17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2013 PAZAR [email protected] 18 Fotoğraf: Robert Lisney KÜLTÜR New London Consort ‘Periler Kraliçesi’yle yarın akşam İstanbul Müzik Festivali’nde Fotoğraf: Krasimir Dechev Philip Pickett ‘68 Ruhundan Günümüze... “Amerika turnem olmasaydı, gitarımı alır gelir, şimdi sizlerle Gezi Parkı’nda olurdum...” diyordu Joan Baez bundan on beş gün önce. Sonra dayanamadı art arda Türkiye’deki direnişçilere destek mesajları yollamaya başladı. Bunların sonuncusunda desteğini İngilizce ve Türkçe sözlerle ve “Başka bir dünya mümkün” diyen John Lennon’un “Imagine” şarkısıyla iletti. (İnternette dolaşan video için parçaları bir araya getiren Duygu Özge ve arkadaşlarına çok teşekkürler.) Joan Baez ilk mesajını Virgina, Fairfax’taki konserinde binlerce dinleyicinin önünde duyurmuş ve “Swing Low, Sweet Chariot” şarkısını onlara adamıştı. “Neden o şarkıyı seçti ki?” diye sordu genç bir arkadaşım. O soruyla birlikte gerilere gittim: 12 Eylül faşizminin ülke üzerinden silindir gibi geçtiği, hapishanelerde gençlerin öğütüldüğü dönemdeydi... Joan Baez, İstanbul’da ilk kez konser veriyordu. Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda müthiş bir izdiham. İçeride 5 bin kişi varsa, neredeyse dışarıda da o kadar... Polis zincirleri vb... Bir ara hem izleyiciden hem de orkestradan çok sessiz olmalarını istedi. “Şimdi bu şarkıyı, dışarıdakiler için, duvarların ötesindekiler için söyleyeceğim” dedi. Ve müziksiz, çalgısız, sadece sesiyle, sesini çoook uzaklara yansıtarak bu şarkıyı söyledi. Dışarıdan ve içeriden alkış dinmedi. “Duvarların ötesi” elbet hapishanelerdi. Ertesi gün “İçeridekiler siz de duydunuz mu o sesi?” diye bir yazı yazdığımda, ülkemin hapishane coğrafyasından yüzlerce mektup geldi, “evet biz de duyduk” diye... “Swing Low, Sweet Chariot”, bir Kızılderili ilahisiydi. Ve her tür şiddeti dışlayan, barışçı direnişi simgeliyordu. Bugünlerde sık sık 12 Eylül zulmünü düşünmem boşuna değil. “Kuklalar, piyonlar, vatan hainleri” çığlıkları; medyayı, dış güçleri suçlamalar, “Yok öyle 25 kuşa simit” gibi seviyeli kahve sohbetleri; her ama her konuda kahve sohbeti bilgiçliği size de Evren’i anımsatmıyor mu? Kadir Topbaş açıkladı: “Bir otobüs durağının yeri bile değişse artık halka sorulacak.”... Topbaş bundan böyle tüm projeleri halka danışacağını ve paylaşacağını söyledi ya, ben gülmekten öldüm! Halka soramazsınız, yapamazsınız Sayın Topbaş. Korkarsınız!.. Başbakan’ın hışmından, şiddetinden, sizi cezalandırmasından korkarsınız... Başbakan’ın onaylamadığı hiçbir şeyi yapamazsınız... Yapacak olursanız o koltukta oturamazsınız... Bu sadece sizin için geçerli değil. Sistem böyle çalışıyor. Belediyelerde, Meclis’te, odalarda, kurumlarda... Seçimle işbaşına gelinen her yerde liderin, erk sahibinin iki dudağı arasından çıkacak söze mahkumsunuz... O söz gerçek ya da gerçekdışı, doğru ya da yanlış olsun hiç fark etmez! 28 Mayıs’tan beri ortadan kaybolmuştunuz. O tavrınız bundan sonraki icraatınızın da göstergesidir. Yoksa yanılıyor muyum? Yoksa, iki gün önceki açıklamalarınızda ısrarcı mısınız? O zaman ben de Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk gibi düşünüp, hadi gelin bu işe Haydarpaşa Garı’ndan, Taksim Meydan düzenlemesinden, Çamlıca camiinden başlayın diyebilirim... HANDE EAGLE ‘maskeli balo’ siyken başladı. (İngiliz erken dönem müzik yonunu yaratmakta nasıl bir yol yordam tarihçisi ve müzisyen.) David Munrow’dan izledikleri. Pickett anlatıyor: esinlenerek ilk yıl geçim paramın ta“İzleyiciler Purcell’in müziğini ne mamını iki ‘crumhorn’ (Rönesans dönemi tahta üflemeliler ailesinden bir çalgı.) kadar severlerse sevsinler oyun bütünüyle sergilenmediğinde izleyive birkaç blok flüt satın almaya cinin aklında soru işaretleri harcayıp, üç tromboncu, bir bırakabiliyor. Bu nedenle perküsyoncu, bir lavtacı, u New London biz de daha uyumlu bir bir viyola da gambacı ve Consort’un şefi Philip çözüm bulmaya yönelbir şarkıcıyla beraber dik, bugünün konser saokulda Rönesans müziPickett ve Meksikalı lonlarına ve izleyicileği çalmaya başlamamla yönetmen Mauricio Garcia rine uyum sağlayacak ortaya ilk müzik topluLozano, Henry Purcell’in bir fikir yaratma yoluğum çıkmış oldu. Bu luna girdik. ilk topluluğun temeli ve yapıtından çağımıza Purcell’in orkestrasdüşünce sistemi, New uyarladıkları ‘Periler yonunu yeniden sıralaLondon Consort’un ve Kraliçesi’ni anlattı. dık (hem söylenen metin ürettiği işlerin süregelen ve anlamı hem de devamesin kaynağı ve itici gücü lılığı kararlarımızda önemli olmuştur.” bir rol oynadı), üstelik bir şar“Periler Kraliçesi”nin New London Consort versiyonu, Purcell’in bestele kı bile çıkarmak zorunda kalmadan. diği yarıoperadan önemli farklılıklar taşı Oyun 1692’nin ruhuna uygun kırsal yor. Çağdaş ve yenilikçi bir üslupla sah bir maskeli balo havasında günümüz neye uyarlanmış ama sanırım, bir bakıma dünyasında oynanıyor. Shakespeare’in oyunuyla olan baPurcell’in özgün yapıtına belirli açılardan ğı da bütünüyle koparmış durumdabağlı kalınması da gerekmiş. Doğal olarak merak ettiğim, bu yarıope yız. Sonuçta, her anlamda Purcell’in ranın 21. yüzyıla ayak uyduran bir versi yapıtına sadık bir iş üretmiş olduk, Çağdaş bir LONDRA New London Consort topluluğunun yarın Aya İrini’de sunacağı “Periler Kraliçesi”, erken Barok dönemi bestecisi Henry Purcell’in başyapıtlarından. Müzikseverler, librettosu Shakespeare’in “Bir Yazdönümü Gecesi Rüyası”na dayanan bu yarıoperayı çağımıza uyarlanmış biçimiyle izleme olanağı bulacak. Dünyanın önde gelen erken dönem müziği topluluklarından New London Consort’un şefi Philip Pickett’in yenilikçi yaklaşımı, göz kamaştırıcı sirk sanatçıları, ünlü solist şancılar ve ünlü Farfullero Tiyatrosu’nun kurucusu Meksikalı yönetmen Mauricio Garcia Lozano’nun büyüleyici sahnelemesiyle olağanüstü bir gösteri bekliyor sanatseverleri. New London Consort, dünyaca ünlü Globe Tiyatrosu müzisyenlerinin Philip Pickett öncülüğünde bir araya gelmesiyle oluşmuş, özellikle Rönesans ve Barok müziklerini geniş bir yelpazede sunan muhteşem bir müzik topluluğu. Pickett’a yönelttiğim ilk soru da topluluğun kurulmasında nasıl bir esin kaynağından yola çıkıldığı oluyor: “ Her şey ben Guildhall Müzik Okulu’nda genç bir trompet öğrenci hazırladığımız müzikal performans da onun orkestrasyonuna adım adım uymakta.” Performansta kullanılan sahneler de büyük bir önem taşıyor. Oyunun her seti için gereken farklı nesneler oyuncuların şık görünümlü antika bavullarında saklı. Bu nesnelerle, anlattıkları dünyayı değiştiriyorlar. Sahneyi böylesine dinamik bir biçimde değiştirme fikri de Mauricio Garcia Lozano’dan çıkmış. Garcia Lorenzo anlatıyor: “Dokuz şarkıcı ve beş sirk sanatçısından oluşan teatral performans, karakterlerin doğal harmoninin mitik bölgesi Arcadia’ya doğru yola çıkmalarıyla başlıyor. Üzerlerindeki tek renkli kıyafetleri zamanla aralarında değiştiriyorlar ve kasabanın donuk ruhu çok renkli kostümlerle değişiyor. Seyahat bir bakıma varış noktasını bünyesinde barındırıyor. İnsanların Arcadia’yı hep içlerinde, bavullarında ve yüreklerinde taşıdığını gösteriyor. Bizim ‘Periler Kraliçesi’ versiyonumuzda karakterler giderek bunun farkına varıyorlar ve hep olmak istedikleri insanlara dönüşüyorlar.” [email protected] Topbaş doğru söylemiyor ‘KIRMIZI HAZİRAN’ SERGİSİ ‘Gençliğimizin önünde saygıyla eğiliyoruz’ HiVoltage Kültür Servisi Bu yıl ikincisi yayılan kitlesel, barışçıl, birlik hakları, ifade özgürlüğü temefestivalini yapılması planlanan HiVoltage ve dayanışma temelli eylemle linde daha sağlıklı bir geleceğe de yurt genelindeki birçok rin Türkiye için önemli bir sü katkı sağlamasını temenni ediiptal ettiğini Festivali festival ve konser gibi Gezi Parkı reci ifade ettiğine inanıyoruz. yoruz. Dostumuz ve eski çalışolayları nedeniyle iptal edildi. Fes Provokasyonlara ve şiddete ka ma arkadaşımız Lobna Al Lamii duyuran tivali organize eden Charmenko pılmadan demokratik hakları başta olmak üzere bu olaylarda organizasyon ve CharmMusic tarafından yapı nı kullanan herkesin, özellikle yaralanan, zarar gören herkes lan açıklamada şöyle denildi: “31 de gençliğimizin önünde saygıy için acil şifalar diliyor, hayatışirketi: Mayıs 2013’te Gezi Parkı’nda la eğiliyor, bu sürecin Türkiye nı kaybedenlerin yakınlarına başlayarak Türkiye’nin geneline için çoğulcu demokrasi, insan başsağlığı diliyoruz. FESTİVALDE SALDIRIYA UĞRADI ‘Gezi’ ruhuyla üretilenler Kültür Servisi Gezi Parkı direnişiyle başlayan süreçten bu yana sanatçıların ürettiği yapıtlar Ürün Sanat Galerisi’nde 29 Haziran 30 Ağustos tarihleri arasında sergileniyor. Karma sergide yapıtları yer alacak isimler şöyle: Canan Bilge, Çiler Belen, Ender Dandul, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Kâmil Masaracı, Leyla Tekbulut, Mustafa Delioğlu, Nazan Sönmez, Semra Çalangu, Saim Dursun ve Şeyda Gürsoy Çoban. “Kırmızı Haziran” isimli sergi ile ilgili olarak galeri tarafından yapılan açıklamada; “Son üç haftadır içinden geçmekte olduğumuz olağanüstü dönem dolayısıyla yaşadıklarımız hepimizi etkilediği gibi sanatçılarımızı da etkilemiştir. Hal böyle olunca da atölyelerinde tek tek ürettikleri çalışmaları bir araya getirip sergilemek, paylaşmak isteyen on bir sanatçının işlerinden oluşan bir sergi düzenledik” denildi. Serginin alt başlığı ise “Ağaçlar, İnsanlar, Kuşlar, Kediler, Köpekler ve Penguenler.” Livaneli: Az daha beni öldüreceklerdi MERSİN (Cumhuriyet) Mezitli Belediyesi’nce düzenlenen 4. Soli Güneş Festivali’nde sahneye çıkan Zülfü Livaneli ile aynı festivalde sahne alan İspanyol Flamenko Dans Grubu üyeleri arasında soyunma odası yüzünden tartışma çıktı. Livaneli, tartışmaya belediye görevlilerinin de katılmasına öfkelendi ve sahneye çıktığında “Az daha beni öldürüyorlardı” diyerek sitem etti. Edinilen bilgiye göre Zülfü Livaneli, konser öncesinde kendisine tahsis edilen soyunma odasına gittiğinde eşyalarının dağıtıldığını, odanın İspanyol dansçılar tarafından kullanıldığını gördü. Duruma sinirlenen Livaneli, önce İspanyol konuklarla, ardından belediye görevlileriyle tartıştı. Karşılıklı küfürleşmelerin de olduğu tartışma sırasında zaman zaman itişmeler de yaşandı. Olayı öğrenen CHP Mer sin Milletvekili Vahap Seçer, soyunma odasına giderek Livaneli ile görüştü. Yaşananlar için özür dileyen Seçer yeniden konser alanına döndükten sonra Livaneli sahneye çıktı. Livaneli konsere başlamadan önce “Bana bunu yapanın, ülkemin sanatçısına bunu yapanın Taksim Parkı’nda gaz sıkandan farkı yoktur. Beni oraya sokmayan kardeşler gelin bu halka hesap verin. Kimsiniz, neredesiniz, çıkın buraya. Beni içeride kalp krizinden öldürüyorlardı”dedi. Livaneli, konserin hemen ardından polis koruması eşliğinde oteline döndü. Mezitli Belediye Başkanı Uğur Yıl dırım, olay hakkında idari soruşturma başlattıklarını söyledi. Atatürk Havalimanı’nda, Livaneli, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, konser öncesi birtakım olaylar yaşandığını, bunların bu kadar büyüyeceğini tahmin etmediğini belirterek “Belediyede çalışanlar birtakım şeyler yaptı. Kuliste birtakım tatsızlıklarda bulundular. Ben de bunu protesto ettiğim için 50 bin kişi belediyeyi yuhaladı. Belediye başkanlığı şoförü olan kişi ve diğerleri bana saldırıda bulunmak istemiş. Ben fark etmedim. Emniyet müdürü üstüne atlamışlar, mani olmuşlar” dedi. Onları salonlardan, barlardan ziyade İstiklal Caddesi’nde, daha iyi bir dünya için düzenlenen festivallerde ve şenliklerde dinledik. Vapur iskelesinde, birbirlerine sevgiyle bakan insanların dolaştığı bir parkta, yanındaki koca binaya yaslanmış yaşlı bir evin önünde, Tünel’in açıldığı tarihi bir meydanda, insanların hızlı hızlı yürüdüğü loş bir köşe başında, yeni düzene ayak uydurmak istemeyen esnafın toplaştığı bir altgeçitte; her yerde karşımıza çıktılar. Sokak müziği geleneğini başlatan, ruhuna yaşam veren topluluklardan biri Karagüneş. Şimdi ilk stüdyo albümü ile karşımıza çıkıyorlar; “Mevsimler Geçti”. Yolculuğuna 1997’de Anadolu rock topluluğu olarak Ankara’da başlamış; İstanbul’a göçtükten sonra, santur, ney, kemençe katılımıyla soundları zenginleşmişti. Yüzünü doğuya dönmüş “Mevsimler Geçti” albümde bir çalgı karnavalı var. Âşık geleneği ve tasavvuftan etkileniyor bu genç dervişler topluluğu. Doğallıkları zorlama değil. Bu albümünü dinlerken akustik hazlar alacak; yalnızlığı hüznü, sevdayı, arayışı, direnişi ve umudu besleyen hülyaları derinden hissedeceksiniz. Yarının dünyasında bu ruha ihtiyacımız var. Şehrin sisleri arasından yükselen Anadolu filizi, gölgedeki güneş; Karagüneş… Karagüneş ‘Mevsimler Geçti’ (Kalan) Youn Sun Nah ‘Lento’ (ACT) Paris’te kocasıyla yaşayan 43 yaşındaki Koreli şarkıcı Youn Sun Nah, üçüncü albümünde de vites küçültmeden çıkışını sürdürüyor. 11 şarkılık “Lento” kusursuz bir adım, onun yol haritasında; mihmandarı ise düzenlemeleri yapan İsveçli gitarcı besteci Ulf Wakenius. Ticari olduğu kadar, müzikal açıdan da başarılı albümlere imza attı bugüne değin Youn. Çıkardığı ilk iki albümdeki duygusal hırçınlıkla farklı bir görüntü yarattı, müzik dünyasının kadınları arasında. Bu büyük yeteneği sıradan bir caz şarkıcısı olarak görmemek gerek çünkü geleneğe saygısını kaybetmemiş çağdaş kadın ozan tanımı ona daha çok yakışıyor. Ne piyano var, ne trompet ne de saksofon; vurmalı çalgılar odaklı akustik bir çalışma “Lento”. Yardımcıları akordeon, mızıka, akustik gitar; vasıtası ise caz, folk ve pop. Baştan sona retro odaklı ince bir zevkin ürünü “Lento”. Bir sanat formu olarak, cazı da kucaklaması açısından çok şık bir örnek. Rus bestecilerden (Alexander Scriabin), Nine Inch Nails’e (Hurt), Kore halk müziğine (Arirang); hepsi Youn için bulunmaz esin kaynakları… Kayıp aşk hikâyelerini seviyor Youn. Şiirsel ağıtlar, melodik dokunuşlar, çıplak samimiyetler, vurucu zıtlıklar onun çarpıcı dilinin vazgeçilmez öğeleri. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle