14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 20 TEMMUZ 2013 CUMARTESİ 14 KÜLTÜR ‘Tuhaf Bir Kadın’ın yazarı Leylâ Erbil 82 yaşında hayata veda etti Fotoğraf: Vedat Arık TMMOB’nin yetkilerinin daraltılmasını, İstanbul Serbest Mimarlar Derneği Başkanı Ersen Gürsel değerlendirdi Edebiyatımızda Kültür Servisi Türk edebiyatının en saygın yazarlarından, 1971’de yayımlanan “Tuhaf Bir Kadın” adlı öncü romanıyla edebiyat dünyasını derinden etkileyen Leylâ Erbil dün yaşamını yitirdi. Bir süredir tedavi görmekte olan ve yoğun bakımda uyutulan Erbil’in dün saat 16.50’de OrAhayim Özel Balat Hastanesi’nde yaşama veda ettiği öğrenildi. Erbil’in cenazesi 22 Temmuz Pazartesi günü Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Son olarak bu yıl “Tuhaf Bir Erkek” adlı yapıtı yayımlanan Erbil 82 yaşındaydı. Erbil’in ölüm habere duyulur duyulmaz sosyal medyada da pek çok yorum yer aldı. Yazar Irmak Zileli “Bizde kalan öyle bir Leylâ Erbil var ki. Hiçbir zaman uğurlanmayacak”, Enver Aysever “Leylâ Erbil edebiyatımızın doruğudur. Leylâ Erbil büyük usta, derin sevgili... Anısı önünde saygıyla eğiliyorum” derken; yazar ve gazetemiz yazarlarından Mine Söğüt “Edebiyatta kimin kızı olmak isterdin diye sorsalar, Leylâ Erbil derdim. Onun kadar tuhaf; onun kadar olağanüstü olmak isterdim” diye yazdı. 1931’de İstanbul’da dünyaya gelen Leylâ Erbil, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğrenim gördükten sonra yazarlığa öyküyle başlamıştı. İlk öyküsü “Uğraşsız’ 1956’da Seçilmiş Hikayeler dergisinde yayımlanan Erbil, yazı ve öyküleriyle Dost, Yeni Ufuklar, Yeditepe, Ataç, Papirus, Yelken gibi edebiyat dergilerinde yer almıştı. Kendinden önceki yerleşik edebiyat akımlarına bağlı kalmayan Erbil, roman, hikâye ve düzyazı metinlerinde dinin, ailenin, okulun, toplumsalın ürettiği tabularla dolu ideolojilere karşı çıkan bir tutum benimsemişti. Edebiyatımızda yeni bir biçim ve biçem geliştiren Erbil, Türkiye Sanatçılar Birliği ve Türkiye Yazarlar Sendikası’nın kurucuları arasında yer almış PEN Yazarlar Derneği üyeleri arasına katılmıştı. 1960’larda Türkiye İşçi Partisi üyesi olan Erbil, Türkiye İşçi Partisi’in Sanat ve Kültür Bürosu’nda görev almıştı. 1979’da çağrılı olarak gittiği ABD’de Iowa Üniversitesi’nin ‘Sivil topluma darbe’ ‘Karanlığın Günü’ Onur Üyeliği verilen Erbil, edebiyat ödüllerine katılmamakla birlikte 20002001 yılı Ankara Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülünü kabul etmiş, 2002 yılında ise PEN Yazarlar Derneği tarafından Nobel Edebiyat Ödülü’ne ülkemizden ilk kadın yazar adayı olarak gösterilirken, “Türk dili ve edebiyata egemenliği, aynı, zamanda insana, hayata ve dünyaya karşı sorumlu aydın tavrı” vurgulanmıştı. Erbil’in öykü kitapları arasında “Hallaç” (1961), “Gecede” (1968), “Eski Sevgili” (1977); romanları arasında ise “Tuhaf Bir Kadın” (1971), “Karanlığın Günü” (1985), “Mektup Aşkları” (1988), “Cüce” (2001), “Üç Başlı Ejderha” (2005), “Kalan” (2011), “Tuhaf Bir Erkek” (2013) bulunuyor. DT provalarına müfettiş gönderilmesi özgürlüğe müdahale olarak nitelendi ‘Sanata tükürene müfettiş yok mu?’ SELDA GÜNEYSU ANKARA Kültür ve Tu rizm Bakanlığı’nın, Necip Fazıl Kısakürek’in oyunlarından “okuma tiyatrosu” olarak sahneye taşınan oyunun provaları sırasında meydana gelen bir olayla “dini aşağıladıkları” gerekçesiyle müfettiş göndererek oyuncuları ve çalışanları sorguya çekmesi, tiyatro dünyasında tepkiyle karşılandı. İstanbul Şehir Tiyatrosu Sanatçıları Derneği (İŞTİSAN) Genel Başkanı Levent Üzümcü, “Herhangi bir sanat eserine tüküren, onları parçalayanlar hakkında, biz halk adına müfettiş gönderebiliyor muyuz” derken söz konusu oyunda görev alan oyuncu, eski DT Sanatçı Temsilcisi Atsız Karaduman da “Hangi muhbir, provada hangi sözümüzü ihbar edecek endişesiyle çalışamayız” dedi. Tiyatrocuların tepkileri şöyle: Erdinç Doğan (DETİS Genel Başkanı): DT, tarihi boyunca hiçbir dini, mezhebi, ırkı, sınıfı, geleneksel değerleri aşağılamamış ve aşağılanmasına izin vermemiş ciddi bir Cumhuriyet kurumudur. Necip Fazıl Kısakürek’in oyun derlemesinde de böyle bir unsur bulunmamaktadır. DT içindeki provalar, mahremiyeti olan çalışmalardır. Buradaki konuşmalar şahısların özel hayatlarına ait, münferit, hür düşünceleridir. Bir kişinin ağzından kaçırdığı sözler bütün kurumun karalanması amacıyla kullanılamaz. Eğer Serhat D evlet Tiyatroları’na, ‘dini aşağıladıkları’ gerekçesiyle müfettiş gönderilmesi, sanatçıların sorguya çekilmesi tiyatro dünyasında tepkiyle karşılandı. İŞTİSAN Genel Başkanı Üzümcü, ‘Sanat eserine tükürenlere, onları parçalayanlara biz halk adına müfettiş gönderebiliyor muyuz’ diye sordu. Atsız Karaduman Nalbantoğlu’nun bir kişiye ve Levent Üzümcü ya bir dine hakaret ettiği ispatlanırsa, bu onun kişisel meselesidir ve sorumluluğunu almalıdır. müzü ihbar edecek” endişesiyle çalışamayız. ndişe içinde Levent Üzümcü çalışamayız’ (İŞTİSAN Genel Başkanı): TiAtsız Karaduman (Eski yatroyu yöneten insanlar, aklı, fikDT Sanatçı Temsilcisi ve ri ve vicdanı hür insanlardır. Aklı, oyunda görevli oyuncu): fikri, vicdanı hür olmayan insanHer şeyden önce, DT tüzelkişili ların sanat üretmesi mümkün değe sahip bir kurumdur, 5441 sa ğildir. Bu olayın şimdi tam tersiyılı yasasıyla bu sabittir. DT’nin ni düşünelim. Herhangi bir siyasi kendi içinde disiplin kurulu vardır. ya da dini toplantıda, tiyatronun Bir sanatçı disiplin suçu işlemiş aşağılanması durumunda, bizler se onu soruşturacak, ceza verecek müfettiş gönderebiliyor muyuz? olan yapı DT Disiplin Kurulu’dur. Herhangi bir sanat eserine tüküDT’nin provaları “namusudur.” ren, onları parçalayanlar hakkınProvalar özgür bir ortamda yapıl da, halk adına müfettiş gönderemazsa, sanat üretemeyiz. “Han biliyor muyuz? Bunlar olmuyor gi muhbir, provada hangi sözü mu Türkiye’de? Bu olayda arka ‘E daşlarımız zan altında bırakılıyorlar. Böyle bir olay olmuş olsa bile bu durum sadece o kişileri bağlar, kurumları değil. Mehmet Ege (DT emekli sanatçısı): DT oyun provaları hem telif sorunları hem de özgür çalışma ortamının sağlanabilmesi için görevliler dışında, DT çalışanı dahi olsalar, herkese kapalıdır. Çünkü o provalar bir yaratım sürecidir, her yaratım sürecinde olduğu gibi onlarda da arayışlar, yanlış ya da doğru uygulamalar gibi en doğrusu bulunana kadar yapılır. Şahin Ergüney (DETİS Genel Sekreteri ve oyunda görevli oyuncu): Bir provada yapılan konuşmadan dolayı soruşturma açılması son derece tehlikeli bir durumdur. Tiyatro hayatı sorgular. Biz bir oyunu çalıştığımız zaman her yönüyle bu oyunun sorgulamasını yaparız. Herkes özgürce düşüncelerini söyler. Bu noktada provalara müdahale, özgürlüğe müdahaledir. ziksel yapılanmayı özgünlüğünden kopartan, kimliksizleştirilGezi Parkı Direnişi’ne verdi miş ve anonimleştirilmiş siyaseği destekle de öne çıkan Türk tin belirlediği yapay bir kentsel Mühendis ve Mimar Odaları yüz oluşturmasının, kentsel çevBirliği’nin (TMMOB) yetki renin önünü açıyor. Siyasi irade lerinin daraltılması sivil top stratejik planlama modelinin önluma da bir darbe olarak nite gördüğü, sadece ekonomik delendirildi. ğer üreten projelerin gerçekleşAKP’nin “ gece yarısı mesinin, farklı bir fiziksel çevoperasyonu”yla TMMOB ya re oluşmasının ancak ve ancak sasında değişiklik yapması, mi mimar ve şehir plancılarının yasal haklarının ellemar ve mühendis rinden alınmasıyla odalarının mesu İstanbul Serbest olduğunu leki denetiminin Mimarlar Derneği Başkanı mümkün düşünüyor. elinden alınmaErsen Gürsel, TMMOB Bu değişiklikle sı olarak yorumAKM gibi önemli landı. Mimarlık yasasında değişiklik sektörü ve kentyapılmasını, mimar ve yapılar yıkılmak istendiğinde yıkıleri olumsuz etkimühendis odalarının labilecek mi? leyecek yasa demesleki denetiminin Her şeyden önğişikliği sonrası İstanbul Serbest elinden alınması olarak ce AKM, Kültür ve Tabiat VarlıklarıMimarlar Derneği Başkanı Ersen yorumladı. Gürsel’e göre nı Koruma Kuruplanlama kararlarında lu kararı ile 1. deGürsel ile konuştuk. yatırımcıların ekonomik rece anıtsal yapı Bu yasa deği değer artışına önem veren olarak tescil edilmiş ve güvence şikliğinden siz ne çıkarıyorsunuz? modeli ağırlık kazanıyor. altına alınmıştır. Ayrıca 9. İdare Bu yasal değişiklikle mimarların projeleri oda Mahkemesi’nin aldığı kararla, denetimi dışında üretileceğin korunması ve aslına uygun oladen resmi dayanaktan da mah rak restore edilmesi açısından rum bırakılıyor. Oda onayı ve yargının güvencesi altındadır. ya denetiminden geçmemiş bir eşru zemin projenin müellifliği ve telif haklarının belgelenmesi sürecinde sağlanıyor’ İstanbul’u mimari anlamhukuki sorunlar doğacak. Odanın projeler üzerinde yaptığı vi da kim yönetiyor? İstanbul’un geleceğine ilişkin ze işleminin, projenin müellifini tanımlaması fikri hakların ko kentsel yapılaşmasında gayrirunması bakımından çok önem menkul yatırımcıları ve merkeli hukuki bir belge olduğunu zi siyasi irade belirleyici oluyor. düşünüyorum. Ayrıca meslek Doğal, kültürel değerler; sosyal, odalarının kamu alanında işle kültürel çevre; kamusal, kentsel vini de sorgulayan bu değişik alan, kentin tüm alanlarının planlik, sivil topluma da bir darbe lanması stratejisi sadece ekonomik değerler üzerine kurulacak niteliğindedir. gibi… İstanbul, geleceğine ilişlelacele değişiklik kin tüm projeleri Başbakan’dan TMMOB’nin yetkilerinin öğrenmektedir. Büyükşehir bekaldırılmasına niyet okuma lediyesinin kararlara hangi ölçüsı yaptığınızda görünen ne? de dahil edildiği bilinmemekteBurada amaç, Fikir ve Sanat dir. Evet, hepimizin merak ettiEserleri Yasası ile oluşan fikri ği bir soru: İstanbul’u kim yönehakları ortadan kaldırarak pro tiyor? Ekonomik değer artışına je ve yapılara ister özel ister ka öncelik veren gelişigüzel aşırı mu alanında değişiklik yapma yapılaşma uygulamaları, merolanağının önünün açılmasıdır. kezi alanlarda inşaat emsalleBunların ardından bir de aceley rinin artırılıyor olması, kentin le imar yasasının değiştirilen 8. kültürel varlıklarının simgesi maddesine bir bent eklenerek olan camilerin ve diğer eserleTMMOB’ye bağlı meslek oda rin kent silueti üzerindeki belarının, çevre, mimarlık ve mi lirleyici etkilerini önemsizleşmarlar üzerindeki denetimi tama tirmektedir. Görünen o ki, şu anda men kaldırıldı. Denetim, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bir İstanbul’da ve Türkiye’de planlama kararları yatırımcıların ekokuruluşuna verildi. Buna niyet okumak demeye nomik değer artışına önem velim ama bu değişikliklerin hepsi, ren model üzerinden gidiyor, mimarı kendi eserinden koparan bunun adı da stratejik planlave yapılarda mimarından bağım ma modeli. Yıllar öncesinde bu sız değişiklik yapabilme hakkını tür söylemleri yadırgardık, şimsağlamaya çalışan değişiklikler di de bu söylemlerin meşru zedir. Bu adımlar bir anlamda, fi min kazandığına tanık oluyoruz. CEREN ÇIPLAK ‘M A Duran kazılar başladı Kültür Servisi Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) Kültür ve Turizm Bakanlığı aleyhine açtığı dava sonrasında, Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki uygulamalarda, mal ve hizmet alımlarıyla ilgili yönetmenliğin yürütmesi Danıştay’ca durdurulmuş; bakanlık da ülke genelinde, kazı başkanlarına 16 Temmuz tarihli bir yazı göndererek kazıların durdurulmasını önermişti. Kararın tebliğinden sonra çalışmalar durdu ve arkeologlar kazı alanlarında bakanlıktan gelecek haberi beklemeye başladı. Dün beklenen karar kazı başkanlarına “telefonla” iletildi. Bakanlık, yürütmesi durdurulan söz konusunu yönetmeliğin kazılarla ilgili bağlayıcı maddeler içermediğini, çalışmalara devam edilebileceğini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle