalefetinin cihatçı muhaliflere katılmasını önledi. Şimdi o bölgelerde ilan edilecek bir özerklik, bu özerkliği korumak isteyen PYD’nin doğrudan doğruya Türkiye’yle de artık savaşır bir pozisyona girmesine neden olacak. Türkiye’nin Suriye konusundaki anlamsız politikasının tehlikeli sonuçlarının ilkidir bu. Suriye Kürtlerinin konumlarını belirleyen üç temel özellik var. Birincisi, inançlarıyla, inanç önderlerine sıkı sıkıya bağlı olmaları. Özellikle iki ad Suriye Kürtleri üzerinde çok etkili oldu hep. Suriye Başmüftüsü iken geçen aylarda öldürülen büyük İslam âlimi Kürt asıllı Ramazan el Buti ile eski başmüftülerden yine Kürt asıllı Keftaro, Suriye Kürtlerinin etkisinde kaldıkları en büyük dini liderler. Bu nedenle Suriye Kürtleri, hakları için rejimle çatışmalı oldukları halde, özellikle El Buti’nin başmüftü olarak, Suriye rejiminin yanında olunması gerektiği yolundaki fetvasının da etkisiyle Suriye muhalefetinin içinde yer almadılar. Bulundukları bölgenin yönetiminin Esad tarafından kendilerine verilmesi de bu muhalefetin içinde yer alma olasılıklarını ortadan kaldırdı. Suriye Kürtlerinin ikinci temel özelliği, bölgenin en eski ve en etkili partilerinden biri olan, Halid Bagdaş’ın liderliğini yaptığı Suriye Komünist Partisi’nin (SKP) “Kürt entelijansiyası” üzerindeki etkisi. Söz konusu parti, ülke halklarını oluşturan bileşenlerin ortak bir cumhuriyette yaşamaları konusunda kararlı bir politika izledi. Antiemperyalist müdahalelere karşı “anayurt savunması” tezini de yıllardır başarıyla işleyen parti, Kürtleri kurulacak demokratik bir Suriye’nin ana unsurlarından biri olarak gördü. Suriye Kürtleri ülkede politika yapma olanağını çoğunlukla bu parti içinde bulduklarından, partinin programına Kürtler arasında hâlâ ciddi bir bağlılık var. Partinin seküler çizgisi de Kürtler arasında hayli taraftar toplamış durumda. Bu çizgiye El Buti ile Keftaro’nun ılımlı İslami yaklaşımı da destek verdiği için El Nusra tarzı selefi yaklaşım, Kürtler arasında rağbet toplamadı. Halep bölgesinde yaşayan Kürtlerin Alevi olmalarının da bunda büyük payı var elbette. Suriye Kürtleri açısından önemli üçüncü özellik ise kimliksiz binlerce Kürt olmasına rağmen, sayıca az olsalar da ticarette, sanayide, sivil toplum kuruluşlarında etkin olan Kürt unsurların varlığı. Sisteme entegre olmuş bu unsurlar devletten de ekonomik olarak pay almış durumda. Bu konumun rejim değişikliği ile elden çıkması tehlikesi de her an var. O nedenle rejim yanlısı olmak bu kesimler için alınacak en gerçekçi tutum. ‘Zor reform’ müjdesi Üç temel özellik olise şiddetten ölmüşler Gezi Parkı protestocularına polisin uyguladığı orantısız şiddet nedeniyle uluslararası kamuoyundan hükümete tepkiler yağdığı bir dönemde, Başbakan Erdoğan yabancı büyükelçilere konuşmasında “protestolar sırasında P DAVUTOĞLU: TEHDİTLERE CEVAP VERİRİZ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, TürkiyeSuriye sınırında (Resulayn) yaşanan gelişmelerin emrivaki olarak ortaya çıkması halinde büyük risk doğurabileceğini belirterek “Herhangi bir yeni emrivakiyle ya da de facto bir durum yaratma çabası bu kırılganlığı daha da artırır ve çok daha olumsuz neticeler doğmasına sebep olur. Sınır güvenliğimize dönük her türlü tehdide karşı en etkin yöntem alınacak ve anında cevap verilecektir” dedi. Davutoğlu, Yunanistan Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, sadece Resulayn değil tüm Suriye’deki gelişmeleri büyük bir kaygı ve dikkatle izlediklerini belirtti. Davutoğlu şunları kaydetti: “Humus’ta yoğunlaşan çatışmalar dolayısıyla ortaya çıkan boşluk, Resulayn’da bir şekilde bu boşluğu doldurmak isteyen gruplar tarafından istismar edilmeye çalışılmaktadır. Tabii rejim, Kürtleri Araplara, Arapları Türkmenlere değişik etnik ve mezhebi grupları birbirine düşürmek için taktik adımlar atabilir. Hiç kimsenin bu tür emrivakilere yönelmemesi lazım. Bu emrivakinin tanınmasını, bırakın aksine çok daha yoğun çatışmalara sebebiyet verir. Suriye içinde herhangi bir mezhep ya da etnik temelli de facto durumları kabul etmek mümkün değil.” PKK: Son kez uyarıyoruz MAHMUT ORAL PYD’nin devlet bağı PYD’nin kendisi de devletle dolaylı bağı olan bir yapılanma. Suriye’deki tüm Kürtleri temsil ettiği iddiasında. Devlet ile PYD arasında her zaman bir köprü olageldi. Özellikle 80’li yıllardan kalma dinamikler sonucu PYD’nin ülkenin kuzeydoğusunda mahalli komiteler kurarak örgütlenen milisler şimdi bu komiteler aracılığıyla dışarıdan gelen muhaliflere karşı savaşıyor. Başından beri böyle bu. PYD’nin temsil ettiği Kürt tabanı, Suriye devletinin de üzerinde etkin olduğu tabanla aynı. Bu nedenle PYD asla ÖSO başta olmak üzere Suriye silahlı muhalefetinin içinde yer almadı. TÜRKİYE’DEN SEVKIYAT KOLAYLAŞIR Şam Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mehmet Yuva, PYDEl Nusra çatışmasını değerlendirirken adı Türkçe “kaynağın başı” anlamına gelen Resulayn bölgesinin Halep vilayeti ile Kürtlerin yoğun yaşadıkları, zengin petrol bölgesi olan Haseke vilayeti arasında önemli bir güzergâh olduğunu belirterek bölgenin aynı zamanda Rakka vilayetine (Suriye’nin en önemli barajının olduğu mıntıka) açılan kapı olduğuna dikkat çekiyor. Yuva, “Bu bölgeyi kontrol eden kuvvet stratejik önemde olan bu üç bölgeye kolay sarkabilir” diyerek şu bilgileri veriyor: “El Nusra ve benzeri örgütler Türkiye’ye sıfır nokta olan bu kenti kontrol ettikleri takdirde Türkiye üzerinden silah ve militan sevkıyatını çok kolay yapabilirler. Bu gerçeklik PYD ve benzeri Kürt oluşumları için de doğrudur.” Yuva’ya göre Suriye devleti PYD’nin El Nusra ve benzeri oluşumlarla savaşını desteklemektedir. Yuva, “Ayrılıkçı veya etnik söylemlerin PYD için bölgede etkin sonuç oluşturmayacağını” da vurgulayarak “Çünkü bölge yoğun Arap kabileleri ve köklü ve kalabalık Süryani toplulukları ile doludur. Ayrıca az miktarda da olsa Türkmen toplulukları vardır. Bir başka önemli husus özellikle Afrin bölgesinde yaşayan Kürtler Alevidir. Konumları itibarıyla ayrılıkçı söylemlerden uzaktırlar, ayrıca da dinidar oluşumlarla bir arada olmazlar. Bu da PYD’nin daha dikkatli davranmasını zorunlu kılmaktadır” diyor. DİYARBAKIR Terör örgütü PKK’den yapılan açıklamada, Abdullah Öcalan için İmralı’ya sağlık heyeti gönderilmesi, BDP’nin İmralı’da 15 günde bir yapması planlanan görüşmelerinin aksaması ve Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde PYD’ye yönelik tutumu nedeniyle çözüm sürecinin kritik bir aşamaya geldiği belirtilerek “AKP hükümetini uyarıyoruz. En kısa zamanda somut adımların atılmaması halinde, sürecin ilerlemeyeceğini ve bundan Roj TV’nin tüm yayınlarına iptal Dış Haberler Servisi Mezopotamya Brodcasting’in Kopenhag Eyalet Mahkemesi’nin aldığı karara ilişkin yüksek mahkemeye yaptığı itiraza reddedildi. Roj TV’nin tüm yayınları iptal edildi. Mahkeme NUÇE ve MMC kanallarının yayınlarının sürmesi talebiyle yapılan başvurunun görülmesi için 10 milyon kron cezanın hafta başında ödenmesi şartını koydu. AKP hükümetinin sorumlu olacağının bilinmesini istiyoruz” denildi. PKK’nin başkanlık konseyi ANF’ye yaptığı açıklamada çözüm süreciyle ilgili hükümete sert çıktı. Sürecin 2. aşamasının 1 Haziran’da başladığı, buna karşın hükümetin adım atmadığı belirtildi. Açıklamada “Çözüm sürecinin bir gereği olarak Önder Apo ile 15 günde bir yapılması gereken BDP heyet görüşmelerinin dahi zamanında yapılmaması, gönderdiğimiz mektubun önderliğe henüz ulaştırılmaması süreci yeniden tartışmayı gündemimize koymaktadır. Bunun kabul edilmeyeceği ise çok açıktır” denildi. Öte yandan BDP Eş Genel Başkanı Selehattin Demirtaş ve BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan’ın pazar günü İmralı’da Öcalan ile göreşeceği açıklandı. Adalet Bakanlığı ise Öcalan’ın sağlık durumuna ilişkin iddialar üzerine açıklama yaptı. Bakanlık, Öcalan’ın 16 Temmuz’da kontrolden geçirildiğini, sağlık durumuna ilişkin olumsuzluk bulunmadığını belirtti. BDP adaya gidiyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle