16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 HAZİRAN 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Gezi direnişçilerine uygulanan polis şiddeti nedeniyle APAKP arasındaki kriz ziyaretlerin iptal edilmesi noktasına geldi Avrupa ile soğuk savaş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara ile Avrupa Parlamentosu (AP) arasında Gezi Parkı direnişçilerine uygulanan orantısız polis şiddeti nedeniyle tırmanan kriz, karşılıklı ziyaretlerin iptal edilmesi noktasına kadar ulaştı. AP’nin Türkiye’yi ağır biçimde eleştiren raporuna tepki olarak hükümet, AP Dış İlişkiler Komisyonu’nun bu hafta gerçekleşmesi öngörülen ve Kürt sorununa çözüm sürecinin ele alınacağı ziyarete randevu vermedi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Avrupa İşleri Bakanı Egemen Bağış’ın randevu vermemesi üzerine heyetin ziyareti iptal edilirken, Bakan Ergin ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na ait bir heyetin bugün Brüksel’de Avrupa Parlamentosu Dış ilişkiler Komisyonu’nda yapacakları konuşma ve temaslar da iptal edildi. Adalet Bakanı Ergin’in sadece AP’deki programını değil, AB Komisyonu tarafından basın özgürlüğüyle ilgili ‘Speak Up 2’ başlıklı konferansa katılımını da iptal ettiği belirtildi. TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün ile AKP’li üye Hamza Dağ ve MHP’li üye Mustafa Erdem ise, Belçika ve Hollanda’yı kapsayan seyahatlerini sürdürürken bu gezi kapsamında AP’de katılacakları toplantıyı iptal ettiler. Başından itibaren geziye katılmayan Komisyon’un CHP’li üyesi Mahmut Tanal ise, “Benim protestom AP’ye değil bizatihi bu gezinin kendisine. Kendi ülkemizde insanlar gaz yerken, kurşun AKP, DEMOKRASİYE DAVET EDİLDİ Dış Haberler Servisi Gezi Parkı olaylarına yönelik polisin sert tutumuna ilişkin AB’nin tepkisi Avrupa siyasi kurumları ile Türkiye arasındaki ilişkileri kopma noktasına getirdi. Türkiye’nin de kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Ankara’dan hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 52. maddesinde yer alan toplanma özgürlüğüne saygı göstermesini, hem de orantısız güç kullanımı konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) sözleşmelerine uymasını istedi. “Demokratik toplumlarda bu hakkın sağlanması gerekir. AİHM kararları bu konuda açıktır” diyen Jagland, “Devletler, barışçı gösterilerin gerçekleşebilmesi için önlem almalı ve halkının güvenliğini sağlamalıdır. AİHM, gazların hastaneler dahil kapalı alanlarda kullanılmasını orantısız güç olarak değerlendirmiştir” şeklinde konuştu. AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stefan Füle de Twitter’dan paylaştığı mesajında, “Türkiye’nin sakinleşmeye ve diyaloğa ihtiyacı var. Barışçı göstericilere karşı orantısız güç kullanımının devamına değil. Endişeyle izliyoruz” ifadesini kullandı. Merkel: Şoke oldum Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Korkunç görüntüler vardı” dediği Türkiye’deki gösterilere yapılan müdahale karşısında şoke olduğunu söyledi. Alman televizyon kanalı RTL’ye yaptığı açıklamada, “Bu görüntülere baktığınızda, yaklaşımın çok fazla sert olduğunu görebiliyorsunuz” diyen Merkel, sorunların barışçı bir şekilde çözülmesini ümit etmekten başka bir yorum yapamayacağını söyledi. Merkel “21’inci yüzyılın Türkiyesi’nde eleştirisi olanların, farklı fikirde olanların ve farklı bir toplum düşüncesinde olanların da yeri olduğunu görmek isterdim” diye konuştu. Almanya Dışişleri Bakanı Glaudio Westerwelle de temel haklar ile ilgili uyarıların içişlerine müdahale olarak algılanamayacağını vurguladı. Başlık açmak zorlaştı Türkiye ile AB arasındaki üyelik görüşmelerinde 22. başlığı oluşturan “Bölgesel Politikalar ve Yapısal Araçların Koordinasyonu” bölümünün açılıp açılmayacağına ilişkin belirsizlik sürerken bir AB Konseyi bürokratı, başlığın 26 Haziran’da açılmasının “büyük sürpriz” olacağını belirtti. AB Haber’e göre önce 22. başlığın son Gezi Parkı olayları nedeniyle 26 Haziran’da açılmasını zora soktuğu belirtiliyor. yerken, Hollanda ve Belçika’da insan hakları ihlallerini incelememizin samimi olmadığına inandığımız için baştan gitmemeyi tercih ettik” dedi. Kürt sorununun çözümüne ilişkin hükümet tarafından başlatılan yeni süreçle ilgili temaslarda bulunmak üzere bugün Türkiye’ye gelmesi planlanan Avrupalı parlamenter Elmar Broek başkanlığındaki üst düzey AP Dış İşleri Komisyonu heyetinin iptal kararı dün açıklandı. AP kaynakları, “Görüşmemiz gereken bakanlardan hiç Randevu verilmedi biri randevu vermedi. Bu durumda çözüm sürecini konuşacak muhatap bulamayacağımız için ziyareti iptal etmek zorunda kaldık” değerlendirmesini yaptı. Heyete bakanların yanısıra, randevu istedikleri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile TBMM Başkanı Cemil Çiçek’ten de son güne kadar randevu verilmemesi dikkat çekti. Türkiye’ye gelecek heyette AP içindeki gruplardan yaklaşık 10 parlamenterin yer alması planlanmıştı. Heyete başkanlık etmesi gereken Başkan Katılmaktan vazgeçti Broek’in de Türkiye’de polisin göstericilere orantısız şiddet uygulamasına tepki olarak geziye katılmaktan vazgeçen ilk isim olduğu belirtildi. Avrupa Parlamentosu’nun Gezi Parkı’na yapılan müdahaleler üzerine aldığı karar Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından ağır biçimde eleştirilmişti. Erdoğan, “Bu kararı tanımıyoruz” derken, Davutoğlu, “Karar aynen iade edilecek” diye konuşmuştu. Randevu vermeme ve programları iptal kararlarının ardında hükümetin bu tavrının yattığı belirtildi. Swoboda’dan sert sözler Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grubu Başkanı Hannes Swoboda, Başbakan Tayyip Erdoğan’a “bölücü söylemleri ve göstericilere yönelik devam eden şiddet nedeniyle” ağır eleştiriler yöneltti. “Halkın sesini görmezlikten gelmek, başbakanlık görevini yerine getirmeme demektir. Görevi insanları birleştirmek olmalı, daha fazla bölmek değil” diyen Swoboda “Erdoğan, Avrupa Parlamentosu’nu tanımayı reddettiğini söyledi ve kendine, hükümetine ve politikalarına karşı protesto edenleri de tanımayı reddediyor. Avrupa Parlamentosu’nu görmezlikten gelmenin tek anlamı ise Türkiye’nin AB’nin bir üyesi olmayı istemediğidir” şeklinde konuştu. Swoboda, “Sosyalistler ve Demokratlar Grubu, Erdoğan’ın Taksim Meydanı’nda emrini verdiği polis şiddetini en güçlü biçimde kınıyoruz. Kendisini, sadece bir parti siyasi lideri olarak değil, bir devlet adamı olarak hareket etmeye çağırıyoruz” dedi. Kumandan Marcos’tan destek Gezi Parkı protestocularına bir destek de Meksika’daki topraksız köylü hareketi Zapatistaların efsanevi lideri Kumandan Marcos’tan geldi. Yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Yüce İstanbul’un sokaklarında yıllarca ihmal edilen, hor görülen kadın, erkek, çocuk, eşcinsel, Kürt, Ermeni, Hıristiyan ve Müslümanlar görüyoruz. Şimdi onlar ‘Biz buradayız’ diye bağırıyorlar. Biz, yeni bir hükümet, yeni bir başbakan istemiyoruz. Biz saygı istiyoruz. Özgürlük, demokrasi ve adalet istiyoruz. Eğer bunu sağlamazsanız bu hakların doğal sahibi olan bizler karşınızda duracağız. Çok şey istemiyoruz, sadece haklarımıza saygı istiyoruz. Onurlu bir yaşam için mücadele eden Türkiye halkını selamlıyor, dayanışmamızı iletiyoruz.” Le Monde’dan Türkiye sayfası YAŞADIKLARINI ANLATTI Alman Yeşiller Partisi Eş Genel Başkanı Claudia Roth, Alman Phoenix kanalının yanı sıra devlet kanalı ARD ve RTL yayınlarında Gezi Parkı müdahalesi sırasında yaşadıklarını anlattı. Roth “Kaçmaya çalıştık ve polis bizi takip etti. Bir savaş gibiydi. Caddelerde insanları adeta avlıyor ve göz yaşartıcı gazları insanları hedef alarak kullanıyorlardı” dedi. Roth, tedavi gören yaralılara ve hastaneye yönelik polis müdahalesine de dikkat çekerek bunun devletler hukukuna aykırı olduğunu savundu. Türkiye’nin AB içinde yeri olmadığı yolundaki görüşlerin doğru olmayacağını ifade eden Roth “Türkiye Erdoğan ile eşitlenemez. Burada toplananlar yeni bir Türkiye’yi temsil ediyor. Bu yeni Türkiye desteklenmelidir” dedi. Fransa’nın saygın gazetelerinden Le Monde Başbakan Erdoğan’a muhalefet edenlerin ve gazetecilerin kitlesel bir baskı ve sansür altında olduklarını yazdı. “Türk Kapağının Altı” başlığıyla verilen haberde gazetemiz çizeri Semih Poroy ve Musa Kart’ın da birer karikatürüne yer verildi. Haberde, Erdoğan hükümetine karşı başlayan protesto gösterilerine ve polisin uyguladığı şiddete Türk medyasının uyguladığı şiddet de yer aldı. Türkiye’yi kınayın FEYZİOĞLU ŞİDDETİN DURDURULMASINA İÇERiDE ÇÖZÜM BULUNAMADIĞI İÇİN AVRUPA KONSEYİ’NE BAŞVURDUKLARINI SÖYLEDİ DAVUTOĞLU: ‘Türkiye dışlanabilir’ İLHAN TAŞCI TürkiyeAB KPK Eşbaşkan Yardımcısı Andrew Duff, İngiltere Başbakanı David Cameron ve Avrupa Komisyonu Başkanı Manuel Barroso’ya mektup göndererek İngiltere’nin ev sahipliğinde G8 Zirvesi’ne katılan liderlerin bir Türkiye çağrısında bulunarak Başbakan Erdoğan’ın takındığı “provokatif tutumu” kınamalarını talep etti. G8 liderlerinin “Türkiye’yi yeniden Batı ile diyaloğa geri getirmelerini” de isteyen Duff, liderlerden vurgulamalarını istediği 5 noktayı şöyle sıraları: “Türkiye, Batı için önemli ve Batı Türkiye için önemli”, “Avrupa Parlamentosu’nun AB’ye katılmaya çalışan herhangi bir ülkedeki demokratik bir kriz konusunda yorum yapma hakkı vardır”, “Polis şiddetinin düzeyi kabul edilemez”, “Türk hükümeti, Gezi projesini rafa kaldırmalı, polisin vahşiliğine ilişkin bir soruşturma açmalı; doktorlar, avukatlar ve gazeteciler serbest bırakılmalı”, “protestocular şiddetten vazgeçmeli.” DUFF: ANKARA Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, gerilim ve şiddetin tırmandırılmasına ulusal düzeyde şu ana kadar çözüm bulunamaması nedeniyle Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne Türkiye özelinde inceleme çağrısında bulunduklarını vurgulayarak “Avrupa Konseyi’nde üyeliği askıya alma veya çıkarma noktasına kadar gelebilecek yaptırımların uygulanması gündeme gelebilir. Hiçbir siyasi iktidar bunu göze alamaz. Çünkü bu her manada çağdaş dünyadan dışlanmak anlamına gelir” uyarısında bulundu. Gezi Parkı’yla başlayan, adım adım ülkeye yayılan gerilim ve şiddetin, siyasi iktidarın söylemleriyle artması üzerine TBB olağanüstü toplanmış, ardından da Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne işlem yapması için başvuruda bulunulması benimsenmişti. Feyzioğlu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 52. maddesine göre, Avrupa Konseyi genel sekreterinin ilgili devletten ayrıntılı bilgi isteme hakkına sahip olduğunu belirterek şu değenlendirmeyi yaptı: “Her âkit tarafın sözleşmede ‘CUMHURBAŞKANI GÜL GÖREVİNİ YAPAMADI’ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü göreve çağırdıklarını ancak anayasal görevi olan müdahaleyi etkin şekilde yapamadığını kaydeden Feyzioğlu şöyle konuştu: “Olayı sadece Gezi Parkı’na ilk gün yapılan müdahaledeki aşırılıklara indirgedi. Oysa toplumsal hareket Gezi Parkı’ndaki ilk gün olaylarının dışına çıktı. Hayat alanına müdahale edilmesini istemeyen, geleceğinden ve özgürlüklerinden endişe duyan büyük kitlenin üzerine hiçbir demokraside görülmeyecek şekilde polis tarafından şiddet uygulandı. Bu şiddet daha büyük kitleleleri meydanlara indirdi. Buna rağmen gösterilerin hızı kesilmiş, bitmeye yüz tutmuşken siyasi iktidarın meydanlarda topladığı kalabalıklara bir zafer hissi tattırmak uğruna Taksim’e acımasızca girmesi olayları bir kez daha tetikledi. İnsanları otellerin içinde gazlaması sonucunda yine tüm Türkiye’ye yayıldı.” ki bireylere tanınan hak ve özgürlüklere saygı göstermesi, onları koruması, geliştirmesi gerekiyor. Genel sekreter de bir âkit tarafın bu yükümlülüklere uyup uymadığı konusunda Bakanlar Komitesi’ni bilgilendirmekle yükümlü. İşte biz genel sekreterden Türkiye özelinde bu incelemeyi yapmasını talep ediyoruz.” Bakanlar Komitesi’nin Türkiye’yi incelemeye alabileceğini aktaran Feyzioğlu, bu nun sonucundaki olasılıkları şöyle açıkladı: “Sözleşmenin ihlal edildiğini tespit ederse Avrupa Konseyi’nde üyeliği askıya alma veya üyelikten çıkarma noktasına kadar yaptırımların uygulanması gündeme gelebilir. Türkiye’de hiçbir siyasi iktidar bunu göze alamaz. Bu çünkü her manada çağdaş dünyadan dışlanmak anlamına gelir. Ekonomik anlamda da, siyasi anlamda da mutlaka ciddiye alınması gereken bir süreç baş lar. Milyonların sokağa döküldüğü, halkın bir kesiminin diğer kesimine karşı mitinglerde kışkırtıldığı, polisin emir ve talimatla halkın bir kesimini düşman olarak görüp öyle muamele etmeye başladığı Türkiye’de hukuk devletini demokrasinin AİHS’de güvencesini bulan temel hakların korunması ve yeniden tesisi adına bizim de içinde bulunduğumuz Avrupa Konseyi’nin fren mekanizmalarını çalıştırması gerekir.” Tüm girişimlerine karşın ulusal düzeyde şu ana kadar çözüm bulunamaması nedeniyle konuyu uluslararası boyuta taşıdıklarını vurgulayan TBB Başkanı Feyzioğlu şunları söyledi: “Bu gidişin sonu iyi değil. Türkiye’de bir an önce hukukun üstünlüğüne dayalı bir düzenin tesis edilmesi lazım. Siyasi iktidarın meşruiyetini yitirmemesi için fren mekanizmalarının çalışması zorunlu. Bu şiddeti tırmandırırken bir planları, stratejileri var mı bilmiyorum. Ama toplumsal olayları tırmandırmak mümkün olsa da bir kez kontrolden çıktı mı yönlendirmek veya dizginlemek mümkün olmaz. Siyasi iktidar hepimizi felakete sürükleyebilecek bir yolda hızla ilerliyor.” Tüm Türkiye’yİ temsil ediyoruz Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Gezi Parkı protestoları ile ilgili olarak Guardian gazetesine yazdığı yazıda “Biz tüm Türkiye’yi temsil ediyoruz” dedi. AKP’nin Türkiye’de “birinci sınıf bir demokrasi” oluşturduğunu iddia eden Davutoğlu, “barışçıl gösterilere izin verilmesinin de başarısını yansıttığını” ifade etti. Davutoğlu, Gezi protestolarının barışçıl çevreci bir hareket olarak başladığını ancak daha sonra şiddet ve aşırılık yanlısı grupların bu hareketin taleplerini gasp ettiğini savundu. Çiçek’ten, AP Başkanı’na telefon ANKARA (AA) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ile telefonda görüştü. Çiçek’in görüşmede, 13 Haziran 2013 tarihinde kabul edilen “Türkiye’deki durum başlıklı kararın adil ve gerçekçi olmadığını, Türkiye tarafından da kabul edilmediğini” bir kez daha söylediği öğrenildi. Görüşme sırasında konunun bütün yönleriyle tekrar değerlendirildiği kaydedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle