16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 HAZİRAN 2013 PAZARTESİ 6 HABERLER On binlerin katıldığı Kadıköy’deki Madımak anmasında iktidar protesto edildi ‘Barış böyle gelmez’ ALİ AÇAR Türkiye Tek Kişiye Esir Karanfillere Saldırı Taksim’e bir anma buluşması için karanfillerle gelen insanları “kamuya ait yeri işgal ediyorsunuz, dağılın...” diye bombalatan bir başbakan düşünün... Oraya gelenler kamunun ta kendisidir. Millet kendisine ait bir yere geliyor! Bu bir karanfillere de saldırıdır... Karanfil, bu iktidarların seveceği bir çiçek değildir. Karanfil, direnişin, sevginin kardeşliğin, dayanışmanın, hak aramanın adıdır! Karanfilli insanlara saldırı 1 Mayıs’lara olan düşmanlık ile eşanlamlıdır... İktidar ve adamlarının, herhalde karanfilleri görünce, kırmızı görmüş boğa gibi davranası geliyor olabilir... Ama içinde sevgi, kardeşlik duygusu olmayan birilerinin, gül de papatya da Taksim’de görse, saldıracağı kesindir! Türkiye tek kişilik bir iktidar şovu yaşıyor; şüphesiz bu yeni değil, ama bu şov çok daha belirgin... Başbakan çok tehlikeli sularda seyretmeye başladı... Samsun’daki konuşmasında, kendisine direnenleri neredeyse “dinsizler” diye tanımlayacak. Bunu dolaylı bir şekilde yapıyor: “... bizim tek bir besmelemiz oyunları... bizim tek bir la havlemiz bütün tuzağı bozar… bu milletin bir duası onların bütün hesaplarını altüst eder”... Şunu demek istiyor, biz İslamın ta kendisiyiz, temsilcisiyiz... Onları dinle bir kaşık suda boğarız... Milleti dincidinsiz diye ayırma ve birbirine kışkırtma noktasına mı geldik!? Şüphesiz bu tabiatına, karakterine uygun düşer. Biliyorsunuz, siyasete en büyük ısınmasını da “minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz” sözde şiiri, aslında dinsel duyguları siyasal bir saldırı silahı olarak kullanmaya başlayarak yaptı!.. RTE tipi diktatörlük heveslilerinin varacağı durak, kitlelerinin dini duygularını sonuna kadar sömürerek iktidar dayanağı haline getirmektir. HHH Ülkede tek kişi var... ne parlamento, ne güçler ayrılığı ne Cumhurbakanlığı makamı ne yargı. Hepsini bağrında toplayan bir kişi var ortalıkta... İktidarın bütün kurum ve kişileri, RTE’nin adeta esiri gibiler. RTE’den bağımsız bir Cumhurbaşkanlığı kurumundan bahsetmek asla söz konusu değil artık. RTE’den özerk yargı diye bir şey mi kaldı... Hayır, mitinglerde kimlerin içeri alınması gerektiğini, kimlerin hesap vereceğini bir bir söyleyen, talimat veren bir lider... Milletvekilliği diye bir şey mi kaldı, zaten yoktu, onlar sadece sayısal birer nesne gibi... Varlıkları, parmak sayısına olan ihtiyaçla sınırlı... Ama ülkenin büyük sosyal çalkantılı bir duruma geldiği zaman, bugün yok olarak yukarıda saydığımız göstermelik derekesine düşürülen kurumsal yapıların hepsinin müdahalede bulunması, akli bir yönetimin seyretmesi için harekete geçmesi gerekir... çünkü anayasal olarak bunun için varlar! Hayır, hepsi iradesini RTE’ye teslim etmiş durumda... RTE’nin ve yakın çevresindeki kopyalanmış izdüşümlerinin, kişi olsun, medya olsun, Taksim olaylarına ve muhalefete yaklaşımı, şizofrenik bir siyasetten başka bir nitelik taşımıyor. Orkestra şefinin damgasını taşıyor her şey... İktidar hastalıklı, kışkırtıcı, milleti birbirine düşürücü çok tehlikeli bir politika izlerken... Muhalefete bakıyorum, bugünkü koşullarda geliştirilecek o kadar siyaset varken ve iktidara alabildiğine yüklenebilecekleri, politik ve sosyal olarak lime lime edecekleri koşullar söz konusu iken... Salı konuşmalarıyla hayatlarını geçiriyorlar! Anladığım kadar, iktidarın hepinizin defterini düreceğiz korkutmacası, üzerlerinde etkili olmuş sanki, aman şunlarla bunlarla özdeşleşmeyelim siperlerine yatmış gibi bir durum sergiliyorlar! Oysa, kendi seçmeni de milleti de ayakta... Onlara bile söyleyecekleri, liderlik edecekleri bir politikaları da mı yok! Sanki yahu bu protestolar dursun da rahat etsek gibi bir algı yaratıyorlar! Bir sözüm de penguenci medyaya! Akli olmayan, Türkiye’yi her açıdan zora sokan bir şizofrenik politikaya hizmet ettiğiniz sürece, bu yıkıntının başlıca sorumlularından biri olacaksınız! HHH İktidarın mitinglerindeki söylemi, tamamen uydurma, yalan, gerçeklerle ilgisi olmayan propaganda, CHP’ye ilgisiz saldırılar bütünlüğünden oluşan bir malzeme yığını... Bütünü, toplumda yalan yanlış bir algı oluşturmaya yönelik... Sözde en büyük demokratik özgürlükler onun iktidarında yaşanıyor gibi, gerçeklerle zerre kadar ilgisi olmayan bir yalanla karşı karşıyayız... RTE hitap ettiği kitleler karşısında, bu ülkeyle ilgisi olmayan bir düşman yaratıyor. Bunun pratikteki uygulaması ise “vurun kahpeye”dir! Geçmişte RTE anlayışı ve türdeşlerinin temel politik davranışlarının, üstelik çok tehlikeli boyutlar taşıyan yenilenmiş bir halini izliyoruz. Vurun... Evet polisin copu bu emirle kalkıyor... Polisin gazı bu emirle sıkılıyor... Polisin mermisi bu emirle atılıyor... Polisin bütün silahları, karanfillere bu emirle doğrultuluyor... HHH Arkadaşlar Türkiye, artık belki de artık asla siyasi diyemeyeceğimiz, ağır bir klinik tablo ile karşı karşıya.. TGB’den Çapulcu Kurultayı İstanbul Haber Servisi Türkiye Gençlik Birliği (TGB) dün Kadıköy’deki Müjdat Gezen Sahnesi’nde “1. Geleneksel Çapulcu Kurultayı” düzenledi. Kürsünün barikat şeklinde hazırlandığı kurultayda konuşan TGB İstanbul İl Başkanı Olgu Özdemir, “Bu direnişte örgütlü güç belirleyicidir. Bu süreç 19 Mayıs’ta başladı ve dalga dalga ilerleyen bir halk hareketine dönüştü” dedi. TGB Genel Başkanı Çağdaş Cengiz de 7 Temmuz’da gerçekleştirecekleri “İstanbul 1. Geleneksel Gaz Festivali”nini duyurusunu yaptı. Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel ise halkın demokrasiyi parklarda oluşturduğunu ifade etti. Sanatçı Suzan Aksoy ise “Bu gençler biz yaşlılara gençlik bahşetti” diye konuştu. Arınç’tan çapulcu tepkisi ‘Kılıçdaroğlu’nu muhtar bile yapmazlar’ BURSA (Cumhuriyet) Katıldığı bir nikâh töreninde “Sizden yeni çapulcular bekliyorum” diye konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tepki gösterdi. Arınç, “Sayın Kılıçdaroğlu yeni evlenen gençlere ‘çapulcu’ diye iltifat ediyor. Allahım aklımızı korusun. Böyle bir genel başkan CHP’ye de yakışmıyor, ana muhalefet partisi lideri olmaya da yakışmıyor. Bakınız siz böyle giderseniz, bırakınız gene başkanlıkta kalmayı, o bile şüpheli, ama kesinlikle iktidar partisi olamaz, başbakan da olamazsınız. Ve emin olun bu zihniyetle sizi Tunceli’nin Ovacık’ında bir köyde muhtar bile yapmazlar” dedi. Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nin ateşe verilerek yakılması sonucu katledilen 2’si otel çalışanı 35 aydın ve sanatçı, Kadıköy İskele Meydanı’nda düzenlenen mitingle anıldı. Sık sık “Hükümet istifa” sloganlarının atıldığı mitingde AKP’nin baskıcı ve ayrıştırıcı politikalarından vazgeçmesi istendi. Taksim Gezi Parkı’yla başlayan direnişin de selamlandığı mitingde gözaltına alınan ve tutuklananların serbest bırakılması talep edildi. Sivas Madımak Oteli’nde katledilenleri anmak amacıyla Alevi Bektaşi Federasyonu bileşenleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) İstanbul Şubesi, çeşitli siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri ile on binlerce Alevi, Kadıköy’de bir araya geldi. Mitinge CHP milletvekilleri Kadir Gökmen Öğüt, İlhan Cihaner, Gürsel Tekin, BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş da katılarak destek verdi. Tiyatro sanatçısı Orhan Aydın da miting alanındakileri Taksim direnişini selamlamaya çağırdı ve hep bir ağızdan “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları atıldı. PSAKD Genel Başkanı Kemal Bülbül yaptığı konuşmada “Başbakan giderek tek adam ve tek parti düze HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK Ellerinde Atatürk posterleri ve Türk bayrakları ile “Kızılbaşlar AKP’nin oyununu bozacak”, “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” yazılı pankart ve dövizler taşıyan Aleviler, “Tayyip baksana kaç kişiyiz saysana”, “Şeriata, faşizme karanlığa geçit yok” sloganları attı. Meydanda yapılan saygı duruşunda Madımak Oteli’nde katledilenlerin isimleri tek tek okunurken alanda bulunanlar hep bir ağızdan “Burada” diye bağırdı. nine gidiyor. Biz Aleviler bu tek adam istikametini hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Ey Başbakan sen bu ülkede tek başına iktidarsın. Daha neyi ispatlamaya çalışıyorsun. Bu mitingler neyin göstergesi biliyor musunuz; bunlar Tayyip Erdoğan’ın politikasının bitmişliğinin göstergesi” diye konuştu. Muhalef partilerine de seslenen Bülbül, tüm yurttaşları 2 Temmuz’da Madımak Oteli’nin önünde olmaya çağırdı. Alevi bileşenleri adına ko nuşan Muharrem Aktaş da “3. köprüye Yavuz Sultan Selim ismi vermekten vazgeçin. Ülkemizin Yavuz Selim’e değil, aklı selime ihtiyacı var” diye konuştu. son verilsin’ ‘Yasaklara Mitingde Taksim Dayanışması adına konuşan TTB Merkez Konsey üyesi Osman Öztürk de ülkedeki tüm toplantı ve gösteri yasaklarının sona erdirilmesini, Gezi olaylarında şiddet emrini veren sorumlular hakkında soruşturma açılmasını ve tutuklu bulunan arkadaşlarının serbest bırakılmasını istedi. CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt ise AKP’nin Gezi olaylarında CHP, Aleviler ve tüm solcuları hedef aldığını, onun için bu mitingin burada öneminin büyük olduğunu belirtti. Daha sonra halk müziği sanatçısı Arif Sağ ve CHP İstanbul Milletvekili olan sanatçı Sebahat Akkiraz, sevilen türkü ve deyişleri seslendirdi. Eğitim için Ankara’dalar Libyalılar muhafız çıktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’daki Rixos Otel’de kaldıkları iddia edilen ve Türkiye’deki olaylara müdahale etmek için geldikleri öne sürülen polis üniforması giymiş Arapların, Türkiye’ye eğitim almaya gelen Libya cumhurbaşkanlığı muhafızları olduğu ortaya çıktı. Önceki gün bir gazetede yer alan habere göre Ankara Rixos Otel’de üzerlerinde Türkiye’deki polislerin giydiği üniformalardan bulunan ancak Arapça konuşan 6 kişi fotoğraflanmıştı. İddiaya göre bu polisler Taksim Gezi Parkı Direnişi sonrasında artan protesto gösterilerine müdahalelerde Emniyet güçlerine yardımcı oluyordu. ERZURUM (Cumhuriyet) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı’ndaki direnişçilere yapılan müdahaleyle ilgili olarak “İçişleri Bakanıma ‘24 saat içinde AKM’yi ve Cumhuriyet Anıtı’nı temizleyin’ dedim. Soruyorlar, ‘Polise talimatı kim verdi’ diye... Söylüyorum, ben verdim” dedi. “Brezilya’da aynı oyunlar oynanıyor” diyen Erdoğan, “Sokaktaki eylemcilerin Türkiye düşmanları adına taşeronluk yapmaktan vazgeçmelerini istiyorum” dedi. Gezi direnişi eylemlerine “Milli İradeye Saygı Mitingleri”yle karşılık veren Erdoğan dün partisinin Erzurum’da düzenlediği mitingde konuştu. Erdoğan, “Gezi yalan, hedef talan. Oyun bu. Çünkü talanları bitmişti. AK Parti iktidarıyla, talan bitmişti. Onun için Gezi yalan her taraf talan. Dertleri bu.” dedi. Erdoğan, kalabalığın “Dadaşlar burada, çapulcular nerede” sloganları üzerine de, “Onlar tweet’lerle varsın saldırsınlar, onlar varsınlar Facebook’larla saldırsınlar. Evelallah benim vatandaşımın, benim dadaşımın iradesi var. Bunlar, güya sosyalist ama milleti böyle tahkir ederler. Bunları şöyle arayın, çoğu şimdi Bodrum’dadır, yatlarındadır bunlar. İstanbul’dan tanırım bunları, sözde sanatçılarını da aydınlarını da tanırım. Bunlar, o çığırtkanlık yapan var ya, ‘Mesele Gezi Parkı değil, hâlâ anlamadın mı’ diyen var ya, bunlar yeri geldiği zaman Boğaz’a karşı viskiyi yudumlamasını da çok iyi bilirler” diye konuştu. ‘Polise talimatı ben verdim’ Brezilya olaylarını ‘dış’a bağladı Erzurum’da AKP’lilere seslenen Erdoğan, direnişçilere müdahaleyi yine ‘temizlik’ diye tanımladı CHP’yi hedef aldı Çözüm sürecine karşı çıkan CHP’nin son olaylarda terör örgütleriyle kol kola girdiğini savunan Erdoğan, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye sokağa çıkanlar faiz lobisinin askerliğini yapıyorlar. Alevi kardeşlerim bu oyuna gelmesin. Dersim katliamında CHP iktidardaydı, özür diledi mi?” şeklinde konuştu. Erdoğan, “Bu eylem neticesinde, Türkiye kazanmadı. Maalesef ekonomik olarak kaybetti. Turizmde kaybetti. Uluslararası gücünde kayba uğradı. Türkiye kaybederken, bu eylemlerden dolayı başkaları kazandı. Kim? Faiz lobisi kazandı. Bazı uluslararası sermaye çevreleri kazandı. İşte şu anda Brezilya’da aynı oyunu oynuyorlar. Brezilya halkını kullanarak, farklı bahanelerle Brezilya’ya zarar vermek istiyorlar. Benim milletim bu oyunu da gördü. Bu oyunu bozuyor. Ancak sokaktaki gençlerin, eylemcilerin de bu oyunu görmelerini, evlerine dönmelerini, Türkiye’ye daha fazla zarar vermekten, Türkiye düşmanları adına taşeronluk yapmaktan artık vazgeçmelerini istiyorum” dedi. ‘Su da sıkar, gaz da’ Evine bayrak astı Gezi Parkı eylemlerinin ardından düzenlediği mitinglerde yurttaşlardan evlerine Türk bayrağı asmalarını isteyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendi balkonuna da bayrak astı. Erdoğan’ın, Keçiören’de evinin bulunduğu binanın balkonları ve konutun önündeki kontrol noktası Türk bayraklarıyla donatıldı. Başbakan Erdoğan’ın komşuları da evlerinin balkonlarına Türk bayrağı astı. Polise yönelik eleştirilere de yanıt veren Erdoğan, “İçişleri Bakanıma 24 saat içinde AKM’yi ve Cumhuriyet Alanı’nı temizleyin dedik. Şimdi soruyorlar ‘Polise talimatı kim verdi?’ diye. Polise talimatı ben verdim. İşgal kuvvetlerini mi izleyecektik. Dünya zil takıp oynasın diye. Bunu mu seyredecektik? Oralar temizlendi” ifadelerini kullandı. Karanfilli eyleme yapılan müdahaleyi de savunan Erdoğan, “Polis bir yere kadar sabretti. Uyarı, uyarı, uyarı yine çıkmadılar. Çıkmayınca meydandan bunları polis çıkartmak zorunda kaldı. Sen yasaklı yerde ısrar edersen, polis sana su da sıkar, biber gazı da” dedi. Dış Haberler Servisi Gezi Parkı protestolarının başta “faiz lobisi” olmak üzere dış güçlerce planlandığını iddia eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Brezilya’daki halk ayaklanmalarını da “dış mihraklara” bağladı. Samsun’da önceki gün “Milli İradeye Saygı” mitinginde konuşan Erdoğan “Brezilya’da da aynı oyun oynanıyor. Semboller, afişler, Twitter, uluslararası medya aynı. Türkiye’de başaramadıklarını Brezilya’da başarabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar” dedi. Brezilya’da 1 milyon kişinin stadyum gibi pahalı projeler ve hayat pahalılığını protesto etmek için sokaklara dökülmesi üzerine açıklama yapan Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff, Erdoğan’ın aksine ülkesindeki gösterilerin arkasında dış mihrak aramak yerine “Protestolardan gurur duyuyorum” demişti. Önceki gün devlet televizyonu ve radyosundan yeniden halka seslenen Rousseff, “Brezilya için daha iyi şeyler yapabilirim” diyerek “Halkın eleştirme hakkı vardır ve bunun savunucusu olmaya devam edeceğim” dedi. Barışçıl gösterilerin temsilcileriyle buluşmaya hazır olduğunu belirten Dilma Rousseff, “Ben Brezilya’nın devlet başkanıyım; gösterileri destekleyenlerin de desteklemeyenlerin de” diye konuştu. Yeni Şafak sansürü sitelere yenildi Haber Merkezi Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek’in tiyatro sanatçısı Memet Ali Alibora’yı tehdit etmesini eleştiren Işın Eliçin’in yazısı Yeni Şafak gazetesinin sansürüne takıldı ve yayımlanmadı. Bir çok internet sitesi Eliçin’in yayımlanmayan yazısını duyurdu. Yeni Şafak gazetesinin Alabora’yı hedef gösterdiğini belirten Eliçin “Hepimizin dönüp dolaşıp vicdanlarımızla baş başa kalacağımız gibi...” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle