Katalog

SAYFA CUMHURİYET 6 HAZİRAN 2013 PERŞEMBE [email protected] 18 İFADE ‘DÜŞÜNCE VE ONUR ÖZGÜRLÜĞÜ FİKRET ÖDÜLÜ’ ALAN GEZİ İLKİZ TAKSİM İŞİNİ PARKI DİREN Dİ DEĞERLENDİR KÜLTÜR Hukuki ve meşru bir mücadele Fotoğraf: VEDAT ARIK KAPANIŞ TÖRENİ GEZİ PARKI’NDA Belgesel şenliği 3 gün uzatıldı Kültür Servisi Türkiye genelindeki direnişin yaşandığı haftaya denk gelen DOCUMENTARİST İstanbul Belgesel Günleri, programına direniş belgeselleri ekleyerek festivali uzatma kararı aldı. Kapanış ve ödül töreni 9 Haziran akşamı Gezi Parkı’nda yapılacak. “Gerçeği solumak için belgesel” şiarıyla ve gaz maskeli posterleriyle yola çıkan festival, ayrıca Gezi Parkı’nda Revir’in önünde kurulu olan perdesinde yaptığı gösterimleri festival boyunca her gece sürdürecek. Bugün Fransız Kültür Merkezi (12.00 ve 16.00 seansları), SALT Beyoğlu, Dutch Chapel, Aynalı Geçit Etkinlik Mekânı ve St Joseph Lisesi’nde normal program akışı devam ederken festivalin ilk günlerinde kapalı kalan mekânlar nedeniyle gösterilemeyen filmler son üç gün (789 Haziran) SALT Beyoğlu ve Aynalı Geçit Etkinlik Mekânı’nda ücretsiz olarak gösterilecek. ABD’li yönetmen Alan Berliner’in tüm filmleri de önümüzdeki günlerde ücretsiz gösterilecek. CEREN ÇIPLAK Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) “Düşünce ve İfade Özgürlüğü Onur Ödülü” alan avukat Fikret İlkiz, Türkiye’nin düşünce ve ifade özgürlüğünü koruyan değil, sınırlandıran bir ülke olduğunu söyledi. Fikret İlkiz’le, değer görüldüğü ödül kapsamında Taksim Gezi Parkı protestosuyla başlayan ve tüm yurda yayılan direnişi, düşünce ve ifade özgürlüğü üzerinden konuştuk. Gezi Parkı direnişinin Türkiye’ye bu kadar yayılmasını neye bağlıyorsunuz? En önemli nedenlerinden biri de, insanların temel hak ve özgürlüklerini kullanmaya başlamasıdır. İfade özgürlüğü; sadece yazı yazmak ya da görüşlerini ifade etmek değil, ifade etme biçimi de dahil olmak üzere en önemli temel hak ve özgürlüktür. Devletin görevi bu hakka müdahale etmemek ve bu hakkı sağlamaktır. Türkiye’de olan ise bu hakka müdahaleden ibarettir ve bu müdahale çok sert bir müdahaledir. Bir ağaçla başlayan görüşleri ifade etme, giderek hak ve özgürlükler alanına yapılan müdahaleye karşı kullanılan bir hakkın ifadesi şekline dönüştü. Bu da bir mücadele biçimi. u ‘İfade özgürlüğü; sadece yazı yazmak ya da görüşlerini ifade etmek değil, ifade etme biçimi de dahil olmak üzere en önemli temel hak ve özgürlüktür. Devletin görevi bu hakka müdahale etmemek ve bu hakkı sağlamaktır. Türkiye’de olan ise bu hakka müdahaleden ibarettir ve bu müdahale çok sert bir müdahaledir.’ u ‘Bu mücadele hukukidir, meşrudur, doğru bir başkaldırı eylemidir. Türkiye, düşünce ve ifade özgürlüğünü koruyan değil, sınırlandıran bir ülkedir. Bu durum, siyasal iktidarların genlerine işlemiştir. Yazılardan, romanlardan korkarlar, kısacası yaşamdan korktukları için sınırlandırmaya çalışırlar.’ ‘Siyasal iktidarlar sınıfta kaldı’ Eylemci gençlerle konuştuğumda Başbakan’ın sürekli olarak yaşamlarına ‘ayar çekme’ durumundan rahat sız olduklarını söylediler. Problem şu, hiçbir siyasal iktidar hiç kimsenin yaşamına ayar çekemez, ayar çekmeye kalkarsanız gençler size ders verir. Bu dersi öğrenirseniz sınıf geçersiniz, öğrenemezseniz sınıfta kalırsınız. Bugünkü hükümetten bahsetmiyorum, siyasal iktidarlar sınıfta kalmıştır. Taksim’de duvarda kocaman ‘Korku imparatorluğu yıkıldı’ yazıyor. Korku ve özgürlük ilişkisini değerlendirir misiniz? Dünya üzerinde yaşayan herkes çevrenin korunması dahil olmak üzere güvenli bir ortamda yaşamak ister, buna müdahale edildiği an ya da bunun tehlike altında olduğu hissedildiği andan itibaran kim müdahale ederse onunla mücadele eder. Bu mücadele hukukidir, meşrudur, doğru bir başkaldırı eylemidir. Türkiye, düşünce ve ifade özgürlüğünü koruyan değil, sınırlandıran bir ülkedir. Bu durum, siyasal iktidarların genlerine işlemiştir. Yazılardan, romanlardan korkarlar, kısacası yaşamdan korktukları için sınırlandırmaya çalışırlar. Bütün toplumsal olaylar aslında parlamento dışı muhalefettir, o yüzden parlamento dışı muhalefetin çözüm yeri sokaktır ve sokak güzeldir. İnsanların bir konuyu yanlış anladığını hissediyorsanız o insanlara bil Bu direniş hukuka nasıl bir katkıda bulundu? İnsancıl hukuku kabul etmek, direnişin bir hak olduğunu kabul eden bir hukukla yaşamak, temel insan hak ve özgürlüklerin korunması lazım. Sınırlandırılması değil. Peki özgürlüğün yandaşı olur mu? İnsan hakları, hukuk ya da özgürlükler, insan yararına olan ortak paydada buluşmalıdır. Buna edebiyatı, mizahı ve hayata dair olan her şeyi koyabilirsiniz. Başbakan’ı her konuda her an ensemde hissetmekten çok rahatsızım. Hayatımıza, hayatıma sürekli bir müdahale gibi.. Bunun hukusal önlemi yok mu? Temel haklarını korumaya çalışan insanların sürekli azarlanması bir gün isyana neden olur. “Benim kişilik haklarımı ihlal ediyorsunuz” dersiniz ve dava açarsınız. Türkiye’de yaşayan insanların böyle bir alışkanlığı yok. DEVLET TİYATROLARI Bilgin’in ekibi istifa ediyor SELDA GÜNEYSU Fotoğraf: UĞUR DEMİR Ödül töreni bugün Fikret İlkiz gi verip gün ışığında yönetimi sağlamak zorundasınız, azarlarsanız sizi azarlarlar onun için parlamento içi muhalefet ne kadar önemliyse, parlamento dışı muhalefete de o kadar önem vermeniz gerekir. Bu sizin demokrasi içerisinde insanların istediği bir hukuki düzeni sağlamak konusunda demokrat olduğunuzu gösterir aksi demokrasiye inanmadığınızı göstermez, kanıtlar! TYB’nin “Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü” töreni bugün saat 19.00’da Taksim Titanic City Hotel’de yapılacak. Tören sırasında Yayınlama Özgürlüğü Komitesi’nin her yıl hazırladığı Yayınlama Özgürlüğü Raporu açıklanacak. “Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü”ne, yazar Ahmet Altan, Aram Yayınları’nı temsilen yayıncı Gökhan Bulut ve kitapçı F. Nuran Sivri, “Düşünce ve İfade Özgürlüğü Onur Ödülü”ne de avukat Fikret İlkiz değer görüldü. ANKARA Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik tarafından geçen günlerde apar topar görevden alınan Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürü Lemi Bilgin’in daha önce kurumda göreve getirdiği iki isim istifasını sundu. İstifaların yeni Genel Müdür Mustafa Kurt ile birlikte çalışmak istemedikleri için verildiği öğrenildi. Bilgin geçen günlerde Bakan Çelik tarafından apar topar görevden alınmıştı. Bunun üzerinde de DT oyuncuları “Bilgin’den yana olanlar” ve “Bilgin’den yana olmayanlar” olarak iki gruba ayrılmıştı. Bilgin’den yana olan grup, söz konusu görevden almanın “AKP iktidarınca Devlet Tiyatroları’nı güçsüzleştirmek” amacıyla yapıldığını savunurken Bilgin’in yanında yer almayan sanatçılar da söz konusu görevden almanın Bilgin ile ilgili şikâyetlerden kaynaklandığını savunuyor. Dün de kurumda Bilgin tarafından göreve getirilen Ankara DT Müdürü Akif Yeşilkaya ve DT Dışilişkiler Sorumlusu Sükun Işıtan yeni Genel Müdür Mustafa Kurt’la çalışmak istemediklerini belirterek istifalarını sundu. Mustafa Kurt’un da söz konusu istifaları kabul ettiği ve kurumda yeni bir yapılanmaya gideceği öğrenildi. Nuri İyem Resim Ödülü’nü Mütevellioğlu kazandı GEZİ PARKI DİRENİŞİ Sergi, konser ve festivaller erteleniyor Kültür Servisi Gezi Parkı direnişi nedeniyle çeşitli etkinliklerin tarihleri ertelendi. Efes Pilsen sponsorluğunda Beyoğlu Ghetto’da gerçekleşmesi planlanan 7 Haziran’daki Jehan Barbur, 8 Haziran’daki Kadebostany ve 15 Haziran’daki Fisherspooner konserleri ileri bir tarihe ertelendi. The Sofa Otel Hallarts’ta bugün düzenlenmesi planlanan 32. Pınar Resim Yarışması Sergi Açılışı ve Ödül Töreni, 27 Haziran tarihine ertelendi. Ankara Engelsiz Film Festivali tarafından yapılan açıklamada da “Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm Türkiye’ye yayılan olaylar nedeniyle sıra dışı ve kritik bir süreç yaşıyoruz. Bu şartlar altında 1116 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilmesi planlanan Ankara Engelsiz Filmler Festivali organizasyonu ileri bir tarihe ertelenmiştir” denildi. Narphotos’tan yapılan açıklamada, “Gezi Parkı ile başlayıp tüm yurda yayılan protestolar nedeniyle daha önce duyurusunu yaptığımız ve 5 Haziran’da Cezayir Salon’da açılacak olan ‘Milyonluk Manzara’ sergimizin açılışı, gündemin yarattığı yoğunluk nedeniyle ertelenmiştir” denildi. ‘Erdoğan hükümeti baskıcı ve otoriter’ Kültür Servisi Yazar Orhan Pamuk, İstanbul Gezi Parkı direnişinin 9. gününde bir yazı kaleme aldı. Süddeutsche Zeitung ve Guardian gibi gazetelerde yayımlanacak yazıda Pamuk, Erdoğan hükümetinin baskıcı ve otoriter olduğunu kaydetti. “İstanbul’da altmış yıldır yaşıyorum ve bu şehirde yaşayıp Taksim ile ilgili bir hatırası olmayan birisini hayal bile edemiyorum” ifadelerinin yer aldığı yazı şöyle devam ediyor; “Hükümet geçen 1 Mayıs’ta meydanda gösteri yapılmasını yasakladı. Yeniden yapılması planlanan Topçu Kışlası ise bütün İstanbulluların bildiği gibi, şehrin merkezindeki bu tek yeşil alanda sıradan bir alışveriş merkezi olacaktı. Milyonlarca kişinin hatıralarını taşıyan bu alanda ve arkasındaki parkta yapılacak bu büyük değişimlerin, İstanbullulara hiç sorulmadan planlanması ve aceleyle ağaç kesme aşamasına gelmesi Erdoğan hükümetinin büyük hatası. Bu duyarsız siyasetin kaynağı da hükümetin gittikçe artan baskıcı ve otoriter tutumu hiç şüphesiz. İstanbulluların Taksim’de siyasi gösteri yapma hakkından ve hatıralarından kolay vazgeçmeyeceklerini görmek bana gelecek konusunda güven ve umut veriyor.” DİRENİŞİN 9. GÜNÜNDE ORHAN PAMUK BİR YAZI KALEME ALDI n Kültür Servisi Evin Sanat Galerisi tarafından bu yıl sekizinci kez düzenlenen “2013 Nuri İyem Resim Ödülü”nü Begüm Mütevellioğlu kazandı. 13 Haziran Perşembe Evin Sanat Galerisi’nde gerçekleştirilecek ödül töreninde, Prof. Rahmi Aksungur tarafından özel olarak hazırlanan “Nuri İyem Resim Ödülü”nü temsil eden heykel ve 10.000 TL’lik ödül, Doğan Hızlan tarafından Mütevellioğlu’na takdim edilecek. Törenin ardından, ödül alan resim ve seçici kurul tarafından sergilenmeye değer bulunan resimlerin yer alacağı serginin açılışı gerçekleşecek. Sergi, 1327 Haziran tarihleri arasında Evin Sanat Galerisi’nde görülebilir. Yazarımızın yazısı elimize ulaşmadığından yayımlayamıyoruz. ‘Yaşasın Kitap!’ Gezi Parkı’nda kurulan açık kütüphane, halkın yoğun katılımı ile karşılaşıyor. Yayınevlerinin yanı sıra bireysel bağışlarla da oluşturulan bu kütüphenede, farklı tür ve konularda kitaplara rastlamak mümkün.