Katalog

SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 2013 PERŞEMBE [email protected] 16 KÜLTÜR ‘Zengin Mutfağı’ ENKA Turnesi’nde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları yapımı “Zengin Mutfağı” ENKA Turnesi’nde. Vasıf Öngören’in yazdığı Aslı Öngören’in yönettiği oyun bu akşam saat 21.15’te ENKA Eşref Denizhan Açıkhava Tiyatrosu’nda sahnelenecek. 12 Mart döneminde zengin bir işadamı tarafından ülkücüye dönüştürülen bir gencin dönüşüm sürecini anlatan oyunda, Murat Garibağaoğlu, Ozan Gözel, Ali Mert Yavuzcan, Selçuk Yüksel, Irmak Örnek rol alıyor. 20. İSTAN CAZ FEST BUL İV BAŞLIYORALİ Açılış Alicia Keys’le Kültür Servisi İstanbul Caz Festivali bu yıl 20. defa izleyicilerle buluşuyor. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın düzenlediği festival, 218 Temmuz tarihleri arasında caz dünyasının ünlü sanatçılarının yanı sıra yine pop, rock, folk ve dünya müziğinin başarılı isimlerini özel bir programda buluşturacak. 2 Temmuz’da Park Orman’da Alicia Keys konseri ile başlayacak festival ilk haftasında birbirinden renkli isimleri altı farklı mekânda ağırlayacak. R&B ve soul müziğin ünlü sesi 14 Grammy ödüllü Amerikalı şarkıcı Türkiye’deki ilk konserini “Set The World On Fire” turnesi kapsamında verecek. Daha önce açıklandığı gibi KüçükÇiftlik Park’ta değil, lojistik nedenlerden dolayı ParkOrman’da yapılacağı duyuruldu. Ünlü vokalist Dee Dee Bridgewater, piyanist ve besteci Ramsey Lewis ile 3 Temmuz’da Yıldız Sarayı Hasbahçe’de buluşuyor. Küba’nın en önemli piyanistlerinden Ernàn LòpezNussa ve müzisyen ailesi ise yine 3 Temmuz’da Ortaköy’deki Feriye Lokantası’nda cazseverlere farklı bir gece yaşatacak. İngiltere cazının yeni yıldızı, şarkıcı, piyanist ve söz yazarı Anthony Strong 4 Temmuz’da Avusturya Kültür Ofisi Bahçesi’nde sahnede olacak. (caz.iksv.org) Rock klasikle buluşunca Ayşe Deniz Gökçin, ‘Lisztleştirilmiş Pink Floyd’ projesiyle İstanbul Müzik Festivali’nde AYŞEGÜL ÖZBEK Wall” filmindeki Pink karakterini de Liszt’e benzetiyorsunuz... Hem The Wall’daki ana karakter İstanbul Müzik Festivali’nin en ilgi çe“Pink”, hem Franz Liszt’in kendisi, hem kici ve dinamik konserlerinden biri olmade Liszt’in etkilendiği romanların karakya aday “Pink Floyd Lisztified”, yaşamını Londra’da sürdüren piyanist Ayşe Deniz terleri etraflarına sosyal ve duygusal duvarlar örerek kendilerini dünyadan soyutGökçin’in son projesi. layan romantik kahramanlar. Popüler olHem klasikçiler hem rockçıları buluşmalarına karşı yalnızlığı bilen, melankolik, turacak bu konserde Gökçin, “Lisztleşözel hayatlarında sorunları olan, derin ve tirilmiş” Pink Floyd parçaları ile yafelsefi kişilikler. rın 21.00’de Boğaziçi Üniversitesi Albert Konu olarak özellikle “AnotLong Hall’da olacak. her Brick In The Wall” benMichael Jackson, Piu Pink Floyd, ce “İlahi Komedya”nın Ceazzolla gibi müzisyenlehennem’ine gönderme yapan rin bambaşka müzikleGökçin’in projesi için, Liszt’in “Dante Fantezisi”ne rini de klasikle buluştukendi sayfasından şu benziyor. Dante’de insanların ran Gökçin, “Yaptığım yorumu yaptı: Grubun günahlarından, Floyd’da ise yadüzenlemeler bestecilik şadığımız dünyada savaş, desaçısından değil yenilik, üç parçasına getirilen potluk ve bozuk eğitim sistemi risk alma ve en önemliyepyeni bir yaklaşım gibi yanlışlarımızdan söz edilisi piyanonun tüm kapaklasik müzik dünyasının yor. Ben de bu aranjmanımda sitesini kullanma açısınruhunu fethetti. bunları ortaya çıkaran bir müzik dan Liszt’in izinden giyapmaya çalıştım. den ve onu geçip bam Bu iki isim arasında müzibaşka stillere yönelen kal açıdan ne gibi benzerlikler çalışmalar” diyor. buldunuz? Gökçin ayrıca, Pink Floyd’un kendi say Özellikle karakter olarak hem Liszt, fasından şu yorumu yaptığını hatırlatıyor: “Yıllardır Pink Floyd şarkıları başkaları hem de Pink Floyd kuralların dışına çıkarak yenilik yapan, çığır açan sanatçılar. Mesela tarafından binlerce kez yorumlanmıştır, Liszt, “program müziği” dediğimiz, bir fakat grubun üç parçasına getirilen yephikâye anlatan besteler yapmıştır. Yani yeni bir yaklaşım klasik müzik dünyasısesleri sadece “kulağa hoş gelsin” ya nın ruhunu fethetti.” da “duygulara hitap etsin” diye oluş Pink Floyd’un müziği ile Liszt’i buturmak yerine, tınıların her luşturma fikri nereden doğdu? birine dramatik anlam 2011’de Liszt’in 200. yıldönümü neverip onları bir kodeniyle onun hakkında birçok yazı okununun gelişmeyordum. Önceden müzisyenlere saray hizsi ve etkisimetlisi olarak muamele eden Avrupalıni artırlar, Liszt’in baştan çıkarıcı performansları ve karizması ile “Lisztomania” dedikleri ması amasendroma kapılmışlar. cıyKadınlar onun kopardığı piyano tellerinden kendilerine bilezik yapar, mendillerini saklar, portresinin olduğu broşları takarlarmış. Liszt’e âşık birçok saraylı varmış. Yani müzisyenler ile aristokrasi arasındaki sınıf ayrımını Liszt yok etmiş. Karavanı ile Rusya’ya kadar gidip turlayan, 3 bin kişilik (o zaman için devasa bir sayı) dinleyicinin önünde çalan ilk solistmiş. Bir nevi günümüzde kullandığımız “rock yıldızı” hayat tarzını Liszt’e borçluyuz. Tüm bunları okurken aklıma en sevdiğim Rock grubu olan Pink Floyd geldi. Bir şekilde onların şarkılarını Liszt tarzı bir fantezi ile tekrar yorumlamak istedim. Pink Floyd’un “The la oluşturmuş. Buna gösterebileceğim en iyi örnek Liszt’in “senfonik şiir”leridir. Pink Floyd’un “concept albüm”leri de tek bir konuyu ele alan çalışmalar. Nitekim “The Wall”, bir “rock opera” diyebileceğimiz, Pink karakterinin hayatı hakkındaki yapıttır. Bir başka örnek ise hem Pink Floyd’un, hem de Liszt’in geleneksel müzik yapmanın dışına çıkıp yeni seslerin arayışı içinde olmalarıdır. Bu projeden sonra sanırım sadece klasik dinleyenler değil sıkı rockçılar da takipçiniz olmuştur. Nasıl tepkiler alıyorsunuz? Müthiş tepkiler alıyorum. Özellikle Progressive Rock dinleyicileri çok açık görüşlü ve evrenseller. Hepsi yeniliğe açık ve klasik müziğin derinlikleri onlara da hitap ediyor. Yorumlar çok güzeldi, hatta evlilik teklifleri bile geldi! n Kültür Servisi Dünya Yazarlar Birliği PEN Avusturya Merkezi, hükümetin, Gezi Parkı direnişine polis şiddeti, sansür, tutuklama ve tehditlerle karşılık vermesi üzerine bir kampanya başlattı. Avusturya PEN Merkezi’nce hazırlanacak Gezi Parkı kitabı için mesaj, şiir, anı ve başka türlerde ve çeşitli dillerdeki yazıların 15 Temmuz’dan önce [email protected] adresine iletilmesi gerekiyor. Kitabın ilk baskısı da Türkiye’nin Avusturya’daki büyükelçisine sunulacak. Gezi Parkı kitabıyla protesto Alicia Keys n Kültür Servisi Oyuncu Ayla Algan’ın Gezi Parkı direnişi sırasında çıkan olaylarda evinin önünde düşmesi nedeniyle kaburgası kırıldı. Algan, “Benim evim Gezi Parkı’na çok yakın. Hilton ile Divan Oteli arasında. Havadan helikopterlerin biber gazı attığı gün tam evimin önündeydim. Evin dış kapısındayken o sırada biber gazı atıldı. Yere düştüm. Nefes alamadığımı hissettim. Düşme sırasında sol tarafımda kaburgalarımdan biri kırıldı. Görenler kolumun kırıldığını sandı ama kaburgam kırıldı” diye konuştu. Ayla Algan biber gazı mağduru ‘Siyasetçi değil, sanatçıyım’ Memet Ali Alabora, siyasetçi olmayı hiç düşünmediğini ve düşünmeyeceğini açıkladı Kültür Servisi “Mi Minör’ adlı oyunuyla hedef gösterilen sanatçı Memet Ali Alabora, hakkında son günlerde ortaya atılan iddialarla ilgili olarak yeniden bir açıklama yaptı. Gezi Parkı direnişine verdiği destek yüzünden özellikle Yeni Şafak gazetesinin asılsız iddialarına, Başbakan Erdoğan’ın dolaylı suçlamalarına hedef olan Alabora, Beyoğlu belediye başkanlığına aday gösterildiği haberleriyle ilgili olarak da doğa savunucusu, ifade özgürlüğünü savunan ve her fırsatta her türlü darbeye karşı olduğunu dile getiren bir sanatçı olduğunu belirterek siyasetçi olmayı hiç ben bir sanatçıyım. Gezi Parkı’nda 30 Mayıs’ta sabah çadırların yakılmasının ardından, haksızlığa uğramışlığın verdiği his ve yaşanan olayın yoğun duygusal etkisiyle bir tweet attım. Söz konusu tweet’te mesele ‘sadece’ Gezi Parkı değil derken, benim için meselenin Gezi Parkı kadar Emek Sineması’nın yok edilişi, Şehir Tiyatroları’ndaki yönetmelik değişikliği, Devlet Tiyatroları’nın kapanmak üzere oluşu, Kadıköy’deki Kuşdili Çayırı, Haydarpaşa Garı gibi meseleler olduğunu 10 Haziran 2013 tarihinde yapmış olduğum basın toplantısında da ifade etmiştim. Tweet’imin, o sıradaki duygularımı yansıtmak dışında bir amaçla, siyasi bir hedef için atılmadığını bir kez daha belirtmek u Alabora, ifade isterim. özgürlüğünü savunan ve Uluslararası her türlü darbeye karşı Aktörler Federasyonu (FIA) olduğunu her fırsatta hariç uluslaradile getiren bir sanatçı rası hiçbir örolduğunu vurguladı. güte, yurtiçinde meslek örgütü hariç hiçbir ördüşünmediğini güt ve siyasi partiye üyeliğim buve düşünmeyeceğini lunmamaktadır. açıkladı. Mesleki kazancım ve kira geAlabora, söylediklerilirlerim dışında hiçbir kazannin ve yaptıklarının sürekli farklı cım yoktur. Tüm kazançlarım ve noktalara çekilmesinden duyduğu harcamalarım belgelidir. üzüntüyü dile getirmek adına kale‘Mi Minör’ oyunu gerek yurtme aldığı açıklamasında özetle şu dışından, gerek yurtiçinden hiçifadelere yer verdi: bir maddi destek almadan ger“Adım Memet Ali Alabora, çekleştirilmiştir.” Bir çapulcu piyanist Türkiye’de pek çok sanatçı Gezi Parkı direnişiyle ilgili besteler, uyarlamalar yaptı. Siz de ilk günlerinde bir video yayımladınız. Bu süreci İngiltere’den nasıl izlediniz? Türkiye’deki polis şiddetine karşı anında Londra’da da protestolar başladı. 1 Haziran’da Hyde Park’taki ilk protestoya gittim. Hyde Park Londra’nın ciğerlerinden biri. Türkiye’nin aslında çağdaş bir şekilde yönetilmediğine tüm dünya tanık oldu. Ben de gururlu bir “çapulcu piyanist”im. Protestolar sayesinde tencere tava gibi yeni enstrümanlar da çalmaya başladım. “Another Brick In The Wall” (Duvara Bir Tuğla Daha) şu anda turneye çıktığım Pink Floyd projemin içindeki sözlerinden ötürü en uygun şarkıydı. Bu nedenle onu seçtim ve bir video yaptım kendi kendime. Amacım, barışçıl eylem yapma haklarını kullanan gençlerin, polisin kullandığı orantısız şiddete ve gaz bombalarına mazur kalmasını protesto etmekti. Gezi Parkı’nın çevresindeki yapılaşmayı kaldırarak alanının daha da genişletilmesi, hatta birkaç alışveriş merkezinin de kapatılarak sanat merkezine çevrilmesi ne güzel olurdu!