Katalog

23 HAZİRAN 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Muhtar: “Sen git erkeğin gelsin, bunlar Rumların peşinden geldiler buraya, istemiyoruz.” Bir kişi bıçak çekti ve toplantıyı yapanlar kafelere kaçtı. Aynen böyle oldu... İstanbul’un en eski semtinde... Düşmanlık, kin, intikam! Utanmadan sıkılmadan bunun adına dindarlık diyorlar. Bu arada gözden ırak Bingöl’de 16 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz eden 5 uzman çavuş tutuksuz yargılanmak üzere salıveriliyor. Uzman çavuşlar görevden alınmıyor, tutukluyken salıveriliyor ama gençler zindanlara tıkılıyor. Suçları ne? Terör örgütü üyesi! Birileri diğerlerini ezip geçiyor! Birileri ayrımcılık yapıyor! Birileri böbürleniyor! Olan bu ülkenin insanlarına, gençlerine, kız çocuklarına, kadınlarına oluyor. Ve bir şiir geliyor aklıma: “Savaşın sonunda kumla örttük seni Sessizliğin ve suyun sınırlarında bocalarken, Gecende beklemenin korkusunu bir çığlıkta parçalarken.” HHH Mehmet Ali Alabora için akıl almaz iddialarda bulunan Yeni Şafak gazetesine ne demeli? Düpedüz bir linç girişimi Alabora için! Nasıl bir senaryo yazılıyor, neler uyduruluyor? Demokrasi ve özgürlük için mücadele eden genç bir sanatçıya bu denli saldırı yapılmaz! Haberde dürüstlük, nesnellik rafa kaldırılmış! Bu ülkede aydın, sanatçı, genç, devrimci, yurtsever, demokrat, sosyalist olmak zordur. Şimdi Alabora hedef tahtasında! Sinema Emekçileri Sendikası hedef tahtasında! Demokrasiyi bir amaç olarak değil, araç olarak kullananlar için “yetmez ama evet” diyenler ne düşünüyor acaba? Barışı mı, kardeşliği mi, akan kanın durmasını mı yoksa giderek ivme kazanan Alevi düşmanlığını mı? HHH Duygularımın karmakarışık olduğu bir sabah. Hiçbir kitabın anlatmadığı bir hayatı, çocukları, gençleri, yarınları düşünüyorum. Bir film geri geliyor ama yorgun dönüyor... Nedenini bilmiyorum! Yazar İsmail Nacar’dan, hedef gösterilen Alabora için kritik iddia ‘Ölüm fermanı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kamuoyunda “İslami yazar” olarak tanınan İsmail Nacar, Gezi Parkı eylemleri sırasında hedef gösterilen tiyatro oyuncusu Memet Ali Alabora için “bazı odaklarca ölüm fermanı çıkarıldığı” iddiasında bulundu. Nacar, “5 Haziran 1993’te Cumhuriyet’ten Aziz Nesin için uyarı yaptım, 2 Temmuz Sivas olayları yaşandı. Şimdi aynı uyarıyı Memet Ali Alabora için yapıyorum” dedi. Nacar, Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, “Türkiye’nin kaosa sürüklenmesi için senaryolar kurulduğu, yabancı servislerin de bu komploda yer aldığı” iddialarını gündeme getirdi. Nacar, şu değerlendirmeyi yaptı: “Gezi Parkı protestolarıyla masum bir şekilde başlayan gösterilerin ardından Türkiye için yine kaos senaryoları gündeme gelmiş Gülüşün Son Yıldızlarla Parlıyor... Yaz gecesi, sığ bir kumsalda, bir sevinçle derin çatladığında ne düşünüyordun sen, bilmiyorum... Belleklerimizde daha güçlü bir rüzgâr söz konusu olabilirdi. Bir şiir, bir türkü, bir şarkı! Gülüşün son yıldızlarla parlıyor sanki! Yüreğin sımsıcak! Hangi yoksunluk vuruyor seni bilemiyorum, hangi yalnızlık! Ansızın kaldırdığın kol açılıyor, tutuşuyor... Yürüyemiyorsun! Kollarında iki polis! Suçun ne bilmiyorsun... İki gaz bombası kapsülü, bir tabanca, birkaç kitap, gaz maskesi... Polis sabaha karşı evini basmış, aramış taramış bunları almış. Oysa silah babasının ve ruhsatlı! Çünkü baba emekli polis. Tutuklandın sen! Belki hücredesin, gözlerini yumuyorsun, o sarı ışıklı ampule bakarken. Yaralı, şaşkın ilk kez zindanı, hücreyi görüyorsun. Ağzın, gözlerin, dudakların ve ellerinin en son yıldızlarla parladığı gece, Beşiktaş’tan Gezi Parkı’na çıkmak istiyordun. O çığlıklar ve o coşkulu sesler hâlâ kulağında... “Çarşı bizi Gezi’ye çıkar!” Özgürlük tutkusu kanında çağıldayan, yaşamın suç ortağıydın sen ve senin gibi olanlar... İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da... HHH Biliyor musun, Yeniköy Parkı’nda Taksim Dayanışma Platformu toplantı düzenlemişti. Eli sopalı, bıçaklı 30 kişi onlara saldırdı... O “gerçek çapulcular” kimdi? Hepsi salyalıydı, kin, intikam duyguları alev alevdi! Lümpendi hepsi! Eşkıya! Toplantı yerine geldiler önce ve sözüm ona uyardılar: “Siz cami istemiyorsunuz, defolun buradan...” Çevreciler karşı çıktılar: “Bakın biz Yeniköylüyüz, siz de dinleyin konuştuklarımızı.” Bu sırada muhtar araya girdi: “Çekin gidin, siz cami yapılmasına karşı çıkıyorsunuz.” Bir gazeteci araya girdi: “Bırakın konuşsunlar ne olacak yani!..” Gökçek, Alabora’yı hedef aldı durumda. Bunu kamuoyunu, gelişmeleri izleyen deneyimli biri olarak görüyorum. 5 Haziran 1993 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yer alan demecimde ‘Aziz Nesin için ölüm fermanı çıkarıldığını’ söylemiştim. Yaklaşık iki ay sonra 2 Temmuz’da Sivas’ta yaşanan olayları herkes hatırlar. Şimdi Mehmet Ali Alabora için aynı fermanı çıkardılar. Bu yönde duyumlarım, tespitlerim var. Gezi Parkı protestolarında simge haline gelmiş durumda. Kendisine karşı bir girişim var. Nerede ne zaman uygulamaya kalkarlar bilmiyorum. Türkiye’yi yeniden kaosa sürüklemek istiyorlar. Bunun kamuoyuna açıklanması gerek.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, Gezi Parkı protestolarıyla ilgili olarak dış güçlerin “tehlikeli senaryolar üretebileceğini” ileri sürerken “Bu aşamayı başaramayınca bu güçlerin uyguladığı metot, suikastlar yapmak. Ses getirebilecek birisi olmalı. Veya iki tane işadamını öldürecekler ya da Gezi eylemlerinde adı sivrilen birilerini öldürecekler. Bir suikast zinciri başlatacaklar” dedi. Gökçek ayrıca, Gezi Parkı protestoları ile gündeme gelen tiyatro sanatçısı Memet Ali Alabora’ya “Bu kadar insanı ortaya dökmeseydin, tahrik etmeseydin bu kadar insan ölmeyecekti. Hukuk senin peşine düşmeli ve senin bu tahriklerine ceza verilmeli” ifadeleriyle saldırdı. Beyaz TV’nin sorularını yanıtlayan Gökçek, Alabora’nın, yönettiği ve oynadığı “Mi Minör” ad lı tiyatro oyunu ile Gezi Parkı protestolarına destek verdiği iddialarına destek vererek protestoların bir yıldan beri prova edildiğini ileri sürdü.“Tiyatroya katılanların birçoğu bunun içindedir” diyen Gökçek CHP’li vekilleri de eleştirdi. lerin de olayları attıkları tweet’lerle provoke ettiğini belirterek Sencer Ayata, Bülent Tezcan, Levent Gök ve Aylin Nazlıaka gibi isimlerin tweet’lerini tek tek okudu. CHP’li Hüseyin Aygün’ünTwitter hesabından Erdoğan’a “O.Ç” diye seslendiğini belirten Gökçek, “CHP, Aygün’ü partiden atmazsa atılan tweet’lerin sorumlusudur. Direkt olarak CHP’nin kapatılması için en güzel delildir. Bu resmen şerefsizlik. Bu milletvekili orada kaldığı sürece Yargıtay Başsavcılığı CHP’nin bunu yaptığına dair bir dava açacaktır. Kesinlikle kapatılmalı” dedi. ‘C HP kapatılmalı’ Gökçek, CHP’li vekil Gençliğe ilham veren Gezi’ye Avrupa’dan destek yağıyor Dünya ‘duruyor’ ‘Erdoğan demokrat olamaz’ 10 sayfa BERLİN (AA) Almanya’da yayımlanan siyasi dergilerden Der Spiegel’in, bu haftaki kapağını Türkiye’deki Gezi Parkı olaylarına ayırarak Türkçe başlıkla çıkacağı bildirildi. Spiegel dergisinden yapılan açıklamada, yarın çıkacak bu yılın 26. sayısında 10 sayfa Türkçe özel ek hazırlandığı ve dergi kapağındaki başlığın da “Boyun Eğme” olduğu belirtildi. Derginin yayın hayatında ilk kez Türkçe başlık kullanacağı ve özel ek çıkaracağı ifade edildi. Derginin genel yayın yönetmeni yardımcısı Klaus Brinkbaumer, “Bizler Almanya’da yaşayan 3 milyon Türk’ün Almancalarının yetersiz olduğuna inanmıyoruz. Türkiye’de yaşanan olaylar Almanlar, Türkler ve Avrupalılar gibi herkesi ilgilendiriyor. Hükümetin bu olayların üstesinden gelmedeki yaklaşımı rahatsız edici. Biz hem Türkçe hem de Almanca olarak bu yaşananları buradaki Türklere ve Türkiye’deki Türklere sunabildiğimiz için mutluyuz” dedi. Der Spiegel dergisinin bu sayısının fazla basılacağı ve Türkiye’de de dağıtılacağı bildirildi. Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu’nun Köln’de düzenlediği mitinge 40 bin kişi katıldı. Mitingde “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Tayyip istifa” sloganları atıldı. Mitingde konuşan Alman Yeşiller Meclis Grup Başkanı Volker Beck “Erdoğan hükümetinin Türkiye’de kurduğu rejim giderek daha da otokrat olmaya başladı. Erdoğan’ın demokrasiye tahammülü yok. Basın özgürlüğünü kısıtlayan, gazetecileri hapse attıran, eylemcilere polisi saldırtan demokrat olamaz. AP’ye seni tanımıyorum diyen, demokrasiden söz edemez” dedi. Türkçe ek Brezilyalı eylemciler Dış Haberler Servisi Brezilya’da göstericilerin yönetimden talep ettikleri başlıklarda reform sinyalleri gelirken Brezilyalı protestocular Türkiye’deki eylemlerden etkilendiklerini söylüyorlar. Brezilya’nın dört farklı kentinden sekiz göstericinin görüşlerini alan BBC Türkçe Servisi, “Türkiye’deki protestolar hakkında ne düşünüyorsunuz” sorusunu da yöneltti. Yanıtlardan bazıları şöyle: l Felipe Gonçalves (30): Brezilya’da kullanılan bazı sloganlar dahi Türkiye’den esinlenerek ortaya çıktı. Bence şu anda doğrudan demokrasinin yeniden doğduğunu görüyoruz. Sizden etkilendik l Janaina Cardozo Capeletti (34): Türkiye’de olduğu gibi Brezilya’daki gösteriler de barışçıl bir şekilde başladı. Türk halkını destekliyorum. Yeni eylem dalgasının yayıldığını okudum. İnsanlar sessiz bir şekilde durarak protesto yapıyorlar. Bu çok güzel.” l Flavia Azevedo Castro (35): “İnsanların hükümetten memnuniyetsiz olduğunu biliyorum. Orada olay sadece ağaçlar, burada da sadece 20 cent değil!” Kapıda kaldılar YUSUF ÖZKAN LAHEY Türkiye’de polisin göstericilere yönelik aşırı şiddet kullanımını ve sendikalara yönelik baskıları protesto etmek için Lahey Büyükelçiliği’ne gelen Hollanda İşçi Sendikaları Konfederasyonu (FNV), randevuya karşın kapıda kaldı. Konfederasyon Başkanı Ellen Deckers, tepkileri iletmek için Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan’dan randevu istedi. Büyükelçilik bu isteği geri çevirdi. Bunun üzerine FNV, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yazdıkları mektubu büyükelçilikteki yetkililere bırakmak için randevu aldı. FNV Başkanı Deckers, bu tutumu “utanç verici” olarak değerlendirdi. Deckers, “Bugün yaşadığımız tam bir skandal. Randevu almamıza rağmen bize kapı açılmadı” diye konuştu. FNV yöneticilerinden Fatma Kıymazazlan, Lahey Büyükelçiliği’nin tutumunun, AKP hükümetinin göstericilere yönelik tavrının bir yansıması olduğunu söyledi. FNV yönetimi, Başbakan Erdoğan’a hitaben yazılan mektubu, büyükelçiliğin posta kutusuna attı. Hollandalı sendikacılar, “Türkiye’deki devlet terörünü kınıyoruz” yazılı siyah çelengi büyükelçiliğin kapısına bıraktılar. Haber Merkezi Başbakan Erdoğan’ın önceki gün partisinin Kayseri mitinginde “duran adam” eylemlerine yönelik eleştirilerine karşın eylem başta Avrupa olmak üzere dünya ülkelerine yayıldı. Erdoğan eylemler için “Milleti durduramadılar, artık kendileri duran adam oldular” ifadelerini kullanmıştı. Almanya’nın Köln kentinde dün gerçekleştirilen “duran adam” eylemine on binlerce kişi katıldı. Eylemin tanıtım afişlerinde “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Saltanatın sonu geldi ey firavun” ifadelerine yer verildi. Paris’te Cumhuriyet Meydanı’nda da Gezi Parkı direnişçileri için destek mitingi yapıldı. Zaman zaman “duran adam”lar eylemi gerçekleştirildi. Meydanda ellerinde bayrak ve dövizlerle toplanan grup “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Tayyip istifa”, “Yaşasın uluslararası halk dayanışması” sloganları atarak Fransız Devrimi’nin başladığı Paris’in ünlü Bastil Meydanı’na yürüdü. Miting öncesi ortak bildiri yayımlayan 40’a yakın kuruluş tarafından Gezi direnişçilerine yönelik polis şiddeti kınanarak hükümetin barışçıl eylemlere yönelik tutumu kınandı. Bildiride, “Türk yetkililere, polis güçlerinin kabul edilemez davranışını kontrol etmeyi, böyle bir uygulamanın bir daha olmayacağını güvence altına alacak şekilde değiştireceklerini onaylamalarını öneriyoruz. Gezi Parkı’nı koruma hareketinin başında olan ‘Taksim Dayanışma Platformu’ ile dayanışma içinde olduğumuzu yineliyoruz” denildi. Bildiriye aralarında Türkiye Kökenli Yurttaşlar Birliği, İnsan Hakları Ligası, Avrupa Birliği Vatandaşları, Paris Taksim Direniş Platformu, Emekçiler ve Gençler Dernekleri Federasyonu, Tunus’ta İnsan Haklarına ve Özgürlüğe Saygı Komitesi, Yeşiller Avrupa, Sol Parti, Antikapitalist Yeni Parti, Fransız Komünist Partisi, ParisYunanlı Öğrenciler ve Emekçiler İnisiyatifi, Halkı Özgürleştirme Siyasi Hareketi gibi kuruluşlar imza attı. İngiltere’nin başkenti Londra’da bir grup Türk, İngiltere Parlamentosu’nun önünde duran adam eylemi yaptı. Sosyal medyadan örgütlenerek toplanan yaklaşık 50 kişi, nöbetleşerek parlamento önünde sessiz eylem gerçekleştirdi. İngilizce pankartlar taşıyarak Gezi Parkı’na polisin müdahalesini protesto eden gruptakilerden bazıları gaz maskesi takarak ve penguen kılığında eylemini sürdürdü. Brezilya ve Uzakdoğu ülkelerinde de sosyal medya üzerinden “durma” eylemi çağrıları yapıldı. Yine terörist dedi Samsun’da konuşan Başbakan Erdoğan: Polis görevini yaptı, yapacak rinden yürütüldü. Sürekli yalan söylediler, sürekli manipülasyon yaptılar, sürekli yalan haber yayımladılar, hakaret ettiler, sövdüler, hakkı çiğnediler, hukuku ayaklar altına aldılar. Genç 20 yaşındaki evlatlarımız, 25 yaşındaki evlatlarımız bunları bilmiyor tabii. Onlar yokluğu yaşamadılar. Onlar AK Parti iktidarındaki tokluğu gördüler, bolluğu gördüler. Onun için bunu birbirinden ayıramıyorlar. Şimdi bu tokluk, bu bolluk içinde maalesef oynanan tuzağı göremiyorlar” diye konuştu. Göstericilere yönelik polis şiddetini de savunan Erdoğan, “Bu polis bizim polisimiz, görevlerini yaptılar ve yapacaklar” ifadelerini kullandı. Brezilya’daki hükümetin şiddet ve ekonomi politikalarını eleştirmek için gösteri yapanları da hedefleri arasında koyan Erdoğan, “Brezilya’da da aynı oyun oynanıyor. Semboller aynı, afişler aynı, Twitter, Facebook aynı, uluslararası medya aynı. Aynı merkezden idare ediliyorlar. Türkiye’de başaramadıklarını şimdi Brezilya’da başarmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Oyun aynı oyun, tuzak aynı tuzak, maksat aynı maksat” dedi. SAMSUN (Cumhuriyet) Samsun’da partisinin düzenlediği mitingde konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, direnişçileri hedef aldı. Göstericiler için “terörist” nitelemesini yineleyen Erdoğan, Taksim Meydanı’nda bikinisiyle protesto gösterisi yapan eylemci için “ “Taksim Meydanı’na bikinili çılgınlar çıkarıyorlar. Toplum bu mu. Toplumun sabrını taşırmak için yapıyorlar” dedi. Erdoğan, eylemlerin arkasında “faiz lobisi” bulunduğu yönündeki iddialarını sürdürdü. Erdoğan gösterileri haber yapan uluslararası medyaya da sert eleştirilerini sürdürdü. Alandakilere, “İşte AK Parti burada” diye seslenen Erdoğan, “Bu olaylar en başından itibaren çok büyük bir ilkesizlik, çok büyük bir art niyet üze Brezilya da nasibini aldı