16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 HAZİRAN 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 19 Tuncel Kurtiz ile Eskişehir’de Eskişehir’in çağdaş yüzü Tepebaşı Belediyesi’nce her ayın ilk cumartesi günü düzenlenen “Kent ve Kültür Söyleşileri”nin 1 Haziran’daki konuğu Tuncel Kurtiz”di. Aynı saatlerdeki “Taksim Gezisini Kurtarmaya Destek” yürüyüşünün geniş katılımına rağmen, Zübeyde Hanım Kültür Merkezi de doluydu. İzleyicileri “Çok güzel bir salonunuz var” diyerek selamlayan Kurtiz, söyleşiye bunun değerini anımsatarak başladı. Osmanlı’dan Cumhuriyete taşınan, birçoğu da Cumhuriyetin kentlerimize armağanı olan balkonlu, localı, geniş sahneli tiyatro ve sinema salonlarının artık kalmadığından yakınan Kurtiz, ayağa kalkarak şiirlerle sonlandırdığı söyleşinin neden “yetmediği”ni ise şöyle özetledi: “Daha çok dertleşmek, umutlarımızı paylaşmak, geleceği daha kıvançla, hep birlikte kucaklamak için, konuştukça konuşasım geliyor...” Ev sahibi Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın açılış konuşmasındaki “Büyük ustamızla beraberiz” sözü için de “Ben usta değilim, hâlâ öğrenmeye çalışıyorum” derken; “Peki size ne diyelim?” sorumuzu ise şöyle yanıtladı: “Âşık deyin; sanatının âşığı, Anadolu’nun âşığı...” Tuncel Kurtiz halk otobüsünde. ‘SONA VEDA’ VE ‘ROSAS, ROSAS’I DANS EDİYOR’ İSTANBUL’DA Tiyatro ve sinema sanatının ‘Anadolu âşığı’ duayeniyle kimlikli toplumu konuştuk Ataç, “Bunlar yerli esnafa ölümcül rakipler olmakla kalmıyorlar. Dev kütleleri, altyapıyı zorlamaları, büyük otopark alanı ihtiyaçlarıyla da kentsel planlama dengelerini altüst ediyorlar..” Peki, bu gerçek Taksim için de geçerli olduğuna göre, bunca insanın üzerine amansız bir polis ordusunu saldırtacak düzeydeki “AVM aşkı” acaba nedendir? Çünkü AVM’ler, ülkeyi, kentleri ve toplumu “kimliksiz”leştirerek sömürgeciliğin tutsağı kılma politikasının başlıca simgelerinden biri. Nitekim Başbakanlık’a bağlı TOKİ’nin projelerinde de “mahalle yerine site, sokak yerine bloklar, cıvıl cıvıl yaşayan meydancıklar yerine insansız boş alanlar” yeğleniyor. Anadolu uygarlıklarının, çarşıpazararasta zenginliğinin bu kurguda gözden çıkartılarak yerine yeğlenen AVM’ler de adeta “lüks tüketim hangarları” olarak pazar tatillerinde bile toplumu kimliksizleştirmeye hizmet ediyorlar. Peki, bütün bunlara rağmen Taksim Gezisi’nde “polis gücüyle” kurulması istenilen AVM, böylesine bir toplumsal tepkinin ardından kimi yüz kızartıcı sözlere de tanıklık ederek, kente ve demokrasiye duyarlı insanlarla buluşabilir mi? İşte bu sorunun da “hayır” olacağını gören Boyner, Herry, Silk & Cashmere, Marks Spencer, DAMAT, Tween gibi kimi AVM’ci firmaların “Taksim projesinde yer almama” kararlarını alkışlamalıyız. Toplumsal değerlerin rant uğruna çiğnenmediği bir Türkiye’ye bu anlamlı katkılarından ötürü kutlamalıyız... Sözün kısası, Tuncel Kurtiz’in Eskişehir söyleşisindeki “yurtsever” vurgulamaları, en uygun tanımı “rantsever” olan AVM’leri de sorgulamamıza esin kaynağı oldu. Sıra şimdi bu şımarıkları “boykot kampanyası”nda... Haydi “bizden” insanların dükkânlarına; yani çarşı, pazar ve arastalara... STK’lerimizin bu çağrıyı da kısa sürede eylem programlarına almalarını bekliyoruz. (Bu akşam Ulusal Kanal’daki İmar Dosyası programında, Antalya’daki AVM’lere karşı başlatılan direnişi Mimarlar Odası Başkanı Osman Aydın’la konuşacağız...) “Sona Veda” İDANS’ta iki özel proje Kültür Servisi BiMERAS tarafından düzenlenen ve geçen altı yıl boyunca Avrupa’nın yenilikçi ve saygın çağdaş dans ve performans sanatları festivalleri arasında yer almayı başaran iDANS Uluslararası Çağdaş Dans ve Performans Festivali, İstanbul’da iki önemli proje ağırlıyor. Bunlardan ilki, 1516 Haziran’da, ICKamsterdam Uluslararası Koreografik Sanatlar Merkezi’nin direktörleri Emio Greco ve Pieter C. Scholten’ın dünyanın farklı liman kentleri için hazırladıkları “Addio Alla Fine” (“Sona Veda”) adlı performansları. Eserin İstanbul versiyonu, yazar Özen Yula, tiyatro oyuncuları Ayça Damgacı, Zuhal Gencer Erkaya, Fırat Tanış, kontrtenör Nuri Harun Ateş gibi isimlerden oluşan zengin bir kadroyla hazırlanıyor. 22 ve 23 Haziran tarihlerinde ise Belçikalı koreograf Anne Teresa De Keersmaeker, çağdaş dans tarihinde bir çığır açarak 1983’ten beri ses getiren eseri “Rosas danst Rosas” (“Rosas, Rosas’ı Dans Ediyor”) ile iDANS’a konuk oluyor. Taksim Gezi’de AVM arsası yaratmak için inşa edilmek istenen Topçu Kışlası’nın yenileme projesi. belirterek özetle diyordu ki: “Bu söyleşiye ve yürüyüşe katılan herkes, bu toprakların insanıdır. Mimariden edebiyata, tiyatrodan resme, romandan sinemaya kadar tüm sanat dallarında Anadolu’nun zengin birikimlerinden yararlanmak yerine sömürgeci Batı’ya öykün‘Bu topraklara yabancı’lar mek, kimliksizliğin de temel neKurtiz, Muhteşem denidir..” Bu sözlerin dakikalarca alkışlanYüzyıl’daki Kadı Nitekim şu tarihe geçen büdığı sırada, kültür merkezinin karrolünde. yük direnişin nedeni de özellikşısındaki “Köprübaşı”ndan yürüle “AVM ısrarı”na karşı yüksemeye başlayan eylemcilerin alkışlen tepkinin toplumu hızla sarmalaması değil ları da Porsuk kıyılarında eşzamanlı yankımidir? landılar. Yürüyüşe katılan binlerce kişi, Gezi Parkı’nda “AVM, rezidans, süpermarket” ‘AVM’lere boykot’ peşinde koşanların “bu toprakların insanı Tepebaşı Belediyesi, kendi sınırları içerisinolamayacakları”nı vurguluyorlardı. de AVM’lere artık dur diyebilen nadir yerel Tuncel Kurtiz de aynı duygunun sanatın tüm yönetimlerimizden biri: “Çünkü” diyor Ahmet dallarında öne çıktığı bir dönemi yaşadığımızı SAMSUN OPERASI KLARNET SANATÇISI Özlem Çelik ‘Royal Academy of Music’i kazandı CEMİL CİĞERİM Ali Arif Ersen’in ‘lockedin’ sendromu öncesinde çektiği kareler izlenimde Ersen’in ‘Son Makara’sı... u Ersen’in Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde 48 Haziran tarihlerinde izlenime açılan ‘Son Makara’ isimli sergisi, sanatçının 2004 yılında yakalandığı ve kendi vücudunun içinde kilitli kalmasına neden olan ‘lockedin’ sendromu öncesinde çektiği son karelerden oluşuyor. SAMİ KISAOĞLU İstanbul’un biber gazı ve protesto gösterileri yorgunu olduğu bir günde pusulamı Teşvikiye’deki Milli Reasürans Sanat Galerisi’ne çeviriyorum. Gördüğü her görüntüyü kendine has bir görsel sihirle buluşturan rüyaların fotoğrafçısı Ali Arif Ersen’in fotoğrafları ile yeniden buluşacağım için mutluyum. Ersen, daha önceki “Fotografi”, “Tres Americas” ve “Sarajevo” olmak üzere üç sergisinde, insanın renkli gördüğü dünyayı, görmediği siyahbeyaz zenginliklere dönüştürmüştü. “Masallar” isimli sergisinde ise fotoğraflarını resim sanatına özgü bir bakışla kurgulayarak bizi renklerin başrolde olduğu bir gösteriye davet etmişti. Ersen’in 2007 yılına tarihlenen “Masallar”dan solo sergisi olma özelliğini taşıyan “Son Makara” isimli sergisi ise sanatçının 2004 yılında yakalandığı ve kendi vücudu nun içinde kilitli kalmasına neden olan ‘lockedin’ sendromu öncesinde çektiği son karelerden oluşuyor. Ersen’in kişisel arşivinden seçtiği daha önce sergilenmemiş bir dizi siyah beyaz fotoğrafın da yer aldığı sergi bir tesadüf eseri ortaya çıkıyor. Her rastlantının bir yenisine kapı araladığı serginin öyküsü ise şöyle: Ersen’in fotoğraflarının izini internette süren bir fotoğraf öğrencisi ile sanatçının yolları Facebook üzerinden kesişir. Fotoğraf öğrencisi Ersen’e fotoğraflarını hangi makineyle çektiğini sorar ve kendisine bir makine tavsiyesinde bulunmasını ister. Bunun üzerine Ersen, öğrenciye artık kullanmadığı bir makineyi hediye eder. Öğrenci bu eski makineyi kullanmadan önce bir bilene götürülmesi gerektiğinin farkına varır ve makine ile birlikte bir fotoğrafçıya gider. Bunun üzerine makine içinde sekiz yıldır banyo yapılmayı bekleyen, unutulmuş bir film makarasına rastlanır. Makine içinden çıkan filmin son kullanım tarihinin üzerinden dört yıl geçmiştir. Bu son kullanma tarihinin üzerinden makine fotoğraf öğrencisine ulaşıncaya kadar geçen zaman ise bunun iki katı bir süredir. Filmlerin yıkanması için on iki yıl geç kalınmıştır. Bu durum Ersen’in fotoğraflarında egemen olan özgün tarzın farklılaşmış renkler ve soyut biçimlere dönüşmesine yol açar... Sergideki renkli fotoğraflarıyla kimi zaman cazın doğaçlamacı dünyasına, kimi zaman da Tarkovsky filmlerinden pastel karelere göz kırpan Ersen’in siyahbeyaz fotoğraflarında ise klasik müziğin denge ve düzen dünyasına özgü bir görüntü ustalığı söz konusu. Her karenin ayrı bir hikâye, ayrı bir gizem taşıdığı sergide Ersen’in hastalığından önce “çekat” makine ile çekmiş olduğu son fotoğraf karesi de yer alıyor. Milli Reasürans Sanat Galerisi’nin ev sahipliği yaptığı sergi, 48 Haziran tarihleri arasında izlenime açık. Sergiden elde edilecek olan tüm gelir ise Ersen’in rahatsızlığının tedavisi için kullanılıyor. Sanatçı ile iletişim kurmak ve eserlerine göz atmak için resmi sitesi: http://www.aliarifersen.com SAMSUN Samsun Devlet Opera ve Balesi Orkestrası Klarnet Sanatçısı Özlem Çelik, İngiltere’nin en önemli müzik okullarından olan Royal Academy of Music Klarnet Bölümü’nü kazandı. Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı mezunu genç sanatçı gerekli desteğin sağlanması halinde iki yıl boyunca Londra’da eğitim görecek. Türkiye’deki genç yeteneklerin desteklenmesinin sanatçılar açısından büyük önem taşıdığına dikkat çeken Çelik; “Bu eğitim sayesinde dünyadaki farklı müzikal anlayışlarla tanışıp bakış açımı genişletmek istiyorum. Ancak okulun maliyeti oldukça yüksek. Bu yüzden ülkemizde benim gibi müzisyenlere, klasik müziği destekleyen kurum ve şirketlerin desteği büyük önem taşıyor” dedi. Royal Academy of Music, her yıl 50 ülkeden toplamda 700 öğrenciye 20 farklı disiplinde eğitim şansı sunuyor. 21. YIL Bodrum’un Mavi Bayraklı Bitez koyunda doğanın güzelliğini cömertçe yansıttığı, yeşilin, kumsalın bütünleştiği ve sımsıcak dostlukların buluşma yeri. Taksim’in merkezileşme tarihi n Kültür Servisi Bağımsız kent araştırmacısı, yazar ve rehber Orhan Esen, Taksim’in merkezileşme tarihini, Vakai Hayriye’den bugüne modernleşme maceramız çerçevesinde inceleyecek. Etkinlik, yarın 17.0020.00 saatlerinde SALT Beyoğlu’nda, Türkçe olarak gerçekleşecek. 10 Adımda Odanızdan Plaja Tatil Keyfi Denize sıfır özenle dizayn edilmiş kumsal plajı, 20 yılı aşkın kalite ve güler yüzün hizmete yansıdığı, evinizi aratmayacak lezzet ve damak tadını ön planda tutan titiz ve zengin mutfağı... • 2013 yılı restore edilmiş odalar • Tamamıyla yenilenmiş plaj alanı • Yepyeni restaurant, mutfak ve bar alanı • Odalarda uydu sistemli LCD TV • Kablosuz internet Bitez’e özgü yürüyüş turları keyfi TEL: 0252.363 79 04 • GSM: 0533.722 81 81 Daha fazla bilgi için: www.manuelahotel.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle