16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2013 PAZAR 4 HABERLER Greenpeace’ten altı kentte eylem İlhan ve Turhan Selçuk’un Etik ve Estetikleri Sevgili, Son günlerdeki “duran adam”lara rastladın mı?Kıllarını kıpırdatmadan öylesine duran adamları hele hele bir de boyanmışlarsa, heykelden ayırt etmek çok güç. Onları görünce aklıma, üç yıl önce yitirdiğimiz İlhan Selçuk geldi. İlhan Abi’nin hiç unutamadığım arada birkaç kez söylediği şu sözcükler olmuştur: İnsan yaşamı boyu kendi heykelini yontar durur. Gerçekten de öyle olmuştur. Çalışkan, üretken İlhan Selçuk’un yaşamı boyunca ürettiklerinden biri hem de en önemlisi değilse eğer en önemlilerinden biri de bizzat kendi heykelidir, tıpkı ondan birkaç ay önce yitirdiğimiz Turhan Selçuk gibi... İlhan Abi, ağabeyi ile ilişkisini şöyle anlatıyor: “Turhan’la kardeşliğin ötesinde bir ikili oluşturuyorduk, yaşımız büyüdükçe düşüncelerimiz birlikte büyüyor, düşlerimize karışıyordu, gece gözlerimizi kapadığımızda gördüğümüz rüyaların birbirine benzemesi doğaldı. Ya Ülfet?.. O ‘bizim’ kız kardeşimizdi. Benim ya da Turhan’ın değil, bizim kardeşimiz... Uzun sandığım bir çocukluk evresinde, ‘ben’ ile ‘biz’i düşüncelerimizde karıştırdığımı sanıyorum...” HHH Her düzenin, her düşüncenin, her ülkenin, her insanın değerlerini ve eylemlerini üzerine oturttuğu bir etiği vardır. Onun estetiğinin oluşmasını da bu etik belirler. İlhan ve Turhan Selçuk’un etik ve estetiklerinin ipucunu veren de “ ‘Ben’ ile ‘biz’i düşüncelerimde karıştırdığımı sanıyorum” sözcükleridir. Toplumculuk her iki Selçuk’un da niteliklerinin başta gelenlerinden ama bu her ikisi için de “ben”i, yerle bir etmeden varılan “biz” ile ulaşılan bir toplumculuktur. Aslında Turhanİlhan kardeşlerin, heykellerinin ve diğer eserlerinin etiğinin ve estetiğinin oluşmasında, aydınlanmacı anne Hikmet Selçuk ile Kuvvacı baba Kasım Selçuk’un etkileri belirgindir. Aydınlanmanın etkisini daha evden yakalayan, Anadolu tarihinin en büyük değişimi yıllarında o topraklar üzerinde, gezginliklerine karşın kök salan Selçuk kardeşlerin her ikisi de bağımsızlığı, aydınlanma tutkusunu, devrimciliği, toplumculuğu, emeği en kutsal değer olarak görmeyi kendi etiklerinin temel direkleri haline sokmuşlar, ömür boyu bu model üzerine oturtulmuş eserler vermişler, geride kendileri tarafından yontulmuş birer anıt bırakarak dünyamızdan ayrılıp gitmişlerdir. Onlar, Anadolu aydınlanmasının hem meyveleri hem de ağaçları olmuşlardır. Hem Anadolu aydınlanması tarafından biçimlendirilmişlerdir hem de bizzat kendileri Anadolu aydınlanmasının biçimlendirilmesinde rol oynamışlardır. HHH Bu etik temeller üzerine oturtulmuş olan (bunlara ahde vefa ve dostluğuna güvenilirlik ilkelerini de katabiliriz) estetik de ona uygun olarak, yalın, çarpıcı, net, sade, zeki bir estetikti. İlhan Selçuk’un az sözcükle, yalın ama çarpıcı, mutlak bir kompozisyon planına uygun mantıklı ve akıcı yazıları ile, Turhan’ın sade ama keskin çizgilerden oluşan yapıtları arasındaki koşutluk geceleri gördükleri rüyalar benzer kardeşlere özgü bir biçem ortaklığından doğuyor olsa gerek. Bu estetik üzerine dikkatle eğilmediğiniz şaşırtıcı ve aldatıcı olabilir. Alçakgönüllülüğün belirginliğiyle at başı giden gururun egemenliği dikkatle bakılmadığı zaman şaşırtıcı olabilir. Gürültü çıkarmayan sessiz direnişin, sakinliği işkenceciyi açmaza iten çelik iradenin ilk bakışta fark edilmesini güçleştirebilir. Kardeşlerin yaşamlarının sadeliği, onunla iç içe olan görkemin gölgede kalır gibi olup ilk anda görülmesini güçleştirebilir. Bütün bu saydıklarım, iki can dosta övgü gibi algılanmamalı. Anlatmak istediğim sadece Cumhuriyet ile yaşıt olan Selçuk kardeşler Cumhuriyet’in yaşama geçirmek istediği insan tipinin başarılı iki örneği olduğuydu... Sevgili, “duran adam”lar ile karşılaşınca onlara dikkatle odaklan! Sonra gözünü ayırıp etrafta boşluk sandığın yere bak. Orada özenle yontulmuş iki insan heykeli göreceksin. İstanbul Haber Servisi Greenpeace, Türkiye’de gerçekleşen çevre suçlarına dikkat çekmek için Bartın, Mersin, Çanakkale, Eskişehir, Zonguldak ve İstanbul’da duran insan eylemi gerçekleştirdi. Eylemciler, Akkuyu’da planlanan nükleer santralı, İstanbul’da 3. köprü için Belgrad Ormanı’nda ağaçların kesilmesini, Bartın, Çanakkale, Eskişehir ve Zonguldak’ta yapılması planlanan kömürlü termik santralları protesto etti. Greenpeace, 29 Haziran’da “başka bir dünya mümkün” demek için dünyanın altı kıtasından gelen insanlarla Kadıköy’de miting düzenleneceğini de duyurdu. Erdoğan’ın yargıyı göreve çağırmasının ardından operasyonlar başlamıştı Tutuklama dalgası ‘Diren Ali Eskişehir seninle’ l İzmir Eskişehirliler, yaşam mücadelesi veren Ali İsmail Korkmaz’ın tedavi gördüğü hastane önünde vücutlarıyla “Diren Ali” yazdı. Avukat ağabey: Dayak videosunu sağlam verdik Görüntüler hasarlıymış CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Eskişehir’de Gezi Parkı eyleminde polisin sıktığı biber gazından kaçtığı ara sokakta sivil giysili 56 kişinin saldırısına uğrayarak beyin kanaması geçiren 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın yaşam mücadelesi sürüyor. Korkmaz’ın tedavi gördüğü hastane kampusuna yürüyen yaklaşık 300 kişi, vücutlarıyla ‘Diren Ali’ yazısı yazdı. Avukat ağabey Gürkan Korkmaz, sağlam verilen görüntülerin açılamadığını iddia etti. Avukat Gürkan Korkmaz, kardeşinin sağlık durumunda herhangi bir olumlu ya da olumsuz bir gelişmenin olmadığını söyledi. Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü belirten Gürkan Korkmaz, bir otelin güvenlik kamerası görüntülerinin polisten 2 gün sonra savcılığa verildiğini, ancak bu görüntülerin hasar görmesi nedeniyle açılamadığını belirterek şöyle konuştu: “Kardeşimin bilinci kapalı, solunumu makineye bağlı. Soruşturma devam ediyor. Bir otelin güvenlik kamerasından alınan görüntü 2 gün sonra savcılığa gidiyor. Otel müdürünün beyanına göre sağlam şekilde, açılıp denenmiş o şekilde teslim edilmiş. Ama bir haftadır açmak için uğraşıyorlar. Hasar gördüğü gerekçesiyle açılamıyor. 23 bilirkişi değişti ama görüntülere ulaşamadılar.” ‘Gazcı kardeşlere’ suç duyurusu l Polisin komaya soktuğu Ali için vücutlarıyla Diren Ali yazdılar l Taksim’de 17 Haziran günü başlanan “duran adam” eylemi dün de Atatürk Kültür Merkezi önünde devam etti. Gün içersinde çeşitli saatlerde birçok yurttaş eyleme katıldı. “Duran insan” eylemine katılamayan protestocular ayakkabılarını bırakarak “duran insanlar”a destek oldu. “Duran insan” eylemi yapan yurttaşlar da aynı zamanda kitap okudu. Bazı eylemciler ise 1 Haziran günü Ankara’da öldürülen Ethem Sarısülük anısına “Ethem Sarısülük için duruyorum” yazılı döviz taşıdı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şubesi, Gezi direnişi sırasında, polisin gazetecilere şiddet uyguladığı gerekçesiyle İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. ANKARA/İSTANBUL/İZMİR Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Taksim Gezi Parkı direnişçilerini “terörist” ilan ederek “yargıyı göreve” çağırmasının ardından başlayan gözaltı operasyonları tutuklamalara dönüştü. l Ankara’da “terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla gözaltına alınarak mahkemeye sevk edilen 25 kişiden 22’si dün sabaha karşı tutuklandı. Böylece Gezi olaylarının ardından başkentte ilk kez tutuklama yapılmış oldu. Yoğun güvenlik önlemleri altında Ankara Adliyesi’ne getirilen 25 kişi, adliye girişlerinde slogan attı. Şüpheliler, Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesiyle görevli cumhuriyet savcılarına, “Terör örgütü üyesi olmak ve örgüt adına suç işlemek, örgütün propagandasını yapmak, halkı kamu düzenine karşı suç işlemek amacıyla tahrik etmek, terör örgütü faaliyeti çerçevesinde patlayıcıyakıcıyaralayıcı madde atmakhazırlamak, devlet büyüklerine, başbakana küfür ve hakaret etmek, molotofkokteyli ve patlayıcılar hazırlayarak güvenlik güçlerine ve araçlarına atmak, adam öldürmeye tam teşebbüs etmek ve yaralamak, genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak, Türk bayrağını yırtarak yakarak veya sair surette ve alenen aşağılamak suretiyle devletin egemenlik alametlerini aşağılamak, kamu malını veya başkasını taşınır veya taşınmaz malına kısmen veya tamamen zarar vermek, yağma ve nitelikli hırsızlık yapmak, kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüzü tamamen veya kısmen kapatmak, görevli memura görev yaptırmamak için direnmek, sövmek suretiyle bir memurun şeref ve saygınlığına saldırmak suretiyle hakaret etmek, yasadışı işgal eylemi gerçekleştirmek, seyahat ve ticaret özgürlüğünü engellemek” suçlamalarına ilişkin ifade verdi. Serbest bırakılan 3 zanlı ise adli kontrol kapsamında bırakıldı. Sabaha kadar süren mahkeme sırasında, şüphelilerden 112 acil tıp teknisyeni Hazal Kangal rahatsızlandı. Kangal’a 112 Acil Sağlık ekiplerince müdahale edildi. l İstanbul’da da Gezi Parkı direnişine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 17 şüpheliden 9’u tutuklandı. Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10. maddesiyle görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’nce ifadeleri alınan 34 şüpheliden 17’si “örgüt üyeliği”, “kamu malına zarar vermek” ve “halkı isyana tahrik” suçundan tutuklanmaları talebiyle nöbetçi hâkimliğe sevk edildi. Savcılık 17 şüpheliyi de serbest bıraktı. Yeni tutuklamalarla birlikte İstanbul’daki tutuklu sayısı 33’e ulaştı. Gezi Parkı eylemlerinde gözaltına alınan 1013 şüpheliden 337’si Emniyet’ten serbest bırakılırken 676’sı adliyeye sevk edilmişti. l İzmir’de gözaltına alınan 17 şüpheliden 9’u tutuklandı. Gündoğdu Alanı’nda çadır kuran gruba yönelik düzenlenen operasyon kapsamında gözaltına alınan 25 kişi de, adliyeye çıkarıldı. 25 kişinin tamamı serbest bırakıldı. İstanbul’da 33 tutuklama Bahçeli, Erdoğan’ın Gezi Parkı konusundaki tutumunu eleştirdi ‘Duranı bırak bölene bak’ ERZURUM (AA) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP tarafından düzenlenen mitingte çözüm sürecini ve Gezi Parkı olayları sırasında hükümetin tavrını sert dille eleştirdi. Bahçeli, “Duran adamlara değil bölen adamlara kafayı takmalısın” dedi. Bahçeli, “Milli Değerleri Koru ve Yaşat” açık hava toplantıları kapsamında Erzurum İstasyon Meydanı’nda düzenlenen “Birlik Mitingi”ne katıldı. “Taksim Gezi Parkı’ndaki protestoculara ‘çapulcular’ derken, gençleri düzeni bozmakla eleştirirken bölücülerin ne yaptığının farkında mısın?” ifadesini kullanan Bahçeli, “Taksim’den vatan taksimi için pay mı çıkarmaya gayret ediyorsun? Senin için düzen birlik ne çağrıştırıyor? Duran adamları değil; bölen, kesen, biçen, yağmalayan, doğrayan, kasteden, adam müsvettelerine, 63 yarım adama ve yanında adamlığı mum gibi eriyenlere kafayı takmalısın. Tencere, tava değil milletin birliğini çalanlara bakmalısın” diye konuştu. Bahçeli şu ifadelere yer verdi: “Başbakan Erdoğan insanlarımızı ayırmak, cepheleştirmek ile önüne gelen ile çekişmekte ve çakışmaktadır. Camiye ayakkabıyla giren, içki içen ve başörtülü kardeşlerimize saldıran her kim ya da kimler ise başbakan bunları bulmalısın, deşifre etmelisin, televizyonda dedikodu yapmamalısın. Bu siyaset anlayışı başörtü hassasiyetini tekrar alevlendirmek, inananinanmayan, laikantilaik, Türk, Kürt, Alevi, Sünni bloklaşmasını derinleştirmek amacıyla olmadık yalanlara hayasızlıklara sığınmaktadır.” Bahçeli, halka kırmızı karanfil attı. (DHA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle