14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 TEMMUZ 2013 CUMARTESİ 4 HABERLER Abdullah Cömert’in ailesi ‘Oğlumuzu polisler öldürdü. Gerekirse yeniden otopsi isteyeceğiz’ dedi Bu Kadarını 12 Eylül Bile Yapmamıştı Cumhuriyet okurları Aykut Göker’i, Bilim Teknoloji ekindeki yazılarından tanırlar. 12 Eylül dönemi kader arkadaşım Aykut Göker, 38 ayını hapishanede geçirmiş, babasını o sırada yitirmiş, ona karşı son görevini de yerine getirme imkânını bulamamış bir bilim insanıdır. Çarşamba gecesi telefonum çaldığında baktım karşımda kadim dostum. Ali, söylemeye gerek var mı bilmiyorum. Cumhuriyet’in haberi günün en önemlisiydi, dedi ve ekledi: Doğrusu ya bu kadarını 12 Eylül bile yapmamıştı. Umarım değinirsin. Söz konusu olan, Cumhuriyet’ten Özlem Güvemli ile Ayşe Sayın’ın yaptıkları, Gezi Direnişçileri’nin adli suçlularla aynı koğuşa kondukları haberiydi. Gezi Direnişçileri’nin katil ve tecavüzcülerle bir araya konulmalarını Ertuğrul Özkök de köşesinde yayımlamıştı. Aykut Göker’in nazik, ama o ana kadar konuyu işlememiş olmam yüzünden örtülü sitem dolu çağrısını alınca “Olur canım” dedim, “hemen yarın yazarım”. Ancak ertesi gün gazeteleri açtığımda E. Özkök’ün köşesinde gördüm ki, adı bende hep tebessüm yaratan Adalet Bakanlığı, haberi yalanlamış. Araya “ver anayasayı, al tutuklunu” kabilinden rehine pazarlığı girmişti, onu yazdım. Ama dün baktım ki, Cumhuriyet haberinde ısrarlıydı ve “Nereye Kadar Gizleyeceksiniz?” başlığıyla yalanlamayı yalanlıyordu. HHH Adalet Bakanlığı’nın Gezi tutuklularına yönelik çıplak arama, katil ve tecavüzcülerle aynı koğuşa koyma gibi kötü muamele iddialarını yalanlayan açıklaması üzerine 8 Gezi tutuklusunun avukatı Elif Çalışkan şu açıklamayı yapıyordu: Müvekkilimiz Özgür Yıldırım Metris Cezaevi adli tutuklular koğuşunda 8 kişi tarafından öldüresiye dövüldü ve hastaneye sevki yapıldı. Yine dünkü Cumhuriyet’te Ayşe Sayın, Cezaevleri İzleme Komisyonu üyesi CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın Gezi tutuklularına yönelik çıplak arama, zorla oruç tutturma ve adli suçlularla aynı koğuşa konma gibi kötü muamele iddialarını içeren raporlarının sonuna kadar arkasında olduğunu belirtiyor ve ekliyordu: Adalet Bakanlığı Pozantı’daki çocuklara kötü muamele ve tecavüzü de yalanlamıştı, sonra cezaevini kapatmak zorunda kaldı. Evet sevgili okurlar, benzeri durumlarda da aynı tepkiyle karşılaşılmıştı. Gerçekten de Şakran ve Silivri örneklerinde de görüldüğü gibi, birçok olayda Adalet Bakanlığı önce yalanlıyor, sonra kabul etmek zorunda kalıyor. Gerçekten de 12 Eylül bile bu kadarını yapmamıştı. HHH Dikkat buyurunuz, Gezi Parkı’nda gösteri yaptıkları için tutuklananlardan söz ediyoruz. Yani suçlulukları konusunda kesinleşmiş bir karar olmayan, masumiyet karinesinin koruyucu kalkanı altında olmaları gereken kişilerden. Bu durumda olan kişilere yapılan uygulama ise şöyle: Bunları alıyorsunuz, katiller, ırz düşmanlarıyla bir araya koyup, her türlü saldırıya açık bir hale sokarak daha o andan itibaren cezalandırmaya başlıyorsunuz. Böylelikle kamuoyuna da şunu söylemiş oluyorsunuz: İktidarın hoşuna gitmediğiniz andan itibaren cezalandırılmaya tabi tutulursunuz; ona göre ayağınızı denk alın! Gezi göstericileri tutukluluk yoluyla, başka mahkum ve hükümlülerin saldırılarına maruz bırakılarak cezalandırılmaktadırlar. Ceza ve tutukevlerinin yönetiminden sorumlu olan Adalet Bakanlığı ise bunları engellemek yerine, yalanlamakla yetiniyor ve yalanlamalar kimseyi inandırmıyor. Gerçekten bu kadarını 12 Eylül bile yapmamıştı. Yazarımız Aykut Göker haklıydı. Bu arada son günlerde haberlerine, manşetlerine sık sık atıf yapılan Cumhuriyet’ten Adalet canibiyle ilgili bir haber: Günlerdir süren kriz, hükümet ile cemaat kanatlarının zorunlu uzlaşmasıyla aşıldı. Zerrin Güngör Danıştay Başkanlığı’na seçildi. Bu da adalet cephesinden iyi haberimiz. ‘Her günüm cehennem’ MEHMET ALİ SOLAK HATAY Gezi Parkı Direnişi sırasında 3 Haziran’da Antakya’da öldürülen Abdullah Cömert ile ilgili soruşturmada, 48 gündür hiçbir fail yakalanamadı. Cömert’in babası Ali Edip Cömert, “Oğlumu polisler öldürdü. ‘Soruşturma sonuçları bugün yarın açıklanacak’ diyorlar. Açıklanmazsa gerekirse oğlumun mezarını açtırıp yeniden otopsi talebinde bulunacağız” dedi. Anne Hatice Cömert ise “Her günüm cehennem ateşi gibi. Oğlumun katilleri cezalandırılsa biraz olsun yüreğimize su serpilmiş olur” dedi. Antakya’da 3 Haziran’da öldürülen Cömert, soruşturmasında bir arpa boyu yol gidilemedi. Cömert’in ölümüyle ilgili yapılan ilk açıklamada Cömert’in kimliği belirsiz kişilerce ateşli silahla vurularak öldürüldüğü belirtilirken Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz, Cömert’in sert bir cismin başına isabet sı vermesin diye dua ediyorum. Ağlamaktan, göz pınarlarımız kurudu. Bizim istediğimiz tek şey, oğlumu katledenlerin bulunmasıdır. Benim oğlumdan ne istediler, niye öldürdüler? Suçu gösterilerde slogan atmak mı? Bütün gençleri mi öldürecekler” diye konuştu. SARISÜLÜK DAVASINA DEVAM KARARI O polis bulunması tek isteğim’ Sürekli gözyaşı döken anne Hatice Cömert ise “Hiçbir anne çocuğunun burnunun bile kanamasını istemez ama görüyoruz ki, anneler sürekli ağlatılıyor, masum çocukları öldürüyor. Benim acım ve üzüntüm kadar, Ali İsmail’in, Ethem’in, Mehmet’in ve daha başka bütün annelerin acıları ve üzüntüleri asla son bulmaz. Her günümüz cehennem ateşi gibi. Yüreğimiz yanıyor. Oğlumun geri gelmeyeceğini biliyorum ama onu öldürenlerin yanlarına bu kâr kalmamalı” dedi. ‘Katillerinin yargılanacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Ethem Sarısülük’ün ölümüne ilişkin sanık polis memuru Ahmet Şahbaz hakkında açılan davada verdiği “yargılamanın durması” kararı, bir üst mahkemeye yapılan itiraz üzerine kaldırıldı. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi önceki gün, Sarısülük’ün ölümüne ilişkin davanın, “yargılama izni alınmadan açıldığı” gerekçesiyle “yargılamanın durmasına” ve “gereğinin yerine getirilmesi için dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine” karar vermişti. Bu kararın ardından Sarısülük’ün ailesinin avukatlarının bugün yaptığı itirazı değerlendiren Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, Ahmet Şahbaz’a atılı suçun, “4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun kapsamının dışında kaldığı” gerekçesiyle Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “yargılamanın durdurulması” kararını kaldırdı. Hatay’ın Samandağ ilçesinde belediye meclisi, ilçe girişindeki Favvar Köprüsü’nün adını Ali İsmail Korkmaz Köprüsü, ilçe merkezindeki Oytun Alanı’nın adını da Abdullah Cömert Alanı olarak değiştirdi. Adları yaşayacak etmesi sonucu yaşamını yitirdiğini savunmuştu. Katillerin bulunamaması acılı aileyi bir kez daha yıktı. Baba Cömert, “İlk etapta Abdullah eyleme katıldığı için yetkililerce suçlandı. Oğlum da gösterilerde yürüyen binlerce genç gibi demokrasi istedi. Elinde ne silah, ne sopa, ne pala vardı. Oğlum karın cayı bile incitmezdi. Oğlumuzu öldürenlerin polisler olduğu herkesçe biliniyor. ‘Soruşturma sonuçları bugün yarın açıklanacak’ diyorlar. Açıklanmazsa gerekirse oğlumun mezarını açtırıp yeniden otopsi talebinde bulunacağız. Çünkü çok çelişkili raporlarla karşılaşıyoruz. Allah hiç kimseye evlat acı M.A.T’NİN DURUMU İYİYE GİDİYOR B.E’nin Öğrenciler özgür kaldı Gezi direnişine katıldıkları gerekçesiyle geçen salı günü gözaltına alınan 29 öğrenciden 25’i savcılıktan, 4 kişi ise mahkemece serbest bırakıldı. Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde ifadeleri alınan öğrencilere “Gezi Parkı eylemlerine niçin katıldınız?” diye soruldu. Emniyet ifadelerinde yer alan “Halkı isyana teşvik, anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs iddiaları” ise sorulmadı. Öğrencilerin savcılıktaki ifadesi sırasında Taksim Dayanışması ve TGB’nin de aralarında olduğu iki ayrı grup, adliye önünde gösteri yaptı. KESK İstanbul Şubeler Platformu sözcüsü Barış Uluocak, “Taksim Dayanışması halktır, meşrudur. Cadı avı bitsin” dedi. Uluocak, Başbakan Erdoğan’ın Mısır kıyaslamasına tepki gösterdi. TGB, ADD, Eğitimİş’in de aralarında olduğu bir grup da merdivenlerin önünde kitaplarla barikat kurdu. Polisin kitapların kaldırılmasını istemesi üzerine gerginlik yaşandı. Daha sonra bazı öğrenciler kitap okudu. Bsın açıklaması sırasında, bir kişinin dönerek küfür etmesi üzerine yaşanan kısa süreli gerginliğini de ardından, polis küfür eden kişiyi gözaltına aldı. Serbest bırakılan 25 kişi dışarıda büyük sevinçle karşılandı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) durumu riskli İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin attığı biber gazı kapsülünün başına isabet etmesi sonucu ağır yaralanan ve Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören B.E.’nin (16) sağlık durumu ciddiyetini koruyor, Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yatan M.A.T (17) ise gözlerini açtı ve her geçen gün durumu daha iyiye gidiyor. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İstanbul Barosu Konferans Salonu’nda düzenlediği basın toplantısında B.E. ve M.A.T’nin sağlık durumları ve hukuki süreçle ilgili bilgi verildi. Toplantıya katılan B.E’nin babası Sami E, oğlunun 34 gündür yoğun bakımda tedavi gördüğünü belirterek “Hayati riski devam ediyor ve bilinci hâlâ kapalı” dedi. Baba, “Oğlumuzun vurulduğu andaki görüntüler yok. Kim yaptı, belli değil” diye konuştu. M.A.T.’nin annesi Öznur Karaağaç Aygün de “Gözlerini açtı, elimi sıktı, ağladı. Doktorlar görmediğini ama duyup hissedebildiğini söyledi” diye konuştu. M.A.T.’nin babası Mehmet T. ise oğlunun 12 gündür yoğun bakımda olduğunu belirterek “Hukuki süreci başlattık” dedi. Avukat Evrim Deniz Karatana B.E.’yle ilgili suç duyurusunun tevzi aşamasında olduğunu, suç duyurularını 1 dosyada birleştirdiklerini belirterek “Farkettiğimizde 6 klasör olmuştu” belirttı. Başına gaz kapsülünün isabet etmesiyle ağır yaralanan Filistin asıllı Türk vatandaşı Lobna Allami de dün taburcu edildi. Korkmaz’ın ölümüyle ilgili soruşturmada henüz ilerleme sağlanamadı Sopalı 2. kez yakalandı CAN HACIOĞLU Bakanlık Topçu Kışlası’nda ısrarlı sı yapılmasına ilişkin verdiği iptal kararına Kültür ve Turizm Bakanlığı itiraz etti. Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği, Taksim Gezi Parkı’na Topçu Kışlası adı altında yapılacak AVM projesine onay veren Kültür Varlıkları Koruma Yüksek Kurulu’nun kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemi ile idare mahkemesine başvurmuştu. Dosyaya bakan İstanbul 6. İdare Mahkemesi, eylemlerin ülke çapında yaygınlaştığı 31 Mayıs günü kurulun kararının yürütmesini durdurmuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı karara yaptığı itiraz da 2 Temmuz günü reddedilmişti. Ancak bakanlık geçen hafta bölge idare mahkemesine başvurarak yürütmeyi durdurma kararına yaptığı itiraza verilen ret kararının kaldırılmasını istedi. n İstanbul Haber Servisi İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nin Gezi Parkı’na Topçu Kışla ESKİŞEHİR Eskişehir’de Gezi Direnişi’ne destek eylemleri sırasında 2 Haziran’da 56 kişilik bir grup tarafından sopalarla dövülerek komaya sokulan ve 10 Temmuz’da yaşam mücadelesini kaybeden 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüyle ilgili soruşturmada, eylemcilere saldırdığı güvenlik kameralarında tespit edilen ancak mahkemece serbest bırakılan Serkan Kavak (33) dün akşam saatlerinde Eskişehir’de yakalandı. Korkmaz’ın ölümüyle ilgili olduğu gerekçesiyle Kavak için tutuklama kararı çıkarılmıştı. Kavak, sağlık kontrolünden geçirildi. İçişleri ve Sağlık Bakanlığı ile Emniyet müfettişleri çalışmalarını sürdürüyor, Korkmaz’ın dövülmesi olayına karıştıkları iddiasıyla olay yerinde görevli polisler hakkında başla tılan soruşturmada ise henüz bir ilerleme kaydedilemediği bildirildi. astanenin özrü kabahatinden beter Saldırıdan hemen sonra Korkmaz’ın başvurduğu ve ağrı kesici yapılıp “Bir şeyin yok. Bu adli bir olay. Önce polise ifade vermelisin” diyerek taburcu eden Yunus Emre Devlet Hastanesi’nden ise ilginç açıklama geldi. Hastane, Korkmaz’ın kafa, boyun ve omuz grafikleri ve H Polisler için işlem yok beyin tomografisini çekildiğini, uzman hekimi tarafından kafa kemiklerinde kırık hattı ya da beyinde kanamaya ait herhangi bir bulguya rastlanmadığı, 3,5 saat gözlem altında tutulduktan sonra yürüyerek taburcu edildiğini savundu. Arkadaşları ise Korkmaz’ın taburcu edildikten sonra Ali’nin yoğun baş ağrısı, hatırlama ve konuşma güçlüğü yaşadığını, birkaç saat sonra başka hastaneye görütüldüğünü anlattı. Lobna Allami taburcu ÜNİVERSİTELERDE CADI AVI SÜRÜYOR ‘Diren’ tişörtüne soruşturma Kuğulu’da da ‘Yeryüzü Sofrası’ Kuğulu Park’ta dün binlerce kişinin katıldığı büyük bir iftar organizasyonu gerçekleştirildi. Gösterişli iftarları protesto etmek ve Gezi Parkı Direnişi’ne destek vermek amacıyla “Yeryüzü Sofraları” adıyla kurulan iftar sofralarının Ankara’daki ilk ayağı olan organizasyona, CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, Antikapitalist Müslümanlar’ın lideri İhsan Eliaçık, Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük, birçok yurttaş katıldı. Forumda Gezi Parkı olayları ve AKP’nin politikaları tartışıldı. Eliaçık, burada yaptığı konuşmada, Başbakan’ın Alevilikle ilgili söylediği sözleri eleştirerek “‘İneği sevmek Hinduluksa ben dört dörtlük Hinduyum’ demek ne kadar mantıklıdır” dedi. İZMİR / BURSA (Cumhuriyet) Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yrd. Doç.Dr. Timuçin Köprülü hakkında, “Diren” yazılı tişörtle konuşma yaptığı için, üniversite rektörlüğünce soruşturma açıldı. Timuçin Köprülü hakkında soruşturma açıldığını Twitter hesabından duyurdu Tebligatın da dün kendisine ulaştığını kaydeden Köprülü, “Haklı olduğum için üzgün değilim” diye konuştu. Rektörlük ise açıklama yapmadı. EğitimSen de 45 Haziran’daki Gezi Direnişi grevine katıldığı gerekçesiyle, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde çalışan KESK üyesi Müjgan Erdoğdu hakkında, üniversite yönetiminin soruşturma başlattığını bildirdi. Sendika, Erdoğdu’nun üniversitede koruma ve güvenlik memuru olarak çalıştığını belirtti. Greve katılan çalışan hedef
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle