16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 HAZİRAN 2013 PAZARTESİ 8 HABERLER n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Akiller raporu yeni tartışmalar yaratacak’ diyen Can, heyetin Gezi’yi görmezden geldiğini söyledi GÜNDEM ‘Duyarsız kaldılar’ FIRAT KOZOK ‘Aleviler konusu dA önemli’ Akiller heyetinin bundan sonra da uygulanması gerektiğini vurgulayan Can, “Mesela Alevi meselesi için akil insanlar heyeti oluşturulmalı ama şikesiz... O kesimin önereceği isimler olmalı. Çünkü bu konuda çok acı talepler var. Ayrıca başta Ermeniler olmak üzere diğer azınlıklar için de böyle bir çalışma yapılmalı” diye ekledi. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, çarşamba günü akil insanlar heyetleriyle bir araya gelerek nihai raporlarıyla ilgili son sunumları dinleyecek. Erdoğan’ın ısrarla gündemde tuttuğu başkanlık sisteminin eleştirildiği raporlarda yer alan “anadilinde eğitim hakkı verilmeli, KCK’liler serbest bırakılmalı, genel af ve eşit yurttaşlık çerçevesinde özerklik tartışılmalı” gibi öneriler önümüzdeki dönemin yeni tartışma konularını oluşturacak. İç Anadolu Bölgesi akillerinden Celalettin Can, “Biz raporumuzu hazırladık, hükümete verdik. Hükümet gereğini yapar ya da yapmaz. Ama ben yapması için mücadele edeceğim. Dava bile açarım” diyor. Raporlar, önümüzdeki dönem yoğun bir tartışma başlatacak gibi görünüyor. Bunun ilk işaretlerini İç Anadolu Bölgesi Akil İnsanlar Heyeti üyesi 78’liler Vakfı Başkanı Celalettin Can verdi. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Can, heyetin raporun yanı sıra kendisinin hazırladığı ayrı bir raporu daha ilgililere ilettiğini söyledi. ‘Gezi Parkı’nda dizilmeliydik’ Çalışmalarındaki izlenimlerini ve raporlarında öncelik verdikleri konuları değer lendiren Can, Gezi Parkı eylemlerinin ardından 63 kişilik heyete ortak tavır alma çağrısı yapmıştı. Can, bu konuda nasıl bir sonuç aldığı sorusuna şöyle yanıt verdi: “63 akil insana ‘Gezi Parkı’nda feci şeyler yaşanıyor, akıl ve vicdan buna bir tavır almayı buyuruyor ve barışın da bir anlamı kalmıyor, bizim bir açıklama yapmamız gerekir’ diye bir öneride bulundum. Ama ilk 56 kişi öneriye olumlu yaklaştı, sonra 45 kişi onları durdurdu. 30 kişi de hiç cevap vermedi. Genel eğilim, ‘Akil insanların rolü başkadır, yaptığımız işin ağırlığını kaybettirmemek lazım. Bir konuşma yapmak isteyen varsa kendi adına yapsın’ oldu. Bana göre akil insanlar bu açıklamayı yapmalıy dı. Başbakan’a ‘Bunlar feci şeyler, doğru değil. Bunlar adalete, akla, mantığa, vicdana aykırıdır’ demeliydiler ve hatta Gezi Parkı’nda dizilmeliydiler. Bu açıklama yapılsaydı süreç çok daha farklı işlerdi. Bana göre akil insanların görevi barıştır, demokrasidir, çağdaşlıktır, insanların kardeşçe yaşamasıdır.” Akil insanların toplantılarında bir diğer eleştiri konusu da davet edilen kesimlerin AKP’ye yakın kesimlerden seçilmesiydi. Can, listelerin oluşumunda valilerin etkin rol oynadığını onayladı. Can, raporlarda hangi konulara öncelik verildiği konusunda da çarpıcı açıklamalar yaptı. Bu çerçevede Erdoğan’ı rahatsız edecek görüşlerden biri başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili. İç Anadolu Bölgesi akillerinin raporunda bu konuyla ilgili olarak “Başkanlık rejimi tartışmaları halkın çözüm sürecine yaklaşımını olumsuz etkilemektedir” deniliyor. Raporda, yasa ve hatta anayasa değişikliği gerektirecek tartışmalı konular da yer alıyor. “Anadili öğretimi yerine anadilinde eğitim, eşit yurttaşlık statüsü, Öcalan’ın da içinde olacağı genel affın tartışılması, korucu sisteminin kaldırılması, köye dönüşlerin sağlanması, yerleşim yerlerinin eski isimlerinin verilmesi, hakikat komisyonlarının kurulması, Roboski katliamının sanıklarının bulunması” en dikkat çekici başlıklar. ‘Dava açarım’ “Can, “Hükümet raporları dikkate alır mı” sorusuna şu yanıtı verdi: “Genelde benim tahminim en az 35 bin kişiyle görüşüldü. Bu ciddi bir kamuoyu araştırması, anket ve talepler manzumesidir ve hükümetlerin peşini kovalayacaktır. Bu çalışmanın amacı halkın eğilimini ortaya çıkartmaktı. Biz bu raporları hükümete verdik. Hükümet yapar yapmaz. Ama ben yapması için mücadele edeceğim. Dava bile açarım. Halk bunu istiyor, mahkeme kurarım, vicdan mahkemesi kurarım. Uluslararası kamuoyuna veririm.” ‘Sözümüzü tutacağız’ NEVŞEHİR (Cumhuriyet) Atatürk Aydınlanmacılığının bilgesi, gazetemiz eski imtiyaz sahibi ve gazeteci yazar İlhan Selçuk ile gazetemiz çizerlerinden Turhan Selçuk ölümlerinin 3. yıldönümünde Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen iki ayrı törenle anıldı. Hacıbektaş ilçesinin Çilehane mevkiindeki Ozanlar Yolu üzerinde bulunan “İz Bırakan Aydınlar Gömütlüğü”nde düzenlenen anma etkinliğinin açılışında konuşan Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu, yaşamları boyunca Atatürk ilke ve devrimlerinin ve onun aydınlanmacılığının yılmaz savunuculuğunu yapan İlhanTurhan Selçuk kardeşlerin, her türlü baskı ve dayatmalara karşı dik duruşları ile örnek oluşturduklarını belirtti. Selçuk kardeşleri defnedilmek için Hacıbektaş’ı tercih etmelerinin de bilge kişiliklerinin anlamlı bir örneği olduğunu vurgulayan Selmanpakoğlu, “Bu iki kahraman, yürekli, vatanperver bilge insanları bu topraklarda misafir etmek büyük bir onur, bu onur da tüm Aydınlanmacılara aittir” dedi. Turhan Selçuk’un kızı Aslı Selçuk da her geçen gün derin bir özlemle andıkları babası Turhan ve amcası İlhan Selçuk’un yazı, çizgi ve kitaplarıyla yaşamayı sürdürdüklerini belirtti. Anma töreninde konuşan Turhan Selçuk’un eşi Ruhan Selçuk da, “Onlar her gün yeniden doğanlardan” diye konuştu. Türkiye’nin çeşitli kentlerinden gelen vatandaşların yanı sıra İstanbul CUMOK’un da yoğun katılım sağladığı anma etkinliğinde konuşan gazetemiz imtiyaz sahibi Orhan Erinç de, Selçuk kardeşlerin, yaşamları boyunca yazı ve çizgileri ile bunu ortaya koyduklarını aktardı. Erinç, “Bir zamanlar ‘Tehlikenin farkında mısınız’ diyordu. Geldiğimiz bugün de ne denli haklı olduğu belgelendi. Atatürk ilke ve devrimlerinin korunmasında gerekli savaşımı göstermek, Selçuk kardeşlere verilen sözü yere getirmektir” dedi. Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker’de, çizgi ustası Turhan Selçuk’un, eğilmez, bükülmez kocaman yüreği ile sığınılabilecek bir liman gibi olduğunu kaydetti. Selçuk kardeşler için ikinci etkinlik Hacıbektaş Veli Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Daha sonra gazetemiz yazarlarından Işık Kansu’nun yöneticiliğinde gazetemiz ek yayınlardan sorumlu yazıişleri müdürü Miyase İlknur, gazetemiz yazarlarından Şükran Soner, İnsan Hakları Vakfı Kurucusu Vahap Erdoğdu ve yazar Erendiz Atasü’nün konuşmacı olarak katıldığı “Aydınlanma sürecinde Selçuk kardeşler” konulu panel düzenlendi. Aydınlanmanın öncü isimleri İlhan Selçuk ve Turhan Selçuk, Hacıbektaş’ta anıldı l Projeden çekildi Kampusta medreseye İKLİM ÖNGEL ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı’nın Hatay Kırıkhan Eğitim Kampusu için gönderdiği “ihtiyaç programı”na 700 kişilik ibadethane eklemesine tepki gösteren mimar Can Şimşek, bakanlığın “ultra modern medrese” yapmak istediğini belirterek proje yarışmasından çekildi. Bakanlığa gönderdiği yazıda Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözünü anımsatan Şimşek, tepkisini “10 bin kişilik okula 700 kişilik ibadethane önermek ilimle açıklanabilecek bir durum değildir.” ifadeleriyle dile getirdi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 10 bin kişilik eğitim kampusları için düzenlediği ulusal mimari proje yarışması için bakanlığın ihtiyaç programında gönderdiği listede 1 adet 700 metrekarelik mescit ile toplam 200 metrekarelik 4 adet ibadethane bulunuyor. Toplam 900 metrekarelik ibadethane ayrılan Hatay Kırıkhan Eğitim Kampusu’nda, 18 adet kimya, biyoloji ve fizik laboratuvarı için ise 1.440 metrekare yer ayrılmış durumda. Bu talep listesine itiraz ederek yarışmadan çekilen mimar Can Şimşek, “Ödüllerin cazibesine kapılıp başkalarının çocukları için bu yapıları tasarlamayı etik bir davranış olarak görmediğimden yarışmadan çekiliyorum” dedi. mimar tepkisi İlhan ve Turhan Selçuk için Hacıbektaş ilçesinin Çilehane mevkiindeki Ozanlar Yolu üzerinde bulunan “İz Bırakan Aydınlar Gömütlüğü”nde tören tüzenlendi. sonra da bilgisayarı büyük bir güç olarak yanlarına alıp büyüklerin karşısına çıktılar. 2007 yılıydı... ODTÜ’den 5 gençle aylık olağan sohbetimizi yapıyorduk. İlk birkaç görüşmeden sonra randevulaşmayı kaldırmıştık; her ayın ilk pazartesi günü saat 17.30’da gazeteye geliyorlardı. Ortalama bir saat çay içimi sohbet ediyorduk. Hepsi bilgisayarlarla çok ilgiliydi. İçlerinde sadece bilgisayar kullanmadaki başarısıyla öne çıkanlar vardı. Onlardan biri sordu: Abi sen kaç yıldır köşe yazısı yazıyorsun? 15 yıldır deyince, gülümseyip şu karşılığı verdi: Benim de 15 yıllık deneyimim var. Delikanlı 20 yaşındaydı ve 15 yıllık deneyimden söz ediyordu. Uzun saçlarını şöyle bir dalgalandırıp devam etti: Bilgisayarın başına 5 yaşında oturdum da... Yanındaki, soğumuş çayını yudumlayıp, acıyan bir yüz ifadesiyle takıldı: Sen biraz geç başlamışsın... HHH İşte bu kuşak ve ardından gelenler, sosyal medyanın patronu. O kadar iyi ve başarılı bir patron ki; harcama az, üretim çok, etki yüksek. Daha ne olsun! Bilgisayarla büyüyen kuşak için duyulan kaygıların başında şu geliyordu: Asosyal çocuklar olacaklar. Gelin görün ki; çok sosyal çocuklar oldular. Sosyal medyayı yarattılar, büyüttüler, kullandılar. Asosyallikten hemen sonra gelen kaygı da şuydu: Ülkelerinin sorunlarına karşı ilgili olmayacaklar. Bu kaygı da yersiz çıktı. Gençler ilgi ile bilgiyi birleştirip çoğalttılar ve “bilgisayar kuşağı” oldular. Bilgisayar oyunlarının vurdulukırdılı olmasının getirdiği kaygı da şöyle özetleniyordu: Şiddete eğilimli bir kuşak olacak. Büyük toplumsal olaylarda yaşanabilecek kimi provokatif eylemler bir kenara konursa, gençler üç haftadan fazla süredir şiddete öylesine şiddetli karşı çıktılar ki, sonunda “duran adam” oldular. Bütün bunların ötesinde genç kuşak gücünün farkına vardı, özgürlüğün tadını aldı. Sadece tadını almakla kalmadı, özgürlüğü kaybederse ne olacağını da anladı. HHH Özellikle haziran ayının ilk günlerinde Taksim’e aile boyu giden bir sosyal avukatım, aynı yaş kuşağında olmamıza gönderme yapıp durumu şöyle özetledi. “Eskiden herhangi bir etkinliğe katıldığımda en genci ben olurdum. Taksim’de ben, en yaşlılar arasındaydım.” Bugünkü genç kuşak, ders kitapları dışında başka kitaplar okumaya başladığında işbaşında AKP hükümeti vardı. Bugünkü iktidarla büyüdüler. Onların kutlama bilincine vardıkları ulusal bayramlar hep “sorunlu” oldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş değerleri ile iktidarın icraat anlayışı örtüşmedi, sık sık çatışma yaşandı. Bütün bunların ardından Avrupa’nın büyük bir gazetesi haziran ayı ortasında şu başlığı kullandı: Türkiye’de 21. yüzyıl kuşağının lideri de Atatürk. Düşüncelerin tazeliği halkın, özellikle gençliğin belleğinde ettiği yer kadardır. Gün olur iki yıl önceki bir düşünce eskir, tarihin çöplüğüne gider. Gün olur bir asır önceki düşünce tazeliğini korur, güçlenerek devam eder. Atatürk’ün 85 yıl önce okuduğu Gençliğe Hitabe’si o kadar taze ki, Türkiye’nin dört bir yanında çiçek açmaya devam ediyor. Bugünün gençleri bir “tuşla” çok kuş vurdular. Seyahat harcamaları TBMM bütçesinden Vekile yine kıyak MAHMUT LICALI Çekilen PKK’liler: Anında döneriz Haber Merkezi Türkiye’deki PKK’lilerin Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin denetimindeki topraklara çekilmesi devam ediyor. Bingöl, Diyarbakır ve Bitlis bölgesindeki PKK’li gruplar, 4550 günlük bir yürüyüşten sonra PKK’nin Kuzey Irak’taki örgütün Metina Kampı’na ulaştı. Diyarbakır’dan dönen 50. grup için dün kampta karşılama yapıldı. “Baver Dersim” ve “Delal Amed” kod adlı örgüt yöneticileri basın mensuplarına çekilme ile ilgili bilgi verirken, örgütün gerekli adımları attığını ancak hükümetin süreci ağırdan aldığını ve çözüm getirecek bir politika üretmediğini savundular. Örgüt yöneticileri, “Bizler yıllardır partinin, önderliğin hangi koşulda olursa olsun ve hangi kararı alırsa alsın aynen uyarız. Bizler strateji ne olursa olsun aynı günde uyarız. Hem askeri, hem eğitim, hem de siyasi alanda. 45 günde geldik, 45 günde de tekrar oraya yine döneriz. Hepimiz buna hazırız” ifadelerini kullandı. Panel düzenlendi Yılmaz Şipal uğurlandı Kalp yetmezliği nedeniyle yaşamını yitiren gazetemiz yazarı Yılmaz Şipal dün Topkapı Merkez Camisi’nde ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Yeni Kozlu Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine yakınları, aralarında Uygar Eremektar, Meriç İzgi’nin de olduğu meslektaşları ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ( TGC) Genel Başkanı Turgay Olcayto katıldı. Olcayto, “Yılmaz Şipal’in kaybı çok üzücü. Özellikle günümüzde sosyal sigortalar konusunda ve gazetecilerin çalışma koşulları hakkında Yılmaz’a çok ihtiyaç vardı” dedi. na göre milletvekillerinin yurtiçi ve yurtdışındaki resmi gezilerine 2 yıl içerisinde toplam 7 milyon 79 bin 266 TL tutarında TBMM bütçesinden ödeme yapıldı. Tutuklu 8 milletvekili göz önüne alındığında TBMM’deki toplam 542 milletvekilinin; 2 yıl içinde yaptıkları resmi ziyaret ve yasama faaliyetleri dolayısıyla gerçekleştirdiği yurtiçi ve yurtdışı gezilerde; bir milletvekili başına ortalam 13 bin TL tutarında ödeme yapıldığı belirlendi. ANKARA CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın soru önergesini yanıtlayan TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam, 2011 seçimlerinin ardından 24’üncü Yasama Dönemi’nde vekillere geziler dolayısıyla TBMM bütçesinden verilen harcırah miktarlarını açıkladı. Bu l Alternatif tören Dekana Kuran soruşturması MERT TAŞÇILAR ANKARA Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde, Kuranıkerimli alternatif mezuniyet töreni, Dekan Prof. Dr. Sacit Turanlı’ya soruşturma açılmasına neden oldu. Okulun düzenlediği bir mezuniyet töreninin var olması nedeniyle böyle bir organizasyona gerek olmadığını söyleyen Turanlı’ya, bu kararının 3 gün sonrasında rektörlük tarafından soruşturma açıldı. Soruşturma açıldığına ilişkin elektronik postanın tıp fakültesindeki tüm öğretim üyelerine gönderilmesi dikkat çekti. Hazırlanan programda, “Açılış konuşması, Kuranıkerim tilaveti (okunması), tasavvuf musikisi, şiir dinletisi, Dua ve kapanış” sıralamasının yer aldığı görülürken Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sacit Turanlı, bu törene izin vermedi. Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan Turanlı, bu törenin dekanlıkla ilgisinin olmadığını dile getirerek “Bu törenin yeri üniversite değil. Kuran okutacakları hocaya da ‘Dekanımızın selamı var’ demişler. Halbuki öyle bir şey de yok” ifadelerini kullandı. BDP’li Aksoy: Dağa çıkarım Haber Merkezi BDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy, Halkların Demokratik Kongresi, BDP, EMEP’in İzmir Bornova’da düzenlediği “Eşitlik ve Özgürlük” yürüyüşü sonrası kalabalığa seslendi. Aksoy, “Türkiye çok önemli bir süreçten geçiyor. Yüzyıllardır çözülmeyen sorunun çözülmesi için bir süreç başlamış. Sorunun çözülmesi, sürecin yürüyebilmesi sadece onların çabalarıyla olmaz. Karşımızdaki devlet de, süreci yöneten AKP de adım atmalı, sürece katkı sunmalıdır. Eğer süreç geri dönerse ben de dağa çıkarım” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle