Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  24	HAZİRAN	2013	PAZARTESİ  4  HABERLER  Seçimler Çok Yakın... “Zamanı kullanamama kusuru”muz bilinir. Her zaman bir mazeretimiz vardır. Bu da bilinen gerçeğimiz. Önümüzde seçimler var, çok önemli. “Sonucu önceden belli” algısı yaratılıyor, çok tehlikeli. Bu seçimler ülkenin kader seçimleridir. Peki, toplumda bir “seçimler çok yakın” algısı görüyor musunuz? Görmüyorsunuz. İşte tehlike buradadır. Olayların peşine takılıp gitmek. Günlük olaylarla politika yapmak. Rakibin rotasıyla yön saptamak. Bunların hepsi de yapılan yanlışlardır. Nasıl mı? HHH Bu siyasal iktidarı değiştirmek istiyorsunuz. Ama gözünüz kulağınız Başbakan’da. Onun söylediklerine yanıt vermekle uğraşıyorsunuz. Gözünüz kulağınız AKP’ye çevrilmiş. Cumhurbaşkanı ile Başbakan çatışıyor. Bülent Arınç rahatsızmış, Başbakan’la tartışmış. Cemaatle Erdoğan arasında gerginlik var. Sizin programınız bunlar olmamalı. Bu olaylardan lehinize sonuç beklemeyin. Onlar aralarında bir yolunu bulup anlaşırlar. Kaderlerinin ortak olduğunu biliyorlar. Siz kendinizin ne yaptığınıza bakın. Siz önünüzdeki seçime bugünden hazırlanın. Ve bilin ki; Şu anda bile zaten çok geç kaldınız. Bari daha çok gecikmeyin. Seçmen kayıtlarınızı biliyor musunuz? Kaydınızdan haberiniz var mı? Kimler nereye oy verecek, haberli misiniz? Yanınız yöreniz, dostunuz ahbabınız seçimden haberli mi? Oy vereceğiniz siyasal partiyle ilgili misiniz? HHH Gelelim CHP’ye. İşiniz Başbakan’a yanıt yetiştirmek değil. AKP’nin rotasında siyaset yapıyorsunuz. Geç kalıyorsunuz. Topluma öncülük yapma refleksleriniz zayıf. Gezi Parkı için neden bir projeniz olmadı? Siz, CHP olarak Gezi Parkı’nda ne yapacaktınız? Atatürk Kültür Merkezi için projeniz neydi? Ya yoktu ki yanlıştır. Ya duyuramadınız ki eksikliğinizdir. Çok değerli kadrolarınız var ama çalışmalarınız toplumsal heyecan yaratamıyor. Topluma öncülük edemiyorsunuz. Aldığınız oy oranında temsil yetkinizi kullanamıyorsunuz. Aslında çok güçlüsünüz ama farkında değil gibisiniz. Eğer şu dönemde bu toplum öncülüğünü gerçekleştiremezseniz önümüzdeki seçimlerde başarılı olamazsınız. Oysa? Bu iktidar değişebilir. HHH Evet, bu iktidar değişir. AKP iktidarı zayıflamıştır. Başbakan bilinen şeyleri tekrarlayıp duruyor. Sözlerini pekiştirmek istiyor ama artık toplumun beklediği rotanın dışında kaldı. Sadece kendi çekirdek seçmeninin beklentileriyle baş başa. Yanılmayın. Toplumda büyük bir hayal kırıklığı var. Olayları doğru okuyun. Özgürlükçü demokrasiyi getireceğinizi açıklayın. Ayrımcılık yapmayacağınıza toplumu inandırın. Her yurttaşın güven içinde olacağını vurgulayın. Atatürk Cumhuriyeti’nin temel ilkelerine sahip çıkın. Laikliğin ne olduğunu bıkmadan, yılmadan anlatın. Bağımsız, barışçı dış politikayla neler yapacağınızı açıklayın. Gelir dağılımı dengesizliğini nasıl önleyeceğinizi anlatın. Projelerinizi anlatın, açıklayın, açıklama yollarını bulun. Seçimlerde bütün muhalif partilerle, sendikalarla, meslek kuruluşlarıyla ortak çalışma yapma yolunu gerçekleştirin. Toplumun istediği adayları iç çekişmelerden uzak kalarak belirleyin. Bire bir çalışın. Her yerde olun. Yardımcı kuruluşlarla, kişilerle işbirliği yapın. Bütün vatandaşlara “kimlerin bu iktidar döneminde zengin olduğunu” anlatın. Emeğiyle çalışanların neden sıkıntıda kaldığını açıklayın. Her gün “Bugün ne yaptım?” diye sorgulamanın zorunlu olduğunu düşünerek çalışın ve destek isteyin. HHH Önerilerimizi sürdüreceğiz. Seçimler çok yakın. Oyalanmayın.  Uygun müdahale! TAKSİM DAYANIŞMASI:  Vali Mutlu’nun açıklamasına karşın İstiklal Caddesi’nde şiddetin dozu artarak sürdü  20 YARALI 30 GÖZALTI  MÜCADELE SÜRECEK Haber	Merkezi		Türkiye’de	 Gezi	Parkı	protestoları	sırasında	aralıksız	kullanılan	biber	gazının	2003	yılında	İstanbul	Emniyet	 Müdürlüğü’nün	isteği	ile	İstanbul	Üniversitesi	Tıp	Fakültesi	tarafından	“insan	sağlığına	zararlı	olup	olmadığı”	 yönünde	bir	araştırma	yapıldığı	ve	bir	rapor	hazırlandığı	 ortaya	çıktı.	Raporda,	“Biber	 gazları	ve	tozları	deri	üzerine	 mukozaya	uygulandığında	kızarıklık	ve	yanma	hissi	uyandırırlar.	Ayrıca	gözde	geçici	 körlüğe	ve	irritasyona	sebep	 olabilirler.	Ancak	bu	etkilerin	 hiçbiri	kalıcı	değildir.	Bu	bulgular	o	bölge	su	ile	yıkandığında	daha	çabuk	silinmektedirler”	denildi. DHA’nın	haberine	göre:	İÜ	 Farmakoloji	ve	Klinik	Farmakoloji	Anabilim	Dalı	Başkanı	Prof.	Dr.	Lütfiye	Eroğlu	imzasıyla	27	Mart	2003	tarihinde	gönderilen	raporda	şu	ifadeler	yer	aldı:	“Lokal	uygulamaya	bağlı	olarak	uygulanan	yüzeydeki	damarlarda	 genişlemeye	ve	vücudun	bu	 maddeye	yanıt	olarak	salgıladığı	substrance	P	maddesine	bağlı	olarak	ağrı	duyusu	 oluşmasına	neden	olur.	Hava	yolu	ile	inhale	edildiğinde	 burun	sinirlerini	duyarsızlaştırıp	hapşırık,	dolgunluk	ve	 burun	akıntısına	neden	olur.”	  Biber gazı zararlı  Emniyet: T  aksim Dayanışması, polisin Beyoğlu sokaklarındaki müdahalesi sürerken saat 23.00 sıralarında internet sitesinden “Taksim Dayanışması olarak hükümete ilettiğimiz taleplere hâlâ bir yanıt alamadık. Yanıt alamadığımız gibi taleplerimizi haykıranlar şiddet, gözaltılar ve tutuklamalar ile susturulmak isteniyor. Biz bütün bu baskılara rağmen haykırmaya devam ediyoruz” açıklaması yaptı. Taksim Dayanışması’nın açıklamasında, sorumlu vali ve Emniyet müdürlerinin görevden alınması, direniş sırasında gözal  tına alınan ve tutuklananların serbest bırakılması, Gezi ve diğer parkların halkın kullanımına açılması istendi. Direnişte yaşamını yitiren Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük’ün anıldığı açıklamada, “Unutmayacağız, unutturmayacağız. Taksim Dayanışması olarak bu süreçte öğrendiğimiz en önemli şey, mücadelenin zaman ve mekânla sınırlandırılamayacağı; bundan sonra da hayatın, kentin ve ülkenin her metrekaresinde ve her anında devam edeceğidir” denildi.  İstanbul	Haber	Servisi		Taksim’de	Gezi	 Parkı	direnişinde	yaşamını	yitirenleri	anma	 törenine	önceki	akşam	polisin	basınçlı	su	 ile	müdahalesinin	ardından	gece	boyunca	 polis	ve	göstericiler	arasında	kovalamaca	 sürdü.	Taksim	Meydanı’ndaki	ilk	müdahalede	gaz	bombası	kullanmayan	polis,	ilerleyen	saatlerde	Taksim	Meydanı,	İstiklal	 Caddesi,	Kazancı	Yokuşu,	Sıraselviler	Caddesi,	Cihangir	ile	ara	sokakları	gaza	boğdu.	Saatler	ilerledikçe	polisin	yer	yer	toplanan	gruplara	müdahalesi	giderek	sertleşti.	 Beyoğlu’ndaki	çevik	kuvvet	polislerinin	yine	kasklarındaki	numaraları	sildiği	gözlendi.	Vali	Hüseyin	Avni	Mutlu	“uygun	müdahale	yapılmıştır”	diye	açıklama	yapmasına	 karşın	İstanbul	Tabip	Odası	Başkanı	Prof.	 Dr.	Özdemir	Aktan	da	olaylar	sırasında	20	 kişinin	yaralandığını	açıkladı.	30’a	yakın	kişinin	de	gözaltında	olduğu	tespit	edildi.	 Polis	önceki	akşam	Taksim	Meydanı’nda	 kontrollü	bir	müdahale	görüntüsü	vermeye	 çalışsa	da	caddeler	ve	ara	sokaklarda	şiddetin	dozunu	özellikle	gece	01.00’den	sonra	artırdı.	Başrolde	TOMA’ların	olduğu	müdahalede	biber	gazının	yanı	sıra	cop	ve	 plastik	mermi	de	kullanıldı.	 İstanbul	Valisi	Hüseyin	Avni	Mutlu,	saat	 23.30	sıralarında	anma	etkinliğine	müdahaleye	ilişkin	AA’ya	açıklama	yaptı.	Mutlu,	 şunları	söyledi:	“Olayın	karanfil	bırakmanın	ötesinde	kamu	düzenini	bozacak	noktaya	gelmesi,	Taksim’de	akmakta	olan	rutin	trafiğin	bir	saate	yakın	engellenmesi,	 toplu	ulaşım,	normal	ulaşım,	taksiler,	dolmuşların	erişiminin	engellenmesi	dolayısıyla	bu	şekilde	uygun	müdahale	yapılmıştır.	Taksim	Dayanışması’nın	yaptığı	çağrılar	demokratik	hakların	kullanılmasının	 ötesinde	kamu	düzenini,	trafik	akışını	bozmuştur.	Bunlar	yasal	olarak	suçtur.”  Trafik	aksamış  Yemek yiyene plastik mermi İ stanbul Barosu CMK Servisi’nde gönüllü avukatlık yapan Zehra Özdemir’in verdiği bilgiye göre, müdahale sırasında gözaltına alınan 27 kişi ifadeleri alınmak üzere Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi Avukat Hasan Kılıç, Sultanbeyli’de gözaltına alınan 18 yaşından küçük 9 kişinin de ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldığını belirtti. Kılıç, olaylar sırasında polisin plastik mermi kullandığını da ifade ederek “Asmalımescit’te yemek yemek için bulunan arkadaşlarımızın üzerine dahi plastik mermi atmışlar” dedi. Müdahalede kullanılan tazyikli suyun içinde hangi madde olduğunun açıklanması gerektiğini vurgulayan Kılıç, “Dün (önceki gece) elimize bir portakal, bir de vişne renginde 2 çeşit su örneği getirdiler. İçinde ne olduğu belli değil. Bunun ortaya konulması lazım” diye konuştu.  Canlı	yayına	engelleme Vali’nin		açıklama	yaptığı	saatlerde	Taksim	ve	çevresinde	müdahale	de	devam	etti.	Geç	saatlerde	ise	Taksim’de	Cumhuriyet	 Anıtı	yakınlarında	bir	yurttaşa	polisin	tekme	atması	yurttaşların	tepkisiyle	karşılandı.	Turistlerin	yoğun	ilgi	gösterdiği	İstiklal	 Caddesi’ne	polis	müdahalesinden	turistler	de	etkilendi.	Polis	01.00’den	sonra	Halk	 TV	kameramanına	müdahale	ederek	kablolarını	sökmesi	üzerine	Halk	TV’nin	canlı	yayını	saat	01.30	sıralarında	kesildi.	Sunucu,	olayın	gelişimini	izleyicilerine	aktardı.	Gece	02.00	sıralarında	iş	makineleri	İstiklal	Caddesi’ne	girerek	göstericilerin	kurduğu	barikatları	kaldırdı.	Polisin,	önceki	 gece	02.30	sıralarında	Makine	Mühendisleri	Odası’nın	revir	olarak	kullanılan	kütüphanesinin	camını	kırarak	içeri	gaz	bombası	attığı	görgü	tanıkları	tarafından	belirtildi.	Polis,	gece	saat	03.30’a	kadar	İstiklal	 Caddesi,	Sıraselviler	Caddesi,	Cihangir’de	 yer	yer	toplanan	direnişçilere	basınçlı	su	 ve	gaz	bombası	yağdırdı.	Çevredeki	kafeteryalarda	ve	çeşitli	mekânlarda	oturan	 yurttaşlar	gazdan	etkilendi.	Polis,	İstiklal	 Caddesi’ne	Sarı	Basın	Kartı	taşıyan	gazetecilerin	girişini	dahi		zaman	zaman	engelledi.	CHP’nin	Şişhane’de	bulunan	İstanbul	 il	binası,	polis	şiddetine	maruz	kalanların	 sığınması	için	açık	tutuldu.	  Muhabire	sıra	dayağı Taksim’deki polis şiddetinden nasibini alanlardan Radikal muhabiri Alpbuğra Bahadır Gültekin de yaşadıklarını şöyle aktardı: “... Yüzündeki öfkeyi çok rahat tasvir edebileceğim polisten yediğim o copun ardından ‘Basın’ olduğumu söyledim üzerine basa basa. Onun cevabı ise sinkaflı küfürler eşliğinde coplamak oldu. Yere düştükten sonra artık sokağa giren her polisin hedef tahtası haline gelmiştim. Öyle ki, köşeyi dönen bana tekmeyi geçirmeden sokağa girmiyordu... ” Öte yandan Taksim Meydanı’nda dün öğle saatlerinde 2 kişi “duran adam” eylemine yeniden başladı. Akşama doğru eyleme katılanların sayısı arttı.  G  CHP’den ‘Erasmus gözaltısı’na ziyaret İstanbul Haber Servisi  CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Melda Onur, Gezi Parkı olayları sırasında gözaltına alınan ve sınır dışı edilmek üzere 8 gündür Kumkapı Mülteciler Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan Fransa vatandaşı Elisa Marianne Couvert’i ziyaret etti. İHD İstanbul Şubesi, Couvert’in dernekte staj yaptığını açıklayarak serbest bırakılmasını istedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Elisa Marianne’yi Kumkapı Geri Gönderme Merkezi’nde ziyaret ettiklerini belirterek, “Erasmus bursuyla alan araştırması için gelen bir öğrencinin gözaltına alınarak, 8 gündür gözaltında bekletilmesi ve sınır dışı edilmesi kabul edilemez” dedi.  ünlerden cumartesi, ölülerimizin anısına Taksim’i IŞIL	ÖZGENTÜRK karanfillerle donatmak için Taksim’e gidiyorum. Fazlasıyla rahatım ve sevinç içindeyim; bundan böyle, her cumartesi Taksim’de buluşmalıyız. Taksim Meydanı,Türkiye’nin Mayo Meydanı olmalı, geçen cuma, Harbiye’de fena halde hırpalanan ve bir otele (Divan değil) sığınan ve sabahın ilk ışıklarıyla evine gitmeyi başaran arkadaşım Özcan, benim kadar iyi niyetli değil “Gel Karaköy Geçiti’nin altındaki dükkânlardan sana da bir maske alalım” diyor onu kırmıyorum ve maske almak için bir dükkâna giriyoruz. Dört beş adam, tarım alanında kullanılan ilaçlar ve maskeler arasında Tayyip Erdoğan’ın Samsun mitingini izliyorlar ve biz bir maske rica ediyoruz. Garipseyen bakışlar arasında (bu yaşını baIşıl	Özgentürk,	gaz	maskesiyle. şını almış kadının buralarda işi ne?) maske geliyor. Ben maskeyi yüzüme geçirmeye çalışırken, adam meydandaki bir kafeyi göstererek “onun ne girişiyorlar. Küçücük çocuklar bile lardan biri, “Siz de Tayyip’in kıyme terasına çıkalım, her şeyi daha iyi gö onlar için düşman… Sokağa çıkmamız mümkün değil, sıkışıp kalmışız. Bu aratini anlayacaksınız” demiyor mu, ya rürüz, hem temkinli olmak iyidir.” da, Sıraselviler’e giden sokaktan “Ya Meydandaki bir kafenin terası sabır çekip adamı duymazlıktan geliAllah Bismillah” sesleri geliyor. Dehna çıkıyoruz. Teras bizim gibi temkin yorum. Bitmiyor, kasadaki adam, “tuşet içindeyiz, bu seslerin sahipleri kimli olanlarla dolu. Kafenin sahibi sürek rizm işi yapanlar çok para kaybetti, bu da olmaz ki” deyince artık Özcan li bedava çay dağıtıyor ve yavaş yavaş ler, sokakta neler oluyor? Birden kırk patlıyor, “Siz maskelerden çok para gece oluyor, polisler hareketleniyor ve yıl önceki Kanlı Pazar geliyor aklıma, kazandınız, bölüşün” diyor. Ortalık birden bir TOMA’dan asitli su sıkılma Dolmabahçe Camii’nden dışarı fırlahafiften gerginleşiyor ve biz hemen pa sıyla her şey başlıyor. Bu arada Özcan, yan satırlı, sopalı adamları düşünüyoramızı ödeyip maskemi alıp çıkıyoruz. bir türlü giymeyi beceremediğim mas rum. Onların yüzündeki öldürmek isteğini dün gibi hatırlıyorum, ardından İstiklal’deyiz, her şey güzel görünü keyi yüzüme takıyor. Madımak geliyor aklıma, duramıyorum. Ben hayatımda böyle saldıran polis yor, maskeyi boşuna aldığım, onu ilerde genç birine armağan ederim, diye düşü görmedim. 68 olayları sırasında bize Özcan “Tamam masken var ama bunüyorum; artık Taksim’deyiz. Kalaba kurşun sıkılırdı ama kurşun sıkan po rada duracaksın” diye kesin bir ses tolık, polisler hiçbir şey yapmadan bek lislerin bile asla bir Türk yurttaşı olma nuyla konuşuyor. Duruyorum. Tam o sırada bulunduğumuz terasa yeliyorlar. Alkışlar, konuşmalar, epey de dıklarından kuşku duymazdık. Bunlar neyimli olan Özcan, “Gel ” diyor, tam sanki bu ülkenin polisleri değil, ölümü di sekiz sivil giysili ama maskeli genç  İZLENİMLER  Bu Polisler Kim?  adam giriyor, “Lütfen terası boşaltın!” diyorlar. Bir an ben dahil herkes onları Taksim’deki gençlerden olduğunu düşünüyoruz. “Hadi, hadi hadi …” Birden Özcan, “Kim adına bizi dışarı çıkarıyorsunuz” diye soruyor, maskeli gençlerden biri, “Biz Emniyet’teniz” diyor ve sertleşip bizi aşağıya doğru sürüklemeye çalışıyor. Herkes direniyor ve bir alt kata geçtiğimizde, orada bulanan en az elli kişi, oturma eylemine başlıyor, Emniyet’ten olduklarını söyleyenlerin tavrı sertleşiyor, reisleri olduğunu düşündüğümüz iri yarı biri “Buradan şişe atılmış, dışarı çıkacaksınız” diyerek bir kadını itiştirmeye başlıyorlar, birden herkes kadının yanına birikiyor. “Dışarıda can güvenliğimiz yok” diyoruz. “Bu nedenle çıkmıyoruz.” Reisleri “Polisin emniyeti önce gelir, buradan şişe atılmış” diyerek hepimizi sürüklemeye kalkıyor. O zaman ben “Gazeteci olduğumu” söylüyorum ve “Polisin emniyetinden önce yurttaşın emniyeti gelir” diyerek söze giriyorum. Alkışlar başlıyor ve birden ne olduğunu pek çözemediğimiz bir biçimde, ön taraftaki maskelilerden biri bizimle tartışan adama yaklaşıyor, “Yürü abi gidelim” diyor ve bizim alkış seslerimizin arasında mekânı terk ediyorlar. Onlar gittikten sonra neden “kimlik sormadık” diye hayıflanıyorum, sanki polis kimliğini okumayı bilirmişim gibi. Ama sormalıydık, maskeyi nasıl takmayı öğrendikse, polis kimliğini de okumayı öğrenirdik. Şimdi soruyorum, üstlerinde yelekleri bulunmayan, bu maskeli adamlar kimdi?   
            
    
