16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 HAZİRAN 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER BİR EYLEMCİ DAHA GÖZÜNÜ KAYBETTİ 7 Direnişin 9. günü yine festival havasında geçti Biber Gazı Birikimleri Patlattı... Yaşadığımız günler, Türkiye’nin çok partili döneme geçişinden bu yana demokrasiyi içselleştirme konusunda bir arpa boyu yol alamadığımızı gösteriyor. Tek parti döneminden İsmet İnönü sayesinde çok partili duruma geçerken sadece halk değil, toplum önderleri ve başyazarlar da adında “Demokrat” sözcüğü olan partiye bel bağlamışlardı. Ama çabuk aydılar. Çünkü gidiş Menderes’in çok partili dönemde yalnızca kendisinin tek yetkili olduğuna inanmaya başladığını gösteriyordu. Atatürk Devrimleri’nin bile “halk tarafından benimsenenlerle benimsenmeyenler” diye ayrıştırıldığı bir sürece girilmişti. Demokrat Parti iktidarının son üç yılını gazeteci olarak yaşadım. Başvekil Adnan Menderes’in ruhsal durumunu yansıtan sözleri ipin ucunun kaçtığını gösteriyordu. Özellikle Vatan Cephesi’nin kurulması, yurttaşları Demokrat Partililer ve ötekiler diye ayrıştırmanın somut göstergesiydi. 27 Mayıs 1960 müdahalesi sonrasındaki genel kanı “Müdahale olmasaydı DP seçimi kaybedecekti” şeklinde özetleniyordu. Menderes “Odunu koysam kazanır” demesine karşın milletvekillerinden çekinirdi. Bir grup ayaklanmasında “Siz hilafeti bile getirebilirsiniz” demişti. DP’nin sonunu hazırlayan yaklaşımların sonu Tahkikat Encümeni’nin kuruluşuyla tetiklenen üniversite öğrencilerinin gösterilerine polisin Beyazıt Meydanı ile İstanbul Üniversitesi bahçesindeki acımasız silahlı saldırıları oldu. HHH Adalet ve Kalkınma Partisi de beceriksiz koalisyon hükümeti yüzünden DP’ye benzer şekilde, halkın ve kimi toplum önderlerinin desteği ile adalet ve demokrasi getireceği varsayımı ağır bastırılarak iktidara geldi. DP’nin ikiye ayırdığı Atatürk Devrimleri yok sayıldı. Okullar imamhatip okullarına dönüştürüldü. Osmanlı’yı canlandırma adına Taksim Topçu Kışlası’nın yapılmasında inatlaşılırken, Osmanlı’nın kurduğu Darülbedayi (Şehir Tiyatroları) başta olmak üzere sanat kurumlarının kapatılması gündeme getirildi. Gösterilere katılanların tümü normal insan olmaktan çıkarılarak küçümsendi. Üniversite öğrencilerinden başlanarak ara sıra içki içenler bile “ayyaş” sayıldı ve bu yetmedi, alkolik olmakla suçlandılar. Bu yaklaşıma “çapulcular” da eklendi. Vatan Cephesi’nin yerini “evlerinde zor zaptedilen, Başbakan’ın partisine oy veren yüzde 50” aldı. Adında “Adalet” sözcüğü bulunan parti, her vatandaşın terörist olduğu iddiasıyla yaşamından ve mesleğinden koparılarak hapse atılmasını kolaylaştıran yasaları bilerek, isteyerek yürürlüğe soktu. Adalet kavramının içi boşatıldı. Kamu kurumlarının adlarından “Türkiye Cumhuriyeti” bölümü ile bunu simgeleyen T.C. kısaltması kaldırıldı. Gerekçe olarak yapılan açıklamalar yurttaşların çoğunu incitici nitelikteydi. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı (23 Nisan) ile Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı (19 Mayıs) kutlamaları salonlara hapsedilirken dinsel içerikli günler meydanlara indirildi. Atatürk anıtlarına çelenk koymak yasaklandı. İşsizlik sorunu, sürekli işsizler yok sayılarak zar zor yüzde 10’lara indirilebildi. Kendi gelirleri ile geçinemeyenler 18 milyon dolayına ulaştı. 3’üncü köprüye, Osmanlı’ya hilafeti getiren Yavuz Sultan Selim adı verilerek Alevi yurttaşlar yok sayıldılar. HHH Eskiden polis barışçıl gösteri yapanlara katılmak isteyen marjinalleri başarı ile soyutlayarak göstericileri burunları kanamadan korumayı başarırken, yenileri Gezi Parkı’nda gitar çalan, kitap okuyan, uyumaya çalışan gençlere sabaha karşı saldırıya geçti. Taksim Meydanı 7 saat biber gazına boğuldu. Ve bu başlangıç, insanların bastırdığı tepkileri açığa çıkardı. Gezi Parkı’nda kendiliğinden oluşan birliktelik ülkeye yayıldı. Beşiktaş, oturulabilir bir ilçe olmaktan çıktı. “Darbe hazırlanıyor” sömürüsü yeniden siyaset meydanına döndü. İktidarı destekleyenler de son acımasız saldırılardan ders çıkarmayı başardılar. Yandaş denilen yayın organlarında eleştiriler artmaya başladı. Ama Başbakan, “inadım inat” yaklaşımından vazgeçeceğe benzemiyor. Üstüne üstlük yeni yıkım ve yapım müjdeleri(!) de ekliyor. İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı’nda önceki gece müzik şöleni yaşanırken polis, Dolmabahçe’de eylemcileri yine gaz bombaları ve tazyikli suyla dağıttı. Polis, Sancaktepe Sarıgazi merkezinde toplanan eylemcilere, Demokrasi Caddesi’nde saat 01.30 sıralarında sert müdahalede bulundu. Çok sayıda yurttaş yaralandı. Sancaktepe’de ara sokakta polislerce dövüldüğü belirtilen 37 yaşındaki servis aracı sürücüsü Barış Yaman, bir gözünü kaybetti. Yaman’ın hayati tehlikesi devam ediyor. Gezi Parkı’nda sabahlayan eylemciler, gece boyunca çeşitli müzik gruplarının konseriyle eğlendi, dans etti, davulzurna eşliğinde halaylar çekti. Parktan ayrılarak Gümüşsuyu Caddesi’nden Dolmabahçe’ye doğru inen gösterici gruba, çevik kuvvet ekipleri biber gazı ve TOMA’lardan sıkılan tazyikli suyla müdahale etti. Polise taş ve şişe atan göstericiler, Maçka Parkı’na doğru kaçarak dağıldı. Göstericiler, daha sonra İnönü Stadı’nın alt kısmına kadar inerek caddenin karşısındaki polislerle yoğun şekilde havai fişek attı. Polis de İTÜ kampusunda sıkıştırdığı gruba yine müdahalede bulundu, çok sayıda eylemci gözaltına alındı. Beşiktaş’ta gece göstericiler tarafından kurulan barikatlar belediye ekiplerince kaldırılmak istendi. Çalışmaları engellemek isteyen grubu, polis, biber gazıyla dağıttı. Polisin Gümuşsuyu’nda kullandığı biber gazından etkilenenlere Taksim’de göstericiler tarafından kurulan sağlık çadırlarında müdahale edildi. Sarıgazi Demokrasi Caddesi üzerinde toplanan gruba dün gece saat 01.30 sıralarında solis sert müdahalede bulundu. Yürüyüşe katılan Selçuk Yıldız, Sabri Ulucan ve Baran Ateş, biber gazı kapsülünün doğrudan atılması sonucu ağır yaralandı. Barış Yaman’ın da eylemler sona erdikten sonra arabasını almak için ara sokağa girdiğinde polis tarafından dövüldüğü ve sonra sokakta henüz sönmemiş olan ateşin üzerine atıldığı öne sürüldü. Kartal Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alınan Yaman, bir gözünü kaybetti. Yaman’ın ağabeyi Haydar Yaman, “Kardeşim konuşamayacak halde. Olayı dahi anlatamadı. Dün 2 ameliyat geçirdi. Sol gözünü kaybetti. Burnu kırık ve yüzünde kırıklar var. Kardeşim olayın polis tarafından yapıldığını anlattı” diye konuştu. Yaralanan Baran Ateş’in babası Hüsnü Ateş de şunları söyledi: “Biber gazı fişeği ile yaralanan oğlum Baran Ateş’in başına 15 dikiş atıldı. Durumu şu anda iyi.” Kaşının üzerine biber gazı kapsülü isabet etmesi sonucu yaralanan Selçuk Yıldız’ın babası Mehmet Yıldız da “Selçuk eve gelmek üzereyken gaz kapsülü başına isabet etti. Ümraniye Devlet Hastanesi’ne kaldırdık. Vücudunda ve kafatasında çatlaklar var. Kapsülün isabet ettiği yer çukur ve gözlerinde kayma var” dedi. Eyleme katılan ve biber gazı kapsülünün alnına çarpması sonucu yaralanan Sabri Ulucan da yaşadıklarını şöyle anlattı: “Tam bir savaş alanı gibiydi. Bilinçsizce üstüme doğru biber gazı sıktılar. Şuursuzca daranıyorlardı. Artık ne söyleyeceğimi bilemiyorum.” Bahçelievler Siyavuşpaşa bölgesinde 2025 kişilik eli sopalı, döner bıçaklı bir grup gösteri yapanlara saldırdı. Olaylarda bazı kimselerin yaralandığı, polise yapılan ihbarların da dikkate alınmadığı belirtildi. AKM’nin 5. katından düşen eylemci Celal Kırmaz’ın Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki tedavisi sürüyor. Öte yandan İnsan Hakları Derneği (İHD) Gezi direnişine katılanlara yönelik polis şiddeti ve yaşanan hak ihlalleri nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmaya hazırlanıyor. İstanbul sokakları alev alev Özgürlük ülkesinde dayanışma Fotoğraf: KAYHAN AYHAN İstanbul Haber Servisi Taksim Gezi Parkı’nda direnişin 9. gününde, dün tam bir şenlik havası yaşandı. Konserler, akrobasi gösterileriyle eğlenen gruplara, Miraç Kandili nedeniyle ayran ve kandil simidi dağıtıldı. Eyleme katılan aktivistler, olası yağmur ve soğuğa karşı yerel yönetimlerden ve yurttaşlardan, çadır, battaniye, uyku tulumu, gaz maskesi isteminde bulundular. Taksim direnişi dün en yoğun günlerinden birini yaşadı. Gün boyu lise, üniversite öğrencileri ile farklı gruplar, sloganlar atarak parktaki katılımcılara desteğe geldi. Taksim’e ulaşılabilecek bütün yollarda ve çevrede, gazdan korunmayı sağlayan gözlük, maske, limon ile kask satılıyor. İstiklal Caddesi ve ara sokaklardaki kafe ve barlarda hayat olağan akışında devam ediyor. Antikapitalist Müslümanlar Miraç Kandili nedeniyle Gezi Parkı’nda Kuran okuttu ve Hatay’da öldürülen Abdullah Cömert için dua edip tüm direnişçilere lokma dağıttı. İhtiyaç listesi... Kandil simidi ve helva dağıtıldı Taksim Meydanı dün akşam en kalabalık günlürinden birini yaşadı. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyeleri akşam saatlerinde Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelerek, “Emek, demokrasi, özgürlük, barış, adalet için buradayız” pankartı açıp, slogarlarla Taksim Meydanı’na yürüdü. Burada konuşan BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, “Biz Gezi Parkı’ndan ülkenin her yerinde direnen yoldaşların mesajını aldık ve Türkiye özgürleşene kadar direnmeye devam edeceğiz” dedi. Greenpeace’de Gezi Parkı’nda kurdukları güneş enerjisiyle çalışan ocakta yemek pişirdi. Dün menüde pilav ve yumurta olduğunu söyleyen Greenpeace’çiler pilavı 20 dakikada yaptıklarını, bugün de yemek pişireceklerini söyledi. Antikapitalist Müslümanlar tarafından da Miraç Kandili nedeniyle Kuran’dan bölümler okundu. Reyhanlı, Roboski ve Gezi Parkı dineşi sırasında çıkan çatışmalarda hayatını kaybedenler için de dualar edildi. Beşiktaş Çarşı grubu ise “Herkesin Kandili mübarek olsun” sloganı atıp alana girdi. Çarşı grubu, meydanda helva kuvurarak yurttaşlara dağıttı. Miraç Kandili sebebiyle alandaki yurttaşlara kandil simidi dağıtıldı. Eylemcilerin dünkü ihtiyaç listesi parktaki ağaçlara asıldı. Twitter’da paylaşılan ihtiyaç listesi şöyle: Kaliteli gaz maskesi, yağmurluk, polar battaniye, 3 adet sedye, meyve suyu, bolca su... Çevre temizliği Eylemciler dün de erken saatlerde çevre temizliği yaptılar. Af Örgütü de direnişçilere yönelik polis şiddetinin sona erdirilmesi amacıyla imza kampanyası başlattı. Parkta artık Greenpeace üyelerinin desteğiyle güneş enerjisiyle yemek pişiriliyor. Mönüde dün sahanda yumurta ve domatesli bulgur pilavı vardı. Eylemciler, 2005 yılında kaybettiğimiz müzisyen Kazım Koyuncu’yu da unutmadı. Parka, “Her şeye rağmen yeryüzünde şarkılar söyledik” yazılı pankart asıldı. Parkta önceki gün açılan Barış Caddesi’nde, dün de 2007 yılında öldürülen gazetecinin anısına, sembolik “Hrant Dink caddesi” açıldı. Eli sopalılar saldırdı Gündüz izledi, gece dağıttı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkentte hükümete yönelik 6. günü giren Gezi Parkı eylemleri sürüyor. Önceki gün Ankara’da Kızılay Meydanı’na girmek isteyen ve Ziya Gökalp Caddesi’nde toplanan yaklaşık 3 bin kişinin önünü polis barikatlarla kesti. Akşam saatlerinde sayıları artan göstericiler, polis barikatının önünde sloganlarla hükümeti istifaya çağırdı. Bazı eylemciler polise çiçek verirken bazıları da Hatay’da ölen Abdullah Cömert’in katillerinden hesap sorulacağı yönünde pankart açtı. Saat 21.00 sıralarında başlayan yağmura rağmen göstericiler alanı terk etmedi ve şölen havasında protestolarını sürdürdü. Saat 00.00’a gelindiğinde ise polis harekete geçti ve grubun gaz bombaları atarak dağıttı. Dün de Kızılay’da düzenlenen mitingin ardından eylemciler, Kızılay Meydanı’nı terk etmedi. Polis akşam saatlerinde çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu gruba alanı boşaltmaları yönünde anonsla uyarıda bulundu, bir süre sonra ikinci bir anons daha yapıldı. Ardından da müdahale geldi. Polisin attığı gaz bombalarından Kızılay çevresinde bulunanlar da etkilendi. Bazı Ankaralılar tepki gösterdikleri polisle tartıştı. Polis eylemcileri dağıtmasının ardından Kızılay Meydanı’nda bulunan araçtan, alanda bulunan yurttaşlara, “Buradaki kanunsuz eylem müdahalemiz sonucunda dağıtılmıştır. Normal yaşantınıza dönebilirsiniz” anonsu yaptı. Ancak Kızılay Meydanı’ndan “yuh” sesleri ve ıslıklar yükseldi. Bunun üzerine polis, yeniden “Her şey sizin için” anonsu yaptı yine “yuhalandı”. Müdahale sırasında bazı göstericiler de gözaltına alındı. Müdahale sırasında EğitimSen Başkanı Ünsal Yıldız da gaz bombası ile yaralandı. Ulusal Kanal’ın Ankara Temsilcisi Mustafa Kaya ve kameraman Serkan Bayraktar’ın gözaltına alındığı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre müdahale sırasında canlı yayın yapan gazeteciler, polisin plastik mermi kullandığını tespit etti ve görüntüledi. Ardından gözaltına alındılar. Alevilerden direnişe destek n İstanbul Haber Servisi İstanbul’da aralarında Alevi Dernekleri Federasyonu ve Şahkulu Sultan Vakfı’nın da bulunduğu birçok Alevi kuruluşu, Taksim Gezi Parkı’nda 9 gündür sürdürülen direnişe destek verdi, 3. köprüye Yavuz Sultan Selim adı verilmesini portesto etti. Taksim Gezi Parkı’nda dün öğlen saatlerinde toplanan Alevi örgütlerinin üye ve sözcüleri, 3. köprünün adının mutlaka değiştirilmesi gerektiğini bir kez daha yineleyerek eşitlik ve kardeşlik çağrısı yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle