15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 TEMMUZ 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Provokasyon uyarısı CHP’li AntAlyA Milletvekili Gürsel Tekin: Esnaf birliği Gezi protestolarına karşı, reklam ajansı destekli harekete geçecek İlle de Mısır Eşdeğer gösterilmeye çalışılan iki ülke var. Türkiye ve Mısır. Eşdeğerliğe dayanak sayılan tek özellik ise iki ülkede de İslamiyetin başat din olması Mısır, devlet yönetiminde din ekseninde yapılanma konusunda önemli adımların atıldığı, bu nedenle büyük çoğunluğu Mursi yönetimine karşı çıktığı ve darbenin yapıldığı bir ülke. Türkiye ise Mursi yönetiminin zamana yayılarak yaşama geçirilmesine çalışılan ve yönetimler tarafından “ileri demokrasi” olarak nitelenen yönetimi bulunan bir ülke. Mısır’da Mursi yanlıları darbeye kafa tutuyor, kendilerine uygun gördükleri alanda toplanıyor, istedikleri gibi yaşıyorlar. Türkiye’de ise iktidar karşıtlarının başına gelmeyen kalmıyor. İktidarın kurtarılmış bölgesine dönüştürülen Taksim Alanı ve Gezi Parkı’nda ayrımcılık, palalısopalı saldırganlar kol geziyor. Bu duruma karşın dinci takımının tek derdi, Mısır’da din devletinin şimdilik önünün kesilmiş olması. Oradaki sorunu çözünce Türkiye’de daha rahat hareket edebileceklerini umuyorlar. Bunun için yok edilmesi gerekenler de, hedefe koydukları ama yurda giderek yayılan Gezi direnişçileri. HHH Hukuk, 12 Eylül 2010 halkoylamasında “yetmez ama evet”çilerin desteğiyle guguk’a döndürüldükten bu yana akla sığmayan geri gidişler yaşanır oldu. Gezi olaylarında uygulanan soruşturma ve kovuşturma yöntemleri, zaten Silivri davaları ile tartışılmaya başlanan uygulamaları “kanun önünde eşitlik” kuralı bakımından bir kez daha perçinlemiş oldu. Ellerinde pala ve sopalarla polise yardımcı (!) oldukları varsayılanlara gösterilen hoşgörü, silahsız, saldırısız yürüyüş yapanlara öldürücü sonuçlar yaratan saldırıları yapan güvenlik kuvvetlerine de hoşgörü gösterilmesine hatta ödül verilmesine dönüştü. Darbe paranoyası yüzünden İç Hizmet Yasası’nın 35’inci maddesi tatile girerken değiştirildi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görevi vatan görevi olmaktan çıkarıldı. Nasıl olacaksa, bundan böyle gençlerimiz anayasanın vatan görevi saydığı askerlik hizmetini (Madde 72) vatan görevi yapmayan bir kurumda yerine getirecekler. HHH Anayasayı ciddiye almamak bir yana, din kurallarının ciddiye alınıp alınmadığı da tartışılır oldu. Ülkeyi, illeri, ilçeleri yönetenler ve destekleyicileri, Diyanet TV kanalındaki kimi vaazları dinleseler özeleştiri yapma olanağını bulacaklar ama, anlaşılıyor ki uğraştıkları dünya işleri kendilerine zaman ayırtmıyor... Sapan’dan ‘tweet’ özrü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, Taksim’de göstericilere palayla saldıran kişinin serbest kalmasına tepki olarak Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ı örnek vererek sosyal medya üzerinden attığı ve tepki toplayan mesajı için özür diledi. Yazılı açıklama yapan Sapan, “Amacım güç sarhoşluğuna kapıldıkları için çoktandır unuttuğu empatiyi onlara anımsatmaktı. Amacım birilerine hakaret değildi. Kendisine ya da yakınlarına hakaret edildiğini ve saygısızlık yapıldığını düşünenler varsa özür dilerim. Sosyal medyada tartışılan tweet, Gezi Parkı sürecinde yaşanan acılara dikkat çekip, iktidarın empati yapmasını sağlamaya yöneliktir. Hakaret amacı taşımamaktadır. Taksim’de yurttaşlara saldıran, bir genç kıza önce palası ile vuran, sonra da tekmeleyen saldırganın eyleminin başta Başbakan R. Tayyip Erdoğan olmak üzere bir kısım AKP’liler tarafından olağan bir olay gibi gösterilmeye çalışılmasına tepkimi dile getirdim” dedi. Öte yandan, CHP Grup Disiplin Kurulu Başkanı Antalya Milletvekili Gürkut Acar, söz konusu mesajların eleştiri çerçevesinde kabul edilmesi gerektiğini belirterek “Ben bunun aniden söylenmiş bir söz olduğu kanısındayım. Hakaret kastıyla söylenmiş bir şey değil. Başbakan’ın kızına karşı yöneltilmiş bir şey gibi göstererek olayı fazla büyütmek doğru değil” dedi. İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, eski AKP milletvekili Abdülkadir Akgül’ün başkanlığını yaptığı Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği’nin (TESKOMB) esnafı, Gezi Parkı eylemcilerinin mağdur ettiği yönünde bir kampanya düzenlediğini belirterek “Başbakan kendisine yakın kuruluşlarla provokasyona devam ediyor. Erdoğan değil miydi ki 2011 seçimlerinin ardından Kasımpaşa’dan Taksim’e giderken içki içenlere kızıp Beyoğlu esnafının masa ve sandalyesini toplatan. ŞiEsnafı mağdur eden Başbakan’ın kendisidir. Esnaf kardeşlerimiz bu oyuna gelmesin” dedi. Tekin dün Kadıköy İlçe Başkanlığı’nda gündeme ilişkin toplantı düzenleyerek demokrasi ve Tekin, Erdoğan’ın özgürlüklerin önündeki engellerin Gezi Parkı diesnafı mağdur etrenişi ile fark edildiğini belirtti. İktidar tarafıntiğini belirtti. dan Gezi olaylarına katılanların esnafı mağdur ettiği yönünde kampanya yürütüldüğünü anlatan Tekin, “TESKOMB aracılığıyla pazartesi günü (bugün) Taksim Meydanı’nda ‘Esnaf yüzde yüz zararda’,‘Gezi eylemlerine son’ sloganları ile bir kampanya startı verecekler. Profesyonel reklam şirketi ile anlaşarak İngilizce versiyonunu dahi hazırlamışlar. Ancak burada dikkat çeken, TESKOMB’un başkanlığını eski AKP Yozgat Milletvekili Abdulkadir Akgül yapıyor. AKP kirlilikten ve provokasyondan vazgeçmiş değil. Yeni dönemde neler yapacaklar merakla bekliyoruz” diye konuştu. Konuşmasında esnafa da seslenen Gürsel Tekin, esnafın mağdur olmasının tek nedeninin Başbakan ve iktidar olduğunu kaydederek “Taksim ve çevresinde atılan her gaz bombası, her plastik mermi sadece gençlere değil, esnafa de sıkılmış bombalardır” dedi. BDP’lilerin Taksim’e çıkışına polis engeli Diyarbakır Cezaevi’nde 14 Temmuz 1982’de açlık grevinde hayatlarını kaybeden PKK’nin kurucularını anmak isteyen BDP üyelerine polis izin vermedi. Eylemcilerle Tarlabaşı’nda kısa bir süre polisle çatıştı. Tünel’de dün akşam toplanan BDP üyeleri, “Öcalan’a yaklaşım, savaş, barış gerekçemizdir” sloganıyla Taksim Meydanı’na yürümek istedi. Polis grubun önünü keserek yürüyüşe izin vermedi. BDP İstanbul İl Eşbaşkanı Asiye Kolçak açıklamayı burada yaptı. Daha sonra Tarlabaşı’nda eylemcilerle polis arasında çatışma çıktı. Polisin arkasında yine sivil saldırganların olması dikkat çekti. (KAYHAN AYHAN) İlk soruşturmada gizlilik Sayın Okur Temsilcisi. Aşağıdaki haber 2 Temmuz tarihinde internet sitenizden alındı. “Lice’ye gizlilik kararı! Lice’de 1 kişinin ölümü, 9 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayla ilgili soruşturmayı yürüten TMK 10. maddesiyle yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği gizlilik kararı aldı.” İlk soruşturma zaten gizli yürütülmez mi? Böyle ise bu ‘haber’ zaten haber değil. Buradaki ‘gizlilik kararı’nın özel bir anlamı varsa bunun haber içinde açıklanması, neden alındığı, hangi aşamaya kadar geçerli olduğu, itiraz edilip edilmediği, kimin tarafından edildiği, kimin karar vereceği, ne zaman karar vereceği; veya bütün bu hususlarda bilgi edinilemediyse bunun haber içinde yer alması gerekmiyor mu? Görünen haliyle, Başsavcı canı öyle istediği, aklına öyle estiği için bu kararı almış gibi haber yapılmış. Bu haberi yazmak sizin açınızdan bir emekse, bizim açımızdan da haberi almak, değerlendirmek, bir şekilde yorumlamak da emektir. Emeğinize saygı talep etmeniz elbette doğaldır, bu talebinizi okuyucunun emeğine de saygı göstererek pekiştirebilirsiniz. Saygılarımla. Genç Köylü Tekziplerdeki iddialar Sayın Öz, 10 Temmuz 2013 tarihli gazetede çıkan “Eline Düşmeyin” başlıklı haber gerçekten bilimin geldiği noktayı görmemiz açısından ibretliktir. Haberi yapanlar bu haberin içinde geçen şahsın bu “Doç.” unvanını da nasıl almış olduğunu bir araştırırsa daha iyi olur kanımca. Çünkü böyle “bilim yobazları” bu unvanları alırken tezlerini de başkalarından çalabiliyorlar. Haber basit olabilir ama bence çok nitelikli ve bu açıdan haber servisine teşekkürler. Ayrıca aynı tarihli gazetede daha önce “TRT’de bir garip ihale” başlıklı yayımladığınız haber metnine dair TRT Genel Müd. Hukuk Müşavirliği’nin gazetede yayımlattığı tekzipte geçen ibareler, yalan haber yapmaz denilen Cumhuriyet gazetesinin okuyucusuna gerçekten yanlış ve yalan haber mi ulaştırmaktadır sorusunu sorduruyor? Yılların Cumhuriyet okuyucusu olarak hep gerçekleri okuduğuma inandığım gazetenizden ve gazetemden (Gazetem, çünkü ben artık bu gazeteyi hayatımın bir parçası haline getirdim bunu da ayrıca belirtmeliyim.) bu konuda önümüzdeki günlerde açıklama yayımlamanızı ve bu tekzip’in doğru ya da yanlışlığını bir de sizlerin kaleminden okuyup öğrenmek istiyorum. Ayrıca geçtiğimiz mayıs ayında Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen saldırılarla ilgili yapılan haberler neden kesintiye uğradı. Hatay’daki olaylardan sonra orada hayat nasıl ve ne durumdadır şu anda ve Hükümet’in bu konudaki son çalışmaları ne aşamadadır? Saldırıları yaptığı iddia olunan kişiler nerededir ve durumları nedir? Bu konuda okuyucularınıza ışık tutmaya devam etmelisiniz diye düşünüyorum çünkü çabuk unutuyoruz. İyi günler. Anıl Vural Gazeteciliğin Direniş Günleri Türkiye’de gazetecilik BayarMenderes ve 12 Eylül dönemleri dahil hiç bu kadar baskıyla karşılaşmamıştı. Basının karşı karşıya kaldığı baskı ve zorbalık Gezi Direnişi nedeniyle bir kere daha açık bir şekilde gözler önüne serildi. Medyanın bir kesimi denetimli bir yayıncılığa razı edilmiş, yandaş medyanın alanı genişletilmiş, gazete ve TV kanallarında çalışanlar tanınmayan hakları bir yana, eğer haberin ve gerçeğin peşindeyseler başlarına nelerin gelebileceği konusunda sert bir şekilde uyarılmışlardır. Artık olayları, gösterileri izleyen gazetecilerin görevlerini yapmalarının engellenmesi, dövülmeleri, gözaltına alınmaları, tutuklanmaları olağan karşılanmaktadır. Bu gerçek, gazetecileri olayları nesnel bir şekilde izleyen ve haberleştiren kişiler olmak yanında aynı zamanda birer direnişçi yapmaktadır. Artık gazeteciler de yalnızca direnişlerin tanığı değil, direnişin kendisi olmak, direnmek zorundadırlar. Hem izledikleri olaylarda ortaya çıkan ve halktan gizlenmemesi gereken gerçekler nedeniyle, hem de karşılaştıkları zorbalıklar, mesleklerini yapmalarını engelleyenlerin ülkeyi bir polis devletine çeviren uygulamaları nedeniyle. Bu gerekçelerle geçen hafta gazeteciler bir kere daha yürüdüler ve bir kere daha engellendiler. Peki, bu sürebilir, sürdürülebilir mi? Gazetecilerin engellenmesi her zaman zorbalığın sondan bir önceki işi olmuştur. Gerçeklerin gizlenmesi olanaklı değildir. Geçmiş zamanlarda bile zordu. Şimdi imkânsızdır. Okurlardan kısa kısa Boyutlar değişebilir mi? Merhaba. Elimden geldiğince bütün haberleri ve özellikle bağımsız bir gazete olduğuna inandığım için özellikle Cumhuriyet gazetesini takip etmeye çalışan İTÜ’lü bir araştırma görevlisiyim. Cumhuriyet gazetesi tabloid formatta basılamaz mı? Özellikle seyahat halinde (diğer hallerde de) okumayı kolaylaştırıyor diye düşünüyorum. Ama belki daha pahalı ve bilmediğim fazladan bir sorun yaratıyor olabilir basanlar için. Sadece bunu belirtmek istedim. İyi çalışmalar dilerim. Hasan Üstün Başaran Haberde çelişki şaşırtıyor Sayın Öz, 6 Temmuz 2013 tarihinde dördüncü sayfada, “Cömert’in ön otopsi raporuAteşli silahla öldürüldüğü belgelendi” başlıklı haberin devamında aynı sözler tekrarlandıktan sonra, “ateşli silahla oluşması muhtemel sıyrık” ifadesine yer verilen ön raporun İstanbul Adlı Tıp Kurumu’na gönderildiği ve ölüm nedeninin buradan çıkacak rapora göre netlik kazanacağı belirtilmektedir. Ön raporda ihtimalden söz edildiği ve haberin kendisi de ölüm nedeninin (ATK) raporuyla netlik kazanacağını belirttiğine göre haber içeriği ile haber başlığı çelişmiyor mu? 9 Temmuz 2013 tarihinde birinci sayfanın üst başlık bölümünde “Mecliste Köşke gol” 6. sahifede “Cumhurbaşkanlığı’na Gol” başlıklı bir hayli uzun bir haberi merakla okudum. Başka kurumlara atanan personele verilecek maaşla ilgili bir konuda alınan kararın, köşke gol olarak nitelenmesine bir anlam veremedim. (politik oyunlara aklımızın ermemesi nedeniyle yanlış değerlendirmiş olabilirim.)Yine de basit bir olayın bu kadar abartılı biçimde haber yapılmasının hoş olmadığı kanısındayım. Saygılarımla. Ali Niyazi Öz Bilim Teknoloji ekini bulamıyorum Denizli’de oldukça merkezi bir semt olan Kuşpınar Mah’de yaşıyorum. Bunu özellikle belirtiyorum, çünkü burası ilçe ya da köy değil. Kentin kenar mahallelerinden birisi de değil. Ama ben burada çok sık olarak Bilim Teknoloji ekine ulaşamıyorum. Ben Bilim Teknoloji eklerini özellikle önemseyen, biriktiren bir okuyucuyum. Çok değerli bir ek olduğunu düşünüyorum ve o haftanınki eksik olunca adeta bir ansiklopedinin bir cildi eksikmiş gibi geliyor. Tam da bu nedenle galiba diğer eklerde böyle bir sorun yaşanmazken bu ekte sık sık elimize geçmemesi gibi bir durum yaşanıyor. Bu sorunla ilgileneceğinizi ve bu kenti, bu semti bundan böyle Bilim Teknoloji ekinden mahrum bırakmayacağınızı umar, saygılar sunarım. Zerrin Ediz Okur Temsilcisi’nin notu Tekzip metinleri yasal zorunluluk nedeniyle yayımlanıyor. Bu onların gerçeği yansıttığını göstermiyor. Ne yazık ki tekzip müessesesi bugün en fazla kötüye kullanılabilen bir araca dönüştü. Cumhuriyet haberlerine güveniyor ve yanlış ya da eksik haber yaptığında tekzibe gerek kalmadan düzeltiyor. Gazete Reyhanlı olaylarının sonrasını izlemeye çaba harcıyor. Bu konuda hükümet kaynaklarından sağlıklı bilgi edinmek ne yazık ki çok olanaklı değil. İstanbul Haber Servisi Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı, Kazlıçeşme Meydanı’nda “Darbelere Hayır, Mısır Halkına Destek” mitingi düzenledi. SP Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu, mitingde yaptığı konuşmada, her zaman mazlumların yanında olduklarını belirterek Mısır’da ordunun yönetime el koymasını kınadı. Karamollaoğlu, İslam dünyasında insanlarda bir uyanış başladığını, yönetimlere artık dindar kişilerin talip olduğunu ve bunun Batı’yı korkuttuğunu ifade ederek Kazlıçeşme Meydanı’nda bulunanlardan, Mısır’da meydanlarda toplananlar için dua etmelerini istedi. MemurSen Genel Başkanvekili Günay Kaya da kimden gelirse gelsin zulmün karşısında olduklarını söyleyerek Filistin, Doğu Türkistan, Afganistan, Suriye ve Arakan’daki zulmü kınadıklarını ifade etti. ANKARA (AA) Afganistan’da Taliban’ın kaçırdığı Türk TIR şoförü Kerim Yeşil, MİT’in girişimleriyle serbest bırakıldı. 16 Nisan 2013’te Yeşil’in kullandığı TIR, TürkmenistanAfganistan arasındaki Akina sınır kapısından geçtikten sonra FaryabCevizcan arasında kalan bölgede Taliban mensupları silahlı saldırıya uğramış, Yeşil ve 6 Afgan askeri silahlı gruplarca kaçırılmıştı. DENİZLİ (AA) Denizli’de bir alışveriş merkezinin içindeki süpermarkete kapanış saatinde gizlenen 2 kişi, marketin kapanmasını bekledi. Çalışanlar ayrıldıktan sonra kasa hasılatlarını üst kata götüren güvenlik görevlilerini, ellerindeki demir çubuklarla kafalarına vurarak darp eden şüpheliler, yaklaşık 100 bin lira tutarındaki hasılatı alarak uzaklaştı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Saadet Partisi’nden Mursi’ye destek Afganistan’da türk şoför serbest Saklanıp hasılatı gasp ettiler Gençlik forumlarını yansıtın Sayın Güray Öz, Halk TV’nin geçen haftalarda birkaç gece izlediği ve yansıttığı Yöresel gençlik forumları, demokrasimizin sanki umut pırıltıları idi parlamadan söndü. Cumhuriyet bu umut ışığına sahip çıkmalıdır. Önerim, haftalık bir “gençlik forumlarından sesler” köşesi. Öğrenci forumuna, resim, foto, poster ve fıkra da gönderilebilir. Arztalep kuramı iki yönlüdür: Arz da talep yaratıp forumları yaşatır. Ses verenlerin isimleriyle yayımlanması köşeyi besleyebilir. Gençlik belki pek fazla okumuyor ama yazıyor ve yazışıyor. Ulusal bir kaynak çıkış yolu arıyor. Denemekte yarar var. Gazete ne kaybeder ki? Saygılarımla. Bozkurt Güvenç
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle