Katalog

23 HAZİRAN 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER n Baştarafı 1. Sayfada 15 n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Okul yaşının öne alınması MEB’e büyük bir maliyet yükledi GÜNDEM Göreceksiniz; milli iradeye saygıyı dillendirmek değil amacı. Milli iradeyi bölerek birbirine karşı kışkırtmak... Bölünmeden oy hesabıyla nemalanmak! Sürekli yinelediği, ne ki inandırıcılıktan fersah fersah uzaktaki Kayseri konuşmasında da “Yüzde 50’nin oyuyla iktidar olduk” diyor. Ardından bu söylemini hemen yalanlayan, asıl kimliğini ortaya koyan bir üslupla… … milli iradenin yadsınılamaz büyük parçası halkın yüzde 26’sını temsil eden Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve Genel Başkanı’na ağzına geleni söylüyor, hatta suçluyor. HHH Nihayet baklayı ağzından çıkardı. Gerçekte ülkenin yüzde 100’ünün değil, ancak yüzde 50’sinin Başbakanı olduğunu itiraf ve ilan etmiş oldu... Yüzde 100’ün Başbakanı olduğunun farkında değil galiba. Kaptırdı egosuna kendini. Gezi Parkı’nda çadır kuranları değil; artık eylemlere katılan milyonlarca insanı; topyekun hepsini, yıkan yakan Vandallar, çapulcular diye takdim ediyor taraftarlarına... Kafaya bakınız: Bir yanda halkın yüzde 50’si Vandal, çapulcu... Diğer yanda, meydanı dolduran kalabalıklar, yurtsever, milli iradenin gerçek temsilcileri!.. Tam bir bölücü dili… Milyonlarca eylemci, devlete, sultan bozuntusuna isyan eden bir çeşit Patrona Halil!.. HHH Milyonlarca eylemciyi, halka şiddet uygulayan yöntemlerini eleştiren muhalefet partilerini, elbette öncelikle CHP’yi… ... dar kafalı, diktatörlük kurallarıyla nefes alıp veren Recep demokrasisine biat etmedikleri için vatan haini ilan etmediği kaldı. Tek adamlık taslayan RTE’nin vatan haini suçlaması vız gelir milyonlarca eylemciye, milyonları temsil eden CHP’ye! Böylesi bir suçlamaya giriştiği gün; Ankara’daki konutuna yakın sokakların ya da Üsküdar’daki saray yavrusu evinin bulunduğu mahallenin cadde duvarlarını... ... Nâzım Hikmet’in 1962’de yazdığı, “Vatan Haini” şiirinin bir mısrasını kocaman harflerle… ... “vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığınızdan… ben vatan hainiyim” yazılı afişlerin süslediğini görebilir RTE! HHH Akıl almaz bir mantıksızlığın tutsağı. Yahu, CHP’nin; AKP’yi, Başbakanı eleştirerek oyunu asla yükseltemeyeceğine, seni ilk seçimde alaşağı edecek oya erişemeyeceğine inanıyorsan... … kuzum söyler misin; bu telaş niye? Meclis’te Grup’ta, basın toplantılarında, TV’lerde yaptığın söyleşilerde; durmadan yok olası CHP de CHP diye neden bağırıp çağırıyorsun? CHP muhalefetinden korkuyor musun?.. Tehlikeli viraja girmek üzere olduğunun işaretlerini veriyor... Yalnız ülkesinde değil, demokratik Batılı bütün ülkelerde, medyasında artık tek adam, sultan kopyası diye anılmayı tabiatı gereği sindiremiyor... Eleştirilere yumuşak, halkın tümünü kucaklayan karşılıklar vereceğine, daha sert, daha bölücü olmayı yeğliyor. Gezi Parkı eylemlerini Batı’nın, finans kurumlarının desteğinde CHP’nin tezgâhladığına inanıyor ve bir laf geveliyor: CHP’nin “illegal örgütleri peşine takarak ülkeyi karıştırdığını” öne sürüyor. “Her gün yakıp yıkmalarınızı mı izleyeceğiz” diye soruyor... Ana muhalefeti suçluyor, suçluyor ve sonra: “… Bunun (CHP’nin) hesabını göreceğiz” diyor. Hodri meydan!.. Çık söyle! CHP’nin, isyanı kışkırttığını, sokak eylemleriyle hükümeti zor yoluyla devirmeyi tezgâhladığını içeren iddianı şayet babayiğitsen gerçekliği yadsınamaz belgelerle kanıtla! HHH Milyonlarca “duran adam”lar bir yana... Değişik sıfatları bünyesinde toplayan tek bir adam var ülkemizde: Vuran adam... Şiddeti seven adam... Küfürbaz adam... Yalancı adam... Saldırgan adam... Ülkeyi AKP’den ibaret sayan adam... Diktatör adam... Bütün bu sıfatları alt alta koyup toplarsanız, sonuç; Reeee... Teee... Eeeee çıkıyor. 5 milyon heba oldu SİNAN TARTANOĞLU ANKARA 4+4+4 sistemiyle zorunlu eğitime başlama yaşını 72 aydan 66 aya çeken Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), 5.5 yaşındaki çocukların okula uyum sağlaması için hazırlanan 12 haftalık hazırlık ve uyum eğitimi kitaplarına 5 milyon 32 bin 81 TL harcadığı ortaya çıktı. MEB, 66 aylık çocukların okula uyumlarının kolaylaştırılması amacıyla 12 haftalık bir Hazırlık ve Uyum Eğitimi programı hazırladı. Program için öğretim materyalleri oluşturuldu. Bir yandan da eski müfredata göre ders kitabı alım ihalesine çıkan bakanlık, Eğitim Sen’e 12 haf tanın sonunda okutulacak kitaplar için 12 milyon 531 bin 193 TL harcandığını açıklamıştı. Cumhuriyet’te yer alan haberin ardından CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya “Yeni müfredatın uygulanacağı ortaya çıkmışken neden eski müfredata göre kitap ihalesine çıkılmıştır. Bu konuda kimlerin ihmali vardır? Kitapların ihalesini, hangi firma almıştır. 12 buçuk milyon TL ödenen kitaplar ne yapılmıştır” sorularını yöneltti. Bakan Avcı ise verdiği yanıtta, “20122013 eğitim öğretim yılında okutulacak 1. sınıf ders kitaplarının programların da herhangi bir değişiklik yapılmamıştır” ifadelerini kullandı. Avcı soru önergesine verdiği yanıta ek olarak 12 haftalık uyum programı kitaplarının ve 12 haftanın ardından öğrencilere dağıtılan kitaplara ne kadar para harcandığının dökümünü paylaştı. Avcı’nın verdiği bilgilere göre, 12 haftalık uyum eğitim programı için 3 milyon 984 bin öğrenciye ve 70 bin öğretmene öğretim materyali dağıtıldı. Bu materyaller için iki ayrı firmaya toplam 5 milyon 32 bin 81 TL ödeme yapıldı. 12 haftadan sonrası için dağıtılan 9 milyon 482 bin 188 kitap için 12 buçuk milyon değil 13 milyon 688 bin 77 lira harcandı. F TİPİ PROTESTOSU Direnişte yaşamlarını İstanbul Haber Servisi İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu tarafından “F Tipi cezaevlerinin kapatılması” istemiyle düzenlenen “F oturması” eyleminin 66’ncısı yapıldı. İnsan hakları savunucuları, 83 yaşındaki tutuklu Gülbahar Demir’in akciğer kanseri olduğuna dikkat çekerek serbest bırakılmasını istediler. Grup adına açıklama yapan Mine Nazari, 83 yaşındaki bir kanser hastasını hapsetmenin açıklanamayacağını belirterek, “Yasalarda bulunan ‘yaş ve kocamadan kaynaklı’ tutukluların serbest bırakılmasını istediğiniz tutuklulara mı uygulayacaksınız” diye sordu. İHD Şube Başkanı Ümit Efe de Gezi Parkı direnişine ilişkin “800’ün üzerinde gözaltı, 1000’in üzerinde yaralı var. Hayatını kaybedenleri saygıyla anıyoruz” dedi. Eylemde bu hafta hasta tutuklular Sultan Üzer ve Gülbahar Demir’in durumlarına dikkat çekilerek, serbest bırakılmaları istendi. İHD’liler, yaşları ve sağlık sorunları gereği hapishane koşullarını kaldıramayacak durumda olan tutukluların serbest bırakılması taleplerini yineledi. yitirenler anıldı ‘Halktan özür dileyin’ İstanbul Haber Servisi Gözaltında kaybedilen yakınlarının bulunması istemiyle her cumartesi Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri, dün 430. kez bir araya geldi. Cumartesi Anneleri adına basın açıklamasını okuyan Ayşe Konal “Sorunların çözümü için temel hak ve özgürlüklere dayanan yöntemlere ihtiyacımız var. Şimdi demokrasi ve barış zamanı” dedi. İnsan Hakları Derneği verilerine göre 1990’lı yıllarda yalnızca Mardin’de 52 kişinin gözatında kaybedildiğini belirten Konal, “O kayıpların kemiklerine kuyularda, balçıklarda, fosseptik çukurlarında, toplu mezarlarda ulaşılmaya başlandı. Ulaşılan iskeletlerden bazılarının kafatası yok” dedi. Gezi protestolarında gözaltına alınanların serbest bırakılmasını da isteyen Konal, “Polis terörünün sorumluları yargılansın. Hükümet halktan özür dilesin. Barış görüşmeleri hakkaniyete uygun koşullarda başlasın” diye konuştu. 1980 yılında gözaltında kaybedilen Nurettin Yedigöl’ün kardeşi Muzaffer Yedigöl ise, devletin Gezi Parkı eylemlerinde sergilediği şiddeti gördükten sonra abilerinin bulunması için içlerinde yaşattıkları küçük umudun da sönüp gittiğini söyledi. Yedigöl konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Yaşananların 12 Eylül döneminden hiçbir farkı yok. Şu an daha çok gözaltılar var. Sorgusuz bir şekilde insanları alıp 48 saat gözaltında bekletiyorlar. Biz acılar çektik, işkenceler gördük ve yakınlarımızı kaybettik. Görüyoruz ki onların halkı düşünen bir tarafı yok. Cebini doldurmaya bakıyorlar. Artık bu ülke barışa ve huzura kavuşsun.” Duran Adama ‘Vardiya’ desteği İstanbul Haber Servisi Balyoz davasında yargılanan emekli ve muvazzaf askerlerin yakınlarının oluşturduğu “Vardiya Bizde Platformu” her cumartesi günü yaptığı “Sessiz Çığlık” eylemini 39. kez gerçekleştirdi. Türkiye genelinde yapılan “duran adam” eylemine destek veren platform üyeleri, bir saat boyunda meydanda durdu. İstanbul Beşiktaş’taki Demokrasi Parkı’nda gerçekleşen eylemde “Balyoz davası dijital terördür”, “Balyoz kararları hukuk katliamıdır”, “Duran adalet”, “Askere zulüm eden düşmana hizmet eder”, “Hukuk ve adalet için yürekten bir ışık Sessiz Çığlık” döviz ve pankartları ile Balyoz davasındaki tutuklu sanıkların fotoğrafları taşındı. Vardiya Bizde Platformu sözcüsü Yiğit Koçoğlu, amaçlarının ülke genelinde yaygınlaşan duran adam eylemlerine destek vermek olduğunu belirterek “Bu demokratik eylemi anlamlı, yerinde ve haklı buluyoruz. 1 Haziran’dan bu yana süren direniş eylemlerinin, yurtsever aydınların, bilim adamlarının, yazarların, gazetecilerin, askerlerin içinde bulunduğu haksızlık ve hukuksuzluklara da bir tepki olduğuna inanıyoruz” dedi. Yargıtay Başsavcılığı’nın Balyoz davası kararında, incelemesini bitirerek Yargıtay’a talebini sunduğunu anımsatan Koçoğlu, “Yüksek yargıdan beklentimiz açısından sonuç, dağ fare doğurdu” ifadelerini kullandı. Koçoğlu, özetle şunları kaydetti: “Yargıya güven olmayan bir ülkede hiçbir güvencenin kalmayacağı, ne demokrasiden, ne de özgürlükten söz edilemeyeceği açıktır. Öz vatanımızda hür, özgür, güven ve huzur içinde yaşamak istiyoruz. Yüce Türk yargısına olan güvenimizi yitirmek istemiyoruz.” Fotoğraf: GÖKHAN KOCA Haziranda işler daha da hızlandı. Şöyle bir yorum yapsak abartmış olmayız: Galiba 2015’e de girdik! Siyasette genellikle partideki hesap sandığa uymaz. Normal takvim şöyleydi: Mart 2014’te yerel seçimler, Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanlığı seçimi, Haziran 2015’te genel seçimler yapılacak. Başbakan’ın geçen sonbaharda anayasa değişikliği yapıp yerel seçimleri öne alma girişiminin başarısız olmasıyla başlayan takvim belirsizliği devam ediyor. HHH Takvimi bozan başlıca unsur, halkın uyanması. Öyle bir uyandı ki, artık uyumuyor, hiç kıpırdamadan yerinde duramadığını gösteriyor. AKP’nin toplumdaki dalgalanmayla ilgili düşünceleri de demokrasi deneyimimizin önemli bir halkasını oluşturacak... Zira iktidarın olaylara bakışı şu: Başbakan giderek ustalaşan bir kusursuzlukla ilerlerken toplum neden gerginleşti? Bakış böyle olunca çözüm de tabii ki, toplumun “kusurlarını” gidermek yönünde aranıyor. Haberlere göre psikologlarla, sosyologlarla toplantılar yapılıp halkımızın içine düştüğü “özgürlük istiyoruz”, “artık yeter”, “hükümet istifa” krizine çare bulunacakmış. Haberi ilk okuduğumda bu toplantıları kendileri için yapacaklarını sandım, yanılmışım. Görünen o ki, AKP hâlâ Türkiye’deki genel değişimin, iktidara yönelik “artık yeter” tavrındaki kalıcılığın farkında değil. Bugüne dek uyguladığı yöntemlerle, taktiksel toplum mühendislikleriyle yola devam edebileceğini düşünüyor. Özel sektör kuruluşlarını bile kendi 2023 hedefine kul eden AKP için, Cumhuriyet’in 100. yılına kadar yapılacak tüm seçimler formaliteden ibaret. 2023’ten sonra da 2071 var. Daha açıklamadılar ama, bakarsınız devamında 2099, Osmanlı’nın 800. yılı gelir. 22. yüzyıla Allah kerim. Tek adam iktidarları, iç destekle dış desteği birbirine karşı kullanır. İçeride zayıflarsa, bütün dünyada kabul gören bir lider havası yaratıp, dengelemeye çalışırlar. Dışarıdan çok yüklenen olursa, bunu ülke içini birlik tutmanın aracına çevirirler. Her iki alanda da yalnızlık çeken bir iktidar var. Deyim yerindeyse; Başbakan yurtta yalnız, dünyada yalnız. Çünkü yalnız kendisi var. HHH Genel bir değerlendirmeyle iktidarın ustalık, kalfalık, çıraklık karnesini şöyle özetleyebiliriz. İlk 4 yılda büyük bir ustalıkla, AKP’nin doğal tabanı ve çevresi ile merkez sağ, İkinci Cumhuriyetçiler, solun küskün kesimleri, Türkİslam, Kürtİslam sentezcileri iktidar potasında tutuldu. Bu tablo başta AB olmak üzere tüm dünyaya Türkiye’de demokrasinin hızla rayına oturduğu, büyük bir toplumsal mutabakat sağlandığı yorumuyla sunuldu. Kabul etmek gerekir ki; usta işiydi. İkinci 4 yılda usul usul güç gösterisi başladı. İktidar gücünü artırdıkça etrafındaki koalisyonu tek renge dönüştürdü. Bunu kabul etmeyenleri dışladı. Bu süreçte AB ile ilişkiler de gerilemeye başladı. Gidiş ustalıktan kalfalığa doğruydu. Son 4 yılda yaygın söylemle “güç zehirlenmesi” ortaya çıktı. Devleti yönetmekten toplumu, aileleri yönetmeye kadar her şey iktidardan sorulur hale geldi. Sözü uzatmayalım; son tablo hükümetin çıraklık evresidir. Halk bu aşamadan daha geriye gidişe hayır demiştir. Özal toprağa veriliyor NEVŞEHİR HACIBEKTAŞ’TA TÖRENLER İlhan ve Turhan Selçuk anılıyor SELAHATTİN ŞAHİN n İstanbul Haber Servisi 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın kardeşi Korkut Özal’ın oğlu Mehmet Murat Özal’ın (58) cenazesi bugün İstanbul’da toprağa verilecek. Sakarya’nın Sapanca ilçesinde yüzme havuzunda ölü bulunan Mehmet Murat Özal, öğle vakti Fatih Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından Yeni Topkapı Mezarlığı’ndaki aile kabristanında toprağa verilecek. n Yurt Haberleri Servisi Bitlis Valiliği, merkeze bağlı Örenlik köyü yakınlarındaki taşocağında görev yapan 2 inşaat mühendisinin terör örgütü PKK üyeleri tarafından kaçırıldığını bildirdi. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, “Dün akşam saat 20.30 sıralarında jandarma sorumluluk bölgesinde bulunan Adabağ Taş Ocakları idari binasına gelen silahlı bölücü terör örgütü mensupları tarafından şantiyedeki A.A. ve E.İ. bir araca bindirilerek kaçırıldı” denildi. PKK, 2 mühendisi kaçırdı Bugün toprağa verilecek Yılmaz Şipal’i yitirdik İstanbul Haber Servisi Gazetemiz eski yazarlarından Yılmaz Şipal tedavi gördüğü Bahçelieler Medicana Hastanesi’nde kalp yetmezliği nedeniyle dün akşam yaşamını yitirdi. Şipal, bugün ikindi namazında Topkapı Merkez Efendi Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından Yenikozlu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. 1933 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Şipal, gazetemizde uzun yıllar personel şefliğinin yanı sıra, köşe yazarlığı görevini yürütmüştü. NEVŞEHİR Gazetemizin eski imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk ve kardeşi dünyaca ünlü karikatürist, gazetemizin çizeri Turhan Selçuk, ölümlerinin 3. yıldönümünde bugün Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesi Çilehane mevkisindeki mezarları başında anılacak. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından törende gazetemizin yöneticileri, Selçuk ailesinin üyeleri ve dostları tarafından konuş malar yapılacak. Anma programı Hacıbektaş Veli Kültür Merkezi’nde devam edecek. Turhan Selçuk Karikatür Sergisi’nin açılışının ardından anma etkinlikleri kapsamında “Aydınlanma Sürecinde Selçuk Kardeşler” adlı bir panel düzenlenecek. Gazetemiz yazarı Işık Kansu’nun yöneteceği panele konuşmacı olarak gazetemizin ek yayınlardan Sorumlu Yazıişleri Müdürü gazeteciyazar Miyase İlknur, gazeteciyazar Erendiz Atasü ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı kurucusu Vahap Erdoğdu katılacak. ‘Çapulculara mutluluklar yeni çapulcular bekliyorum’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve eski CHP Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal, CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’un oğlunun düğününde nikâh şahitliği yaptı. Kılıçdaroğlu genç çifte, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Taksim Gezi Parkı direnişçilerine atfen söylediği ve o günden bu yana eylemin sembolü haline gelen “çapulcu” ifadesiyle mutluluklar diledi. Kılıçdaroğlu, “Bu iki çapulcuya ömür boyu mutluluklar diliyorum ve onlardan yeni çapulcular bekliyorum” dedi. Kılıçdaroğlu ve Baykal daha sonra çiftle anı fotoğrafı çektirdi. (Fotoğraf: AA) 2 mahkum firar etti n Yurt Haberleri Servisi Erdek Kapalı Cezaevi’nde hırsızlık suçundan kesinleşmiş 5’er yıl hapis cezaları bulunan İsmail Erdem (23) ile İlhan Karayel (21), dün sabah tel örgülerle kaplı duvardan atlayarak kaçtılar. Olay, öğlen havalandırma sonrası yapılan sayım ile ortaya çıktı. Haber verilmesi sonucu polis ve jandarma ekipleri ilçenin giriş ve çıkışını kontrol altına aldı. Savcılık, soruşturma başlattı.