16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 2013 PERŞEMBE 12 DIŞ HABERLER [email protected] Türkiye’den Suriye’ye girdiği bildirilen 300 eski asker radikal İslamcıların denetimindeki bölgede El Nusra’ya ABD eğitimi AKIN BODUR Güç Sarhoşluğunun Sonu Çizme’nin son yirmi yılına elindeki siyasi, ekonomik ve medya gücüyle damga basan Silvio Berlusconi’ye yargıçlar sonunda, “Yetti! Buraya kadar!” dedi. İtalya’da defalarca başbakanlık yapan medya ve finans imparatorluğu patronu Silvio Berlusconiye hafta aşında Milano yargıçlarınca verilen “7 yıl hapis ile kamu görevlerinden ömür boyu men” cezasının şoku sürüyor. Elindeki katmerli güç imkânlarıyla, açılan tüm yolsuzluk davalarından şimdiye kadar yırtmayı başaran Berlusconi’nin bu kez telafisi mümkün olmayan, çok ağır bir yara aldığı konuşuluyor. Aklı fikri bugün dahi hâlâ cumhurbaşkanlığına çıkmakta olan İtalya’nın eski başbakanının, “kamu görevlerinden ömür boyu men” cezası ile birlikte siyasi yaşamının sonuna geldiğini düşünenlerin oranı Çizme’de %43. Temyiz ve yargıtaya gidecek olan kararın, üst aşamadan geri dönmesi halinde bile “şövalye” lakaplı liderin “imajının iflah olmayacağını düşünenlerin oranı” ise % 37’ye varıyor. Her iki İtalyan’dan birisi (%55) bu durumda; 76 yaşındaki liderin şartları zorlamadan, “liderlik görevi” ve siyaseti bırakması gerektiğini düşünüyor. Ama Berlusconi hâlâ oralı değil. Fiilen kendisi değilse bile partisi, işbaşındaki geniş tabanlı koalisyonun içinde yer alıyor. Ekonomik kriz şartlarında sosyal demokratlarla Berlusconi sağının işbirliği yaptığı koalisyonun devamı için bir “kriz” çıkarılmaması gerekiyor. İtalyan halkının yarısı, Berlusconi’nin siyasetten artık hepten çekilmesini isterken; Berlusconi partisi ile hükümette işbirliği içinde olan sosyal demokratlar bunu böyle açıklıkla dillendiremiyorlar. Berlusconinin yüzüne dönüp de; “Yeter artık git! Ülkenin ve bizlerin yakasından düş! Hepimizi çok yordun!” diyemiyorlar. Türlü yolsuzluklar arasında “reşit olmayan bir kızla, para karşılığı ilişkiye girdiği” saptanan yaşlı liderle kurdukları siyasi işbirliğini sürdürmeye kendilerini mecbur hissediyorlar. Mevcut hükümetin yıkılması halinde çünkü sandığın getireceği büyük bilinmeyenlere açık bir siyasi tsunamiyi göze alamıyorlar. Berlusconi, bir siyasi ceset olsa da; siyasetin ve son kertede sosyal demokratların yaşadığı derin kriz sebebiyle, muhataplarını şartlayabiliyor. Siyasi denklemdeki parametreleri hâlâ büyük oranda belirlemeyi başarabiliyor. Bu durumda kapalı kapılar ardında hükümete Berlusconi’nin bir “yargı reformu” dayatmaya çalıştığından söz ediliyor. Hakkındaki cezaların yargıtay aşamasında kesinleşmesinden önce siyasi düzlemde ön almaya çalışan kurt lider; bir “yargı reformu” adı altında böylece “genel af” çıkarttırmanın yollarını arıyor. Dokuz canlı kedi gibi başına ne gelirse gelsin her seferinde dört ayak üzerine düşmeyi başaran deneyimli siyasetçi yanı sıra ayrıca yerine büyük kızı Marina Berlusconi’yi geçirmenin planlarını yapıyor. İlk eşinden iki, ikinci eşinden üç; toplam beş çocuk sahibi olan deneyimli lider; kendisini her halükârda mezara dek garantiye almak için bir yandan harıl harıl “hanedan” projelerini devreye sokmanın yollarını deniyor. İşadamı siyasetçinin 47 yaşındaki büyük kızı Marina Berlusconi; gerek iş, gerek siyaset imparatorluğunu devralmak adına babasıyla kapalı devre çalışmalarını sürdürüyor. İtalya’ya dışardan bakanlar, hâlâ ve her şeye rağmen, Berlusconi çürümüşlüğünden ülkenin israrla kurtulamamasına şaşıyorlar... İçerden yaşamayanların anlam veremedikleri bu hastalığa en doğru teşhisi önceki gün “Repubblica” gazetesinin başyazısı koydu. “İktidarın istismarı ve ölçüsüzlük” başlığını taşıyan yazı; “Bütün bunlar 2000’li yıllarda Avrupa’nın göbeğinde nasıl olabildi” sorusunu soruyor, özetle sorunun “kontrol edilemeyen güçte” yattığını söylüyor. Çizme’nin başına yirmi yıldır kurtulamadığı Berlusconi belasını musallat eden mekanizmayı; “oyçokluğu” ile denetim dışına çıkarılan bir “iktidar istismarı” ile açıklıyor “Repubblica”. “Bu sistemde devlet gücünün açık ve ilkesiz biçimde yalnız kendisini koruduğunu” belirten yazı, “devlet gücünün” giderek özelleştirildiğini ve “kişiye mahsus özel bir güce” dönüştürüldüğünü anlatıyor. “Oyçokluğu” icabında kaprisleri mazur gösteriyor, tüm lekeleri temizliyor. “Oyçokluğu” ile istenen her sınır aşılabiliyor. Hesap verme gereği ortadan kalkıyor ve tüm frenler patlıyor. Berlusconi badiresini yaratan, frenleri patlayan bu sistemdir diyor kısaca İtalya’nın çok satan gazetesi. Berlusconi’nin cezası yargıtayda onanır mı onanmaz mı bilinmez. Ancak yargıçlar son kertede İtalya’ da “patlamış olan bu frenleri” tamir etmeye çalışıyorlar ve Çizme’nin “güçlerin tek elde toplandığı” bir hanedan ülkesi değil hâlâ ve her şeye rağmen güçler ayrılığının geçerli olduğu bir demokrasi olduğunu anımsatmaya çalışıyorlar. İSKENDERUN ABD ordusundan emekli olan askerlerin, Suriye’de Beşşar Esad yönetimine muhalif Özgür Suriye Ordusu’na bağlı El Nusra Cehpesi’ne askeri eğitim verdiği belirtildi. Sayıları 300’ü bulan eski ABD askerleri arasında Özel Kuvvetler’den emekli olanlarından da bulunduğu belirtildi. İran’ın yarı resmi Fars Haber Ajansı, önceki gün yayımladığı haberde, 57 eski Amerikan askerinin pazar günü havayoluyla Hatay’a oradan da silah ve askeri kargolarıyla Reyhanlı ilçesi üzerinden Suriye’ye geçiş yaptığını duyurmuştu. Hatay’daki istihbarat yetkilileri de olayı doğruladı. Yetkililer, ABD’li 300 kadar eski askerin Suriye’nin İdlib kentine bağlı Sermede ve Eddana bölgelerini kontrol eden El Nusra Cehpesi’ne silahlı askeri eğitim verdiğini belirtti. Aynı yetkililer, El Kaide’ye yakınlığıyla bilinen El Nusra Cehpesi’nin “Tevhid, El Faruk ve Ahraruşşam Tugayları” gibi 9 ayrı koluna ayrı ayrı bölge A WP: RUSLAR SURİYE’DEN ÇEKİLDİ El Nusra militanları İdlib kentindeki iki bölgeyi kontrol ediyor. (Fotoğraf: REUTERS) merikan Washington Post gazetesi, Rusya’nın Suriye’deki Tartus deniz üssündeki personelini çektiğini yazdı. Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise Suriye’ye yardım götüren uçaklarla 128 Rus vatandaşını tahliye edildiği bildirildi. resmi ajansı SANA’nın haberine göre, EzZubi, Suudi Arabistan diplomasisinin kardeş Suudi Arabistan halkını temsil etmesinin mümkün olmadığını ifade ederek, “Suriye’deki krizin siyasi çözümünde Suudi Arabistan’ın hiçbir yeri yok” dedi. Suriye’deki “teröristlerin” Suudi Arabistan’a tabi olduğunu iddia eden EzZubi, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud el Faysal’ın, Suriye’yi işgal edilmiş toprak olarak tanımlaması konusunda da, “Suud el Faysal, Suriye’yi işgal edilmiş, Filistin’i de özgür topraklar olarak varsayıyorsa kendisini kınamıyorum, çünkü bu yorum bir hayal ürünüdür” diye konuştu. Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta, Suriyelileri taşıyan bir minibüse kimliği belirsiz kişiler tarafından düzenlenen saldırıda 20 kişi bıçakla yaralandı. Beyrut’un doğusundaki Cisr el Vati bölgesinde, 3 arabanın minibüsü durdurduğu ve 8 saldırganın bıçaklarla Suriyelilere saldırdığı öğrenildi. Halkın yarısı ‘git!’ diyor lerde askeri eğitim verildiğini, eğitim verenler arasında Özel Kuvvetler’e bağlı emekli askerlerin de bulunduğunu söyledi. ABD’li askerlerin büyük çoğunluğunun Türkiye üzerinden Suriye’ye geçtiği de ifade edildi. ABD’nin Suriye muhalefetine silah yardımında bulunma kararına rağmen El Nusra gibi gruplara silah ulaşmasını istemediği yolunda haberler alınıyordu. Suriye Enformasyon Bakanı Umran ezZubi ise Suriye’deki şiddetin ana nedeninin Suudi Arabistan parası ve silahları olduğunu öne sürdü. Suriye Beyrut’ta saldırı Suudi Arabistan’a suçlama 27 kişi hayatını kaybetti Sincan yine karıştı Dış Haberler Servisi Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde dün meydana gelen olaylarda 27 kişinin öldüğü bildirildi. Olayların Turpan bölgesi yakınlarında gerçekleştiği duyurulurken Çin Komünist Partisi’nin Sincan bölgesel komitesi yetkilileri, bıçaklı bir grubun karakol, yerel yönetim binası ve bir inşaat alanına saldırdığını öne sürdü. İddialara göre olayda aralarında polis ve sivillerin de bulunduğu 17 kişinin öldüğü, ardından polisin ateş açması sonucu 10 kişinin daha hayatını kaybettiği savunuldu. Bazı kaynaklar “güvenlik güçlerinin polis araçlarını ateşe veren isyancılara ateş açtığını” belirtti. Bölgede son dönemde tansiyonun yeniden yükseldiğine işaret ediliyor. Çin genelinde en büyük etnik grubu oluşturan Hanlar ile Uygur Türkleri arasında bölgede 2009’da yaşanan olaylarda BBC’ye göre 200 kişi yaşamını yitirmişti. Son olarak nisan ayında da 21 kişi ölmüştü. Yetkililer evlerde silah araması yapılırken “teröristler” ile çatışma çıktığını açıklamıştı. Yerel kaynaklar ise olaylara, yetkililerin Müslüman erkekleri sakalını kesmeye, kadınları örtülerini çıkarmaya zorlamalarını göstermişti. Uygur toplumu Çinli yetkilileri kendilerine dini ve kültürel baskı uygulamakla suçluyor. Brezilya’da anayasaya dokunamadılar Dış Haberler Servisi Brezilya’da milyonlarca kişiyi sokağa döken gerekçelerden biri sayılan anayasa değişikliği önerisi kongrede büyük oy farkıyla reddedildi. Kabulü halinde daha fazla yolsuzluğa yol açacağı belirtilen ve PEC 37 olarak adlandırılan öneriye 430 ret çıkarken kabul edenlerin sayısı sadece 9 oldu. Anayasa değişikliği teklifinin kongrede reddedilmesinin, protestoların “doğrudan sonucu” olduğu belirtiliyor. Brezilya hükümetinin ülkede yapılması beklenen büyük gösteriler öncesi sosyal ve yasal alanda reform çabalarını hızlandırdıkları belirtildi. Bu çerçevede Brezilya Senatosu Başkanı Renan Calheiros’un, tüm öğrencilere ücretsiz ulaşım olanağı getiren bir öneri hazırladığı kaydedildi. Bu arada Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff protestocuların talepleri doğrultusunda ülkede yapılacak reformlar için özel bir heyet oluşturulmasına yönelik referandum önerisini geri çekti. Hükümet, hazırlanacak bir reform paketini doğrudan referanduma sunacak yeni bir öneri üzerinde çalışıyor. 7 Eylül ya da 15 Kasım’da yapılması beklenen söz konusu referandum, siyasi partilerin kampanya harcamaları ya da siyasi temsil konularında halka doğrudan soru Protestocular istemedi değişiklik gerçekleşmedi Sosyal demokratlar rehin Brezilya, yolsuzluklara ve gelecek yıl düzenlenecek Dünya Kupası için yapılan harcamalara karşı protestolara sahne oluyor. (AFP) lar yöneltilmesini içeriyor. arşı çıkılmasına rağmen K Pakistan’da bombalı saldırıda 9 kişi öldü Yargıca suikast girişimi Öte yandan ülkedeki doktorlar ile sağlık kuruluşlarının karşı çıkmalarına rağmen sağlık sistemindeki doktor açığını kapatmak için yabancı doktorların ülkede çalışmasına ola nak verecek bir başka düzenlemenin ise uygulamaya sokulacağı belirtildi. Brezilya Ulusal Kongresi ayrıca, Cumhurbaşkanı Rousseff tarafından da desteklenen, yeni keşfedilen petrol yataklarından elde edilecek gelirin eğitim için kullanılmasını öngören bir yasayı tartışıyor. Bu yasanın da onaylanması bekleniyor. Yerine ‘kızını’ hazırlıyor Avustralya’da lider değişimi Dış Haberler Servisi Pakistan’ın Karaçi kentinde dün düzenlenen bombalı saldırıda en az 9 kişi yaşamını yitirdi. Yetkililer saldırının hedefinin Sindh bölgesinden Yüksek Mahkeme Yargıcı Makbul Bakir olduğunu belirtti. Bir motosiklete yerleştirilen bombanın patlatılmasıyla gerçekleşen saldırıda Bakir’in de aralarında olduğu 14 kişinin yaralandığı kaydedildi. Yaşamını yitirenler arasında Bakir’in korumalarının da bulunduğu ifade edildi. Ülkede azınlıktaki Şii toplumdan olan Bakir’in köktendinci Sünni örgütlerce tehdit edildiğine işaret edildi. Rudd’un intikamı Selzedeleri kurtaran helikopter düştü Dış Haberler Servisi Hindistan’ın kuzeyinde 9 gündür devam eden Muson yağmurlarının yol açtığı heyelan ve sellerde yardım çalışmalarına destek veren kurtarma helikopterinin düşmesi sonucu 19 kişi yaşamını yitirdi. Yetkililer Uttarakhand eyaletindeki arama kurtarma çalışmalarına katılan Rus yapımı Mi17 tipi helikopterin 5 mürettebatın yanı sıra kurtarılan 14 sivili taşıdığını söyledi. Yaşamını yitirenlerin arasında sel bölgesinden kurtarılan turistler ile Hindu hacıların da olabileceği savunuldu. Gaurikund kentinden havalanan helikopterin Kedarnath kenti dağlık alanında kayalıklara çarptıktan sonra bölgedeki bir nehre düştüğü duyuruldu. Helikopterin pervanesinin parçalandığı kaydedildi. Bölgede Muson yağmurlarının yol açtığı afette geçen haftadan bu yana bini aşkın kişinin yaşamını yitirdiği, binlerce kişinin de kayıp olduğu ifade ediliyor. Yarısını çocukların oluşturduğu 150 bin kişinin de evlerini yitirdiği, terk etmek zorunda kaldığına dikkat çekiliyor. Felaket nedeniyle birçok bölgeye ulaşılamazken Hindistan Hava Kuvvetleri’ne ait 45 helikopterin katıldığı arama kurtarma çalışmalarında şimdiye kadar yaklaşık 90 bin kişinin kurtarıldığı belirtildi. Karaçi’deki saldırının arkasında Sünni örgütlerin olduğu sanılıyor. (Fotoğraf: AFP) Dış Haberler Servisi Avustralya’da Başbakan Julia Gillard, iktidardaki İşçi Partisi’nin liderlik koltuğunu kaybetti. Ülkede 14 Eylül’de genel seçimler öncesinde kimi araştırmalara göre destek yitiren İşçi Partisi’nin dünkü liderlik oylamasında eski başbakanlardan Kevin Rudd başkan olarak seçildi. Ülkenin ilk kadın başbakanı olan Gillard daha önce yaptığı açıklamalarında kaybetmesi durumunda siyaseti bırakacağını açıklamıştı. Oylamada Rudd’un 45’e karşı 57 oy ile Julia Gillard başkanlığa seçildiği duyuruldu. Gillard, parti içinde yapılan oylama sonucu koltuğunu kaybederken, parti başkanlığına ve dolayısıyla başbakanlığa, eski başbakan Kevin Rudd’un gelmesi bekleniyor. Rudd’un, kabinede önemli değişikliklere gideceği belirtiliyor. Gilard, eski başbakan Rudd’un koltuğuna 2010 yılında yine aynı şekilde gelmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle